İran Shiraz Şiraz

 

iran.shiraz.kuran kapısı.1
İran Shiraz Şiraz

Şehrin sembolü “ağaçkakan” kuşudur.

Ülkenin güneybatısında bulunan şehir, en kalabalık 5’nci şehirdir. Basra körfezine yaklaşık 200 km olan şehir, deniz seviyesinden 1800 metre yüksektedir.

Şehir Allahu Ekber dağlarının eteğinde, yemyeşil bir ova üzerinde bir bahçe gibi yayılmıştır. Başkent Tahran’a 929 km uzaklıktadır. Bu yolculuk otobüsler yaklaşık 15 saat sürer. Shiraz şehrine, Tebriz 24 saat ve Yezd 7 saat uzaklıktadır.

Şehir İranlıların anavatanı olan Fars bölgesinin merkezindedir ve İranlılar dili ve adını buradan alırlar. Yani bu şehir yaklaşık 2000 yıldır Pers kültürünün merkezindedir. Çünkü yerleşim bölgesinin ismi, Persepolis kalıntılarında bulunan kil tabletlerde yazılıdır.

Şehir İran’ın nüfus bakımından 6’ncı büyük şehridir.

Şehir ılıman bir iklime sahiptir. Çünkü çevresi dağlarla çevrili bir çanak gibidir.

Şehir özellikle üzüm ve şarapları ile ünlüdür. Meşhur Shiraz üzümleri, şehrin kuzeyinde yetişiyormuş ancak ülkede günümüzde şeriat kanunları geçerli olduğundan şarap üretimi yapılamıyormuş. Şehrin diğer popüler özellikleri, birçok bahçeleri ve meyve ağaçlarıdır.

Şehir: ünlü Pers şairler Hafız ve Sadi’nin hem doğum yeri, hem de mezarlarının bulunduğu yer olarak ünlenmiştir. Şehirde ayrıca bu iki önemli ismin anıtları vardır. Hafız: İran lirik şiirinin ustasıdır. Sadi ise, Golestan yani Güller bahçesi denilen bir kitabın yazarı olarak tanınır. Her ikisinin şehirdeki mezarları yoğun ziyaretçi çekmektedir.

Şehir günümüzde ise ülkede: büyük bir petrol rafinerisi ve elektronik endüstri merkezi olarak tanınır. Ülkenin ilk güneş enerji santrali burada kurulmuştur.

 

Ulaşım

İstanbul-Şiraz arasında tarifeli uçak seferleri vardır. Uçak yolculuğu yaklaşık 3 saat 45 dakika sürüyor.

Eğer İran içinde gezerken buraya gelmeyi düşünürseniz, İsfahan-Şiraz arası otobüsle 7 saat sürüyor.

 

Kerim Han

Kerim Han, 18’nci yüzyılda yaşamış ve Şiraz bölgesinde, Zand hanedanlığını kurmuştur. Tarihi kayıtlara göre, son derece dürüst, adil ve başarılı bir liderdir. Hatta son derece mütevazi olduğu için, halkın vekili anlamında, kendisine “Vekil” denilmesini istemiştir.

Ancak bir kısım söylentiye göre ise, kendisini “Hz Muhammed” in vekili olarak gördüğü için bu ismi kullanmıştır. Bu yüzden, şehrin birçok yerinde “vekil” ismini  taşıyan yapılar görmek mümkündür.

 

Shiraz ve Şarap

Pers kralı Cemşid üzümü çok severmiş ve iktidarı döneminde, ülkede birçok üzüm bağı kurdurmuş. Ancak üretilen üzümlerin suyunun çok acı ve hatta zehirli olduğuna inanılmış. Bir gün, kralın cariyesi hastalanır ve güzel cariye şiddetli baş ağrısı çeker.

Bunun üzerine birçok tabip, kendisini iyileştirmeye çalışsa da çare bulamaz. Cariye, hayatına son vermeye karar verir ve zehirli olarak nitelendirilen üzüm suyundan içer.

Ancak bu içtiği su ile, dinmek bilmeyen baş ağrılarının hemen geçtiğini anlar. Bu durum kralın kulağına gittiğinde zehirli olduğuna inanılan üzüm suyuna “Abı Hayat” ismi verilir.

Böylece bekletilen üzüm suyunun zehirli olmadığına inanılmaya başlanır.

Evet, Şiraz üzümü dünyaca meşhurdur. Çünkü İran İslam Devrimi sırasında Kanada ve Amerika’ya göç eden Yahudiler, bu üzümü dünyaya tanıtmışlardır.

Günümüzde birçok ülkede ve hatta Türkiye’de Şiraz üzümü yetiştiriliyor. İslam devrimiyle birlikte birçok üzüm bağı Şiraz şehrinde tahrip edilmiş, ancak bu ünlü üzüm dünyanın birçok yerinde yetiştirilmeye başlanmıştır.

iran.shiraz.ne satın alınır.1
İran Shiraz Şiraz

Alışveriş

Şehirde birçok alışveriş merkezi ve çarşılar vardır. Dükkan sayısı bakımından değerlendirildiğinde, dünyanın en büyük, sayılı alışveriş merkezlerinden biri olarak düşünülebilir. Şehirden: halı, baharat, bakır el sanatları ve antikalar satın alınabilir. Ayrıca, yine meşhur İran hurması satın alabilirsiniz.

 

Ne Yenir

Burada gezerken, Şiraz şehrinin meşhur tatlısı falude’yi (yöresel ismi “paloodeh”)mutlaka tatmanızı öneririm. Felude, nişasta ve buz karışımına, limon suyu dökülerek yapılan bir tatlı türüdür. Bir tür dondurma da denilebilir.

Ayrıca Abguşt adlı geleneksel yemeği de tatmanızı öneririm. Restoran önerim ise “Shapori Garden” olacaktır. Burada fiyatlar gayet normal yani makuldür. Bir diğer seçenek Vekil camii yakınlarındaki Sharzeh restoranıdır. Açık büfe kişi başı 10 dolarlık fiyat gayet normaldir.

iran.shiraz.persepolis.1
İran Shiraz Şiraz

Turizm

Şehirdeki ilginç binalar, şehrin eski bölümündedir. Aralarında armut biçimli kubbeler olan bir düzine cami ilgi çeker. Bu camiler, genellikle eski evlerin arasına dağılmıştır.

Kerim Han Zend-e Zand Bulvarı, şehri ikiye böler. Ancak tarihsel ve turistik önemi olan yerlerin birçoğu bu ana cadde üzerindedir. Zand caddesine paralel bir nehir yatağı var ama genellikle kurudur.

