Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

 

Hemingway: “Kilimanjaro’nun karları” evet bu öyküyü büyük bir çoğunluk mutlaka okumuştur ki, bir nesil bu öykü ile birlikte “Kilimanjaro” dağı hakkında bilgi sahibi olur, hatta bu öykünün filmi de çekilmiş ve ilk kez Kilimanjaro dağını o filmde görmüştük.

Öykünün aktarıldığı filmde: dünyayı keşfetmek ve büyük romanlar yazmak tutkusuyla yola çıkan bir yazar: bu bölgede çıktığı bir safari turunda yaralanır ve ardından ölüm ile yaşam arasındaki kısa dönemde: hayatını, mutluluklarını, tercihlerini, başarılarını ve yaşadığı ikilemleri sorgulamaktadır.

Elbette: bu duygusal sahneler yanında, filmde, Afrika’nın ve Kilimanjaro dağının muhteşem görüntüleri de izleyenleri büyülemiştir.

Günümüzde ise, hani bir deyim var ya “dünya küçüldü” artık Kilimanjaro dağı pek de uzak değil, İstanbul’dan uçağa binip Tanzanya ülkesine gittiğinizde, devamında birkaç saatlik yolculuk ardından, Kilimanjaro dağını da görebileceğiniz, Milli Park alanına ulaşabiliyorsunuz.

Kilimanjaro milli parkı içinde: Kibo (5.895 metre) , Mawenzi (5149 metre) ve Shira (3962 metre) isimli, 3 volkanik ( günümüzde uykuda oldukları söyleniyor) koni bulunmaktadır.

Buradaki son büyük patlama: 150000-200000 yıl önce olmuştur. Ancak, Kibo kraterinden sık sık gaz çıkışı ve toprak kaymaları izlenir.

Bunların oluşturduğu “Kilimanjaro” dağ sislileri: Afrika kıtasının en yüksek dağını oluşturuyorlar. En yüksek nokta: 5895 metredir.

Dünyanın en büyük volkanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Dağın en yüksek noktası ile, en düşük noktası arasında, beş ana bitki örtüsü bölgesi bulunmaktadır.

2013 yılında, burası, Afrika’nın 7 doğal harikasından biri olarak kabul edilmiştir.

Evet, şimdi “Kilimanjaro” isminin anlamına gelelim. Kelime anlamı tam olarak bilinmiyor. Ancak: 1860 yılında bölgeye gelen Avrupalı kaşifler, bölgede konuşulan “Kiswahili” dilinin etkisinde kalarak, buraya “Kilimanjaro” isminin verildiği düşünülüyor.

İsmin kelime anlamının diğer benzetmeleri ise şöyledir: büyük dağ, kervan dağı, kilima dağ, karavan dağ.

Şimdi de, milli park hakkında gezi anılarına geliyorum. Aslında: Kilimanjaro dağına tırmanış ile ilgili bilgiler verilebilirdi ama burayı ziyaret edenlerin büyük bölümü, milli park içinde kalıyorlar, yani dağcılık için buraya gidenlerin zaten çok çok ayrıntılı bilgi edinmeleri gerekiyor.

Bizim konumuz ise, Kilimanjaro Milli Parkı, UNESCO tarafından 1987 yılında, Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmış milli parkı incelemek, bilgi sahibi olmak, gezmek ve görmek.

Kilimanjaro Milli Parkı:

Tanzanya ülkesi içinde, ekvatordan yalnızca 200 km. güneydedir. Park, 1973 yılında kurulmuştur. Başlangıçta: dağ ve aşağı doğru uzanan ağaç hattı ve orman koridorlarından oluşurken, 1987 yılında bir tampon bölge olarak, diğer orman rezervleri de milli park alanına eklenmiştir. Bugün park alanının büyüklüğü: 641 kilometrekaredir.

Savannah isimli ve karlı tepesini çevreleyen ovalar üzerinde, gayet görkemli bir görüntü sunuyor. Park alanı içindeki dağ orman ile çevrilidir ve bu alanda, çok sayıda ve çoğu tehlike altında memeli hayvanlar yaşamaktadırlar.

Milli Park yakınlarında: “Moshi” isimli şehir bulunuyor. Öte yandan: dağ, Kenya sınırına yalnızca birkaç kilometre uzakta, ülkenin başkenti Nairobi’nin 200 km. güneydoğusundadır.

