Sao Paulo şehri yakınlarında elbette Brezilya’nın diğer güzelliklerini yaşayabileceğiniz şehirler ve kasabalar var. Ben bunlardan birkaç tanesi hakkında size kısa bilgiler vereceğim, zamanınız varsa tercih sizin.
Ipiranga
Burası: şehir merkezine uzaktır ve ancak otobüs veya metro ile ulaşım mümkündür.
Burası 1895 yılında inşa edilmiş ve Brezilya tarihi ve eski evlerine ait haritalar, fotoğraflar, tablolar ve mobilyaların korunmasını sağlamaktadır. Yapı: Avrupa tarzı bahçeler içinde etkileyici bir neo-klasik saray şeklindedir.
Guaruja
Guaruja belediyesi: şehir merkezine 99 km uzaklıktadır ve 1 saatte ulaşılır. Paulista kıyısı boyunca uzanan plajları: çok popülerdir. Casado ve Enseada plajları özellikle tavsiye edilir ve bunlara ilaveten popüler plajlar: Asturias ve Pitangueiras plajlarıdır.
Tomno plajı: sörfçüler için uygundur. Ayrıca: 16. yüzyıldan kalma “Barra Grande Kalesi” de burayı tarihi açıdan cazip hale getirir. Acqua Mundo ise bir tema parkıdır. Her Brezilya’lı: Aralık-Şubat ayları arasındaki yaz döneminde Guaruja plajlarına mutlaka giderler.
Bertioga
Bertioga kasabası, Sao Paulo şehir merkezine 117 km uzaklıktadır ve karayolu ile 1.5 saatte ulaşılır. Bertioga mekanları: 40 kilometrelik sahil şeridinde uzanmaktadır. Burada birdeniz ürünleri restoranı tavsiye edilir. Bertioga yakınlarında, her yıl Ağustos ayında ünlü “Karides Festivali” yapılır.
Campos do Jordao
Bu popüler bölge şehir merkezinin 185 km. kuzeydoğusundadır. Mantiqueira dağlarındaki bölge birçok eğlence aktiviteleri ile turistleri çekmektedir. Dağ yamaçlarında: yürüyüş, kaya tırmanışı, dağ bisikleti yapabilirsiniz. Ayrıca bir teleferik yolculuğu da yapılabilir. Kış aylarında gelenler, burada geleneksel olarak düzenlenen “Klasik Müzik Festivali” ni takip ederler.
Embu Das Artes
Şehir merkezine son derece yakındır ve otantik Brezilya resim ve el sanatları arayışı içinde olanlar buraya mutlaka giderler. Şehir merkezinin 39 km güneybatısındadır. Burası yerel esnaflarla doludur. Her hafta sonu burada “açık sanatlar fuarı” düzenlenir ve bu fuarda ahşap oymalar, süs eşyaları, el dokuması kilimler ve lezzetli atıştırmalıklar sunulur. Neredeyse 1000 civarında tezgah kurulur ve bunlarda antika ve mobilyaya kadar her şey satılır.
Louveira
Şehir merkezinin kuzey batısında 77 km uzaklıkta ve araba ile 1 saatlik mesafededir. Burası en iyi üzüm bağları, şarap imalathaneleri ve yerel olarak üretilen şarapları ile ünlüdür. Her yıl Mayıs ayında burada festival düzenlenir ve kalabalık üzüm partisine ev sahipliği yapar. “Festa da Uva” isimli bu festivalin geçmişi 40 yıl öncesine kadar gitmektedir. Festivalde bir dizi eğlence ve etkinlik düzenlenmektedir.
Santos
Burası Güney Amerika’nın en büyük limanına ev sahipliği yapmaktadır. Şehir merkezine 84 km uzaklıktadır. Burada birçok ilginç mekanlar ve restoranlar bulunur. Rıhtımda yürüyüş yapılabilir. Turistler genellikle burada “Dok Müzesi”, “Kahve ve Menkul Kıymetler Borsası”, “Akvaryum” ve “Monte Serrat Hill” denilen yerleri ziyaret ederler. Ayrıca: 5335 metre uzunluğundaki dünya üzerinde kendi türünün en uzun “Beach Front Bahçesi” ilgi çekmektedir.
Sao Paulo Sebastiao
Burası çekici bir kıyı şehridir. Şehir merkezine yaklaşık 200 km uzaklıktadır. Burada sömürge dönemi konakları bulunan şehrin tarihi merkezi (Centro Historico) ilgi çekmektedir. Ayrıca plajlar bulunmaktadır.
Convento de Senhora Amparo: Seo Sebastiao şehrinde sahil yanında durmaktadır. Plaj müdavimleri: Praia de Boraceia, Camburi ve Maresias plajlarını tercih etmektedirler.
1872 yılında Sao Paulo şehrinde yalnızca 31.000 nüfus vardı ve özgün yerleşim sınırları sınırlı bir alan içindeydi. 1880 yılından itibaren ise, kahve plantasyonları genişlemiş ve demiryolu hattının uzatılması ile yeni göçmenler kasabaya akın etmeye başlamışlardır. Sonuçta ise şehir baş döndürücü hızla tarihi çekirdek çevresindeki yuvarlak içinde genişlemiştir.
Belediye Meydanı ve Belediye Tiyatrosu-Theatro Municipal
Şehrin en görkemli yapısıdır. Yapı 1903-1911 yılları arasında Anhangabau üzerine inşa edilmiştir. Mimari stilde art nouveau ve İtalyan Rönesans etkileri görülmektedir.
Mimar Ramos de Azevedo burayı yaparken, Paris şehrindeki Palais Garnier Opera binasını modellemiştir. Ramos de Azevedo: Sao Paulo doğumludur ve şehirde Central Market, Pinacoteca Astado do ve Casa das Rosas gibi yerleri de tasarlamıştır.
Yapıda: barok referanslar, duvar ve tavan freskleri zengindir. Sütunlar, büstler, avizeler ve heykeller: Brezilya tarihinin en büyük heykeltıraşlarından Huntress tarafından yapılmıştır. Tavan freski, Antik Yunanistan’da bir sokak komedisi sahnesidir ve Oscar Pereira da Silva tarafından yapılmıştır. Merkez vitray panelleri: Conrado Sorgenich Filho tarafından tasarlanmıştır ve 27 eserde 200.000 parça cam kullanılmıştır.
Yapıda kapsamlı restorasyon çalışmaları 1991 yılında tamamlanmıştır.
Zemin katındaki alışveriş merkezinde bir espresso içme molası verebilirsiniz. Ayrıca bir de müze bulunuyor. Tiyatro ile ilgili nesneler, belgeler, kayıtlar ve gazetecilik malzemeleri 1983 yılında ziyarete açılan müzede sergilenmektedir.
Copan Edificio
Avenida Ipiranga adresindedir.
Şehir merkezindeki bu güzel bina “S” şeklindedir ve modern şehirdeki güzel bir aparmandır. Yapı: ünlü Brezilya’lı mimar Niemeyr tarafından 50’li yıllarda tasarlanmış ve 4 yılda tamamlanmıştır. Yapı “Pan American Otelleri” şirketi tarafından yaptırılmıştır. Ana hedef “Rockefeller Center” modeli bir yer yapılmasıdır. Ancak iş orijinal planda birkaç değişiklik yapılması sonucunda 1957 yılında başlamış ve 1966 yılında Carlos Alberto Cerqueira Lemos tarafından tamamlanmıştır.
Uzun boylu binanın karakteristik eğrisi: şehrin bilinen bir resmidir ve mimarın mimari stilinin özelliğidir. Kıvrımlı şekli, yaratıcılığın işaretini taşır. Dalgalı cepheyi vurgulamak için, güneş koruyucu ek olarak kullanılır. Bina 32 katlı ve 115 metre yüksekliktedir. İnşaat alanı 120.000 metre karedir ve ülkenin en büyük betonarme yapısıdır. Çeşitli büyüklüklerde 1160 daire, tahmini 5000 sakini ve üzerinde 70 ticari işyeri bulunmaktadır ve 6 bloğa ayrılmıştır.
Günümüzde: Copan: 2038 kişi ve evanjelik kilise tarafından kullanılmaktadır.
Edificio Italia
Avenida Ipiranga-Centro adresindedir.
Burası Sao Paulo şehrinin en yüksek binalarından birisidir ve muhteşem şehir manzarasına sahiptir. Yapı Franz Heep tarafından tasarlanmış ve 1956 yılında inşa edilmiştir. İtalyan işadamı Evaristo Comolatti: binanın en üst bölümündeki inanılmaz manzarayı görünce hem ziyaretçiler ve hem de yerliler için orada lüks bir restoran açmaya karar vermiştir.
