Güney Afrika Cape Town Banliyöler

Güney Afrika Cape Town Banliyöler

Cape Town şehrinin banliyöleri: şehir merkezinden yalnızca 15-20 dakika uzaklıktadır. Banliyöler içinde gezinti yaptığınızda: zengin-fakir arasındaki günümüzde de sürmekte olan bölünmüşlüğü hemen anlayabilirsiniz.

Banliyölerin doğusunda: Afrikalı ve Melezlerin “Cape Flats” denilen kasvetli gecekondulardaki çok pis koşullarda süren hayatlarını görebilirsiniz. (Burayı gezmek isterseniz, kesinlikle rehberli turlara katılmanızı ve asla yalnız gitmemenizi öneririm)

Diğer banliyöler ise, genellikle şehirdeki zenginlerin yaşam tarzlarını görmek açısından ilginçtir.

 

GÜNEY BANLİYÖLERİ

Cape Town şehrinin: güney banliyöleri gayet lükstür.
Masadağı eteklerinden: False körfezine kadar uzanan bu bölgede: alışveriş yerleri, restoranlar, eğlence merkezleri, güvenli mahalleler, mükemmel oteller ve konukevleri bulunur.

Yaz aylarında: burada, değişik mekanlarda akşamları açık hava konserleri düzenlenmektedir. Her ne kadar güney bölümler iklim açısından daha yakıcı olsa da çoğu zaman hafif bir rüzgar esmektedir. Öte yandan: şehrin bu bölgesinde at arabası gezintileri de düzenlenmektedir.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Kirstenbosch National Botanical Garden

Kirstenbosch National Botanical Garden

Rhodes Drive, Newsland bölgesindedir.
Şehri ziyaret ederseniz, burayı mutlaka görmenizi öneririm. Burada birkaç saat mükemmel zaman geçirebilirsiniz. Giriş ücretlidir. Yeşitkinler için 45R, öğrenciler için 25R ve 6 yaş altı çocuklar ücretsizdir.

Bahçe alanı: 2004 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır ve bu listeye alınan dünya üzerindeki ilk botanik bahçesidir.
Newland banliyösünün güneyindeki burası, dünyanın en ünlü botanik koleksiyonlarına sahip olmasıyla önem kazanmaktadır.

Masa dağının doğu yamaçlarındadır. 528 hektarlık arazinin 36 hektarlık bahçesinde: hayvan ve kuşların yanı sıra çeşitli doğal orman ürünleri bulunmaktadır.

Bahçe: 1913 yılında Profesör Henry Pearson tarafından kurulmuştur ve dünyanın ilk botanik bahçesidir.

Bahçe alanı ise: Cecil Rhodes tarafından ülkeye miras bırakılmıştır. Bu muhteşem bahçelerde, olağanüstü bitki çeşitliliği vardır. Söylenenlere göre, burada 7000 yerli yabani bitki çeşidi bulunduğu belirtiliyor.

Bahçelerde: bir restoran ve kafe ile birlikte tohum, bitki ve kitap satılan bir fidanlık bulunmaktadır.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Kirstenbosch Craft Market

Kirstenbosch Craft Market

Kirstenbosch garden ana giriş kapısının tam karşısındadır.

Burası bir elişi pazarıdır. Her ayın son Pazar günü kurulur. Pazar günü saat: 09.00-15.00 arasında açıktır.

Satışa sunulan malların kalitesi “Botanik Topluluğu” tarafından denetlenir. Malların el yapımı olması ve ayrıca malları yapan kişinin de pazarda bulunması zorunludur. Tezgahlarda: boncuk ve seramik işi, giyim eşyası, heykeller ve çok güzel ve lezzetli yiyecekler satılmaktadır.

Toplamda burada 180 üretici bulunduğu söyleniyor. Burada bulunan taş kulübede kredi/banka kartı kullanma imkanı sunuluyor. Yani alışveriş için yanınızda nakit para bulunması gerekmiyor.
Buraya yolunuz düşerse özellikle, % 100 pamuklu “kikoy pareo havlu” satın almanızı öneririm. İki yönlü bu havlunun bir tarafı, parlak kikoy’dur.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Constantia
Güney Afrika Cape Town Banliyöler Constantia

 

Constantia

Güney banliyölerinin en önemli bu yeri: Masa dağı ile Constantiaberge dağları arasındaki yamaçlardadır. Şehir merkezine sadece birkaç dakika uzaklıktadır. Cape Town şehrinin gizli kırsal bölgesini burada keşfedebilirsiniz.

False körfezi manzarasının izlenebildiği mekan: Güney Afrika’nın şarap endüstrisinin doğduğu yer olarak bilinir.

1685 yılında; Cape Town valisi Simon Van der Stel: kendisine Hollanda-Doğu Hindistan Kumpanyası tarafından verilen bu bölgeyi kendisine bir çiftlik arazisi olarak seçmiş ve üzerine malikanesini kurmuştur.

Valinin buraya yerleşmesi üzerine, şehrin diğer üst düzey kişileri de kendisini izlemiş ve Constantia denilen bu bölge: şehirdeki zenginlerin yerleştiği ve mükemmel mimari stili ile yapılan yapıların olduğu bir yer haline gelmiştir. Arazinin ismi ise, valinin kızının isminden gelmektedir.

Buradaki ilk üzüm bağları da: vali Stel tarafından 1685 yılında dikilmiştir. 1712 yılında, Valinin ölümünün ardından, arazi üçe bölünüp satılmıştır. İlk bağların dikilmesinin ardından 1709 yılında burada 5630 litre şarap üretilmiş ve özellikle bunlar Avrupa’da ünlü olmuştur.

Valinin köşkünün de bulunduğu alandaki en büyük parça: Groot Canstantia tarafından alınmış ve buraya aktif bir şarap imalathanesi kurulmuştur.

Bu şarap imalathanesi, takip eden süreçte, 1925 yılında yangında zarar görmüş, ancak ardından onarılmıştır.

Günümüzde: modern mahzen turları düzenlenmekte olup, bu turlarda şarap tadımı yapılmaktadır.

Ayrıca: mahzende bir müze bulunmaktadır. Müzede; Anton Anreith tarafından yapılmış: üçgen bir alınlık ilgi çekmektedir. Eski ahırlarda ise şık bir restoran bulunmaktadır.

“Groot Constantıa” şarap tadım turu: 300 yıldır üretimi yapılan şarap tadım turuna katılmak için, kişi başına 30R ücret ödemek gerekir ve her gün saat: 09.00-17.30 arasında bu turlar düzenlenir. Bu tura katılmak için rezervasyon yaptırmak gereklidir.

Simon van der Stel: tarafından 300 yıl önce inşa edilen etkileyici ev: 1790’lardaki haliyle yeniden inşa edilmiştir. Evin içinde 1927 yılında İngiliz Alfred tarafından bağışlanan eski cape mobilyaları bulunmaktadır.

 

KUZEY BANLİYÖLERİ

Bu bölge “Woodstock”ta başlar. Burası: eskiden Melez işçi sınıfının yaşadığı bir yer olarak biliniyor. Günümüzde ise, buradaki binalar yenileniyor ve şehrin genç profesyonelleri buralara geliyorlar. Yerel kafeler ve barlar: sanatçıların mekanı olmuştur.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Irma Stern Müzesi

Irma Stern Müzesi

Cecil Road, Rosebank adresindedir.
Müze, Pazar günleri hariç, saat: 10.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücreti olarak yetişkinler 10R, emekli ve öğrenciler 5R ödemek zorundadırlar.

