Romanya Genel

Romanya Genel

Romanya: bize çok uzak değil, Trakya’da sınırı geçtikten sonra Bulgaristan ve hemen ardından Romanya. Bu ülkede, çok sayıda vatandaşımız yaşıyor. Burada benim amacım: elbette ülkelerin ve şehirlerin turistik özelliklerini yansıtmak.

Bu yüzden, öncelikle bu konuları incelemek gerekiyor ki, Romanya ülkesinde, özellikle Bükreş, Karadeniz kıyısındaki birkaç yer ve kayak turizminin yapıldığı birkaç yer turistik açıdan dikkat çekiyor. Her zaman olduğu gibi, gidilen yerlerde UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmış “Dünya Mirası” yerleri de özellikle siz okurlarıma belirtiyorum.

Öncelikle, şunu bilmek gerek: Romanya’nın tarihi: bizimkiyle iç içe geçmiştir ve tarih kitaplarımızda sıkça rastlanılan “Eflak” ve “Boğdan” buradadır. Ayrıca: yine dünya çapında ünlü “Kont Drakula” yine bu ülkede Transilvanya topraklarında yaşamıştır.

Ama: bu ünlü kişinin ismi, bizim kültürümüzde “Kazıklı Voyvoda” diye geçer. Çünkü: bu kişi, Osmanlı ile yakından bağlantılıdır. “Drakula” adını: silah kullanmadaki becerisi ve zalimliğiyle öne çıkan ve “Dragon” olarak tanınan babası Vlad Basarab’dan almıştır.

Baba Basarab: oğlu Drakula’yı 1442 yılında 10 yaşında iken Osmanlı topraklarına göndermiştir. Bu 6 yıllık sürede, işkence metotları hakkında kafa yormuş ve döndüğünde, bu konuda, yani işkence konusunda uzman olmuştur. Özellikle: “kazık” metodunu: yaşlısından gencine, katilinden hırsızına herkese uygulamıştır. Hatta: 20 bin civarında Osmanlı askerine de, aynı işkence metodunu kullandığından söz edilmektedir.

Evet: burada Romanya’nın geneli hakkında, sizlere ayrıntılı bilgiler verdikten sonra, yine bu sitede, şehir-şehir Romanya ülkesinin turizm ağırlıklı yerlerini birlikte gezelim.

Romanya: Balkan yarımadasında, Karpat dağları, Tuna ve Karadeniz ile işaretlenen kuzey bölümde, Orta Avrupa’da yer almaktadır.

Ülke toprakları, yaklaşık 237.500 km. karelik alana yapılmıştır. Kara sınırlarının uzunluğu: 2508 km. dir. Sınır komşuları: Bulgaristan, Macaristan, Moldova, Sırbistan ve Karadağ ve Ukrayna’dır. Sahil şeridi: 225 km. dir. Ülkenin Karadeniz seviyesinden en yüksek noktası: Moldoveanu’dur ve 2544 metredir.

Ülkenin milli bayramı: 1 Ocak 1918 tarihindeki “Birleşme Günü” dür.

Romanya Genel

ROMANYA TARİHİ

Romanya bölgesinde ilk yerleşimcilerin: günümüzden ikibin yıl önce, Hint-Avrupa kökenli Trakya kabileleri oldukları biliniyor.

Burada yaşayan ve “Dacians” ismi verilen yerli kabileleri: Karadeniz kıyısında koloniler kuran Yunanlılar ile karşılaştıklarında iyi ilişkiler kurmuşlardır.

Daha sonra, bölgede Romalılar görülür. Dacianslar nedeniyle: günümüzde tüm eski Latince ve Erken Ortaçağ kaynaklarında: Romanyanın bütün bölgelerine “Dacia” denilmektedir.

MS.270-275 yıllara arasındaki dönemde: Roma ordusu ve yönetimi: İmparator Aurelian tarafından burada egemenlik yürütüldü. Romenlerin ataları: birkaç yüz boyunca, Roma imparatorluğunun siyasi, ekonomik, dini ve kültürel etkisi altında kaldı.

MS.395 yılında Roma imparatorluğu bölününce, Romanya toprakları, Bizans yönetimi egemenlik alanında kaldı. Daco-Roma kültürel etkisi: MS.2-4’ncü yüzyıllarda sürdü ve 6-7’nci yüzyıla kadar devam etti. Bu süre içinde: Daco-Romalılar: Latin kıyafetleri içinde Hıristiyanlığı kabul ettiler.

Ortaçağ döneminde: MS.12 ve 13’ncü yüzyıllarda: Romanya topraklarında yaşayanlar çevresindeki Eflak, Boğdan ve Transilvanya beylikleriyle birlikte yaşamaya başlamışlardır.
895 yılında: Volga topraklarından gelen Macar kabileleri: Pannonia bölgesine yerleşmişlerdir. 995 yılında, bunların batıya ilerlemeleri: Rumenler tarafından durdurulmuştur.

14’ncü yüzyılın ikinci yarısında, bu kez: Osmanlı imparatorluğu güçleri, bölgeye dayanırlar. 1396 yılında: Osmanlılar Tuna kıyılarında görülmeye başlarlar.

Böylece: Romenler ve Osmanlılar arasında büyük çatışmalar yaşanır. 1453 yılının ardından: bütün Balkan yarımadası, Türk yönetimine girer. 1521 yılında Kanuni Sultan Süleyman, Belgrad şehrini alınca, Romanyanın çevresindeki Eflak/Boğdan bölgeleri 300 yıllık Türk egemenliğine girerler.

1541 yılında ise, Romanya toprakları da, Türk egemenliğini tanırlar. Ancak, diğer komşu ülkelerin aksine: Romenler, Osmanlı yönetimine ödedikleri tazminat karşılığında, iç özerkliklerinin korunması garantisini almışlardır.

16’ncı yüzyılın sonlarında: Eflak Voyvodası olan Michael: Hıristiyan birliği ve Papalık tarafından başlatılan anti Osmanlı koalisyonuna katılmış ve ülkenin bağımsızlığını kazanmak için ağır savaşlar vermiştir.

