Bu bölgedeki gezimize: Dısorder Boutıque’den başlıyoruz.
DİSORDER BOUTİQUE
B2-Needless Alley-West Midland bölgesindedir.
Burası: ünlü Guardian gazetesi tarafından, Birmingham şehrini ziyaret etmek için seçilen 5 sebepten birisidir.
Oradan yeşil bir alan içindeki katedrale gidiyoruz.
AZİZ PHİLİPS CATHEDRAL-BİRMİNGHAM CATHEDRAL
B3-2QB-Colmore Row adresindedir.
Barok tarzındaki yapı: Thomas Archer tarafından tasarlanmış ve 1715 yılında kutsanmıştır. Birmingham şehri: 1905 yılında piskoposluk olunca: St Philip: katedral olmuştur. İlk piskopos Charles Gore’nin heykeli batı kapısında durmaktadır. Yapının içindeki ince pencereler ise, Burne-Jones tarafından yapılmıştır. Yapının çarpıcı barok mimarisi, büyük vitray pencereleri, büyük merkezi kubbesi ve kilise meydanı ilgi çekmektedir.
Kuzeye doğru yürüyünce yine bir dini yapı karşımıza çıkıyor.
ST CHAD KATEDRALİ
B4-6EQ-Saint Chands Quennsway adresindedir.
Birmingham şehir merkezinde bulunan ve görkemli mimarisi ve oymaları bulunan yapı: Roma Katolik katedrali gotik tarzında yapılmıştır. Öte yandan: katedral, İngiltere’de inşa edilen ilk Katolik Roma katedralidir ve 1841 yılında tamamlanmıştır.
Sonra geri dönüyoruz ve birbirine yakın üç mekanı göreceğiz.
CHAMBERLAİN MEMORİAL LİBRARY
B13-8QG-Mosoley-Yew Three Road-Highbury Hall adresindedir.
Eski Birminghamli siyasetçi Joseph Chamberlain’in evidir. Highbury Hall denen yapının içindedir.
Ev: 19. yüzyıldan kalmadır. Büyük kitap koleksiyonu yanında, yapının hemen yanındaki Highbury Park: gezinti ve yürüyüşler için idealdir.
TOWN HALL
B3-Victoria Square adresindedir.
Şehir merkezinde bulunan Belediye binası ve bitişik Müzesi ve sanat galerisi: İtalyan Rönesans tarzında 19. yüzyılda inşa edilmiştir. Onun saat kulesi: yerel halk tarafından sevgiyle anılır ve “Big Brum” olarak isimlendirilir. Bir anlamda, Londra’da bulunan “Big Ben” in Birmingham şehrindeki benzeridir.
BİRMİNGHAM MÜZESİ VE SANAT GALERİSİ-BİRMİNGHAM MUSEUM AND ART GALLERY
3DH-B3-Chamberlain Square adresindedir.
Giriş ücretsizdir.
Şehrin kalbindeki bu müzede: önemli tarihi tablolar ( örneğin: John Constable, Paul Rubens, Thomas Gainsborough, Peter gibi saygın sanatçıların) bulunmaktadır. Bunun dışında: seramik sergileri, tarihi yerel eserler ve heykellerin yanı sıra: ünlü İngiliz sanatçıların resimlerinin geniş bir koleksiyonu bulunmaktadır.
Buradan sonra uzun bir yürüyüş ile, güneyde bir başka bölgeye geçiyoruz.
ST MARTİN KİLİSESİ-ST MANTİN’S CHURCH
B5-Edgbaston Street adresindedir.
Burası aynı zamanda “Bull Ring Katedrali” olarak da bilinir. Buradaki ilk kilisenin, muhtemelen 13. yüzyılda Norman döneminde yapıldığı düşünülmektedir. Bugünkü yapı ise 19.yüzyılın sonlarına aittir. Yapının içi: Burne-Jones ve William Morris tarafından dekore edilmiştir. 2003 yılında dış temizliği yapılan kilise yenilenmiştir.
Yine uzun bir yürüyüş ile, başka bir mekana yöneliyoruz.
GUN BARREL PROOF HOUSE
B5-5RH-Banbury Street adresindedir.