Bina: 168 metre yüksekliktedir. Resmi adı “Circolo İtaliano” dur.
Sao Paulo İtalyan toplumu: 13 Nisan 1911 tarihinde bir dernek kurarak çıkarlarını korumaya yönelmiştir. Sonraki yıllarda, Dünya savaşı yüzünden dernek faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır, ancak Sao Paulo toplumunda popüler olmuşlardır.
Ardından, bu bina yapılınca, dernek 1966 yılında bu binaya taşınmış ve şehirdeki İtalyan göçmenleri onurlandırmak için binaya bu isim verilmiştir.
Yapı kavisli köşelere sahip, bir üçgen kulesi olarak tasarlanmış ofis binasıdır. Tamamlandığında yapı: Sao Paulo şehrinin en yüksek ikinci binası olmuştur. Cephesinde 6000 metre kare cam kullanılan 4000 pencere bulunmaktadır. Binanın içinde: kütüphane, oyun odası, restoran ve bir tiyatro (Teatro İtalia) bulunmaktadır. 44 katlıdır. 19 asansör bulunmaktadır.
Özellikle gün batımında, şehrin panaromik manzarasını izlemek için 45. kattaki “Terraço Italy” restoranına uğrayın.
Şehir merkezindeki bu yüksek (46 katlı) binada, panorama manzarasının tadını çıkarırken restoranda oyalanabilirsiniz. Restoranı düşünmeseniz, çatı üzerindeki gözlem güvertesine çıkmalısınız. Burası 29 Eylül 1967 tarihinde Belediye Başkanı Faria Lima tarafından açılmıştır. Bu gözlem güvertesi, her gün saat 15.00-16.00 arasında ve Pazartesi günleri ücretsizdir.
Nossa Senhora da Luz
Parque da Luz eteklerinde Avenida Tiradentes bölgesindedir.
1956 yılının ilk aylarında, Başpiskoposluk için bağışlanan 900 metre karelik alana bir kilise inşa edilmiştir ve inşaat 1958 yılında tamamlanmıştır. 31 Mayıs 1981 tarihinde kilisenin yenilenmesine karar verilmiştir. 1984 yılında yeni yapılan kilise hizmete açılmıştır.
Bu manastır kilise: Sao Paulo geleneksel mimarisinin tipik örneği olarak önem kazanmaktadır.
Sacred Art Museum
Müze: 1744 tarihinde keşiş Galvao yani ilk Brezilyalı azize tarafından inşa edilmiştir.
Müzede: 16. ile 19. yüzyıllar arasındaki sömürge dönemine ait resimler, heykeller ve mobilyalardan oluşan yaklaşık 11.000 öğenin sergilenmesinde kullanılmaktadır.
Nesnelerin birçoğu eski Basilica de Sao Paulo Paulo’dan kurtarılan öğelerdir. Ahşap ve kil dini simgeler, barok antika, mobilya, gümüş, resimler, altarpieces, kutsal giysiler, Rus simgeler, ahşap ve pişmiş toprak maskeler, takı ve nadir dini kitaplar sergilenmektedir.
Sonuç olarak, müzede Brezilya’da Katolikliğin geçmişi hakkında bilmek gereken her türlü şey öğrenilmektedir. Müzede sergilenenler arasında en öne çıkan nesneler: ünlü keşiş Galvo’nun haplarıdır ve yakın manastır rahibeleri tarafından bunların mucize özellikler içerdiği söylenmektedir. Müzenin sikke koleksiyonunda ise 9000 parça sikke bulunmaktadır.
Jardim da Luz-Parque da Luz
Park alanı: Luz metro istasyonunun karşısındadır.
Luz mahallesi birçok yeşil alanla doludur. Bunlardan bir tanesi de “Jardim da Luz” dur. Burası ilk olarak Kasım 1798 tarihinde Portekizli Crown Royal Order tarafından bir botanik bahçesi olarak açılmıştır. Bahçe 1825 yılında ise halka açılmıştır.
İlk birkaç yıl çok popüler olmamıştır. Bu nedenle parkın arazisinin büyük bölümü: çeşitli nedenlerle verilmiştir. 1872-1875 yılları arasında ise, Sao Paulo Eyalet Başkanı Joao Teodoro tarafından park alanına popülerlik kazandırılmış ve park alanında astronomik gözlemevi yapılınca halk burayı daha yoğun ziyaret eder hale gelmiştir. 2000 yılında ise, buraya bir akvaryum dahil edilmiştir.
Pinacoteca do Estado-Devlet Müzesi
Praça da Luz meydanındadır. Giriş ücreti 6 dolardır ve cumartesi ve Perşembe günleri giriş ücretsizdir.
Burası şehirde bir başka güzel müzedir. Müze binası eski bir lisedir. Müze 1905 yılında ziyarete açılmıştır ve bu yüzden şehrin en eski müzesidir.
Bu müzede ülkenin tarihi ve kültürel evrimi görsel bir hikaye ile sunulmaktadır ve 8000 resim bulunmaktadır.
Ayrıca 19. yüzyıl Fransız heykellerine ait güzel bir koleksiyon ve 19. yüzyıl Brezilya’lı sanatçılara ait büyük ve mükemmel bir koleksiyon bulunmaktadır.
Bunlar arasında öne çıkanlar “Portinari” ve “Di Cavalcanti” dir.
Müzenin alt katında kafeterya bulunur ve bir Avrupa tarzı bahçe alanı ile “Parque da Luz” isimli bir kamu parkına bağlanmaktadır.
Praça da Republica-Cumhuriyet Meydanı
Burası 19. yüzyıl başlarında trenlerle şehre getirilen sığır ve hayvan sürülerinin toplanma yeriydi. Takip eden süreçte ise, meydan: 1889 yılından itibaren “Cumhuriyet Meydanı” olarak isimlendirilmiş ve siyasi protestolar ve diğer büyük toplantılar için kullanılmıştır.
Meydan ağaçlarla gölgelenmektedir ve merkezinde bir gölet bulunur.
Ayrıca, yine bu meydan: Pazar günü günün ilk saatlerinde Brezilya’nın renkli manzara resimleri satılan, büyük bir el sanatları fuarı ve bitpazarına ev sahipliği yapmaktadır. Bitpazarında sikke, pul ve değerli taşlar da satılmaktadır.
Cumartesi günleri ise: tatlı ve ev yapımı lezzetli yemeklerin ve yiyeceklerin sunulduğu bir ortam kuruluyor.
Meydanın çevresindeki bölge, müzik ve çeşitli eğlenceler için kullanılır. Ancak meydanda dolandırıcılar ve evsizler yoğundur ve sürekli polis varlığına rağmen, özellikle karanlık çöktükten sonra buraya gidilmemesi önerilir.
Largo Arounche do-Praça das Flores
1953 yılında oluşturulan bu meydandaki yuvarlak açıklık alanda: açık çiçek tezgahları ve heykeller görülüyor.
Meydan aynı zamanda, bir blok güneyde Avenida Ipiranga üzerine, Praça da Republica yoluyla ulaşılmaktadır.
Parque Dom Petro II
Bu park alanı şehrin gelişiminde dönüm noktası olmuştur. Praça da Se ve Largo Sao Bento doğusunda uzanan park alanında: eskiden Parlamento binası bulunuyormuş. Park günümüzde: doğuya ulaşan sokak ağının merkezi durumundadır.
MASP-Sanat Müzesi-Museum de Arte de Sao Paulo
Rua da Cantareira sonunda Centro Cultural denilen yerde: antik Yunandan günümüze uzanan süreçteki Batı Sanatının bütün yelpazesine ait eserleri kapsayan müze bulunmaktadır.
Evet bu müze: ulusal ve uluslar arası sanatçıların geniş koleksiyonuna sahiptir.
Güney yarımkürenin en önemli müzesi olarak kabul edilmektedir. Koleksiyonda genel olarak İtalyan okulu sanatçılarından Raphael, Bellini, Andrea Mantegna ve Ticiano’ya aittir. Ayrıca yine müzede Degas’ın 73 heykellik bir koleksiyonu görülür.
İspanyol sanatçılar El Greco, Goya ve Velazquez resimleriyle burada temsil edilmektedirler. Picasso, Rembrandt, Van Gogh, Gauguin, Modigliani, Toulouse-Lautrec ve diğer tanınmış sanatçılar da kendi sanat eserlerinin bir kısmını bu müzeye göndermişlerdir.