Güney Afrika’nın bu ünlü sanatçısı (1894-1966) bir zamanlar: burada 4 yıl yaşamıştır ve yaşadığı ev: günümüzde müze olarak ziyarete açıktır. Zanzibar kapısı, boyalı ve canlı renklere sahip mobilyaları ile ev: sanatçının yaşam tarzını ve kişiliğini yansıtır.

Stern: Afrika sanatına Avrupa izlenimciliği getirmesiyle tanınır.

1971 yılında kurulan müzede sergilenen koleksiyon: sadece onun eserleri değil, aynı zamanda seyahatlerinde buraya getirdiklerini de içerir. Üst katta: çağdaş Güney Afrika sanatçılar tarafından kullanılan ticari bir galeri vardır.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Rosebank

Rosebank

Kuzey banliyölerinin önemli bir merkezidir.

Burası: 3 ayrı banliyö olanına ayrılmıştır. Yaygın “Rosebank köyü” olarak bilinen orta kısmı, Liesbeek Parkway demiryolu hattının doğu ve Durban Road kuzeyidir.

Line denilen yukarı Rosebank bölümü: büyük ölçüde öğrenci konutlarından oluşmaktadır. Cape Town üniversitesi personeli ve öğrencileri için: bu bölgede otel, apartman blokları ve evler bulunmaktadır. Bu alan akademik ve öğrenci merkezidir. Zaten Rosebank özellikle öğrencilerin ebeveynleri için bir yatırım olarak bilinir.

Baxter tiyatrosu, orta kampus alanında bulunur.

Bölgenin güneyindeki “Rondebosch” denilen yer: Cape Town Üniversitesi ve zarif 19.yüzyıl binalarıyla dikkati çeker.

Güney Afrika Devlet Başkanının konutu da buradadır.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Baxter Theater Complex

Baxter Theater Complex

Main Road, Rondebosch adresindedir.
Şehrin önemli sanat merkezlerinden biridir. 1977 yılından bu yana: Cape Town Üniversitesi Baxter Tiyatro Merkezi olarak kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.

Burada: prova odaları, ofisler, restoran ve barlar ile etkileyici bir fuaye bulunmaktadır. Yapı: 1976 yılında inşa edilmiştir.

Tiyatro: Rondebosch öğrenci alışveriş merkezine yürüme mesafesindedir.

 

BATI BANLİYÖLERİ

Bu bölge: kriket ve rugby spor birliklerinin merkezi ve uluslar arası kriket ve rugby maçlarının yapıldığı alan olan Norwich Parkın bulunduğu bölgedir.

Buradaki banliyö “Newlands” olarak isimlendirilir ve biraz önce söylediğim gibi spor meraklıları burayı tercih ederler.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler South African Rugby Museum

South African Rugby Museum

Portswood House, V&A Waterfront adresinde bulunan, burası dünyanın en geniş rugby müzesidir. Giriş ücretlidir ve yetişkinler için 50R, öğrenciler için 30R ücret ödemek gerekir.
Müzede sergilenen eserler: 1890’lı yıllara kadar gider. Öte yandan, burası, ülkenin ulusal takımı “Spirgbooks”a adanmıştır.

Müze ziyaretçileri Güney Afrika rugby tarihinin açılımını izleyebilirler. 60’dan fazla görsel ve işitsel görüntüler, kupa, formalar, bot ve diğer hatıra nesneler sergilenir. Rugby: bu ülkede 1891 yılından bu yana oynanan popüler bir oyundur. Güney Afrika takımı: 1995 ve 2007 yıllarında, iki kez Rugby Dünya Kupasını kazanmıştır.

Güney Afrika Cape Town Banliyöler Josephine Mill

Josephine Mill

Newlands bölgesindedir.
Yine Boundary Road üzerinde, çalışan ve Cape Town şehrinin tek su değirmenidir.
Değirmen 1818 yılında inşa edilmiş ve 20.yüzyıl başında terk edilmiştir. Ancak: Cape Town Historical Society çalışmaları sayesinde, restore edilmiş ve bir kez daha işlevini sürdürmeye başlamıştır.

Günümüzde: demir çarkı ile, Josephine Mill: yine taze öğütülmüş un yapmaktadır.

Josephine Değirmen Müzesi alanında: taş öğütme işlemine ait sergi bulunmaktadır. Değirmen dükkanında: üst kalitede yapılmış un, yerel olarak yetiştirilen buğday ve kenevir çuvallar içinde satılan doğal ve organik ürünler satılıyor. Ayrıca: yine dükkanda taze pişmiş ekmek ve ev yapımı reçeller satılıyor.

Buranın çay bahçesinde ise, yaz dönemi boyunca konserler düzenlenmektedir.

Güney Afrika Cape Town Masa Dağı Ulusal Parkı

Güney Afrika Cape Town şehir yakınları

Güney Afrika Cape Town Alışveriş

Japonya Tokyo Chiyoda

Japonya Tokyo Chiyoda

Edo kalesi ile Tokyo körfezi arasındaki bataklık alan: 17’nci yüzyılda, Tokugıva İeyasu’nun emriyle doldurularak kullanıma hazır hale getirilmiştir. Günümüzde, bu alan: şehir merkezi konumundadır. Bu bölgede: Nihombaşı, Marunouçi, Yurakuço ve Ginza semtleri bulunur.

Japonya Tokyo Chiyoda

Nihombaşi-Marunouçi

Tokyo şehrinin en itibarlı ve önemli ticari firmalarının yönetim merkezleri: bu semtlerdedir. Bu yüzden: şehrin en iyi sanat koleksiyonlarının bulunduğu müzeleri, bu semtlerde bulmak mümkündür.

 

Bridgestone Sanat Müzesi

Ginza metro hattında: Çuodori bölgesindeki Kyobaşi-Nihombaşi istasyonları arasındadır. Girişin ücretli olduğu bu müzede: Renoir, Cezanne, Matisse, Rembrandt, Manet, Picasso gibi sanatçıların ve Batı tarzı Japon resminin erken dönem sanatçılarının eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyon sergilenmektedir.
Koleksiyon: Bridgestone Lastik Şirketinin kurucusu İşibaşi Şociro tarafından toplanmış ve eski Mısır, klasik Roma ve Yunan dönemi heykelleriyle pekiştirilerek, bu müze kurulmuştur.

 

Uçurtma Müzesi

Nihombaşi istasyonundan birkaç dakikalık yürüme mesafesindedir. Bu muhteşem müzeyi de görmenizi öneririm, çünkü: Japonlar süslü uçurtmalar yapmayı çok iyi bilirler, hatta ülkede bu bir gelenektir ve müzede özellikle elle boyanmış uçurtmalar ilgi çekmektedir.

 

İdemitsu Sanat Müzesi

Bridgestone Müzesinin hemen karşısındadır.
Müzede: Çin porselenlerinden, klasik fırınlama tarzıyla üretilmiş Japon seramiklerine kadar birçok obje sergilenmektedir. Ayrıca: Zen resim sanatı örnekleri, ahşap baskılar ve Edo döneminde günlük yaşamı tasvir eden resimler de sergilenmektedir. Tüm bunların yanında, dünyanın dört bir tarafından toplanmış tarihi çömlek parçaları da bulunuyor.

İdemitsu sanat müzesinin bir blok doğusunda: Forum yapıları bulunuyor.