Ağaçlarla kaplı geniş bulvarları, mimari eserleri ve bahçeleriyle ünlü Şiraz şehrinde: Kur’an  kapısı, Pazar yeri, ünlü şairler Sadi ve Hafız’ın kabirleri ve bahçeleri, Kaçar Sarayının havuzunu çevreleyen muhteşem İrem Bahçeleri ve Şah-ı Çerağ Mozolesi, gezilmelidir.

Şehri ziyaret ettiğinizde, yaklaşık şehrin 50 km kuzeybatısında, Rahman dağları eteklerindeki geniş bir platformda bulunan Persepolis şehrini ziyaret etmeyi sakın unutmayın. Persepolis şehirden 75-80 dakika uzaklıktadır.

 

GEZİLECEK YERLER

iran.shiraz.kuran kapısı.2
İran Shiraz Şiraz Darvazeh Kuran Kapısı

Darvazeh Kur’an Kapısı

Şehre girerken, bu süslü kapı mutlaka görülmelidir. Mazisi bin yıl öncesine kadar giden bu kapı: Kur’an Kapısı olarak bilinir. Anıt, Karim Khan tarafından yaptırılmıştır.

Üst katta bir odada, kutsal kitaptan bazı bölümler bulunur ve bu yüzden, kapı Kur-an Kapısı olarak isimlendirilir.

Kapıdan çıkan gezginlerin, güvenli ve sağlıklı bir şekilde Şiraz şehrine geri döneceklerine inanılır. Kapı 1950 yılında yıkılmış ve yerel bir tüccarın bağışlarıyla yeniden yapılmıştır.

Bu kapıda uzun yıllar bulunan ve yolcuların altından geçtikleri, 2 Kuran-ı Kerim, günümüzde Pars Müzesinde muhafaza edilmektedir.

 

Karım Khan Kalesi-Vekil kalesi

Kerimhan, İsfahan’da yapılan eserleri görünce, Shiraz şehrinde de bazı eserler yaptırmak istemiş ve bunun üzerine bu kaleyi yaptırmıştır. Kalenin yapımında 12 bin kişinin çalıştığı söyleniyor. Kaleye giriş ücretlidir.

Kale: saraya bitişik bahçenin bir parçası olarak inşa edilmiştir. Ancak, sadece tuğladan yapılmış bu kale, bir anlamda şehrin savunması için değil, güzelliği için yapıldığı intibaını vermektedir. Toprak renkli ve Kerim Han tarafından yaptırılmış yuvarlak 4 tane burçları dikkat çeker.

Bunların yüksekliği 14 metredir. Gezerken bu surlara çıkılmasına izin vermiyorlar. İlginç olan bu burçlardan bir tanesinin Pisa kulesi gibi eğri duruyor olması, bilim adamları ne kadar uğraştılarsa bu eğriliği düzeltememişler.

Kalenin geniş iç avlusundaki bahçede, ortada dikdörtgen bir havuz ve çevresinde kale duvarlarının yarattığı gölgelikler var. Hemen köşede ise, eski bir hamam görülüyor. Bu hamam bir zamanlar han tarafından kullanılmıştır.

Avlunun hemen yanındaki bölümde, bal mumu heykeller ilgi çekiyor. Bu heykellerle “Kerim Han’ın, makamında bir Fransız sefirini kabul töreni” canlandırılmıştır.

Yapının duvarlarındaki çiniler, vitraylar, minyatürler ve özellikle cam işçiliği muhteşem güzelliktedir. Hemen girişteki bir çini tabloda, İran’ın efsanevi kahramanı Rüstem’in beyaz bir devi öldürmesi resmedilmiştir.

Kale, Şah Pehlevi döneminde cezaevi olarak kullanılmıştır.

 

Fars Müzesi

Hemen kalenin yakınındadır. Burada, yörede egemenlik kurmuş eski uygarlıklara ait buluntular sergileniyor. Özellikle Büyük İskender dönemine ait paralar ilgi çekiyor. İskender, özellikle Persepolis’ten 2.5 ton altın götürmüş, geriye sadece bu paraları bırakmış.

iran.shiraz.vakil çarşısı.1
İran Shiraz Şiraz Vakil Çarşı

Vakil Çarşı-Vakil Bazaar

Çarşı şehir merkezindedir. Yapısı nedeniyle İstanbul Kapalı çarşıya benzetiliyor ancak esnaf sanırım biraz farklı çünkü burada farklı olarak asla çığırtkanlık yapan, ziyaretçileri kolundan çekiştirenler yok.

Karim Khan Zand tarafından yaptırılmıştır. Burada gümüşçü ve kuyumcular, hala nefis kakma çalışmaları yapar ve sergilerler. Çarşıdan, İran halıları ve diğer geleneksel Fars el sanatları satın alabilirsiniz.

1773 yılında inşa edilen camının, çiçek desenli fayansları Qajars zamanında yaptırılmıştır. Kubbe 48 sütun tarafından desteklenir ve her sütun, taşlardan tek parça olarak kesilmiştir.

Tonozlu tuğla tavan çarşı iç mekanını yazın serin tutar. Özellikle Fars göçebeler tarafından dokunan bir tür kilim olan Gabbeh satın almanız önerilir. Alışveriş sırasında mutlaka pazarlık yapmalısınız, ama öyle çok büyük indirimler beklemeyin.

Kilim dışında, buradan baharat ve çay satın alabilirsiniz. Baharat olarak “safran” düşünülebilir. Çay olarak İran’ın yöresel çayı “Lahjan” düşünebilirsiniz. Çay seviyorsanız, mutlaka almanızı öneririm.

iran.shiraz.vakil camisi.1
İran Shiraz Şiraz Vakil Camii
iran.shiraz.cami içi.1
İran Shiraz Şiraz Vakil Camii

 

Vekil Cami-Mescid-i Vakil-Regent Camii

Vakil çarşısının batısındadır. İran ülkesinde barok mimari stil etkisi taşıyan, sivri kemerli, burma sütunlu ve oldukça güzel süslemeleri olan değişik bir mimariye sahiptir. Camiyi ayakkabılarınızı çıkarmadan gezebilirsiniz, çünkü caminin sadece bir kısmı ibadete açık, diğer büyük kısmı ise müze olarak ziyarete açıktır.