Latin Amerika sanatçılarından: Candido Portinari, Diego Rivera, Torres Garcia, Anita Malfati ve Victor Becheret gibi sanatçıların eserleri de müzede sergilenmektedir.
Müze: birbirinden farklı olarak: arkeoloji, heykeller, çizimler, fotoğraflar, tasarım, goblen, seramik, tasarım ve oyma merkezleri bulunmaktadır.
Santa Cruz dos Enforcados
Praça da Liberdade meydanındadır.
Bu şapel binası: 1902 yılında şehrin hızlı büyümesinin kanıtıdır. Yapının 1891 yılında yapıldığı söyleniyor. “Asılanların kutsal haçı” anısına yapılmıştır. Anlatılanlara göre 1821 yılında siyasi bağımsızlık için Jose Francisco das Chagas liderliğinde bölgede bir isyan çıktı.
Çünkü: Brezilyalı ve Portekizli askerler için eşit muamele ve eşit maaş isteniliyordu. Ama sonucunda Chagas yakalandı ve Largo de Liberdade’ye dikilen darağacında asılarak idam edildi.
Şapel: Asyalı göçmenlerin sayısının artmasıyla ağırlıklı olarak Japon, Çin ve Koreliler için yapılmıştır.
Belgelere göre 2000 yılında şapelde büyük miktarda mum yakılınca, küçük bir yangın meydana geldi, ama şapelde büyük bir hasar yaratmadı.
Bölgedeki birçok sokaklar: doğu tarzı lambalar ile aydınlatılmış ve sayısız restoranda karakteristik uzak doğu spesiyalleri ve egzotik yemekleri sunulmaktadır.
Şapel günümüzde de ibadet için kullanılır.
Museu Hıstorıco da Imagraçao Japonesa No Brasıl-Japon Göçmenlik Müzesi
Liberdade mahallesindedir.
Japon Kültür ve Sosyal Hizmetler Brezilya Derneği tarafından kurulmuştur. 1978 yılında ziyarete açılmıştır.
Burada göçmenlerin yaşam tarzları ve yenidünyaya nasıl entegre olduklarına dair sanat eserleri; kimonolar, çeşitli belgeler, fotoğraflar, gazete, mikrofilm, kitap, dergi, film, video, LP albümleri, resimler, zücaciye ve göçmenlere ait yaklaşık 97.000 ürün bulundu söyleniyor.
Pazar günleri Praça da Liberdade meydanında düzenlenen “Doğu Sokak Pazarı” ile: hala eski gelenekler korunmaktadır.
Paraisopolis İlçesi
Lisboa ilçesinin güneyindedir. Şehirde varlıklı mahalleler üzerinde, Morumbi’nin ortasında yer almaktadır. Bölgede yan yana dizilmiş zıtlıkların en büyük ifadesi bir mahalledir.
Burada yaşayan insanlar yokluk içindedirler ve buna bağlı olarak evler gecekondu tarzıdır. Ama büyük tepeler üzerine kurulan bu evler heyelan ve sel riski taşımaktadır.
Mahallenin nüfusu 100.000 kişi civarındadır. Şehrin ikinci büyük gecekondu mahallesidir.
CCSP-Centro Cultural Sao Paulo -Kültür Merkezi
Rua Vergueiro adresindedir.
Belediye Kültür Merkezi: 46.500 metre karelik ve 4 katlı bir yapıda bulunmaktadır. 13 Mayıs 1982 tarihinde açılmıştır. Ülkenin ilk multidisipliner kültür merkezlerinden birisidir. Yapının projesi: mimar Eurico Prado Lopes ve Luiz Teles tarafından tasarlanmıştır. Yapının kütüphanesi, şehirdeki ikinci büyük halk kütüphanesi olarak önem kazanmaktadır.
Burada ayrıca: görsel sanatlar sergileri, film ve video gösterimleri, atölye çalışmaları, tartışmalar ve konferanslar düzenlenmektedir. Öte yandan, yine burada: edebiyat, tiyatro, dans, müzik ve görsel sanatlar kursları düzenlenmektedir.
Ayrıca: merkez şehrin en önemli sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Bu koleksiyonda 1800 resim bulunmaktadır.
Ibirapuera Park-Parque do Ibirapuera
Avenida Pedro Alvares Cabral adresindedir. Her gün saat: 06.00-22.00 arasında açıktır. Kapandıktan sonra park alanında başıboş bulunmak güvenlik nedeniyle önerilmez.
Bu park alanındaki binalar ünlü Brezilya’lı mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmış ve kendisi mimar Burle Marx ile birlikte çalışarak parkı tasarlamışlardır.
Park: şehrin 400. yıldönümü kutlamaları kapsamında 1954 yılında açılmıştır.
1.8 milyon metre karelik alanı kapsayan park: Sao Paulo halkı için tam bir eğlence cennetidir. Her Pazar sabahı burada ücretsiz açık hava konserleri düzenlenmektedir.
Park alanında bir göl, bir havuz, çocuk oyun alanları, jimnastik parkurları, paten pisti, konser ve diğer müzik etkinlikleri için bir açık hava tiyatrosu, sayısız anıt, müze ve idari binalar bulunmaktadır.
Ama en çok ilgi çeken yerler: Japon pavyonu, planetaryum ve bir spor arenasında bulunan müzedir. Park alanında 100’den fazla kuş çeşidi bulunur. Ayrıca burayı ziyaret ederseniz, mutlaka bir bisiklet kiralayarak parkı gezmenizi öneririm.
Evet burası şehrin en büyük yeşil alanıdır ve Latin Amerika’nın en büyük şehir parklarından birisidir. Buradaki yollarda yürüyüş yapan ve bisiklete binen binlerce insan görebilirsiniz. Park hafta sonlarında 70.000-130.000 arasında ziyaretçi almaktadır.
Bienal Pavilion-Pavilhao da Bienali
Sao Paulo şehrindeki en önemli olayların bazıları burada yapılmaktadır. Özellikle Sao Paulo Moda haftası etkinlikleri büyük ilgi görmektedir. Ocak ayında kış koleksiyonu ve Temmuz ayında yaz koleksiyonları tanıtılır. Ayrıca: yine burada mimarlık bienali, fuarlar ve kongreler ve macera sporları fuarı, Latin Amerika’nın en büyük turizm fuarı burada düzenlenmektedir.
Oca-Palacio das Artes-Sanatlar Sarayı
1954 yılında heykel sergilerini barındırmak için tasarlanmıştır. At nalı şeklindeki iç rampalar ve dört katın bağlantı boşluğu, değişik bakış açıları sağlamaktadır. Ünlü İspanyol ressam Picasso’nun 400 den fazla eseri burada sergilenmektedir ve ünlü ressamın Latin Amerika’da en fazla sergilenen eseri buradadır.
Japon Pavyonu
Japon hükümeti ve Japon-Brezilyalı topluluk tarafından ortaklaşa inşa edilmiştir ve binanın malzemeleri Japonya’dan getirilmiştir. 1954 yılında yapılan binanın yapısı: Kyoto Katsura Sarayı’nın bir kopyasıdır.
Geleneksel Japon evlerinde kullanılan Shoin tarzı mimarisi ve samuray aristokrasi evlerine benzemektedir. Ana binada: Japon sanatı, samuray giysileri, seramik, heykellerin sergilendiği bir sergi salonu ile bir çay salonu bulunmaktadır.
Bahçe ise, bitkiler, süs ağaçları ve Japonya’dan getirilen volkanik kayalarla doludur. Göletteki Japon balıkları ilgi çekmektedir, ziyaretçilerin bunları yemlemesine izin verilmektedir.
Modern Sanat Müzesi-MAM
Francisco Matarazzo tarafından 1948 yılında kurulan müze, Latin Amerika’nın en modern müze mekanlarından birisidir. Binanın tasarımı ünlü Brezilyalı mimar Oscar Niemeyer tarafından yapılmıştır. Müzede: Brezilyalı çağdaş sanatçıların eserleri olan: heykel, resim ve diğerlerinden oluşan yaklaşık 4000 obje bulunduğu söyleniyor.
Çağdaş Sanat Müzesi-Museu de Arte Comtemporanea
Sao Paulo Üniversitesi tarafından yönetilmektedir. Francisco Matarazzo Sobrinho: karısı ve kendisinin özel koleksiyonunu Üniversiteye bağışlamaya karar verdi.
Bunun üzerine, 1963 yılında koleksiyon, burada ziyarete açıldı.
