Gönen ilçesine, 2015 yılında gittim ve iki gece kaldım. Kaplıcalar bölgesinde, muhteşem oteller var. Otellerin banyolarında, şifalı su bulunuyor. Bunun haricinde, en alt katlarında, şifalı su bulunan havuzlar var. Tüm bunların yanında, bölgede, açık havuzlar da bulunuyor. Özellikle, bu açık havuzların üzerinden yükselen, buharlar, buralara ayrı bir hava veriyor.
Otellerin önünde, birçok alışveriş tezgahları bulunuyor. Gönen denilince, akla gelen ilk şey: evet, bu kaplıcalar. Zaten, özellikle İstanbul’dan olmak üzere, çevreden de, buraya kaplıcalar için çok miktarda ziyaretçi geldiğini gördüm. Kesinlikle, bu şifalı sular değerlendirilmeli, yakınlarda iseniz, mutlaka buraya gidin ve bu güzellikleri yaşayın.
ULAŞIM
İlçe, Bandırma merkeze 45 km. uzaklıktadır ve buradan İstanbul’a feribot ile ulaşım mümkündür. Bu kısa mesafe, özellikle İstanbullular tarafından, Gönen kaplıcalarına yoğun ziyarette bulunulmasına neden olmaktadır.
Gönen-Balıkesir arası uzaklık: 104 km. Gönen-Balya arası uzaklık: 54 km. Gönen-Biga arası uzaklık: 178 km. dir.
Gönen-Çanakkale arası uzaklık: 150 km. Gönen-Bursa arası uzaklık: 155 km. Yalnız: Bandırma-Gönen arasındaki uzaklık, az olsa da, özellikle mevsimlere göre, bu yolda aşırı sis durumları oluşuyor, buna dikkat.
TARİHİ
Gönen: Milattan önceki tarihlerden itibaren yerleşim yeri olarak öne çıkmıştır. MS 2’nci yüzyılda bulunan yazıtlarda: şehrin adının “Thermi” yani “Sıcak su şehri” olarak bilindiği öğrenilmiştir. Bölgedeki hamamlar “Granikaion hamamları” olarak isimlendirilmiştir. Biraz önce sözünü ettiğim kitabelerde “sıcak suyun, şehir için önemli olduğu ve şifa dağıtan suyun, insanlara sunulması için yardım yapan yönetici ve kişilerin isimleri” belirtilmektedir.
Evet, uzun süre Bizans idaresinde kalan bölge: 13.yüzyılda, Anadolu Selçuklularının eline geçmiştir. Daha sonra Karesi Beyliği ve 1334 yılında Osmanlılar görülüyor.
1877-1878 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşı sonrasında ise, Balkanlar ve Kafkaslardan gelen çok sayıda Türk göçmen, bu yöreye yerleştirilmişlerdir.
Bölgede: 1885 yılında Belediye teşkilatı kurulur, 1920 yılındaki Yunan işgali, 1922 tarihinde sona erdirilir. 1953 yılında ise: Gönen’de büyük bir deprem meydana gelir ve bunun sonucunda, yöre, büyük hasar görür. Hemen hemen bütün binalar yıkılır ve 300 civarında insan ölür.
GENEL
İlçe arazisi, genellikle ovalık ve dağlıktır. İlçe merkezinin, deniz seviyesinden yüksekliği: 33 metredir. Kaz dağlarından doğarak, ilçe merkezinden geçen Gönen çayı, Marmara Denizine dökülür. Kaplıca sularının oranının yüksek olması nedeniyle, bu sular gerek şifa bulmak amacıyla ilgili tesislerde kullanılıyor ve gerekse, Gönen ilçesi içindeki 2500 civarındaki konutun ısıtma işlevlerinde jeotermal enerji olarak kullanılıyor.
Marmara denizinin etkisiyle, iklim faktörleri, nispeten ılımandır. Yazları sıcak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Gönen ilçe merkezine, 27 km. uzaklıkta bulunan Denizkent Yazlık Tatil Beldesinde konaklayanlar ise, bu yörenin: bronşit ve astım hastalıklarına iyi geldiğini ileri sürmektedirler. Yani: Gönen, gerek kaplıca suları ve gerekse temiz havası ile, tam bir şifa merkezi.
İlçe ekonomisinin temelinde, hayvancılık önemli rol oynamaktadır. Özellikle: tavukçuluk ve arıcılık öne çıkmaktadır. Bunun dışında: deri ve gıda sektörü de canlıdır. Tarımsal ürünler düşünüldüğünde: çeltik üretimi öne çıkmaktadır.
İklim: yörede, Marmara denizinin de etkisiyle ılıman bir iklim görülmektedir. Yazları sıcak, kışları ise yağışlı ve yumuşak Akdeniz iklimi egemendir.