1880’lerden önce, İngiltere’de üretilen hemen hemen bütün silahlar, Birmingham şehrinde yapılmıştır. Ancak, bu silahlar, 1813 yılına kadar tüm testlerinin yapılması için Londra şehrine gönderilmek zorunda kalınıyordu. Aynı yıl: bunu önlemek için, bu tesis: John Horton tarafından açılmış ve Londra testleri bitirilmiştir.
Günümüzde burada: müze ve kütüphane bulunmaktadır ve bunlar orta avluda toplanmıştır. Kapının yukarısındaki muhteşem heykel: heykeltıraş William Holins tarafından yapılmıştır.
Sonra hedefte, Müze koleksiyonlarının sergilendiği yer bulunuyor.
MÜZE KOLEKSİYONLARI MERKEZİ
B7-4RQ-Dollman Street adresindedir.
Birmingham Müzeleri ve Art Galerilerinde saklanan koleksiyonların yüzde 80 lik bölümü: burada tek bir çatı altında toplanmıştır.
Duddeston istasyonuna yakın, 1.5 hektarlık sitede: yüzlerce nesne bulunmaktadır. Koleksiyon içinde bulunanlar: buhar makinesi, heykeller, Austin Rover ve MG motorlu araçların koleksiyonu, kırmızı bir telefon kulübesi ve Sinclair C5 görülebilir.
Müzenin bu koleksiyonu: önceden düzenlenmiş turlarla ziyaretçilere gösterilmektedir. Yani buraya gitmek isterseniz, önceden telefonla randevu almanız gerekir.
ST ANDREWS STADİUM
B9-4NH-Cattell Road adresindedir.
Burası: Birmingham City futbol takımının stadyumudur. Aston Villa takımından daha az başarılı olmasına rağmen, şehirde güçlü bir hayran kitlesi bulunmaktadır. Stadyumun seyirci kapasitesi 30 bin kişidir.
Bu bölgede gezebileceğiniz diğer yeler:
TYSELEY LOKOMOTİF-DEMİRYOLU MÜZESİ
B11-2HL-Tyseley.Warwick Road üzerindedir.
Demiryolu müzesi, şehir merkezinin doğu ve Tyseley tren istasyonunu yakınında Tyseley alanındadır. Burada buharlı lokomotifler ve ilginç demiryolu objeleri bulunmaktadır. 1999 yılından bu yana: Snow Hill ve burası arasında popüler bir buharlı tren hizmet vermektedir.
Şimdi biraz daha uzaklara gidiyoruz.
COVENTRY ROAD
B26-West Midland bölgesindedir.
Şehir merkezine 20 dakika uzaklıktaki bu merkezde: aradığınız her şeyi bulup satın alabilirsiniz.
BLAKESLEY HALL MUSEUM
B25-Yardley-Blakesley Road adresindedir.
Sadece salona giriş ücretlidir ve 4 paund. Ahşap çerçeveli bu ev: Birmingham şehrinin önde gelen tüccar ailelerinden birinin üyesi Richard Smalbroke tarafından 1590 yılında yaptırılmıştır. Aradan 400 yıl geçmesine rağmen: hala güzelliğini muhafaza ettiği görülmektedir. Burayı ziyaret ederseniz: geleneksel bitki ve meyve bahçesini, boyalı odadaki 400 yıllık duvar süslemelerini, büyük salonda 1684 yılından kalma mobilya parçalarını görebilirsiniz.
Her ayın ilk Pazar günü, giriş ücretsizdir.
İngiltere Birmingham Gezilecek Yerler: Şehirdeki gezimize: ilk olarak Oozells Street üzerinde bulunan bir sanat galerisinden başlıyoruz. Burası: kırmızı tuğlalı bir yapı olarak dikkati çekiyor.
İKON GALLERY-SANAT GALERİSİ-İKON EASTSİDE
B1-2HS-Oozells Street adresindedir. Galeri: çağdaş sanat için Avrupa’nın önde gelen mekanlarından biridir. Geniş bir sergi alanı, düzenli görüntüler ve olaylar: İkon da bir kitapçı ve lezzetli İspanyol mutfağı ile tanınan saygın bir restoran bulunmaktadır. Salı ve Cuma günleri, saat: 11.00-19.00 arasında açıktır. Cumartesi ve Pazar günleri ise: 11.00-17.00 arasında açıktır ve giriş ücretsizdir.
