Erzurum Hınıs

Erzurum Hınıs

Erzurum Hınıs, Erzurum arası uzaklık 148 km. dir. Hınıs, Muş arasındaki uzaklık 110 km. Hınıs, Varto arası uzaklık: 44 km. Hınıs, Köprüköy arası uzaklık: 91 km. Hınıs, Horasan arası uzaklık: 115 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, tarihi süreç içinde, çeşitli medeniyetler arasında sürekli el değiştirerek sınır karakolu görevi görmüştür.

İlk yerleşim yeri, Hınıs çayı vadisi ile Hınıs kalesi arasındaki Dere mahallesidir. Bu Hınıs vadisinde: 1734 yılında Muş Beylerinden Alaeddin Bey tarafından yaptırılmış Hınıs Ulu Cami, Hınıs kalesi ve kalıntıları ile eski mesken yıkıntıları bulunmaktadır.

Yörenin ismi, 1910 yılı öncesinde Safevi döneminden önce yaşamış bir kavime ait yazıta göre “Kıns” dır. Daha sonra Hınıs olmuştur. Kelime anlamı “Kale” demektir.

1877-1878 Osmanlı Rus savaş sırasında, 2 Kasım 1877 tarihinde Hınıs Ruslar ve onları destekleyen Ermeniler tarafından işgal edilir.

1’nci Dünya Savaşı sırasında ise, Rus ordusuna gönüllü olarak destek olan Ermeni İntikam Taburu tarafından, yöre, 15 Ocak 1916 tarihinde yeniden işgal edilmiştir. İsme bakın “İNTİKAM TABURU” zaten ismi bile bunların bu yörede yaptıkları katliam ve vahşetin başlıca belgesidir, ama ne yazık ki, bu vahşet gündeme gelmiyor. Evet devam edelim. Yüzyıllarca hoşgörü altında bölgede yaşayan Ermeniler, bu işgalle birlikte, bölgedeki Müslüman halka büyük işkence yapmış ve büyük bir soykırım yaşanmıştır. Bütün bunlar sonrasında Ermeni tehciri kararının çıkmasına sebep olmuştur.

14 Mart 1918 tarihinde Hınıs Ermenilerden kurtarılmıştır. Bu tarih yani 14 MART tarihi her yıl Hınıs’ın Ermeni mezaliminden kurtuluşu olarak coşku ile kutlanmaktadır.

Osmanlı döneminde il statüsündeki Hınıs, Şeyh Said isyanından sonra ilçe statüsüne dönüştürülmüştür.

Hınıs’ın tarihinden söz ederken, depremlerden de söz etmek gerekir. 1949 ve 1966 yıllarında bölgede iki büyük deprem yaşanmıştır. Bu depremlerde çok sayıda insan ölmüş, yine birçok insan yaralanmış ve hasar olmuştur. Depremler, Hınıs’ta neredeyse bütün yapıları etkilemiştir. 1966 yılındaki depremden sonra Dere Mahallesi ve Bahçe Mahallelerinde bulunan Hınıs merkezi, Yukarıkayaşı ve Yenikent Mahallelerine taşınmıştır.

Erzurum Hınıs

GENEL

Yerleşim yeri, engebeli ve çevresi dağlarla kaplı bir ova üzerine kurulmuştur. Bölgenin çevresi yüksek dağlarla çevrilidir. Ortalama rakım 1650 metredir. Tarım alanları azdır. Arazi genellikle çıplaktır. Yörenin doğal kaynak suları meşhurdur. Yöredeki insanların ekonomik etkinlikleri genellikle tarım ve hayvancılıktır. Bölgede çok sert kara iklimi görülür. Evet, buranın en büyük özelliklerinden birisi de deprem kuşağında olmasıdır. Bölgede üç büyük deprem meydana gelmiştir. (1949, 1966, 1992)

Erzurum Hınıs Şeker Fasulyesi

HINIS ŞEKER FASULYESİ

Buralara yolunuz düşerse “Hınıs Şeker Fasulyesi” denemelisiniz. Eylül sonu ile Ekim ayı başında hasat edilir. Pişirme süresi oldukça kısadır. Lezzet ve aroması, yöreye hastır. Gaz oranı sıfır denecek kadar azdır. Mide şişkinliği yapmaz, bence mutlaka deneyin.

Erzurum Hınıs Meslek Yüksek Okulu

HINIS MESLEK YÜKSEK OKULU

Erzurum Atatürk Üniversitesine bağlıdır. Okulda Çocuk gelişimi programı, Gıda kalite kontrol ve analizi, Laboratuvar Veterinek sağlık, muhasebe ve vergi uygulamaları, sağlık kurumları işletmeciliği, su ürünleri bölümleri bulunur. Ayrıca 2016 yılında, 50 yataklı kız öğrenci yurdu açılmıştır.