Caminin girişinde bir zincir asılıdır. Bu “Y” şeklindeki zincirin her bir sırası, (3 sıra) din, siyaset ve bilimi temsil ediyormuş. Ortadaki zincirin sembolü “din” imiş.

Cami Zand hanedanlığı döneminde, 1187 yılında yapılmıştır. Günümüzde görülen cami ise, Karim Khan tarafından 1773 yılında yaptırılmıştır. Caminin mermer minberi, bir blok mermerden kesilmiş ve Azerbaycan’dan getirilmiştir.

Özellikle giriş kapısının iki yanındaki muhteşem çiniler görülmelidir. Kuzey eyvan: genellikle güller, çalılar ve çiçeklerle dekore edilmiştir. Mihrap bölümü, bükülmüş sütunlar üzerine oturan küçük bir kubbe ile örtülüdür.

Caminin içindeki mihraba dikkat edin, imamın durduğu yerin, zeminden yani halkın bulunduğu seviyeden daha aşağıda olduğunu göreceksiniz.

 

Vekil hamamı

Caminin hemen öbür yanındaki bu hamam, sadece müze olarak kullanılan bir yer olarak dikkat çekiyor. Yani, burası düşündüğünüz gibi kullanılan bir hamam değil, hamam yapısı içinde balmumu heykeller var, hamamın atmosferi heykellerle canlandırılmış, yani sadece gezip görmek için bir hamamdır.

iran.shiraz.sah türbesi.1
İran Shiraz Şiraz Şah Türbesi

Şah-e Cheragh-Işığın prensi

Bilindiği gibi İran büyük miktarda Şii inancına sahip insanlardan oluşuyor. Özellikle Şiiler için önemli bir hac mekanı olarak Meşhed şehrinde bulunan ve 12 imamdan biri olan İmam Rıza türbesi çok özeldir.

Bu şehirde ise, İmam Rıza’nın kardeşi Seyyid Mir Ahmed’in mezarı var.

14’ncü yüzyılda inşa edilen yapı: Işığın Efendisi Tapınak olarak bilinen yapıda, 835 yılında ölen Seyyid Mir Ahmet (12 imamdan biri olarak kabul edilen İmam Rıza’nın Kardeşi) mezarı vardır. Seyyid Mih Ahmet, ışıkların şahı olarak biliniyor.

Türbe yani yapı, ilk olarak 14’ncü yüzyılda mezarın üzerine inşa edilmiş ve o zamandan beri, Şiiler için bir hac yeri olarak kabul edilmektedir. Geniş avluda oturan Şiiler, önemli dini ayinlerini burada yaparlar.

Türbe, sarı ve yeşil renklerin ustaca kullanıldığı, altın renkli soğan kubbesiyle ilgi çeker.

Yapının iç duvarları, milyonlarca küçük aynalar ve mozaiklerle süslenmiştir. Pencerelerden giren gün ışığı, bu aynalardan yansıyarak türbenin içindeki karanlıkları aydınlatır. İnsanlar burayı ziyaret ederek namaz kılıyorlar.

Ancak namaz kılanlarda bir özellik dikkatinizi çekecektir. Namaz kılanlar secdeye vardıklarında alınlarını bir minik kil parçasına deydiriyorlar. Söylenenlere göre bu disk şeklindeki kil parçası yani toprak Karbela ve Necef şehirlerinden getiriliyormuş.

Burayı ziyaret ederken, bayanların Chador ismi verilen uzun siyah kumaş giymeleri zorunludur ve girişte ödünç olarak verilebilir. Türbenin gümüş korkulukları, ziyaretçilerin elledikleri ve öptükleri yerdir. Burayı ziyaret etmeyi sakın unutmayın, gerçekten çok güzel ve görkemli bir yerdir.

 

 

Bagh-e Eram Bahçesi

Bahçeyi anlatmadan önce, şunu belirtmekte yarar. Bahçeye giriş ücretli ve turistlerden, normal vatandaşın giriş ücretinin 20 katını aldıklarını bilmeniz gerek ama değer, mutlaka girin.

Bahçe, Muhammed Hasan tarafından yapılmıştır. Güzel bir konak ve çevresine yayılmış büyük bir bahçedir. Bu bitkilerden en göze çarpanı, sadece bu bölgede yetişen “Serve naz” isimli bir selvi ağacıdır. Ayrıca bahçede sarmaşıklar da çok yoğun ve bunların Ahmet Sancar’ın saltanatına ithaf edildiği söyleniyor.

Binanın ne zaman yapıldığı bilinmiyor ancak tarihi kalıntılara bakılarak Selçuklu döneminde yapıldığına inanılıyor. Bir zamanlar, burası özellikle Şah’ın favori yerlerinden birisi olarak kullanılmış ve halka kapalıymış.

Hatta Şah Rıza Pehlevi’nin annesinin burada sürekli kaldığı ve Şah’ın da ara sıra dinlenmek için buraya geldiği söyleniyor. Ancak İslam devriminden sonra bahçe halkın ziyaretine açılmış, ancak bina kapalıdır.

Bahçenin iç kısımlarına gittiğinizde, bir göl göreceksiniz. Gölün içindeki kırmızı balıklara ve nasıl yüzdüklerine dikkat edin. Balıklar, gölün ortasına doğru sema yapar gibi dönerek yüzüyorlar.

Aralarında yorulanlar ise, duruyorlar, bu duranların önceleri öldüğü düşünülmüş ama sonradan ölen balığın yanına başka bir balığın geldiği ve ölü gözüken balığa dokunarak balığı tekrar harekete geçirdiği görülüyor. Yani, bir anlamda görev devir-teslimi gibidir.

iran.shiraz.jame apuit.1
İran Shiraz Şiraz Atik Camisi
iran.shiraz.jame apuit.2
İran Shiraz Şiraz Atik Camisi

 

Jame Atiq Camii-Atik camisi

İran’daki en eski camilerden biridir ve Saffarid Amr bin Leys zamanında yaptırılmıştır. Ünlü gezginler Bin Battuta ve Madame Dieulafoy yazılarında bu yapıdan bahsederler. Bu şehrin en güzel camisinin en önemli özelliği 7 renkli, sır altı mozaik çini tekniğinin kullanıldığı ilk yer olmasıdır.

Bin Leys, kendi egemenliği sırasında Bağdat halifeleri ve yerel rakipleri ile çatışmalarına rağmen, şehirde oldukça güzel kamu binaları inşa etmeyi ihmal etmedi. Caminin inşaatı, Abasid Halife el-Movaffaq ordularını yenmeleri üzerine, zaferin anısına bir şükran eylemi olarak 894 yılında yapılmıştır.