Burayı gezdikten sonra, kuzeye doğru kanal boyunu takip ederek yürüyoruz ve bu kez karşımıza büyük ve ilginç mimarisiyle bir yapı çıkıyor.
NİA-NATİONAL INDOOR ARENA
B1-King Edwards Road adresindedir. Burası: İngiltere’nin önde gelen spor arenasıdır. Seyirci kapasitesi: yaklaşık 10 bin kişidir. Bir kamu eğlence merkezi ve konser alanı olarak görev yapmaktadır.
Daha sonra aynı yoldan geri dönüyoruz ve kanalın karşı yakasındaki bir meydana ulaşıyoruz. Burası: Centenary Square’dir ve burada iki yapıyı göreceğiz.
SYMPHONY HALL-CENTRE
B1-2EA-Broad Street adresindedir. 1991 yılında açılmıştır. Dünya standartlarında akustiği ve çarpıcı oditoryumu sayesinde İngiltere’nin en iyi konser salonudur ki, dünyanın da en iyilerinden birisi olarak kabul edilir. Birmingham City Senfoni Orkestrası burada çalışmaktadır. Ayrıca: düzenli toplumsal olaylar, mezuniyet törenleri ve konferanslar burada yapılır. Oditoryum konser salonunun seyirci kapasitesi 2262 koltuktur.
THE ICC-ULUSLARASI KONGRE MERKEZİ
B1-Broad Street, West Midlands bölgesindedir. 7 salonu ile, şehrin önde gelen konferans mekanıdır. 12 Haziran 1991 tarihinde Kraliçe Quenn Elizabeth II tarafından açılan bina: 4.5 yıllık bir süreçte tamamlanmıştır. Mimarlar Percy Thomas ve Renton Howard dır.
SOSYAL KONUT
B1-1BB-Victoria Square bölgesindedir. Bir zamanlar “Ann Street” olarak isimlendirilen bölgedeki bu yapı: 1874-1879 yılları arasında Yeoville Thomason tarafından inşa edilmiştir. Yapıldıktan sonra: kent konseyi ofisleri burada bir araya gelmiştir. Binanın cephesi: Victoria meydanına bakmaktadır ve alınlık kısmında: Britannia Birmingham üreticilerini gösterir sembol bulunmaktadır.
BİRMİNGHAM CANALS-KANALLAR
Birmingham şehrinde Venedik’ten daha fazla kanal olduğu söyleniyor. Ama yazının başında da söz ettiğim gibi, şehir Venedik’ten daha büyük olduğundan bu kanalların çokluğu hissedilmiyor. Kanalların geneli şehrin merkezinden öte çevre bölümündedir. Kanallar ilk olarak, 18.ve 19.yüzyıllarda: suyolları oluşturmak için şehrin kalbine su taşıması sağlanması için yapılmıştır. Kanallardaki su: bu güne kadar muhafaza edilmiştir. 18.yüzyılın sonlarında: yüzlerce kanal teknesi Midlans ve ötesindeki hedeflere yük taşımak üzere şehrin içinden geçerek ilerlemişlerdir.
Şehirde: 18. yüzyılın ortalarında 174 km. kanal bulunduğu biliniyor. Ancak, günümüze bunlardan yalnızca 114 km. lik bölüm kalmıştır. Çünkü: diğerleri ortadan kalkmıştır. Şehrin merkezinde bulunan 15 km. lik kanal boyunca: güvenli ve keyifli yürüyüşler yapılabilmektedir. Yürürken veya botla kanallardan gezerken: şehrin ve sanayinin gelişimini görebilirsiniz. Dar tekne ve kabin kruvazörler şehir merkezinde demirlemektedirler.
En popüler demirleme yeri, birçok pub ve parlak boyalı dar teknelerin bulunduğu: Gas Street havzasıdır.
