İskoçya Edinburgh Genel

İskoçya Edinburgh Genel

Şehir: İskoçya’nın başkentidir. İskoçya’nın ikinci en kalabalık ve İngiltere’nin yedinci en kalabalık şehridir. Kasvetli ve sisli havası ile, ortaçağdan kalma şato ve kuleleriyle tarihi bir masal şehridir.

Şehir nüfusu normalde 450.000 olmasına rağmen, yazın Ağustos ayında bu rakam 1 milyona ulaşır, çünkü festival zamanında şehir yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır. Yani: siz de bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bu festival zamanında yani Ağustos ayında gitmeli ve etkinlikleri yaşamalısınız.

Şehir: İngiltere’ye kıyasla gayet ucuzdur. Şehir aslında deniz kıyısında kurulmasına rağmen, zamanla kale çevresinde yerleşim yoğunlaşmıştır.
İskoçya: Birleşik Krallığın bir parçası olmasına rağmen, Edinburgh şehrinde bulunan İskoç Parlamentosu bulunmaktadır.

Edinburgh şehri: İskoçya’nın gerek yurt dışı kaynaklı ve gerekse İngiltere kaynaklı ziyaretçiler tarafından en çok ziyaret edilen yerdir. İskoçya’nın en çok ziyaret edilen yeri ise: hiçbir zaman ele geçirilememiş Edinburgh kalesidir.

Ülkemizde de gösterilen “Cesur Yürek” filminde, İngilizlere karşı İskoç ayaklanmasını başlatan William Wallece bir halk kahramanı olarak bilinmektedir.

İskoç erkekleri: bir tür etek giymektedirler. Bu “kilt” denilen etekleri: 1720’li yıllarda giymeye başladıkları söyleniyor.

Şehri keşfetmenin bir yolu: üstü açık turist otobüslerini kullanmaktır. Bu otobüsler: Wavely Tren İstasyonunun önünden, 16 paund ücret ödeyerek bu otobüslere binebilir ve yarım günde şehrin belli başlı yerlerini görebilirsiniz.

İskoçya Edinburgh Tarihi

TARİHİ

Yazılı İskoç tarihi: MS.80 yılında: bu toprakları işgal eden Romalılar ile başlamıştır.
MS.1.yüzyılda Romalılar: Lothian bölgesine gelmişlerdir ve burada Votadini isimli yerli kabile ile karşılaşmışlardır.

Romalılar: MS.365-368 yılları arasında buradan çekilmişlerdir. MS.6.yüzyılda: Scotti denilen İrlandalılar: bölgenin batı kısımlarını işgal ederler.

Takip eden süreçte: Castle Rock üzerine: MS.7.yüzyılda kalenin yapıldığı düşünülüyor. MS. 638 yılında kale: Kral Oswald güçleri tarafından kuşatıldı ve kontrol bunlara geçti.
Bunların etkisi: MS.950 yılına kadar, 300 yıl boyunca devam etti.

12.yüzyıla gelindiğinde ise: Kral David I tarafından “Royal Burgh” kuruldu. 14. yüzyılın sonunda: James III tarafından, şehir İskoçya’nın başkenti olarak ilan edilmiştir.

15.yüzyılda: bir İngiliz saldırısı sonucu şehir yıkılır. 1544 yılına gelindiğinde, şehrin yavaş yavaş iyileştiği görülür.

17.yüzyıla gelindiğinde: Edinburgh şehrinin sınırları hala şehir duvarlarının içindedir, ama genişleyen nüfusu barındırmak için evlerin yükseklikleri arttırılmaya başlanmıştır. Şehirde yapılan 11 katlı evler: günümüz gökdelenlerinin atası olarak hatırlanır. Bu eski yapıların çoğu: daha sonra ağırlıklı olarak Victoria dönemi binalarla değiştirilmiştir ki, bugün bunlar Old Town bölgesinde görülmektedir.

Bölgedeki İngiliz egemenliği: ilk olarak: İskoç farklı topluluklarının aralarındaki taht mücadelesinde anlaşamamaları üzerine, İngiliz kralı I. Edward’dan hakemlik yapmasını istemeleri ve bu durumun uzun yıllar sürmesidir.

1706-1707 yılları arasında: “Union Act” anlaşması imzalanması ile, iki krallığın birleştirilmesi, İngiltere ve İskoçya Parlamentolarında kabul edilmiş ve ortak parlamentonun adı “Büyük Britanya Parlamentosu” olmuştur.

18.yüzyılın ilk yarısında: bankacılık merkezi olarak popüler olan Edinburgh şehri: Avrupa’nın en yoğun nüfuslu, kalabalık ve sağlıksız şehirlerinden birisi olarak bilinmektedir.

1821 yılına gelindiğinde, Glasgow şehrinin, Edinburgh şehrini geçtiği görülür. 1840 yılında demiryollarının bölgeye gelmesiyle yeniden gelişme başlar. 1960-1970 lerde: şehirdeki gecekondular yıkılır ve yeniden yapılanma başlar.

ULAŞIM

Edinburgh uluslar arası havaalanı, şehir merkezine 12 km. yani araba ile 20 dakika uzaklıktadır. Havaalanı ile şehir merkezi arasında taksi ve sık sık hareket eden havaalanı otobüsleri bulunmaktadır.

Havaalanında bir otobüs servisi bulunuyor. Otobüs ile havaalanı ile şehir merkezi arasındaki yolculuk yaklaşık 40 dakika sürüyor ve bilet ücreti 1.5 paund. Mavi renkli Expres otobüsleri tercih ederseniz, bu kez 30 dakikalık yolculuk için 3.5 paund ödemeniz gerekir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için taksi tercih ederseniz, muhtemelen 15-20 paund ödemeniz gerekir ve yolculuk yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. Ücretin fazla olması düşündürücü, yani bence otobüs tercih edilmelidir.

Şehre ulaşmak için tren tercih ederseniz: Edinburgh şehrinin İngiltere genelinde mükemmel demiryolu bağlantıları bulunduğu söylenmektedir. Başta Londra olmak üzere, şehrin, diğer birçok şehirle demiryolu bağlantısı bulunmaktadır ve yaklaşık 2 saatlik yolculuk gerekir.

Edinburgh şehir merkezindeki tren istasyonunun adı “Edinburgh Waverley Station” dur. Burası şehir merkezindedir, Royal Mile buraya 5 dakika yürüme mesafesindedir.
Edinburgh-Glaskow arasındaki yolculuk ise, yalnızca 45 dakika sürmektedir.

Londra’dan Edinburgh şehrine gitmek isterseniz: uçakla gitmeniz önerilir. Çünkü: karayolu bayağı uzun oluyor, otobüs 10 saat, kiralık araba ile 7 saatte ulaşabilirsiniz ki, son bir alternatif tren olabilir ki, o da 6 saat sürüyor.

İKLİM

Şehir de genellikle sürekli esen bir rüzgar görebilirsiniz. Özellikle: deniz kıyısına gittiğinizde, yanınızda mutlaka atkı bulundurmanız gerekir. Ama genel anlamda, şehrin ılıman iklime sahip olduğu söylenebilir.

Şehir: genellikle soğuktur, özellikle “Kale” ye çıktığınızda mutlaka tedbirli olmanızı ve yanınıza kalın giysiler bulundurmanızı öneririm, yoksa kesinlikle üşürsünüz. Ancak: İngiltere’nin diğer birçok şehrinde olduğu gibi: biz ve bizim gibi yurt dışından gelenler, burada üşürken: şehirliler kısa etek ve tişörtlerle geziyorlar ve asla üşümek gibi bir alışkanlıkları yok, inanılmaz bir durum.

Fırtınalı günlerde, şehirde düzenlenen sokak partileri iptal edilir. Gelelim yağışlara: şehirde sağanak yağış pek görülmez. Yağmur genellikle kışın, karla karışık yağmur şeklinde görülür.

Sonuç olarak: bu şehrin iklimini şöyle özetlemek gerekir: İlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde: aynı gün içinde, dört farklı mevsim yaşamak mümkündür. Bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bence Temmuz ayında gidin, ama Temmuz ayında dahi, sıcaklık 22 derece civarında olduğunu ve özellikle akşam saatlerinde mutlaka üzerinize bir şeyler almanız gerektiğini unutmayın.

İNSANLAR

Edinburglular: işçi sınıfı değildir, gayet yardımsever ve güler yüzlüdürler. Yani, İngilizlere nazaran daha sıcak kanlıdırlar. Ancak: yine İngilizlere nazaran daha kabadırlar.
Hatta: şehirdeki publara gittiğinizde, bu insanların: İngiltere milli takımının maçlarını izlerken: rakip takımı tuttuklarını ve İngilizlere nasıl küfrettiklerini duyabilirsiniz.

Öte yandan: İskoç erkeklerinin en büyük özelliği, dünya çapında bilinen özellikleri: giydikleri ekose eteklerdir. Bu ekose eteklere “kilt” ismi veriliyor ve gerçekten şehirde gezerken, bunlardan bolca görebilirsiniz.

MEDENİYET ÖNCESİ-CADILIK-CADILAR

Aslında aşağıda söz edeceğim hususlar: yalnızca Edinburgh şehrine ait değil, elbette: ortaçağ döneminde Avrupa’nın yani gününüzün en yüksek medeniyet seviyesine ulaşmış toplumunun geçmişinde yaşadıklarıyla ilgilidir. Belki: Cadılık konusu, yalnızca bu yöreye yani Edinburgh şehri ve çevresine ait olduğu söylenebilir. Diğerlerini tüm Avrupa için söylemek mümkündür.

