Cape Town şehrinin banliyöleri: şehir merkezinden yalnızca 15-20 dakika uzaklıktadır. Banliyöler içinde gezinti yaptığınızda: zengin-fakir arasındaki günümüzde de sürmekte olan bölünmüşlüğü hemen anlayabilirsiniz.
Banliyölerin doğusunda: Afrikalı ve Melezlerin “Cape Flats” denilen kasvetli gecekondulardaki çok pis koşullarda süren hayatlarını görebilirsiniz. (Burayı gezmek isterseniz, kesinlikle rehberli turlara katılmanızı ve asla yalnız gitmemenizi öneririm)
Diğer banliyöler ise, genellikle şehirdeki zenginlerin yaşam tarzlarını görmek açısından ilginçtir.
GÜNEY BANLİYÖLERİ
Cape Town şehrinin: güney banliyöleri gayet lükstür.
Masadağı eteklerinden: False körfezine kadar uzanan bu bölgede: alışveriş yerleri, restoranlar, eğlence merkezleri, güvenli mahalleler, mükemmel oteller ve konukevleri bulunur.
Yaz aylarında: burada, değişik mekanlarda akşamları açık hava konserleri düzenlenmektedir. Her ne kadar güney bölümler iklim açısından daha yakıcı olsa da çoğu zaman hafif bir rüzgar esmektedir. Öte yandan: şehrin bu bölgesinde at arabası gezintileri de düzenlenmektedir.
Kirstenbosch National Botanical Garden
Rhodes Drive, Newsland bölgesindedir.
Şehri ziyaret ederseniz, burayı mutlaka görmenizi öneririm. Burada birkaç saat mükemmel zaman geçirebilirsiniz. Giriş ücretlidir. Yeşitkinler için 45R, öğrenciler için 25R ve 6 yaş altı çocuklar ücretsizdir.
Bahçe alanı: 2004 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır ve bu listeye alınan dünya üzerindeki ilk botanik bahçesidir.
Newland banliyösünün güneyindeki burası, dünyanın en ünlü botanik koleksiyonlarına sahip olmasıyla önem kazanmaktadır.
Masa dağının doğu yamaçlarındadır. 528 hektarlık arazinin 36 hektarlık bahçesinde: hayvan ve kuşların yanı sıra çeşitli doğal orman ürünleri bulunmaktadır.
Bahçe: 1913 yılında Profesör Henry Pearson tarafından kurulmuştur ve dünyanın ilk botanik bahçesidir.
Bahçe alanı ise: Cecil Rhodes tarafından ülkeye miras bırakılmıştır. Bu muhteşem bahçelerde, olağanüstü bitki çeşitliliği vardır. Söylenenlere göre, burada 7000 yerli yabani bitki çeşidi bulunduğu belirtiliyor.
Bahçelerde: bir restoran ve kafe ile birlikte tohum, bitki ve kitap satılan bir fidanlık bulunmaktadır.
Kirstenbosch Craft Market
Kirstenbosch garden ana giriş kapısının tam karşısındadır.
Burası bir elişi pazarıdır. Her ayın son Pazar günü kurulur. Pazar günü saat: 09.00-15.00 arasında açıktır.
Satışa sunulan malların kalitesi “Botanik Topluluğu” tarafından denetlenir. Malların el yapımı olması ve ayrıca malları yapan kişinin de pazarda bulunması zorunludur. Tezgahlarda: boncuk ve seramik işi, giyim eşyası, heykeller ve çok güzel ve lezzetli yiyecekler satılmaktadır.
Toplamda burada 180 üretici bulunduğu söyleniyor. Burada bulunan taş kulübede kredi/banka kartı kullanma imkanı sunuluyor. Yani alışveriş için yanınızda nakit para bulunması gerekmiyor.
Buraya yolunuz düşerse özellikle, % 100 pamuklu “kikoy pareo havlu” satın almanızı öneririm. İki yönlü bu havlunun bir tarafı, parlak kikoy’dur.