Kanallardaki günlük tekne gezileri: Gas Street Havzası ve Kingston Row boyunca: hergün çalışır. Ayrıca: biraz önce söylediğim gibi: kanal boyu yürüyüşleri için: Brindley Walk, Summer Row ve Kingston Row gibi yürüyüş yolları bulunmaktadır.
Şehrin sembolü arıdır. Çünkü: çok çalıştıklarını ve sanayinin çok geliştiğini söylemektedirler. Bu arı sembolüne şehrin çeşitli yerlerinde rastladığınızda, mutlaka ilginizi çekecektir.
Şehir, İngiltere’nin kuzeybatı bölgesindedir. Şehir yemyeşil olmasıyla göze batmaktadır. Uçsuz bucaksız yeşillikler, şehir ziyaretçilerinin ilgisini çekmektedir. Ancak, yine de bu şehirdeki yeşil alanlar, Londra şehrindekilerden daha azdır. Burası bir anlamda, beton bir endüstri şehridir de denilebilir. Şehir her ne kadar deniz kıyısında olmamasına rağmen, Liverpool şehrinden buraya yapılan 50 km. lik kanal üzerinde büyük gemiler geçiş yapabilmektedirler ve bunun sonucunda: Manchester şehrinde üretilen mallar: dünyaya Liverpool limanı üzerinden dağıtılmaktadır.
İngiltere’nin diğer şehirleri değerlendirildiğinde, buranın pek fazla güzel yanından söz etmek mümkün değildir. Buranın özellikle müzeleri ilgi çekmektedir. Öte yandan: sanat ve müzik açısından da şehir ileri düzeydedir. Öğrenci ağırlıklı bir şehir olduğu için: özellikle gece hayatı hareketlidir ve İngiltere’nin diğer yerlerinde olan birçok konser, burada da düzenlenmektedir. Londra şehri ile kıyaslandığında: Manchester şehri: sakinliği ve kalabalık olmaması ile öne çıkar.
Müzik severler hatırlayabilirler, bu şehir; 1960’lı yıllarda “Be Gees” gurubunun doğduğu yer olarak bilinir.
Lonely Planet’in Seyahatin En İyisi 2023 listesinde yer alan tek Birleşik Krallık şehridir ve National’daki tek Birleşik Krallık şehridir. Geographic’in dünya çapında ziyaret edilmesi gereken mutlaka görülmesi gereken yerlerden 25’ini her yıl belirleyen etkili “Dünyanın En İyileri Listesin” dedir.
Şehir merkezi benzersiz ve eklektik restoran ve barlarla doludur. Mağazalar, müzeler, galerilere sahip olan şehir bölgesinde kolayca gezinebilir, ulaşım bağlantılarına göre ilçeleri, ilgi çekici pazar kasabaları, geleneksel barlar, güzel yeşil alanlar ve yürüyerek veya bisikletle keşfedilecek su yolları dahil olmak üzere burada güzel zaman geçirebilirsiniz.
TARİH
Roma döneminden bu yana, şehrin bugün bulunduğu yerde yerleşim söz konusu olmuştur. MS.140 yıllarında: Romalılar bölgeden çekilince: onların “Mamuciam” olarak isimlendirdikleri ve kullandıkları şehir: harabeye dönüşür. 920 yılında ise, Sakson kral Edward Elder, burayı ele geçirir ve şehrin surlarını yeniden yaptırır.
1066 yılında: Norman işgalini takiben, şehir ve çevresindeki birçok arazi: Norman baronları arasında paylaşılır. Aynı dönemde, şehrin bulunduğu alan Albert de Gresie Manchester Monar tarafından satın alınır ve takip eden 200 yıl boyunca, ailesi buraya sahip olur.
14.yüzyıla gelindiğinde: Manchester şehrinin varlığını sürdürdüğü ve St Ann meydanında, yıllık fuar düzenlendiği ve her hafta cumartesi günleri Pazar kurulduğu bilinmektedir. 1322 yılında, burada, tekstil üretiminin yapıldığı görülür.