Tokyo Uluslar arası Forumu

Burası: 1997 yılında tamamlanmıştır. Raphael Vinoly tarafından tasarlanmıştır. 2 binadan oluşmaktadır ve binaların arasında, bir açık hava galerisi görülür. Evet, aslında burayı niye ziyaret etmek gerekir diye düşünebilirsiniz. Burası, yalnızca bir mimari harika olarak değerlendirilmez. Aynı zamanda: insan odaklı çalışmalara da ev sahipliği yapar.
Doğudaki yapı: 55 metre yüksekliğindeki tavanıyla, bir sergi salonu olarak kullanılır.
Batıdaki yapı: konferans, sergi ve konser salonları olmak üzere, 6 salondan oluşan bir komplekstir. En büyük salon: 5000 seyirci kapasitelidir. Bu binanın zemin katındaki restoranlarda, yöresel lezzetleri tadabilirsiniz.

İki bina arasındaki açık hava galerisinde: hafta içi, öğlen saatlerinde: ziyaretçiler ve çalışanlar için “Tay” yemeklerinden oluşan menüler sunan kamyonetler, yani tekerlekli yemek üniteleri görebilirsiniz. Hatta, bunlarda: Okinava eriştesinden yapılmış paella ve çöp şiş bile bulmak mümkündür.

İdemitsu sanat müzesinin batısındaki bulvardan yürüyerek ilerlerseniz: bir bina ile karşılaşırsınız.

Dai-içi Hayat Sigortası Şirketi Binası

Bu bina: II. Dünya Savaşında bombardımandan etkilenmemiş nadir yapılardandır. Zaten bu yüzden: işgal döneminde, bu bina, müttefik askeri güçleri tarafından karargah binası olarak kullanılmıştır. Bu dönemde, General Mac Arthur’un ofisi, günümüzde halen muhafaza edilmektedir.

Dai-içi binasından güneybatı yönünde yürürseniz, bulvarın karşısında sağda bulunan bir park ile karşılaşacaksınız.

Hibiya Parkı

Burası, 1903 yılında yapılmış olup, Japonya’nın ilk batı tarzı parkı olarak önem kazanmaktadır.

İmperial Hotel’den sonra, sola dönerseniz, bu kez karşınıza bir tiyatro çıkıyor.

Takarazuka Tiyatrosu

Burada sahnelenen “kabuki” tarzı, şarkılı, danslı ve hepsi genç kızlardan oluşan eleştirel tiyatro oyunları: kostümleri ve dekorlarıyla çok ilgi çekicidir.
Evet: bu eleştirel tiyatro, ilk olarak 1903 yılında Osaka şehrinde kurulmuştur. Tokyo şehrinde ise, ilk kez, burada faaliyete geçmiştir.

Yan blokta, Japon Demiryolları hatlarının altında, bir çarşı bulunuyor.

Uluslar arası Alışveriş Çarşısı

Burası: hediyelik eşya satan dükkanlarla doludur.

 

Yurakuço ve Ginza

Yurakuço: kelime anlamı olarak “zevk köşesi” anlamını taşımaktadır. Burası: II. Dünya savaşından sonra, eğlence sunmaya başlamıştır. Yani: bir anlamda, o günlerde, müttefik askerlerine hizmet veren “genelev” olarak bilinmektedir. Tren hattının altında kalan bölümde ise: büyük bir karaborsa pazarı bulunuyordu.
Daha sonra ise: burası, Ginza bölgesindeki ofis çalışanlarının bira içip sohbet ettikleri ucuz restoranlarıyla ünlenmiştir.

Edo döneminde: burada bir gümüş darphanesi (Japonca ismi “ginza”) bulunmaktadır. 1612 yılında, İeyasu tarafından, itibarlı hizmetlilerinden birinin köşkü ile bu gümüş darphanesinin bulunduğu yer arasında bir köprü yaptırılır ve Sukiyabaşi ismi verilir. Bölgenin “ginza” ismi ise, bu gümüş darphanesinden gelmektedir.

1872 yılına gelindiğinde: büyük bir yangın, bölgenin tamamını yakarak yok eder. Daha sonra ise, Meici hükümeti: buranın batı tarzında kaldırımları olan, sokak lambaları, atlı arabaları olan, yatay ve dikey caddeleri bulunan bir yer olarak yeniden düzenlenmesini emrederler. Aynı yıl: Şimbaşi-Yokohama arasındaki, ülkenin ilk demiryolu hattı olan “Ginza” hizmete girer ve böylece, bölge tamamen güzelleşir.

Takip eden dönemde ise, burası bir alışveriş merkezi haline gelir. Özellikle: 1894 yılı yapımı: “Hattori saat kulesi”, son moda “Wako” mağazasının ön cephesini süslemektedir. Bunun hemen yanında ise, Tokyo şehrinin ilk kültür incisi satan dükkanı olan “Mikimoto” mağazası bulunur. Yurakuço istasyonundan sonra ise: en son teknoloji ürünlerinin satıldığı “Sony” galerisini bulabilirsiniz.

Evet: Tokyo şehrini ziyaret ederseniz, elbette buraya da mutlaka gitmenizi öneririm. Çünkü: sonuçta her ne kadar burada alışveriş için hatırı sayılır bir meblağ paranızın bulunması gerekmekte ise de, yine de alışveriş yapmasanız bile, burayı görmek inanın hoşunuza gidecektir. Hatta: özellikle neon ışıklarının dansını izlemek için, akşam saatlerinde buraya gitmenizi öneririm.

Tokugava İeyasu tarafından kurulan yeni başkentte: 1657 yılında büyük bir yangın çıkar ve 2 gün süren yangın sonucunda: şehrin üçte ikisi yanarak kül olur. Daha sonraki süreçte: yeniden inşa çalışmaları sırasında, Edo kalesinin doğusundaki bataklıklarda, ıslah çalışmaları yapılarak, buradan elde edilen büyük arazide köşkler ve tapınaklar için yerler parsellenir. 1853 yılına gelindiğinde ise, bu bölge: Tokyo şehrinin Amerikan ve Avrupalı tarzdaki ilk yerleşim yeri olarak göze görülür ve “Tsukici” ismiyle bilinir.

Tsukici bölgesine ulaşmak için: Hibiya metro hattını kullanmanız gerekir.

 

Tsukiji

Günümüzde: Tsukiji semtinde, birkaç anıt ve abideden başka, 19’ncu yüzyıla yani kurulduğu ilk dönemlere ait herhangi bir şey kalmamıştır. Bu bölgede günümüzde görülebilecek yerler şunlardır:

 

Tsukiji Merkez Toptancı Balık Pazarı

Burada, Pazar günü hariç, her gün sabahın erken saatlerinde “mezat” başlar ve saat 13.00 gibi tüm dükkanlar kapanır. Yani, bu olayı izlemek isterseniz, sabahın erken saatlerinde buraya gitmeniz gerekir.

Tsukiji metro istasyonunun 2 numaralı kapısından dışarıya çıkarsanız, bulvarı geçince solunuzda bir dini yapı göreceksiniz.

 

Tsukiji Honganci Tapınağı

Tapınak binası, Hindu tarzı cephesiyle ilgi çekmektedir.

Evet, bölgede yürümeye devam ediyoruz ve bu kez hedefimiz, büyük bir balık pazarıdır. Şin-Ohaşi-dori boyunca, güneybatı istikametinde yürüyün, ana kavşağı geçin ve daha sonra sola döndüğünüzde, yolun sonunda burayı bulacaksınız.