1599-1600 yıllarında: Romenlerin yaşadığı “Eflak-Transilvanya-Boğdan” prenslikleri: tarihte ilk kez birleşmişlerdir. Ancak, bu birliktelik, 1601 yılında Michael’in öldürülmesiyle sona erer.
1683 yılında Osmanlılar Viyana kuşatmasında başarılı olamayıp geri çekilince, Habsburg imparatorluğu Avrupa’nın güney-doğu bölümünde genişlemeye başlamıştır.

1699 yılında “Karlofça” andlaşması imzalanınca, Avusturya’da özerk bir prenslik kurulur. Rus çarı Petro: 1696-1725 yılları arasında, Dinyester nehrine ulaşır ve ardından fetihlerini devam ettirerek, İstanbul boğazı ve İstanbul’a hakim olma düşüncesiyle Romanya Beyliklerine kadar gelir ve buraya yerleşir.

Osmanlı imparatorluğu: 1711 yılında Moldova ve 1716 yılında Eflak prensliklerini tanır. Takip eden süreçte: Osmanlı-Avusturya-Rus imparatorluk orduları: başta Eflak olmak üzere bölgede etkinlik mücadelelerini sürdürürler.

18-19’ncu yüzyıllara gelindiğinde ise, bölgede büyük bir ekonomik ve sosyal değişimler gerçekleşir. Romanya: adım adım Avrupa’ya yönelir. 1699-1701 yılları arasında: Katolik kilisesi ve Transilvanya din adamlarının oluşturdukları din ağırlıklı birliktelikler, Romanya’nın egemenliğinin sağlanmasında büyük etki gösterirler. 1829 yılında imzalanan Edirne Barış Andlaşması: Romanya’nın ulusal kurtuluş savaşının son aşamasıdır.

24 Ocak 1862 tarihinde, “Romanya” adını alır ve başkent “Bükreş” olarak ilan edilir.
10 Mayıs 1866 tarihinde yapılan halk oylaması sonucunda: Carol I. Romanya’nın ilk kralı olarak seçilir.

1875 yılında Türk-Rus savaşı sonrasında, 9 Mayıs 1877 tarihinde, Romanya devlet olarak bağımsızlığını ilan etti. Prens Carol I komutasındaki bir Romen ordusu: Tuna nehrini geçti ve Plevne’yi kuşatarak, 10 Aralık 1877 tarihinde, Osman Paşa’dan kaleyi teslim aldı.

1914 yılında, I. Dünya savaşı çıktığında, Romanya tarafsızlığını ilan etti. 1916 yılında ise, müttefikler safına katılarak Avusturya/Macaristan imparatorluğuna karşı savaş ilan etti.
1921 yılında Romen Komünist partisi kuruldu ve 1924 yılında yasaklandı. 1930 yılında, Kral Carol II, tahttan vazgeçti ve yerine oğlu Michael geçti.

6 Eylül 1939 tarihinde, II.Dünya savaşı çıktığında, Romanya yine tarafsızlığını ilan etti. 1941-1944 yılları arasında ise, Romenler, kaybettikleri toprakları geri almak için, Almanlarla birlikte Ruslara karşı savaştılar.

Romanya; 1949 yılında COMECON ve 1955 yılında NATO karşıtı olarak kurulan Warşova Paktının kurucu üyesi oldu. Çavuşesku: komünist parti ve devlet sisteminde tek adam haline geldi. Bu yüzden: Sovyetler Birliği tarafından, yine aynı yıllarda, müdahale edilmeyen tek doğu Avrupa devleti oldu.

Ancak, bu dönemde, ülkenin tüm kaynakları: megaloman olarak nitelendirilen Çavuşesku tarafından: saçma sapan dev projelerde yok edildi. Bunun sonucunda, Romenlerin yaşam standardı düştü ve rejimdeki kriz derinleşmeye başladı.

Bu koşullar altında: 16 Aralık 1989 tarihinde, Timisoara başkanlığındaki isyan kıvılcımları, tüm ülkeye yayıldı. 22 Aralık 1989 tarihinde ise, 1000’den fazla can kaybı yaşanarak, diktatör, yönetimden uzaklaştırıldı.

Romanya Genel

İKLİM

Ülkenin iklimi: ılıman olmasına rağmen, sık kar yağışı ve sis görülür. Özellikle: kışlar, soğuk ve yağışlı geçer. Yazın: yine sık gök gürültülü ve güneşli havalar görülür.
Ilıman iklimi, doğal çevre şartları ve uygun toprakları ile, çok eski dönemlerden bu yana, yerleşim alanı olarak kullanılmıştır.

 

DİL

Romenlerin ana dilleri: Latince kökenlidir. Yani: çevresindeki diğer ülkeler “kril” yani değişik bir alfabe kullanırken, bunlar Latin alfabesini kullanıyorlar.

 

İNSANLAR

Romenler: kafa yapısı ve ruh olarak İtalyanlara benziyorlar yani bir anlamda Akdenizli gibi canlı, hareketli ve heyecanlılar. Genel anlamda: neşeli, esprili ve eğlenmeyi seven insanlar. Birkaç Romen: bütün dünyaca ün kazanmıştır, bunlar arasında: futbolcu George Hagi, jimnastikçi Nadia Comaneci, tenisçi İlie Nastase gibi.

 

TİCARET

Romanya: dünyanın 5’nci büyük şarap üreticisi ülkesidir. Ülkedeki popüler içkilerin başında “Palinca” denilen ve yüksek alkol oranı olan bir tür içki bulunmaktadır. Ayrıca: yine “Tzuica” yüksek alkol oranı ile başı çekmektedir ki, Romenler bu yüksek alkol oranlı içkileri içinde, neden neşeli oldukları konusundaki soruyu sanırım cevaplıyorlar.

 

DİN

Romenlerin % 87’si Ortodoks tur.

 

PARA

Ülkenin para birimi: lei’dir. Avrupa birliğine üye olmasına rağmen, kendi para birimlerini kullanıyorlar. Ama, elbette gerek Euro ve gerekse dolar, geçerli para birimidir.
1 Euro= 4.15 Lei.