1422 yılında: Thomas de la Warre isimli bir baron tarafından: şehirde bir üniversite ve Anglikan kilisesi kurulur. 1596 yılında ise, bölge Londra eski Belediye Başkanı Sir Richard Mosely tarafından satın alınır.
18.yüzyıl ortalarında: şehir bölgenin en kalabalık yeri olarak ortaya çıkar. 1759 yılında, madenlerden kömür taşımak için kanal inşaatı başlar. 1765 yılında: Castlefield kanalı tamamlanır.
19.yüzyıla gelindiğinde: şehirde mekanizasyon ve sınai faaliyetler hızla büyür. Tekstil üretimi için büyük fabrikalar inşa edilir.
Evet, bir zamanlar: Karl Marx’ı derinden etkileyen Engels: babasının tekstilde çalışması nedeniyle, burada yaşamış ve bu sürede: dokuma ve tekstil işçilerinin sıkıntılı durumunu görünce “The Condition of the Working Class in England” isimli eserini, 1845 yılında yazmıştır.
1894 yılına gelindiğinde ise, 7 yıllık bir çalışmanın ardından, Manchester Ship Canalı açılır.
II. Dünya Savaşı dönemine gelindiğinde ise, bu tekstil fabrikalarının çoğunun: silah üretimine ayrıldığı görülür.
Ancak, 1940 yılına gelindiğinde: şehirde Free Trade Hall, Katedral başta olmak üzere, birçok Victoria dönemi binasının, Nazilerin hava akınları sonucu yıkıldığı görülür.
1996 yılında IRA örgütünün bombalar patlattığı şehir, takip eden dönemde: önemli ölçüde değişmiş ve post-endüstri kenti olarak, depolar, fabrikalar, daire ve ofisler, sanat merkezleriyle önem kazanmıştır.
Günümüzde: halen şehirdeki büyük dokuma ve tekstil sanayi: Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika gibi ülkelerin çarşaf, havlu, yastık gibi ürünlerine olan ihtiyacı karşılamaktadır.
ULAŞIM
Londra-Manchester arasında trenle 2 saatlik yolculuk yapmak gerekir. Northern Rail: genelde Manchester Oxford Road, Piccadily veya Victoria istasyonlarına: kuzeyden, hızlı, düzenli ve direkt hizmetler sunmaktadır.
İstanbul-Manchester arasında, direkt uçuşlar bulunmaktadır. Uçuş süresi yaklaşık 3.5-4 saat sürmektedir. Uçuş sırasında, uçakta dağıtılan “Landing Card”ı: havaalanına inmeden önce doldurmanızı öneririm. Bu kart: vize görevlisini, pasaportunuz ile birlikte verilecektir.
Havaalanına gelince, şehrin havaalanı ismi “Manchester-Boston” bölgesel havaalanıdır. Burası, aynı zamanda, ülkenin en büyük üçüncü kargo havaalanı olarak hizmet vermektedir. İngiltere’nin üçüncü büyüklükteki bu havaalanı: şehir merkezine 16 km. uzaklıkta, güneybatıdadır.
Havaalanında: vize kontrol ve ardından valizlerinizi aldıktan sonra: çıkışa, gümrük kontrole doğru yürümelisiniz. Yanınızda gümrüğe tabi eşya varsa “Goods to Declare” yani “kırmızı” kapıya: yanınızda gümrüğe tabi eşyanız yoksa “Nothing to Declare” yani “yeşil kapı” ya yönelmeniz gerekir.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım çok kolaydır. Havaalanından “Trains” tabelalarını takip edin ve yaklaşık 10 dakika kadar yürüyün, tren istasyonuna ulaşırsınız. Buradan, sık sık hareket eden trenler ile şehir merkezine gidebilirsiniz. Yaklaşık 25-30 dakika sonra, şehir merkezindeki Piccadily istasyonuna varabilirsiniz. Buradan ise, şehrin her yerine ulaşmak mümkündür.
ALIŞVERİŞ
Alışveriş merkezleri, Manchester Arndale ve The Trafford gibi merkez ve ana cadde destinasyonları bulunmaktadır. Özellikle King Street ve Spinningfields civarındaki butikleri ziyaret etmenizi önerebilirim. New Cathedral Street’e gidin ve tasarımcı mağazalarını görün. Kuzey Mahallesi sayısız vintage mağazaları, plak dükkanları, kafeler, bar ve restoranlara ev sahipliği yapmaktadır.