 

Balık Pazarı

Burası: Asya’nın en büyük balık pazarıdır. Pazarın kurulu bulunduğu alan, toplam 22 hektardır. 1600 civarında toptancının bulunduğu alanda, Tokyo şehrinin balık tüketiminin % 90’lık bölümü karşılanır ve burada 15 bin kişi istihdam edilir. Burada satılan balıklar: ülkenin birçok yerinden, her sabah, soğutuculu kamyonlarla, buraya getirilir.

Balıklar: ruhsatlı toptancılara satılır ve toptancılar satın aldıkları balıkları, el arabalarıyla götürürler. Günlük yaklaşık 2000 ton deniz ürünü, burada taşınmaktadır. Burada, özellikle “ton balığı” pazarlaması büyük oranlarda yapılıyor.

Günde, 120 kez ton balığı açık arttırması yapılıyormuş. Bu ihaleleri görmek isterseniz, sabahın çok erken saatlerinde, yani: 05.50-06.00 gibi, burada bulunmanız gerekiyor. Yoğun günlerde, bu saatte gitseniz bile, ihalelerin yapıldığı alana giremeyebiliyorsunuz.
Buraya giderseniz, yerel “suşi” restoranlarında, mutlaka bir kahvaltı yapın veya öğle yemeği yeyin. Restoranlar, saat: 05.00 den itibaren açıktır.

Şin-Ohaşi-dori’ye doğru geriye yürüyoruz ve sola döndükten sonra, birkaç dakikalık yürüyüşün ardından: bulvar batıya kıvrılıyor ve yüksek bir geçide ulaşıyoruz. Burada, bir saray bahçesi girişi var.

Japonya Tokyo Chiyoda

Hama Rikyu Bahçesi

Bahçeye girdiğinizde, solda kalan yolu takip ederseniz: Sumida nehri boyunca, Asakusa’ya giden teknelerin kalktığı feribot iskelesine ulaşırsınız.
Evet: bahçe, aslında “Tokugava” ailesinin mülküdür ve 1945 yılında halka açık park haline getirilmiştir. Hoş bir park alanı, özellikle: Şiodome kompleksinin yüksek binaları arasındaki yeşillik olarak ilgi çekmektedir.

Balık pazarından çıkınca: Şin-Ohaşi-dori’den sağa dönerseniz: Ginza’ya doğru ilerlediğinizde: bir tiyatro mekanına ulaşacaksınız.

 

Kabuki-za

Burada ilk gözünüze çarpacak olanlar: kırmızı fenerler, pankartlar ve posterlerdir. Burada, ilk “kabuki” tiyatrosu: 1889 tarihinde kurulmuştur. Tiyatro binasının tasarımı ise, 1925 yılında yapılmıştır ve Tokugava dönemi kale mimarisini andırmaktadır. Ancak, bina 1945 yılındaki bombardımanda yıkılmış ve 1951 yılında yeniden yapılmıştır.

Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda

AKİHABARA BÖLGESİ

Buraya “Elektrik Şehri” denilmektedir. Çünkü: Japonya ülkesinde: tüketici elektroniği endüstrisinin odak noktasıdır. Burada: yüzlerce elektronik cihaz satan dükkan bulunur. Ayrıca: yanıp sönen neon ışıkları, video ekranları, gürültülü müzik yayını ve biraz önce de söylediğim gibi, en son teknoloji elektronik cihaz satan yüzlerce dükkan.

Bu dükkanlar: bölgede şaşırtıcı şekilde yerleşmiştir. Bir uçta: JR istasyonu yakınlarında: teknisyen ve kişisel meraklılara hitap eden küçük dükkan ve tezgahlar görülür. Diğer uçta ise: ülke çapında, dış pazarlara yönelik mallarla dolu reyonları bulunan sıralanmış dev mağazalar görülür. Bu mağazalardan: pasaportunuzu gösterdiğinizde “gümrüksüz” alışveriş yapabilirsiniz.

Caddelerin arka sokaklarında ise: animasyon filmleri ve bilgisayar oyunları satan sayısız dükkan bulabilirsiniz. Caddeler demişken: ana cadde, Pazar günleri, saat: 13.00-18.00 arasında trafiğe kapatılıyor. Büyük elektronik parakendeciler: “Chuo Dori” caddesi boyunca dizilidirler. Bu dükkanlarda: kameralar, bilgisayarlar, televizyonlar, cep telefonları, elektronik parçalar, ev aletleri, ikinci el eşyalar ve elektronik cihazlar bulup satın alabilirsiniz.

Ancak: burada satılan elektronik cihazların bir bölümü, yalnızca Japonya’da kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Yani, alışveriş yaptığınızda, özellikle buna dikkat etmenizi öneririm. Ayrıca: kullanım talimatlarının Japonca olması ve sınırlı garanti verilmesi de, alışverişte dikkat etmeniz gereken hususlardır. Yine de, mağazaların bir kısmı, uluslar arası kullanıma uygun modelleri satışa sunarlar.

Hatta: biraz önce de söylediğim gibi, yabancı ziyaretçiler gümrüksüz alışveriş yapabilirler. Gümrüksüz alışverişi bilenler hatırlayacaktır, diğer yerlerde olduğu gibi, burada fatura alıp, havaalanında gümrük polisine göstermek gerekmiyor, alışveriş sırasında “pasaport” unuzu göstererek gümrüksüz alışveriş yapabilirsiniz.

Burada: bulunan birkaç elektronik mağazasından söz etmek istiyorum:

Japonya Tokyo Chiyoda

İshimaru Denki

Akihabara istasyonu yakınındaki, bu üçlü mağaza: haftanın her günü, saat: 10.00-22.00 arasında açıktır. Burada: cep telefonları, bilgisayarlar bulup satın alabilirsiniz. Ayrıca: CD, DVD, oyunlar da bulunuyor.

Japonya Tokyo Chiyoda

Sofmap

Sofmap gurubu: Akihabara bölgesinde, yaklaşık 12 mağaza işletmektedir. Bu mağazalarda: Apple ürünleri, CD ve oyunlar, bilgisayarlar, kameralar, yazılım ürünleri bulup satın alabilirsiniz. Mağazalar: her gün saat 11.00-21.00 arasında açıktır.

Japonya Tokyo Chiyoda

Laox

Ana mağaza ve ilaveten bir mağazası daha bulunuyor. Haftanın her gün, saat: 10.00-20.00 arasında açıktır. Bu mağazalarda, özellikle “dutty-free” ürünleri, müzik aletleri, hobi ve oyun ürünleri satılmaktadır.

Yamada Denki

Haftanın her günü, saat: 10.00-22.00 arasında açık bulunan mağazada: kişisel bilgisayarlar, bilgisayar aksesuarları, ev elektroniği ürünleri bulup satın alabilirsiniz.

Japonya Tokyo Chiyoda

Akky

Haftanın her günü, saat: 09.30-20.00 arasında açık olan mağazada: kameralar, bilgisayarlar, televizyonlar, DVD oynatıcıları, bilgisayar yazılımları bulup satın alabilirsiniz. Buranın en büyük özelliği: yalnızca Japonya için değil, uluslar arası alan için üretilen ürünlerin satılıyor olmasıdır.

 

Radyo Pazarı

Burası: bir mağaza gibi değil, dar sokaklarda, tezgahlar üzerinde satış yapılan bir yer olarak dikkat çekiyor. Özellikle, II. Dünya Savaşından sonra, radyo ve elektronik radyo parçaları satışı konusunda uzmanlaşmış bir karaborsa yeridir. Burada: elektronik parçalar, güvenlik monitörleri, radyo ve bilgisayar parçaları bulup satın almak mümkündür. Ancak, satılan parçalar, genellikle herhangi bir ambalajı olmadan satılıyor, yani dikkat ederek alışveriş yapmalısınız.