Romanya Genel
Romanya Genel

 

TURİZM

Ülkedeki “Simaia” ve “Braşov” kayak meraklılarının başlıca tercih ettiği yerlerdendir.
“Sinai” şehri ise: yine ülkede önem kazanan, 2007 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” seçilen, Transilvanya bölgesindeki Alman Sakson yerleşimcilerin kurduğu önemli şehirlerden biridir ve turistik açıdan gezilip görülmesi gerekir.

Çünkü: 1800’lü yıllarda şehir Romen Kraliyet Ailesinin yazlık merkeziydi ve Kral Carol I tarafından 200 civarında odası bulunan “Peleş Sarayı” yaptırılmıştır ki, günümüzde burada 2000 civarında sanat eseri sergilenen bir müze bulunmaktadır.

Öte yandan: elbette başkent Bükreş şehrinin de kendine özgü turistik özellikleri bulunmaktadır. Çünkü: başkent Bükreş şehri, hala yakın zaman öncesinin komünist rejim özelliklerini taşımaktadır ki, bu durum en çok mimari de görülür.

Karadeniz kıyılarındaki “Köstence” şehrine gelince, burası Osmanlı izleri ve Müslümanların yoğun yaşadıkları yerlerden birisidir. Köstence şehrinin hemen yanındaki “Mamaia” ise, özellikle çok yıldızlı turistik tesisleri barındırmasıyla tanınır.

Tuna nehrinin Karadeniz’e döküldüğü yer olan “Tuna Deltası” ise: UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Çünkü: buranın zengin faunasında 300 çeşit kuş ve 170 çeşit balık yaşamaktadır.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı

Öncelikle milli park alanının Güney Afrika ülkesinin bazı şehirlerine olan uzaklığından söz etmek istiyorum. Johannesburg şehri ile park arasındaki uzaklık 425 km, Peritoria şehri ile 529 km, Durban şehri ile 750 km ve Cape Town şehri ile 1800 km dir. Kuruger parkı bölgesinde faaliyet gösteren üç tane havaalanı vardır.

Burası: Güney Afrika’nın en büyük vahşi yaşam parkıdır. Toplam park alanının 2 milyon hektar olduğu söyleniyor. Bu büyüklük: İsrail veya Galler ülkesinin toprakları kadardır. Park: kuzeyden güneye 60 km doğudan batıya 350 km uzanır. Park: 1898 yılında, yaban hayatını korumak için kurulmuştur.

Ancak: parkın geçmişi, MÖ.1.500.000 yıllarına kadar uzanır. MÖ.100.000 yıllarında burada yerli kabileler Sunlar’ın yaşadıkları biliniyor. MS.200 yılında ise, Nguni insanları bölgeye yerleşmiş ve sığırları için burayı otlak olarak kullanmışlardır.

Park alanına ilk Avrupalı 1725 yılında Cape kolonisinden gelen Hollanda Doğu Hindistan şirketi üyesi Francois de Cuiper’dir. Ancak, yerli kabileler saldırarak bu ziyaretçiyi geri püskürtmüşlerdir.

1838 yılında Louis Trichards ve Hans van Rensburg bölgeye geldi. 1912 yılında bir demiryolu hattı ile rezerv bozguna uğradı. 1926 yılında İngiliz yönetimi, resmen “Paul Kruger” rezervlerini aldı ve Güney Afrika’nın ilk Milli Parkı ilan edildi. 1927 yılında park alanı ziyarete açıldı.

Park alanı içinde bulunanlar: 336 ağaç, 49 balık, 114 sürüngen, 507 kuş ve 147 memeli türü bulunmaktadır. Ayrıca, yine park alanı içinde: Masorini ve Thulamela gibi görkemli arkeolojik siteler de bulunur.

Burada yaklaşık: birkaç yüz fil, yaklaşık 25.000 buffalo, 12.000 antilop, 30.000 zebra ve ayrıca birçok yabani hayvan yaşamaktadır. Park “5 Big” denilen hayvanları görmek için idealdir. Bunlar: leopard, lion, siyah rhino (siyah gergedan), buffalo ve fil. Bu hayvanlar en tehlikeli hayvanlardır.

Park alanı her yıl 500.000 kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Ancak, burayı ziyaret edenlere özellikle sıtma konusunda yeterli önlem almaları önemle ikaz edilir. Bu hayvanlar, 20 bin kilometre karelik alanda yaşarlar.

Park çok büyük olduğundan: hava durumu hakkında kesin bilgiler olmasa da, burayı ziyaret etmek için en uygun mevsim: Eylül-Nisan ayları arasındaki fırtınalı dönem dışındaki zamanlardır.

Islak yaz sezonunda, her yer yemyeşil bozkır haline gelir ve yaban hayatına birçok yeni doğan misafir gelir ve göçmen kuşların da gelmesiyle, kuru kış aylarının ardından parkın en güzel zamanı yaşanır.

Genel olarak park: sıcak tropikal iklime sahiptir ve yılın büyük bölümü gündüzleri sıcaklık 25 derecenin üstündedir.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı

KAMPLAR

Park alanı içinde: ziyaretçilerin rahatını sağlayacak her türlü uygun şartlar yaratılmıştır. Çoğu kulübe klimalıdır ve dükkanlarda her türlü ihtiyaç maddesi satılmaktadır. Parkın güney yarısında bulunan dinlenme kamplarının ziyaretçi trafiği çok yoğundur. Burada, birkaç kamp alanı hakkında bilgi vermek istiyorum.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Berg-en-dal

Berg-en-dal

En yeni kamplardan biridir. Çarpıcı doğasıyla yüzme havuzu lüksüne sahiptir. Kuzey ve güney taraflarında nehir yatakları ve bir baraj bulunur. Dere ve kuru dere yataklarında büyük ağaçlar vardır. Burada doğal bitki örtüsü koruma altındadır. Aynı zamanda engebeli bir dağ ortamındaki tek kamptır.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Aşağı Sabie

 

Aşağı Sabie

Sabie Nehrine bakan kamp, parkın, batı kenarına (Mozambik sınırı) ve güney sınırına yakın mesafede kurulmuştur. Ziyaretçiler nehrin öte yanında Lebombo dağlarını görebilirler. Burada sayısız ağaçlar, birçok kuş ve böcekler görülür.