Ancak 12 ve 13’ncü yüzyıllarda cami birçok kez yeniden inşa ve restore edildi ve 18’nci yüzyılda Arkeoloji bölümü işbirliği ve Fars eyaletinin hayırseverleri yardımıyla, Pehlevi hanedanı döneminde günümüzdeki şeklini almıştır.

Caminin büyük bölümü yavaş yavaş harabeye dönmüştür. Günümüzde ayakta kalan bölümleri, dua salonları ve odalarıdır. Portal bölümü, her iki tarafı camlı mozaik çinilerle dekore edilmiştir. Dekorasyonda Kur-andan güzel ayetler yazılmış, çiçek ve kuş motifleri kullanılmıştır. Caminin en ilgi çeken yazıtı, ünlü hattat Ali Johani tarafından Safeviler döneminde yapılmıştır.

 

Nasır el Mülk-Pembe Cami

Cami, Kaçar hanedanından Mirza Hasam Al Nasir tarafından yaptırılmış ve 1888 yılında açılmıştır. Camiye pembe cami denmesinin sebebi, iç tasarımda pembe fayansların kullanılması ve camlardan yansıyan ışıklardır.

Caminin en büyük özelliği, muhteşem renklerle düzenlenmiş vitray ve çinilerdir. Bunları görmek için mutlaka camiyi ziyaret etmelisiniz. Ama mutlaka sabah gün doğumunda gitmelisiniz.

 

Qashqai Bahçesi

18’nci yüzyıl başında, Selçuklu soyundan gelenler tarafından yapılmıştır. Bahçe özellikle çam ve portakal ağaçları ile dikkat çeker. Bahçenin çağdaş görünümü, Muhammed Hasan döneminde olur ve bahçe içindeki yapılar bir mimar tarafından dizayn edilir. Günümüzde bahçe, Shiraz Üniversitesi tarafından yönetilen bir müze barındırmaktadır. Müze ziyarete açıktır. Bahçe özellikle ilkbaharda ziyaret edilmelidir.

iran.shiraz.şairler mezarı.1
İran Shiraz Şiraz Hafız Mezarı
iran.shiraz.hafız türbesi.2
İran Shiraz Şiraz Hafız Mezarı

 

Hafız Mezarı

İranlı ünlü şair, 14’ncü yüzyılda yaşamıştır. (1320-1389) Ustalığı ile herkesi etkilemiş bir şairdir.

Halk arasında “Hafezieh” olarak bilinen yer, şehrin en sevilen şairi olan Hafız’ın mezarıdır. Fars dili ve edebiyatının bu ünlü yazarı, isteği üzerine Shiraz şehrine gömülmüştür. Hayatı boyunca hiç Şiraz şehrinden ayrılmamıştır.

Mezarın bulunduğu yapı, 8 sütunlu mavi bir kubbeli yapıdır.

Mezar: iki havuzlu bir bahçe içindedir. Mezar diğer birçok mezarda olduğu gibi, hemen girişte bir fıskiyeli bir havuz, çevresinde çok güzel çiçekler ve havuzun arkasında ünlü şairin mezarı görülüyor.

Mezar taşı, 1773 yılında Karim Khan tarafından yerleştirilen ve şairin çalışmaları kazınmış mermer mezar taşı şeklindedir. Mermerden mezar taşının üstünde, Hafız’ın şiirleri işlenmiştir.

Mezar, 8 taş sütunla desteklenen sekizgen köşk üzerine konulmuştur. Küçük bir kütüphane, bir çayevi ve hatıra ve kitapların satıldığı satış yeri vardır.

Mezarı ziyaret ettiğinizde, buradaki birçok ziyaretçinin elinde, ünlü şairin “Fal-e Hafız” isimli kitabını görebilirsiniz. Çünkü İranlılar, bu kitabın herhangi bir sayfasını açarak okuduklarında, geleceklerine dair işaretler bulunduğuna inanırlar. Özellikle kızların bunu uyguladıkları söyleniyor. Hafız’ın kitabından rastgele seçtikleri bir şiiri okuduklarında, şiirin anlamını kendilerine yorumlarlarmış.

Mezar, akşam saatlerinde aydınlatılır ve Hafız’ın şiirleri hoperlörlerle okunur. Bu yüzden burayı akşam saatlerinde ziyaret etmenizi öneririm.

Hafızla ilgili son bir not: yani şiire meraklı olmasanız bile, Hafız’ın şiirleri hakkında genel bir kanı var. Kendisi tüm şiirlerinde aşk ve şarap konusuna yüklenmiştir. Yani, günümüzdeki İslam cumhuriyeti vatandaşlarının koşa koşa geldikleri şairin mezarının duvarlarında yazılı şairin şiirlerinde şarap kelimesi bolca geçiyor.

Yine de günümüzde hala, mezarının başına oturup duygulanan bolca insan görebilirsiniz. Bu insanlar mezarın başucunda otururken Farsça bir şeyler okuyup duruyorlar, başta bunların dua ettiklerini düşünmek mümkün ancak Hafız’ın kitabı ellerinde, açık ve sanırım onun şiirlerini okuyorlar.

Mezarın girişinde, İranlı satıcılar var. Ayrıca burada Hafız usulü fal bakılıyor. Hafızın beyitleri kağıtlara yazılmış, bir kuş hafızın beyitlerinden bir beyit seçiyor ve o falınızı yorumluyor. Kuş muhabbet kuşudur.

Ancak elbette bu niyetler Farsça yazılı yani okumak imkansız. Türbenin bir diğer özelliği de, ülkemizde de görüldüğü gibi İranlı yöre çocuklarının yanınıza yaklaşarak Hafız’ın hayatını anlatıp bahşiş istemeleri olacaktır. Son bir not, türbenin bulunduğu alan, aynı zamanda bir Pazar yeri olarak düzenlenmiş ve yöre insanı, kendi yaptıkları halı, resim, takı, seramik gibi el işlerini satıyorlar.

iran.shiraz.sadi turbesi.1
İran Shiraz Şiraz Sadi Mezarı
iran.shiraz.sadi türbesi.2
İran Shiraz Şiraz Sadi Mezarı

 

Sadi Mezarı

Bu da Şirazlı bir şairdir. 13’ncü yüzyılda (1207-1291) yaşamıştır. Ünlü bir şair ve filozoftur. Yaklaşık 700 yıl önce, o farklı ülke ve şehirlere gitti. Sonra Boustan ve Gülistan adlı iki kitap yazarak tüm yaşadıklarını bu kitaplarda topladı.

