Malezya Tarih

Malezya Tarih

Malezya’da yaşam: MÖ.230.000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Çünkü: yüzyıllar boyunca bol yiyecek kaynaklarının bulunması: Cava insanını buraya çekmiştir.

MÖ.2000 yıllarında, yelkenli kanolarıyla buraya gelen göçmenler: yerli “Negrito” halkını buradan uzaklaştırdılar. Çin, Filipinler ve Endonezya adalarından gelen ve “Malay halkları” olarak isimlendirilen bu göçmenler: nehir kıyılarına yerleştiler. Güney Çin denizinden gelip kıyı boyuna yerleşen topluluklara ise “Orang Laut” yani “Deniz halkı” deniliyordu.

Bölgede ilk olarak “Hint” etkisi görüldü. Hindiçin Mekont vadisindeki Hintlileştirilmiş koloniler: bölgeye ilk ilgi gösterenlerin başında oldular. Bu koloniler, buraya gelirken beraberlerinde: Hint kültürü ve Budacılık felsefesini getirdiler.

Bu ilk sömürgeleştirme sürecinden dokumacılık ve metal işçiliği doğdu. Bölgedeki bu Hintleştirilmiş kolonilerin en güçlüsü: Srivija oldu. Bunlar: Sumatra adasındaki bölgelerinde bir deniz imparatorluğu kurdu ve Malakka boğazını denetim altına aldılar. Bu imparatorluk 14.yüzyılda çökerken: Malay yarımadası: Siyam ve Kamboçya imparatorluğu arasında paylaşıldı.

Bu Hint etkisi yanında, yukarı da sözünü ettiğim gibi, bölge Çinlilerin de ilgisini çekti. 1409 yılında: bir Çin filosu, Malakka’ya yaklaştı. Çinliler: burada yaşayanlara yaptıkları teklifte: Malakka’ya yağmacılara karşı destek vereceklerini ama karşılığında liman olanaklarından yararlanmak istediklerini ilettiler. 1411 yılında: Malakka halkı: Çinlilere istedikleri liman hakkı ve haraç ödemeyi kabul ettiler.

Ancak, bir süre sonra Çin: deniz ticaretinden çekildi. Bunun üzerine, Malakka’nın yeni hükümdarı: Müslüman ticaret birliğiyle ittifak kurdu. Bengalli gezgin tüccarlar: İslam inancını önce doğu kıyısına getirdiler ve İslam kısa sürede, bütün Malakka yarımadasında yayıldı.

1446-1459 yılları arasında hükümdar olan Malakka Sultanı Muzaffer Şah döneminde: İslam resmi bir dil kimliği kazandı.

1500’lü yıllara gelindiğinde: Sumatra’da bulunan Pasai limanı: Güneydoğu Asya’nın en önemli limanı haline geldi. Sultanlık: bütün Malay yarımadası ve Malakka Boğazından Sumatra’ya kadar olan bölgede hakim oldu.

16.yüzyılda: 1509 yılında bir Portekiz gemisi Malakka’yı ziyaret etti ve tüccarlar bölgeye yerleştiler. 1511 yılında ise Portekiz donanması Malakka’yı ele geçirmek üzere hareket etti. Bunun üzerine, saray halkı güneye kaçarak Johar bölgesinde yeni bir Müslüman Malay iktidarı kurdular.

130 yıl süren Portekiz yönetimi genelde istikrarsız geçti. Malay güçlerinin saldırıları ve sıtma, Portekizlileri yıprattı. İlk koloniyi oluşturan 600 erkek Portekizli: lüks bir yaşam sürerken büyük bir Avrasya topluluğu oluşturmak için yerli kadınlarla evlendiler.

1633 yılına gelindiğinde bu kez: baharat ticaretinden pay almak isteyen Hollandalılar: Malakka’yı 8 yıllık ticari ablukaya aldılar. 1641 yılında Portekizliler teslim oldular. Hollandalılar, Portekizlilerden farklı olarak: Malaylarla alışveriş yapmaya karar verdiler. Bu sırada Malaylar: Singapur ve Riau adalarına hakimdiler.

Johor şehri: bölgedeki en güçlü Asya yönetim merkezi oldu. Hollandalılar: Perak ve Kedah bölgelerine saldırdılar ve ele geçirdikleri yerlerde, kendi adamlarını şef ilan ettiler ve böylece Johor yönetiminin arkasında, Hollandalıların gizli iktidarı başladı.

18.yüzyılın sonlarına doğru: İngilizler, Malaya ile ilgilenmeye başladılar. Portekiz ve Hollanda ticaret merkezlerinden farklı olarak: Penang gümrüksüz bölge ilan edildi ve böylece göçmenler ve tüccarlar buraya akın ettiler. 1801 yılında Thomas Stamford: 24 yaşında Penang şehrine geldi.

Kendisi: Malay diline ve geleneklerine hakim bir konum ortaya koyunca: İngiltere-Malay ilişkilerinde hızla gelişme görüldü ve bölgede İngilizlerin 150 yıl süren iktidarı başladı. İngiltere ve Hollanda arasında 1814 yılında imzalanan Londra andlaşması sonucunda: Malakka boğazı bölündü. Yüzyıllar boyunca: ortak dil, din, siyasi, kültürel ve toplumsal gelenekleri paylaşan Sumatra ile yarımada ikiye bölündü.

Sumatra, Cava ve Singapur’un güneyindeki adalar: Hollandalıların oldu. İngilizler ise: yarımada ve Borneo bölgelerini aldılar. 1826 yılına gelindiğinde bölgede İngiliz yasaları yürürlükte olmasına rağmen, çok az İngiliz yaşadığı görülür. Nüfusun büyük bölümü, iç kısımlarda nehirlerin arasındaki düzlüklerde yaşıyordu.