17’nci yüzyılda şehirde büyük bir veba salgını olmuş ve şehir nüfusunun yarısı olan 2500 kişi ölmüş. Çünkü: veba gittiği veya girdiği her yerde: oradaki insan nüfusunun tam yarısını, hatta kadın ve erkek sayılarında da tam yarı olmak üzere bir denge ile insanları öldürmüştür. Ancak, unutmamak gerekir ki, günümüzde medeniyetin en yüksek olduğu söylenen bu ve benzeri şehirlerde: insanlar o d önemlerde: dışkılarını lazımlıklara yapıyorlar ve pencereden dışarıya sokaklara döküyorlarmış. Veba salgınının sebebinin bu olduğu kesin.

Ayrıca: yine 17’nci yüzyılda: Tıp Fakültelerinde, öğrenciler tarafından kullanılan kadavralar gayet iyi para getiriyormuş, çünkü öğrenciler bunları para vererek satın alıyorlarmış. Bunu bilenler ise: mezarlıklardan gizlice kadavra çalıp öğrencilere satmayı bir meslek haline getirmişlerdir.

Hatta: Hare ve Burklay isimli iki İrlandalı kafadar: bu işi öyle ileri götürmüşler ki: geceleri barlardan çıkan sarhoşları tenha yerlerde öldürüp, kadavra olarak öğrencilere satıyorlarmış. Bu tür cinayetleri engellemek için yine aynı dönemde şehrin bazı yerlerine gözetleme kuleleri yerleştirilmiştir. Bu adara: Hare ve Burklay isimli İrlandalılar bir süre sonra yakalanıp idam edilmişlerdir.

Son olarak ,cadılık ve cadı avı konusundan söz etmek istiyorum. İskoçya’nın diğer birçok bölgesindeki gibi: burada da “cadı” efsaneleri çoktur. Hatta: şehirde anlatılanlara göre: cadı avı sırasında: cadı olarak şüphelendiklerini yakaladıklarında, önce: Princess Street’de bulunan bir su birikintisine atarlarmış.

Ölürse: cadı olmadığına kanaat getirip ayrılırlarmış. Ama, ölmese: sudan çıkarıp yakarlarmış. Yani: yakalananın asla kurtuluşu yok.

Bu arada, insanların cadı olarak suçlanmasının tek göstergesi: portakal rengi, kızıla kaçan saç renkleriymiş. İyi de, burada yaşayanların büyük çoğunluğunun saçı kızıla kaçmaktadır. Bunun sonucunda: 15 ile 18’nci yüzyıllar arasında bu şehirde yaklaşık 4000 kadın ve erkek, cadılık şüphesiyle öldürülmüşlerdir. Bu öldürülenlerin büyük çoğunluğu kadındır.

DİL

Resmi dil İngilizcedir. Ancak şehrin ismi: İskoçya’nın milli içeceği olan “İrn-bru” gibi yani “Edinbıru” şeklinde telaffuz edilir. Ancak: İskoçların aksanı, kişiden kişiye değişir. Kimini anlamak kolay iken, kimini anlamak imkansızdır.

Yani: İngilizce öğrenmeyi düşünenlerin buraya gelmemesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü: gerçekten konuştukları İngilizcenin aksanı bayağı farklıdır. Bunun dışında, şehirde yabancı öğrencilere tarafından: Çince ve hemen her yerde Almanca konuşulduğu da görülür.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Edinburgh şehir içinde: Old Town ve New Town denilen yerler: şehir merkezindedir ve yürüyerek veya bisiklet ile buraları rahatlıkla gezebilirsiniz. Ancak: uzun yolculuklar için otobüs ve tren hizmeti kullanmanız önerilir. Şehirde metro yoktur.

Trenler

Şehirde iki ana tren hattı bulunmaktadır ki, bunlar: Waverley ve Haymarket hatlarıdır. Ana istasyon: şehir merkezinde bulunan “Waverley” istasyonudur.
Eğer İskoçya içinde seyahat edecekseniz: ScotRail denilen tren destinasyonlarını kullanmanız gerekir ki, Glaskow şehrine gitmeyi düşünenler bunu değerlendirirler. Ancak: Londra ve Aberdeen gibi yerlere gitmek isteyenler ”East Coast” denilen tren hattını kullanmalıdırlar.

Tramvay

Şehirdeki tramvay hattı: Edinburgh Airport ile York Palace arasında uzanmaktadır. Şehirdeki tramvay hatları, 65 yıldır çalışmaktadır. 27 tramvaylı filo, saatte 20 bin yolcu kapasitelidir. Her tramvay 250 yolcu kapasitelidir. Tramvaylarda, otobüslerde kullanılan biletler kullanılabilir.

Otobüs

Şehirde “Lothian” olarak isimlendirilen otobüsler: kestane renginde ve çift katlıdır. Havaalanında çalışan otobüsler “Airlink” olarak isimlendirilir. Gerek otobüsler ve gerekse tramvaylarda kullanılan biletler: tek binişlik bilet: yetişkinler için 1.5 paund ve çocuklar için 70 p. dir. Gün boyunca ücretsiz otobüs ve tramvaya binmek isterseniz, yetişkinler için 3.5 ve çocuklar için 2 paund ödemeniz gerekir. Yalnız otobüslerde para üstü verilmiyor, bu konuda herhangi bir uyarı yok, yani tam ücreti ödemeyi düşünün.

NE YENİR-NE İÇİLİR

İskoçya’nın genelinde olduğu gibi, Edinburgh şehrinde de: çorba-yemek karışımı, ülkemizdeki “munbar” a benzeyen bir yerel yemekleri var, bunu tadabilirsiniz. Bunun dışında tüm adada olduğu gibi, burada da “fish and chips” başlıca yerel yemektir denilebilir. Ayrıca: steak pie ve bol baharatlı Hint yemekleri de düşünebilirsiniz. Evet: “Angus” inekleri ki, son yıllarda yurdumuzda da bunların isimlerini duyduk: et yemekleri burada pek te yaygın değildir.

Ne içilir denince: şehirde bolca viski dükkanı var, bu dükkanlara girip viski tadabilirsiniz, hatta muhteşem lezzetli ev yapımı viskiler bile bulabilirsiniz. Şehirde viskiye “Hayat suyu” diyorlar ve yapımında: suyun kalitesinin önemini ortaya koyuyorlar. Öte yandan: şehirde çeşmelerden akan suyun içilebildiğini söylemek istiyorum. Viski denilince: öncelikle, şehirde satılan viskilerin Atatürk Havaalanı duty-free shoplarından daha pahalı olduğunu bilmenizi isterim. Zaten burada: genelde tercih edilen dışında: “Malt” viskiler tercih ediliyor.

Ama bence, bu şehri ziyaret ederseniz: Rowling tarafından “Harry Potter” serisi romanları yazdığı: “The Elephant House” denilen kafeyi ziyaret etmelisiniz. Ünlü yazar: eşinden boşandıktan sonra, parasızlıktan evindeki kaloriferleri yakmıyormuş ve bu kafeye gelerek yazmaya başlamıştır. Yazar Harry Potter dizilerinin patlaması sonucu zengin olmuş, ama günümüzde bu kafe de, yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır.

NE SATIN ALINIR-ALIŞVERİŞ

Şehirdeki çoğu mağaza: Cumartesi ve Pazartesi arasındaki günlerde: 09.00-17.00 veya 17.30 a kadar açık kalırlar. Bazı dükkanlar, süpermarketler ve benzin istasyonları ise, akşam geç saatlere kadar açık kalabilirler.
Şehirde alınabilecek başlıca obje: belki “İskoçların ünlü ekose eteği” olabilir. Ama şunu unutmayın bunların ücretleri çok pahalı, yani şehir rahatça alışveriş yapılabilecek bir yer değildir.

EDİNBURG MİLİTARY TATTO-BANDO

Bu bando: 1950 yılında kurulmuştur. Üyeleri: emekli askerler ve ailelerinden oluşmaktadır. Bandonun en büyük özelliği: gayda ve davul ritimleri, süvarilerin geçişleri, sahte savaş sahnelerinin şov halinde sunulduğu gösteriler ve geçit törenidir. Her yıl Ağustos ayında, 3 hafta boyunca: Castle Esplanade bölgesinde, İskoç 40. Alayına ait bu bando: askeri müzikler çalarak: büyük bir hayran kitlesine, canlı program sunmaktadır.
Böyle bir törene rast gelirseniz, mutlaka izlemenizi öneririm.

ÜNİVERSİTELER

Edinburgh şehrinde: 4 tane üniversite ve bunların 100.000 öğrencisi bulunuyor. Bunların en eskisi ise: Edinburgh Üniversitesidir.

Edinburgh Üniversitesi

1583 yılında kurulan Edingburgh Akademik yapısının Üniversitesi içinde, 22 okul bulunmaktadır. Üniversite binalarının çoğu: George Meydanı çevresinde veya yakınlarında, şehir merkezinde bulunmaktadır.
Fen ve Mühendislik Fakülteleri ise, Kings Hall olarak isimlendirilen yerde bulunur.
Little France New Royal bölümünde: Tıbbi araştırma Enstitüsü bulunur. Pollock Halls denilen yerde ise: öğrenci konaklama tesisleri vardır. Moray House denilen yerde: Eğitim Fakültesi ve Paskalya Bush denilen binada ise: Veteriner araştırmaları enstitüsü bulunur.
2010 yılında bu üniversite dünyanın en iyi 9. üniversitesi seçilmiştir.

Herriot-Watt Üniversitesi

Buraya üniversite statüsü: 1966 yılında kurulmuştur.

Edinburg Napier Üniversitesi

1992 yılında buraya Üniversite statüsü verilmiştir.

Queen Margaret Üniversitesi

2007 yılında Üniversite statüsü kazanmıştır.