Müze: Latin Amerika’da 20. yüzyıl batı sanatının en büyük sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapmaktadır. Koleksiyonda yaklaşık 8000 eser bulunmaktadır. Eserleri bulunan ünlü sanatçılardan öne çıkanlar şunlardır: Umberto Boccioni, Marc Chagall, Tarsila Amaral, Wassily Kandisky, Joan Miro, Pablo Picasso, Candido Partinari.
Ayrıca Brezilyalı ressamlar Amaral, Portinari ve Di Cavalcanti’nin eserleri de görülebilir.
Afro-Brezilya Müzesi
Burası şehrin en güzel müzelerinden birisidir. Müze binası ünlü mimar Niemeyer tarafından tasarlanmıştır. Burası 1992 yılına kadar Manoel da Nobrega köşkü olarak kullanılmıştır.
Brezilya’ya gelen köle Afrikalıların kültürel yaşamları burada sergilenmektedir.
Ayrıca 2004 yılında açılan bu müzede: ülkedeki siyah yazarlar, ressamlar ve politikacıların kısa biyografileri gösterilmektedir. Özellikle 3.kattaki sergi ilgi çekmektedir ki, burada 500 yıllık, kayıp 10 milyon Afrikalı kölenin hayatı anlatılmaktadır.
Manequinho Lopes Vivarium
Bölgedeki bahçelerde çalılar, fidanlar ve çiçekler muhteşem güzellikleri ile göz kamaştırırlar. Bu bölgede bulunan türler arasında, özellikle araguaney ve gül ağacı önem kazanmaktadır.
Havacılık ve Halk Sanatları Müzesi-Museu da Aeronautıca e Folclore
Lucas Nogueira Garcez Pavyonu: Hava Kuvvetleri Müzesini barındırmaktadır.
Müzenin zemin katında: uçak modelleri ve uçan ekipmanlar görüntülenir. Diğer katlarda Brezilya’nın her yerinden gelen, halk sanatı ve geleneklerine adanan yaklaşık 20.000 nesne sergilenmektedir.
Planetarium-Belediye Astrofizik Okulu
Bina bir uçan daire şeklindedir. Güney yarımkürede ilk açılan planetarium olan binada çapı 20 metre olan bir kubbe bulunur. Alman projeksiyon makinesi: akşamları şehirde gökyüzünü göstermektedir. Burada gösteriler düzenlenir ve bu gösterilerde: en ünlü yıldızlar, takımyıldızları ve dünya ile diğer gezegenlerin hareketleri açıklanır.
1932 Heroes Obelisk
Yeni bir anayasa için mücadele ederken 1932 yılında ölenler anısına Ibirapuera Parkında dikilmiştir. Anıtın tabanında, anayasayı savunurken ölen meçhul asker mezarı bulunmaktadır. Anıtın yüksekliği 72 metredir. Anıtın yapımına 1947 yılında başlanılmış ve ancak 1970 yılında tamamlanmıştır. İtalyan kökenli Brezilyalı heykeltıraş Galileo Ugu Emendabili tasarımıdır.
Bandeirantes Monumento-Anıtı
Bu anıt: Victor Brecheret’in muhteşem eseridir. Avenida Petro Alvares Cabral yakınlarındadır. Sao Paulo şehri öncüleri adına yapılmıştır.
Anıtta: çeşitli farklı etnik guruplar temsil edilir. Ayrıca: nehir seferlerinde kullanılan bir tür kano (muson) çekilmektedir. Boyunlarında haç bulunanlar, siyahlar ve Kızılderililer temsil edilmektedir.
Heykel 1954 tarihinde açılmıştır. 50 metre uzunluğunda ve 16 metre yüksekliğinde 240 granit bloktan oluşmaktadır ve 50 ton ağırlığındadır.
Lasar Segall Müzesi
Rua Berta adresindedir.
Sanatçı Lasar Segall: Brezilya’da modernist hareketin itici güçlerinden birisidir.
Kendisi Litvanya göçmeni olan sanatçının eski evi, müzeye ev sahipliği yapmaktadır. Burada Segall tarafından yapılan yağlı boya tablolar, suluboya resimler, çizimler ve baskılar ile onun boyama ekipmanları, kütüphane, sanat atölyesi ve film için bir oda bulunur.
Kurtuluş Parkı-Parque da Independancia
Park: Ipiranga ilçesinde, Vila Mariana doğusunda Brezilya bağımsızlığının ilan edildiği yerdedir. İmparator Pedro Ben: 1822 tarihinde Portekiz’den Brezilya’nın bağımsızlığını burada ilan etmiştir.
Parkın toplam alanı 161.300 metrekaredir. Park içinde: havuzlar, şelaleler, otopark, koşu pisti, fitness ekipmanları, çocuk parkı, oturma alanları, tuvaletler ve kare havuzlar bulunur. Ayrıca park alanı bahçeler ve ormanlık alanlardan oluşmaktadır.
Ipiranga Müzesi
Burada: Brezilya ve Sao Paulo şehrinin bağımsızlık tarihi anlatılmaktadır. Burada 125.000 öğe bulunduğu söyleniyor ve bunlar arasındakiler: yerli nesneler, mobilyalar, zırh, resim ve diğer araçlardır.
İmparatorluk Şapeli-Casa Grito-Scream House-SMC
Casa Grito: kökeni hakkında pek bilgi olmamasına rağmen, 1884 yılında yani bağımsızlık ilan edildiğinde burada bulunduğu bilinmektedir. Yapı ilk yapıldığında dal örtülü olmasına rağmen, takip eden süreçte zamanla yapısı değiştirilmiştir. Yapı 1936 yılında kamulaştırılmış ve evin restorasyon çalışmaları Pedro Americo tarafından yapılmıştır. Daha sonra 1955 yılına terk edilmiş ve 1975 yılında yeniden restore edilerek çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaya başlamıştır.
Evet imparatorluk şapeli: Brezilya imparatorluk ailesinin üyelerinin gömülmesi için, Ipiranga müzesi önünde 1952 yılında inşa edilmiştir. İmparator D.Petro I ve imparatoriçe Leopoldina ve D.Amelia de Beauharnais mezarları buradadır.
Bağımsızlık Anıtı ve İmparatorluk Crypt
Aynı zamanda “Ipiranga Anıtı” olarak isimlendirilen bu anıt: İmparator Pedro ben’in 1822 yılında 7 Eylül günü Portekiz’den Brezilya’nın bağımsızlığının ilan edildiği sitenin kıyısında yer almaktadır.
Anıt 1884-1826 yılları arasında inşa edilmiş ve granit ve bronz heykel guruplarından oluşmaktadır. Anıta 1952 yılında bir mezar bölümü eklenmiştir. Burada: 1822 yılında Brezilya’nın bağımsızlığını ilan eden İmparator Pedro I ve eşi imparatoriçe Lepoldian gömülüdür.
Paulista Müzesi-Museu Paulista-USP
Parkın ucunda: bağımsızlık anıtı önündedir. Ancak: mimari olarak, hemen önündeki sade ve mütevazi “Casa” ile keskin tezatlar oluşturmaktadır.
dır. Müze Brezilya tarihine ait 125.000 adetlik büyük bir koleksiyona sahiptir. Bu koleksiyon içinde bulunanlar: heykel, resim, takı, sikke, mobilya ve 16. ile 20. yüzyıl arasındaki belgelerdir.
Müzenin bulunduğu bina: 1880’lerde inşa edilmiştir, tasarım İtalyan mimar Tommaso Gaudenzio Bezzi’ye aittir.
Müze binasının önünde: Paris Versailles sarayı bahçelerinden esinlenilerek düzenlenen Fransız tarzı bahçeler görülür. Bu bahçelerde: güller, su havuzları, palmiye ağaçları ve selvi ağaçları bulunmaktadır. Müzenin arkası ise, botanik araştırmaların yapıldığı yerdir. Bu yoğun ormanlık alanda: Brezilya’ya özgü ağaç ve bitki türleri bulunmaktadır.
Müzenin en ünlü eseri: 1888 yılına tarihlenen Pedro Americo isimli sanatçının “Bağımsızlık ya da Ölüm” isimli resmidir.
“Zooloji Müzesi” 1969 yılında bu müzenin bünyesine dahil edilmiştir.
JARDİNS
Jardins kelime anlamı olarak “Bahçe” demektir.
Burada yüksek sınıflı restoranlar, oteller ve seçkin mağazalar bulunur. Ayrıca, yine burası şehrin gece hayatının merkezidir. Rua Augusta: şehrin en ünlü caddelerinden biridir ve ayrıca Rua Oscar Freira denilen ve lüks eşyaların satıldığı alışveriş caddesi de buraya giden çeşitli yollardan en popüler olanlarıdır.
