Efes Artemis Tapınağı

Efes Artemis Tapınağı

Dünyanın 7 harikasından biri olan “Ephesos Artemis Tapınağı”: ülkemiz sınırları içinde, Selçuk ilçesinde-Efes Müzesinin hemen arkasında, Selçuk’tan Kuşadası’na ilerlerken: sağ yanda, uzaktan görülmektedir. Ancak: elbette yalnızca temel kalıntıları yani yeri görülebilmektedir.

Evet: bu tapınak: tarihi süreç içinde: 5 kez yapılmış ve 5 kez yanmış veya yıkılmıştır. En son olarak ise, günümüze yalnızca söylediğim gibi, kurulduğu yer kalmıştır.

Aradan yüzyıllar geçtikten sonra: yöredeki demiryolu çalışmalarında görevli ve arkeolojiye meraklı İngiliz Mühendis John Turtle Wood tarafından: 1896 yılında, Artemis Tapınağının yeri: Küçük Menderes ırmağının ağzı yakınlarındaki sulak bir ovada bulunur.

Tapınak: biraz önce sözünü ettiğim gibi: tarih sahnesinde 5 kez yapılmış ve her seferinde yıkılmış, yok edilmiş ve yeniden yapılmıştır. Ancak: en son yapıldığında: yapı o kadar muhteşemdir ki; zamanının tüm sanat ve kültürü bir araya getirilmiş ve “Dünyanın 7 harikasın dan biri ortaya çıkmıştır.

Yani: tapınağın bir dünya harikası olarak nitelendirilmesinin nedeni: mimari yapısı ve süslemede kullanılan sanat eserleridir.

Bu yüzden: okuru fazla tarihi bilgilere girerek bunaltmadan: önce Tanrıça Artemis hakkında biraz bilgi ve ardından, Artemis Tapınağının mimari özellikleri hakkında bilgi vererek, ülkemiz topraklarındaki bu dünya harikasını size tanıtmak istiyorum.

Artemis:

Dünyanın 7 harikası Artemis Tapınağı; Aslen Yunan mitolojisinde bir tanrıça olarak bilinmektedir. Tanrıların babası olarak nitelendirilen Zeus’un kızı, Apollon’un kız kardeşidir. Avcıdır ve aynı zamanda yer altı tanrıçasıdır. Romalılar kendisine “Diana” derlerdi.

Ancak: Efes yöresinde bilinen Artemis: mitolojideki bu Artemis ile aynı değildir. Efes Artemis’i daha farklıdır ve Efes şehri ile birlikte anılır ve bilinir. Çünkü: o, Efes şehrinin her şeyidir.

Efes şehrinin: dinsel ve politik yaşamında önemli rol oynamıştır. Kendisine ne zaman gereksinim duyulsa, rolünü oynardı. Zaten: erken dönemden itibaren, kutsal yerleri ziyaret eden dindarları ve gezginleri kendisine çekmiştir.

Efes Artemis’i “insanlara bir an kendisini gösteren tanrıça” olarak biliniyordu. Kutsal bir pencerede belirebilir ya da tören alayında atlı bir arabayla taşınabilirdi. Tanrıçanın görünme töreni, eski bir Doğu geleneğiydi. Artemis Tapınağının alınlık duvarında, tanrıçanın aşağıdakilere görünebileceği büyük bir pencere vardı. Bu görünme penceresi türü Frigya kültürünün tapınaklarında düzenlenen dini törenlerden gelen bir uygulamaydı.

C. Vibius Salutaris isimli bir bağışçı:

Dünyanın 7 harikası Artemis Tapınağı: Artemis’in doğum günü onuruna yapılan şenlik için; bir tören alayını donatmıştır.

Bu alayda, sanki bütün Efes halkı bulunmuştur. Bunlar arasında: yöneticiler, müzisyenler, rahipler, rahibeler, dansçılar, gençler, kurban gereçlerini taşıyanlar, kurbanlık hayvanları sürenler, atlılar ve en önemlisi tanrıça heykellerini taşıyanlar bulunmaktadırlar.

Alayın amacı: tanrıçanın heykelini tapınaktan çıkarıp tiyatrodaki gösterilere götürmek, dönüşte de kutsal alandaki kurban töreninin izlenmesini sağlamaktır.

Gelelim Artemis Tapınağına; Tapınak: dönemin en önemli, güçlü ve zengin şehirlerinden Efes antik kentinin, yalnızca 200 metre yakınındadır. Şehir ile tapınak arasındaki kutsal yol: antik dönem yazarlarının tanımlamalarına göre, 190 metredir. Bu yol “kutsal yol” olarak bilinir.

Tapınak: 6000 metre karelik bir alana yapılmıştır ve çevresinde: 400 metre genişliğinde bir koruma alanı bulunmaktadır.

Tapınak gelirleri: ziyarete gelenler ve kutsal limanı kullanan gemilerden elde edilmektedir. Ayrıca: tapınağın açık avlusunda: iş gören tüccarlar da, tapınağa belli bir pay ödemektedirler.

Bunlar: tanrıçanın kült heykellerini ve tapınağın gümüşten yapılmış minyatür kopyalarını satarak para kazanıyorlardı. Ayrıca: yine tapınak avlusunda; kehanet bilimcileri falcılar, büyücüler, kurban eti satan rahip ve rahibeler de bulunuyordu.

Dönemin insanları: tapınakla olan ilişkilerini çok dikkat ediyorlardı.

Son Lidya kralı Kroisos: Artemis Tapınağına bağışta bulunur. Ardından, Pers kralı Kyros ile MÖ.546 yılında yaptığı savaşta yenilir ve Pers kralı tarafından büyük bir odun yığını üzerine, ateşe atılacak iken, bir kadın kahin belirir ve kendisini ölümden kurtarır.

Evet: şimdi tapınağın yapım aşamaları hakkında bilgi vermek istiyorum. Daha önce söylediğim gibi, tapınak antik dönemde, 5 kez yapılmış ve her seferinde yakılmış-yıkılmış ve yok edilmiştir. Ancak: yine her seferinde, bir öncekinin mimarisi esas alınarak, yeniden yapılmıştır.

Kazılardan elde edilen bilgilere göre, ilk tapınağın MÖ.600 yıllarında kurulduğu tahmin edilmektedir. Son tapınaktan önce ise: tapınak tarihini son derece etkileyen bir olay yaşanır.

O dönemde: Efes şehrinde yaşayan “Herostratos” isimli bir şahıs, sırf ünlü olmak adına, çevresindekilerin de yaptığı tahrikler sonucu: MÖ. 21 Temmuz 356 tarihinde; “Artemis Tapınağı” nı yakar. Bunun üzerine: gerçekten tarih sahnesinde “ünlü” olur ve ismi: şan ve şöhret tutkunu, kötü şöhretli kişilere verilen bir deyim olur.

Bu yangın olayının kahramanı “Herostratos” ile ilgili diğer bir söylenti ise: aslında Kayralılarla yaşanan şiddetli bir çatışmaya romantik bir kılıf uydurmaktır. Karyalılar, bu çatışmada, tapınağı kolayca yakmış olabilirlerdi.

Çünkü, antik çağlardaki çatışmaların çoğunda, düşmanın en önemli yapısını yok etmek hedeflenirdi. Ancak, bu teori eksiktir, çünkü bölgedeki kazılarda Karya istilasına ait herhangi bir buluntu bulunmamıştır.