EDİNBURGH FESTİVALİ-FRİNGE FESTİVALİ

Bu festival: 1947 yılından bu yana düzenlenmektedir ve bu festivale: dünyanın her köşesinden, seçkin: bale, opera, tiyatro ve müzik toplulukları katılmaktadırlar.
Her yıl Ağustos ayında düzenlenen bu festival nedeniyle, şehrin nüfusu 450.000 kişiden, 1 milyon kişiye yükselmektedir.
Hani, olur da bu festivale katılamayanlar/gelemeyenler için ise, şehirde: “Fringe Festivali” düzenleniyor. Fringe kelimesinin anlamı “kenar” demektir. Yani, bu festival: daha çok ünlü değil, keşfedilmeyi düşünen ve bekleyen sanatçıların katıldığı, her yerde, her köşe başında farklı etkinliklerin sunulduğu bir festival olarak önem kazanmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Edinburg: dünyaca ünlü; 4500’den fazla bina ile, zengin mimari mirasa sahiptir. Bu tarihi şehir, aralarından tren yolu geçen iki bölüme ayrılmaktadır. Bu bölümlerde: neoklasik teraslar ve ortaçağ mimarisi: şehre apayrı bir karakter vermektedir.

Bu iki bölüm: UNESCO tarafından 1995 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Evet: şehri tanıtmaya, koruma altına alınan bu bölgeden başlamak istiyorum.

Bu bölgede iki bölüm bulunur. Bunlar:

  1. Old Town
  2. New Town

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Rio de Janeiro şehri: son birkaç yıl içinde hızla değişmiştir. Bu şehre ulaştığınızda büyük olasılıklı ilk izlemininiz “refah ile birlikte fakirlik, muhteşem ve kuşatıcı bir doğa ve “carioca” yaşam tarzıdır. Şehir sakinleri “cariocas” olarak bilinir ve isimlendirilirler.

Şehir Brezilya’nın en büyük ikinci şehridir. Ülkenin en büyük şehri “Sao Paulo” şehridir. Şehir; Guanabara körfezinin nefes kesen sularına bakmaktadır.

Bu büyük şehir Atlantik okyanusu ve yağmur ormanları ile çevrilidir. Olağanüstü bir doğaya gömülmüştür. Ayrıca, olağanüstü beyaz kumlu plajları ve heyecan verici gece ve eğlence hayatı ziyaretçilerin ilgisini çeker.

Copacabana ve dünyanın en seksi plajı olarak tanımlanan Ipanema plajları: her yıl milyonlarca turist ağırlar ve günün her saati kalabalıktır. Öte yandan şehirde güzel bir lagün ve dünyanın en büyük kent ormanı (Tijuca) bulunmaktadır.

Ancak: hemen başlangıçta belirtmem gerekir ki, tüm bu güzellikleri doya doya yaşamak mümkün değildir.

Çünkü, şehir bu güzellikler yanında aynı zamanda büyük bir güvenlik zafiyetine de sahiptir ve zengin ve fakir bölgeler yan yanadır ve özellikle akşam saatlerinde olmak üzere, bazen şehrin belli yerlerinde gündüz saatlerinde bile güvenlik sıkıntısı üst düzeydedir ve bu şehrin güzelliklerini tek başınıza yaşamak isterseniz, büyük olasılıkla sıkıntı yaşayacak ve soyulacaksınızdır.

Evet “Favelas” orta sınıf mahallelerindeki kalitesiz konutlar, genellikle şehrin birçok dağ yamacında bulunan gecekondular turistler için güvenliğin sıfır olduğu yerlerdir.

Sahillerinin 50 kilometre uzunluğa ulaştığı Rio eyaletinde, Leme’den Leblon’a kadar plajlar 11 bölgeye ayrılıyor. Zaman içerisinde her birine toplumun farklı kesimleri gider olmuş. Mesela 7.bölge sörfçülerin, 8.bölge ailelerin, 8 ile 9 arası eşcinsellerin, 9.bölge de entelektüeller ve hipilerin mekanı.

Şehrin resmi şarkısı “Cidade Maravilhosa” yani “Muhteşem şehir” dir.

Rio de Janeiro, Portekizce “Ocak Nehir” demektir. Gaspar de Lemos önderliğindeki Portekizli kaşifler, 1 Ocak 1502 tarihinde karaya çıktıklarında büyük bir nehir ağzına geldiklerini düşünmüşler. Rio’nun Guanabara Körfezine ayak bastıklarını ise bir zaman sonra anlamışlar.

İstanbul, bu şehrin kardeş şehridir.

Brezilya Rio da Janairo

HAVAALANLARI

Rio şehrinde 5 havaalanı bulunmaktadır. Ama bunlardan yalnızca 2 tanesi uluslar arası uçuşlara açıktır.

Brezilya Rio da Janairo

Galeao-Antonio Carlos Jobim uluslar arası havaalanı-GIG

Ilha Grande semtindedir.
Tüm uluslar arası uçuşlar ve bazı uzun mesafeli iç hat uçuşları buradan yapılır.
Havaalanına ulaşmak kolaydır. Şehir merkezinin 20 km kuzeyindedir. Governador adası üzerindedir. 2 pist ve 2 terminali vardır.

Brezilya ülkesinin en işlek üçüncü havaalanıdır. Şehir merkezi ve havaalanı arasındaki ulaşım: mavi ve sarı taksiler ile yapılmaktadır. Ayrıca toplu taşıma sistemi vardır.

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Santos Dumont Bölge Havaalanı

Rio şehrinin ilk ve eski havaalanı ve uluslar arası havaalanı burasıdır. Praça Senador Salgado Filho adresindedir.
Şehir merkezine uzaklık 2 km. dir.

Brezilya Rio da Janairo

ŞEHRİN TARİHİ

Şehrin bulunduğu Guanabara körfezi, 1502 yılında keşfedilmiş ve 1555 yılında Fransızlar tarafından buradaki adalardan birinde bir koloni kurulmuştur. Portekizliler ise, 1565 yılında günümüzdeki şehrin bulunduğu yerde, yeni bir yerleşim kurmuşlar ve ardından Fransız kolonisi yok edilmiştir. 1763 yılında Portekizliler, bu şehri koloninin başkenti yaparlar.

Brezilya bağımsızlığı ilan edildikten sonra yine başkent burası olmuş ancak 21 Nisan 1960 tarihinde başkent değiştirilmiştir ve Brasilia şehri olmuştur.

Brezilya Rio da Janairo

İKLİM

Şehirde tropikal ekvator iklimi görülmektedir.
Aylık ortalama sıcaklık, şehrin iç bölgelerinde yaz aylarında 40 dereceye ulaşmaktadır.
Şehirde en yüksek sıcaklık ölçümü 43 derecedir.

Evet Rio şehrinde iklim tüm yıl boyunca ılıman olması ile ünlüdür. Yani bu şehri yılın her döneminde ziyaret etmek mümkündür. Burada yaz dönemi: Mart-Aralık ayı arasındadır. Bu dönemde sıcaklık 40 derece civarındadır.

En sıcak aylar Aralık ve Ocak aylarıdır. Zaten karnaval da bu dönemde düzenlenir. Plajlar oldukça kalabalıktır. Ancak, birçok işletme noel öncesinde Ocak başında kapalıdır. Karnaval ile birlikte “New Years Eve” denilen yeni yıl etkinlikleri başlar.

Ülkede kış sezonu: Temmuz-Ağustos-Eylül aylarıdır. Bu dönemde çok az yağış görülür ve yine güneşli günler görülebilir. Yalnızca geceler biraz bulutlu ve serin olabilmektedir. Gece ve gündüz arasında yüksek sıcaklık farkları oluşur.

Yine de geceleri 24 derece, gündüzleri 14 derece civarındadır. Ama bu dönem yaz dönemi kadar popüler değildir ve fiyatlar son derece düşüktür. Ancak, bu dönemde Okyanus hareketli olduğundan sörf yapmak isteyenler, bu dönemi tercih ederler.

Eylül-Ekim ayları, ülkede bahar sezonudur. Bu dönemde çok az nem ve yağış görülür. Sıcaklıklar 26 derece civarındadır. Ancak bu dönemde yağmur ormanları serin olacaktır. Öte yandan, yine bu dönemde şehirdeki bahçeler ve dağlar, rengarenk çiçeklerle bezenir.

Bu dönemde de fiyatlar oldukça ucuz ve plajlar nispeten kalabalık değildir.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Rio şehrinde, otobüsler başlıca toplu ulaşım aracıdır.
Şehirlerarası hatlarına ek olarak: her gün 4 milyonun üzerinde yolcu taşıyan 440 belediye otobüs hattı bulunmaktadır.

Şehirde 2 metro hattı (Metro Rio) ve birkaç banliyö demiryolu hattı bulunmaktadır.
Brezilya’da şehirlerarası ulaşım karayolu ile yapılmaktadır. Uzun mesafe otobüsleri için: büyük terminal Rio şehrinde “Janeiro Santo Crista” mahallesindedir.

Yük ve yolcu gemileri iki liman tesisinden (Rio de Janeiro ve Sepetiba) yararlanmaktadırlar.

 

GÜVENLİK

Rio şehri: dünyanın en şiddet ağırlıklı şehirlerinden birisidir.
Burada: suçlular ve polis arasında sürekli çatışma ve uyuşturucu çatışmaları sürdürülmektedir.

Güvenliğiniz için öneriler

1.Kendinizi hedef yapmayın yani “ben bir turist değilim” havasına girmeyin, giysileriniz le bu durumu teyit etmeyin.

2.Kolye, bilezik, yüzük ve küpe gibi takı takmayın. Çünkü Rio şehrinde takıların çalındığı birçok hırsızlık hadisesi görülmektedir. Hırsızlar çok beceriklidir ve neredeyse siz fark etmeden onlar takılarınızı çalabilirler.