HINIS GENÇLİK MERKEZİ

2018 yılında açılmıştır. Yenikent Mahallesi Cumhuriyet Caddesindedir.  Merkez içinde: Yaşar Kemal Kütüphanesi, İdil Biret Müzik Atölyesi, Şeker Ahmet Paşa Resim Atölyesi, bilişim-yazılım ve robot atölyesi, yabancı dil eğitim sınıfı, Muhsin Ertuğrul Tiyatro Atölyesi, çok amaçlı konferans salonu bulunmaktadır.

Erzurum Hınıs

GEZİLECEK YERLER

Erzurum Hınıs Kanyonları

HINIS KANYONLARI

İlçe merkezine bağlı Bahçe Mahallesi ve Kayabaşı Mahalleleri arasında bulunan ve Bahçe Mahallesi ile Sarılı Mahallelerini, ilçe merkezinden ayıran bir kanyondur.

Kanyonların bulunduğu Kilisederesi Mahallesinin ismi, burada daha önce bulunan iki tane kiliseden gelir. Buranın günümüzdeki ismi “Köprübaşı Mahallesi” dir. Çünkü buradaki kiliseler yıkılmıştır, sadece bir tanesinin kalıntıları vardır.

Erzurum Hınıs Kanyonları

Tekne tipi kanyon özelliğindedir. Dünyanın bozulmamış ve bakir kalan kanyonlarından biridir. Bu kanyonlar, akarsuların ve rüzgarların aşındırmasıyla oluşmuş, doğa harikasıdır. Kanyon 7 km uzunluğundadır. Kanyonun içinden geçen Hınıs çayı, suyu yüksek olduğu dönemlerde rafting, dağcılık ve kanyon tutkunları için olumlu şartlar sunar. Hınıs çayı etrafında, birçok kuş türü barınıyor. Kanyonda: Ermenilerden kalma bir kilise ve Ulu Cami bulunmaktadır. Bir yanında Hınıs kalesi bulunur.

Erzurum Hınıs Ulu Camii

HINIS ULU CAMİİ

Hınıs Ulu Camii, Eski Hınıs mevkiinde, Dere Mahallesinde, bir derenin batı kıyısındadır.

Kitabesi yoktur. Kitabe yeri boş bırakılmıştır. Muş Beylerinden Alaaddin Bey tarafından 1734 yılında yaptırılmıştır. Cami kare planlıdır ve tamamen kesme taştan yapılmıştır.  Ölçüleri 11.70 x 11 metredir. Yapının son cemaat yeri yoktur. Harim küçük bir kubbeyle örtülüdür. Çok kubbeli ulu camiler plan düzeninde ele alınmıştır. Merkezde bulunan ve dört sütun üzerine oturan kubbe, dışarıya pramidal külahlı sekizgen kasnak formunda yansıtılmıştır. Beden duvarlarının ve örtülerin inşa malzemesi andezit tüf taşıdır.

Doğu cephesinin alt hizasında, beden duvarı içerisine açılmış dikdörtgen formlu ve yuvarlak kemer alınlıklı üç pencere bulunur. Güney cephe, üst hizada küçük ölçülerde açılmış iki adet pencere açıklığı ile dikkati çeker. Pencere açıklığına yer verilmemiş olan batı cephe, sağır duvar görünümündedir.

Giriş kapısı taç kapı formunda düzenlenmiştir. İki kademeli sivri kemerin çevrelediği dikdörtgen biçimindedir. Kemer alınlığında yer alan kitabeliğin içi boş bırakılmış olup kırmızı boyalıdır. Giriş kapısının sağında ve solunda, yuvarlak kemer alınlıklı ve dikdörtgen forumlu birer pencere bulunur.

Minare: Caminin kuzeybatı köşesindedir ve silindirik gövdelidir. Minarenin gövdesinin ortasında yer alan ve celi sülüs hatla yazılmış olan kitabede “ Yakup Şevket ismi ve sene 72…” yazısı okunabilmektedir. Bu kitabeden yapının ustasının Yakup Şevket olduğu düşünülür.

Minare şerefesinin alt kısmında, minare gövdesi üzerinde bulunan, kazıma tekniğiyle işlenmiş bir kitabe dikkat çeker.