Harika fırsatlar ve çeşitli tasarım markaları sunan bir alışveriş mağazası için Cheshire Oaks Designer Outlet mağazasında 145’den fazla butikten oluşan çeyrek milyon metrekarelik perakende alanına sahiptir.
ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI
Şehirde, trafikle ilgili başlıca konu: trafiğin, birçok yerin tersine “sağdan” akmasıdır. Bu durum: gerek araba kullanırken ve gerekse yaya geçitlerinden geçerken, ziyaretçileri etkilemektedir.
Araba kullanırken, sağdan akan trafiğe alışmak bir süre zor olabilmektedir. Araba kullanmasanız da, bu kez yaya geçitlerinden geçerken, yine bu sağdan akan trafik sıkıntı yaratabilmektedir, çünkü: trafik soldan aktığında yaya geçidinden geçerken önce sağa bakmanız gerekir, halbuki trafik sağdan akarken önce sola bakmanız gerekiyor, bu söylediklerimi unutursanız, yaya geçitlerinde tehlike yaşamanız mümkün olacaktır.
Şehirde mükemmel bir toplu taşıma sistemi bulunmaktadır. Bu toplu taşıma sisteminde: tramvay, otobüs ve trenler etkin bir ağa sahiptir. Londra için metro ne ise, Manchester için tramvay odur. Yani, şehirde her yere, tramvay ile ulaşabilirsiniz.
Gezginlerin ihtiyaçlarını karşılamak için, bilet ve paso sistemi bulunmaktadır. “Day Saver” denilen bir bilet ile: otobüs, tren ve tramvayların hepsine binebilirsiniz.
Bunların dışında: şehir ziyaretçileri, çoğu zaman burada bir araba kiralamaktadırlar. Araba ile çevre seyahatleri en uygun yöntemdir ve kolaydır.
Otobüs
Otobüs sistemi, şehrin tümünü kapsar ve bölgedeki otobüsler: hem halk ve hem de turistler tarafından yoğun olarak kullanılır. Otobüsler şehir ve çevresine seyahat etmek isteyenler için en ucuz yolu sunarlar. Çevredeki birçok kasaba ve bölgelere, otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Otobüs tarifeleri ve rota bilgileri, otobüs duraklarında bulunmaktadır.
Metrolink
Şehir merkezinde hızlı seyahat etmek isterseniz, bu tramvay sistemini kullanmalısınız.
Trenler
Şehirde, 4 ana tren istasyonu bulunmaktadır. En büyük ve popüler istasyon: Piccadily Tren istasyonudur. Sürekli tren kullanarak şehri gezmek isterseniz, günlük 2.5 paund ücret ödeyerek, sınırsız tren ulaşımı bileti satın almalısınız.
Taksiler
Taksiler, şehir merkezinde kısa mesafeli yolculuklar için en popüler ve kullanışlı yollardan birisidir. Şehirde, iki gurup taksi bulunmaktadır. Bunlar: “Mini cab” olarak isimlendirilen, siyah ve eski tip taksiler ve özel taksilerdir.
Özel taksiler, siyah taksilere göre biraz daha pahalıdır. Ancak, şehir merkezi çok büyük olmadığından hangi taksiyi tercih ederseniz edin, en fazla 15-16 paund ödemeniz gerekir. Evet, taksiler oldukça ucuzdur ve şehrin birçok yerinde bulunurlar.
Yalnız, ilçelerde taksiler telefon ile çağırılır. Taksiye bindiğinizde, sürücü hemen taksimetreyi açar, ancak birçok yerde olduğu gibi, sürücü yabancı olduğunuzu anladığında gitmek istediğiniz yere, birkaç kilometre daha uzaktan gidebilecektir.
Bu da en fazla 4-5 paund fazla yazacaktır. Ayrıca: gerek gece geç saatlerde ve gerekse fazla bagajınız olması durumunda, sürücü ilaveten fazla ücret talep edebilecektir. Taksiye binmeden önce, sürücü ile konuşmanızı öneririm.