Avenida Paulista
Jardim Paulista ve Bela Vista mahalleleri arasındadır.
Burası: Sao Paulo şehrinin ana caddesidir ve Sao Paulolular için favori yerlerden birisidir. Ama buranın en büyük özelliği: şehrin birçok noktasına buradan otobüs ve metro kalkıyor olmasıdır. Cadde boyunca bir metro hattı uzanır ve buraya toplu taşım araçları ile kolayca erişilir.
Aynı zamanda burası şehrin en asil alanlarından birisidir. Latin Amerika’nın en pahalı gayrimenkulleri buradadır. Burada 100 den fazla restoran ve 200 civarında bar bulunduğu söyleniyor.
Görkemli bulvar ve bir zamanlar doğal bir orman olan “Parque Trianon” yani küçük bir orman parkı ilgi çekmektedir. Trianon park: florası ve ortasındaki bankları, yürüyüş yolları ile tercih edilir. Burada: konserler, tartışmalar ve küçük oyunlar gibi kültürel performanslar sergilenir ve halk toplanır.
Bu bölge: 1891 yılında ilk düzenlendiğinde kahve baronları ve sanayi patronları için yapılan binaları barındırırken: günümüzde yüksek katlı bloktan oluşan beton bir komplekstir. Günümüzde görülen cadde ise 1981 yılında açılmıştır.
Yani bir iş ve finans merkezi olarak canlı bir kültürel yaşam geliştirilmiştir. Çatısında helikopter pisti ve radyo antenleri ile taçlandırılmıştır. Günümüzde burada: alışveriş merkezleri, restoranlar, Brezilya’nın en büyük şirketlerinin genel merkezleri, kültürel ve finansal kurumlar ve bazı tarihi binalar bulunmaktadır.
Ayrıca yine burada “Mario Covas Parkı” da bulunuyor. Eğer kültürel bir şeyler bulmak isterseniz: MASP-Modern Sanatlar Müzesini gezebilirsiniz. Edebiyat sevenler için “Casa das Rosas” caziptir. Alışveriş düşünenler, buradaki “Patio Paulista Center” alışveriş merkezini tercih edebilirler.
Burada bulunan dört metro istasyonunda: Tomie Ohtake, Wesley Duke Lee ve diğer çağdaş sanatçıların eserleri bulunmaktadır. Her yıl yapılan “Gay Pride” ve “Saint Silvester Yol Yarışı” burada düzenlenmektedir. Dünyanın en büyük ve geniş katılımlı “eşcinsel yürüyüşü” her yıl Mayıs/Haziran ayında burada yapılır.
MASP-Museu de Arte Sao Paulo-Sanat Müzesi
Avenida Paulista adresindedir.
1968 yılında açılan müzenin binası: Bo Bardi tarafından brütalist tasarım olarak düzenlenmiştir ve yerden yükselen kırmızı dev sütunlar ile modernist bir fantezidir.
Müzede: Renoir gibi ünlü empresyonistlerin eserleri ile modern ustaların eserleri vardır. Latin Amerika’da batı sanatının en iyi temsil edildiği müzede eserleri bulunan sanatçılardan bazıları şunlardır: El Greco, Picasso, Miro, Portinari, Di Cavalcanti, Degas, Matisse, Van Gogh. Bu sanatçıların Latin Amerika’da burası dışında eserlerini görmek mümkün değildir. Yani burada batı sanatının en büyük koleksiyonu bulunmaktadır.
Bronz heykel çalışmaları da ilgi çekmektedir. Kompleksin içinde aynı zamanda konserler için kullanılan dev bir açık hava konser alanı bulunmaktadır ve Pazar günleri burada antika pazarı kurulur.
Evet şehrin bu en iyi ve aynı zamanda en büyük sanat müzesini mutlaka ziyaret edin. Salı günleri ücretsizdir.
Casa das Rosas-Roses House-Devlet Güzel Sanatlar Galerisi
Giriş ücretsizdir. Gökdelenlerle kaplı Avenida Paulista bölgesinde 20.yüzyıl başlarından günümüze kalan, ayakta gelen son konaklardan birisidir ve günümüzde şiir ve sanat merkezi olarak kullanılmaktadır.
Ev konağı/villa tarzı yapının ilk yapılış amacı: ünlü paulistano mimar Ramos de Azevedo tarafından kızı Lucia Ramos de Azevedo’ya ev olması için tasarlanmıştır ve aynı aile 1986 yılına kadar burada yaşamıştır. Ancak site daha sonra kültür merkezi haline getirilmiştir.
4 katlı ve 30 odalı galeri binası: 2845 metre karelik alanı kapsamaktadır. Bina: Belediye Tiyatrosunu da yapan Ramos de Azevedo tarafından tasarlanan son bina olmuştur. Cam paneller, Belçikalı zemin karoları ve Portekiz stili mermerler iç dekorasyonda kullanılmıştır.
Bina Fransız tarzıdır ve binanın ismi: çevresindeki geometrik desenlerle ekilen gül bahçesinden gelmektedir. Güller hala büyümektedirler. Paris şehrindeki Versailles sarayının bahçelerinden esinlenilmiştir.
Müzede: baskılar, resimler ve heykeller görülür. Bunlar: Di Cavalcanti, Oscar Pereira da Silva gibi akademik sanatçıların ürünleridir. Evet 1991 yılında açılan galeride 300 eser bulunmaktadır.
Bunlar arasında bulunanlar “Haroldo de Campos” un bazı kişisel eşyalarıdır. Çünkü 2003 yılında ölen şair onurlandırılmak istenilmiştir. Zaten buranın ismi, 2004 yılında “Haroldo de Campos Şiir ve Edebiyat Kültür Merkezi” olarak değiştirilmiştir.
Görüntü ve Ses Müzesi-MIS-Museu da Imagem e Som
Avenida Eupa adresindedir.
Jardins bölgesindeki kültürel kurumlar arasında önem kazanmaktadır.
Şehrin bu en aktif müzesinde: film yapım tarihini gösteren önemli malzemeler sergilenmektedir. Müze 29 Mayıs 1970 tarihinde kurulmuştur. Brezilyalı sanat ve kültür temsilcilerinin görüntü ve sesleri kaydedilmektedir. Müzenin koleksiyonunda: tarihsel belgeler yanında film, video, fotoğraf, müzik gibi sanatsal miraslar bulunmaktadır.
Zemin katta: bilgisayarlar, televizyonlar, VCR, DVD, edebi yayınlar, bantlar, fotoğraflar, filmlerden oluşan yaklaşık 300.000 obje bulunmaktadır. Birinci katta: büyük bir oda, İkinci katta: atölye odası, ses stüdyosu, ses düzenleme ve video salonu ve 70 seyirci kapasiteli oditoryum bulunur.
Pinheiros İlçesi
Burası 430 yıllık bir sürece yayılmış, Sao Paulo şehrinin en eski ilçesidir ve Cidade Üniversitaria karşısında, Rio de janeiro Pinheiros sağ kıyısındadır.
Günümüzde, burası yüksek oranda orta sınıf ve öğrencilerin yerleşim alanıdır. Şehrin en zengin ikinci mahallesidir.
Ayrıca: şık butikler ve restoranlar bulunmaktadır.
Hastane das Clinicas
Avenida Dr Arnaldo üzerinde, Sao Paulo Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesidir. Ama Latin Amerika’nın en büyük hastane kompleksidir ve burada bir de Tıp Fakültesi Tarih Müzesi bulunur.
PERDİZES İLÇESİ
Zona Oeste bölgesindedir. Burası tarihi süreç içinde yoksul kırsal alan olarak bilinmektedir. Günümüzde ise burada orta ve yüksek sınıf kişiler yaşamaktadırlar.
Catholica Üniversitesi-Pontificia Universidade Catolica de Sao Paulo Paulo-PUC
Rua Cardoso de Almeida adresindedir.
Üniversite 1908 yılında kurulmuş ve 1946 yılında Hukuk Fakültesiyle birleşmiştir. Üniversitenin misyonu, Katolik liderler ve seçkinlerin çocuklarını yetiştirmektir. 1980’lerden sonra, Üniversite akademik ve toplumsal gelişimi pekiştirdi. Lisans ve lisansüstü eğitim kursları ve öğrenci sayıları arttı. Günümüzde üniversitenin 19.000 öğrencisi bulunmaktadır. Üniversite meydanı: gençler için ağırlıklı olarak yemek ve çok sayıda kitapçı, kafe ve restoranı barındırmaktadır.