Ancak, takılarınızı çalarken, size zarar verebileceklerini de unutmayın, özellikle küpe çok tehlikelidir, sakın küpe takmayın.

3.Cep telefonları, Ipod, digital kamera, büyük ve değerli fotoğraf makinası kullanmayın veya halk arasında gezerken bunları kullanmayın.

4.Geceleri ve Pazar günleri şehir merkezi dışına çıkmaktan kesinlikle kaçının. Rio şehrinde, şehir merkezi gündüz güvenli bir yerdir ancak mağazalar kapandıktan ve çalışanlar ayrıldıktan sonra artık güvenli değildir. Pazar günü tüm dükkanlar kapanır.

5.Rio şehrinde yankesicilerden kaçının, çünkü yankesiciler şiddet kullanabilirler. Genellikle 2-5 kişilik guruplar halinde faaliyet gösterirler ve bunlara tepki vermekten kaçının. Biri cüzdan veya çantanızı çalıp kaçarken, diğerleri onu korumaktadırlar.

6.Sokak satıcıları sorun yaratabilirler “camelo” denilen bu insanlar: küçük tablalar üzerinde süper ucuz elektronik ürünler, korsan filmler, müzik, yazılım, cüzdan veya benzeri küçük nesneler satarlar, ancak onlar polis gelirse kaçmak zorundadırlar çünkü bu durum yasaktır.

7.Gece dolaşmak için, polis tarafından gerekli tedbirler alınan yalnızca “İpenema plajı” nı seçebilirsiniz.

8.Gece yarısından sonra fahişeler ve dilenciler “Atlantica caddesi”ni doldururlar, buradan uzak durun.

9.Geceleri “Copacabana” mahallesinden uzak durun.

10.Gündüz saatlerinde bile Copacabana mahallesinde Praça Lido Parkı ve önündeki “Atlantica” caddesinden kaçının.

11.Copacabana mahallesinde erken saatlerde koşu yapan ve yanında Ipod ve saat bulunan koşucular, özellikle motorlu hırsızlar için hedeftirler.

12.Eğer herhangi bir soygun olayına rastlansanız: pasif olun, yankesicilerin yüzlerine değil yere doğru bakın, onların sizden istediklerini sakince yere bırakın, polis çağırma veya çığlık atma gibi bir duruma girerseniz pişman olursunuz, onların gittiği yönün tam aksine gidin.

13.Örneğin: bir ayakkabı boyacısı, ayakkabınızı boyamak için ısrarla yanınıza gelir ve hatta sizi takip eder. Kazaen ayakkabınızı boyatırsanız ardından sizden boya ücreti olarak yüksek fiyatlar ve hatta 500-600 dolar para ister. Vermediğiniz takdirde, masum ayakkabı boyacısının arkadaşları çevrenizi saracaktır, bu yüzden ayakkabı boyacılarından uzak durun.

14.Metro kullanın ve trenlerden kaçının. Metrolar güvenlidir. Otobüsler de güvensizdir.

15.Paranızı cüzdanda değil, para kemerinde taşıyın. Yanınızda büyük miktarda para bulundurmayın ve alışveriş merkezleri içindeki ATM leri tercih edin, alışveriş yaptığınızda bunlardan para çekin veya kredi ve banka kartlarını sakın kullanmayın.

16.Mahallelerin varoşlarına gitmeyi, bir yeri ziyaret etmek isterseniz, seyahat acentası kullanın. Tek başına veya bir rehber olmadan bir yere giderseniz, büyük olasılıkla başınız belaya girecektir.

17.Polise rüşvet vermeye kalkmayın.

18.Geceleri havai fişek veya patlama sesi duyarsanız, anlayın ki bu durum polisin gecekondu mahallelerindeki uyuşturucu çetelerine bir operasyon yaptığının işaretidir ve bunu duyduğunuzda herhangi bir mağaza veya restorana kendinizi atın.

19.Eğer araba kullanıyorsanız, geceleri sakın kırmızı ışıkta durmayın, çünkü dilenciler ve soyguncular hemen arabanızın çevresini saracaktır. Ayrıca geceleri arabanızın kapılarını kilitlemeyi sakın unutmayın.

Brezilya Rio da Janairo

KÜLTÜREL ETKİNLİKLER

Rio şehrinin en önemli spor olayları: MotoGP Brezilya Grand Prix ve Dünya Plaj voleybolu finalleridir.

Brezilyalı eski FIFA Başkanı Joao Havalange seçildikten sonra; Maracana yakınlarında, yeni 45.000 kişilik bir stadyum inşa edilmiştir.

Rio şehrinde birçok popüler eğlence vardır. En popüler eğlence etkinliği “futebol” yani “futbol” dur. Botafogo, Flamengo, Fluminense ve Vasco: Rio şehrinin geleneksel dört futbol takımıdır.

 

ETNİK GURUPLAR

Şehrin nüfusunun büyük bölümü Afrika kökenli insanlar, Afrika kökenlilerle Portekizlilerin karışımı melezler ve Portekiz asıllılardan oluşmaktadır.
Diğer önemli guruplar: Almanlar, İtalyanlar, İspanyollar, Araplar, Yahudiler, Asyalılar (çoğunlukla Koreliler ve Japonlar) ve karışık Kızılderililer’dir.
Nüfus içindeki bunların yoğunlukları şöyledir:
Kara Afrika kökenliler: % 11.4
Asya ve Kızılderili kökenliler: % 0.4
Karışık ırk kökenliler: % 35.6
Beyaz Avrupa kökenliler: % 52.5

 

SOSYAL KOŞULLAR

Rio şehrinde: zengin ve fakirler arasında çok büyük farklılıklar vardır.
Şehir dünyanın en büyük metropolleri arasında yer alıyor olsa da şehir nüfusunun 6.5 milyon kişilik bir bölümü, son derece yoksulluk içinde yaşamaktadır.

Yoksul bölgelerde: genellikle kötü gecekondularda yani gecekondu mahallelerinde yaşamaktadırlar. Çünkü: genellikle yamaçlarda sağlam binalar inşa etmek zordur. Ama bu gecekondu mahalleleri: şehrin en zengin bölgelerine çok yakındır.

Ipanema ve Copacabana gibi zengin mahalleleri: plaj ve tepeler arasında sıkışmış yoksul mahalleleri ile çevrilidir.

Kötü eğitim ve cezaevi sistemi ile birlikte sağlık sistemindeki dengesizlik: sosyal adaletsizliğe katkıda bulunur.

Bu yüzden şehrin “Kuzey” bölgelerinde nadiren turist görülür.

Bu alanlar: şehrin büyük yoksul kitlelerinin yaşadığı yoksul alanları olarak bilinir.

Turistler genellikle şehrin zengin mahalleleri olan “Güney” bölgesine giderler.
Çünkü: öbür bölgelerde zengin ve fakir arasında güvenlik ve şiddet konularında çok tehlikelidir.

Brezilya Rio da Janairo Rio Sahilleri

Brezilya Rio da Janairo Rio Sahilleri

Brezilya Rio da Janairo Rio Sahilleri

RİO SAHİLLERİNİN KURALLARI

Rio sahillerinde, yazılı olmayan, ancak yerlilerinin bilip uydukları bir takım garip kurallar vardır.

Mesela erkekler kumlara oturmalı, eğer havlu veya şezlong kullanırlarsa carioca, yani Rio’nun yerlisi olarak kabul edilmiyorlar.

Ayrıca ayağa kalkarken arkalarına yapışmış kumları asla silkelememeliler (poposuna dokunan erkek ya anne kuzusu ya da turist olarak görülüyor. )

Erkekler denizdeyken dalgalarla oynamak yerine yüzmeli ya da en azından yüzüyor gibi yapmalıdır.

Kadınların kumlarla haşır neşir olması hoş karşılanmıyor. O sahilde tek parça mayo giyen kadın varsa, bilin ki o kesinlikle Brezilyalı değil.

Carioca kadınları tanga bikini giyer ve asla üstsüz güneşlenmezler.

Evet burada boyu aşan dalgalar yüzünden denizde yüzmek pek mümkün olmuyor. Bilen için sörf yapmak daha mantıklıdır. Yine de kimileri yüzmeye çalışıyor.

Cankurtaran helikopterleri sürekli tepede geziyorlar. Yoğun hafta sonlarında iki yüz kişiyi boğulmaktan kurtardıkları söyleniyor.

Sokakta bikinili kadınlar, toplu taşıma araçlarında üstünde sadece mayo ile seyahat eden erkekler.

Bu şehir, şehirden ziyade bildiğiniz sayfiye yerleri gibi.

Brezilya Rio da Janairo

MÜZİK

Rio de Janeiro şehrinin resmi şarkısı “Muhteşem Şehir” anlamına gelen “Cidade Maravilhosa” dır. Şarkı Rio şehrinin sivil marşı olarak edilir ve Şubat ayında Rio Karnavalı sırasında sürekli söylenir.

Rio şehrinin bir diğer şarkısı “Garota de Ipanema”: Antonio Carlos Jobim tarafından bestelenmiş ve dünya çapında ünlü bazı sanatçılar tarafından söylenerek ölümsüzleştirilmiştir.

Brezilya Rio da Janairo Samba

SAMBA

Pedra do Sal: her pazartesi canlı samba gösterileri düzenlenen bir yerdir. Bu ülkede samba müziğine saygı duyulur. Kölelik zamanında: “Saude” mahallesinde bulunan “Sal Rio de Janeiro” şehirdeki “quilombo köyü” Afrika topluluğunun en önemli merkezi olmuştur.

Bu bölge, şehirde “Küçük Afrika” olarak isimlendirilmiş ve “göçmenler” tarafından doldurulmuştur. Elbette bunun sonucunda, yine bu bölge samba müziğinin beşiği olmuştur.