Erzurum Hınıs Ulu Camii

Eski Hınıs’ın yeni yerine taşınmasından sonra cami terk edilmiş ve bakımsız kalmıştır. 1970 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.

Son bir not: Ne kadar doğru bilemem, bunun doğruluğunu teyit etmek resmi makamlara kalmış bir bilgi: Bitlis Güroymak ilçesinde tesadüfen bulunan Mirza Paşa oğlu Abdurrahman Paşa’ya ait bir mezar taşı üzerinde yer alan bilgiler irdelendiğinde, Hınıs Ulu Camisini yaptıranla ilgili farklı bilgiler açığa çıkmıştır.

Aslında bu caminin Osmanlı merkezi hükümeti tarafından atanan Murat Paşa oğlu Mirza Paşa tarafından yaptırıldığı tespit edilmiştir. Yapım tarihi olarak: tam olarak bilinmese de muhtemelen 1804-1808 yılları arasındadır. Çünkü Mirza Paşa, 1804 yılında atanmıştır. 1808 yılında ise cami için imam talebinde bulunulmuştur.

Ayrıca bu belgelerde, Alaaddin Bey’in 1734 yılında Muş Beylerbeyi olmadığı anlaşılmıştır. Hınıs, 1800’lü yılların başında Muş Beyleri tarafından idare ediliyormuş. Ayrıca bu caminin mescit olarak yapıldığı, cemaatin Cuma namazında, ramazan ve kurban bayramlarında namaz kılacak yer bulamaması nedeniyle mescidin camiye çevrildiği anlaşılmıştır.

 

HINIS KALESİ

Hınıs deresinin batısında, tarihi Hınıs Şehrinin asıl kurulduğu alana hakim bir yerdedir.

Yüksek ve dağlık bir tepede inşa edilmiştir.

Kitabesi yoktur. Bu yüzden kalenin ilk kuruluş evresi konusunda kesin bir bilgi ya da belgeler yoktur. Ancak Evliya Çelebinin yazıları esas alındığında: kalenin Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın amcası tarafından yaptırıldığı anlaşılır. Ayrıca, bölgenin hakimiyetinin Osmanlılara geçmesiyle, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni dönemlerinde kalenin tahkim edildiği yazılıdır. Evliya Çelebi, ayrıca kalede: 7 cami, 1 han ve 1 hamam bulunduğunu ifade etmiştir.

Merkezde bulunmasına rağmen, Hınıs kalesi harap bir durumdadır. Bir iç ve dış kaleden oluştuğu anlaşılmaktadır. Günümüze iç kalenin son onarımlarla ayakta durmaya çalışan güney doğu duvarı ile vadinin kuzey ve güney kayalıkları üzerindeki dış kale sur kalıntıları gelebilmiştir. İç kalenin diğer duvarları tamamen yıkılmış ve yöredeki insanlar tarafından ev yapımında devşirme malzeme olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla iç kalenin bulunduğu bölge, ev ve ahırlarla doldurulmuştur. Ayakta kalan sur duvarı, iç kalenin köşelerden yarım daire kesitli takviye kuleleriyle desteklenen düzgün kesme taş duvarlara sahip olduğu hissini verir. Dış kale surlarının batı, doğu ve kuzeyden kaleyi kuşattığı, doğal kayalıklar üzerindeki duvar kalıntılarından anlaşılır.

Hınıs Ulu Camii ve yanındaki medrese kalıntısı ise, çevredeki eski yerleşim izleri de bu dış surlarla kuşatılmıştır. Dış kale surları içindeki bu kalıntıların bulunduğu yer, Eski Hınıs diye bilinir. Kale, günümüzde harap haldedir.

 

HINIS KİLİSESİ

“Kilise deresi” adlı mevkide bulunmaktadır.

Kilise plan düzeni ve duvar tekniği bakımından 11 ile 12’nci yüzyılda yaptırılmış olmalıdır. Haç planlı olarak yapıldığı bilinen kilise, bugün tamamen yıkılmıştır.

19’ncu yüzyıl başlarında bu mevkide, Aziz Astvatsatsin kilisesine bağlı bir Ermeni Katolik okulu bulunuyordu. Burada 100 öğrenci ve 4 öğretmenle eğitim veriliyordu. Çağın şartlarına göre üniversite seviyesinde bir okuldu. Okulun binası “United Company” tarafından taş malzeme ile inşa ettirilmişti. Ermeni tehcirlerinden sonra bina atıl kalmış ve günümüzde yıkık durumdadır.

 

KOLHİSAR CAMİ VE MEDRESESİ

İlçe merkezine bağlı Kolhisar Köyündedir.