Parkın içinde ise: Kilimanjaro dağ silsilesi ve ormanlar bulunuyor. Bu ormanlarda: fil, leopar, buffalo, nesli tükenmekte olan abbot (bir tür fare) bulunmaktadır. 4000 metrenin üzerindeki yükseklikte ise, bir dağ çölü bulunuyor. Bu çölde: birkaç yosun ve liken dışında canlı yaşamı yoktur.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Bulunduğu konum-yer

Milli park: Ekvator çizgisinin 340 km. güneyinde, Tanzanya-Darülselam şehrinin 500 km. kuzeybatısında, Victoria gölünün merkezinin 550 km. güneydoğusundadır. Park: her yıl, yaklaşık 35 bin dağcı ve 15 bin ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Ulaşım-Arusha-Moshi şehirleri

Milli park: Arusha şehrinden 128 km. uzaklıktadır. Kilimanjaro havaalanının bulunduğu bu şehirden, milli park alanına 1 saatte ulaşılır. THY: İstanbul-Kilimanjaro arasında direkt uçuşları bulunuyor.

Ben burada biraz “Arusha” şehrinden söz etmek istiyorum. Arusha şehrinde gezme şansınız olursa: şehrin cadde ve sokaklarında, yaklaşık 20 metre yükseklikteki ağaçlarda, aynı anda, üç renk çiçek açtığını ve bunların mis gibi kokularının tüm bölgeyi kapladığına şahit olabilirsiniz.

Evet, Arusha şehri: bölgedeki şehirler içinde en gelişmişi, diplomatik temsilciliklerin ve nispeten konforlu otellerin bulunduğu bir yer olarak dikkati çekiyor. Nüfusu: 1.4 milyon kişidir. Şehir halkı, turistlere alışıktır. Şehirde, bir de müze var. Müzede: yerel hayvan zenginliği sergileniyor.

Şehirde, yaklaşık 500 civarında seyahat acentası bulunuyor ve İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. Ancak, bu seyahat acentelerinin bir kısmının dolandırıcı olduğunu unutmamak gerekir.

Kilimanjaro milli parkına: Moshi şehri üzerinden de ulaşmak mümkündür. Moshi şehri, karayolu hatlarıyla, Tanga şehrine ve oradan da eski başkent Darüsselam’a bağlanmaktadır.

Kilimanjaro milli parkına, Moshi şehrinden gitmek isterseniz, şehirden çıktıktan sonra: oldukça bozuk bir yoldan, kıvrıla kıvrıla ilerlediğinizde uzaktan Kilimanjaro dağını gördüğünüzde bu heybet ziyaretçiyi hemen büyülüyor.

Bu yol üzerinde: Moshi şehir merkezindeki derme-çatma yapıdan uzak, sanırım batılı zenginlere ait muhteşem güzel malikaneler ve oteller görülüyor. Moshi şehir merkezi ise, geceleri sokağa çıkılmaması gereken, pek de güvenli olmayan bir yer olarak dikkati çekiyor. Moshi şehri halkı, pek turistlere alışık denilemez.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Gitmeniz önerilen zaman

Kilimanjaro milli parkına gitmek için en uygun zaman: Temmuz-Eylül ayları arasındaki dönemdir. Bu dönem, sıcaktır.

Aralık-Şubat ayları arasındaki dönemde giderseniz, bu dönem kuru ve nispeten soğuktur. Nisan-Mayıs, yağmur ayları olarak biliniyor.

Özellikle: Nisan ayında bölge aşırı yağışlı geçiyor. Ancak, küresel iklim şartları nedeniyle, günümüzde yağışların yine de azaldığı söyleniyor ve yağışlar genellikle geceleri oluyor.

Sabah saatlerinde, gökyüzündeki bulut tabakaları ve serpintiyle devam eden yağmurlar öğle saatlerinde birden bitiyor ve güneş açıyor, akşam saatlerine doğru ise, dağların zirveleri bütün heybetiyle ziyaretçilere görünüyor.

Evet, burada sıcaklık yıl boyu aynıdır. Tek dikkat etmeniz gereken durum yağmurlar. Burada kış mevsimi olarak kabul edilen Haziran/Temmuz aylarında bile, ısı geceleri 15 derecenin altına düşmüyor.