1896 yılında: Malay Eyaletleri Federasyonu ilan edildi. (Buna üye olanlar: Perak, Selangor, Negeri Sembilan, Palang) General Frank Swettenham: başkenti Kuala Lumpur olan federasyonun ilk yöneticisi oldu.

19.yüzyılda: Borneo’nun gelişmemiş olduğu görülüyor. Bölgenin başlıca gelir kaynağı: Sarawak nehri kıyısından Çinliler tarafından çıkarılan “altın” ve “antimon” du.

1839 yılında: Singapur valisi: Brunei Sultanlığı ile ticari ilişkileri geliştirmek için hamle yaptı. İngiltere-Birmanya savaşlarında gösterdiği cesaretle öne çıkan Brooken: 1841 yılında Sarawak’ın racası ilan edildi. Çinlilerle çatıştı ve Çinlileri Sarawak sınırına sürdü. Bunun ardından, cesareti kırılan Çinliler yarımadadaki ticari üstünlüklerini kaybettiler.

1877 yılında İngiliz işadamı Alfred Dent: kuzeydoğu Borneo bölgesini “Brunei” sultanlığından kiraladı ve 1888 yılında Sarawak ve Brunei birleşti ve bölgeye “Kuzey Borneo” ismi verildi.

20.yüzyıl başlarında İngiltere yarımada üzerindeki denetimini genişletti. Kuzey Borneo, Brunei ve Miri bölgelerinde petrol bulundu. İngiliz ve Hollanda şirketleri: Singapur’u petrol ikmali ve ihracı için bölgenin deposu olarak kullanmaya başladılar. Ancak: Malay ekonomisi, asıl atılımını: Henry Ridley’in “kauçuğu” buraya getirmesiyle yaptı.

Otomobil ve elektrik sanayinde kauçuğun kullanılıyor olması: özellikle I. Dünya Savaşı sırasında kauçuğa olan talebi zirveye ulaştırdı. 1930’lu yıllarda Malay yarımadası dünya kauçuk üretiminin büyük kısmını karşılıyordu.

Ancak kauçuk ve kalay üretiminde denetim İngilizlerin elindeydi. İngilizler, siyasi yönetimi iyice baskı altına aldılar ve yalnızca kendi refahlarını ve güvenliklerini sağlayacak sultanları iktidara getirdiler.

1934 yılındaki Nüfus Sayımında: kauçuk ve kalay talebinin artması sonucu üretimi karşılamak için bölgeye çok sayıda Malay olmayan göçmenlerin geldiği anlaşıldı. 1939 yılında: dünya ekonomik bunalımı ve küçülen piyasalar nedeniyle: iş piyasasındaki etnik rekabet arttı ve Çinliler ve Hintlilere karşı: bölgede Malay milliyetçiliği ortaya çıktı.

1939 yılında: tutucu Müslüman liderler: Kuala Lumpur şehrinde düzenlenen kongrede bir araya geldiler. 19. yüzyılda İngiltere ve Hollanda tarafından parçalanan bölge: Malay-Endonezya bilincini yeniden canlandırmak için yoğun çaba harcadılar, ancak bu sırada bölgede savaş rüzgarları esiyordu.

Japon işgal birlikleri, 8 Aralık 1941 tarihide Malezya’nın doğu kıyısında Sabak şehrine girdiler. Çünkü: Japonlar tarafından Malezya’nın: kauçuk, petrol ve kalay yatakları ilgi çekiyordu. Yarımadadaki İngiliz birlikleri bir kara saldırısına karşı hazırlıksız olduklarından; özellikle Hintli askerler büyük kayıplar verdiler.

Japonlar: Kedah ve Kelantan ardından, Tayland’a saldırdılar. Singapur deniz üssü İngilizler tarafından boşaltıldı. 1942 yılında başkent Kuala Lumpur Japonların eline geçti ve ardından Japonlar Singapur’u ele geçirdiler.

Japonlar bütün bölgeyi ele geçirirken, Miri ve Brunei’deki petrol yatakları, geri çekilen İngiliz ve Hollandalılar tarafından tahrip edildi. Japonlar: müttefik askerlerine karşı acımasız davranırken, yerli Malay halkına ve hükümdarlarına karşı farklı davranıyorlardı. Maaşa bağlanan hükümdarlar, Malay geleneklerini ve İslam dinini korudular.

Japonya’nın teslim olmasının ardından: Malezya topraklarında Çinli komünistlerin yönettiği güçlü bir direniş ordusu kaldı. Çinliler ve Hintliler: uzun vadeli çıkarlarını korumak için Malaylarla siyasi eşitlik istediler. 1948 yılında İngiltere tarafından “Malay Federasyonu” kuruldu.

Çünkü: İngiltere, Malayları: Çinliler ve Hintlilere karşı korumak istiyordu. Bir İngiliz vali tarafından oluşturulan merkezi idare: Eyaletlerin Malay hükümdarlarına büyük yetkiler verdi. Kuzey Borneo ve Singapur’a kraliyet statüsü verildi. Tüm bu faaliyetlerde Çinliler enterne edildiler.

1950’li yılların başında: komünist isyancılar, orman içlerinde başlattıkları gerilla savaşında: İngilizlere büyük kayıplar verdirdiler ve bölgede İngilizler tarafından “olağanüstü durum” ilan edildi. Çinlilerin yurttaşlık hakları genişletildi ve Çin kökenlilerin devlet dairelerinde çalışmalarına izin verildi.