Constantia
Güney banliyölerinin en önemli bu yeri: Masa dağı ile Constantiaberge dağları arasındaki yamaçlardadır. Şehir merkezine sadece birkaç dakika uzaklıktadır. Cape Town şehrinin gizli kırsal bölgesini burada keşfedebilirsiniz.
False körfezi manzarasının izlenebildiği mekan: Güney Afrika’nın şarap endüstrisinin doğduğu yer olarak bilinir.
1685 yılında; Cape Town valisi Simon Van der Stel: kendisine Hollanda-Doğu Hindistan Kumpanyası tarafından verilen bu bölgeyi kendisine bir çiftlik arazisi olarak seçmiş ve üzerine malikanesini kurmuştur.
Valinin buraya yerleşmesi üzerine, şehrin diğer üst düzey kişileri de kendisini izlemiş ve Constantia denilen bu bölge: şehirdeki zenginlerin yerleştiği ve mükemmel mimari stili ile yapılan yapıların olduğu bir yer haline gelmiştir. Arazinin ismi ise, valinin kızının isminden gelmektedir.
Buradaki ilk üzüm bağları da: vali Stel tarafından 1685 yılında dikilmiştir. 1712 yılında, Valinin ölümünün ardından, arazi üçe bölünüp satılmıştır. İlk bağların dikilmesinin ardından 1709 yılında burada 5630 litre şarap üretilmiş ve özellikle bunlar Avrupa’da ünlü olmuştur.
Valinin köşkünün de bulunduğu alandaki en büyük parça: Groot Canstantia tarafından alınmış ve buraya aktif bir şarap imalathanesi kurulmuştur.
Bu şarap imalathanesi, takip eden süreçte, 1925 yılında yangında zarar görmüş, ancak ardından onarılmıştır.
Günümüzde: modern mahzen turları düzenlenmekte olup, bu turlarda şarap tadımı yapılmaktadır.
Ayrıca: mahzende bir müze bulunmaktadır. Müzede; Anton Anreith tarafından yapılmış: üçgen bir alınlık ilgi çekmektedir. Eski ahırlarda ise şık bir restoran bulunmaktadır.
“Groot Constantıa” şarap tadım turu: 300 yıldır üretimi yapılan şarap tadım turuna katılmak için, kişi başına 30R ücret ödemek gerekir ve her gün saat: 09.00-17.30 arasında bu turlar düzenlenir. Bu tura katılmak için rezervasyon yaptırmak gereklidir.
Simon van der Stel: tarafından 300 yıl önce inşa edilen etkileyici ev: 1790’lardaki haliyle yeniden inşa edilmiştir. Evin içinde 1927 yılında İngiliz Alfred tarafından bağışlanan eski cape mobilyaları bulunmaktadır.
KUZEY BANLİYÖLERİ
Bu bölge “Woodstock”ta başlar. Burası: eskiden Melez işçi sınıfının yaşadığı bir yer olarak biliniyor. Günümüzde ise, buradaki binalar yenileniyor ve şehrin genç profesyonelleri buralara geliyorlar. Yerel kafeler ve barlar: sanatçıların mekanı olmuştur.
Irma Stern Müzesi
Cecil Road, Rosebank adresindedir.
Müze, Pazar günleri hariç, saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücreti olarak yetişkinler 10R, emekli ve öğrenciler 5R ödemek zorundadırlar.
Güney Afrika’nın bu ünlü sanatçısı (1894-1966) bir zamanlar: burada 4 yıl yaşamıştır ve yaşadığı ev: günümüzde müze olarak ziyarete açıktır. Zanzibar kapısı, boyalı ve canlı renklere sahip mobilyaları ile ev: sanatçının yaşam tarzını ve kişiliğini yansıtır.
Stern: Afrika sanatına Avrupa izlenimciliği getirmesiyle tanınır.
1971 yılında kurulan müzede sergilenen koleksiyon: sadece onun eserleri değil, aynı zamanda seyahatlerinde buraya getirdiklerini de içerir. Üst katta: çağdaş Güney Afrika sanatçılar tarafından kullanılan ticari bir galeri vardır.