Gündüzleri ise, 25 derece civarında oluyor. Sıcaklık çok yükseldiğinde, nem etkili olsa ziyaretçileri bunaltsa bile, yine de hava koşulları pek de rahatsız edici boyutlara ulaşmıyor.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

Konaklama-Arusha-Moshi

Milli park alanı içinde: dağ kulübeleri ve kamplar bulunmaktadır.

Ayrıca: park dışında, Arusha denilen yerde birkaç otel bulunuyor. Arusha: aynı adla anılan bölgenin en büyük yerleşim yeri, şehridir.

Burası aynı zamanda, Kilimanjaro uluslar arası havaalanı şehri olarak da bilinir. Arusha şehrinin bir diğer özelliği: bölgedeki diğer merkezlere ulaşımın, buradan otobüsler ile yapılabiliyor olması, bu nedenle, bence konaklama için Arusha şehrini tercih etmelisiniz.

Moshi şehri:

Kilimanjaro dağının güneyinde bulunuyor ve Kenya ülkesine çok yakındır. Bu kasaba: 150 bin kişilik bir nüfusa sahiptir ve aynı zamanda Tanzanya ülkesinin kahve üretiminin merkezidir.

Burada dolaşırsanız: caddelere dizilmiş satıcı tezgahlarını, açıkta çalışan berberleri, terzileri görebilirsiniz. Ama aynı zamanda şehirdeki yoğun kahve kokusunu da mutlaka hissedeceksiniz. Hatta: şehirde kaldığınız sürede, zaman bulursanız, kahve pazarına da gitmenizi öneririm.

Özellikle uluslar arası alıcılar: Moshi kahvesine aşırı talep gösteriyorlar. Moshi şehrinden bir şeyler satın almak isterseniz: genellikle merkezdeki dükkanlar ve tezgahlarda, birçok hediyelik eşya bulmak mümkündür. Ancak, genellikle yöre kadınları tarafından yapılan el sanatı ürünleri pazaryeri ve sokak aralarında satılmaktadır.

Şehir merkezinden birkaç kilometre ileride ise, yemyeşil tarlalar görülüyor ki, bu tarlalarda: mısır, muz, kahve yetiştirildiğini öğreniyorum. Ayrıca: şeker kamışı tarlaları da görülüyor.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı
Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı

 

Ne yapılır

Önce: Milli park alanına giriş ücretlerinden söz etmek istiyorum. Park alanına günlük giriş için 70 dolar ücret ödeniyor. 5 gün süreli zirve tırmanışı yapacaklar ise, 650 dolar ödüyorlar. Bu bedelin içinde: giriş, konaklama, kurtarma bedeli bulunuyor.

Seyahat acentaları tarafından düzenlenen: rehber, aşçı, hamal gibi hizmetlilerin bulunduğu daha profesyonel ve konforlu turların ücreti ise, şehirde iki gece konaklama dahil, 1300-1500 dolar arasında değişiyor.

Ulaşım bölümünde dediğim gibi: Moshi şehrinden sonra, yaklaşık 1 saatlik yolculuk ardından: “Machame köyü” denen yere ulaşılıyor ve buradan Kilimanjaro Milli Parkı Machame Kapısı’ndan milli park alanına giriliyor.

Bu kapı: dikliği nedeniyle, zirve çıkışı için zor başlayan ama vücudu yüksek irtifaya alıştırarak çıkışı sağlaması nedeniyle zirveye daha rahat çıkışı sağlayan bir yer olarak biliniyor. Machame, diğer rotalar gibi gayet düzenli bir patika sisteminin parçasıdır.

Dağın zirvesine biraz dolaştırarak götürür ancak 6000 metre sınırına çıkılacağı için yüksekliğe uyumu sağlar. Bu nedenle de, zaten yoğun olarak burası tercih edilir.

Özellikle Temmuz ayında, buradan günde 200 civarında dağcının zirveye çıkış yaptığı söyleniyor. Bu sayı: biraz sonra anlatacağım Marangu rotasında ise, günlük 60 kişi civarında imiş.

Dağcılar ise:

Kapılardan en popüler olanı ve “Kibo” zirvesine en kolay ulaşımı sağlayan “Marangu” kapısını tercih ediyorlar. Bu kapı: Moshi şehrine 42 km. uzaklıktadır ve bu kapıdan zirveye yapılan tırmanışa “Coca Cola Rotası” ismi verilmiştir. Kibo zirvesine, çıkış-iniş yaklaşık 5 gün sürüyor. Çıkışta, sırt çantanızdaki malzemeler listeleniyor ve inişte bunlar kontrol ediliyor, çıkış-iniş sırasında hiçbir çöp bırakılmamasına dikkat ediyorlar.