İngiltere’de eğitim görmüş Malay Çinlileri ve Malay Hint kongresi: ittifak kurdular ve 1953 seçimlerinde parlamentoda büyük çoğunluk kazandılar.

1957 yılında bağımsızlık ilan edildi ve olağanüstü durum sona erdi. 1963 yılına gelindiğinde, federasyonun adı: Malezya oldu. Ancak: Singapur: Malay ayrıcalıkları konusunda Kuala Lumpur ile çatıştı. Singapur siyasi partileri: etnik değil toplumsal ve ekonomik temeller üzerine yeniden örgütlenme istiyorlardı ve bu durum Malay kitleleri kızdırdı. 1964 yılında ayaklanmalar başladı ve Singapur federasyonda çıkarıldı.

1967 yılında Penang şehrinde yine bir ayaklanma oldu. 1969 yılında ise bu kez Kuala Lumpur şehrinde dört gün süren bir ayaklanma yaşandı ve Anayasa askıya alındı, olağanüstü durum ilan edildi. 1979 yılında yeni Malay yönetimi: Malayların ve öteki yerli halkların konumlarının güçlendirilmesine önem verdi. Malay dili resmen benimsendi. Malezya’nın ihracatı arttı ve güçlendi.

21. yüzyıla girildiğinde, Malezya ekonomisinin istikrar kazandığı görüldü. Ülke tarihinde, 2004 yılında meydana gelen Tsunami felaketi de önemlidir. Malezya, bu yıkımdan yalnızca güneyde yer alan Sumatra sayesinde kurtuldu.

Güney Afrika Genel

Güney Afrika Genel

Güney Afrika: Afrika kıtasının güney ucundadır ve Atlantik ve Hint okyanusu kıyılarında 3000 km sahil şeridine sahiptir. Ülke: büyüklük ve nüfus olarak, dünyanın en kalabalık 24 ülkesidir. Ülkenin kapladığı alan 1.233.404 km karedir. Ülkede: Yasama başkenti Cape Town, İdari başkent Pretoria ve yargı başkenti Bloemfontein şehirleridir. Yani ülkede üç başkent bulunmaktadır.

Cape Town şehri: Afrika kıtasının en çok turist çeken yeridir. Afrika kıtasına gelenlerin büyük çoğunluğu, mutlaka Cape Town şehrine uğrarlar veya turlarına dahil ederler. Şehir 3.7 milyon nüfusa sahiptir ve Güney Afrika’nın üçüncü en kalabalık şehridir. Birinci şehir Johannesburg ve ikinci şehir Durban’dır.

Cape Town şehrini ziyaret etmek için giderseniz, çok uzaklardan Masa dağını ilk gördüğünüzde, mutlaka etkileneceksiniz.

1488 yılında, Afrika’nın Avrupa kıtasına en uzak bu şehrine ilk gelen kaşif Portekizli Bartelemeu Dias olmuştur. Şehir, ardından uzun süre İngiliz sömürgesi olarak kalmıştır. Bugün ise: Avrupa, Afrika ve İslam kültürlerinin eşsiz bir karışımıdır. Zarif bir binaya bakarken, kendinizi Hollanda’da zannedebilirsiniz.

Hemen yanında ise, renkli kumaşların ve oyma maskelerin hakim olduğu, gürültülü bir Afrika açık pazarı bulabilirsiniz. Biraz ileride ise, Victoria dönemi İngiliz parklarının benzeri bir ağaçlıklı park alanına rastlayabilirsiniz ki, sincaplar ağaçlarda dolaşmaktadırlar. “Bo-Kaap” semtinin dar sokaklarında ise, minarelerden ezan sesi duyabilirsiniz. Küçük barlarda: siyahların caz müziği yükselir. Güzel restoranlarda: “Malay” kültürünün yemeklerinin örneklerini bulmak mümkündür.

Şehirde, her gün saati belirlemek için saat: 12.00’de gerçek top atışı yapılıyor. Sokaklarda kedi-köpek göremezsiniz. Hatta: köpeklerini gezdirenleri bile göremezsiniz. Ama: Amerika’da olduğu gibi sokaklarda çok sayıda sincap göreceksiniz.

Güney Afrika Genel

ULAŞIM-HAVAALANI

Uçak ile Güney Afrika’ya gitmek için, yolculuk yaklaşık 12 saat sürüyor. Emirates havayolları Dubai üzerinden buraya seferler yapıyor ama Dubai de aktarma sırasında bekleme durumu oluyor.
Herhangi bir havayolu ile bu ülkeye turist olarak giderseniz, vize gerekmemesine rağmen, girişte mutlaka dönüş bileti ibraz etmeniz isteniyor. Bu yüzden, ülkeye girerken yanınızda dönüş bileti mutlaka bulundurun. Cape Town şehrine ulaşmak için THY nın, İstanbul-Johannesburg-Cape Town seferini kullanmanız gerekir. Böylece Cape Town şehrine ulaşmak için Johannesburg üzerinden gidildiğinden yolculuk 2 saat uzuyor.

Havaalanı “CPT” olarak kodlanıyor ve şehir merkezine 20 km uzaklıktadır. Havaalanı, Afrika’nın üçüncü büyük havaalanıdır ve 1954 yılında açılmıştır.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki transfer için taksi düşünürseniz, taksiye muhtemelen 250R  ödemeniz gerekir. Öte yandan, şehir merkezine belediye otobüsü de gidiyor.

Güney Afrika Genel

İNSANLAR

2011 yılında yapılan nüfus sayımına göre: ülke nüfusunun % 79.2’lik bölümü Afrikalıdır ve bunlar: kökenleri, kültürleri, dilleri ve dinleri farklı etnik guruplar şeklinde yaşamaktadırlar. Bunun dışında: % 8.9’luk bölüm beyaz ve % 2.5 bölümü Hintlidir.