Bu yangın olayının diğer bir yönü:

Dünyanın 7 harikası Artemis Tapınağı: Tanrıçanın kendi tapınağını yanmaktan koruyamamış olmasıdır. Ancak: yine antik dönem yazarlarının yazdıklarına göre: Tanrıça Artemis, o gece, Efes şehrinde değil, Makedonya’nın Pella şehrindedir ve Büyük İskender’in doğumuna yardımcı olmaktadır.

Çünkü: yıldızlar, o gün doğacak kişinin: büyüdüğü zaman büyük bir kral-imparator olacağını, o çağ dünyasının her yönüne akınlar yapacağını ve ülkeleri ele geçireceğini ve yeni bir çağ yaratacağını söylemişlerdir. Evet: antik dönem yazarlarından Plutarkhos’a göre: Artemis, o gece başka bir işle meşguldür ve tapınağının yanmasına engel olamamıştır.

Her ne kadar tapınak yanmış olsa da, Efesliler, Artemis olmadan yaşayamazlardı. Bu yüzden: şehir yöneticileri ve halk birleşerek, yeni bir tapınak yapmaya karar verirler.

MÖ.2’nci yüzyıl başlarında: bir yandan mimarlar, öte yandan yüzlerce-binlerce esir: yeni tapınağın baş mimarı Giritli “Kheirokrates” idaresinde durmadan çalışarak, 6000 metrekarelik alanda, yeni bir tapınak yapımına girişirler.

Zorlu ve yorucu çalışmalar yıllarca sürer. Bu çalışmalar sırasında: Tanrıça, yine zaman zaman devreye girerek tapınağının yapılmasına yardımcı olmaktadır. Öyle bir an gelir ki; tapınağın alınlığına bir taş yerleştirmek gerekmektedir.

Ancak: bu büyük ve ağır taş; bir türlü buraya yerleştirilemez. Bunun üzerine, mimar, uykusuz ve sıkıntılı günler-geceler geçirir. Bir gece uykusunda: Artemis kendisine “artık düşünme, o taşı kendi ellerimle yerleştireceğim” der ve mimar, ertesi gün sabahı uyanıp tapınağa gittiğinde, bu devasa taşın, alınlıktaki yerine yerleştirildiğini görür.

Tapınak hakkındaki bilgiler: yalnızca antik dönem yazarlarının yazıları ve yine o döneme ait “sikkeler” üzerindeki resimlerden elde edilmektedir.

Çünkü: yazının sonunda söz edeceğim gibi, tapınak Ostragotların bölgeye saldırıları sonucu yıkılmış ve günümüze ulaşamamıştır.

Tapınak hakkındaki antik dönem yazarlarının yazılarında elde edilen bilgiler şunlardır

Roma döneminin ünlü yazarı Plinius: bu muhteşem tapınak hakkında şunları yazar “Efes’teki Artemis Tapınağı, gerçekten hayranlık uyandıran görkemli bir yapıttı. Bütün Asya’nın gayretiyle 220 yılda inşa edilmiş, yer sarsıntılarından zarar görmesin diye, bataklık bir yere yapılmıştır. Bataklığın üzerine, kömür ve yün döşenerek, tapınak bunların üzerine oturtulmuştur.

Yapının uzunluğu: 130 metre, genişliği ise 68 metredir. Yapıda: çeşitli krallar tarafından hediye edilen 126 sütun bulunmaktadır. Bunların her birinin boyu 19 metre ve 36 tanesi ise kabartmalarla bezenmiştir. Kabartma bu sütunlardan bir tanesini, dönemin ünlü heykeltıraşı “Skopas” yapmıştır.

Efes Artemis Tapınağı

Tapınak hakkında, döneme ait “sikkeler” den elde edilen bilgiler ise şunlardır

Dünyanın 7 harikası Artemis Tapınağı: Büyük tapınak: MS ilk 300 yıl sırasında: Efes şehrinde sağlam ve ayakta durur olarak sikkeler üzerinde görüntülenmiştir. Bu kanıtlar: mimarlık tarihçileri tarafından değerlendirilmiştir. Tapınağın planının çıkarılması için, yalnızca bir sikke kullanılmıştır.

Bu sikkede: tapınak cephesinde bulunan 4 sütun: kilise benzeri bir yapıyı temsil etmektedir. Ancak, yine de, sikkeyi yapan sanatçı tarafından: anıtın bir sikke üzerine sığdırılması için yapılan küçültme çalışmalarında, önemli değişiklikler yapıldığına da inanılmaktadır. Yani, sikkeler üzerindeki görüntülere güvenilmemektedir.

Ancak: temel kalıntısı denilen tabakada bulunmuş sikkeler, nispeten gerçek görüntüyü yakalamışlardır. Bu sikkeler: tapınağın başka bir probleminde önemli rol oynarken, buluntu alanındaki en eski yapının tarihlendirilmesini sağlamaktadırlar.

Kroisos yani yapının temelinde: çoğu birikinti tabakası içinde, bilinen en eski sikkelerden 87 tanesi bulunmuştur. Birikinti tabakası MÖ.625-575 yılları arasına tarihlenmektedir. Yani, buluntu alanında, Kroisos Tapınağından çok önce yapılmış, başka bir tapınak bulunma olasılığı yoktur.

Mimariyi gösteren sikkelerde: tapınak cephesindeki sütunların altları, kabartmalı kasnaklar tarafından süslenmektedir. Sütunlardan 36 tanesi, kabartmalarla bezelidir. Bu sütunlar, bir Yunan tapınağı için alışılmış değildirler. Sütunların altlarına süslü kaideler yerleştirme geleneği: daha önce Hititlerde görülmüş olup, bu bölgede de yalnızca Efes şehrinde Arkadiane caddesinde görülmüştür.

Sikkeler üzerinde resmedilen tapınak resimlerinde: podyum basamaklarının kenara doğru çıkık olduğu görülür. Çünkü: dört kenarın hepsinde sütunlar bulunmaktadır. Hatta, kenarlarda iki sütun sırası görülür. Evet, tapınak alanındaki sütun ormanının, Mısır büyük tapınaklarından esinlenildiğinden kuşku yoktur. Çünkü: mimar Khersiphron, Girit’ten gelmiştir.

Kazılarda bulunan “İon sütun başlıkları” sikkelerdeki modellerde de görülmektedir. Yine sikkeler üzerinde görülen süslü kabartmalar, sunak avlusuna ait olabilir.

Sikkeler,

Tapınağın çatıyla kapatılmış olduğunu ve süslü bir alınlığının bulunduğunu göstermektedir. Çatısız tapınaklarda, ön ve arkada, onar sütun bulunmaktadır. Hatta, ana cephede 8 ve arkada 9 sütun bulunduğu söylenir. Ancak, bazı bilim adamları, bu tapınağın yağmura açık olduğunu öne sürmüşlerdir.

Cella bölgesinde de suyu dışarı akıtacak bir kanal bulunmuştur. Ancak, yine kazı bölgesinde kil kiremit ve çörtenler bulunmuş olup, bunlar tapınağın çatılı olduğuna işaret etmektedirler.

Çatı: hafif meyilli, alınlıklarla biten ve yalnızca yapıyı saran sütun sıralarını örten kesik bir çatıdır. Yani, ortası gök yüzüne açık bir çatıdır. Hatta, ahşap bir çatı fikri de ortaya atılmıştır. Bazı bilim adamları, ahşap çatının, asılı bulunan kumaşlarla süslendiğini de söylemektedirler.

Sikkeler üzerindeki resimlerde doğrulanan diğer bir gerçek: tapınaktaki açmalar ya da pencere boşluklarının bulunduğu yönündedir. Efes sikkelerinde betimlenen pencereler, “Magnesia” sikkelerinde görülenlere benzemektedirler.