Bu dev ağaçlar ,yılda iki kez meyve üretirler, ancak farklı ağaçlar aylarca üzerlerinde yaşayan yaban hayatına farklı zamanlarda meyve üretirler. Sabie nehrine su içmek için gelen hayvanların sonsuz alayını izleyebilirsiniz.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Crocodile Bridge

Crocodile Bridge

Kamp, timsah nehrinin kuzey kıyısındadır ve ismini nehirdeki timsahlardan almıştır. Kruger milli parkının toplam gergedan nüfusunun büyük bölümü buradadır.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Skukuza

Skukuza

Yatak kapasitesi diğer kamplardan daha fazladır. Banka, postane, araba kiralama acentası ve vahşi yaşam üzerine 5000 kitaplık İngilizce, Afrikaner dilinde, Fransızca ve Almanca koleksiyon gibi olanaklara sahiptir.

Park alanının en büyük kampı ve idare merkezidir. Sabie nehrinin güney kısmında kalmaktadır. Nehir kenarında büyük yapraklı ağaçlar ilgi çeker. Kamp çevresinde ve kamp içinde çeşitli hayvanlar ve bitkiler ilgi çekmektedir.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Satara

Satara

Kulübeler, güzel bir çiçek bahçesinin etrafında yer alır. Filler, yanındaki su bendine su içmeye gelirler. Yoğun bir kamptır. Hayvanlar bol ve çeşitlidir. Burası iyi ağaçlıktır ve bu yüzden kuşlar burada üremektedirler. Geceleri meyve yarasaları cıvıl cıvıl kaynaşırlar. Baykuşlar, sırtlan çığlıkları, çakal çığlıkları ve aslan kükremeleri duyabilirsiniz.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Olifants

Olifants

Adından da anlaşılacağı gibi burası filler bölgesidir. Su aygırlarının uğrak yeri olan Olifants Nehrinin yukarısındaki bir tepede kurulmuştur. Kampın en büyük çekiciliği, Olifants nehri üzerinde, kamptan birkaç yüz metre uzakta bulunan kulesidir. Gözcü platformlarında: gökten avını kovalayan kartal görebilirsiniz. Burada görebileceğiniz diğer hayvanlar: fil, aslan, su aygırı, Nil timsahı ve kartal.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Letaba

Letaba

Phalaborwa Kapısı yakınında bulunan ve Letaba Nehrine hakim sarp bir tepede bulunan kamp, merkezi bir yerdedir.
Kampın adı “kum nehir” anlamına gelir. Çünkü kumlu nehir yatağının yanındadır ve özellikle filleri izlemek için mükemmel bir kamptır. Geceleri, burada aslan kükremesini, baykuş seslerini, kurbağalar, meyve yarasaları, cırcır ve ağustos böceklerinin seslerini işitebilirsiniz.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Shingwedzi

 

Shingwedzi

Hem yeni hem de yüzme havuzu olan üç kamptan birisidir. Park alanının kuzeyindedir. Shinwedzi nehri boyunca uzanır. Waterbuck, Nyala, kudu ve fil burada sık görülür. Kuş hayatı da hareketlidir.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Mopani

Mopani

Burası Pioneer barajının kıyısındadır. Kampın merkezinde kocaman budaklı eski Baobab ağacı ilgi çeker. Kampın yeşil ortamı muhteşemdir.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Punda Maria

Punda Maria

Nispeten buraya az ziyaretçi geldiği için sessiz, sakin ve kampların en kuzeyinde olanıdır. Merkeze 8 km uzaklıktadır. Kamp genellikle Kuruger Milli Parkının botanik bahçesi olarak belirlenen Sandveld bölgesindedir. Bölgeye özgü çok sayıda bitki bulunmaktadır. Burada görebileceğiniz hayvanlar: zebra, buffalo, fil ve samur. Öte yandan burası tam bir kuş cennetidir.

Yukarıda belirtilen kamplarda restoran, mağaza, benzin istasyonu ve çeşitli konaklama, kamping ve karavan alanları vardır.

 

ULUSAL PARK ALANINDA GÖREBİLECEĞİNİZ HAYVANLAR

 

Antilop

Wildebeest ve küçük steenbok gibi çeşitli türlerin de dahil olduğu hayvanlar için kullanılan genel bir terimdir. Bütün erkekler ve bazı dişiler boynuzludur. Bazılarının boynuzları değişik ebat ve şekillerde olur. Ama hiçbir zaman geyik boynuzuna benzemez.

19 tür antilop arasından burada en sık rastlananlar, iki renkli postu içinde son derece zarif, kendi boyunun iki katı yüksekliğe kadar kolayca sıçrayabilen impaladır.

 

Babuin

Yüzleri daha çok bir köpeği andıran babuinlerin kaygılı bir ifadeleri vardır. Hem beslenme alışkanlıklarına hem de doğalarına aykırı olduğu için onlara yiyecek vermeyin. Eğer kamp çevresindeki çöplükleri karıştırırken görürseniz engelleyin. Babuin sürüleri 41 kilograma kadar büyüyebilen ve 45 yaşına kadar yaşayabilen güçlü erkekler tarafından idare edilirler.

 

Buffalo

Tehlikeli boynuzlarına rağmen Kap buffalosu oldukça sakindir. Yine de bir aslanla amansız bir kavgaya tutuşabilir. Çok su için buffalolar, su kaynakları ve nehirlerin yakınlarında olmayı sever. Gündüzleri ağırdan alsalar da, geceleri daha hareketlidirler.

 

Çita

Bu nefis kedi, gözlerinden ağzının kenarına doğru inen ve gözyaşları gibi görünen çizgilerinden tanınır. Çitalar mırıldar ama çok ses çıkarmaz. Kısa mesafelerde 100 km/saatten daha hızlı koşabilen çıtalar, avını gün ışığında yakalar.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı Fil

Fil

Fil nüfusu hızla artmaktadır ve bu yüzden ne yazık ki her sene yüzlercesi vuruluyor. Sürüler kalabalıklaştığında, ağaç kabuğu yemek için ağaçları devirir, zaten az olan değerli su kaynaklarını kurutarak ormanlara zarar verirler.