Ciddi sağlık problemi olmayan ve düzenli spor yapan herkes, zirveye çıkabiliyor. Daha önce de söylediğim gibi, bu zirve, yüksek olmasına rağmen rota, pek yorucu olmaması ile tanınıp biliniyor. Zirveye çıkan, her ikisi de Amerikalı olan en genç kişi 7 yaşında, en yaşlı kişi ise 86 yaşında imiş.

Tanzanya Kilimanjaro Milli Parkı
Milli park alanında:

Dorukların eteklerinde muhteşem bir ekosistem izlenmektedir. Daha düşük düzlüklerde ise kahve ve muz üretimi yapılan yerler görülür. Topraklar o kadar verimli ki, burada 30 çeşit muz üretildiği söyleniyor. Çeltik tarlalarında ise, pirinç hasadı yapılıyor.

Daha alt kesimler ise, gür ve sık yağmur ormanları ile kaplıdır. Yükseklere çıkıldığında ise: zorlu bir doğa örtüsü ve kayaçlar hakimdir. Ancak: yüksek kesimlerde, çevrenin muhteşem manzaralarını görebileceğinizi unutmayınız.

Evet: Milli park alanındaki, altı yürüyüş alanında, yürüyüş yapabilirsiniz. Doğaseverler için: 1800-2800 metre yüksekliklerdeki tropik Montane Ormanlarına günübirlik yürüyüş turları düzenleniyor. Bu turlarda: üç farklı iklim kuşağına ait bitkiler, çiçekler, orkideler, maymunlar görülebiliyor.

İlginç olan şu: birçok ülkede, orman örtüsü 1800-1900 metre civarına kadar ilerlerken, burada ormanlar, 2000 metre yükseklikte daha yeni başlıyor ve kendinizi muhteşem yeşil bir ortamda yürürken buluyorsunuz. Patikalar: yüksek ağaçların arasında uzanıp giden uçsuz bucaksız dehlizler halinde yol alıyor.

Kilimanjaro dağının zirvesi “Uhuru Peak” yani Özgürlük Zirvesidir.

Bu arada; çevreci bir uyarıda bulunmakta yarar var, söylenenlere göre: Kilimanjaro dağının karlı-buzlu zirvesindeki buz tabakasının hızla eridiği ve bu hızla erimeye devam ettiği takdirde, 20 yıl sonra Kilimanjaro dağının zirvesindeki kar-buz tabakasının tamamen eriyeceği söyleniyor.

Ekvator’a bu kadar yakın olup ta, zirvesi binlerce yıldır kar-buzla kaplı bu dağ, son yıllarda hızla eriyormuş.

Evet devam edelim, park alanı içindeki etkinliklerden bir diğeri de: göller ve ırmaklarda, alabalık avcılığı yapabilirsiniz.

Özellikle, dağın güneydoğu yamaçlarında bulunan “Chala” göletini mutlaka ziyaret etmelisiniz.

 

Arusha Milli Parkı

Tanzanya ülkesinin kuzeydeki beş milli parkından biri olan “Arusha Milli Parkı”: Afrika kıtasının en yüksek beşinci dağı olan “Moshi” dağının çevresinde, Arusha şehir merkezine 60 km. uzaklıktadır.

Park alanına giriş: günlük 45 dolardır. Silahlı koruma ve rehber için: 15 dolar ücret alınır. 4 saatlik yürüyüş turu yapmak isterseniz, bu sefer 20 dolar daha ödemeniz gerekir.

Park alanı: yılda 60-70 bin kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Park alanında görebilecekleriniz: zebra, su aygırı, filler, zürafalar, maymunlar ve buffalolardır. Ancak: park alanı çevresinde tarım yapılan köyler: hayvanların geçişlerine izin vermiyorlar ve hayvanlar: park alanı içinde yani kapalı bir alan içinde yaşamak zorunda kalıyorlar.

Park alanındaki yaban hayatını izleme yürüyüşleri: silahlı korumalar eşliğindeki ziyaretçi konvoyları ile: yürüyüş, tırmanış, göllerde kano gezisi, cip safarileri ve köy gezileri şeklinde komplike düzenleniyor.