Ülkenin genel nüfusu, yaklaşık 52 milyon kişidir. Sokakta karşılaşacağınız insanların geneli: kibar ve naziktir. Kalabalık caddelerde yürürken, temas etmeyi seviyorlar yani hafif bir omuz dokunuşunu sakın yanlış değerlendirmeyin.

Ülke insanlarından söz ederken, dilencilerden bahsetmemek olmaz. Şehirdeki dilenciler kibar ve yapışkandır. Turist olduğunuzu anladıklarında veya yalnız yürüyorsanız: 8-10 dakika yanınızdan ayrılmıyorlar yani yapışıyorlar. Bunlardan kurtulmak için en iyi yol göz temasında bulunmamaktır.

Bu arada, bu ülkede trafik ışıklarının ismi “robot” dur. Değişik bir yaklaşım, bilmenizde yarar olabilir. Son bir not: bu ülkede yaşayan insanların onda biri, yani sokakta göreceğiniz insanların on kişiden biri AIDS yani hiv virüsü taşıyor ve yerel batıl inanışa göre: AIDS hastalığından kurtulmak için “bakire bir kız” ile birlikte olmaları gerektiğine inanıyorlar ve bu yüzden, ülkede tecavüz vakaları azımsanmayacak yüksekliktedir.

Ayrıca, yine hani korkutmak gibi olmasın ama bunlar resmi rakamlar: bu ülkede her yıl 1000 yabancı uyruklu turistin öldürüldüğü söyleniyor. Bu yüzden: bu cennet gibi ülkede gezerken, gerekli tedbirleri almalı ve özellikle akşam saatlerinde kesinlikle tek başınıza veya ücra yerlerde tek başınıza gezmemelisiniz.

 

PARA

Güney Afrika’da: para birimi olarak “rand” kullanılır. Rand para biriminin işareti “R” dir.
1R=100 sent.
Para birimleri, ortalama Türk Lirasının beşte birine karşılık geliyor.
1 Amerikan Doları = 10-11 R.
Burada: para bozdururken, çok fazla komisyon aldıklarını hatırlatırım. Bu yüzden: bankamatik kartıyla “ATM”den yerel yara birimi yani “Rand” çekmeyi düşünün. Bunun komisyonu ise 5 TL civarına geliyor. Yani daha ucuz oluyor.
Birçok yerde de kredi kartı kullanabilirsiniz, ama özellikle kırsal kesimde kredi kartı almıyorlar.

 

ULUSAL SEMBOLLER

Güney Afrika ülkesinin bayrağı: yeşil-beyaz-siyah-altın-kırmızı ve mavi bir geometrik desenden oluşmaktadır.

 

SITMA

Ülkede genellikle “sıtma” yaygındır ve sivrisinekler yoluyla bulaşmaktadır. Eğer kötü bir baş ağrısı çekerseniz ve ardından eklem ağrıları ve ateş ve titreme yaşarsanız, bu sıtma olduğunuzu gösterir. Sıtma belirtileri, bazen grip belirtileriyle karıştırılmaktadır. Her ne kadar bu ülkeye giderken mutlaka aşı olun tarzında çeşitli uyarılar olsa da, siz her ihtimale karşı aşı olmasanız da tedbirli olmanızda yarar var, özellikle yanınızda sivrisinek kovucu losyon bulundurursanız, büyük olasılıkla sorun olmayacaktır.

 

DİLLER

Güney Afrika: çok dilli bir ülkedir. Ülkede 11 resmi dil yanı sıra İngilizce ve yerli kökenli birçok dil daha konuşulmaktadır. Nüfusun yalnızca % 10 luk bölümü kendi ana dili olarak İngilizce olmasına rağmen, İngilizce ülkede en çok anlaşılan ve konuşulan dil olarak bilinir ve kullanılır. Güney Afrikalıların çoğunun ikinci dili İngilizcedir.

 

DİN

Güney Afrika’nın nüfusunun % 80 lik bölümü Hıristiyandır. Diğer büyük dini guruplar ise: Hindular, Müslümanlar, Yahudiler ve Budistlerdir. Bir azınlık bu büyük dinlerden herhangi birine ait değil ise, Anayasa gereği ibadet özgürlüğüne sahiptir.

 

SU

Kentsel alanlarda genellikle musluk suyu kaliteli değildir ve içmek güvenli olmaz. Musluk suyu genellikle buz ve salata malzemesi yıkanmasında kullanılır. Ancak, uzak kırsal bölgelerde mutlaka şişe suyu bulundurmanız ve kullanmanız önerilir.
Restoranlara gittiğinizde “tap water” denilen bir su türü isteyebilirsiniz veya garsonlar serviste “buzlu ve limonlu musluk suyu” getiriyorlar.

 

ELEKTRİK

Güney Afrika’da: elektrik tesisatında, 220 volt kullanılır.

 

İKLİM

Gerek çevresinin denizlerle çevrili olması ve gerekse Güney Yarımkürede bulunması nedeniyle ülkede genellikle ılıman iklim hakimdir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kış hüküm sürerken, soğuk havadan kaçmak isteyenler, burayı tercih etmektedirler. (Kasım ve Şubat aylarında)
Burada, günlük ortalama yaz sıcaklıkları 15-28 derece arasındadır. Kış aylarında ise ortalama günlük sıcaklık 19-23 derece arasındadır. Yani, genel anlamda şehrin havası yağmurlu ve serin denilebilir. Aynı zamanda rüzgarlıdır da.