Efes sikke serilerinde: alınlığın orta penceresinde, kendisini gösteren bir kadın figürü bulunmaktadır. Sikkelerden bir tanesinde, figür: Efes Artemis’ini, diğerinde ise daha çok bir rahibeye benzemektedir. Sunak avlusuyla, karşı karşıya olan tapınak penceresinin, ayinle ilgili kullanımı açıktır.

Sunak avlusu: sanki sunağın tapınakla pek ilgisi yokmuş gibi, alışılmamış yükseklikteki sütunlara ve örneklere uymayan bir girişe sahiptir. Kutsal görünme penceresi, bir törene hizmet vermiş olmalıdır.

Yüksek sunak: avlunun çoğu yerinden, tapınak cephesinin görünmesini engelliyordu. Alınlık penceresi geleneği : Hıristiyanlık dönemi boyunca sürdürülerek günümüze kadar ulaşmıştır.

Alınlığın dört kadın heykeliyle süslü olduğuna ilişkin tek özgün kanıt: sikkeler üzerinde bulunmuştur. Bu heykellerin pencereleri çerçeveleme tarzı, eski Anadolu’nun kayaya oyulmuş bazı güzel anıtlarında görülen Doğu geleneğidir. Figürlerin sayıca dört ve kadın olmaları, rastlantı değildir.

Çünkü: Amazonları temsil ediyorlardı. Sayılarının dört olması ise: aşağıda anlatacağım bir heykeltıraş yarışması sonucunda seçilen en iyi dört heykelin buraya konulmuş olmalarından kaynaklanmaktadır.

Efes Artemis Tapınağı

Evet: sonuç olarak,

Tapınak: kocaman bir avlu içinde, çok uzaklardan görülecek şekilde tasarlanmış, pırıl pırıl parlayarak gökyüzüne yükselen görkemli bir mermer anıttır.

Dünya üzerinde tamamen mermerden inşa edilmiş ilk tapınak: 130 x 68 metre boyutlarındadır. Tapınağın yüksekliği ise 25 metredir. Tapınak için ayrılan alan toplamı: 6000 metrekaredir.

Tapınağın yüksek terasına: tüm yapıyı çepeçevre saran mermer basamaklarla çıkılıyordu. Bu yüksek podyum bölümü: 78.5 metre genişliğinde ve 141 metre uzunluğundaydı.

Tapınak alanında: yapının yaklaşık 400 metre uzağında bir duvar bulunmaktadır ve duvarla tapınak arasında kalan bölüm özel bir korunma-sığınma alanı olarak ayrılmıştır. Bu korunma-sığınma alanı: bu alana sığınan insanların, herhangi bir müdahale, yakalama, öldürülme gibi durumlardan korunmalarını sağlamaktadır.

Tarihin birçok döneminde: birçok ünlü ve ünsüz kişi, buraya sığınarak ölümden kurtulmayı denemişlerdir. Ancak: bu kutsal alan, zaman içinde, bazı gaddar tiranlar tarafından tanınmamıştır. 6’ncı yüzyılda: Pythagoras isimli bir hükümdar; elde edemediği ve kendisinden kaçarak buraya saklanan bir kadını, uzun yıllar tapınağa hapsettirmiştir.

Kadın umutsuzlukla kendisini asarak intihar eder. Pers kralı Kserkses: Yunanlılarla yapılan savaşta, yenildikten sonra, çocuklarını tapınağa göndermiştir. Bu çocuklara, tapınakta, Yunan tarihinin en renkli kadınlarından olan “Artemisia” bakmıştır. Mısırlı Ptolemaios Euergetes, üvey kardeşi Ptolemaios Physcon ve eşi Eirene: MÖ.259 yılında, tapınağa sığınmış olmalarına rağmen, orada öldürülmüşlerdir.

Marcus Antonius: Kleopatranın kız kardeşi Arsinoe’yi tapınaktan çıkartması için başrahibi zorlamıştır. Daha sonra bir şekilde bu kızı öldürten Antonius; böylece Mısır tahtının Kleopatra’da kalmasını sağlamıştır.

Tapınak içinde: 127 tane İon sütunu bulunmaktadır. Yani, bir anlamda yapıya sütun ormanı denilebilir. Bu sütunların: 36 tanesi ön cephede bulunmaktadır ve bunlar kabartmalarla bezenmiştir. Sütunların yüksekliği 20 metredir. Yivleri spiral kıvrımlı olarak oyulmuş ve gayet zariftirler. Kaideleri ise, kabartmalar taşıyan mermer bilezik şeklindeki bezemelerle süslenmiş ve üstteki yatay mermer kirişi taşıyorlardı.

Onun muhteşem cephe güzelliğini görmek için, gerilere doğru gidip, sunak avlusundan uzaklaşmak gerekirdi. Yoksa, çok yüksekte bulunan, süslü alınlık görülemezdi. Ortadaki sütunların arasından, diğer Artemis tapınaklarında olduğu gibi, Batı’ya bakan kapıdan tapınağa giren ziyaretçiler: tapınağın cephesinin kabartma sütunlu manzarasından daha muhteşem bir görüntü ile karşılaşırdı.

Burada: kabartma, dikdörtgen kaideler üzerine yerleştirilmiş bir “sütun ormanı” ile karşılaşılırdı. Bunları: tapınağın arka bölümünde bulunan, başka bir “sütun ormanı” dengeliyordu.

Tapınak içinde: arka cephede: 9 sütun bulunur. Cella yani tanrıçanın en kutsal bölümü: iki sütun sırasıyla diğer bölümlerden ayrılmıştır. Muazzam yapının tam ortasında bulunmaktadır. Bu kutsal odadaki “Artemis Heykelleri” hakkında kesin bir kanıt bulunmasa da, bunların devasa büyüklükte oldukları ve normal bir insan boyutundan oldukça büyük oldukları kesindir.

Sunak avlusu da sütun ve heykellerle süslenmiştir. Sunak avlusunun içindeki “kurban sunağı” asimetrik olarak yerleştirilmiştir. Sunak: göklere açılan bir kutsal alan olarak bilinir. Bu durum: özellikle “Doğu” dinsel kültüründe yaygındır. Sunak alanlarında tanrının veya tanrıçanın heykeli bulunmazdı, çünkü bu alan “tanrı-tanrıçanın” evi olarak kabul edilirdi.

Tapınak alanındaki heykeller, ünlü heykeltıraş “Praksiteles” tarafından yapılmıştır.

Tapınak inşaatı bitirildiğinde ise: Efesliler; tıpkı Yunanlıların şiir, oyun, atletizm ve müzik alanında yaptıkları gibi, şehirlerinde bir “heykel yarışması” düzenlerler.

Dönemin en ünlü heykeltıraşlarının katıldığı bu yarışma sonrasında, yapılan heykellerden en beğenilen: Pheidias, Polyleitos, Kresillas ve Phradmon tarafından yapılan 4 heykel, tapınağın alınlığına yerleştirilir. Bu tunç-bronz heykeller: kadın figürlüdür ve Amazonları temsil etmektedirler.

Bu heykeller yanında: elbette tapınak kutsal alanında, Tanrıça Artemis’in özel heykelleri de bulunmaktadır. Kazı alanında yapılan çalışmalarda: MÖ.600 yıllarına rastlayan ilk tapınak dönemlerinde, Artemis heykellerinin: ilkel görünümlü, katı biçimli, altın, tahta, fildişi veya kil heykelcikler şeklinde olduğu anlaşılmıştır.