Kilimanjaro dağının en güzel fotoğraflarının buradan çekildiği söyleniyor.

Zanzibar

Genel

Serengeti Milli Parkı

Rusya Petersburg geziler

p.fiskiyeli havuz
Rusya Petersburg geziler Büyük Petro’nun yazlık konutu

Petersburg şehrinin dışında: imparatorluk zamanından kalma, taş malikaneler var. Peterhof, Puşkin ve Pavlovsk’a ait park ve sarayların tamamı: II. Dünya Savaşı sırasında, Almanlar tarafından işgal ve tahrip edilmiştir.

İmparatorluk Rusya’nın gücünün ve zenginliğinin bu büyüleyici anıtlarını, o zamandan bu yana, neredeyse tamamen yenilemiştir.

Petersburg şehri dışındaki, günübirlik gezilerin başlangıç noktası: Büyük Petro’nun yazlık konutu.

Büyük Petro’nun yazlık konutu

BÜYÜK PETRO’NUN YAZLIK KONUTU:

Peterhof’da bulunmaktadır. Finlandiya körfezine bakan, dik bir kayalık üzerinde kurulu malikane bahçesi: kentin 29 km. batısında uzanmaktadır. Buraya: banliyö treniyle ulaşabilirsiniz. Ama en zevklisi: deniz yolu ile gitmektir.

Kışlık Sarayın bitişiğindeki Neva kıyılarından, düzenli olarak, hidrofoilli tekneler kalkmaktadır. (sadece yazın) Hem sarayın hem da bahçenin göz kamaştırıcı zenginliği, Versailles’dan esinlenerek düzenlenmiştir.

Petro: Versailles’i; 1717 yılında ziyaret etmişti ve kendi malikanesinin, hem ihtişam hem de incelik bakımından Fransız kralınınkinden daha üstün olmasını istiyordu.

Ağaçlarla çevrili su bulvarı, iskeleden, Petro’nun mühendislerinin yetenek ve hayal güçlerinin zenginliğini yansıtan: Büyük Çağlayana ulaşır. 64 fiskiye ve 37 altın heykel: Samsonun bir aslanın ağzını ayırırken gösterildiği, ünlü Samson Çeşmesine, nefes kesici bir ortam sağlamaktadır.

Toplam heykel adedi: 250 dir.

Samson Çeşmesi

SAMSON ÇEŞMESİ:

Çeşme: Petro’nun 27 Haziran 1709 yılında (Aziz Samson Günü) İsveç karşısında elde ettiği zaferi simgelemektedir. Çağlayanın ve parktaki diğer çeşmelerin suyu: 22 km. güneydeki, Ropşa Tepelerinden getirilmektedir. Çeşmeler: Ekim’den Nisan’a kadar kapatılır. (donmaması için)

Çağlayan’ın en tepesinde: Büyük Saray’ın; sarı renkli ön cephesi bulunur. Sarayın: Alman işgalinden sonraki halinin fotoğraflarını görünce, yetenekli onarım işçilerinin gerçekleştirdiği dönüşüme hayran kalacaksınız.

Geniş bir alana yayılmış olan malikane bahçesinde, birkaç tane de daha küçük saray bulunmaktadır.

İlk olarak: deniz kenarındaki “Monplaisir” tamamlanmıştır. (1714-1722) Burası: Petro’nun gözdesiydi. Çünkü: çalışma odasından denize doğru baktığında, Finlandiya Körfezini, boylu boyunca görebiliyor ve yeni oluşturulan donanmasına hayranlıkla bakabiliyordu.

PUŞKİN KASABASI:

Vitebsk İstasyonundan (vitebskiy vokzal); 25 km. ötedeki Puşkin kasabasına, düzenli olarak giden banliyö trenleri bulunmaktadır. Kasabaya: ünlü şairin ölümünün 100. yıldönümünde (1937 yılı) ismi verilmiştir.

Kasabanın önceki adı: çariçeler Yelizaveta ile Büyük Yekaterina’nın 18. yüzyılda yaptırdıkları parklar ve saraylardan ötürü: Çarskoye Selo’ydu. (Kraliyet Kasabası)

Kasabadaki en dikkat çekici yapı: beyaz, altın renkli ve parlak morumsu maviye boyanmış, devasa, Barok şaheseri: bir saray var.