Fernando Costa Park-Parque da Agua Branca
“Beyaz Su Parkı” olarak bilinen park alanı: Fernando Costa tarafından 2 Haziran 1929 tarihinde kurulmuştur ve günümüzde de Sao Paulo şehri Tarım Bakanlığı tarafından yönetilmektedir. 70’li yıllara gelindiğinde ise, burada büyük sergilerin kurulduğu görülür. 1996 yılında park alanı: teknolojik ve kültürel, tarihi, mimari, turizm varlığı olarak ilan edilerek koruma altına alındı.
Parkın toplam alanı 137 bin metre karedir. Park alanında: 1935 yılında Antonio Gomide tarafından tasarlanan art deco tarzı bina, giriş portalındaki vitray pencereleriyle dikkati çekmektedir. Park alanında yetişkin ağaç türleri sayısı 3000 civarındadır. Bitkiler arasında peyzaj amaçlı ve hayvan beslenmesi için kullanılan türler de bulunmaktadır.
Günümüzde ise, park: fiziksel aktiviteler için çevredeki sakinler tarafından kullanılmaktadır. Park içinde: akvaryum, organik ürünler, çocuk oyun alanları ve okuma alanları bulunmaktadır. Park alanında hayvancılık gösterileri de düzenlenir.
Latin Amerika Anıtı-Memorial da America Latina
Barra Funda-Avenida Auro Soares de Moura Andrade adresindedir.
Burası 7 yapıdan oluşan muazzam bir komplekstir ve Mart 1989 yılında açılmıştır. 85.000 metre karelik bir alanı kapsamaktadır.
Anıtın bulunduğu mimari proje, ünlü Brezilyalı mimar Oscar Neimeyer tarafından tasarlanmıştır ki kavisli plakalar onun mimari stilini sembolize eder.
Mimari kompleks: iki meydan çevresinde düzenlenmiş birkaç binadan oluşmaktadır. Bu binaların çatı yapılarının bazılarında 90 metre uzunluğundaki krişler görülür.
Bu iki meydan bir yaya köprüsü ile birbirine bağlanır.
Ana meydanda (Praça Civica): büyük bir beton heykel bulunur. Heykel: dikey konumda bir açık el görüntüsüdür. Bunun üzerinde, kırmızı boyalı “Latin Amerika” haritası görülür. Bu harita: yapılan fedakarlıklar sonucu dökülen kanı temsil etmektedir. Yani Latin Amerika’da geçmişte özgürlük için yapılan savaşlar temsil edilmektedir. Heykelin yüksekliği 7 metredir. Anıt: toplu etkinlikler ve kutlamalar için tasarlanmıştır.
Diğer meydanda ise: Tiradentes/Athos Salonu, Victor Civita Latin Amerika kitaplığı, Latin Amerika Araştırma Merkezi, Latin Amerika Sanatı galerisi, Simon Bolivar Oditoryumu ve Latin Amerika Parlamento binası bulunmaktadır. Eyalet hükümeti, önemli kararlarını Athos salonunda almaktadır.
Salonda: carybe ve poty halklarını temsil edin, 15 metre yükseklikteki kabartma paneller ve duvar resimleri dikkat çeker. Bunlarda Latin Amerika’nın tarihi betimlenmiştir.
Civic Square Gallery ve Latin Amerika kütüphanesi önündeki açıklık alan, en az 30 bin kişiyi alabilecek kapasitededir ve burada sık sık bölgesel kutlamalar, halk gösterileri ve festivaller düzenlenmektedir.
Sonuç olarak: buranın yapılış amacı: Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkeleri arasındaki sosyal ve kültürel ilişkileri ve siyaseti geliştirmektir. Brezilya ve diğer Latin Amerika ülkeleri: bilimsel, sanatsal ve eğitim kurumlarının girişimlerinin koordinesi ve işbirliği, öğrencilerin yeni nesillere Latin Amerika halklarının tarihini sunmaları faaliyetleri yapılmaktadır. Ayrıca tiyatro etkinlikleri ve orkestralar teşvik edilmektedir.
Jaragua Park-Parque Estadual do Jaragua
Villa Luiza Chica-Antonio Nogueira Cardoso Street adresindedir.
Şehrin kuzeybatı bölgesinde yer alan Jaragua State Park: şehrin metropolitan bölgesinde, Atlantik ormanının son kalıntılarından birine ev sahipliği yapmaktadır.
Park: 1135 metre yükseklikte, şehrin en yüksek noktası olan “Jaragua Peak” denilen ikonik bir tepede bulunmaktadır.
Buranın en ilgi çeken yanı: kahve tarlaları var iken, 16. yüzyılda burada altın bulunması ve 19. yüzyıl ortalarına kadar altın arama çalışmalarının devam etmiş olmasıdır.
Bu parkın bulunduğu alanda: egzotik flora ve evleri çevreleyen palmiye ağaçları, köle bölgesi ve freze evlerden oluşan büyük bir çiftlikler vardır. Özellikle Jaragua çiftliği: 20.yüzyıla kadar birçok kere el değiştirmiştir.
1940 yılına gelindiğinde, çiftlik Eyalet Hükümeti tarafından satın alınmıştır. 3 Mayıs 1961 tarihinde Jaragua State Park oluşturulur. Amaç: kendi doğal kaynaklarını korumak ve araştırmaları ve çevre eğitimini teşvik etmektir. Bu arada şunu de belirtmek gerekir ki, park alanı 1994 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Günümüzde park alanı: kentsel ortamdan kaçış ve aşırı spor ve doğa tutkunları tarafından ziyaret edilmektedir. Tepenin zirvesinde: büyük bir televizyon anteni, küçük kafeteryalar ve araçlar için otopark bulunmaktadır. Buradan şehrin görünümü muhteşem güzeldir.
ITAQUERA İLÇESİ
Şehrin doğu sınırındadır. İsminin kelime anlamı “sert taş” demektir.
Parque do Carmo
Burası şehrin en büyük açık alanlarından birisidir. 1976 yılında kurulan park: 370 dönümlük araziyi kapsamaktadır. Burada çocuk oyun alanları, sokak satıcıları tezgahları, bir amfi tiyatro ve 5 göl bulunur ki, bunlarda ördekler ve kazlar yaşamaktadırlar.
“Festa da Cerejeira” yani “Kiraç Çiçeği Festivali” Japon kökenli kutlaması Temmuz ayında burada düzenlenmektedir. Burada kiraz ağacının 10 farklı türü ve çeşitli bitkilerin 210 farklı türü bulunmaktadır. Kiraz ağaçları, ülkeye Japon kolonilerinin girişinin 70. yıldönümü kutlamaları sırasında 1977 yılında dikilmişlerdir.
Arena İtaquera
1980’lerde hükümet: Corinthians futbol kulübüne stadyum inşaatı için: Itaquera bölgesinde büyük bir arazi parçası tahsis etmiştir. Çünkü burası şehrin fakir banliyölerinin bulunduğu yerdir. Takip eden süreçte stadyum inşaatına başlanılmış ve inşaat Ekim 2012 tarihinde tamamlanmıştır.
Bu stadyum 2014 yılında Brezilya’da düzenlenen “Dünya Kupası” açılış maçında kullanılmıştır. Stadyum; Sao Paulo şehrinin en popüler futbol kulübü olan “Corinthians” futbol takımına aittir ve 48.000 seyirci kapasitelidir. Dünya kupası maçlarında ise geçici kapasite olarak 65.000 kişi maçları izlemiştir.
ŞEHİR MERKEZİNDE GEZİLECEK DİĞER YERLER
Futbol Müzesi-Museu de Futebol Estadio Pacaembu
Giriş ücreti 3 dolardır.
Müze, şehrin en büyük futbol stadyumunda yer almaktadır. Eğer futbolu seviyorsanız: bu müzeyi mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Ayrıca güzel bir hediyelik eşya dükkanı var ve kafede, hafta sonları canlı müzik yapılıyor.
Banespa-Altino Arantes Buildg
Rua Joao Bricola adresindedir. Şehrin en tanınmış binasıdır ve birçok yerden görünmektedir.
Brezilya ülkesinin en yüksek binalarından birisidir. Sao Paulo şehrinin panaromik manzarasını izlemek için burası en uygun yerdir.
1939 yılında yapılan yapının kendisine özgü art deco cephesi ve 160 metre yükseklikteki gözlem güvertesinden görülmektedir.
SAMBA MÜZİĞİ
Brezilya şehirlerine gidilir de samba dinlemeden olur mu?