Günümüzde, her Pazartesi (sadece güçlü yağmur olduğunda iptal edilir) burada düzenli “samba da roda” gösterileri düzenleniyor. Bu gösterilerde rahat ve neşeli bir atmosfer yaratılmaktadır.
Samba müziği hakkında da birkaç cümle söylemek istiyorum.

Samba müziği: aksak ritm, kalça hareketleriyle yapılır. Samba müziği: 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında, Rio şehrinin fakir bölgelerinde yaygınlaşmıştır. Özellikle kuzeyde “Bahia” bölgesinde, siyah Afrikalı kölelerin soyundan gelen “Candomble” denilen ve bir tür Afrika dini ritüelidir ve davul ve alkışlarla yapılır.

İlk resmi samba şarkısı “By Phone” 1917 yılında kaydedilmiştir. Ancak samba radyo sayesinde popüler olmuştur. Özellikle “samba-cançao” adlı şarkı en meşhur samba parçası olmuştur. Holywood filmleriyle samba dünyada tanınır hale gelmiştir.

“Samba de Roda”; tipik bir samba dansıdır ve UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek (Ağız ve maddi olmayan ifadeler) 2005 yılında koruma altına alınmıştır.

Brezilya Rio da Janairo Karnaval

Brezilya Rio da Janairo Karnaval

Brezilya Rio da Janairo Karnaval

KARNAVAL

Rio de Jeneiro: Güney Amerika’da büyük şehirlerden biridir ve şehrin en yaygın ünü: her yıl düzenlenen çeşitli kültürel kutlamalardır. Bunların en popüleri iki hafta süren “Lent” yani geleneksel Hıristiyan oruç düzenidir ve bu durum “Karnaval” olarak isimlendirilir.

Bu olaya tanıklık etmek ve katılmak için: dünyanın her yerinden insanlar Brezilya’ya geliyorlar.
Karnaval döneminde insanlar: Samba dansı yapıyorlar.

Karnaval kutlamaları “Mardi Gras” denilen Salı günü biter.

Karnaval; tüm Rio şehrinde başta Copacabana plajı olmak üzere, çeşitli konserler ve havai fişek gösterileriyle kutlanır.

İnsanlar bu kutlamalarda beyaz giysiler giyerler ve bazıları “Iemanja” denilen bir “Candomble” tanrıya adaklar adarlar.

Karnaval: Brezilya’da Paskalya öncesi bir kutlama ve Lent başlangıcıdır.

Rio de Janeiro karnaval geçitinde: şehrin hemen hemen her köşesinde “Sambodromo” sergi merkezleri açılır ve “Blocos de Carnaval” isimli popüler geçit törenine: ünlü “Escolas de Samba” dahil birçok Samba okulları katılmaktadır.

Bunlardan en ünlü olanlar şunlardır:

Cordao Bola Preta

Bu şehir merkezindeki en geleneksel karnavallardan birisidir. 2006 yılında, bir günde bu karnavala 200.000 kişi katıldığı tespit edilmiştir.

Suvaco Cristo

Doğrudan İsa heykelinin kolunun altında, Botanik Bahçesinde yapılır. İsim: “Mesih’in koltukaltı” olarak tercüme edilir.

Caremelitas

Santa Teresa tepelerinde çok güzel manzarası vardır.

Simpatia e Quase Amor

Ipanema en gelenekseldir.
Bu aileler ve eşcinseller nüfusun geniş bir spektrumda.

Brezilya Rio da Janairo Samba Kültürü ve Samba Okulları

Brezilya Rio da Janairo Sanba Kültürü ve Sanba Okulları

Brezilya Rio da Janairo Sanba Kültürü ve Sanba Okulları

SAMBA KÜLTÜRÜ VE SAMBA OKULLARI

Samba Kültürü

Samba kültürü: 17.yüzyılda buraya: Afrika sanatını, müzik ve danslarını getiren atalarına övgüdür. Ayrıca toplumun her kesiminden gelen toplulukların bir arada bulunmalarını sembolize etmektedir.

Öte yandan: bunun kökeninin bir söylentiye göre antik Roma’da bir pagan kutlaması olduğu söylenmektedir. 19.yüzyılda karnaval topları “Copacabana Palace Hotel” ve “Belediye Tiyatrosu”nda kullanılınca karnaval Rio şehrinde popüler oldu.

Samba Parade: 1930’lu yıllarda Afro-Brezilya kültürünün bir parçası olarak dünyaca ün kazandı.

Samba Okulları

Tüm insanları bir araya getiren “Rio Karnavalı” samba okulları tarafından sunulan gösterilerle yapılır ve bunlar toplum ruhu ve uyumla ilgilidir. Samba şarkıları ve tasarlanmış dans rutinleri: lüks kostümler giymiş samba okulu üyeleri tarafından organize edilmektedir.

Samba geçitlerine hazırlanılması hassasiyet gerektirir ve hazırlıkları aylarca sürer. Çünkü: samba ve karnaval sosyo-ekonomik bir olaydır.

Şehirde 100’ün üzerinde samba okulları bulunmaktadır. Bunların Rio karnavalındaki geçit törenleri ve lüks kostümleri: onları dünyanın en büyük olayı haline getirmiştir. Samba okullarının çoğu: samba geçitlerine 4000 katılımcı ile katılırlar.

Her samba okulu, Sambadrome geçidinde yaklaşık 80 dakika gösterilerini sergilerler ve her geçit gurubunun başında kadınlar bulunur.

Bu okulların hepsi kendi toplumlarının ismini alırlar. Bunlar arasında öne çıkanlar: “Bejia-Flor”, “Salgueiro” ve “Mangueira” dır. Ancak her ne kadar 100 civarında samba okulu olsa da, başarı ortak bir gurur meselesi olarak kabul edilir.

Ancak, onlar rekabet için tüm yıl boyunca çalışırlar. Başarılı bir samba okulu: gerek zenginler ve gerekse yoksullar için saygındır. Nitekim: Brezilya’nın en popüler samba okulu: Rio şehrinin yoksul mahallelerinden gelenler tarafından yaratılmıştır.

Çünkü: samba okullarına destek: Brezilya hükümeti ve sponsorlardan gelmektedir. Ayrıca, tesislerde düzenlenen özel etkinliklerle para desteği arttırılmaktadır. Samba okulları “Samba City” denen yerde konuşlanmışlardır ve burayı ziyaret ederek turlara katılmak mümkündür.

Bu tura katılırsanız, her okulun kendi kostümlerini nasıl ürettiklerini ve kendi ritüellerini nasıl oluşturduklarını görebilirsiniz. Haftanın belli günlerinde, geceleri bu okullarda partiler düzenlenir ve samba davulları eşliğinde danslar yapılır.

Özellikle “Salgueiro” ve “Mangueira” okulları, kendi salonlarında tüm yıl boyunca ziyaretçilere gösteri düzenlemektedirler. Bu okulların şehir dışındaki kendi yerleri bulunmaktadır. Planlanan gecelerdeki gösterilerde, ziyaretçiler sabahlara kadar şarkı ve dans eğlencelerine katılmaktadırlar.

Bu okullar arasında en popüler olanı “Cariocas” dır ve burası her Cumartesi gecesi canlı samba müziği etkinlikleri düzenlenir. Ancak bu samba okullarının bulunduğu yerlere gitmek isterseniz: kesinlikle toplu taşım araçlarını değil, güvenlik nedeniyle taksileri kullanmanız önerilir.

Evet: biraz önce de sözünü ettiğim gibi, bu samba okullarının sosyal sorumlulukları da var. Özellikle şehrin gecekondu mahallelerindeki binlerce kişi için bunlar istihdam yaratmaktadır. Yani karnaval ile ilgili faaliyetlerde kazanılan gelirin büyük kısmı, çoğunluğu yoksul topluluklara gidiyormuş.

Çünkü: karnaval için hazırlanan çoğu sanatçı, bu fakir toplumlarda yaşamaktadırlar. Sonuç olarak, karnaval herkes için daha iyi bir yaşam ve gelir için bir araç olarak görülmektedir.

Samba City

Samba şehri denen bu bölge: Rio şehrinin “Docklands” denen bölümündedir. “Carioca” samba burada doğmuştur. Rio karnavalı hazırlıkları, buradaki ünitelerde yapılır ve Samba City; yıl boyunca eğlencelerin odak noktası olan Samba Okulları ile doludur.

Yıl boyunca burayı ziyaret eden turistler için; Samba gösterileri düzenlenir. Bu gösterilerde yöre kültürü, zengin Samba etkisiyle ziyaretçilere gösterilir.

Her samba okulunun, Samba City içinde kendi tesisi vardır. Her şey yani kostümler, şarkı sözleri, dans rutinleri ve Karnavalda yapılan gösteriler: bu üretim birimlerinde belirlenir.
Eğer “Sambadrome” veya Karnavalı beklemek istemiyor veya o dönemde şehri ziyaret etmediyseniz: Samba City’e giderek Samba Okullarını ziyaret etmeniz önerilir.

Özellikle “Perşembe” geceleri: akşam yemeği ve içecekler ile birlikte samba müziği ve dans turları düzenlenmektedir. Bunun dışında burayı ziyaret etmek isterseniz 10 Dolar giriş ücreti ödeyerek, Salı günleri hariç; her gün saat: 10.00-12.00 arasında ve saat: 15.30 da burayı ziyaret edebilirsiniz.

Çünkü bu gün ve saatlerde özel gösteriler düzenlenmektedir, ancak buraya ulaşım için biraz önce de belirttiğim gibi toplu taşım araçları değil, taksi tercih etmelisiniz.