Otaku bölgesinde Gezi

Kafeler

Bu bölgede bulunan özel kafeler: tipik Fransız hizmetçisi gibi giyinmiş garsonların hizmet verdiği, temalı restoranlardır. Gıda hizmeti dışında, bu mekanlarda: müşteriyle konuşularak ve oyunlar ile, müşteri meşgul edilir. Hizmetçi yani garson olarak ise: özellikle İngilizce konuşan bayanlar kullanılır.

Japonya Tokyo Chiyoda

Don Quijote

Haftanın her günü, saat: 10.00-17.00 arasında açık olan bu mekan, genellikle indirim mağazası olarak bilinir. Burada: oyuncak, elektronik, son moda ürünler bulup satın alabilirsiniz. Mağazanın 8’nci katındaki tiyatroda ise, günlük gösteriler sunulur.

Japonya Tokyo Chiyoda

Games-Oyuncular

Haftanın her günü saat: 09.00-22.00 arasında açık olan bu mekanda: filmler, video oyunları, CD, kırtasiye, yazılımlar bulup satın alabilirsiniz.

Japonya Tokyo Chiyoda

Mandrake

Haftanın her günü, saat 12.00-20.00 arasında açık bulunan bu mekan, ikinci el eşya konusunda uzmanlaşmıştır ve burada: bebekler, figürler, poster, CD, oyuncaklar satılmaktadır.

Evet; Akihabara bölgesi, her ne kadar alışveriş cenneti olarak bilinse de, burada da birkaç yapı ilgi çekmektedir.

Akihabara istasyonundan: ana bulvar (Çuo-dori) boyunca kuzeye doğru yürüyün ve bir sonraki büyük kavşağa geldiğinizde: Suehiro istasyonuna doğru dönün. Kısa bir yürüyüşten sonra bir dini yapıya çıkan merdivenleri göreceksiniz.

 

Kanda Myocin Tapınağı

Tapınağın ilk yeri: günümüzdeki “Otemaçi” finans bölgesidir. Ancak: 1616 yılında, bugünkü yerine taşınmıştır. Taşınan bu orijinal ahşap yapı: 1923 yılındaki büyük depremde yıkılır ve yerine, günümüzde görülen beton bina inşa edilir.

Evet, bu tapınak: 3 tanrıya adanmıştır. Bunlardan: Okuninuşi no Mikoto ve Sukunahikona no Mikoto: Japon yaradılış efsanesinde geçen iki tanrıdır.
Diğer tanrı “Taira no Masakado” ise: 940 yılında “vatana ihanet” suçlamasıyla idam edilen, ancak daha sonra saygı ve prestij kazandırılmış ve Heian soylusudur. Bu kişi: Kyoto’daki imparatorluk sarayına karşı; sesini yükselten savaşçı sınıfının ilk isyanını başlatan kişi olarak bilinir. Ayrıca: Japonya’nın doğusunda, kendisinin imparator olacağı yeni ve bağımsız bir devlet kurmaya çalışmıştır.

Tapınak alanında göreceğiniz küçük yapılardan bir kısmı: Tokyo şehrinin üç büyük kutlama töreninden birisi olan “Kanda Matsuri” döneminde, caddelerde taşınan “mikoşi” yani “taşınabilir mabetler” dendir.

Tapınağın güneyindeki ana kapısından: tepenin eteklerindeki “torii” kemerine kadar uzanan cadde üzerinde: yöresel lezzetleri tadabileceğiniz dükkanlar bulunuyor. Bunlarda, özellikle: miso (mayalanmış fasulye hamuru) ve zencefille tatlandırılmış pirinç içeceklerini denemenizi öneririm.

Kemerin bulunduğu yerden: bulvarı geçtiğinizde, bu kez karşınıza bir akademi çıkıyor.

 

Yuşima Seido

Burası: 1632 yılında, Ueno bölgesinde kurulmuş ve 1691 yılında ise, buraya taşınmıştır. Bu akademide: Konfiçyus klasikleri öğretilmektedir.
Ayrıca, bu akademi: Tokugava hükümetlerinin yöneticileri ve seçkinleri: burada: itaat etme, hiyerarşinin faziletleri, özdenetim gibi hususlarda eğitim almaları için kurulmuştur. Günümüzde: yapı, tapınak olarak kullanılmaktadır.
Evet: yapı, uzun geçmişinde, altı kez yanıp kül olmasıyla da bilinmektedir. Simsiyah ve karanlık ana salonuna giden geçitte: bir Konfiçyus heykeli görülüyor. Yapı, en son olarak 1954 yılında restore edilmiştir.

Evet, gezimize devam ediyoruz. Tapınaktan çıkıp, Oçanomizi istasyonunun yanında bulunan, Kanda nehri üzerindeki “Hiciribaşi” köprüsüne ulaşın. İstasyonun hemen güneyinde, bir dini yapı bulunuyor.

 

Nikolai Katedrali

Burası: Japonya ülkesinde, Rus Ortodoks kilisesinin merkezidir. Kilisenin bilinen ismi “Kutsal Diriliş” katedralidir. Ancak: daha çok “Nikolai” adıyla anılır. Çünkü: 1861 yılında, Aziz Nikolai Kassatkin (1837-1913) buraya gelir ve geri kalan hayatını burada geçirir, bu kiliseyi kurar.

Japonya Tokyo Chiyoda

 

KOİSHİKAWA KORAKUEN

Burası: Tokyo şehrinin en eski ve en iyi “Japon Bahçeleri” bulunan bölgesidir. Kentsel Tokyo şehrinden doğaya kaçış için, en uygun ortam buradadır. Giriş ücretlidir, ücret 300 Yen. Her gün saat 09.00-16.30 arasında açıktır.

Bölge: Edo döneminde yapılmıştır. Bahçenin isminde kullanılan “Korakuen”: ünlü bir Japon şairdir. Koishikawa ise, bahçenin bulunduğu ilçenin adıdır.

Evet: giriş kısmında da belirttiğim gibi: en geleneksel “Japon Bahçeleri” burada bulunmaktadır. Bu bahçeler için: havuzlar, taş, ağaç ve insan yapımı tepeler kullanılarak minyatür güzellikler ortaya çıkarılmıştır.

Yürüyüş parkurları, ziyaretçilerle doludur. Ama özellikle Kasım ve Aralık ayları başında: bahçede, sonbahar nedeniyle tam bir renk armonisi yaşanır. Akçaağaçlar: turuncu ve kırmızı, canlı tonlarla, havuzların çevresinde boy gösterirler. Güneydoğu köşede ise, ginkgo ağaçları görülür. Mart ortasında: bu kez “erik” sezonu başlar. Nisan başında ise, “kiraz çiçekleri” muhteşem güzellikleri sunarlar.

Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda

İMPERİAL PALACE-İMPARATORLUK SARAYI

Tokyo şehrini ziyaret eden ziyaretçilerin: ilk gezme noktası burasıdır. Burası: Japon İmparatorunun en önemli konutudur. Büyük bir park alanı içinde bulunur ve buradaki bir çok bina bulunur. Bu binalar içinde: İmparatorluk ailesinin sarayı, özel konutları, ofisleri, arşiv ve müze bulunur. Toplam alan: 1.32 km. karedir.