Ömer Seyfettin, 1884 yılında Gönen’de doğmuş, çocukluk ve gençliğinin ilk dönemleri burada geçmiştir. Bunun sonucunda ise: her yıl, Mart ayının ilk haftasında “Ömer Seyfettin Kültür Sanat Haftası” düzenlenmektedir.
KAPLICALAR
Gönen bölgesi; uzun yıllar boyunca: “Kaplıca Şehri” veya “Şifa Şehri” olarak tanınmaktadır. Yılda, yaklaşık 200 bin civarında ziyaretçi, sırf şifa bulmak amacıyla, kaplıcalara gelmektedir.
Kaplıca suları: yoğun olarak iki yerde çıkmaktadır. Bunlar: Ekşidere köyü ve İlçe merkezindedir.
EKŞİDERE KÖYÜ
Bu köydeki, “Dağ Ilıcası” isimli kaplıca tesisi, büyük ilgi görmektedir. İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır. Çevresinde birçok otel ve pansiyon bulunmaktadır. Buranın en önemli özelliği: şifalı suyun, yeryüzüne çıktığı haliyle, hiçbir işleme tabi tutulmadan korunmuş ve hizmete sunulmuş olmasıdır.
Yani, doğallığı öne çıkıyor. Kaynağın üzerinde inşa edilen ve gerekli hijyen şartları sağlanan havuz ile, termal sudan en iyi şekilde yararlanmak mümkün hale getirilmiştir. Havuzdaki suyun sıcaklığı: 41 derecedir. Bu suyun analizleri yapıldığında, içinde 23 farklı mineral bulunduğu tespit edilmiştir. Şifalı suyun: kas ve iskelet sistemi rahatsızlıklarında, yararlı etkilerinin bulunduğu resmi kurumlar tarafından da onaylanmıştır.
İLÇE MERKEZİNDEKİ KAPLICA TESİSLERİ
Kaplıcalar bölgesinde: Kaplıca A.Ş. olarak hizmet veren işletme: büyük bir park içinde, yeşillikler arasında hizmet vermektedir. İlçe merkezine, 300 metre uzaklıktadır. İşletme bünyesinde: yıldızlı oteller bulunmaktadır. Ayrıca: Osmanlı ve Bizans dönemlerinden kalma, Tarihi Hamam, Açık yüzme havuzları, restoranlar ve daha birçok tesis bulunmaktadır.
Benim en çok ilgimi çeken: bu açık havuzlarda, özellikle akşamları, muhteşem bir buhar yükseliyor ve ortaya çok değişik bir görüntü çıkıyor. Havuzlar öyle yapılmış ki, bu açık havuzların bir kısmı, kapalı bölümde, yani hem açık, hem kapalı havuz olarak işlev görüyor. Bu arada: konaklama tesislerinin içinde de, gerek odalardaki banyolarda ve gerekse tesislerin muhtelif yerlerindeki havuzlarda, bu kaplıca suları bulunuyor. Yani: odanızda bile, küvet içinde bu kaplıca suyundan yararlanabiliyorsunuz.
Kaplıca sularının iyi geldiği belirlenen rahatsızlıklar şunlardır: romatizmal ve eklem ağrıları, bel ve boyun fıtığı, ameliyat sonrası iyileşme, ortopedik ve nörolojik rahatsızlıklar.
GÖNEN İĞNE OYALARI
İğne oyaları, yıllardır Gönenli bayanların geçim kaynağı olmuştur. İğne oyası : dantel, kasnak nakışları vs. gibi el işleri yanında, sadece iğne ile yapılan ve muhteşem el emeği, göz nurun ve özveri isteyen bir sanattır. İğne oyası yapılırken, sadece merkez kısmı, tığ ile yapılır ve diğer kısımlar, iğne işçiliği ile devam edilir. Yapımda: etamin iğnesi ve özel, oya iplikleri kullanılır.
Desen durumuna göre, bu iplerin kalınlıkları değişir. Normal şartlarda ise, merkez kısmı kalın, diğer kısımlar ince iple yapılır. İğne oyalarının yapımı: tür, şekil ve desene göre: 1 gün ile, 3-4 ay arasında sürebilmektedir. Uzun sürenler: masa örtüleridir ki, inanılmaz bir emek ve sabır istemektedir.
Rengarenk ve büyük el emeği, göz nuru iğne oyaları, bu yörede en çok tutulan hediyelikler arasındadır. İğne oyalarının satıldığı tezgahlar: ilçe merkezindeki kaplıca tesislerinin bulunduğu bölgededir. İnsanlar, buradaki tezgahları gezdiklerinde, mutlaka hoşlarına giden iğne oyalarından buluyorlar.
Siz de, iğne oyaları pazarına mutlaka uğrayın.
GÖNEN BALDO PİRİNCİ
Pirinç, insanlığın en eski ve temel besin maddelerinden biridir. Ilık suda yetişir ve zengin toprakları sever.