Mezarı, bir tepenin eteklerinde, Qanat denilen bir kanat ile süslenmiş, bir balık havuzu olan, sessiz ve huzurlu atmosfer yaratılan yerdedir. 1860 yılında yapılan mermer mezar, sekizgen planlı yapıdadır ve duvarlar, Sadi’nin çalışmaları yazılı çinilerle süslenmiştir.

Beyaz mermerden yapılmış mezar, aynı zamanda mermerden yapılmış ve seramik bezeli bir ayağı içerir. Mezarın altında bulunan kafede, bir çay içmenizi öneririm.

Burayı ziyaret ettiğinizde, türbenin altında bulunan mahzendeki yer altı havuzuna para atarak dilek tutmayı unutmayın. Para atarken havuza arkanızı dönmeniz gerekiyor.

 

Narencistan Sarayı-Narenciye Bahçesi

19’ncu yüzyılda batıdan gelenleri ağırlamak için kullanılmıştır. Burada palmiye, limon, portakal ağaçlarının ortasında bulunan bina, üniversite tarafından kullanılıyor. Binada, yuvarlak alınlıkta sırtında güneş doğarken, imparatoru temsil eden aslan ilgi çekiyor. Elindeki kılıç “Zülfikar” dır. Şah döneminde, İran bayrağında da aynen bu motif bulunmaktadır.

 

 

ŞEHİR YAKINLARI

iran.shiraz.pasaggar.1
İran Shiraz Şiraz Pasargad
iran.shiraz.pasaggar.2
İran Shiraz Şiraz Pasargat

 

Pasargad

Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Şehir merkezine yaklaşık 77 km uzaklıktadır.

Büyük Cyrus: MÖ 599-530 arasında Ahameniş imparatorluğunu kurdu ve MÖ 549-530 yılları arasında Persler ve Medler arasında kalıcı bir birlik kurdu. Tüm plato ve sonunda Hindistan ve Afrika’ya kadar sınırları uzanan Ahameniş imparatorluğunu (MÖ 550 MS 330) kurdu.

Cyrus ölümünden sonra (MÖ 529) burada gömüldü. Mezarı bir kireçtaşı mozole ve üçgen ahşap ev şeklinde yapılmıştır. Aslında türbesi daha uzundu ama bugüne kadar gelen mezar kaidesi, Pasargade kalıntılarından en iyi korunmuş ve en etkileyici olan taş bloktur.

Pasargade kalıntıları arasında: bir kutsal alan içinde Solomon (Süleyman) ın annesi, Cezaevi tahtı olarak bilinen üç Achaemenian saray kalıntıları görülebilir.

Evet, burası Achaemenian imparatorluğunun ilk başkentidir. Persepolis şehrinin 87 km kuzeydoğusundadır.

İran’ın İslam orduları tarafından fethi sırasında, Arap orduları mezara geldiler ve İslam prensipleri gereği mezarı yok etmeyi planladılar. Ancak mezar bakıcıları, yapının Cyrus’u onurlandırmak için inşa edilmediği konusunda Arap komutanı ikna ettiler.

Ancak mezardaki yazıt, Kur-an ayetleriyle değiştirildi ve mezar Solomon (Süleyman) ın annesinin mezarı olarak tanıtıldı. Hala yaygın olarak günümüzde de bu isimle bilinmektedir. (Qabr-e Madar-e Sulaiman)

Pasargad’daki en önemli anıt, kuşkusuz “Büyük Cyrus” mezarıdır. Mezara doğru yükselen 7 basamaklı merdiven vardır. Genişlik 531 metredir. Alçak ve dar bir giriş görülür. Persepolis şehrinin yağmalanması sırasında, buradaki Cyrus mezarı da İskender tarafından ziyaret edilmiş ve yağmalanmıştır.

İskender ordusundaki Aristobulus isimli bir savaşçı komutanın mezara girdiği söylenmektedir. Mezarda, altın bir yatak, bir masa seti, altın tabut bulunduğu ve ayrıca bazı süs eşyaları, değerli taşlar ve bir çivi yazılı yazıt bulunduğu anlatılmaktadır.

Bu yazıtta “Ben Büyük Kiros, ben Perslere bir imparatorluk verdim ve Asya’da hükmettim. Yani bu mezarın bana gıpta yok”

 

Arjantin en güzel yerleri

Arjantin en güzel yerleri

Arjantin her yıl güzel coğrafyası ve ilginç geçmişi ve kültürü, gelişen gece hayatı ve benzersiz lezzetleri, sonsuz alışveriş olanakları ile yüzbinlerce turist çekmektedir.

Arjantin en güzel yerleri;

1.ŞARAP

Arjantin dünya üzerinde en fazla 5. şarap üreten ülkedir. Özellikle “Salta” adlı aromatik “Torrontes” ve ülkenin orta bölgesinde üretilen klasik Cabernot Sauvignons çok popülerdir. Şarap turlarında birçok Arjantin şarap imalathanesi gezilir.

 

2.IGUAZU ŞELALELERİ

Iguazu kelimesi Guarani dilinde “Büyük Sular” anlamına gelir. Bunlar 1984 yılında UNESCO tarafından “Doğal Dünya Mirası” kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Patagonya “Nahuel Huapi” Milli parkı ile birlikte Iguazu şelalesi, Arjantin’in en uğrak turistik yerlerinden birisidir.

Ziyaretçiler doğa yürüyüşleri, su sporları ve şelalelerin muhteşem akışını izleyebilirler. Bazı ziyaretçiler Brezilya veya Arjantin tarafından şelalelerin daha iyi göründüğünü iddia etmektedirler.

Ama bölgede her iki taraftan da şelaleleri izlemek mümkündür. Arjantin tarafından, küçük bir trenle ulaşılan “Şeytan Boğazı” denilen yer, üç taraftan düşen şelalelerin en iyi izlenebildiği yerdir.

 

3.LA RECOLETA MEZARLIĞI

Bu ünlü ve etkileyici mezarlıkta, ülkenin en ünlü kişileri gömülüdür. Bu mezarlığı ziyaret etmek turistik bir gelenek haline dönüşmüştür. Ülkenin en iyi heykeltıraşları tarafından bu mezarların yapıldığı söyleniyor.