Saray: Tokugava İeyasu zamanında yapılan ve o anda, dünyanın en büyük kalesi olarak bilinen “Edo kalesi” kalıntıları üzerine kurulmuştur. Kale: dış sınırları 16 km. uzunluğunda, bir çember şeklinde, iç içe 3 halka şeklindeydi. Çevresinde: dereler, kanallar ve hendekler vardı. Bu hendekler üzerinde: 110 kapı ve 30 köprü bulunuyordu. En içteki hendekteki kale duvarının kalındığı 5 metre idi.

Kalenin yapımında kullanılan, büyük granit bloklar: 97 km. uzaklıktaki “İzu” yarımadasından, mavnalar ile buraya getirilmiş ve kızaklarla çekilerek yerlerine yerleştirilmişlerdi. Ayrıca: kalenin yapılında, ülkenin dört bir yanından gelen taş ustaları çalışmışlardı. Özellikle: imparatorluk sarayı önünde, iç saraya girişi oluşturan iki köprüden biri olan “Meganebashi” yani “Gözlük köprüsü” ilgi çekmektedir.

Evet: bu kompleks içindeki bir çok yapı: 1860-1870 yılları arasında, yangınlarda harap oldu.

19’ncu yüzyılın ortalarında: şehrin genişletilmesi için, bütün duvarlar yıkıldı. Ancak: II. Dünya Savaşı sonlarına doğru: saray bölgesi: hava bombardımanı sonucu ağır hasar gördü. Bunun sonucunda, bölgede bulunan 28 silah deposundan yalnızca 2 tanesi ve onlarca gözetleme kulesinden yalnızca 3 tanesi ayakta kaldı.

Evet: kale-saray hakkındaki bu kısa tarihsel girişten sonra, gelelim gezi rotamıza: öncelikle “Doğu Bahçesi” bölümünden: sarayın ücretsiz bir haritasını almanızı öneririm.

Sarayın iç bölgesi: her yıl, yalnızca 23 Aralık ve 2 Ocak günlerinde, halkın ziyaretine açıktır. Ancak: dış bölgeleri, yıl boyunca gezilebilir. Sarayın içi: 6 kanattan oluşmaktadır. Bunlar:
1. Seiden Devlet Salonları
2. Chowaden Resepsiyon Salonu
3. Homeiden Devlet Ziyafet Salonu
4. İmparator Çalışma Ofisi.
5. Rensui Yemek Odası
6. Chigusa Chidori Drawingi Room
Salonlar, yani bu bölüm “Kyüden” denilen bu bölüm: gerek devlet misafirlerini kabul ve resmi devlet törenleri için kullanılır. Matsu-no-Ma denilen taht odasında: İmparator; Başbakan, yeni atanan ve ülkeden ayrılan elçileri kabul eder. Ama, biraz önce de sözünü ettiğim gibi, buraları gezme şansımız yok.

Fukiage Bahçesi

Bu bahçe: Edo döneminden günümüze kalmıştır ve İmparatorluk ailesi için yerleşim alanı olarak kullanılmaktadır, yani burada bir saray bulunmaktadır.
Burada, “Fukiage Omiya” olarak isimlendirilen sarayda: İmparator Showa ve imparatoriçe Köjün ikamet etmekte iken, 1989 yılında imparator ölünce, imparatoriçe, 2000 yılına yani ölümüne kadar burada ikamet etmiştir. Daha sonra takip eden süreçte, saray: kutsal imparatorluk taç giyme ve düğün törenlerinde kullanılmıştır.

Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda

Doğu Bahçesi

Burası, yılın her bölümünde (Pazartesi, Cuma ve özel günler hariç) ziyarete açıktır ve rehberli turlar eşliğinde burası gezilebilmektedir. Evet: 210 bin metrekarelik bir alana yapılan bu bölümde: idari binalar bulunmaktadır.
Buraya: “Otemon kapısı”ndan giriliyor. Bu kapı: Edo döneminde, Şogunluk kalesinin ana giriş kapısı olarak kullanılmıştır. Bugün görülen kapı: 1967 yılında restore edilmiştir.

Sannomaru Shozokan-İmparatorluk Koleksiyonu Müzesi

Bahçenin hemen sağ yanında bulunan bu müzede: İmparatorluk ailesinin sanat koleksiyonları sergilenmektedir. Çünkü: 1989 yılında, imparatorluk ailesi, Japon hükümeti için, 6000 adet sanat eseri bağışlamıştır.

Tökagakudö-Müzikholl

Bu müzik salonu: İmparatoriçe Kojun’un 60’ncı doğum yıldönümü için, Mart 1966 yılında yapılmıştır. Salonun dış duvarlarının her biri, farklı tasarlanmış mozaik çinilerle döşenmiştir.

Nimomaru

Burada: Japonya ülkesinde her ili temsilen sembolik bir ağaç dikilmiştir. Bu ağaçlar, her vilayetin kendisin tarafından bağışlanmıştır ve 30 çeşitten, 250 civarında ağaç bulunmaktadır.

Bahçe içinde yürümeye devam ederseniz: müzeden sonra yolun dikleştiğini ve ikiye ayrıldığı yerde: yine 19’ncu yüzyıldan kalan, iki askeri bina göreceksiniz. Kalenin iç halkasının girişi: yüzer kişiden oluşan, dört vardiya asker tarafından korunurdu. Burada göreceğiniz “Muhafız Karakolu” bu askerlerin barındığı yerlerden birisidir.

Yolun ikiye ayrıldığı yerdesiniz: yolun sola giden bölümü: kalenin en iç kısmı olan “hon-maru” ya devam eder. Burada: Şogon’un özel ikametgahı, kabul salonu, karısı-cariyeleri-nedimelerinin bulunduğu bölüm olan “o-oku” görülür.

Yolun sağa giden bölümü ise: ayrı bir bahçeye gider ki, burada: bir havuz, bir çay terası ve şelale bulunur.

 

Dış Bahçe ve Nicubaşi Köprüsü

Doğu bahçesinden çıktığınızda: sağa dönüp, saray arazisinin sınırları boyunca yürürseniz: Edo döneminden günümüze kalıpta görebilecekleriniz şunlardır: Fujimi Gözetleme kulesi, Fujimi cephaneliği, Tatsumi Çift Katlı gözetleme kulesi, Kikyomon kapısı, Sakaşitamon kapısı.
Buradan devam ederek, birkaç dakika daha yürüyünce, bu kez “Dış Bahçe” ye ulaşacaksınız.

Burada: İeyasu dönemindeki itibarlı baronların evleri bulunuyor. Hatta: İmparator Meici hükümeti zamanında da, baronların bu konutları: ilk modern bakanlık binaları olarak kullanılmıştır. Ancak: 1899 yılında, bakanlık binaları, güneydeki Kasumigaseki bölgesine taşınınca, buraya, Japon çamları dikilir ve mesire yeri olarak halkın kullanımına açılır.

Evet: buradaki yani dış bahçedeki gezimize devam ediyoruz. Yürümeye devam ettiğimizde, karşımıza “Nicubaşı Köprüsü” ve “Seiman Kapısı” çıkıyor. Köprünün karşısındaki bina: 17’nci yüzyıldan kalma “Fuşimi Gözetleme Kulesi” dir. Solda ise: davetsiz misafirleri görmek ve tecrit etmek için kullanılan “masu” yani “kapı” tahkimatlarından en etkileyicisi olan “Sakuradamon” (kelime anlamı: kiraz ağacı arazisi kapısı) görülür.