Eğer arabanız fil sürüsünün arasında kaldıysa, motoru kapatın, sessiz olun ve fazla hareket etmeden sürünün dolaşmasını bekleyin.

Bir filin ağırlığı yaklaşık 6-7 tondur. Yüksekliği 300-340 cm kadar olabilir. Yürüyüş hızı saatte 10 km. dir. Potansiyel ömrü 65-70 yıldır. Diş uzunluğu, rekoru 3.5 metredir.

 

Zürafa

Alımla yürüyen bu uzun boylu hayvanı görmek ve fotoğrafını çekmek sanıldığı kadar kolay değildir. Ne zaman görseniz yaprak yerler, birçok ağacın budanmış görünümünün nedeni de budur. Zürafalar, aslanlara karşı korumasızdır ve genellikle ayakta şekerleme yaparlar.

 

Su aygırı

En çok periskop gibi suyun üstüne çıkan gözlerini ve kulaklarını göreceksiniz. Suaygırları, serinledikleri su içinde, karada olduklarından daha rahattır. Geceleri otlamak için kuru çayırlara çıkarlar.

 

Sırtlan

Kambur sırtıyla sinsi sinsi dolaşan sırtlan, doğası gereği pek sevimli bir hayvan değildir. Leş yiyici sırtlanlar genellikle yırtıcı ve kavgacıdır. Yavruları doğdukları anda birbirlerine saldırmaya başlar, tam anlamıyla “dövüşerek doğdukları” söylenebilir.

 

Leopar

Gece avlandıkları için leoparları görmek zordur. Nehir kenarları, yalçın kayalıklar, yaprakların arkası veya ağaç tepeleri bakılacak en iyi yerlerdir. Leopar yiyeceğini çoğu rakibinin ulaşamayacağı ve yemeğini rahat rahat yiyebileceği dallara taşır.

 

Aslan

Safari fotoğrafçıları genellikle aslanları av peşindeyken görüntülemekte zorlanırlar. Bunun yerine birbirleriyle oynaşırken, şekerleme yaparken yakalayabilirler.

Avlanma işini, çoğunlukla, yeleli erkeklere sayıca üstün olan dişiler yapar.

Ama aç ve pek de kibar olmayan bir erkek, yemek saatinde diğerlerini devre dışı bırakabilir. Normal bir aslan 200 kg ağırlıktadır.

Yürüyüş hızı saatte 4 km. dir. Potansiyel ömrü 20 yıldır. Kendi vücut ağırlıklarının yüzde yirmi beşi kadar yiyecek bulmak zorundadırlar. En çok impala ve antilop avlarlar.

 

Gergedan

Uzun boynuzu, hem silahı hem de sonunu getiren bir tehlikedir. Toz haline getirilmiş gergedan boynuzunun, Asya ve Afrika’nın bazı bölgelerinde afrodizyak olarak bilinmesinden kaynaklanan izinsiz avlanma sonucu, Güney Afrika gergedanlarının nesilleri tükenmek üzeredir.

Bu durumu düzeltmek için yüzlerce gergedan Kruger Ulusal Parkında doğal yaşam alanlarına bırakılmışlardır. “Beyaz” ve “Siyah” olarak adlandırılan iki tür de çamur banyosundan sonra aynı kirli görünüme bürünür.

Siyah olarak bilinen sivri ağızlı gergedan daha sinirli ve saldırgandır.

 

Zebra

Yaprak yiyen zebra sürülerine sık rastlanır ve bu gerçekten de görülmeye değer bir manzaradır. Kruger Ulusal Parkında sayıları yaklaşık 20.000 i bulur.

Zebralar sadece bitkilerle beslenir ve bu yüzden yeni kaynaklar bulmak için sürekli yer değiştirir. Çok narin ve ürkek olan zebra, en ufak bir tehlikede incinecek gibi görünür.

 

Kuşlar

Konusunda ise yolculuğunuz boyunca göreceğiniz uzun kuyruklu örümcek kuşu, sarı gagalı ve kuş tüyü kalem gibi başının arkasında sarkan tüyleri nedeniyle sekreter kuşu gibi türlerin karşısında büyüleneceksiniz.

Güney Afrika Kuruger Milli Parkı

 

Gözlerinizi Dört Açın

Eğer gözünüzü dört açıp büyük bir dikkatle çevrenize bakmazsanız, parkta antiloptan başka bir şey göremeden saatlerce oyalanabilirsiniz. Yakından uzağa doğru sürekli olarak çevreyi tarayın, gölgelere dikkat edin, en ufak bir kıpırtıya karşı tetikte olun.

Hayvanların en çok görüldüğü yerler olan su kaynakları ve nehirleri kolaçan edin. Özellikle toz kaldıran toprak yollarda, azami süratin 50 km./saat olduğunu unutmayın.

Afrika yazlarında, vahşi hayati izlemenin en iyi zamanı gün doğumu ile yaklaşık 11.00 arası park ile kamp kapıları kapanmadan önce hava kararmasına yakın zamanlardır.

Daha serin mevsimlerde, şafak vaktinden öğle saatlerine kadar su kaynaklarının çevresi oldukça hareketlidir ve eğlence günün her saatinde izlenebilir.

 

Doğa Yürüyüşleri

Doğal parklarda, insanların araba ve kamplara kapatılmış olması size ilgi çekici gelmiş olabilir. Kruger’de bu kısıtlamadan kaçmak için silahlı korucu ve orman bekçisinin eşliğinde sekiz dayanıklı yürüyüşçüden oluşan yürüyüş guruplarına katılabilirsiniz.

Yaya yol alan gurup açık havada üç gece geçirir. Sadece az sayıda ziyaretçi bu gruba kabul edilir. Bir yıl önceden rezervasyon yaptırmak gerekir ya da son dakika rezervasyon iptalleri için bekleyebilirsiniz.

 

Özel Hayvan Parkları

Doğaya yakın olmanın bir başka yolu da, daha rahat ama bir o kadar da pahalı olan özel doğal parklarda yer ayırtmaktır.