Arjantin en güzel yerleri:

4.LOS GLACİARES BUZULLAR MİLLİ PARKI

Ülkenin güney batısında, Şili ile sınır yakınlarında “Austral Andes” denilen bölgedeki bu milli park: ulaşım açısından Arjantin’in en zor alanlarından birisidir. Ama aynı zamanda en etkileyici yerlerden biri olarak da tanınır. Argentino gölü üzerinde yüzen buzdağları ve yükselen Fitz Roy dağı, muhteşem etkileyicidir.

Buzullarda parçaların suya düşmesi muhteşem etkileyicidir. Ayrıca park alanında gerek bitki ve gerekse hayvan türlerinin geniş bir yelpazesi görülür.

Park alanında: trekking, dağ bisikleti, buzul kenarında tekneyle gezi yapmak mümkündür. Çiftliklerde ise at binmenin keyfine varmak mümkündür. Burası: 1981 yılında UNESCO Dünya Mirası Vakfı tarafından koruma altına alınmıştır.

 

5.ISLA VİCTORİA

Bu güzel ada gölü “Nahuel Huapi” üzerinde bulunmaktadır. Burada birçok bitki vardır. Yani adanın kendisi süs bitkileri kreş evi gibidir denilebilir. Burası 1934 yılında Arjantin’de oluşturulan ilk milli park alanıdır. Adanın parçaları, güzel doğal habitat alanlarını içerir. Adanın genelinde turizm kısıtlı olmasına rağmen, doğal manzaraları ve doğal alanların bazılarını gezmek mümkündür.

 

6.BULUTLAR İÇİNDE TREN YOLCULUĞU

Salta ve Viyadük La Polvorilla arasında çalışan tren: çarpıcı 15 saat tur gezintisinde, 3000 metrenin üzerine yükselen, dünyanın en önemli tren yolculuklarından birini yaptırmaktadır. Demiryolu 29 köprü ve viyadük ile ilerlemektedir ve birçok yerde raylar bulutlar altında gözden kaybolmaktadır. Muhteşem bir deneyim, mutlaka katılmalısınız.

Arjantin en güzel yerleri:

7.BEAGLE KANALI

Onun şaşırtıcı doğal çevresi çok ünlüdür. Arjantin ülkesinin güney ucundaki bu sahil şeridi buraya ulaşan ilk gemi olan “Beagle” gemisinin ismiyle anılır. Burada: balinalar izlenir, ayrıca Lengas feneri, penguen kolonileri görülebilir.

 

8.ARJANTİNLİ ATLAR

Gauchos (Arjantinli kovboy) ülke genelinde geniş alanlarda, Arjantin kültürünün bir parçası olmuşlardır. Onlar bu görkemli hayvanlar üzerinde dört nala giderler. Arjantinde, at her şeydir. Bir ziyaretçi olarak yarışları izlemek için “Hipodrom”u ziyaret etmelisiniz veya “polo” yarışlarını izlemelisiniz.

 

9.USHUAİA KIŞ SPORLARI:
Ushuaia dünyanın en güneyindeki şehir olarak kabul edilen Isla Grande de Tierra del Fuego şehrinde çok yaygındır. Burası zengin kültürü, tarihi ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilere çok şey sunar.

Spor meraklıları, burada kayak, kızak, snowboard ve diğer kış sporlarını yapabilirler. Hatta “Beagle Channel” adalarında yaşayan kuş, penguen, fok kolonilerini görebilirler.

 

10.TİGRE DELTA YAZ SPORLARI

Buenos Aires şehrinin yoğun temposundan kaçmak isteyenler, bir saatlik tren yolculuğu ile Tigre Deltasına ulaşabilirler. Tigre, Parana nehri deltası üzerinde yer almaktadır. Martin Garcia adası gibi büyük adaların bazıları, müzeler, kamp yerleri ve diğer turistik kasabaları barındırmaktadır.

Su sporları meraklıları; Tigre labirentinde balıkçılık, kano ve kürek yapmanın tadını çıkarabilirler.

 

11.PALERMO SOHO’DA ALIŞVERİŞ

Palermo Soho: güzel butik dükkanları ile Buenos Aires şehrinin yaratıcı tasarım bölgesidir. Burada uzun yürüyüşler yaparak ince bir sanat güzelliklerini keşfedebilirsiniz.

Şaşırtıcı ayakkabılar ve kemerler, şık etekler ve elbiseler, ışıltılı özel takı ve şık kotlar bulabilirsiniz. Ancak fiyatların biraz yüksek oluşuna dikkat etmek gerekir.

Palermo Soho’da sanki her köşede bir özel ayakkabı mağazası var gibi görünür. Bunlar şaşırtıcı tasarımlarla doludur. Yine burada bolca kafe ve bar bulmak mümkündür. Yani buraya girenler aç ve çıplak çıkmazlar.

 

12.EĞLENCE

Arjantin’de birçok harika festivaller düzenlenmektedir. Buenos Aires şehrinde, her yıl, iki kez, bir hafta süren “Buenos Aires Moda” festivali düzenlenmektedir. Ayrıca “Buenos Aires Bağımsız Film Festivali” de ilgi çekmektedir.

Bunların dışında yine birçok festivaller düzenleniyor. Özellikle “Semana de Jujuy” denilen ve bir hafta süren festival popülerdir. Alman kültürünün “Oktoberfest” bira festivali de Ekim ayının ilk iki haftasında Cordoba yakınlarında Villa General denilen yerde kutlanmaktadır.

 

13.BİFTEK

Sığır. Arjantin’de kişi başına yıllık 65 kilogram sığır eti tüketimi düşmektedir ve bu oran dünyanın en yüksek oranıdır. Arjantin’de birçok sığır üreticisi hala mera ve çayırlarda kendi ineklerini eski yöntemleri kullanarak beslemektedirler. Onlar genellikle hareketli ve açık alanlarda beslendiklerinden tahılla beslenen sığırlara nazaran daha lezzetlidir.

 

14.SALTA BÖLGESİ-FANTASTİK-JEOLOJİK-GASTRONOMİK ÖZELLİKLER

Arjantin, şehirlerin ilginç tarihi ve kültürel yapıları yanında, yerel gıdalar için ilginç deneyimler ve zenginlikler sunmaktadır. Turistler Calchuqui Vadisi boyunca rehberli turlarda inanılmaz ve çok renkli kaya oluşumları, sessiz kerpiç köyler görebilirler. Salta bölgesi ayrıca humitas, Locro ve empanadas gibi lezzetli şarapları ve geleneksel yemekleri ile tanınır ve bilinir.