 

Hendek Boyu Gezisi

Evet, bölgedeki gezimize devam ediyoruz. Saray hendeği boyunca: kuzeye doğru yürümeye devam ediyoruz.

Bulvarın: kollara ayrıldığı yerde bir yapı görüyoruz.

 

Ulusal Parlamento (Diet) Binası

Yapının ön cephesindeki granit kaplama ilgi çekmektedir. Yapı: 17 yıllık bir çalışma sonunda, 1937 yılında tamamlanmıştır. Mimari açıdan: Hint ve antik Pers özellikleri yansıtır.

Yürümeye devam edip, beş yolun kesiştiği bölgeye geldiğinizde: bulvarın diğer tarafından 2 yapı ile karşılaşıyorsunuz.

 

Anayasa Mahkemesi Binası

1968 yılında yapılmıştır. Yani: II. Dünya Savaşının ardından, Tokyo şehrinin yeniden imarı sırasında yapılan son yapılardan birisidir. Bina: dar pencereleri, taş levhaları, uzun gri duvarları, çelik ve beton dirsekleriyle, modern bir mimari stil sergilemektedir.

 

Ulusal Tiyatro

1966 yılında yapılmıştır. Yerel mimari gelenekler örnek alınarak inşa edilmiştir. Binada, 2 salon bulunmaktadır ki, bunların seyirci kapasiteleri: birinci salonda 1745 ve ikinci salonda 650 kişidir. Bu salonlarda gerçekleştirilen gösterilerde: kabuki, bunraku (geleneksel kukla tiyatrosu), geleneksel müzik ve dans ağırlıklı gösterilerdir.

Evet: Hendek boyunca yürümeye devam ediyoruz. İngiliz Elçiliğini geçtikten sonra tepede kiraz ağaçlarının bulunduğu bölüme ulaşıyorsunuz. Buradan sağa dönerek yürümeye devam ediyoruz ki, bu noktada saray arazisinin 5 km. lik dairesel turu tamamlanmış oluyor.
Hendek boyunca: “Harakavamon Kapısı” nı geçince; yeniden “Otemon Kapısı” ve “Doğu Bahçesi” ni göreceksiniz.

 

Otemon Kapısı

Bu kapı: Şogon haremindeki kadınların, nadir olarak saray dışına çıkışlarında kullanılırdı.

Caddenin hemen karşı tarafında “Takebaşi” denilen yerde, bir müze bulunuyor.

 

Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi

Müzede: kalıcı koleksiyonlarda: Japonya ülkesinde, 20’nci yüzyılda, Batı tarzı sanatı benimseyen ilk ustalar olan “Fucita Tsuguci” ve “Umehara Ryuzaburo” nun eserleri görülüyor.

Biraz önce sözünü ettiğim, kiraz ağaçları ve trafik ışıklarının bulunduğu tepeden, sarayın ilerisine doğru ilerleyince, başka bir yapı görülüyor.

 

Yasukuni-cinca-Barış Tapınağı

Burası: “Ulus için Barış Tapınağı” olarak bilinir. Bu kutsal alan: 1869 yılında, Meici imparatorluğunun modernleşme çabalarına karşı, silahlı çatışmaların başladığı 1853 yılından sonra: Japonya için savaşta ölenlerin anısına adanmıştır. Tapınak kompleksi içinde: Ana Salon ve İbadet Salonu ve bunlara ilaveten, savaş hatıraları müzesi olarak düzenlenen “Yuşukan” bölümü bulunur. Müzedeki en ilginç obje: II. Dünya savaşı sırasında tasarlanmış ve bir geminin güvertesinden denize indirilen tek kişilik denizaltıdır.

Aslına bakarsanız: günümüzdeki Japon Anayasası “ulusal politika” olarak “savaşı” kabul etmez ve Japonlar militarizmi ima edecek en ufak şeyden çekinirler.
Ancak: yine de, her yıl milyonlarca Japon, burayı ziyaret ederek, savaşlarda ölmüş sevdikleri yakınları için dua ederler.

Evet, yürüyerek gezmeye devam ediyoruz. Yasukini Barış Tapınağı bölgesinden geri dönüyoruz, Edo kalesinin kuzey duvarlarındaki en güzel kapılardan biri olan “Tayasumon” kapısına geliyoruz ve buradan geçtiğimizde, bu kez karşımıza bir park çıkıyor.

 

Kitanomaru Parkı

Parkın içinde, 1964 yılı Olimpiyatları için yapılan, dövüş sanatları salonu “Budokan” bulunuyor. Şehirdeki: karate, Judo ve Japon eskrimi turnuvaları, müsabakaları, burada yapılıyor. Öte yandan, şehirdeki birçok pop ve rock müzik konserleri de burada düzenleniyor.

Parkın diğer ucunda: sarayın yakınında: Ulusal Çağdaş Sanat Müzesi’nin el sanatları galerisi olan “Kogeikan” bulunuyor.

 

Kogeikan

Burası: Meici döneminden günümüze kalan, şehirdeki yalnızca 5 yapıdan birisidir. Kırmızı tuğlalı güzel binada bulunan galeride: geleneksel seramik, tekstil, ahşap, bambu, lake ve metal el sanatlarının muhteşem güzel örneklerini görmek mümkündür.

Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda
Japonya Tokyo Chiyoda

 

HAMA RİKYU

Haftanın her günü, saat: 09.00-17.00 arasında açık olan bahçeye giriş, 300 Yendir.
Burası, Tokyo şehir merkezinde, büyük ve çekici bir peyzaj bahçesi olarak önem kazanmaktadır. Burada bulunan havuzlar: deniz suyunun gel-gitleriyle seviye değiştirmektedirler ve ziyaretçiler, burada muhteşem manzara eşliğinde dinlenmektedirler. Evet: gökdelenler bölgesi olan Shiodome bölgesinin hemen dibindeki bu park alanı şehirde yeterli zamanınız varsa, mutlaka gidip görmenizi önereceğim yerlerdendir.
Bahçe: kurulduğundan bu yana, yüzyıllar boyunca bir çok amaca hizmet etmiştir. Başlangıçta, yöresel bir lordun, avlanma alanı iken, daha sonra imparatorluk müstakil sarayı ve daha sonra ise, gezinti bahçesi olarak kullanılmıştır. Bu kullanımları ile ilgili olarak: ördek avı panjurları ve eski bir hendek ve kaya duvar kalıntıları görülmektedir.

G.Kore Seul Dongdaemun

G.Kore Seul Dongdaemun

Burası: birçok gıda maddesini bulup satın alabileceğiniz alışveriş bölgesidir.
Dongdaemun Market’te: hiç kapanmadan, tüm gece boyunca alışveriş yapılabilir.
Ayrıca yine bu yörede: Iwha Sanat köyü ve Naksan Parkı bulunmaktadır ve buralarda romantik geziler yapılabilir.
Daehak denilen yer ise: Seul şehrinde sahne sanatlarının merkezidir. Marronier Park denilen yerde müzikal ve tiyatro performansları canlı açık alanlarda yapılır.

Burada Bulunanlar

Dongdaemun Market
Daehak-ro

G.Kore Seul Dongdaemun Dongdaemun Market
G.Kore Seul Dongdaemun Dongdaemun Market

Dongdaemun Market

Dongdaemun kapısı çevresindeki tüm alanı kapsayan geleneksel Pazar yeridir. Bu 26 alışveriş merkezi: 30.000 özel mağaza ve 50.000 üreticisiyle, Kore ülkesinin en büyük toptan ve parakende satış bölgesidir.