Yani: ilk dönem heykelleri: genellikle “Doğu” ya özgü, Lidya, Pers, Frigya, Asur, Hitit ve Mısır özelliklerini taşımaktadırlar. Bu ilk döneme ait heykellerin “rahibe” heykelleri olduğunu söyleyenler bile bulunmaktadır.

Takip eden dönemde, bir ara tapınakta bulunan Artemis kült heykelinin “asma ağacı” n dan yapıldığı ve heykel çürümesin diye, her yıl yağlandığı yazılır. Çünkü: yapılan kazı çalışmalarında, yörede altın-gümüş gibi değerli maddelerden yapılmış Artemis heykeli bulunmamıştır.

Tapınakta bulunan Artemis heykellerinin diğer en büyük özelliği: halk ve ziyaretçiler üzerinde yarattıkları büyük etkidir. Heykellerin gözleri: değerli taşlarla süslenmiştir ve bu taşlar, ışığı muazzam şekilde yansıtmaktadırlar. Tapınak rahipleri: ziyaretçileri, heykellere bakarken dikkatli olmaları, gözlerine bakmamaları konusunda uyarırlar.

MÖ.2’nci yüzyıla gelindiğinde ise: bu kez Artemis kült heykellerinin “memeli” olduğu görülür. Çok memeli bu heykel türü: bir ana tanrıçayı yansıtmaktadır. Göğüsleri bir kadının doğurganlığının simgesidir.

Kaskatı duran heykelin alt bölümü: Mısır mumyalarının tabutlarına benzer. Geyik, boğa, aslan, grifon, sfenks, siren ve arılardan oluşan bezemeleri: Doğu’ya özgü yaratıklardır. Ancak, yine de heykelin bu özellikleri hakkında, günümüzde çelişkiler mevcuttur. Memelerinin aslında: hurma, meşe palamudu, devekuşu yumurtası, boa testisleri, muska torbaları veya başka süsler olup olmadığı tartışılmaktadır.

Ancak, bu süsler neyi ifade ederse etkin: Artemis heykeli, MÖ.3’ncü yüzyıldan, MS.3’ncü yüzyıla kadar geçen 600 yıllık süreçte: yani tapınak yıkılana kadar bölgedeki kutsallığını sürdürmüştür.

Evet: uzun uğraşlar sonucu tapınak bitirildiğinde: yöre Hıristiyanlığın yayılmasında görevli din adamları tarafından ziyaret edilir. Bu ziyaretlerle ilgili anılar: bölgedeki kazılarda bulunan bir yazıttan öğrenilmiştir.

MS.1’nci yüzyılda:

Aziz Paulus: Korinthos şehrinden, dönemin zengin ve gösterişli Efes şehrine gelir. Efesli kuyumcu Demetrios’un sürüklediği, şehirlilerden oluşan kalabalık ile, Paulus’un şehrin tiyatrosunda karşılaşmaları sırasında: Paulus, gümüş Artemis idolleri aleyhinde konuşunca, kalabalık “Efeslilerin Diana’sı yücedir” diye bağırırlar.

Daha sonra Efes şehrini ziyaret eden Aziz Yuhanna: şehirde dolaşırken “dudakları yaldızlanıp, yüzüne peçe örtülmüş “boyalı Artemis heykelleri” gördüğünden söz eder. Ayrıca: Tanrıça şenliklerinde, tiyatro bölümündeki kurban dumanının yoğunluğunun güneşi perdelediğini belirtir. Boru çalan rahipleriyle, tapınağa doğru giden tören alayını da izlemiştir.

13’ncü yüzyıla ait bir Fransız el yazmasında: Aziz Yuhanna’nın: Artemis heykelini yakışı gösterilmektedir.

MS.2’nci yüzyıla gelindiğinde ise: bu kez Efes şehrinin ve tapınağın en ünlü ziyaretçisi “Büyük İskender” gelir. İskender: Anadolu’daki Perslileri yenip, tüm şehirleri ele geçirdikten sonra bölgeye geldiğinde henüz 22 yaşındadır.

İskender: gerek doğumuna yardımcı olması nedeniyle ve gerekse Efeslilerin inançlarına duyduğu saygı nedeniyle: tapınak onuruna büyük törenler düzenler ve kurbanlar kestirir. Panayır dağı çevresindeki kutsal yolda, Artemis heykellerini elleri üzerinde taşırlar. Dağın çevresinde dolaştıktan sonra, tapınak alanına girerler.

İskender: tapınak için maddi bağışta bulunmak istediğini ancak, bunun karşılığında isminin, tapınak duvarlarına kazınmasını ister. Bunun üzerine: tapınak duvarlarında böyle bir isim kazıma istemeyen Efesliler: ilginç bir çözüm bulurlar ve İskender’e “ Nasıl olurda bir tanrı, başka bir tanrıya tapınak yaptırabilir” diyerek, İskender’i bir yandan “tanrı” katında onurlandırarak öte yandan isminin tapınak duvarlarına yazılmasını engellerler.

Bunun üzerine: İskender, Efeslilerin Perslere daha önce ödedikleri vergiyi kaldırdığını, bu vergiyi tapınağın masrafları için kullanılmasını söyler.

Büyük İskender: bölgede bulunduğu dönemde: tapınakla ilgili olarak tutarsız uygulamaları ile tarihe geçer. Bir keresinde: tapınak sığınma alanına giren bir köle için baş rahibe rica da bulunarak tapınak kurallarına uyarken: başka bir keresinde yine tapınağın sığınma alanına giren iki köleyi, sığınma alanından zorla çıkarttırır ve taşlatarak öldürterek tapınak kurallarını ihlal eder.

MS. 263 yılına gelindiğinde: Ostragotlar bölgeye saldırırlar ve şehirlerde olduğu gibi, Artemis Tapınağını da yakıp-yıkıp yok ederler.

MS.3’ncü yüzyıl sonlarında:

Efesliler, yeni bir tapınak inşa etmek üzere girişimlerde bulunurlar. Ancak: öncekilerden daha basit olarak yapılan tapınak, bu kez MS. 401 yılında: İncil yazarı Aziz Yuhanna tarafından yıktırılır. Efesliler Hıristiyanlığı kabul ettiklerinde: Artemis Tapınağı kalıntıları, bölgedeki başka yapıların inşaatlarında kullanılır.

Yine de: Efeslilerden birçoğu: bu kutsal alandan geriye kalan taşlara ve Artemis idollerine tapınmaya devam ederler. Hatta: halen Selçuk-Artemis Müzesinde bulunan muhteşem 3 Artemis Heykelinin: Efes antik kentinde yapılan kazılarda: bir evin bodrum katında öylece toprağa gömüldükleri anlaşılmıştır.

Yani: Efesliler, Hıristiyanlığın bölgede yayılması üzerine, Artemis Heykellerini, kırıp atmamışlar, toprağa gömerek saklamışlardır.

MS.17’nci yüzyıla gelindiğinde ise: Efes: ıssız, yoksul ve bakımsız bir köydür. Ama insanlık Artemis Tapınağını unutmamıştır. İtalya-Napoli şehrinde, antik döneme ait “çok memeli bir Artemis heykeli” günümüze kadar ulaşmıştır.

Hatta: Napoli’de bulunan bu heykel, 16’ncı yüzyılda, Vatikan’da: ünlü sanatçı Rafaele ve 18’nci yüzyılda yine ünlü sanatçı Tiepolo’ya; resimlerinde modellik etmiştir.