Yekatherina Sarayı

YEKATERİNA SARAYI (YEKATERİNİNSKİJ DVORETS) :

Burası, Kışlık Sarayında tasarımını yapan Bartolemeo Rastrelli tarafından tasarlanmış ve adını I. Yekaterina’dan (Büyük Petro’nun ikinci karısı) almıştır. Sarayın yanında: Akik Odaların yanı sıra, güzelce boyanıp parlatılmış taşlarla süslü banyo evi ve malikane bahçesinin muhteşem manzaralarının görülebildiği “Cameron Galerisi” var.

Sarayda, ayrıca yeniden inşa edilen “Kehribar Oda” da görülebilir. Bu kehribar odasının bir hikayesi var. Savaş yıllarında (II. Dünya Savaşı), Almanlar tarafından bu oda içindekiler çalınmış ve oda, muhteşem bir titizlikle yeniden kurulmuş.

Yekatherina sarayı

Titizlikle düzenlenmiş bahçenin çeşitli noktalarında, pek çoğu Büyük Gölün kıyılarında bulunan, pavyonlar ve anıtlar var. Gölün, öteki ucundaki Mermer köprüyle, Büyük Yekaterina’nın en sevdiği evcil köpeklerinin gömüldüğü Piramide ulaşılıyor.

Puşkin’e gelen tren, birkaç kilometre ötedeki “Pavlovsk”a devam eder. II. Yekaterina’nın özel bir konak inşa etmesi için oğlu imparator I. Pavel’e hediye ettiği arazidir.

Bu yüzden: ismi “Pavlovsk” taki kraliyet bahçesi, bir peyzaj mimarisi şaheseridir. Büyük Saray’ın sarı ve beyaz renklerdeki klasik tasarımı, Puşkin’in Barok ihtişamıyla karşıtlık oluşturur. 1782-1786 yılları arasında yapılan sarayın mimarı Charles kamerondur.

Rus klasisizmine uygun olarak inşa edilmiştir. Sarayda, Grandük Pavel’in, kanatlarla kuşatılmış bir heykeli var. Fakat: Pavlovsk’ta: asıl görülmesi gereken yer: 600 hektarlık Parktır.

Buraya piknik yapmaya gelenleri görebilirsiniz.

Burası: Rus keşifçilerinin diyarıdır. 1909 yılında, Rusya’da ilk kez keşifçi ateşi yakılmıştır. Her yıl, Nisan ayının 30 gününde, Pavlovsk’ta yakılan ilk ateş, şenliklerle kutlanır.

Rusya Petersburg Petrograd

p.petrograd adası kumsalı.1
Rusya Petersburg Petrograd

16 Mayıs 1703 tarihinde, Büyük Petro, Neva’nın kuzey tarafında bulunan Tavşan Adasını ( adanın adı Fin dilinde tavşan adası anlamına geliyor) kazmaya başlayınca, yeni kentin, ilk yapı projesi olan: Petro-Pavel Kalesinin inşası başlamış olur.

Bu tarih, kentin kuruluş günü olarak kabul edilir.

Petro: kale için çok uygun bir yer seçmişti. Kale: Neva Nehrinin kolları arasında kalan, küçük bir adanın üstünde kuruluyordu.

Rusya Petersburg Petrograd

PETRO-PAVEL KALESİ (PETROPAVLOVSKAYA KREPOST):

Şehrin ilk yapısı olma özelliğini de taşımaktadır. Kalenin temel atma günü olan, 16 Mayıs 1703 tarihi, Petersburg’un doğum günü sayılır. Kaleye ait duvarlar ve tabyalar: ağaç ve topraktan yapılmıştır. 1706 yılında kerpiçle inşasına başlanmış ve 1740 yılında tamamlanmıştır.

İç avlunun ortasında: altın kule külahının üstünde uçan bir melek figürü bulunan çok katlı Çan kulesiyle, Petro ve Pavel Katedrali yükselir. Zafer kapısı görünümündeki oymalı altın kaplama ikonostas: 1722-1726 yıllarında, Moskova baroku üslubunda yapılmış olup, muhteşem bir güzellik sergiliyor.

Rusya Petersburg Petrograd

Fakat: 300 yıllık varlığı süresince, kaleye hiçbir saldırı düzenlenmemiştir.

Kale tamamlandığında: Petro, İsveçlileri yenmiş ve kentin savunma noktaları, Neva Irmağının ağzının ilerisindeki bir ada olan “Kronstadt” a taşınmıştır.