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

ALIŞVERİŞ

Şehirdeki en önemli alışveriş merkezlerinden birisi Leblon merkezinde “Zona Sul” alışveriş merkezidir. Burada 200 den fazla mağaza ve iyi bir restoran bulunur.

Bu mağazalarda: spor (adidas, North face, lacoste), teknoloji (Mac Store ve diğerleri), güzellik (L’Occitane) ve diğer giyim mağazaları (Chanel, Calvin Klein, Hugo Boss, Salvatore Ferragamo ve Zara gibi) ve diğer tür mağazalar (Swatch, Swarovski gibi) bulunabilir.

Buraya yolunuz düşerse, özellikle “Havaianas” türü mayo satın almanızı öneririm. Alışveriş merkezinin zemin katında birkaç restoran bulunuyor.

Leblon bölgesinde “Avenida Afranio de Malo Franco” denilen büyük alışveriş merkezinde ise: Apple bilgisayarlarından başka, hayal edebileceğiniz her türlü mal ve cihazı bulup satın alabilirsiniz.

Evet, şehrin geneline gelelim: Şehirde güzel dükkanlar zarif olmasının yanında oldukça pahalıdır. Brezilya markası “Oskelen” önemli bir konudur. Ancak bu dünya çapındaki marka, dünyanın herhangi başka bir şehrinde daha uygun fiyata giysi ve ayakkabı satabilmektedir.

Eğer Rio şehrinde kendiniz veya yakınlarınız için bir hediye almak istiyorsanız “Oskelen” iyi bir seçim olabilir. Osklen: Brezilya’da havalı bir spor giyim markasıdır.

Rio şehrinde bu markanın satıldığı 13 dükkan bulunduğu söyleniyor. (Osklen Ipanema-Rua Maria Quiteria, Osklen Leblon-Avenida Afranio Melo Franco-Osklen Gavea-Rua Marq de Sao Vicento)

Brezilya el sanatlarını keşfetmek istiyorsanız, bu kez “Ipanema Happi Pazarı” na gitmelisiniz. Bu Pazar, Pazar günleri “Praça Osorio” denilen yerde açılır.

Bu büyüleyici sokak pazarında: hediyelik eşyalar ve diğer birçok seçenek bulmak mümkündür. Bir Pazar günü buraya erken saatte gitmeli ve osorio üzerindeki birçok restoranın birinde öğle yemeği de yemelisiniz.

Pazarın açık bulunduğu saatler 08.00-18.00 arasındadır.

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

NE YENİR-NE İÇİLİR-RESTORANLAR

Şehir dünyanın dört bir yanından ziyaretçi ağırladığı için birçok ülke yemek kültürünün sunulduğu restoranlar bulmak mümkündür. Ancak Brezilya yöresel lezzetlerinden mutlaka tatmanızı öneririm.

Ülke tropikal iklime sahip olduğundan özellikle tporik meyve sebzelere bolca rastlayacaksınız. Başta hindistancevizi olmak üzere birçok yemeklerde değişik soslar kullanılmaktadır. Ama bu değişik soslar ve özellikle hindistancevizi yağı mutlaka ilk anda size yabancı gelecektir.

Rio tabii deniz kıyısında olunca, ülkede deniz ürünleri de yoğundur. Karides, kalamar, yengeç ve kabuklu deniz ürünleri, katılan değişik soslar ile mükemmel tatlara bürünmektedirler.

Ama yine de bu şehrin ulusal yemeği: “feijaodo” dur. Bu yemek türü: sığır ya da domuz etinden yapılır ve yanında ağırlıklı olarak lahana ve diğer çeşitli sebzelerden oluşan bir garnitür servis edilir.

Peki nerede yenir? “Bahia” özellikle: doğu mutfağı, İtalyan yemekleri ve balık türleri için idealdir. Ama Rio geleneksel yemeklerini tatmak istiyorsanız: örneğin Zuka ve Sushi Leblon gibi restoranları deneyebilirsiniz. Ipenema bölgesinde “Zaza Bistrot” çağdaş bir restorandır.

Santa Terasa semtinde ağaçların altında yemek isterseniz, bu kez “Apraz Vel” isimli romantik restoranı kaçırmayınız.

Bu arada şehir ziyaretçileri buranın milli içeceği olan “Bibi Sucos” u tatmalıdırlar. Bu taze tropikal meyve suyudur. Egzotik isimli muhteşem meyvelerin karışımı ile yapılır. Bunlardan bazıları: ananas, avokado, amazon meyveleri (acai, açerola, amora), papaya, mango, çilek, mandalina, turunç.

Peki bunu nerede tadabilirsiniz: Bibi Sucos Leblon-Rua Ataulfo de Paiva, Bibi Sucos Copacabana-Rua Miguel Lemos, Bibi Sucos Jardim Botanica-Rua Jardim Botanico olabilir.

İçkiden söz açmışken: “boteco” denilen efsanevi içkiyi de tatmanız önerilir. “Boteco” özellikle “Cariocas” yani Riolular için olmasa olmazdır. 1848 yılında açılan ve New Yort Times tarafından, Rio şehrindeki en iyi bar seçilen “Bracae” bunu tatmanız için en iyi yerdir.

Yanında soğuk meze olarak: karides, peynir veya et veya geleneksel köfte sipariş verebilirsiniz. (Adres: Rio de Janeiro Barcarense-Rua Jose Linhares-Leblon)

Ne yersen ye 10 Dolar Et Lokantaları

Burası Rio’nun başka bir olmasa olmazı.
İçeride “Passadores” denen ve ellerinde özel, büyük şişlere sarılmış bütün bütün etler taşıyan garsonlar dolaşıyordu. Kendilerine seslendiğinizde tabağınıza istediğiniz kadar porsiyon servis ediyorlar.

Etler “churrasco” yani “mangal” yöntemiyle pişiriliyor. Bu lokantaların genel ismi de “churrascaria” yani istediğiniz kadar yeme özgürlüğünü etlerin lezzetiyle birleşince “churrascaria”lar tüm dünyaya yayılıvermiş.

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

GECE HAYATI

Rio şehri dünyanın en çok konuşulan gece hayatına sahiptir. Şehirdeki gece hayatı “çılgın, vahşi ve seksi” olarak nitelendirilir.

Rio şehrinde zenginler kendilerini gece kulüplerine atarlar.

Baronetti, Nuth ve Catwalk gibi gece kulüplerinin bazıları şehrin en iyi bilinenleridir. Bunlar: Ronaldo, Calvin Klein, Mick Jagger ve Naomi Campbell gibi ünlülerin uğrak yeridir.

Rio şehrinde gece hayatı denildiğinde ilk akla gelenler: dans, dans, dans, korumalı seks.
Hızlı ve içkili bir gece hayatının ardından, ertesi güne zinde başlamak için temel öneri “Coco” yani “Hindistan cevizi suyu” içmektir.

Evet şehirdeki diğer birkaç mekan hakkında bilgi vermek istiyorum:

Brezilya Rio da Janairo

Urca Bar

Marina önündedir. 1939 yılında Guanabara körfezi kıyısında kurulan bu mekan özellikle gün batımında şık ve güzel bir yerdir. Ayrıca arka planda, Marina’da büyüleyici ortam ve tekneler izlenir. Burada bir şeyler yemek isterseniz, öneriler: güveç, kek, börek, çorba, fasulye ve sardalya, karides.

Ancak bu restoranın her zaman kalabalık olduğunu bilmeniz gerekir, yani gittiğinizde içeriye girmek için bir süre beklemek gerekebilir.

Pedra do Sal

Roda de Samba da Petra do Sal: Largo de Sao Francisco da Prainha yakınlarındadır.
Burada samba müziği dinleyebilirsiniz. Her pazartesi günü akşamı (kuvvetli yağmur olmadığı takdirde) burada “Samba da roda” oturumları yapılmaktadır. Bu oturumlar: rahat ve neşeli bir atmosfer yaratır ve müziğin ritmine katılmasanız bile ellerinizle alkış yapabilirsiniz.

Rio Scenarium

Burası “Guardian” tarafından dünyanın en iyi 10 gece kulübünden birisi olarak seçilmiştir. Lapa bölgesinde bulunan mekan 3 katlıdır ve eski bir eczanedir. Antik Çin seramikleri, berber koltukları ve ucube nesneler ilgi çekmektedir.

Yani, burası yaşayan bir müzedir. Hafta sonlarında: canlı samba müziği, DJ setleri, gösteriler düzenlenmektedir. Samba müziği burada en iyi şekilde icra edilir.

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

Brezilya Rio da Janairo

TURİZM

Rio şehrinde genellikle ülkemizden buraya turla giden ziyaretçilerin fazla zamanı bulunmamaktadır. Bu yüzden: ben her zaman olduğu gibi sizlere, bu yazının eklerinde “Gezilecek yerler” adı altında şehirde gezilip görülmesi gereken yerlerin ayrıntılı listesini vereceğim. Ama siz şehirde kalma zamanınız ve tercihlerinize göre kendinize bir gezi tur listesi yapabilir ve buna göre gezinizi renklendirebilirsiniz.

Ama bence bu şehri ziyaret ettiğinizde özellikle şuraları mutlaka görün derim: (kendime göre öncelik sırası içindedir)

1.Corcovado dağı ve Mesih heykeli-710 metrelik bir tepe üzerinde bulunan bu heykel şehrin üzerinde sakince bakan, uzanmış kolları ile durmaktadır.

2.Ipenema plajı-Dünyanın en seksi plajı olarak seçilmiştir. Plaj 1960’lı yıllarda “From Ipanema Girl” isimli şarkı ile Rio şehrinin en popüler turistik noktalarından biri olmuştur. Plaj: mağazalar, kafeler, restoranlar, sanat galerileri, tiyatrolar ve kulüpler ile doludur.

