Diyarbakır Hani

Diyarbakır Hani

Diyarbakır Hani, Diyarbakır arası uzaklık: 64 km. Hani, Dicle arası uzaklık: 32 km. Hani, Lice arası uzaklık: 26 km.

TARİHİ

Eski ismi “Heni” dir. Zazaların eski yerleşim yeri olan Hani, Zazaca’da Çeşme anlamına gelir. İnanç bakımından da Zerdüştlük, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyetin izleri görülür. Kuruluş tarihi çok eski olan Hani ilçesiyle ilgili ilk bilgiler MÖ 8’nci yüzyılda başlar. Urartu devleti ve Asurlular arasında önemli çatışmalara sahne olduğu bilinmektedir. Daha sonra Nirbi’lerin yerleşim merkezi olan Hani’nin tarihçesi Diyarbakır’ın tarihçesiyle benzerdir. Hani, 1875 yılında Palu’ya bağlı bir bucak iken, daha sonra Lice’ye bağlanmıştır. Hani’de belediye 1878 yılında kurulmuştur.

Diyarbakır Hani

 

GENEL

Dağlık bir yerleşim yeridir. Denizden yükseklik 1200 metredir. Diyarbakır ilçeleri arasında, Silvan’dan sonra nüfus yoğunluğu en fazla olan ilçedir. İlçe merkezi, Dicle nehrine 18 km uzaklıktadır. Yörede karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve az yağışlı geçer. Yaz aylarında yağış yoktur, çöl iklimini andıran günler yaşanır. Gündüz sıcaklığı gölgede 40-45 dereceye kadar çıkar. Pamuk, tütün ve sebze üretimi yaygındır. Hani, 1’nci derece deprem bölgesindedir. İlçe: Muş-Van bölgesinde meydana gelen depremlerden etkilenmiş, zarar görmüştür.

 

GEZİLECEK YERLER

Diyarbakır Hani Hatuniye Medresesi

 

HATUNİYE MEDRESESİ

İlçe merkezinde Ulu caminin güneybatısında, mahalle içindedir.

Yörede oturanlar tarafından “Hatuniye” ve “Zeynep Hatun” medresesi adlarıyla bilinir. Kitabesi yoktur, o yüzden hangi tarihte ve kim tarafından yapıldığı net bilinmez. Sancar Şahin validesi Zeynep Hanım tarafından, 13’ncü yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Selçuklu mimari tarzı görülür. İki yanında kubbeli mekanların bulunduğu, kapalı avlulu medrese planındadır. Medrese dikdörtgen planlı olup, giriş kapısının karşısında yuvarlak kemerli bir eyvan vardır. Avlunun iki tarafı, kalın payeler üzerine oturtulmuş yuvarlak kemerli bir revakla çevrelenmiştir. Bu revakların arkasında medrese hücreleri bulunur. Bu hücrelerin üzeri kubbelerle örtülmüştür. Yöresel beyaz taştan, muntazam taş işçiliği dikkat çeker. Giriş kapısı sivri kemerlidir. Çevresi geometrik ve bitkisel bir bezeme ile çevrelenmiştir. Sivri kemerin köşelerinde üçgen dolgulara yer verilmiştir. Bunların içerisinde kabartma bitkisel motiflerle dekore edilmiştir.

Diyarbakır Hani Hatuniye Medresesi

 

Günümüz

Yapı 1977 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temizlenerek bugünkü haliyle ortaya çıkarılmıştır. Genel olarak yapı günümüze oldukça harap bir durumda gelmiştir. Yapının en iyi durumda olan bölümleri güney ve kuzeyidir. Güney kanatta ana eyvanla iki yanındaki hacimlerin duvar yükseklikleri 2.10 ve 4.62 metre arasındadır. Diğer bölümlerinde ise yaklaşık 1.92 ile 4 metre arasında değişmektedir. Yanının en çok tahrip olmuş bölümü, portalin de bulunduğu doğu kanattır. Doğu cephede, eksenin kuzeyindeki portalin sadece iki yan duvarı, 4.40 metre yüksekliğe kadar ayakta kalarak günümüz ulaşmıştır. Portalin iç ve dış kaplamaları tümüyle dökülmüş, giriş eyvanı da büyük ölçüde tahrip olmuştur. 1940 yılında yapının kesme taşlarından bir kısmı sökülerek ilkokul inşaatında kullanılmıştır. Ayrıca, üst yapı, batı kanattaki iki hacim ve kuzeybatıdaki mekan dışında, büyük ölçüde yıkıktır. Kuzeybatı mekanın tonozunda çatlaklar ve göçükler görülür. Avlu zemini de toprak ve molozla dolmuş, yaklaşık yarım metre yükselmiştir. Medrese, güney cephesiyle iç avlunun güney ve kuzeyinde bulunan hacimler dışında, oldukça harap bir durumdadır.