Ankara Altınköy Açık hava Müzesi

Ankara Altınköy Açık hava Müzesi

 

Altındağ Beşik kaya Mahallesinde: 350 gecekondu yıkılarak burası yapılmıştır. Hüseyingazi 8 cadde veya Karapürçek tarafından ulaşılıyor.

Ankara-Samsun kara yolunda, Mamak Muhabere Okulu geçildikten sonra, sola Karapürçek istikametine dönülür ve 8 km sonra buraya ulaşılır. Saat: 10.00-19.00 arası açıktır.

Bölge tamamen açık hava olduğu için, havanın güzel yani yağışsız olduğu bir günü tercih etmelisiniz. Şunu da unutmamak gerek, burası peyzaj olarak sürekli inişli çıkışlı bir alan, mutlaka ve mutlaka spor ayakkabısı giymelisiniz.

Düz bir yer neredeyse çok azdır. Unutmadan, burada piknik yapılmasına izin verilmiyor. Tuvaletler ücretsiz.

Dışarıdan yiyecek getirmek yasak. Otopark var ama hafta sonu çok yoğun oluyor.

Bir dere yatağı ve çevresindeki yeşillik alan değerlendirilerek proje genişletilmiştir. Bu projede: yel değirmeni, su değirmeni, köy evleri, cami, çamaşırhane, okul, bakkal, köy kahvesi ve asma köprü bulunuyor. 500 dönüm arazi üzerindeki proje, yaklaşık 2 yılda gerçekleştirilmiş.

Gerek köy kültürünü tanımak ve gerekse tertemiz bir havada ve doğada bir gün geçirmek isteyenler için idealdir. Ancak özellikle rahat bir ayakkabı giymenizi öneririm. Buraya fotoğraf çektirmek için çok sayıda gelin-damat geliyor. Gelin-damat dış çekimleri burada ücreti karşılığı yine buranın fotoğrafçıları tarafından yapılıyormuş.

Burada: çeşitli hayvanlar bulunuyor, koyunlar, kuzular, inekler, öküzler, atlar, eşekler, köpekler, arılar, horozlar, tavuklar, kediler, kuşlar ve özellikle ceylanlar, karacalar ilgi çekiyor. Eski Cumhurbaşkanlığı Çankaya köşkünde bulunan ceylanlar da buraya getirilmiş, diğer ceylan ve geyiklerle birlikte yaşıyorlar. 3 ceylan Altınköye nakledilmiş.

Çamlıdere’de bulunan yaralı yavru alageyik te, gerekli tedavisi yapıldıktan sonra, Altınköye getirilerek diğer hayvanlarla birlikte yaşamaya başlamış.

Ayrıca: burası bir mesire alanı, ister piknik yapın, ister koşun oynayın, isterseniz konaklarda bulunan kafede kahvaltı (odun ateşinde gözleme yemelisiniz) yapın. İçeride kahvaltı verilen 2 konak vardır. Yürüyüş yapmak isterseniz, uzunca bir yürüyüş parkuru var.

Hatta: buğday tarlası, sebze ve meyve tarlaları, meyve ağaçları, ahırlar, kümesler, at ve öküz arabası var.

Köy kahveleri düzenlenmiş, taş fırından sıcak ekmekler çıkıyor. Köyde 100 yıl öncesine ait bazı eşyalar sergileniyor. Bunlar: dirgen, dibek, tırmık, tokat, havan, el değirmeni, keşkek tokmağı ve benzeridir.

Burada zaman zaman geleneksel uygulamalar da yapılıyor, örneğin: geleneksel bir köy düğünü canlandırılıyor.

Özellikle hafta sonlarında aşırı kalabalık oluyor, sıra beklemeyi göze almanız gerek, hatta önceden yer ayırtmak daha uygundur. Serpme kahvaltı veriliyor, fiyatlar nispeten uygundur.  

Doğal ev yapımı ürünler de satılıyor.

İtfaiye Aracı

Bolu Dörtdivan’dan getirilen 1955 model itfaiye aracı, Belediye tarafından kullanıma hazır hale getirilerek Altınköy’e yerleştirildi. Olası bir yangına müdahale edecek duruma getirilen itfaiye aracı: kırmızı rengi, siren lambaları ve itfaiyeyi temsil eden 110 numaralı plakası ile Altınköy ziyaretçilerinin ilgisini çekiyor.

Altınköy Kına Evi

Kına evinde, geleneksel kına türküleri ve kına eğlenceleri düzenleniyor. Profesyonel organizasyon hizmetlerinin tümünün sunulduğu kına töreninde, geleneksel bindallılar, kına setleri, lezzetli ve zengin yiyecekler ve içecek menüleri hazırlanıyor.

Evet, yoğun talep üzerine Altınköy içinde 3 tane kına evi hazırlanmış, Kına daveti alırsanız, hangi evde olduğunu sormayı unutmayın. 120 kişi kapasiteli kına evleri, Pazartesi hariç her gün saat: 20.00-23.00 arasında açıktır.

Asma Köprü

Çelik halatlarla bağlanan ahşap asma köprünün uzunluğu 150 metre, yüksekliği ise 30 metredir. Köprünün tam ortasına geldiğinizde, Altınköy’ün muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.

 

Köy Kahvesi

Karabük ili Yortanazarı Beldesi Ova köyünden sökülerek buraya getirilmiştir. Çantı ev tekniği özelliklerine sahip köy kahvesi, hiç çivi kullanmadan geçme yöntemle yapılmıştır. Durmuş Kocakaya isimli şahıstan alınan konakta 68 yıl ikamet etmiştir.

11 yıl kapalı kaldıktan sonra, fırınlara odun olarak satılacak iken son anda kurtarılarak, gerekli izinlerle Altınköy Açık Hava Müzesine taşınmış, monte ve restore edilmiş, 2014 yılından bu yana köy kahvesi olarak kullanılmaktadır.

Köy parkta yerini alan köy kahvesi: 260 metre karelik kullanım alanına sahiptir. Kahvenin duvarları meşe ve gürgen ağacından yapılmıştır. Aynı anda 200 kişiyi ağırlayacak kapasiteye sahiptir. Köy kahvesinde bulunan 60 yıllık radyo ise, nostaljik sesleri ve ezgileri günümüze taşıyor.

Köy kahvesinden bakır kazandan mutlaka çay için. Ahşap iskemlelerde oturun, sedirlerde oturun, şöminede çatırdayan odun seslerini dinleyin, köy kahvesinin hemen yanında çay bahçesi var. Tahta sandalye ve masaların bulunduğu çay bahçesi önündeki manzara ile gerçekten ilgi çeker. Burada da yayık ayranı için.