Bu yüzden: kale, farklı amaçlar için kullanılmıştır. Rusya’nın en ünlü siyasi hapishanesi olarak uzun süre kullanılmıştır.

Oğlu Aleksey başta olmak üzere, Çarın hoşnutsuzluğunu kazanan birçok ünlü kişi: Trubetskoy Burcu’nun hücrelerine hapsedilmişlerdir.

Daha sonraki zamanlarda: buraya kapatılanlar arasında: Dekabristlerin liderleri, Dostoyevski, Gorki ve Troçki ile Lenin’in ağabeyi Aleksandr vardı.

Kale topraklarında, ayrıca St. Petersburg tarihini anlatan bir müze var.

Her öğlen saat tam 12.00 olduğunda, surlardan ateşlenen top sesini duyarsanız, şaşırmayın. Çünkü: 1736 yılından bu yana, geleneksel olarak bu olay tekrarlanmaktadır. Petersburg’lular bu sesi duyduklarında saatlerine bakar, ileri yada geri ise, saatlerini ayarlarlar.

p.saint simon ve annanın küçük kilisesi.1
Rusya Petersburg Petrograd

SVİTOY PYOTR VE SVİTOY PAVEL KATEDRALİ (PETROPAVLOVSKİJ SOBOR);

1714-1733 yılları arasında, İsveçli mimar Domenico Trezzini tarafından yapılmıştır. Zarif bir kulesi
vardır. İnce, altın kule külahı; çan kulesi, 122.5 metre uzunluğundadır. Bu yüksekliği ile, şehrin en yüksek mimari yapısıdır.

I. Petro ve pek çok halefi: Romanov soyundan gelen Rus Çarlarının neredeyse tamamı; katedralin zengin süslemeli iç mekanında gömülüdür. Petro’nun lahdi: ikonostasisin önünde, en sağ uçtadır. Yöre halkı, bugün, buraya hala çiçek getirmeye devam eder.

Petro: kalenin inşası sırasında: bir kulübede yaşar.

 

PETRO’NUN KULÜBESİ (DOMİK PETRA);

Kaleye, kısa bir uzaklıktadır. Yalnızca: 3 gün içinde yapılmıştır. Taş bir binanın içinde, orijinal haliyle korunarak günümüze kadar gelmiştir.

p.aurora gemisi.1
Rusya Petersburg Petrograd

AURORA KRUVAZÖRÜ:

Kulübeye çok yakın bir noktada bulunmaktadır. 1903 yılında yapılmıştır. Bu küçük savaş gemisi: 1904-1905 arasında süren Rus-Japon savaşı sırasında: Uzakdoğu’da kullanılmış, ancak tarih kitaplarındaki yerini, mürettebatının Ekim 1917 tarihinde, Bolşeviklerin Kışlık Saraya saldırısını haber vermek için, kuru-sıkı bir top mermisini ateşlemesiyle kazanmıştır.

1956 yılında yenilenip, tarihi bir anıt olarak ziyarete açılmıştır.

Rusya Petersburg Petrograd

Evet, gezimize devam ediyoruz. Aurora’nın ilerisindeki köprünün öbür tarafında uzanan: Viborg Yakasına geçiyoruz.

VİBORG YAKASI:

Ekim Devrimiyle yakından ilişkili bir yerdir. II. Nikolay’ın tahtından feragat ettiğini duyan Lenin; Nisan 1917 tarihinde, sürgünden döndüğü Finlandiya İstasyonuna gelmiştir.

Bölge işçilerinin coşkuyla karşıladığı Lenin, istasyonun dışına park etmiş, eski bir zırhlı arabanın üzerine çıkarak, ateşli bir konuşma yapar.

Bu olay, bugün meydanda duran, Lenin heykelinde anılmaktadır. Lenin, otoritelerin dikkatini çekmemek için, Ağustos ayında, Finlandiya’ya gider. Ekim ayında dönüp, Bolşevik isyanına öncülük yapar.

Her iki seferde de: takma isimle yolculuk edip, Finlandiya Demiryollarının, 293 numaralı lokomotifinde, ateşçi olarak gizlenir. Söz konusu buharlı lokomotif; 1957 yılında, Finlandiya tarafından SSCB’ye sunulmuştur ve bugün istasyonun içinde sergilenmektedir.