Rosebank
Kuzey banliyölerinin önemli bir merkezidir.
Burası: 3 ayrı banliyö olanına ayrılmıştır. Yaygın “Rosebank köyü” olarak bilinen orta kısmı, Liesbeek Parkway demiryolu hattının doğu ve Durban Road kuzeyidir.
Line denilen yukarı Rosebank bölümü: büyük ölçüde öğrenci konutlarından oluşmaktadır. Cape Town üniversitesi personeli ve öğrencileri için: bu bölgede otel, apartman blokları ve evler bulunmaktadır. Bu alan akademik ve öğrenci merkezidir. Zaten Rosebank özellikle öğrencilerin ebeveynleri için bir yatırım olarak bilinir.
Baxter tiyatrosu, orta kampus alanında bulunur.
Bölgenin güneyindeki “Rondebosch” denilen yer: Cape Town Üniversitesi ve zarif 19.yüzyıl binalarıyla dikkati çeker.
Güney Afrika Devlet Başkanının konutu da buradadır.
Baxter Theater Complex
Main Road, Rondebosch adresindedir.
Şehrin önemli sanat merkezlerinden biridir. 1977 yılından bu yana: Cape Town Üniversitesi Baxter Tiyatro Merkezi olarak kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.
Burada: prova odaları, ofisler, restoran ve barlar ile etkileyici bir fuaye bulunmaktadır. Yapı: 1976 yılında inşa edilmiştir.
Tiyatro: Rondebosch öğrenci alışveriş merkezine yürüme mesafesindedir.
BATI BANLİYÖLERİ
Bu bölge: kriket ve rugby spor birliklerinin merkezi ve uluslar arası kriket ve rugby maçlarının yapıldığı alan olan Norwich Parkın bulunduğu bölgedir.
Buradaki banliyö “Newlands” olarak isimlendirilir ve biraz önce söylediğim gibi spor meraklıları burayı tercih ederler.
South African Rugby Museum
Portswood House, V&A Waterfront adresinde bulunan, burası dünyanın en geniş rugby müzesidir. Giriş ücretlidir ve yetişkinler için 50R, öğrenciler için 30R ücret ödemek gerekir.
Müzede sergilenen eserler: 1890’lı yıllara kadar gider. Öte yandan, burası, ülkenin ulusal takımı “Spirgbooks”a adanmıştır.
Müze ziyaretçileri Güney Afrika rugby tarihinin açılımını izleyebilirler. 60’dan fazla görsel ve işitsel görüntüler, kupa, formalar, bot ve diğer hatıra nesneler sergilenir. Rugby: bu ülkede 1891 yılından bu yana oynanan popüler bir oyundur. Güney Afrika takımı: 1995 ve 2007 yıllarında, iki kez Rugby Dünya Kupasını kazanmıştır.
Josephine Mill
Newlands bölgesindedir.
Yine Boundary Road üzerinde, çalışan ve Cape Town şehrinin tek su değirmenidir.
Değirmen 1818 yılında inşa edilmiş ve 20.yüzyıl başında terk edilmiştir. Ancak: Cape Town Historical Society çalışmaları sayesinde, restore edilmiş ve bir kez daha işlevini sürdürmeye başlamıştır.
Günümüzde: demir çarkı ile, Josephine Mill: yine taze öğütülmüş un yapmaktadır.
Josephine Değirmen Müzesi alanında: taş öğütme işlemine ait sergi bulunmaktadır. Değirmen dükkanında: üst kalitede yapılmış un, yerel olarak yetiştirilen buğday ve kenevir çuvallar içinde satılan doğal ve organik ürünler satılıyor. Ayrıca: yine dükkanda taze pişmiş ekmek ve ev yapımı reçeller satılıyor.
Buranın çay bahçesinde ise, yaz dönemi boyunca konserler düzenlenmektedir.
Güney Afrika Cape Town Masa Dağı Ulusal Parkı