Cape Town şehrinin en iyi mevsimi: ilkbahar ve sonbahardır. İlkbaharda: güneydeki kıyı şeridi ziyaret edilebilir. Son bahar yaz sıcaklarında ise bu çiçekli alanlar renk değiştirmeye başlarlar.
Ülkede iklimler bizden farklı olarak şöyle gündeme gelmektedir.

Bahar mevsimi: Eylül, Ekim, Kasım.
Yaz mevsimi: Aralık, Ocak, Şubat
Sonbahar mevsimi: Mart, Nisan, Mayıs
Kış mevsimi: Haziran, Temmuz, Ağustos.

 

GİYSİ

Burayı ziyaret ederseniz: yanınızda sıcak tutan ve su geçirmez bir ceket bulundurmanızı öneririm. Ayrıca: güneşe karşı korunma tedbirleri de almalısınız. Özellikle masa dağına çıkarken mutlaka ve mutlaka yanınızda kalın giysi bulundurmalısınız.

 

TOPLU TAŞIMA

Diğer birçok Güney Afrika şehrinin aksine, Cape Town’da toplu ulaşım hizmeti makul seviyededir.

Otobüsler

Şehir merkezi ile V&A Waterfront, Masadağı, Güney Banliyöleri, Kirstenbosch, National Botanical Gardens ve False Körfezi boyunca uzanan en popüler plajlar arasında bir otobüs şebekesi çalışmaktadır. Biletinizi otobüse binerken sürücüden satın alınız.
Ziyaretini boyunca çok sayıda otobüs yolculuğu planlıyorsanız, On Binişlik Klips Kart almak akıllıca olacaktır. Cape Town ile Garden Route gibi popüler turist bölgeleri arasında çalışan birkaç lüks şehirlerarası otobüs şirketi bulunmaktadır. Bunlardan biri İntercape Coaches’dir.

Demiryolu

Şehir merkezinden kalkan, banliyölerin içinden geçip False Körfezi kıyısındaki Simon kasabasına giden trenler, yoğun zamanlarda sık çalışmaktadır. İstasyonlar levhalarla belirlenmiştir. Bu yüzden bir haritaya ihtiyacınız olacaktır. Biletler istasyondan alınmaktadır ve tarifeler istasyondan veya gazete bayilerinden alınabilir.

Taksiler

Burada üç çeşit taksi bulunmaktadır. Rikkiler, taksimetreli taksiler ve minibüs taksiler.
Rikkiler, turistler için uygun bir ulaşım aracıdır. Bu üç tekerlekli araçları caddede seslenerek veya telefonla çağırabilirsiniz. Bunlar birkaç yolcu alırlar ama bir tanesini Cape Burnu gibi yerlere kısa turlar için özel olarak kiralayabilirsiniz.
Taksimetreli taksiler, şehir çevresindeki taksi sıralarında bulunabilir veya telefonla çağırılabilir. Bunlar ucuz değildir ama geceleri, kendinizin araba kullanmasından daha güvenli bir seçenektir.
Minübüs taksiler turistlere önerilmemektedir. Taksimetreli taksilerin aksine, bunlar caddeden durdurulabilirler ama sürücüleri genellikle dikkatsiz araba kullanırlar. Sahipleri çoğunlukla karşıt guruplardır ve sürücüler genellikle tabanca taşırlar.
Taksiye binecekseniz, mutlaka taksimetresini açmasını takip etmelisiniz. Taksimetreyi göremezseniz, o zaman, gideceğiniz yere ne kadar para karşılığı götüreceğini mutlaka sorun ve hatta pazarlık yapın.
Cadde üstünde bineceğiniz taksiler: üç tekerlekli “Rikkiler” dir. Diğerlerini taksi sıralarında bulabilir veya telefonla çağırabilirsiniz.

Güney Afrika Genel
Güney Afrika Genel

 

TURİZM

Güney Afrika’da en çok ziyaret edilen 10 yer şunlardır:
1.Cape Town ve Cape Peninsula.
2.Winelands
3.Garden Route.
4.Johannesburg
5.Kruger Ulusal Parkı
6.Durban Sahil
7.Robben Island
8.Soweto
9.Blyde River Canyon
10.Wild Coast

 

GEZİ OTOBÜSLERİ

Şehirde “hop-on-hop-of buss” denilen turistik gezi otobüsleri bulunuyor. Bunlar iki hat üzerinde müşterilerini gezdiriyorlar. Kırmızı rota: masa dağına çıkıyor. Mavi rota: kirsctenburch denilen yerdeki botanik parkı ve kuşların bulunduğu ortama gidiyor.

Güney Afrika Genel

CAPE TOWN PLAJLARI

Şehrin başlıca plajları: Clifton ve Camps Bay kıyılarıdır. Şehrin Atlantik sahilinde geniş kumlu plajlar uzanmaktadır. Burada deniz suyu soğuk olabilir. Ancak: Clifton’da bulunan 4 plaj: güneşlenmek, voleybol oynamak ve dinlenmek için idealdir ve şehirdeki en popüler plajlardır.
Yakınlardaki “Camps Bay Beach” ise özellikle hafta sonlarında büyük kalabalıkları çeker. Liandudno: şehrin en pahalı gayrimenkullerinin bulunduğu yerdir ve burası sörfçüler için cennettir.
False Bay kıyı şeridindeki sıcak Hint Okyanusu suları: yüzmek için daha uygundur. Burada özellikle Muizenberg plajı ilgi çekmektedir.
Simon Town denilen yerde: şehrin en gözde plajları bulunur.