Samba müziği dinlemek, bir zorunluluktur. Cumartesi günleri şehrin birçok barında canlı samba müziği eğlenceleri düzenlenir. Çünkü: Sao Paulo’lular yoğun bir çalışma haftasının ardından dinlenmek ve samba müziği dinleyerek dans etmek isterler.
Vila Madalena Bar Samba
Şehirde samba müziği dinlemek için en uygun mekanlardan birisidir. Burası saat: 13.00 gibi açılır ve gece yarısı saat: 00.30’a kadar açık kalır. Burası eski bir evdir ve duvarları renkli boyalarla boyanarak dekore edilmiştir. Burada dans edebilir, Sao Paulolu insanlarla tanışabilirsiniz.
Buraya yolunuz düşerse özellikle mükemmel “feijoada” yemelisiniz. Fasulye, pirinç, kurutulmuş et, lahana ile yapılan bu geleneksel Brezilya yemeği özellikle bayramlarda yapılır ve portakal ile birlikte yenilir.
Butantan Instituto-Butantan Enstitüsü
Avenida Vital-Butunta adresindedir. Üniversite kampüsü yakınındadır.
1901 yılında kurulan burası dünyanın en büyük biyomedikal araştırma enstitülerinden birisidir. Burada: birçok yılan cinsini görebilir ve bunların zehirlerine karşı üretilen aşı aşamalarını izleyebilirsiniz.
Evet, şehrin en önemli turistik yerlerinden birisi olan burası: yılan ve zehirli örümcekler için, yılan sokması için panzehir yapmak üzere kurulmuş bir zehir çiftliğidir. Burada ayrıca Serpentarium (yılan çukuru) ve maymun evi görülmektedir.
Karaköy: Haliç ile İstanbul boğazının kesiştiği yerdedir. Haliç’in ağzındadır.
Bizans döneminde: İmparator Cenovalı tüccarlara bu bölgeye yerleşmeleri ve iş yapmaları için izin vermiştir.
Cenovalılar bunun üzerine, kendileri ve ambarlarını korumak için çeşitli istihkamlar yapmışlardır ve günümüzde de bu duvarların bazıları görülebilmektedir.
Ancak bu yapıların arasında en önemlisi “Galata Kulesi” dir.
Çünkü Galata Kulesi: Cenova döneminde yapılan duvarların en yüksek ve en kuvvetli noktasındadır.
İstanbul şehrinin fethinden sonra ise; bölgede 3 yerleşim bölgesi vardır. Bunlar: Ceneviz, Venedik ve Katalan tüccarların yerleşim bölgeleridir.
Bu bölgelerde: Ceneviz ve Osmanlı vatandaşları, Rum, Ermeni, Gürcü ve Yahudiler yaşamaktaydı.
1500’lü yıllarda, İspanya’dan kaçan Yahudiler, bölgeye yerleşmişlerdir.
1850’li yıllarda ise, Kırım savaşında savaşmak üzere şehre gelen Avrupalılar, bu bölgeye akın ederler.
Ancak: bölgede rıhtım yoktu. Bu yüzden: gerek askeri ekipmanlar ve gerekse ordunun ekipmanlarının şehre boşaltılmasında büyük korun çıkıyordu.
Bunun çözümü için, 1895 yılında bir Fransız şirketi, Karaköy bölgesine bir iskele yapar.
İstanbul Karaköy Meydanı
19’ncu yüzyılda ise bölgede banka ve sigorta şirketleri toplanır. Böylece, Karaköy gerek bankaları ve gerekse İşhanlarıyla şehrin önemli bir ticaret merkezi olur.
20’nci yüzyılda ise, Karaköy rıhtımında: deniz antreposu, yolcu terminalleri ve gümrük binaları yapılır. Yine aynı dönemde, iskele boyunca Yunan tavernaları kurulur. 1917 yılında Rusya’dan Bolşevik ihtilalinden kaçan binlerce Beyaz Rus, yine bu bölgeye yerleşir.
Günümüzde: semtte elektrik, elektronik, mekanik ve su tesisat ekipmanları satan yerler yoğunluktadır. Ayrıca: Galata köprüsü ile tarihi yarımadaya, Karaköy iskelesi ile Kadıköy’e ve tarihi Tünel ile Beyoğlu’na bağlantısı olan son derece önemli bir konumdadır. Yani ulaşım odaklı, ticaretin de devam ettiği bir merkezdir. Başta banka binaları olmak üzere, zamanla inşa edilen iş hanları, sigorta şirketleri, liman gümrük binaları ve yolcu terminalleri de bölgeyi mimari yapı zengini bir merkeze çevirmiştir.
Karaköy semti: Arap Camii ve Galata Rıhtımındaki antrepoların sonuna (İstanbul Modern) kadar olan kısım boyunca uzanır.
İstanbul Karaköy Meydanı
KARAKÖY MEYDANI
Karaköy meydanı: Ceneviz surlarının bir ve üçüncü bölgelerinin birleştiği yerdedir.
Meydanın dönüşümü: 1838 yılında İngiltere ve Fransa ile yapılan dış ticaret anlaşmaları sonucu, uluslararası finans ve ticaret merkezi olmasıdır. Çünkü meydan o tarihten sonra yeni dinamiklerin merkezi olmuştur. Batılı devletler birbiri ardına bölgede bankalar açmışlardır. Borsa faaliyetleri, deniz ulaşımı ve ticaret yoğunlaşmıştır.
1857-1858 yılları arasında Karaköy Kapısı yıkılınca, Karaköy meydanı genişlemiştir.
1859 yılında meydanın batısındaki bölüme, Belediyeye gelir sağlamak için bir han yaptırılması düşünülür. Aynı yıl açılan bir proje yarışması ile “Karaköy Han” (diğer ismi Komisyon Han) yapılır ve 1861 yılında hizmete açılır.
1800’lü yılların sonu ve 1900’lü yılların başında: Karaköy meydanında iki önemli han göze çarpar.
Bunlar: ilk borsa faaliyetlerinin yürütüldüğü “Havyar Han” ve Havyar Han karşısındaki Komisyon Handır.
Sultan Abdülaziz döneminde, Karaköy meydanının Galata köprüsüne bağlanan yerinde bir “Karakol Binası” yaptırılır. Bu bina daha sonra yıkılmış ve yerine “Karaköy Seyrü Sefain Acenta Binası” yapılır.
Bugünkü Karaköy Meydanı: 1956-1958 yılları arasındaki geniş çaplı yıkımlarla oluşturulmuştur.
Bu yıkım sırasında Karaköy Palas’ın önündeki yapı adası yıktırılıp boşluk meydana katılmıştır. Yıktırılan binalar şunlardır: Voyvoda caddesi ile Karaköy Sokağı ve Galata Caddesi arasında kalan yapı adası üstü tamamen yıkılmış, Havyar Hanın bir bölümü ve Karaköy Mescidinin üzerinde bulunduğu adanın bir kısmı yıkılmıştır. Ayrıca: Borsa Han ve Karaköy Karakolu yerine yapılan “Karaköy Seyrü Sefain Acentası” (yani Vagon Li) binası da yıkılmıştır.
Böylece Karaköy Palas yapısı doğrudan meydana açılacak bir düzene girmiştir.
Karaköy tramvayı, yolcularını Galata köprüsünün hemen üstündeki Karaköy Meydanında boşaltır.
Ayrıca: yine 1958 yılında meydanda bulunan: günümüzdeki Ziraat Bankası arkasındaki mescit ve ünlü Havyar Han da yıktırılmıştır.
KARAKÖY MEYDANINDA BULUNAN YAPILAR
İstanbul Karaköy Meydanı Karaköy Palas
KARAKÖY PALAS
Karaköy vapur iskelesinin olduğu tarafta, tramvay durağının hemen arkasında yükselir.
1920 yılında İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından yapılmıştır. Kendisi “Sanayi-i Nefise Mektebi” yani “Güzel Sanatlar Akademisi” hocalarındandır. İlk yapıldığında bina merkezi konumda ve oldukça değerli bir binaydı.
Mimarın ismi: sağda, ilk kat pencerelerinden birinin yanında yazılıdır. Mongeri, yapıyı yaparken çok titiz davranmış ve bitiminde de kendi işyerini buraya taşımıştır.
Yüksek bir kaide üstünde oturan bina, başlangıçta 4 kat olması planlanmasına rağmen: üç ayrı kuruluş tarafından beraberce kullanılma koşulu gündeme gelince 3 kat olarak yapılmıştır.