Diyarbakır Hani Hatuniye Medresesi

Sadece: mihrap duvarı, bunun yanındaki iki kubbeli mekan ve eyvan duvarları günümüze ulaşmıştır. Mihrap nişi, dıştan geometrik geçmeli bir bordür, düz bir silme ve üç sıra mukarnaslı bir şeritle kuşatılmıştır. Kemer başlangıcı üstünde iki ayet şeridi, üstte ortada enine dikdörtgen bir pano ve iki yanında silmeli iki sivri kemer bulunur. Ayrıca mihrap nişinde de örgü motifli taş bezemeler dikkat çeker. Bunları geometrik bezemeler ve mukarnaslar tamamlar. Yani, mükemmel bir taş işçiliği ve hat sanatı görülür.

Diyarbakır Hani Ulu Cami

 

ULU CAMİ

İlçe merkezinde Dereli mahallesinde Ayn-ı Kebir su kaynağının kenarındadır.

Kitabesi yoktur, bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yapıldığı bilinmez. Muhtemelen: 15’nci yüzyılda yapılan bir Selçuklu eseridir. Üzerindeki yazıttan: 1657 ve 1682 yıllarında onarım yapıldığı anlaşılır. Kızıl kilise olarak da bilinir. Caminin batı cephesinde bulunan taç kapıdan, günümüzde avlu olarak kullanılan bir mekana girilir. Ortada iki dikdörtgen paye, yanlarda duvarlara kemer gözü, avluyu ikiye böler. Kuzeydeki bölmenin üstü açıktır. Güney bölmenin üstü ise düz beton bir çatı ile örtülü olup, silindirik sütunlar üzerine oturan üç kemer gözü ile cepheye açılır. Kırık kemerlerin güneye bakan yüzleri, bir dizi silme ile belirgin bir hale getirilmiştir. Avlunun güneybatı köşesinde ilki batı, ikincisi kuzey duvarına yerleştirilmiş kapılar vardır. Bu kapılar cami hariminin iki ayrı bölümüne açılır. Batıdaki kapıda üç adet yıldız şekilli gülbezek ve bir onarım kitabesi vardır. Yapı, dikdörtgen planlıdır ve iki bölümden meydana gelir. Bu yüzden eğimli bir alanda bulunan güney tarafına dükkanlar eklenmiştir. Caminin girişi batı cephededir. İbadet mekanı, üç neflidir. Caminin önünde mermer sütunlar, yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanarak, bir avlu oluşturulmuştur. Avlunun çevresindeki revaklar, içten tonozlu, üsten ise çatı ile örtülmüştür.

Diyarbakır Hani Ulu Cami

Caminin yanında, Diyarbakır yöresine özgü bir minare bulunur. Minare, kesme taştan yapılmıştır, dikdörtgen planlıdır, üzerinde herhangi bir bezeme yoktur. Minarenin bitiminde bir balkon ve bunun üzerinde de şerefe ve yuvarlak petek kısmı vardır. Konik bir külahla da üzeri örtülmüştür. Yakın zaman önce, caminin avlusuna kesme taşlardan yapılmış bir şadırvan eklenmiş ve bahçe düzenlemesi yapılmıştır.

Diyarbakır Hani Ankaris Şifalı Suyu

 

ANKARİS ŞİFALI SUYU

İlçe merkezine 2 km uzaklıkta Veziri mahallesindedir. Cumhuriyet Yatılı İlköğretim Bölge Okulu yanındadır.