Birkaçı Kruger Parkı’nın batı sınırındaki bozkırlarda işletilmektedir. Johannesburg’dan Hhalaborwa veya Skukuza’daki küçük pistlere uçuş dahil 2-5 gün arasında değişen paket programları vardır.

Özel koruma alanlarında ulaşım, uzman korucu ve orman bekçilerinin kılavuzluğunda, üstü açık Land Rover’larla sağlanır. Taşıtlarda telsiz vardır, dolayısıyla ender görülen bir hayvana rastlarsanız, bunu herkese haber verebilirsiniz.

Şafakta ve akşam karanlığında, ulusal parklarda görebileceğinizden daha çok şey görürsünüz. Projektör ışığında yapılan gece safarileri, gece yaratıklarını da görmenizi sağlar.

Lüks kır evleri “Mala Mala” ile “Sabi Sabi” son derece özenli servisi ve birinci sınıf aşçılığı ile misafirlerini memnun etmeye çalışır. Başka bazı özel kuruluşlar biraz daha ucuz olsa da uzman korucu, klimalı konaklama yerleri, güzel yemek ve yüzme havuzu olanakları sunar.

Thoruybush, Londolozi ve Inyati de sayıları bir düzineyi bulan bu grup içinde yer alır.

Güney Afrika Johannesburg

Güney Afrika Cape Town Masa Dağı Ulusal Parkı

Brezilya Sao Paulo Genel

Brezilya Sao Paulo Genel

Brezilya’nın 26 eyaletinden birisinin başkenti, en büyük şehridir ama aynı zamanda nüfusa göre dünyanın en büyük şehirlerinden birisidir. Şehrin nüfusu 10.886.518 kişidir. Ama çevresindeki metropollerle birlikte nüfus neredeyse 19.000.000 kişidir. Batı yarımkürede ikinci büyük şehirdir. Küresel ölçekte ise 4. sıradadır. Dünyanın üçüncü büyük metropolüdür.

Güneydoğu Brezilya da bulunan şehir, gökdelenleri, gastronomi ve sağlam kültürü ile tanınır. Brezilya’nın güneydoğusundaki en işlek liman olan “Santos”a 49 km. uzaklıktadır. Santos’a tren ve otoyol hatları ile bağlanmıştır. Kıyıdan uzaklıklara gelince: Costa dos Alcatrazes 186 km, Guaruja 93 km. Ilhabela 204 km. Santos ise 74 km.dir.

Şehir kamu parkları ve Atlantik yağmur ormanları kısımlarının içide çok sayıda ev sahipliği yapmaktadır. Zaten “Serra do Mar” tepeleri üzerine kurulmuştur. Tepelerden doğan “Tiete” ırmağı, şehrin hemen doğusundan geçer. Bölgenin başlıca zenginlik kaynağı: 800 metre yükseklikteki kahve plantasyonlarıdır. Şehrin rakımı 760 metredir.

Şehirde her yıl düzenlenen “Sao Paulo Uluslar arası Sanat Bienali ve film festivalleri” dünya çapında popülerdir ve ayrıca birçok dans, müzik ve tiyatro festivalleri düzenlenmektedir.

Brezilya Sao Paulo Genel

ŞEHRİN TARİHİ GEÇMİŞİ

Sao Paulo şehri: 1553 yılında Portekiz sömürge döneminde Katolik rahipler tarafından kurulmuştur. Cizvit rahipler: yerli Kızılderililerden güvenli bir yer bulmak için 1553 yılında Mar dağlarına kadar yürüdüler ve Piratininga platosuna ulaştıklarında onlar ideal bir yer buldular. İspanya’daki gibi soğuk rüzgarlar ve sağlıklı ve taze topraklar ve iyi sular onların dikkatlerini çekti.

Onlar “Tamanduatei” ve “Anhangabau” nehirlerinin yanında alçak bir tepe üzerine 25 Ocak 1554 tarihinde ilk yerleşim yerini inşa ettiler ve bu tarih, Sao Paulo şehri yıldönümü kutlamaları tarihi olarak belirlendi. O dönemlerde şehir yerli halkları köleleştirme ve değerli metalleri ve taşları bulmak için yapılan seferlerin başlangıç noktası oldu.

1700’lü yıllarda burası küçük bir kasaba iken, topraklarının verimli olması ve özellikle yüksek rakımda kahve üretimine elverişli olması nedeniyle hızla büyümüştür.

1815 yılında şehir Sao Paulo eyaletinin başkenti oldu ve 1826 yılında Largo Sao Francisco Hukuk Fakültesi açıldı.

19.yüzyıla gelindiğinde ise şehir: ticaret, bankacılık ve sanayi merkezi haline gelmiştir. Ancak: özellikle dış ülkelerden gelen binlerce göçmen nedeniyle şehirde gecekondulaşma artmış ve milyonlarca insan şehrin çevresindeki hiçte elverişli olmayan yerlerde yaşamaya başlamışlar ve çevre kirliliği de üst düzeylere ulaşmıştır.

Bunun yanında 20. yüzyılda yaşanan olağanüstü büyüme sonrasında, eski binalar yerini çağdaş mimari örneği yapılara bırakmıştır. Tarihin merkezin çevresinde 17. yüzyıldan kalan kiliseleri, sonraki süreçte gökdelenlerin gölgesi kapatmıştır.

Brezilya Sao Paulo Genel

 

ULAŞIM

Şehir: Rio de Janeiro şehrine 355 km uzaklıktadır. Şehrin havaalanı “Sao Paulo/Congonhas” (CGH) olarak isimlendirilir. Brezilya ülkesinin iki numaralı havaalanıdır ve şehrin güney merkezindedir ve şehir merkezine 8 km uzaklıktadır. Trafiğin durumuna bağlı olarak bu uzaklık yaklaşık 15 dakika sürmektedir.

Havaalanı son yıllarda yenilenen terminali ile hoş bir ortam sunmaktadır.
Şehrin bir diğer uluslar arası havaalanı Guarulhos Uluslar arası Havaalanıdır. Burası otobüsler ile, Congonhas havaalanına bağlanmaktadır.