Pirinç üretimi, Gönen bölgesinde: makinelerde üzerindeki “kavuzlar” soyulup, çeşitli parlatma işlemlerinden geçirilerek yapılır. Ama, Gönen Baldo pirinci, lezzet ve kalitesi açısından gerek ülke içinde ve gerekse dünyada tercih edilmektedir. Zaten: baldo pirinç: daha tombul ve lezzetlidir. Kokusuzdur. Daha çok kabarır ve su kaldırır, bu nedenle pilav için uygun bir seçimdir.
Baldo kelimesi: iri ve dolgun taneli pirinç anlamına geliyor.
Evet, pirinç: yağsız olduğundan, özel beslenmelerde önemli yer alır. Ayrıca, tansiyon düşürücü özelliği de vardır. Böbreklerinden ve kalp yetersizliğinden ve ödemlerden rahatsız olanlar: sodyum ve potasyum bakımından yoksun olan pirinci bol bol tüketebilirler. Ayrıca: suyu kendine çeken bir besin maddesi olması nedeniyle, dokulara yerleşmiş tuzu da çekerek, sağlığı olumlu yönde etkiler.
NE YENİR. NE İÇİLİR
Gönen yöresinde, özellikle: höşmerim tatlısını önerebilirim. Bunun dışında: simit ve ayran deneyebilirsiniz. Dağ ılıcası tesislerinin bulunduğu yerde: güveçte kaşarlı alabalık tadabilirsiniz. Hatta ve hatta, Gönen yöresinde, meşhur “Kelle peyniri” de yemelisiniz.
NE SATIN ALINIR
Buradan: pirinç ve iğne oyası satın almalısınız. Özellikle: iğne oyası, son yıllarda, Gönen yöresinde en çok alışverişi yapılan el sanatlarındandır. Oya pazarına alışverişe gelenler, turizme hareketlilik kazandırırlar.
GEZİLECEK YERLER
GÖNEN ŞEHİR PARKI
1953 yılındaki depremden sonra, kaplıca bölgesindeki mezarlık buradan taşınır ve mezarlığın olduğu yere: şehir parkı yapılır. Böylece: asırlık:; servi, ıhlamur, kestane, çınar ve söğüt ağaçlarının bulunduğu, hemen yanı başından Gönen çayı akan, tüm termal tesislerin ve pansiyonların, dinlenme mekanlarının, iğne oyaları satılan tezgahların ve keyifli yürüyüş yollarının bulunduğu bir park ortaya çıkar. Hatta: bu park o kadar yeşildir ki, “Yeşil Gönen” benzetmesi, ilçeye yakıştırılır.
Hatta: parkın yapımında, öyle ilginç şeyler olmuş ki, yapılan hafriyat çalışmalarında: toprak kazıldıkça, Roma dönemine ait mozaikler, yazılı taşlar, sütun başlıkları ve madeni paralar ortaya çıkmış.
ALACAOLUK KALESİ
İlçe merkezine 15 km. uzaklıkta, Alacaoluk köyündedir. Ulaşım açısından biraz problemli olsa da, ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yer. MS 2’nci yüzyılda, yapıldığı tahmin ediliyor. Ala dağlar arasında, küçük bir tepe üzerindedir.
Kalenin yapılışı hakkındaki söylentiler şöyle: “Büyük İskender; konaklamak için, ordusunu Gönen ovasına yerleştirir. Ancak: bataklık olan ovada, çok miktarda sivrisinek bulunmaktadır ve askerleri sıtmadan hasta olurlar. Bunun üzerine, İskender, askerlerini, daha serine yani dağ yamaçlarına çeker. Burada: 2 kale inşa ettirir. Bunlardan birisi: günümüzde “Alacaoluk kalesi” olarak bilinen kaledir. Diğeri de, Gönen ilçesine bağlı “Babayaka” köyünde bulunmaktadır.
Günümüzde, burada sadece temel kalıntıları görülmektedir. Özellikle: defineciler, kalenin her yanını deşmişler. Yakın zaman sonra, büyük olasılıkla, kaleden geriye hiç bir şey kalmayacak.
BABAYAKA KALESİ
Biraz önce sözünü ettiğim gibi: Büyük İskender tarafından inşa edilmiştir. Babayaka köyünün hemen girişindedir. İlçe merkezine, 6 km. uzaklıktadır. Kale: yöreye gelen turistler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
GÜVERCİNLİ KÖPRÜ
Gönen çayı üzerindedir ve Romalılar zamanında yapıldığı bilinmektedir. Ancak, Karesi Beyliği zamanında yenilenmiş ve Osmanlılar zamanında da kullanılmıştır. Köprü: moloz taştan yapılmış, dört yuvarlak gözden meydana gelmiştir. Ancak, günümüzde harap durumdadır. Halen kullanılmıyor.