Çevresinde herhangi bir tesis yoktur. Kaynağın nereden geldiği bilinmiyor. Ama bu suda yıkanan ve içenlerin, sarılık, karaciğer hastalıklarından kurtulacaklarına inanılıyor. Ayrıca böbrek taşlarının düşürülmesinde etkili olduğu söyleniyor.

Diyarbakır Hani Koki Çayı Mesire Alanı

 

KOKİ ÇAYI MESİRE ALANI

İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır.

Burada kaynayan suda, bol miktarda alabalık bulunur. Hani ilçesinin şebeke suyu buradan sağlanır.

Diyarbakır Hani Aynkebir Havuzu

 

AYNKEBİR HAVUZU

Ulucami ve Hatuniye medresesi arasında bulunan büyük bir havuzdur.

MÖ 2000 yılında Huriler tarafından yapıldığı söylenir. Bu su, Hani dağının eteklerinden çıkar ve 9 kemerli bentler vasıtasıyla ilçeye gelir ve havuzu oluşturur. Havuza: 7 gözden su akar. Akan su ile, ilçenin tüm arazileri sulanmaktadır.

ŞEYH CAFER-İ TAYYAR MESCİDİ

Türbe ilçe merkezinde Zirve mahallesinde Cafer-i Tayyar Sokaktadır.  

Mescid, Cafer-i Tayyar türbesinin yanında inşa edildiği için bu ismi almıştır. Kitabesi yoktur, ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmez. Muhtemelen, Diyarbakır’ın 221’nci Osmanlı valisi olan ve kendi ismiyle anılan camiyi de yaptıran Kurt İsmail Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Mescid: dikdörtgen olup, üzerinde ahşap bir çatı vardır. Mescidin en ilginç yönü: Diyarbakır yöresine özgü, minare tipinin burada da uygulanmış olmasıdır. Kesme taştan, dikdörtgen minare bir balkonla, şerefede son bulur. Bunun üzerine yuvarlak petek kısmı ve külah yerleştirilmiştir. Mescid günümüzde ibadete açıktır.

Gelelim türbeye

Önce Caferi Tayyar kimdir? Cennete uçarak giden sahabi olduğu için kendisine Caferi Tayyar denilmiştir. Peygamberimizin amcazadesi olur. Tayyar onun lakabıdır. Cafer burada şehit düştüğü için, mescide Caferi Tayyar mescidi denir. Mescidin yanında Şeyh Caferi Tayyar türbesi bulunur. Türbede bulunan zatla ilgili iki rivayet söz konusudur. Bunlardan bir tanesi: türbede Cafer-i Tayyar’ın torunu olan bir zatın yattığı şeklindedir. Diğer rivayet ise, Cafer-i Tayyar’ın bir uzvunun bulunduğu şeklindedir. Türbe bazı söylentilere göre, Emevi eseridir. Bir diğer rivayete göre ise, Kurt İsmail Paşa tarafından yaptırılmıştır. Türbe kesme taştan yapılmıştır, dikdörtgen planlıdır ve üstü çatı ile örtülüdür. Türbenin içinde sanduka ve sandukanın başında da 982 tarihli bir sancak bulunur. Mescit ve türbe, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1982 yılında onarılmıştır.

SEYYİD BEDREDDİN TÜRBESİ

İlçe merkezinde Dereli Mahallesindedir.

Türbede Seyyid Bedreddin ile birlikte ikisi kız, biri erkek üç kardeşin medfün olduğu ifade edilir. Türbe: kareye yakın dikdörtgen planlı olup, üzeri içten tonoz, dıştan da çatı ile örtülüdür. Duvarlar kesme taş ile örülmüştür. Giriş kapısı hafif sivri kemerli olup, içerisi küçük bir pencere ile aydınlatılır. Türbenin içinde ve dışında bir bezeme yoktur. Yapı mimari yönden herhangi bir özellik taşımaz. Türbenin bakımı çevre halkı tarafından yapılmaktadır.

Dicle tanıtımı.

Lice tanıtımı.

Diyarbakır tanıtımı.