19’ncu yüzyılda Şeyh Mahmut El Feyzi tarafından inşa edilmiştir.  20’nci yüzyılın başlarında oğlu Şeyh Said tarafından genişletilmiştir. Medrese 3 kez yıkılmıştır. Şu anki hali 1966 yılındaki depremden sonra yaptırılmıştır. Ancak medresenin içindeki iki mihrap, yüzyıllıktır.

 

GÜLLÜÇİMEN (PEYİK) KAYA KİLİSESİ

İlçe merkezinin yaklaşık 4 km batısında bulunan Güllüçimen köyünün 300-400 metre güneybatısındadır.   

Yörenin Bizans hakimiyetinde olduğu sırada yapıldığı tahmin edilen kayaya oyma şapelin, işleniş tarzı, Ihlara vadisindeki Kaya kiliseleri akla getirir. Doğu-Batı doğrultusunda oyulmuş, batıda bir giriş, doğuda da yarım yuvarlak apsisten oluşan tek nefli şapelin, batıdaki girişi yıkılmış durumdadır.

 

GARMURAK

İlçe merkezine bağlı Bahçe mahallesinde, Tencere deresinin üstündedir. İlçe merkezine yaklaşık 4-5 km uzaklıktadır.

Hınıs’ın merkezi Dere Mahallesi iken, burada zengin Ermenilerin yayla evleri bulunuyormuş. Zengin Ermeniler, yazın sıcak günlerinde Garmurak’a gelerek, tam iki derenin kesiştiği yerin üst tarafında kalırlarmış. Burada günümüzde eskiden kalma harabeler, kalıntılar bulunmaktadır. Harabeler dışında, kayaların oyulması sonucu meydana getirilmiş, birkaç tane erzak ve su deposu bulunur. Bunların dışında yöreye ait en önemli olay: burada bir tapınak varmış. Bu tapınak, dikili bir kaya şeklindeymiş. Ermenilerce kutsal sayılıyormuş. Günümüzde bu dikili kayadan hiçbir kalıntı yoktur. Çünkü Ermeniler, Hınıs’ı terk ettiklerinde bu dikili kaya, Bahçe Mahallesinde oturanlar tarafından günlerce kazma ve baltalarla kırılıp dereye atılmıştır.

Günümüzde mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda define arayıcıları tarafından delik deşik edilmiş durumdadır.

 

HAZAL HATUN TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Yeşilova köyünde Cevizlidere Mahallindedir.

Seyyid Ömer Halil’in Erence köyü yakınlarında şehit düştüğünü işiten kardeşi Hazal Hatun: Erence tepesine doğru koşarken, tepeden aşağıya düşer, saç telleri kuvvetli rüzgarın etkisiyle dereye doğru sürüklenmiş ve saç tellerinin tutunup kaldıkları yerlerde ceviz ağaçları bitmiştir. 200 kadar ceviz ağacı ve türbelerin bulunduğu yer ziyaretgahtır. Ağaçlar kutsal kabul edildiğinden, burada yetişen cevizler yenmez ve saklanır. Ağaçların kuruyan dalları ve yapraklarına, felaket getirir anlayışı ile dokunulmaz, bunlar yakılmaz. Türbenin içinde, iki kabir vardır ve boyu dört metredir. Kendisi İslam ordularına katılarak kardeşleriyle birlikte bölgeye gelmiştir.

 

GÜRÇAYIR KÖYÜ ESKİ BİR KONAK KALINTISI

İlçe merkezinin yaklaşık 10 km doğusundaki Gürçayır köyünde, 19’ncu yüzyıldan kalma, eski bir konak vardır.

Son yıllardaki onarım ve değişikliklerle orijinalliğinden uzaklaşan konak, yöre halkına göre, köyde yaşayan Ermeni asıllı bir ağa tarafından yaptırılmıştır. Konaktan günümüze sadece bitkisel motiflerle ve kuş figürleriyle süslü ocak taşı bulunan oda ve kırlangıç kubbe örtülü tandır evi orijinal olarak gelebilmiştir. Bu köyde bulunduğu söylenen, kilise mevkiinde yer alması gereken kilisenin yakın tarihlere kadar, ayakta olduğu, ancak sonradan yıkılarak taşlarının köydeki evlerin inşaatı için kullanıldığı, oturduğu alanın ise tarla olarak değerlendirildiği ifade edilmektedir. Bu tarlaya hala “Kilise” denmektedir.

Erzurum Hınıs Seyyid Ömer Halil Türbesi

SEYYİD ÖMER HALİL TÜRBESİ

İlçe merkezine 20 km doğusunda Erence köyündedir.