3.Copacobana plajı-burada şehrin “cariocas” denilen yerlilerini futbol ve voleybol oynarken izleyebilirsiniz. Ayrıca satıcılar sesle ürünlerini satarlar. 4 km. lik plaj boyunca yürüyüş yapmak çok popülerdir.

4.Sugarloaf dağı ve teleferik yolculuğu-Guanabara körfezinin ağzından 400 metre yukarı yükselmektedir. 20 dakikalık teleferik yolculuğu muhteşemdir.

5.Maracana Stadyumu-1950 yılında açılan bu tesis: Brezilya ve Rio şehrinin en önemli yerlerinden birisidir.

6.Tijuca milli parkı-Dünyanın en büyük kent ormanı içinde yapılan yürüyüşler çok popülerdir.

7.Botanik Bahçesi-Jardim Botanico.Rua Jardim Botanico-Lagoa mahallesinin batısındadır. Burada 8000 den fazla bitki türü bulunuyor. Bahçe 1800’lerin başında yapılmıştır. Özellikle 600 tür orkide bahçesi ilgi çekmektedir.

8.Parque Lage-Rua Jardim Botanico.

9.Ipenema Hippie Pazar-Pazar günleri saat 08.00-18.00 arasında açılır.

10.Lapa Kemerleri.

11.Lapa Merdivenleri-Jorge Selaron.Rua Manoel Carneiro.Lapa-“Centro” olarak bilinen şehir merkezindeki bu mahalle: şehrin kırmızı ışık bölgesidir. Yani canlı gece hayatı ile ünlüdür. Mahallenin en önemli özelliklerinden birisi: “Escadaria Selaron” denilen Lapa ve Santa Teresa mahallelerini bağlayan merdivenlerdir.

12.Samba müziği-Carioca da Gema-Avenida Mem de Sa-Lapa

13.Sunset Arpoador-Burası şehrin üzerinde güneş batışının muhteşemliğinin izlenebildiği bir yerdir.

14.Lagao Mahallesi-Burası varlıklı Zona Sul bölgesinin en seçkin mahallesidir. Lagün çevresindeki 4 kilometrelik yol: özellikle bisikletçiler için popülerdir. Ayrıca: açık hava kafeleri ve sahil boyunca uzanan restoranlar ve plajlar ilgi çekicidir.

15.Santa Teresa Mahallesi-Şehrin limanına bakan bir tepe üzerindedir. Rio şehrinin 19. yüzyıl konakları ve sokakları burada görülebilir.

Rusya Petersburg Genel

Rusya Petersburg Genel

Şehir: Çar Petro tarafından, 16 Mayıs 1703 tarihinde kurulmuştur. Petro: şehir buraya kurulacak diye bataklık alanı gösterdiğinde: çevresindeki herkes karşı çıkar. Ancak: Petro, fikrini değiştirmez ve sonuçta çalışmalar başlar.

Askerler kurutmak için bataklığa sürülürler ve yüz binlercesi sinek gibi bataklıkta ölür ve böylece bataklığın dibinde, insan kemikleri üzerine bir şehir yükselir. Şehrin ve kalenin inşasında: yalnızca 10 yıl içinde, 100 bin işçi hayatını kaybeder.

Şehir: 200 yıl boyunca, imparatorluğa ev sahipliği yapmıştır. Puşkin ve Dostoyevski’nin memleketidir. Nobel edebiyat ödülü alan, Joseph Brodski şiir yolundaki ilk adımlarını, burada atmaya başlamıştır. Bestekar Rahmaninov, Prokofyev ve Şoştakoviç de Petersburglu’dur.

Ekim devriminin doğduğu yerdir. Petersburg ismi önce Petrograd ve 1924-1991 yılları arasında ise Leningrad olarak değiştirilmiştir. 1991 yılında, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından yapılan referandum ile şehrin ismi yine Petersburg olarak değiştirilmiştir.

Petersburg ismi: cennete açılan kapının anahtarını koruyan havari olan Aziz Peter anısına şehre verilmiştir. Ancak: Rusların büyük çoğunluğu, şehre: yalnızca “Piter” derler.

Şehrin tarihi sürecinde: II. Dünya Savaşında, 30 Ağustos 1941 tarihinde, Almanlar tarafından yapılan ve 900 gün süren kuşatmanın önemi büyüktür. Bu süreçte: şehirde yaklaşık 1.5 milyon insan ölmüş ve Almanlar tarafından sürekli bombalanan şehir; büyük bir direnç göstermiştir.

Rusya Petersburg Genel

Rusya’nın ikinci ve Avrupa’nın beşinci büyük kentidir. Moskova’nın yaklaşık 715 km. kuzeybatısında, Finlandiya körfezindedir. Moskova’nın aksine, beş milyonluk nüfusu ile daha Avrupaidir.

Petersburg’un Moskova’dan farkı: sakin ve telaşsız bir şehir olmasıdır. Ancak, burada güneşli günlerin sayısı: kapalı ve yağmurlu günlere nazaran oldukça azdır. Ama yine de, şu şehrin insanları yaşadıkları şehri çok seviyorlarmış. Hatta; bu yağmurlu ve sürekli puslu havayı, büyüleyici buluyorlarmış.

Önemli bir kültür ve sanayi merkezidir. Rusya’nın başlıca limanlarındandır.

Şehirde: 342 tane köprü var. Bunlardan 21 tanesinin kanatları, geceleri ayrılıyor ve büyük gemilerin şehrin iç kısımlarına geçmesi sağlanıyor. En uzun köprü: 905 metre uzunluğundaki Aleksandr Nevski köprüsüdür.

En genişi ise: Moyka Nehri üzerindeki Sini köprüsüdür. Bunun genişliği: 97 metredir. Neva üzerindeki en güzel köprülerden biri; 1903 yılında kullanıma açılan: Troitski köprüsüdür. Bu köprü: Paris’teki meşhur Eiffel Kulesi projesini yapan Fransız mühendis Eiffel tarafından projelendirilmiştir.

Altın kanatlı grifon figürleriyle süslenmiş Bankovski köprüsü, zarif zincirlerine, Aniçkov köprüsü üzerindeki heykeltıraş Peter Klodt’un altın heykellerine hayran olmamak elde değil. Gördüğünüzde çok beğeneceksiniz.

Neva ırmağı deltası üzerinde: 42 ada üzerine yayılmış olan kent, ırmak yatakları ile kanalların kesiştiği, köprülerle birbirine bağlanmış adalardan oluşur. Bu adaların sayısı, şehir hayatına engel teşkil eden Neva Nehri kollarını toprakla dolduran şehir mimarlarının müdahalesi sonucu, giderek azalmıştır. (19.yüzyılda, ada sayısı 150 imiş)

Şehir sınırları içinde: 93 nehir, bu nehirlerin kolları, dereler, 100’ün üstünde göl ve gölet bulunmaktadır. Bu özelliği nedeniyle, Petersburg şehri, Kuzeyin Venedik’i olarak da anılır.

Ancak: elbette bu durumun olumsuz ve doğal bir sonucu olarak: Finlandiya körfezinden gelen şiddetli rüzgarlar, Neva sularını karaya doğru çevirerek, çevrede bulunan semtlerin su altında kalmasına neden olmaktadır.

En son ve büyük su baskını: 1955 yılında olmuştur. Burada da, Venedik gibi, ileride, şehri su baskınlarından koruyacak devasa su bentlerinin inşası düşünülüyormuş.

Evet: muhteşem kanallar var ve bu kanallarda: tekne gezintisi yapmak, çevreyi görmenin en güzel yoludur.

Rusya Petersburg Genel

PETERSBURG ŞEHRİ GEZİ PLANI:

Irmağın kolları: kenti, dört bölüme ayırır. Bunlar:

1. Donanma Binası Yakası. (Petersburg’un kültürel mirasının büyük bölümü, Neva’nın güneyindeki Donanma Yakasındadır)

2. Nevski Prospekt (Donanma Binasından dışa doğru uzanır)

3. Vasilyevksi Adası. (Nevski Prospekt’in hemen karşısındadır.)

4. Petrograd Yakası. (Neva’nın kuzeyindedir) Petro-Pavel Kalesinin çevresi.

Bunun dışında: Petersburg’da günübirlik geziler yapılabilir.

Rusya Petersburg Genel

TEKNE GEZİLERİ

Irmak: kış aylarında ( Kasım ayı civarından, Nisan ayına kadar) buz tutar. Yaz aylarında ise: her gün: Kışlık Saray yakınındaki iskelelerden başlayıp, Donanma Binasında son bulan tekne gezileri düzenlenir.

Nevski Prospekt üzerindeki Aniçkov Köprüsünde, kanalları gezebileceğiniz, küçük sandallar bulabilirsiniz.

 

PETERSBURG’A ULAŞIM

Petersburg’a elbette havayolu ile ulaşım mümkün. Petersburg’un uluslar arası havaalanı: kent merkezinin 17 km. güneyindeki, yeni bir terminal binası bulunan “Pulkovo II” dir. Moskova seferi de dahil olmak üzere, bütün yurtiçi uçuşlar, Terminal II’den, otobüsle 10 dakika uzaklıktaki Pulkova I’de son bulur.

Havaalanından kent merkezine, taksiyle ulaşmanız 30 dakika sürer.

Pulkovo I ile kentteki terminal arasında, havaalanı ekspres otobüs hizmeti servis hizmet verir. Pulkova II ile Pulkovskaya Oteli yakınındaki, Moskovski Prospekt üzerindeki kent hava terminali arasında da, otobüs ve ucuz bir minibüs seferi var.

Ancak: Moskova-Petersburg kapsamındaki bir gezi düşünüyorsanız, Moskova-Petersburg arası 640 km. Yolculuk, trenle yaklaşık 8 saat sürüyor.