Brezilya Sao Paulo Genel

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehir içi trafiği özellikle sabah saat: 08.00-10.00 ve akşam saat 18.00-20.00 arasında tam bir keşmekeşe dönüşmektedir. Zaten haftanın belli günlerinde araçların bir kısmının şehir içi trafiğe çıkmasına izin verilmiyor.

 

Metro

Şehirdeki metro hattı: Amerika ve Avrupa’daki metrolar gibi kapsamlı değildir ama yine de metro sizi istediğiniz birçok yere götürecektir. Metro sistemli ve büyüktür. Metro hatları: Mavi-Yeşil-Kırmızı ve aralarındaki transferi sağlayan Sarı renklerle belirlenmiştir.

Mavi hat: Jabaquara ile Tucuruvi bölgeleri yani kuzey-güney rotasını kapsar.
Yeşil hat: Vila Prudente istasyonu ile Vila Madalena arasındaki bağlantıyı sağlar.
Metro bileti, tek biniş için 3 R dir. Metro ve otobüs entegre biletler ise 5.10 R dir. Tek bilet 3 saat içinde 4 biniş için izin verir.

 

TATİLLER

1 Ocak Yılbaşı
25 Ocak Şehrin yıldönümü
24 Şubat Karnaval
10 Nisan Kutsal Cuma
12 Nisan Paskalya
1 Mayıs İşçi Bayramı
11 Haziran Corpus Chisti
9 Temmuz Anayasa Devrimi
7 Eylül Brezilya Bağımsızlık günü
12 Ekim Aparecida Bayramı
15 Kasım Cumhuriyetin ilanı
20 Kasım Afro Brezilya vicdan günü
25 Aralık Noel

 

İNSANLAR

Bu şehirde yaşayan insanların etnik çeşitliliği hayret uyandırmaktadır. Örneğin: Japonya dışında en çok Japon bu şehirde yaşamaktadır. Bunun dışında: İtalyan, Arap ve Yahudi kültürü de yoğundur. Şehirde nüfus içinde 70’den fazla farklı milletten insan bulunduğu söyleniyor. Özellikle 1 milyon Japon vatandaşı yoğunluk yaratmaktadır.

Brezilya Sao Paulo Genel

GÜVENLİK

Güvenlik Sao Paulo şehrinde ciddi bir konudur. Özellikle geceleri ve hafta sonlarında dikkatli olmanız önerilir. Otobüslerde ve Praça da Se denilen yerde yankesicilere dikkat ediniz. Araba sürüyorsanız: kırmızı ışıkta soyulabilirsiniz. Bu yüzden özellikle gece geç saatlerde kırmızı ışıklarda yavaşlamayınız ve durmadan devam ediniz.

 

PARA

Şehirde (R ) ile ifade edilen dolar kullanılmaktadır.
Hafta sonları hariç, para değişimi kolaydır. Şehrin birçok seyahat acentası ve döviz büroları iyi fiyatla değişim yapmaktadırlar.

 

İKLİM

Burası güney yarımkürede bulunduğu için iklimler tam ters çevrilir. Kış dönemi: Haziran ve Ağustos aylarıdır. Bu aylarda geceleri serin olmasına rağmen, gündüz sıcaklıkları 20 derece civarındadır.
Şehirde “tropikal ılıman” iklim hakimdir. Nem oranı yıllık ortalama % 78 düzeyindedir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 19 derecedir. Şehirde yağışlı havalar Ekim-Mart ayları arasındaki dönemde görülür. Ocak ve Şubat aylarında, iyi yağış düşer. Temmuz ve Ağustos ayları ise tamamen kuraktır. Şehirde en son kar yağışı 100 yıl önce görülmüştür.

 

GECE HAYATI-EĞLENCE

Şehirde gece hayatı son derece canlıdır. Ancak: trafik sıkışıklığını unutmamak gerekir, yani gayet renkli ve güzel bir gece eğlencesinden dönerken, trafiğin ortasında sıkışıp kalabilirsiniz.

Brezilya Sao Paulo Genel

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehrin etnik kökeninden söz ederken: özellikle ve yoğun olarak İtalyan, Japon ve Arap etkisinin olduğunu söylemiştim. Buralarda dolaşırken irili ufaklı yüzlerce restoran görmek mümkündür. Şehirde 12.000 restoran bulunduğu söyleniyor.

Şehirde yaşayan Brezilyalı yerliler: “paulistanos” olarak isimlendirilmektedir ve bu insanlar ne için yaşar denildiğinde şu söylenir “çalışmak ve yemek yemek için” Kaju suyu ve bir “esfiha” escarole ve peynir ile doldurulmuş sıcak bir ekmek: mutlaka ilginizi çekecektir.

Feijoada/Feijon

Bu yöresel yemek: domuz eti ve fasulye ile yapılmaktadır ve tüm Brezilya şehirlerinde en geleneksel yemektir ve yalnızca Çarşamba ve cumartesi günleri yapılır.

Churrascaria

Brezilya ülkesini ziyaret ettiğinizde “churrascaria” yemeden ayrılmak olmaz. Bu bir yemek türüdür ve yemek genellikle çeşitli mezelerin masaya gelmesiyle başlar. Bunlar: salata, suşi, sıcak yemek çubuğu ile devam eder. Kısa bir süre sonra “Gaucho” giyimli garsonlar sığır eti bulunan ve barbekülerde pişirilmiş büyük şişlerle gelirler.

Müşteriler garsonlara et isteyip istemediklerini işaret ederler. Bunlar arada dolaşarak isteyenlere bu şişlerin üzerindeki etlerden keserler. Bu şişler üzerinde bulunan etler: tavuk, sosis, ızgara, ızgara balık şeklindedir.
(Rio de janeiro şehrini anlatan yazımda bundan söz etmiştim, hatırlayanlar olacaktır “10 dolara istediğin kadar et ye lokantası”)

Pastel

Bu bir tür en iyi Brezilya aperatifidir. Bu hamur: sığır eti, domates, fesleğen ve peynirle doldurulur ve yağda kızartılarak servis edilir. Sao Paulo şehri sokaklarında, açık hava pazarlarında veya “Pastelerias” denilen pastel satıcılarında bulabilirsiniz, mutlaka deneyin.