İstanbul Karaköy Meydanı Karaköy Palas
Ortadaki giriş: İş hanı girişidir. Sağ ve soldaki girişler ise, bağımsız bankacılık kurumlarına tahsis edilen girişlerdir.
Soldaki giriş: yarım daire bir kemerle vurgulanmıştır. Benzeri kemerler, kapılar ve pencerelerde de görülür.
Soldaki giriş: çatıya uzanan üst bölümü, tüm cephenin en değişken bölümüdür. Girişin hemen üstünde bulunan iki katlı cumba, üçüncü katta balkona dönüşür.
Tüm cephede: yoğun bitkisel ve geometrik bezemeler kullanılmıştır. Ayrıca klasik dönem Bizans yapı öğeleri görülür. Çünkü mimar Mongeri, Bizans mimarlığını çok iyi seviyede bilmektedir.
Bina günümüzde: Halkbank ve Yapı Kredi Bankaları tarafından ortaklaşa kullanılmaktadır. Ön cepheden bakıldığında: sol blok Halkbank ve sağ blok ise Yapı Kredi Bankası girişidir.
Bir ayrıntı: Karaköy Palas binasının hemen yanında, yıllar sonra, güney köşedeki küçük parsele 4 katlı kagir bir yapı yapılmıştır. Bu yapı: Karaköy Palas’ın 45 metrelik cephesinin yanında yer alır. 1947 yılında özel bir şirket tarafından yaptırılmak istenen bu bina için mimarlık yarışması açtırılmıştır. Bu yapı, günümüzde de varlığını sürdürmektedir.
1958 yılında, Karaköy Palas ve yanındaki Safa-Aru yapısının önündeki yapı adası kaldırılmıştır.
İstanbul Karaköy Meydanı Alemdar Kardeşler Binası
ALEMDAR KARDEŞLER BİNASI
Karaköy Palas binasının bitişiğindedir. Günümüzdeki ismi “Şeref Hanı” dır.
Bu yapının yerinde, daha önce kagir bir yapı, hatta mescit bulunduğu söyleniyor. Bu yapı için, 1947 yılında mimarlık projesi yarışması düzenlendi. Alemdar Kardeşler Büro binası yapımı için müracaat eden 25 aday arasından birinci seçilen değil, sebebi bilinmemekle birlikte ikinci seçilen proje kabul edildi.
Proje: Orhan Safa ve Kemal Ahmet Aru’ya aittir. Muhtemelen birinci seçilen binanın cephesi, yandaki Karaköy Palas ile ahenk için taş kaplama yapılması düşünülmüştü, ancak bu durumda duvar kalınlaşacak ve maliyet yükselecekti.
Bu yüzden, ikinci proje seçilmiş olabilir. Proje Alman mimar Erich Mendelson tarafından uygulanan o dönemin modası “eğrisel çizgiler” taşıyordu. Ancak inşaatın uygulanması sırasında bu modern projeye uyulmadı.
Kat sayısı aynı olmasına rağmen, yanındaki Karaköy Palas’dan daha aşağıda kaldı.
Evet, yapı bitirildikten sonra, bir kısım katları Türk Ticaret Bankası mülkiyetindeydi. 2004 yılında ise Finansbank’a satıldı. Binanın 4,5 ve 6 katları ise büro olarak kullanılmaktadır.
NORDSTERN HAN
Voyvoda caddesinin meydana ulaştığı köşesinde, tünelin hemen karşısındadır.
Oldukça süslü bir yapıdır. Mimari bilinmemektedir. Ancak kullanılan mimari üslup nedeniyle, İtalyan bir stili hatta Mongeri’yi anımsatmaktadır. Han: 1889 yılında yapılmıştır. Sivri kemerleri, bezemeli pencereleri ile Gotikten Rönesansa geçiş dönemlerinin mimari stilini gösterir.
Günümüzde han, bir Sigorta Şirketi tarafından kullanılmaktadır. Öte yandan, şirket: giriş katını İstanbulluların sanatla buluşmasını sağlayacak bir mekan olarak düzenlemiştir. Çünkü yeni nazım planında yapı “Kültür Aksında” bulunmaktadır.
TÜTÜN HAN
Karaköy Bankalar caddesinin başındadır.
Union Han olarak da bilinir. Yapı: Fransız Union Insutarce Company için, 1905-1911 yılları arasında, İtalyan mimar Eduardo De Nare tarafından yapılmıştır. 4000 metre kare kapalı alanı bulunmaktadır.
Daha sonra, yapı “İşbankası Galata Şubesi” olarak hizmet vermiştir. Günümüzde kullanılmamaktadır. Dış cephesi; taş, sıva ve çini kaplamadır. 5 katlıdır. Pencereleri dikdörtgen silmelerle çevrilmiştir, silme üzerinde çini kaplamalar vardır. Her bir pencere gurubu üzerinde, metal payandalara oturan ahşap sundurmalar mevcuttur. Giriş kapısı: çift kanatlı ve ahşaptır.
Yapı, 1’nci derece tarihi eser olarak tescil edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
HAVYAR HAN
Han, Karaköy Meydanının doğu sınırını oluşturmaktadır. Bu durum, han içinde kalan sur duvarı kalıntılarından da anlaşılmaktadır.
Havyar Han: 1859 yılında bölgede borsa işlevi gören bir han olarak bilinmektedir. Daha doğrusu Karaköy Meydanı ve Karaköy Caddesinin doğu cephesinde bulunan bütün yapılar Havyar Han olarak isimlendiriliyordu. 1958 yılındaki imar hareketleri sırasında hanı oluşturan yapıların bir bölümü yıkılmıştır.
KOMİSYON HAN
1859 yılında Karaköy meydanında borsa işlemlerinin yürütüldüğü bir handır ve Havyar Han’ın tam karşısındadır. “Yeni Han” olarak da bilinmekteydi.
Komisyon Han, 1912 yılında elektrikli tramvayın geçebilmesi için daha geriye çekilerek tek katlı olarak yeniden inşa edilir.
İstanbul Karaköy Meydanı Tünel Girişi
TÜNEL GİRİŞİ
İstanbul Karaköy Meydanı Galata Zülfaris Sinigogu
GALATA ZÜLFARİS SİNAGOGU-KALKADOS-500. YIL VAKFI TÜRK MUSEVİLERİ MÜZESİ
Karaköy Meydanı Tünel girişi Perçemli Sokaktadır.
Yapının 1671 yılından beri var olduğu iddia edilmektedir.
Neve Şalom Sinegogundadır.
Ancak sinegogun bugün görülen binası, 1823 yılında yapılmıştır.
1890 yılında Banker Kamondo ailesi yardımı ile tamir ettirilir.
1856 yılında Kırım Savaşında, Rusya’ya karşı Osmanlının yanında yer alan Fransız ordusunda, şehit düşen Yahudi askerleri anma töreni yapılır ve Albay Garbi Bey komutasında bir askeri müfreze de törene katılır.
1909 yılında ise, burada yeni Hahambaşı seçimi yapılır.
1985 yılında sinegog, cemaat azlığı nedeniyle kapanır.
Safahad Yahudilerinin Anadolu, Trakya ve İstanbul topraklarına gelişlerinin 500’ncü yılı nedeniyle 1989 yılında kurulmuştur. Müze binası 3 katlıdır. Müze binası ve Neve Şalom sinegogu arasındaki fiziki bağlantı “Midraş Hölü” ile kurulur. Bu hol bölümünde, Sinegog içinde yapılan dini törenleri canlı izleme imkanı bulunmaktadır.
İstanbul Karaköy Meydanı
Müze: tarihçe, Etnoğrafya, dini objelerin sergilendiği bir bölüm ve geleneklerin, yaşam döngüsünün ve yerleşim yerlerinin anlatıldığı bölümlerden oluşmaktadır. Müzenin tarihçe bölümünde: Kamondo ailesi hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Müzede: interaktif panolar bulunur. Dokunmatik ekranlarla teknoloji de vardır. Binanın bodrum katında: geçici sergiler için kullanılan Kültür Merkezi bulunur. Galerinin ana giriş katında ise, müze dükkanı vardır. Dükkanda hediyelik eşyalar bulunmaktadır.
Ayrıca günümüzde müzenin avlusunda “Yükselen Ateş” heykeli görülür. Ülkelerini savunmak için ölen Türk Musevi askerlerinin anısına yapılan bu heykel Nadia Arditti’ye aittir.
Beyoğlu hakkındaki yazımı da alttaki linkten okuyabilirsiniz. Beyoğlu
İstanbul depremi hakkında okumak için bu yazımı da okuyabilirsiniz. İstanbul depremi