 

PETERSBURG İÇİNDE ULAŞIM

Petersburg’da şehir içi ulaşımı çok kolay. Otobüs, metro, tramvay, taksi, kanal teknesi gibi pek çok seçenek mevcut.

Ancak: sokaklarda taksi bulmanız olanaksız. Ya otelden ya da restorandan Rusça konuşan birine telefon ettirip, taksi çağırmanız gerekiyor. 1 km. yola giderken 30 euro karşılığı ruble ödüyorsunuz, dönerken iki katını da ödeyebilirsiniz. Taksi çağırmadan fiyat sorun ve pazarlık edin.

Çünkü: yabancılara farklı, Ruslara farklı fiyat uygulanıyor. Aslına bakarsanız: bu farklı fiyat uygulaması, yalnızca taksilerde değil, trenlerde, otellerde, tiyatrolarda, müzelerde, yani her yerde uygulanıyor. Yabancılar, Rusların 6-20 katı fazlasını ödüyorlar.

Paris ve Berlin banliyölerini aratmayan Petersburg banliyösü: muhteşem ve aynı zamanda çok da romantik. Her yıl Mayıs ayının sonunda yapılan Peterhof Fisiyeleri Şenliklerine katılmalısınız. İki yanı ağaçlarla kaplı: Gatçina, Pavlovsk, Oranienbaum patikalarında yürüyüş yapmalısınız.

Rusya Petersburg Genel

PETERSBURG İNSANI

Moskovalı insanlardan daha sıcakkanlı ve kibardırlar. Rusya’nın en kültürlü insanları burada yaşar.

Kadınların çoğu güzel ve fazlasıyla bakımlıdır. Bunun sebebi de: Dünya Savaşıyla dengesi bozulan kadın-erkek nüfusunun hala tam olarak dengelenmemesi.

Kadınların kendilerine nitelikli eş bulması zor. Hatta yapılan evlilikler de, genellikle boşanmayla sonuçlanıyormuş. Ortaya: anneanne, anne ve çocuklardan oluşan alışılmadık bir çekirdek aile tablosu çıkıyor.

Rusya Petersburg Genel

İKLİM VE BEYAZ GECELER

Evet, Petersburg denilince, çoğu insanın aklına, beyaz geceler geliyor. Yani: özellikle yaz aylarında, burada yaşayabileceğiniz uzun gündüzler var.

Petersburg: Haziran ayının ortalarından, Temmuz ayının başlarına kadar süren ve yalnızca 2 saati karanlıkta geçen “beyaz geceleri” ile ünlüdür. Kışlar: uzun, soğuk ve karanlıktır. İlk kar: Ekim ile Aralık ayları arasındaki zamanda düşer.

Petersburg, yaz aylarında keyfini sürdüğü beyaz gecelerinin bedelini, kış ortalarında, yalnızca 5 saatlik iç karartıcı bir günışığı görerek öder. Kar: Mart ya da Nisan civarında erimeye başlar.

Özellikle: 21 Haziran en uzun gün ya. 21-22 Haziran’da, Neva nehrinin deltasındaki bu şehirde, gündüz, tam 18 saat, 53 dakika sürüyor. Bunun dışında, gece de, asla kapkaranlık olmuyor.

Ama, yine de, beyaz geceler cümlesinin kaynağının: ünlü Rus yazar Dosdoyevkski’nin romanı “Beyaz Geceler” den geldiğini bilmelisiniz. Bu romanda: Petersburg’un dört beyaz gecesinde yaşanmış, sade ve derin bir aşkın öyküsü var. Çok güzel, fırsat bulursanız mutlaka okumalısınız.

 

ALIŞVERİŞ

Petersburg’da alışveriş ortamları: Nevski Prospekt çevresinde yoğunlaşmıştır. Daha çok üst düzey markaların konumlandığı bir caddedir. En büyük iki alışveriş merkezi: Gostini Dvor ve Pasaj’dır.

Alışverişe daha fazla zaman ayırmak isterseniz: Nevsky Prospect yakınlarında, Ligovsky Caddesi üzerinde bulunan Backstage’yi tercih edebilirsiniz. Alışveriş sonrası ise, küçük bir kafe olan İdealnaya Cahanshkaya’da soluklanıp, kahve yudumlayabilirsiniz.

Kent merkezindeki Kuznechy Pazarı, kentin en renkli ve en önemli alışveriş pazarıdır. Bu yiyecek ve içecek pazarı, en iyi sebze ve meyvenin satıldığı yerdir. Pazarın atmosferi ziyaretçileri büyüler. Geleneksel smetena (ekşi krema), lezzetli bal çeşitleri ve her türlü meyve, bu pazardan satın alınabilir.

Petersburg’da: Griboyedov kanalı üzerindeki Yeniden Diriliş Katedralinin yakınlarındaki pazara gidebilirsiniz. Bunların tamamında: fiyatlar konusunda, sıkı pazarlıklar yapılabilir. Fakat: mutlaka nakit ödemeniz gerekecektir. Bir de, yabancı para yasak, kesinlikle yanınızda ruble bulundurun.

Rusya Petersburg Genel

NE ALINABİLİR

KEHRİBARDAN YAPILMA ÜRÜNLER

Baltık kıyısındaki “Kalingrad” bölgesi, kehribar üretiminin % 90’nı karşılamaktadır. Bu yarısaydam, fosilleşmiş, altın rengi çam reçinesi, mücevher (küpeler, bilezikler ve kolyeler) ve biblo yapımında kullanılıyor.

HAVYAR VE ŞAMPANYA

Sokak satıcılarından, havyar almayı düşünebilirsiniz. Fakat: havyarın ülke dışına çıkarılması sınırlandırılmıştır. Ülkeden ayrılırken, gümrükte, aldığınız havyarın faturasını göstermek zorundasınız. Buna karşın Rus şampanyası, oldukça ucuzdur. Sukhoe (sek) olanları mükemmel kalitededir.

KALPAKLAR

Kulaklıkları da bulunan bu geleneksel Rus kışlık şapkaları, her zaman popülerdir. Eski Sovyet ordusunun kalpaklarından son derece pahalı mink kalpaklara kadar, pek çok seçenek bulabilirsiniz.

VOTKA

Bu ulusal içkiyi, havaalanlarındaki “duty-free” mağazalarından gayet ucuza alabilirsiniz. Bir sokak büfesinde ise, neyle karşılaşacağınızdan emin olamazsınız.

Rusya’da: Stoliçnaya’nın mı yoksa Moskovskaya’nın mı daha iyi olduğu konusunda görüş birliği yoktur.

Her iki marka da, yöre halkından rağbet görür. Russky Standart’da iyi bir markadır. Aromalı çeşitleri arasında: biberli ve limonlu votka bulunur.

SAAT

Hiç kimse “kozmonotların da taktığı, gerçek bir Sovyet askeri saati” teklif edilmeden, Moskova’dan ayrılamaz. Rus saatleri, çoğunlukla göz alıcı ve güvenilirdirler. Fakat, garantisi olmadığını unutmamalısınız.

GJEL PORSELENLERİ

Moskova yakınlarındaki bir kasaba olan Gjel’de yapılan, bu mavi ve beyaz renkli porselenler, hem Ruslar hem de turistler tarafından çok beğenilirler.

 

YİYECEK

Tabii Rusların ünlü pan keklerini de mutlaka tatmalısınız. Dondurmalı, peynirli, etli, mantarlı çeşitleri olan pan kekleri yiyebileceğiniz en iyi adres: Nevsky Prospeck caddesi üzerindeki “Teremok”

Evet, bu şehrin küflü kaşarı meşhurdur.

Petersburg eğlence hayatı

PETERSBURG-EĞLENCE

Petersburg: sanat meraklıları için tam bir cennettir. Petersburg, zengin bir kültüre sahiptir. 40 dan fazla tiyatro vardır.

Petersburg’daki ünlü “Mariyinski Opera ve Bale Sahnesi” (önceki adıyla Kirov), dünyanın önde gelen bale okullarından biridir. Ünlü mezunları arasında: Anna Pavlova, Vaslav Nijinski, Galina Ulanova, Rudolf Nureyev ve Mihail Barişnikov vardır.

19. yüzyıl ortalarında inşa edilen 1800 kişilik tiyatro, Moskova’nın Bolşoy’unun ihtişamıyla rekabet edecek kadar güzeldir.

Rusya’nın en ünlü bale ve opera eserlerinin pek çoğu ilk olarak burada sahnelenmiştir. Kentteki ikinci opera ve bale mekanı: Sanat meydanı üzerindeki “Maly Tiyatrosu”dur.

Ayrıca: Yusupov Sarayındaki Yusupov Tiyatrosu gibi, birkaç küçük tiyatro da vardır.

Aleksdrinsky Tiyatrosu: Petersburg’un en önemli tiyatrosudur. Klasik Rus dramasından en önemli örnekler burada gerçekleştirilir.

 

FESTİVALLER

PETERSBURG BEYAZ GECELER SANAT FESTİVALİ

Yazın, yaklaşık olarak 1 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında düzenlenir. Güneşin neredeyse batmadığı yaz gecelerinde düzenlenen bu festivalde: müzik, opera, bale ve tiyatro performansları sahnelenir. Ayrıca, sokaklarda, bar ve restoranlarda da eğlenceler devam eder.

KIŞ SANAT FESTİVALİ

25 Aralık – 5 Ocak tarihleri arasında düzenlenir. Kentin, kış aylarındaki en önemli kültürel olayıdır ve bu festivalde pek çok uluslar arası bale ve klasik müzik yıldızı yer alır.

Rusya, Petersburg, Günübirlik çevre gezileri

Rusya, Petersburg, Vasilyevsky adası

Rusya, Petersburg, Donanma Binası yakası