Efes Artemis’i ve Artemis Tapınağı resimleri, kazılarda o döneme ait sikkeler çıktıkça: bunların üzerindeki resimler baz alınarak, canlandırmalar yapılmış ve yayınlanmıştır. Ünlü çağdaş ressam “Salvador Dali”, bir resminde, Artemis Tapınağının bu canlandırılmış figürünü model olarak kullanmıştır. Hatta: Tanrıça Artemis’in dans eden bedenlerini de tapınak ile birlikte resmine eklemiştir.

1780 yılında ise: Edward Gibbon isimli yazar: Artemis Tapınağının yıkılışını, hüzünlü bir ifadeyle anlatmaktadır. Görmediği bu anıt hakkında şunları yazar “Sanat ve zenginlik, o kutsal ve muhteşem yapıyı dikmek üzere el birliği etmişti.

Birbirini izleyen: Pers, Makedonya ve Roma imparatorlukları, yapının kutsallığı önünde saygıyla eğildiler, ihtişamına ihtişam kattılar…”

Günümüzde: Selçuk ilçesinde bulunan Artemis Müzesinde: halen muhteşem güzel bir “Artemis” heykeli bulunmaktadır. Efes antik kentinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan bu memeli Artemis heykeli: güzelliğiyle izleyenleri büyülemektedir.

Kazılarda bulunan diğer çeşitli kalıntıların ise, Londra-British Museum’da özel bir salonda bulunduğu söylenmektedir ki, ben görmediğim için burada ne gibi kalıntılar olduğu hakkında bir şey söylemek istemiyorum.

İşte: muhteşem mimarisi nedeniyle, Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağının benzersiz hikayesi böyledir.

İzmir Selçuk Artemis Tapınağı

Dünyanın 7 Harikası Mısır Keops Piramidi

Dünyanın 7 Harikası, Olympia Zeus Heykeli

Çin Tai Shan ve Tai dağı

Çin Tai Shan ve Tai dağı

Tai şehrinin kuzeyinde: Pekin-Şanghay arasındaki demiryolu hattı üzerindedir.

Bu park bölgesine giriş ücretli. Ücretler: dönemlere göre, 100-125 yuan arasında değişmektedir.

Ziyaret saatleri ise, yaz  döneminde: 05.00 iken, kış döneminde 07.00 de başlamaktadır.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

Tarihi ve kültürel öneme sahiptir. Taoculuk felsefesinde, bu tepe “Doğunun Kutsal Tepesi” olarak da bilinmektedir ve yaklaşık 3000 yıl boyunca, bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Burayı kutsal bir tapınma yeri olarak gören hacılar tarafından ziyaret edilmektedir. Yani, dünyanın en çok tırmanılan bir tepesi de denilebilir.

Antik dönemde, bir Çin imparatoru tahta çıkmadan önce, Taishan dağına tırmanır ve göklerin ve yerin tanrıları ve ataları için dualar edermiş. Daha doğrusu “hac” yaparmış. Bu özel tören ve adaklar, dağ’a yaygın bir ün kazandırmıştır. Bunlara ek olarak, bir çok ünlü edebiyatçı yazar ve şair, bu dağı ziyaret etmişlerdir.

Özellikle: gün doğumu, doğum ve yenilenme ile ilgili olarak, genellikle en önde gelen “beş” olarak kabul edilir. Yaklaşık 3000 yıl boyunca, bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Çin ülkesinin en önemli tören merkezlerinden biridir. Toplamda: 22 tapınak, 97 nispeten harap olmuş yapı, 819 taş tablet, 1018 taş yazıt bulunuyor.

Çin Tai Shan ve Tai dağı
1987 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.

Tepenin yüksekliği: 1545 metredir. Ancak, yükseklik pek fazla olmamasına rağmen, yine de tırmanılması zor bir tepedir. Merdivenler üzerindeki tırmanış, birkaç saat sürmektedir. Tepenin hemen eteklerinde ise: birçok tapınak ve kayalara oyulmuş, 1000 civarında kitabe bulunmaktadır.

Ayrıca, burada 1000 çeşit bitki örtüsü bulunuyor. Yani, dağ bölgesinin yaklaşık % 80’lik bölümü bitkilerle kaplıdır. Hatta, bölgedeki bazı ağaçların ve özellikle selvi ağaçlarının, han hanedanı döneminde dikildiği söylenmektedir.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

Tepenin hemen eteklerinde bir köy var. Tai’an köyü. Bu köy: şehir merkezinin güneyinde ve 66 km. uzaklıktadır. Köyde: çevresi surlarla çevrili alanda: Dai Tapınağı (Daimiao) ve yüzlerce binadan oluşan yapılar topluluğu bulunuyor.

Burası, bölgenin en büyük ve eksiksiz eski bina kompleksidir. Tapınak: MÖ.206 ile MS.220 yılları arasında hüküm süren, Qin ve Han hanedanlıkları döneminde inşa edilmiştir. Tapınakta: 5 ana salon ve çok sayıda küçük bina görülüyor. Tapınağın çevresi ise, yaklaşık 2000 yaşındaki Han hanedanlığı döneminde dikilen selvi ağaçlarıyla çevrilidir.

Eski dönemlerde:

İmparatorlar, tepeye çıkmadan önce, bu tapınakta dinlenip, ibadet ediyorlarmış. Tapınakta: tepenin kutsandığını ifade eden ve tarihi değeri yüksek, taş bir tablet var. Ancak, tapınakta bulunan taş tabletler içinde en öne çıkanı: MÖ.220 yılında, Çin İmparatoru Qinshi Huangdi’nin, tepeye çıkması onuruna hazırlanan “Qin Tableti” dir. Tapınakta bir de: Tai dağının ölüler yargıcı tanrısı Taishanwang’ın heykeli, dikkati çekiyor.

Tapınağın hemen kuzeyinde: hac yolu (Panlu) var. Bu yol: ziyaretçileri, dağın girişi olan “Cennetin ilk kapısı” bölgesine götürmektedir. Yolun bundan sonraki kısmı ise, taş basamaklar yani merdivenler şeklinde uzanıyor. Bu merdivenler: ülkede ayakta kalan en eski merdivenler olup, 6000 granit basamaktan oluşmaktadır.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

5 kilometrelik bu yolun sonunda ise, Cennetin Orta Kapısı bölgesi bulunuyor. Cennetin orta kapısı bölgesi ile, tepenin zirvesi arasındaki mesafe ise, muhtemelen 3 km. civarındadır. Ancak, zirveye yaklaştıkça yükseklik arttığından, basamakların dikliği de sürekli artmakta ve çıkış zorlu olmaya başlamaktadır. Yani, zirveye yürüyerek ulaşmak isteyenlerin 7200 adımlık merdivenleri çıkmaları gerekiyor. Bu yolculuk sırasında: 11 kapı, 14 kemer ve 4 pavyon geçiliyor.

Çin Tai Shan ve Tai dağı
Tüm bu zorlukların yanında, özellikle yaşlı ziyaretçiler için:

Orta kapıya kadar otobüs ile gitmek ve daha sonra teleferik ile zirveye ulaşmak ta mümkündür. Yürüyerek gitmeyi düşünenler için, yürüme zamanı muhtemelen 3 ile 6 saat arasında sürmektedir. Yürüyüş yolu boyunca, birçok satıcı göreceksiniz.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

Zirvede neler var? Öncelikle, Tian Jie yani Cennet yolunu gezin ve burada, dükkanlar ve restoranların bulunduğu bölümde, küçük bir mola verin. Sonra, zirveye ulaşın ve buradaki kalıntıları ziyaret edin.