TATİL GÜNLERİ
1 Ocak New Years Day
29 Mart Good Friday
1 Nisan Easter Monday
6 Mayıs Early May Bank Holiday
27 Haziran Spring Bank Holiday
26 Ağustos Summer Bank Holiday
25 Aralık Christmas Day
26 Aralık Boxing Day
TURİZM
Öncelikle şunu bilmekte yarar var. Manchester şehrini ziyaret ettiğinizde, şehir haritası almak isterseniz, bir turizm ofisine müracaat etmeniz gerekir ki, bu ofisler, saat: 10.00 da açılıyorlar.
Kapsamlı tramvay sistemi sayesinde, şehirde gezinmek gayet kolaydır.
Çeşitli ilçelerdeki en popüler gezi alanlarının başında, merkezi bir konumda bulunan “Piccadilly Garden” gelmektedir.
Kuzeyde: biraz daha bohem tarzdaki Kuzey Mahallesi, Chinatown ve Canal Street bulunur.
Batıda: Milliennium Quarter da oldukça özeldir.
Güneybatı uçta: Castlefield ve kıyı restoranları ve Deansgate Dock bulunur.
Şehirde konaklamak için en uygun alanlar: St Peter Meydanı ve Albert Meydanı çevresindeki yerlerdir. Ancak, şehirde konaklamayı düşünenler: Manchester United futbol takımının kendi evinde yani dünyaca ünlü Old Trafford stadyumunda maçı varsa: kısa süreli konaklama için yer bulmak neredeyse imkansız hale gelmektedir. Böyle bir durumda: otel bulmak için, Greatar Manchester ilçesinde bulunan banliyöleri tercih edebilirsiniz.
Muhtemelen şehrin en güzel binası “John Rylands Kütüphanesi” dir.
“Town Hall” merkezi: Albert meydanına hakim bir konumda, Victoria gotik mimari stilinin en güzel örneğidir ve büyük cam, üçgene benzeyen yeni ve çarpıcı müze ilgi çekmektedir.
“Manchester Katedrali”: 15.yüzyıldan kalma birçok parçası ile, şehir merkezinde ayakta durmaktadır.
“Bilim ve Sanayi Müzesi”: buhar motorları ve lokomotiflerle ile ilgili interaktif görüntülerin de bulunduğu, şehrin en büyük müzesidir.
“Manchester Sanat Galerisi”: tablolar ve etkileyici heykellerden oluşan daimi koleksiyonu ile ilgi çekmektedir.
“İmperial War Museum”: askeri hatıralara ait geniş koleksiyona sahiptir.
“Lowry”: dramatik bir cam ve çelik yapıdır ve burada, şehrin en sevilen sanatçıları Lawrance Stephan Lowry’e ait 300 tablo ve çizim bulunmaktadır.
“Manchester Üniversitesi”: şehir merkezinin güneyinde, yaklaşık 1.5 km. uzunluğundaki bir alanda yayılan İngiltere’nin en eşsiz üniversitelerinden birisidir.
Kapsamlı üniversite tesisleri içinde iki müze bulunmaktadır. 40 bin öğrencinin eğitim gördüğü söyleniyor.
Machester şehri: İngiltere’nin en önemli gay ve lezbiyen yerlerinden birini barındırmaktadır. Şehir merkezinde, birçok eşcinsel ve gay dostu: bar, kulüp ve oteller bulunmaktadır.
Canal Street, Rochdale bölgesi ve Gal Village alanlarında yerleşiktirler.
MANCHESTER ÜNİVERSİTESİ
Manchester üniversitesi, geçmişinde: Rutherford tarafından atomun ilk olarak parçalandığı yer olarak bilinir. Ayrıca: radyo, astronomi ve programlanabilir kompüter uygulamaları, dünya bilimsel tarihinde ilk defa burada yapılması ile bilinir. Buradan yetişen öğrencilerin, 20 civarında Nobel sahibi oldukları söyleniyor.