Güney Afrika Genel Nobel Meydanı

CAPE TOWN NOBEL MEYDANI

Cape Town şehrinde: V&A Waterfront çevresinde dolaşırken: arka arkaya ve dalgın duran 4 büyük bronz heykel göreceksiniz. Bunlar: Albert Luthuli, Desmond Tutu, FW de Klerk ve Nelson Mandela’ya aittir.

Albert Luthuli: 1952 yılında “Afrika Ulusal Kongresi” Başkanı olarak Nobel ödülünü kazanan ilk Güney Afrikalı oldu. Kendisi siyasi hayatının büyük bölümünde tutuklu kaldı ve ödülünü Aralık 1961 tarihinde alabildi.

Başpiskopos Emeritus Desmond Tutu: 1984 yılında dünyanın en sevilen liderlerinden biri olarak, Apartheid rejimine muhalefet etti ve daha sonra ulusal bir uzlaşma sembolü oldu. Kendisi: ezilen ve yoksullar için konuşmalar yapmaktadır.

FW de Klerks: 1990 yılında Apartheid rejimi döneminde Güney Afrika’nın son cumhurbaşkanı oldu. Kendisi ülkenin yeni Anayasasını kurmak için Nelson Mandela ile çalışarak, Güney Afrika’da değişim, sosyal ve politik rüzgarlar estirdi.

Nelson Mandela: 1993 yılında Nobel barış ödülüne layık görüldü. 27 yıl hapis yatan Mandela: Güney Afrika’nın demokratik olarak seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmuştur.

Evet: bu tarihi figürler: Cape Townlu sanatçı heykeltıraş Claudette Schreuders tarafından yapılmıştır. Kendisi bir yarışmaya katılan on sanatçı arasından seçilmiştir.

Güney Afrika Genel

V&A WATERFRONT

Deniz kenarında, liman yanında kurulmuş bu alan: gayet turistik bir yer olarak bilinir. Burada: bir dönme dolap var ve ayrıca: deniz turları düzenleniyor. Ayrıca: devasa alışveriş merkezleri görülüyor. Bunların yanında, şehrin birçok yerinde görülen alışveriş mağazası zinciri şubesi “Woolsworth” bulunuyor. Küçük bir alışveriş market zinciri şubesi “pick and play” de, burada bulabileceğiniz yerlerdendir.

Güney Afrika Genel

TATİLLER

01 Ocak Yılbaşı
21 Mart İnsan hakları günü
Good Friday (Paskalya öncesi Cuma) tarihi değişebilmektedir.
Easter Sunday (paskalya pazarı) tarihi değişebilmektedir.
Aile günü (Paskalya Pazartesi) tarihi değişebilmektedir.
27 Nisan Özgürlük günü
01 Mayıs İşçi Bayramı
16 Haziran Gençlik günü
09 Ağustos Ulusal Kadınlar günü
24 Eylül Miras günü
16 Aralık Uzlaşma günü
25 Aralık Noel
16 Aralık İyi niyet günü.

G.Kore Seul İtaewon

G.Kore Seul İtaewon

Seul şehrinin Yongsan-gu bölgesindedir ve burada genellikle şehirdeki yabancılar ikamet ederler. ABD Ordusu üssü yakınındaki bu mahalle göçmen mahallesi gibidir. Aynı zamanda, Seul şehrinin en egzotik mahallesidir. Hangang nehrinin kuzey bölümü sınırlarındadır.

Kore savaşının ardından Amerikan askerleri Yongsan Garnizonu ve çevresindeki çok sayıda işletme ve konut komplekslerinde kalmışlardır. Ardından burası uluslar arası toplantılar, Asya ve Olimpiyat Oyunları, hükümet ziyaretleri gibi faaliyetler için turizm altyapılarına tabi tutulmuş ve bölgenin ticareti canlandırılmıştır.

Buranın bir diğer özelliği: uluslar arası mutfak ve Kore tarzı gece hayatının yaşanmasıdır. Burada farklı milletlerden ve kültürlerden insanlarla tanışmak mümkündür. Burası Seul şehrinde “Özel Turizm Bölgesi” olarak belirlenmiştir.

Bölge: tipik mağazalar, restoranlarla doludur. 1.4 kilometre uzunluğundaki cadde tezgahlarla doludur. Moda mağazalarında: çeşitli ithal giysi, deri ürünleri, kürkler, çanta, ayakkabı ve antika mobilyalar konusunda uzman kişiler görevlidir. Deneyimli terziler: özelleştirilmiş giysiler sunarlar.

Biraz önce söylediğim gibi, burada büyük bir mutfak kültürü de bulunur. Hamilton otel arkasındaki restoranlar: Kore, New York, Londra, Hindistan, Tayland, Çin, Yunanistan, Pakistan, İtalyan, Fransa, Meksika, Avustralya ve daha fazla uluslar arası gıdalar sunarlar. Benzersiz lezzetleri, egzotik iç mekanlarda müşteriler tadarlar.

Bölgede: Şehrin en iyi kulüplerinden biri olan “Cilt Kulübü” bulunur. Kulüp: Crown Hotel bodrum katındadır. Şehrin bu en popüler kulübü, özellikle hafta sonlarında yağmur ve kar altında bile girmek için bekleyen uzun insan kuyruklarını gösterir.

Yeouido 63 City, IFC Mall ve Noryangjin Balık pazarı da buradadır. Yeouido Hangang Park: Han nehrinin büyüsünü yaşamak için idealdir.