Bu arada: binlerce kişi gibi, sizde geceyi burada geçirip, gün doğumunun muhteşem güzelliğini izleyebilirsiniz. Burası: Konfiçyusun “dünyanın ne kadar küçük olduğunu anladığı” yer olarak önem kazanıyor.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

KAYA YAZITLARI (MOYABEİ)

Bunlar, Tang hanedanı döneminden kalma, altın varaklı yazıtlardır. Yazıtlarda: İmparator Xuanzong’un, 727 yılında buraya yaptığı hac ziyareti sırasında hazırlanmıştır. Ayrıca, üzerinde yazı bulunmayan bir  dikilitaş var. Bu dikilitaşın, günümüzden 2000 yıl önce, burayı ziyaret eden imparator onuruna buraya yerleştirildiği söyleniyor. Bu taşa, dokunmak uğur getirir, sizde denemelisiniz.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

DAĞ BÖLGESİNDE BULUNAN TAPINAKLAR VE DOĞAL GÜZELLİKLER

Çin Tai Shan ve Tai dağı

YEŞİM İMPARATOR TAPINAĞI-YU HUANG MİAO

Tapınak önünde: bir yazıt var. Efsaneye göre: buraya dikilmek üzere bir dikilitaş yaptıran imparator, yazıtı görünce dikilitaşı diktirmemiş ve yazıtı buraya koydurmuştur. Tapınağın önünde bir kaya var ve bu kaya: Taishan dağının en yüksek noktasını işaret etmektedir. Biraz önce sözünü ettiğim yazıt ise, kayanın hemen kuzeybatısındadır.

Tapınak: ana tepe üstündedir. Burası, Taishan dağının en yüksek noktasındadır. Günümüzde görülen tapınak yapısının: Ming hanedanı döneminde inşa edildiği biliniyor. Tapınağın imparator salonunda: yeşim imparator bronz heykeli var.

Sunak üzerinde: imparator, dağların tanrılarına dua edermiş ve odun yakarlarmış. Odun yakmak: ülkenin korunması için tanrılara yapılan bir tür dua olarak kabul edilmektedir.

Tapınağın doğu pavillon bölümü, güneşin doğuşunu izlemek için en uygun yer olarak görülüyor. Batı pavillon bölümünden ise, sarı nehir muhteşem görülüyor.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

GUAN YU TAPINAĞI

Guan Yu ismi: Çin ülkesinde “kuvveti, sadakat ve adaleti” sembolize etmektedir. Bu tapınak: dağ blokunun kuzeyinde bulunmaktadır. Ancak, ne zaman inşa edildiği hakkında bilgi bulunmamaktadır. Ming ve Qing hanedanları döneminde, birçok onarımdan geçtiği bilinmektedir.

Tapınak, yüzey şekillerine göre dizayn edilmiştir. Duvarının kırmızı olması ve çevresindeki yeşil tabaka ile bağlantılı siyah fayansları bu güzel dizaynı ortaya koymaktadır. Tapınak bahçesinde, 60 metrekarelik bir alanı kaplayan, servi ağacı bulunuyor.

Çin Tai Shan ve Tai dağı

MOR ŞAFAK TAPINAĞI (BİXİACİ)

Zirvedeki tapınaklardan en ünlü olanıdır. Burası: dağın tanrısının kızı Yeşim Tanrıçasının tapınağıdır. Şifa arayanlarla dolup taşmaktadır. Söylentilere göre: burada dua edenlerden, çocuğu olmayanların çocuğu olduğu ve hatta, körlerin gözlerinin gördüğü söylenmektedir.

Tai Shan ve Tai dağı

HEAVEN MUM TEPESİ

Dağ blokunun kuzeydoğu  eteklerinde, zirveye kadar uzanan zikzaklı yolun bulunduğu yerdedir. Bu yol boyunca, Taishan dağının uçurumlarından olan ünlü: Heaven Mum Tepesi bölgesini, yani burayı görebilirsiniz. Burada, muhteşem uçurumlar ve mum şeklindeki dağ-kaya oluşumları görülüyor.

Çin seddi

Pekin

Çin yemek kültürü

Hong Kong Disneyland

Hong Kong Disneyland

Hong Kong Disneyland bölgesine ulaşmak için, geniş bir ulaşım ağından yararlanabilirsiniz. Eğlence merkezi “Lantau adası” üzerinde bulunmaktadır. Şehir merkezinden, trenle buraya ulaşım 23 dakika sürmektedir.

Park, her gün saat: 10.30-20.00 arasında açıktır.

Park, 2005 yılında hizmete açılmıştır. 5000 çalışanla yürütülen faaliyetler sonucunda, park, yıllık 6 milyon civarında ziyaretçi sayısına ulaşmıştır. Günlük süreçte, düzenli olarak havai fişek gösterileri ve şovlar düzenlenmektedir. Park alanında, ayrıca iki otel bulunur. Bunlar “Disney’s Hollywood Hotel” ve “Hong Kong Disneyland Hotel” dir.

Evet, bu eğlence parkı alanı, nispeten küçük olmasına rağmen, sunulan eğlencelerin düzeni ve çeşitliliği, dünyanın diğer yerlerindeki “Disneyland” lara benzemektedir. Özellikle: etkileyici “roller-coster” ilgi çeker.

Park alanında bir şeyler yemek isterseniz: Main Street bölgesinde bulunan “Plaza Inn” ve “Main Street Corner Cafe” ve “Market House ” kullanılabilir. Adventureland bölgesinde: “Tahiti Teras” ve “River View Cafe” olabilir. Fantasyland bölgesinde: “Royal Banquet Hall” ve “Clopin” düşünülebilir.

Gelelim giriş ücretlerine. Evet, Disneyland park alanına girerken bir kere ücret ödüyorsunuz, içerideki etkinliklere (yemek-içmek hariç) ücretsiz katılabiliyorsunuz. Amerika’daki bu tür parklarda da bu tür uygulama var, ama elbette yoğun günlerde, bir etkinliğe katılmak, bir oyuncağa binmek için, dakikalarca beklemeniz gerekiyor. Size önerim, buraya sabahın erken saatlerinde gidin ve pek fazla sıra beklemeden oyuncaklara binin, şovları izleyin. Evet, erken gidin.

Neyse, buyurun ücretler. 3-11 yaşındaki çocuklar için giriş ücreti: 285 HK. Doları, 12-64 yaş arasındakiler için giriş ücreti: 399 HK. Dolarıdır. 65 yaş ve üzeri ziyaretçiler için giriş ücreti: 100 HK. Doları. 3 yaşının altındaki çocuklar için giriş ücretsizdir.

Bu ücretler, standart günlük bilet ücretidir ve tüm gün boyunca geçerlidir. Dediğim gibi, girişte aldığınız bu bilet, tüm etkinliklerden ücretsiz, gün boyunca yararlanmanızı sağlıyor.

Hong Kong Disneyland

Eğlenceler, farklı temalı alanlarda sunulmaktadır

1. Nostaljik Main Street.USA: Burada, 1900’lü yılların başında, Orta Batı Amerika’nın tipik kasabası görüntüsü hakimdir.

2. Toy Story Land

3. Grızzly Gulch

4. Fantasy land: Bu bölüm: “Winnie the Pooh, Dumbo ve Pamuk Prenses” gibi masalların ve kahramanların canlandırıldığı bir kalenin çevresinde düzenlenmiştir.

5. Tomorrow Land: Burada “Buzz Lihgtyear” olarak isimlendirilen, dünya dışı heyecanların sunulduğu bir uzay gezisi yapılmaktadır.

6. Adventure Land: Burada “Jungle River Cruise” ve “Tarzan’s Tree House” gibi ilgi çekici eğlence ve gezilecek keşfedilmemiş, egzotik mekanlar bulunmaktadır.