Ova Camisi

1900’lü yılların başında inşa edilen Ova Camii, Yortan Pazarı Ova Köyünden sökülerek buraya getirilmiş ve yeniden kurulmuştur. Orman köyünde yaşayanların merkeze taşınması nedeniyle 10 yıldır cemaati bulunmayan ve kapalı durumda olan cami, muhtar ve muhtar heyetiyle anlaşılarak alınmış ve burada yeniden kurulmuştur.

Caminin parçaları tek tek numaralandırılmış, sökülmüş ve 2013 yılında kamyonlarla taşınarak buraya getirilmiş, yeniden kurulmuştur. Minaresi camiye uygun olarak yeniden yaptırılmıştır. Geçmişte tekke olarak da kullanılan cami, Altınköy Açık Hava Müzesinin simgelerindendir.

Kütük, gövde, şerefe, külah ve alem bölümlerinden oluşan cami minaresi 15 metre uzunluğunda ve tek şerefelidir.

Minarenin tasarımı, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Cami minaresi, 100 yıllık ahşap ve bakırın kaynaşmasıyla oluşan dizayna sahiptir. Minarede ses sistemi yoktur. Minarenin şerefe kısmına cami içindeki merdivenlerle çıkacak olan müezzin, ezanı çıplak sesle okuyor.

KONAKLAR

Çantı evler

Karadeniz bölgesinde, ormanlık bölgelerde ağaç gövdelerinin üst üste yığılarak yapılan evlere çantı evler denir. Yontulmamış ya da kereste haline getirilmemiş uzun ahşap kütükler, aralarına geçmeler geçirilerek birbiri üstüne oturtulur.

Bu yapım tekniği: Türkiye dahil tüm dünyada özellikle ormanlık bölgelerde görülür. Ancak kullanımı gitgide azalmaktadır. 1950’li yıllara kadar Doğu Karadeniz bölgesinde sıkça görülen bu evler, zamanla yok olmaya yüz tutmuştur.

Altındağ Belediyesi: çantı evlerinin korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için, Karabük ve Kastamonu orman köylerinden satın aldığı çantı evlerini, tek tek söktürmüş, kamyonlara yükletmiş ve Altınköy Açık Hava Müzesi içinde yeniden kurdurmuş ve restore ettirmiştir.

Evet, park alanı içinde bu çantı türü evleri de görebilirsiniz.

Berberler konağı

Burası: Karabük Yortanpazarı Berberler köyünden sökülmüş, buraya getirilip yeniden monte edilmiştir. İsmail Berber’den alınan ve hiç çivi kullanmadan, 1950’li yıllarda yapılan ahşap çantı konak: kayın ve meşe ağacındandır.

Ağırlık 125 tondur. 1970’li yıllarda heyelan geçirmesi nedeniyle, yıllarca kapalı kalmıştır. Konağın parçaları yerinde tek tek numaralandırılmış, sökülmüş ve Açık Hava Müzesinde yeniden monte edilmiştir.

Sökümü, nakliyesi, montaj ve restorasyonu 3 ay süren konak, 2014 yılında hizmete açılmıştır.

Emdiler konağı

Karabük ili Tır köyünden sökülerek buraya getirilmiş, yeniden kurulmuştur. Maden işçisi Selahattin Emdi tarafından 1940’lı yıllarda hiç çivi kullanmadan köknar ve meşe ağacından yaptırılan konak, 2012 yılında ev sahibi ve varislerinden satın alınarak tek tek numaralandırılmış, sökülmüş, kamyonlarla Altınköy’e nakledilmiş ve burada yeniden monte edilmiştir.

Tüm nakil işlemleri 4.5 gün süren konak, 2014 yılında hizmete açılmıştır.

Hacı Osmaanoğlu Konağı

Karabük ili Yortanpazarı beldesinden sökülerek Altınköy Açık Hava Müzesine getirilmiş, yeniden kurulmuştur. İsmail Hacıoğlu isimli kişiden alınan bu konak, bulunduğu yerde farklı bir üne sahiptir. En büyük çantı konaklarından biridir.

Konak, hiç çivi kullanılmadan, geçme yöntemle yapılmıştır. Konağın bulunduğu mevkiin sarp olması nedeniyle, zor şartlarda sökülerek 20 kamyonla taşınan meşe ve kaya gürgeni ağaçlarından yapılan konağın sökümü, montajı ve restorasyonu 6 ay sürmüş, 2014 yılında Altınköy’de hizmete açılmıştır.

Döngeller Konağı

Burası, kahvaltı mekanı olması nedeniyle yoğun tanınıyor. Konak, Karabük ili Yenice ilçesi Yortanpazarı Beldesinden sökülerek buraya getirilmiştir.

1975 yılında Muhittin Karadöngel tarafından yaptırılan ve çantı ev özelliğine sahip konak, hiç çivi kullanmadan, meşe ve köknar ağaçlarından yapılmıştır.
67 ton ağırlığında ve 230 metre kare büyüklüğündeki konak, 2012 yılında kamyonlarla buraya nakledilmiş, 4 ay süre sonunda tamamlanarak 2014 yılında hizmete sokulmuştur.

Köy Konağı

Altınköy açık hava müzesinde, köy konağı konseptiyle hizmet veren 5 butik otel var. Bu otellerde konaklama ve yemek hizmetleri, Altındağ Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından sağlanıyor.

Konaklarda uygulamalı eğitim gören öğrenciler hem staj yapıyor hem de gelir elde ediyorlar.

5 konağın 28 yatak kapasitesi var. Otellerde kalan konuklar, 100 yıl önceki Anadolu köyüne geri götürülüyorlar. Açık hava müzesi, pazartesi günleri kapalı olmasına rağmen konaklar açık bulunduruluyor.

Ahşap konaklar: köy havası almak, şömine başında nostalji yapmak ve eskiye özlem duyanlar için muhteşem bir fırsat.  (günkü: fiyatlar, kahvaltı dahil kişi başı 110 TL.dir.

Değirmen

Altınköy’de iki tane değirmen var, su değirmeni ve yel değirmenidir.

Yel değirmeni, köyün yüksek bir yerine konumlanmıştır, bu yüzden gitmek istediğinizde 3-4 km kadar yürümeniz gerekir. Önünde, buğday tarlası var. Yel değirmeni çalışıyor ve ziyaretçilere buğdayın nasıl una dönüştüğünü gösteriyor.