G.Kore Seul İtaewon

BU BÖLGEDE GEZİLECEK YERLER

G.Kore Seul İtaewon Seul Gece Maceraları

Seul Gece Maceraları

Seul geceleri canlı ve misafirperverdir. Geceler tüm şehir neon ışıklarıyla aydınlatılır. Bölgedeki eğlence mekanlarının bazıları aşağıdadır:

G.Kore Seul İtaewon Rolling Hall

 

Rolling Hall

Seul müzik sahnelerinde önde gelir. Sangsu istasyonu çıkışındadır.

G.Kore Seul İtaewon Kulüp FF

Kulüp FF

Burası bir konser salonu ve dans kulübüdür.

 

Kulüp Ta

Burası Rolling Hall ve FF Kulüpten daha küçüktür. Burada özellikle caz müziği bulunmaktadır.

 

NB2

Burası eğlence devi YG tarafından işletilen bir hip-hop kulübüdür. Hafta sonu akşamları son derece kalabalıktır, abiye kıyafet veya terlikle içeri sokmuyorlar.

 

Cocoon

Büyükçe bir sahnesi vardır. Müzik seçimleri: elektronik popüler hit parçalardan oluşmaktadır.

G.Kore Seul İtaewon 63 City-Youngdungpo-gu

63 City-Youngdungpo-gu

Buraya: The Pride of the Yeouido Skyline ismi de verilir. Bina şehrin silüetine hakimdir ve günümüzde Seul şehrinin en popüler turistik yerlerinden birisidir.

63 katlı bina, 264 metre yüksekliktedir. Kore’nin en uzun ve en tanınmış binasıdır. Bina Hangang nehri ve Bugaksan Namsan ve Gwanaksan dağlarının muhteşem manzarasına sahiptir.
Binanın: bodrum katında 63 Sea World, 63 IMAX tiyatro, Wax Museum ve Kore’nin büyük açık büfe restoranı “Buffet Pavilion” ve diğer restoran zincirleri bulunmaktadır.

 

63 Sea World

Bodrum birinci, ikinci ve üçüncü katta toplam 5.515 metre karelik alanda kuruludur. Bu büyük ölçekli alan içinde, 54 normal akvaryum ve 26 özel akvaryum bulunur. Burada 400 farklı türden 20.000 üzerinde deniz canlısı bulunduğu söyleniyor. Burası Kore’nin ilk akvaryumu olarak 1985 yılında açılmıştır. Buranın en ilginç canlıları penguenlerdir. Ayrıca burada sualtı bale gösterileri de düzenlenir ki, balerin kızlar, deniz kızlarını akla getirir.

Her gün saat 10.00-22.00 arasında açıktır, giriş ücretleri yetişkinler için 19.000 won ve çocuklar için 16.000 wondur.

 

63 Sky Deck

Burası deniz seviyesinden 264 metre yükseklikte ve bulutların üstünde yüzen duygu yaratan bir yerdir. 60.katta bulunan buraya yüksek hızlı asansörle çıkılır ve yolculuk 25 saniye sürer. Sky Deck rekreasyon tesisleri, ziyaretçilere özel sergiler, eğitim ve kültür hizmetleri de sağlar.

Bu etkinlikler “Sky Art” denilen sanat galerisinde düzenlenir. Burası dünyanın en yüksek sanat galerisi olarak bilinir. Aynalardan yararlanarak platformdan düz aşağıya 240 metre yükseklikten bakarak farklı heyecanlar yaşayabilirsiniz. Giriş ücreti yetişkinler için 12.000 won, çocuklar için 11.000 wondur.

 

63 IMAX Sineması

Burası 504 koltukludur ve Temmuz 1985 tarihinde açılmış Kore’nin ilk IMAX tiyatrosudur. Surround ses sistemi kullanılır ve ses sistemi mükemmeldir.

 

Wax Museum

Hergün saat 10.00-22.00 arasında açıktır, giriş yetişkinler için 14.000 won ve çocuklar için 13.000 wondur.

Dünyanın ilk balmumu müzesi, Londra Madame Tussauds müzesidir. Kendisi gençken bir İsviçreli doktordan mum modellemeyi öğrenmiş ve 16.Louise ve Marie Antoinette dahil Fransız devriminin birçok ünlü kurbanının ölüm maskesini yapmakla görevlendirilmiştir. Kendisi daha sonra Londra şehrinde ünlü sergisini kurmuştur.

Müze, 63 Wax binasının 2. ve 3. bodrum kat kısmındadır. Dünyaca ünlüler, Koreli liderler, ünlü sanatçılar ve benzeri yaklaşık 70 balmumu model bulunmaktadır. Ziyaretçiler: Kore bağımsızlık gönüllüsü Kim Ku, Kore cumhurbaşkanları Park Chung-hee ve Kim Dae-Jung ve ABD Başkanı Barack Obama ile birlikte fotoğraf çektirebilmektedirler.

G.Kore Seul İtaewon Yeouido Adası-Treasure Island

Yeouido Adası-Treasure Island

Burası Hangang nehri tarafından hazırlanmış: nehrin ortasında bir kum mücevher gibi bir adadır. Joseon hanedanlığı döneminde, burada atlar ve koyunlar üretmek için bir ahır bulunuyormuş. Günümüzde ise, burada: Ulusal Parlamento ve diğer kamu kurum ve kuruluşları, medya, finans şirketleri ve ekolojik bir park alanı bulunmaktadır.

Adanın merkezine yayılan park, şehrin içinde bir nefes alma yeridir. Yani bir anlamda New York şehrindeki “Central Park” akla gelmektedir.