Bu bölümler hakkında öncelikli-kısa yorumlar yapmak gerekirse: Main Street denilen ve bir Amerikan kasabasının betimlendiği bölüm, çok çekici değil. Fantasyland: klasik Disneyland karakterlerinin (pamuk prenses, sindirella, mickey gibi) görülebileceği, ilgi çekici bir yer. Adventure land: aslan kralı, Tarzan’ı ve yağmur ormanları ile ilgi çeken bir yer. Tomorrow Land ise, adı üzerinde, uzay ve gelecek temalı oyuncaklara binilebilen bir yerdir.

Hong Kong Disneyland

MAIN STREET-USA

Giriş buradan yapılıyor. Kasaba meydanının açık olduğu saatler: 10.30-17.30.

Art of Animation

Burada: Disneyland karakterlerinin duvar resimleri ve çeşitli boylardaki maketleri, bibloları bulunuyor.

Animation Academy

Burada, konuklardan isteyenlere, Disneyland karakterlerinin çizimi, yani animasyon çizimi konusunda kısa bilgiler veriliyor ve daha sonra animasyon çizimi yapmaları için uygun sıralar ve ekipmanlar veriliyor. Buradaki gösteriler, her gün saat: 10.40-19.40 arasında düzenleniyor.

Main Street Vehicles

Bu bir tür araba. Yeşil, 2 katlı ve otantik görünümlü bir araba. Ayrıca, yine otantik görünümlü, açık, kırmızı bir araba daha var. Arabalar ile ziyaretçiler park alanı içinde kısa bir gezinti yapabiliyorlar ve bu gezintilere çoğu zaman Disneyland karakterleri de katılıyor.

Hong Kong Disneyland Railroad

Burası, bir tren istasyonu. Buradan, rengarenk boyanmış ve her iki yönü de açık bir trene bindiğinizde park alanı içinde bir tren yolculuğu yapabiliyorsunuz. Bu yolculuk sırasında, yine park alanı içinde çeşitli hayvanlara (zebra gibi) ve Disneyland karakterlerine rastlayabiliyorsunuz, bu treni görünce, bir zamanlar, günümüzden yıllarca önce, Ankara-Gençlik parkında bu tür bir tren vardı, sonra iptal edildi, çocukluğumda sıkça kullandığım bu tren aklıma geldi.

City Hall

Burası, ziyaretçiler için bilgiler verilen bir yer, buradan park alanı haritasını temin edebilirsiniz, bence bu haritayı alın ve parkı ona göre ve bu satırları okuyarak gezin.

Street Entertainment

Bu bölümde, hemen ortadaki yuvarlak dairenin kıyısında: müzik etkinlikleri düzenleniyor. Renkli giysiler giymiş bando, günlük kıyafetler içindeki korolar, piyano çalanlar, her türlü müzik, evet burası müzik köşesi.

Muppet Mobile Lab

Burada, yine caddenin kıyısında (kapalı alan değil) ilginç kıyafetleri ve bindikleri araçlar ile, canlı kuklalar var. Bunlar, gelip geçenlere kokulu bir sıvı sıkıyorlar, ancak tabii bunu beklemeyen insanlar şaşırıyorlar, kuklaların başında, bilim insanı kılıklı onları yaratanlar var, ilginç bir görüntü.

Flights of Fantasy Parade

Günün belli saatlerinde, buradan bir geçit töreni izlemek mümkün oluyor. Bu geçit töreninde, Disneyland karakterleri ve daha neler neler var, tam bir şenlik, çocuklar buna bayılıyor, geçit törenini kaçırmayın.

TOMORROW LAND

Buzz Lightyear Astro Blasters

Burada “Toy Story” filminde görülen karakterlerin bulunduğu bir hareketli cihaz var, buna biniyorsunuz, ellerinizi elektronik tabancalar veriliyor ve kapalı alanda, parkur içinde ilerlerken, karşınıza çıkan oyuncak karakterleri, tabancalar ile vurmaya çalışıyorsunuz, tabii bu muhteşem eğlenceli bir yolculuk oluyor. Tabancalar la, parkur üzerinde aniden karşınıza çıkan objeleri vurduğunuzda, belli bir puan kazanıyorsunuz, bu puanın yüksek olması için ziyaretçiler, büyük çaba sarf ediyorlar.

Autopia

Burada: yine canlı renklerle boyanmış, arabalara binebiliyorsunuz. Ama, bunlar gerçek bir arabadan hiçbir farkı olmayan ve ailecek binebileceğiniz ve belirlenen parkurda, araba sürmenin keyfini yaşayabileceğiniz yer, daha doğrusu çocukların yaşayabileceği bir yer olarak öne çıkıyor.

Arabaların ön ve arka tamponlarında, plastik koruyucular var, yani korkmadan bunları kullanabilirsiniz. Çok büyük bir parkuru var.

Ufo Zone

Burası, tam bir su oyun yeri denilebilir, bu alanda gezinirken, yerden aniden fışkıran sular, ziyaretçileri ıslatıyor ve heyecanlandırıyor. Ayrıca, değişik görünümlü ve yapılı, büyük oyuncaklar var, bunların altına girdiğinizde üstünüze fazla güçlü olmasa da sular dökülüyor, hatta yanlarından bile sular akıyor, biraz önce söylediğim gibi, yerden de aniden sular fışkırıyor, burası ıslanmayı göze almayanlar için kullanılmaması gereken bir yer, dikkat. Yanınızda yedek kıyafetler yoksa (ayakkabı, elbise gibi) buraya girmeyin derim.

Space Mountain

Evet, muhteşem bir roller-coaster. Ancak kapalı alanda gidiyor ve alanın fonunda yıldızlar var, kendinizi uzayda hızla ilerliyor gibi hissetmek istiyorsanız, burasını pas geçmeyin, mutlaka deneyin.

Stitch Encounter

Burada, yorulanlar için kısa bir dinlenme molası vermek mümkün, dinlenme molası sırasında, büyük perdede, Disneyland karakterlerinin filmlerini izleyebilirsiniz, sıralar var, buraya oturup, kısa bir film izleme molası verilebilir.

Orbitron

Alanın ortasında yine bir eğlence cihazı. Merkezdeki dünya figürünün çevresinde, yükselen, kendi çevresinde dönen, merkezdeki figürün çevresinde dönen, 2/3 kişilik özel cihazlar var, bu cihazlara bindiğinizde, yükselip alçalmaya, 360 derece kendi çevresinde dönmeye ve aynı anda, merkezdeki objenin çevresinde dönmeye, yani büyük bir heyecana hazır olmalısınız.

Street Entertainment

Bu bölümde de cadde etkinlikleri düzenleniyor. Cadde etkinlikleri genellikle müzik ağırlıklı. Buradaki etkinliklerde de, özellikle vurmalı çalgılar çalan sanatçılar var, ama bu vurmalı çalgılar, bildiğiniz davul benzeri değil, değişik objelerden oluşturulmuş müzik aletlerini çalıyorlar, eğlenceli bir ortam, bir iki dakika zaman ayırmalısınız.

 

FANTASY LAND

The Golden Mickeys

Burası, şovların düzenlendiği kapalı bir alan, burada şov saatlerine denk gelirseniz, tribünlere oturduğunuzda, gerek sahnedeki göstericileri ve gerekse tribündeki konuklarla birebir irtibat kuran sanatçıları görebilirsiniz. Sahnede gerçekten muhteşem bir şov var. Bu şovu kaçırmamanızı öneririm. Günlük şov saatleri: 12.45-13.45-16.00-18.15.