Burada her türlü mal: ipek ve kumaş, giysi, ayakkabı ve aksesuarı, elektronik, deri ürünleri, spor malzemeleri, ofis malzemeleri, evcil hayvan ürünleri ve oyuncaklar bulabilirsiniz.

Aslında burası bir gece pazarı olarak bilinir ama yine de günün her saatinde turist çekmektedir. Burada: Namdaemun pazarına benzemekle birlikte, oradan ayrı olarak 24 saat açık olmasıyla bilinir. Burada ihtiyacınız olan her şeyi, makul bir fiyata bulup satın alabilirsiniz.

Buranın sokaklarında ise, Kore mutfağının son trendlerini tatmak mümkündür.

Öte yandan yine burada: açık hava moda gösterileri ve açık hava konserleri düzenlenir. Bu konserlerde klasik Kore müziğini dinleyebilirsiniz.

 

Parakende Mağazalar

Burası “Bölüm 1” olarak isimlendirilir. Mağazaların çoğu perakende fiyatlarla ürün satarlar. Her gün saat 10.00 gibi açılırlar ve yaklaşık 17.00 gibi kapanırlar. Bu alandaki büyük alışveriş merkezleri: Doota, Migliore, Günaydın City, Freya Town, LOTTE FITIN ve Hello APM.dir.
Buralardaki personel yabancı dil bilmektedirler ve bilgi masaları, yabancı ziyaretçilere yardımcı olmaktadır.

 

Toptan Mağazalar

Burası “Bölüm 2” olarak isimlendirilir. Bu bölüm “Tarih ve Kültür Parkı” nın bulunduğu yerde, eski Dongdaemun Stadyumu yerindedir. Buradaki dükkanlar genellikle saat 08.00 de açılırlar ve yaklaşık saat 17.00 gibi kapanırlar. Orta yaşlılar buradaki mağazalardan: JEIL Pyeonghwa ve Heungin Stardom denilen yerleri tercih ederler. Gençler ise tasarımcılardan olan Migliore, Nuzzon ve Gwanghee Fashion Mall tercih ederler.

 

Shinpyeonghwa

Dongdaemun Marketin merkezindeki bu moda şehri: 1200 üzerinde toptan mağazası ile Kore’nin e büyük toptan pazarıdır. Ayrıca 40 yıllık bir geçmişi vardır ve yine Kore’nin en eski toptan pazarıdır. 1998 yılındaki kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından, burası tamamen modernize olmuştur ve aynı zamanda Kore ülkesinin en büyük çorap ve iç çamaşırı toptancısı olarak da bilinir.

 

Dongdaemun Alışveriş Kompleksi

Burası 1970 yılında açılmıştır ve Asya’da 40 yıllık geçmişi ile en eski pazaryerlerinden birisi olarak bilinir. Bu geleneksel Pazar: çeşitli kumaş, malzeme, aksesuar ve düğün ürünlerinde uzmanlaşmış birçok toptan ve perakende mağaza içermektedir. Kore ülkesinde işlem gören tüm kumaşlar, burada makul fiyatlarla satın alınabilir. Kompleksin beşinci katı: kendi tasarım projeleri için malzeme satın almak isteyenler için popülerdir.

G.Kore Seul Dongdaemun Doota

Doota

Burası Dongdaemun pazarında bulunan birçok büyük moda merkezlerinden birisidir. Şu anda burada yaklaşık 100 dükkan bulunur. Buradaki bir sisteme göre, yabancı turistlere, satın aldıkları mallar üzerinden % 10 vergi para iadesi yapılmaktadır.

Yani ziyaretçilere bir tür “tax-free” yapılıyor. Bu iade işlemleri: “İncheon” uluslar arası havaalanı yolcu terminal binasının üçüncü katında bulunan “Kore Vergi İadesi” merkezinde yapılmaktadır.

 

Lotte Fıtın

Burası üst düzey moda markaları için ayrılmış bir bölümdür. Ayrıca kendi alanlarında moda trenti-lideri olmuş olanların da ürünleri buradaki butik tasarımcı mağazalarında satılır. Bunlar arasında bulunanlar: ABC Mart, Nike, Adidas, Polo gibi global markalar, bu alışveriş merkezi çevresinde bulunurlar.

 

İkinci El Kitap Sokağı

İkinci el kitap sokağı: Pyeonghwa Market birinci katındadır. Burada eğer tercih ediyorsanız, kullanılmış kitapları çok uygun fiyatlarla satın alabilirsiniz. Bu sokaktaki kitapçılar yaklaşık 30 yıldır buradadırlar ve normal satış fiyatlarından yaklaşık % 40 daha ucuz kitaplar satılmaktadır.

 

Mukja Golmok

Burası, alışveriş yaparken sokaklarda bir şeyler atıştırmak isteyenler içindir. Bu sokak çeşitli restoranlarıyla ünlü bir sokaktır. Burada ziyaretçiler geleneksel Kore yemeklerinin yanı sıra çeşitli çorba, dondurulmuş ürünler, balık ve kek dahil olmak üzere uluslar arası yemek kültürlerinin ürünlerini de tadabilirler. Izgara balık ve Kore tavuk çorbası: en popüler olandır ve bunları tatmanızı öneririm.

G.Kore Seul Dongdaemun Daehak-ro
G.Kore Seul Dongdaemun Daehak-ro

 

Daehak-ro

Kelime anlamı “kolej sokak” dır. Bu bölge: Seul Ulusal Fen Üniversitesi Kolejli ana yolu ile sınırlandırılmıştır. Kampüs bir süre önce şehrin başka bir bölümüne taşınmış olsa da, günümüzde de bir düzine büyük üniversitenin şubesinin çekirdeği buradadır. Bu nedenle bölgenin sokaklarında çok sayıda genç insan görmek mümkündür.

 

Marronnier Park

Burası bölgenin en iyi yerlerinden birisidir ve son dönemlerde müthiş bir kültürel mekan haline gelmiştir. Buranın sembolü kestane ağacıdır.

Ayrıca çevredeki sanat merkezlerinden birçok heykel yerleştirilmiştir. Hafta sonları şarkıcılar, komedyenler ve dans toplulukları, buraya toplanırlar ve performans sergilerler. Ayrıca küçük bir ücret karşılığında kişilerin resimlerini yapan sokak ressamları da bulunur. Hatta falcılar bile görebilirsiniz.

Alanın bir diğer özelliği, yüksek konsantrasyonda bir “tiyatro bölgesi” olmasıdır. Eğer komedi isterseniz, burada canlı komedi performansı izleyebilirsiniz. Ayrıca yine sokaklarda, çeşitli “posterler” bulup satın alabilirsiniz. Bunlar çeşitli oyunlar ve müzikallerin posterleridir.

Tiyatro bölgesinde ayrıca uluslar arası restoranlar, kafeler, sinemalar ve bir caz bar ve alışveriş için bazı küçük mağazalar bulunmaktadır. Bir üniversite alanı olduğundan şehrin diğer birçok yerine göre daha ucuzdur.

Özellikle: geleneksel Kore likörü ve Kore gözlemesi denemek isteyenlerin, burayı ziyaret etmeleri önerilir ve hatta bazı cilt bakım ürünlerinin burada en uygun fiyatla bulunduğu söyleniyor.

Bölgenin diğer mekanları: Eski Başbakan Chang myeon’un evi Hyehwa-dong Residence Merkezi de buradadır.