Zaman bulursanız, ada içinde bir bisiklet kiralayarak gezinti yapın. İlkbaharda “Kiraz Çiçeği Festivali” sırasında, adanın ünlü kiraz ağaçları görülmeye değerdir. Sonbahar mevsiminin başlarında, ada “Uluslar arası Havai Fişek Festivali”ne ev sahipliği yapmaktadır. Binlerce kişi, bu havai fişek gösterisini izlemek için bölgeye akın ederler.

 

Broadcast Museum

Burada, ziyaretçiler: 1927 yılında Kore’de yayınların başlaması, film ve Kore’nin haber spikerleri gibi faaliyetleri izleyebilirler. Ayrıca bir radyo programı yaşayabilirsiniz. Kore’nin ilk televizyon mikrofonunu ve dev kameraları görebilirsiniz.

G.Kore Seul İtaewon Yeouido’s New Landmark

Yeouido’s New Landmark

Burası: Uluslar arası Finans Merkezi İFM, üç ofis binası, Conrad Seoul Hotel, Seul şehrinin en büyük alışveriş merkezlerinden birini barındıran alandır. Yapı, İngiltere merkezli mimarlık ve tasarım şirketi Benoy tarafından tasarlanmıştır. Girişindeki heykel bahçesi ve sanat galerisi ilgi çekmektedir.

 

Hangang Nehri ve Çevresi

 

Yeouido Hangang Park Entrance

Yeouido Seul şehrinin kalbidir. Ama bu ıssız kumlu ada aynı zamanda Seul şehrinin gelişimini yansıtır. Yeouido Hangang park: bütün Hangang parkları arasında en çok ziyaretçi çeken parktır.

 

Nogeumsu Plaza

Park alanına girdikten sonra, Hangang nehri istikametinde Wonhyodaegyo köprüsüne doğru yürürseniz: yakında rahat bir oyun alanı, banklar ve ağaçlar ile Nogeumsu meydanı ile karşılaşırsınız. Burada sakin bir atmosfer vardır ve gündelik hayatın stresinden kurtulmayı sağlar.

 

Mapodaegyo-Köprü

Hangang nehri üzerindeki köprü: birçok kişi tarafından intihar için seçilmiştir. Seul Büyükşehir Belediyesi, bu durumu değiştirmek için, köprüye “Hayat Köprüsü” adını vermiştir. Bu köprünün altında oluşturulan “Seul Renk Park” hem yayalar ve hem de bisikletçiler için favori bir yerdir.

 

Cascade Plaza

Mapodaegyo köprüsüne doğru yürüyüp, köprünün altından geçtiğiniz zaman, güzel bir havuzlu meydan ile karşılaşırsınız. Bunun yanındaki Cascade sahnesi, dünyanın ilk geri çekilebilir su aşamasıdır. Onun geometrik model ve güzel bir kubbe şekli güzel görünüm ortaya koymaktadır.

 

Jamsugyo-Bridge

Jamsugyo, Korece “dalış köprü” anlamına gelmektedir. 1979 yılında inşa edilen köprü: nehrin su seviyesi muson mevsimi veya ağır yağmur sırasında arttığından su seviyesi yükselmesiyle anılmaktadır. Köprü çok özel bir manzaraya sahiptir ve sadece net günlerde yürüyerek kullanılmasına izin verilir.

Çünkü: Hangang nehri üzerinde köprü boyunca yürüyüşler gerçekten ilgi çekmektedir. Yağış sezonunda Hangang nehri su seviyesi buradan kontrol edilir ve savaş sırasında köprü stratejik öneme sahiptir.

G.Kore Seul İtaewon Moonlight Rainbow Fountain

 

Moonlight Rainbow Fountain

Banpo Hangang Park: geceleri muhteşem şekilde ışık ve su gösterilerine sahne olur. Banpo gösterileri, Guinnes Rekorlar Kitabına girmiştir. Moonlight Rainbow Çeşmesi, dünyanın en uzun köprü çeşmesi olarak kabul edilmiştir. Banpodaegyo köprüsünün her iki tarafından su kanatları açılır. Suların bu dansı, 190 doğal ve renkli ışıktan ve dinamik müzik eşliğinde gerçekleşmektedir.

15 dakikalık bu gösteri: her akşam saat 20.00-20.30-21.00 de üç kez yapılmaktadır. Yağmur ya da fırtına ve çeşitli olaylar olduğunda veya enerji tasarrufu yapıldığında gösteri iptal edilir.

G.Kore Seul İtaewon Ulusal Meclis Binası

Ulusal Meclis Binası

Yeoudio denilen yerdedir. Yeraltında 2 katlıdır ve yerden yükseklik 6 katlıdır. Bina 122 metre uzunluğunda ve 18 metre genişliğindedir ve 1975 yılında inşa edilmiştir. Bina: Kore’nin 24 güneş açısını simgeleyen granittin 24 sütunla desteklenen ve merkezi bir kubbenin altında olacak şekilde dizayn edilmiştir. Ana binanın önünde büyük bir çimlik alan vardır.

G.Kore Seul İtaewon Yeouido Saetgang Ekolojik Park

Yeouido Saetgang Ekolojik Park

Park alanı, Hangang nehri tarafından çevrelenmiştir. Başlangıçta bu pis kokulu bataklık arazi, daha sonra temizlenmiş ve Kore’nin ilk ekolojik parkına dönüştürülmüş ve 1997 yılında ziyarete açılmıştır.

G.Kore Seul İtaewon Saetgang Köprüsü

Saetgang Köprüsü

Köprü 63 İl binası ile Ulusal Meclis Binası önünden Hangang bölgesine uzanır ve 4.7 km uzunluğundadır. Öte yandan köprü Yeouido ile Singil istasyonunu bağlayan bir yaya köprüsüdür. Köprünün ortasında dinlenmek için birkaç bank bulunur.