Aslında birbirine 6 metre uzaklıktaki iki ayrı mezar, yöre halkı tarafından ashaptan olan kişilere ait olduğu düşüncesiyle kutsal sayılmış ve buraya dikdörtgen planlı, düzgün kesme taşlardan örülmüş bir türbe inşa edilmiştir.

2,60 x 7,60 metre ölçülerinde 60 cm duvar kalınlığına sahip, günümüzde üst örtüsü tamamen yıkılan ve duvarları da harap vaziyette olan türbenin, son yıllarda duvarlarının yenilendiği anlaşılır. Türbe, Sarıkamış eski mezarlıkta bulunan 18’nci yüzyıldan kalma, dikdörtgen planlı içten beşik tonoz, dıştan semerdam örtülü türbeyle benzerlik gösterir. Mimari değer taşımayan yapının içerisindeki mezar taşları da orijinal özelliklerini yitirmiştir. Evet, türbede mefdun Seyit Ömer Halil, Peygamberimizin sakası yani su taşıyıcısıdır. 615 yılında, İslam ordularıyla birlikte Erzurum’da meftun bulunan Abdurrahman Gazi ile birlikte yöreye gelmiş ve burada şehit olmuştur.

 

KALECİK KALESİ

İlçe merkezine 20 km uzaklıktaki, eski bir yerleşim yeri olan Kalecik köyündedir.

Kale, iki vadinin sınırladığı yüksek bir tepededir. Define avcılarının temellerine kadar kazdığı kaleden, günümüze duvar temellerine ait çevreye saçılmış durumda büyük blok taşlar gelebilmiştir. Mevcut kalıntılara bakarak kalenin tarihi ve kim tarafından yapıldığı belli olmamaktadır. Ancak Hınıs çevresi, Urartu Krallığı döneminde, batı yolu olan ve Erciş’ten başlayıp Muş-Bingöl üzerinden Malatya’ya uzanan yol güzergahı üzerindeydi.

 

KAZANCI (KURT) KALESİ

İlçe merkezinin 22 km kuzeybatısında Kazancı Mahallesinin yaklaşık 1 km uzağındadır.

Kale, 2650 metre rakımlı tepededir. Doğu Anadolu’nun en yüksek kalelerinden biridir. Kalenin bulunduğu tepe kısmen düzleştirilmiş ve kısmen de doğal yapısına uygun olarak inşa edilmiştir. Sur duvarlarının 2 metreye varan kısmı, günümüze sağlam olarak ulaşmıştır. Sur duvarları ve iç mekan yapılan taşlar: harçsız ve kuru duvar tekniğiyle yapılmıştır. Kale yapısal özelliği ile bölgedeki Tunç Çağı kalelerine benzer özellikler gösterir. Yani Tunç çağına tarihlenir, ama ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmez. 1990 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Erzurum Hınıs Hamurpet (Akdoğan) Gölü

HAMURPET (AKDOĞAN) GÖLÜ

İlçenin doğusunda, ilçe merkezine 34 km uzaklıktadır. Aslen Muş Varto ilçesine bağlı olsa da buradan da gidilebilmektedir.

2200 metre rakımda, birbirine bağlantısı olan 2 gölden (Büyük Akdoğan ve Küçük Akdoğan gölleri) oluşmaktadır.

Büyük Akdoğan gölü, Karaçoban ilçesinin güneybatısında bulunan Göztepe ve Akdoğan Dağlarının batı yamacındadır. Deniz seviyesinden 2153 metre yüksekte olan gölün derinliği 21 metredir. Gölün her tarafı dik kayalar ile çevrilidir. Derinliği Küçük Akdoğan gölünden daha az olduğu için rengi yeşildir. Küçük Akdoğan gölü, Büyük Akdoğan gölünün güneyindedir. Derinliği nedeniyle gölün rengi mavidir. Dibinden Büyük Akdoğan gölüne doğru akıntısı vardır. Her iki gölün de suyu tatlıdır. Alan fauna bakımından ziyade, doğal yapısı ve tabii güzellikleriyle ön plana çıkmaktadır. Sulak alan bir çukur içerisinde olduğundan, kıyı kesimi düzlükten oluşmaz. Kıyıdan itibaren yükselti başlar. Düzlük kıyılarda az miktarda sazlıklar gelişmiştir. Göl çevresinde meşe ve ardıç ağaçları göle kadar inmektedir.

Gölde bol miktarda aynalı sazan balığı, ördek, kaz, turna ve kunduz bulunur.

Erzurum ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.