Padaria

Padarias veya pastaneler: Brezilya’da günlük kafeler gibidir. Brezilyalılar: hızlı bir kahvaltı ve mükemmel bir kahve veya meyve suyu için sabahları buralara akın ederler. Onlar öğle yemeğinde pizza, taze pao de queijo (sıcak peynirli ekmek) yerler.

Pizza

Sao Paulo şehri sakinleri pizza yemeyi severler. Hatta birçokları evlerine pizza siparişi verirler. Özellikle: güneşte kurutulmuş domates ve kalamata zeytin ile yapılan ve “roka” ismi verilen pizza cinsi yaygındır.

Öte yandan: şehirdeki Pazar yerlerinde kurutulmuş meyve, fındık, Hindistan cevizi suyu, Kuzeydoğu Brezilya “acaraje” ve diğer geleneksel yemekleri, “esfihas” ve “escarole” ve “tofu” ile doldurulmuş kepekli “esfiha” dahil olmak üzere, şehirde birçok geleneksel yemek türü bulunmaktadır.

Sonuçta: Sao Paulo şehri gerçekten yemek ve gıda alanındaki çeşitlilik açısından dünya çapında üne sahiptir. Ancak, birçok yemek türünde et olarak “domuz” kullanıldığından bizler için galiba biraz seçici olmak gerekecektir.

Brezilya Sao Paulo Genel

Gelelim içeceklere: Starbucks, şehirdeki zenginler arasında moda haline gelmesine rağmen, burada özellikle yerliler arasında yine de Brezilyalı kahve tüketilir.

Çünkü Brezilya dünyanın en büyük kahve üreticisidir. Bir kafede ya da “padaria” denilen yerde kısa bir mola verip: “cafezinho” yani “espresso”, cafe com leıte veya kafe pigado içebilirsiniz. Bazı kahve cinslerine sıcak çikolata da ilave ediliyor.

Diğer geleneksel içecek “Hindistan cevizi suyu” dur. Tüm Sao Paulo şehri sokaklarında bunu bulmak mümkündür. Özellikle sıcak bir günde serinlemek için idealdir.

Barlarda ise: diğer meyve suları ile karıştırılarak çeşitleri yapılmaktadır. Bunu içmeyi düşünürseniz, size sorulduğunda şeker isteyip istemediğini belirtmeniz gerekir, çünkü şeker ilavesi olmadığında tadı ekşidir.

Brezilya Sao Paulo Genel
Brezilya Sao Paulo Genel

 

ALIŞVERİŞ-NE SATIN ALINIR

Şehirde 32 alışveriş merkezi bulunduğu söyleniyor. Pek çok dükkan: Cumartesi ve pazartesi günleri arasında, saat 10.00 da açılırlar ve yaklaşık saat 18.00 de kapanırlar. Ancak alışveriş merkezlerinin çoğu saat 12.00 de açılır ve saat 22.00 de kapanır.

Pazar günleri açılmazlar.

Şehirdeki başlıca alışveriş merkezleri: “Higienopolis”, “Ibirapuera” ve “Rua Oscar Freire” dir.
Estado caddesi yakınlarındaki “Mercadao” yani “Büyük Pazar” da iyi bir merkezdir ve buradan meyve-sebze alışverişi yapılır veya bir şeyler yemek mümkündür.

“Guarana” ise şık kumaşlar ve giysiler almak için idealdir.

Pazar günleri “Avenida Paulista” üzerinde bulunan MASP çevresindeki alan: iki büyük Açıkhava pazarına ev sahipliği yapmaktadır. Müzenin altında büyük bir antika pazarı kurulur ve karşısındaki boşluk alanda ise, el sanatları pazarı kurulur. Bu bölümde ayrıca sokak gıda bölümü bulunur.

 

Calixto

Cumartesi günleri, “Benedito” denilen yerde “Calixto” denen Pazar kurulur. Burası bir antika ve el sanatları pazarıdır. Sabah canlı müzik ile başlayan pazarın merkezinde food-court yani yemek yerleri bulunur.

Öğlen burada yemek yiyerek, tüm gününüzü gayet güzel geçirebiliyorsunuz. Zaten Pazar yani alışveriş yanında, birçok insan bu canlı müzik etkinliğine katılmak için buraya gitmektedirler.

Ayrıca: hemen pazarı çevreleyen sokaklarda da ilginç mağazalar ve küçük restoranlar bulmak mümkündür. Özellikle Teodoro Sampaio isimli sokak geleneksel Brezilya enstrümanları satan fantastik dükkanlarla doludur.

Brezilya Sao Paulo Genel

Belediye Çarşısı

Çarşı: vitray pencereli, güzel bir neo-klasik bina içindedir. Burayı ziyaret ederseniz: yanınızda değerli eşya bulundurmamanızı veya sıkı sıkı takip etmeniz önerilir. Çarşının çevresindeki sokaklarda şehrin büyük ve eski binalarını görmek mümkündür.

 

Praça da Republica Pazar

Burası da şehrin en büyük açık hava pazarlarından birisidir. Burada Kuzeydoğu Brezilya’nın taze gıda maddeleri satılır. Atıştırma veya bir içki içip canlı müzik dinlemek isterseniz, yine uygun küçük yerler vardır. Pazarın bulunduğu meydan ise, şehrin en güzel eski binalarının bulunduğu bir yer olarak önem kazanır.

Brezilya Sao Paulo Genel

Ceasa

Ceasa, Brezilyanın en büyük gıda pazarıdır ve hatta 7.5 milyon metre karelik bu Pazar: Latin Amerika’daki en büyük gıda pazarıdır. Burada Brezilya ve ötesinde meyve çeşitlerini görebilirsiniz. Pazar: Çarşamba, Cumartesi ve Pazar günleri açıktır. Şehir merkezinin biraz dışında olduğu için taksi ile gitmenizi öneririm. Salı ve Cuma sabahları, burada çiçek ve bitki pazarı kuruluyor.