Mad Hatter Tea Cups

Burada: yine bulunduğu yerde, 360 derece dönen ve sürekli hareket halindeki “fincanlar” bulunuyor, bunlara bindiğinizde, renkli ışıklandırılmış bir ortamda, sürekli döneceksiniz, eğlenceli.

The Many Adventures of Winnie the Pooh

Burası da kapalı bir alandır ve çok renkli bir girişi var. Buraya girdiğinizde, belli bir parkur üzerinde hareket eden cihazlar var, bunlara biniyorsunuz ve parkurda ilerlerken, hareketli Disneyland karakterlerini izleyebiliyorsunuz.

Disney in The Stars Fireworks

Burası, bu bölgeyi “Main Street” bölgesine bağlayan bir yoldur. Burada yine bir açık alan etkinliği düzenleniyor. Akşam saatlerinde, burada muhteşem bir havai fişek gösterisi izleyebilirsiniz ki, bu gösteriyi sakın kaçırmayın.

Sleeping Beauty Castle

Burası, bölgede daha doğrusu parkın birçok yerinde görülen bir kaledir. Bir köprüden geçilerek kaleye giriliyor. Yürüyüş sırasında, Disneyland karakterlerini görebiliyorsunuz, bunlar çocuklarla birebir ilgileniyorlar ve çocuklar için güzel ortam yaratılıyor.

Fantasy Garden

Bu bahçede: birçok Disneyland karakteri var ve bunlarla oyun oynayabiliyorsunuz, fotoğraf çektirebiliyorsunuz, evet, bu bahçe tam bir Disneyland karakterlerinin yaşadığı bahçe olarak öne çıkıyor. Buranın açık olduğu saatler: 12.00-18.30.

Fantasyland Train Station

Bölgenin tren istasyonudur, ilk hareket noktasından kalkan tren, buradan geçiyor.

Dumbo the Flying Elephant

Adından da anlaşılacağı üzere, burada, uçan filler var. Merkezdeki bir objenin çevresinde dönen, yükselip alçalan 2/3 kişilik filler var, uçan fillere binmek isterseniz, buraya gitmelisiniz.

Cinderella Carousel

Evet, burası da isminden anlaşılacağı üzere atlı karıncadır. Burada, çevresi açık alanda, renkli boyanmış ve bulunduğu yerde yükselip alçalan ve dönen atlara binmek mümkündür, çocuklara yönelik bir eğlence.

Sword in the Stone

Bölgede, açık alanda, yol kıyısında bulunan bir değişik etkinlik. Burada, bir kaya üzerinde, demir bir bölümde, bir kılıç görülüyor, ama kılıç bu demir ve kayaya saplanmış, çocuklar bu kılıcı bulunduğu yerden çıkarmaya çalışıyorlar, ama ne mümkün, uzun uğraşılar sonucu, kılıcı buradan çıkarmak mümkün değil.

Mickey’s Philhar Magic

Burası, bir kapalı sinema alanıdır. Burada, yani salonda, koltuklara oturduğunuzda, girişte verilen gözlükleri taktığınızda, sahnedeki görüntü, 3 boyutlu hale geliyor ve müzik eşliğinde gördükleriniz, aynen canlı animasyonlar oluyor. Muhteşem bir görüntü ve müzik etkinliği, kendinizi bu ortamın bizzat içinde hissediyorsunuz, uğramayı unutmayın.

ADVENTURE LAND

Festival of the Lion King

Burası yine kapalı bir alan, koltuklara oturduğunuzda, sahnede sergilenen muhteşem bir şov sizi bekliyor. Bu şovda, daha çok doğal hayata yönelik, hayvanlar, insanlar ve şovmenler, muhteşem bir şov sergiliyorlar. Yani, burada Disneyland karakterlerinden öte, doğal hayata yönelik, yani yerli insanlara, Amazon ormanları yerlilerine, hayvanlarına yönelik şovlar sergileniyor.
Buradaki gösteriler: 12.00-02.00-16.30 saatlerinde düzenleniyor.

Jungle River Cruise

Burada, bir bota biniyorsunuz ve bu bot ile, rehber eşliğinde nehirde yolculuk yapıyorsunuz, ama bu yolculuk sırasında, çeşitli yerlere yerleştirilmiş ve gerçeğinden ayırt edilemeyen robot hayvanların şovlarını izliyorsunuz ki bunlar arasında su aygırı, filler, örümcekler var. Ayrıca, nehirdeki bu yolculuk sırasında, nehirde fışkıran sular da görüp heyecanlanmamak mümkün değil. Otantik iskeleden, bu tekne gezisini yaşayın.

Rafts and Tarzan’s Treehouse

Burası, hemen sal gezisi biniş iskelesinin karşısındadır, buraya yine bir tekne ile geçiliyor ve burada, ünlü karakter Tarzan’ın hayatından ve yaşamını geçirdiği kulübesinden örnekler sunuluyor. Burada, ağaç ve ip merdivenlerden geçebiliyorsunuz, Tarzan’ın evi mutlaka ilginizi çekecektir, bu ev yüksekte olduğundan, çevrenin manzarasını da izleyebiliyorsunuz.

Liki Tikis

Burada, doğal-vahşi hayata ait, totemler, ağaçtan yapılmış basit heykeller bulunuyor.

 

GRİZZLY GULCH

Runaway Mine Big Grizzly Mountain Cars

Bu bir roller coaster benzeri raylı sistemde ilerleyen eğlence aracı, ama en büyük özelliği, ilerlediği parkurun kayaların, tepelerin, üzerinden, arasından geçerek ilerlemesi.

Geyser Gulch

Burada: Amerika Yellowstone parkında bulunan “Geyser” lerin bir benzeri oluşturulmuş, yani yerden, büyük bir hızla yukarı fışkıran su kütlesi görülüyor.

 

TOY STORY LAND

Slinky Dog Spin

Burada: köpek temalı bir eğlence aracı var. Merkezdeki bir kasede renkli kemikler görülüyor, bunun çevresinde dolaşan bir köpek temalı, 2/3 kişilik kabinler bulunan eğlence aracı.

Toy Soldier Boot Camp

Burada, “asker” temalı figürler bulunuyor ve bu canlı, kıyafetleri orijinal figürlerle birlikte fotoğraf çektirmek mümkün.

Toy Soldier Parachute Drop

Yükseklik korkusu olmayanlar için bir eğlence aracı. 3 kişilik kabinlere bindiğinizde, ayaklarınız boşluğa uzanıyor, yani ayaklarınızı basabileceğiniz bir yer yok ve böylece yer çekimi etkisi ortadan kaldırılıyor, buna binerseniz, söylediğim gibi yükseklik korkusu olmaması gerekiyor, çünkü bir hayli yükseğe çıkıp iniyor.

RC Racer

Evet, yine yükseklik korkusu olmayanların binmesi gereken bir eğlence aracı. Renkli bir parkurda ilerleyen, yine renkli boyanmış bir hareketli araç, buna bindiğinizde uzunca bir parkurda, yükseliyor, iniyor ve hatta bu hareketleri aniden yapıyorsunuz ve muhteşem bir atraksiyon.

Açık “U” şeklindeki parkur da, bir bir yana, bir öte yana, gidip gelmek büyük bir keyif, çünkü bir keresinde önünüze doğru ilerleyip alçalıp-yükseliyorsunuz, diğer keresinde arkanıza doğru ilerleyip alçalıp-yükseliyorsunuz.

Hong Kong Central District

Hong Kong, Hong Kong adası, Aberdeen