Günümüzde, 154 ülkeden 40 bin öğrencinin eğitim görmektedir. Kampus: Oxford Road yolundadır. Öğrenci nüfusu olarak İngiltere’nin en çok öğrenci barındıran üniversitesi olarak bilinir.
MANCHESTER ŞEHRİ FUTBOL
Şehir 2008 yılında “Spor şehri” olarak seçilmiştir. Bu şehirdeki futbol kulüpleri, dünya üzerinde çok popülerdir.
Manchester City Futbol Takımı
Şehir halkının büyük yoğunluğu, bu takımı desteklemektedirler. Ancak: diğer takıma göre daha az başarılı olmuşlardır. Takım: maçlarını şehir içindeki “Etihad Stadium” da yapmaktadır.
Ancak, bu stadyumun söylenenlere göre yakın zaman önce: ADUG isimli bir Abu Dabi kökenli gurup tarafından satın alındığı söyleniyor.
Manchester United Futbol Takımı
Dünyanın en popüler futbol kulüplerinden birisidir. 1968 yılında, Avrupa çapında şampiyonluk kazanmış ilk İngiliz kulübüdür. Bunlar: sanayi devriminden bu yana; Liverpool futbol takımı ile büyük bir çekişme içindedirler. İki taraf arasındaki maçlar, her zaman büyük kalabalıklar çekmektedir.
Sporcity
Şehir merkezinin doğusunda bulunan bu bölüm: Avrupa’nın en büyük spor mekanlarından birisi olarak bilinir ve 2002 yılında düzenlenen Commonwealth Games için yapılmıştır. Gezilecek yerler bölümünde, burası hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
İKLİM
Şehirde: sürekli yağmur yağması ilk iklimsel özellik olarak dikkati çekmektedir.
Yani: yazları sulak ve soğuk, kışları ise soğuk ve yağışlıdır. Burada: İngiltere şehirlerinin en büyük özellikleri olan “yağmur-hava-kasvet” süreklilik göstermektedir.
Burada: sürekli esen rüzgar ve soğuk hava ve yağmur, yaşamı olumsuz etkilemektedir.
Burayı ziyaret edecekler: kış döneminde uygun giysiler ve diğer dönemlerde ise mutlaka yağmurluk ve şemsiye bulundurmalıdırlar. Ancak: sürekli esen rüzgar, yağmur ile birleşince, yağmurluk ve şemsiyelerin pek de faydalı olmadığını göreceksiniz.
Gelelim sıcaklık ortalamalarına: şehirde Ocak ayı sıcaklık ortalaması: 6 derece ve Temmuz ayı sıcaklık ortalaması: 19 derecedir. Hava genellikle ilkbahar ve yaz aylarında ılıktır.
Nisan-Mayıs-Haziran aylarında: ılık ve güneşli hava görülür. Ancak, yukarıda da söz ettiğim gibi, hava oldukça değişken olabilmektedir. Sabah oldukça kasvetli ve nemli başlayabilir ve öğleden sonra güneşli ve yüksek sıcaklıklara ulaşan, parlak güneş görülen bir hava ortaya çıkabilir.
İNSANLAR
Şehir nüfusu: 500 bin kişiye yaklaşıktır. Bu nüfus yoğunluğu ile, İngiltere’nin en kalabalık yedinci şehridir. Bu kalabalık nüfus içinde, hatırı sayılır miktarda Türk vatandaşımız bulunmaktadır.
Hatta “Venüs süpermarketi” denilen yere gittiğinizde, kendinizi ülkemizin bir süpermarketinde alışveriş yapar gibi hissedebilirsiniz.
Marketin içinde kebap ve lahmacun satılan bir de restoran bölümü bulunuyor. Ancak, şunu da belirtmem gerekir ki, şehirdeki yabancı nüfus içinde, en az sayısı bulunan Türklerdir, yani birçok yabancı şehirde ikamet ediyorlar. Özellikle, Pakistanlılar yoğunluktadır. Ayrıca, birçok zenci de bulunuyor.
DİL
Şehirde yaşayanlar İngilizceyi garip bir aksanla konuşmaktadırlar. Yani burada konuşulan İngilizceyi anladığında, İngilizceyi tam olarak söktünüz denilebilir.