Çanakkale Gelibolu

Çanakkale Gelibolu

Öncelikle: Çanakkale deniz zaferlerinin, büyük direnişin ve zaferin: 100. yılını kutlarken, bu uğurda canını düşünmeden ortaya koyan başta ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ve diğer tüm şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

Unutmayın ki; Gelibolu yarımadasında, çatışmaların yaşandığı yerleri gezerken bastığınız yere dikkat etmelisiniz, çünkü: o toprakları biraz eşelediğinizde büyük olasılıkla insan kemiklerine rastlayabilmek mümkündür. Yani, bölgede görülen mezarların çoğu semboliktir, insanlar şehit olduklarında çoğu kez bulundukları yere  defnedilmişlerdir.

Evet: şimdi gelelim gezimize

Gelibolu yöresine birçok kez gittim. Hatta, bir seferinde, gittiğimde, eğitim-staj amaçlı olarak, yaklaşık 40 gün kaldım. Elbette, bu sürede, burada birçok anılarım oldu. Özellikle: kıyıda balık tutarken, deniz üzerinde uçarak yüzen kanatlı balıkları unutamam.

Yine; denizde yüzerken, akıntıya kapılıp kıyıdan hızla uzaklaştığımı hissetmem ve büyük bir güçle kıyıya doğru yüzmem, yine kötü bir anı olarak hafızama işlenmiş. Tüm bunların yanında: merkezdeki kafeterya ve çay bahçelerindeki güzel anılar, ilçenin birçok yerinde bulunan türbeler ve özellikle bayraklı baba türbesindeki bayraklar unutulamaz.

Sonuçta: güzel ve modern bir yer. Burada: gayet güzel zaman geçirebilirsiniz. Zaten, tarihi Milli Park, başlı başına bir hazine.

Çanakkale Gelibolu

ULAŞIM

Gelibolu, Çanakkale arası uzaklık: 50 km. Gelibolu-İstanbul arası uzaklık: 290 km. Gelibolu-İzmir arası uzaklık: 355 km. Gelibolu-Truva arası uzaklık: 70 km. Gelibolu-Gelibolu yarımadası Tarihi Milli Park arası uzaklık: 30 km. Gelibolu-Abide arası uzaklık: 45 km. Gelibolu-Keşan arası uzaklık; 70 km. Gelibolu-Bursa arası uzaklık: 231 km. Gelibolu-Edirne arası uzaklık: 178 km.

TARİH

Gelibolu’nun kelime anlamı: iyi ve güzel şehir. Eski ismi ise: Galli Polis.

Yörenin tarihi hakkındaki yazılı kaynaklardan elde edilen ilk bilgiler: MÖ.1200 yıllarında, Hititler parçalanınca, Frigler ve onları izleyen Lidyalılar: Avrupa’dan Anadolu’ya geçerken, burayı kullanmışlardır. Takip eden tarihi süreçte ise, burada birçok uygarlık, hakimiyet kurmuştur.

Roma döneminde ise, burada bir kale kurulmuştur. Bizans döneminde: Gotlar ve Hunların saldırıları görülür. Bu dönemlerde: Gelibolu kalesi: önemli bir liman ve ticaret merkezi haline gelir. Haçlılar; buradan geçerek Anadolu’ya ulaşırlar. 1204 yılında bölgede Latin istilası görülür.

Bizans’ın son dönemlerinde ise: Orhan Bey oğlu Süleyman Bey komutasındaki Osmanlı güçleri: yöreye gelirler.

Çimbihisar: Süleyman Paşa’ya, üs olarak verilir. Burası: Osmanlılar için, uzun yıllar bir dayanak noktası olarak kullanılır. 1354 yılında ise, Gelibolu, tamamen Osmanlıların hakimiyetine girer ve İstanbul’un fethine kadar da, bir askeri deniz üssü olarak kullanılır.

İstanbul’un fethinden sonra ise, Gelibolu: bir sancak ve sancak merkezi olur. Osmanlı ordusunun başındaki Kaptan-ı Derya: burayı merkez edinir.

1915 yılında ise, Çanakkale muharebelerinde, yöre bombalanır ve büyük tahribatlar oluşur. 1920 tarihinde, Yunanlılar tarafından işgal edilen ilçe, 1922 yılında, işgalden kurtarılır. Cumhuriyet dönemi başında vilayet merkezi olmasına rağmen, 1926 yılında, ilçe merkezine dönüştürülmüştür.

Çanakkale Gelibolu

GENEL

Gelibolu yarımadası: Çanakkale boğazı ve Saroz körfezi arasında, güneye doğru genişleyerek uzanır. Avrupa kıtasının, güneydoğusundaki son kara parçasıdır. Kuzeyde, 5 km. lik Bolayır kıstağı ile, Trakya’ya bağlanır.

Gelibolu, özellikle 2008 yılında büyük orman yangınlarıyla ülkemizin gündemine oturmuş bir yer.

Gelibolu isminin nereden geldiği hakkında, yukarıda tarihi kayıtları inceledik. Ancak, buranın isminin esas temelinin “Yelibol” olmasından kaynaklandığı söylenir. Çünkü: burada, sürekli rüzgar eser ve hiç bitmez. İnanın, burada bulunduğunuzda şaşıracaksınız belki ama, buranın rüzgarı yani yeli hiç bitmez ve belki de sırf bu yüzden, buraya “Yelibol” yani “Gelibolu” denilmiştir. Bu rüzgarlı hava, dikkat etmeseniz, beş dakikada sizi, nezle yapabilir.

Turizm denilince, yörede en etkili yabancı turizm: Çanakkale savaşları nedeniyle, her yıl yöreye gelen Avustralyalı ve Yeni Zelanda’lı turistlerden oluşuyor. Bunun dışında, yöreye gelen yabancı turist yok. İç turizm hareketli ve özellikle Çanakkale savaşlarının yapıldığı tarihlerde, iç turizm hareketleniyor.

Ünlü Osmanlı denizcisi Piri Reis: Geliboluludur ve bu nedenle: Liman meydanında ve sahil bandında, iki tane heykeli bulunmaktadır.  Hani bu heykelleri gördüğünüzde, Piri Reis’in Gelibolulu olduğunu hatırlamalısınız. Ayrıca: Gelibolu kalesinin içinde, Piri Reis adına bir müze oluşturulmuştur.

Gelibolu denilince, burada bulunan askeri tesislerin ve askerlerin yoğunluğu da öne çıkıyor. Burada: büyük bir askeri birlik ve buna bağlı olarak: Orduevi, kamp, lojmanlar ve bunun gibi birçok askeri tesis var. Yani: Gelibolu’da bulunduğunuz sürede, mutlaka askeri tesisler ve askeri şahıslar görebilirsiniz.

Çanakkale Gelibolu

NE YENİR

Gelibolu yöresinde, yöresel bir lezzet olarak tek önerim: Sardalya kebabı, yani “bokluca kebap”. Sardalya balığı: hiç temizlenmeden, denizden çıktığı gibi, kömür üzerinde pişirilir ve yenir. Balığın içi, yenirken temizlenir. Bu güzel lezzetin yanında: Peynir helvası deneyebilirsiniz. Ama, öğrendiğime göre, son yıllarda sardalya balığı gittikçe azalmakta imiş. Balık bulamasanız, mutlaka ve mutlaka peynir helvasından tadın.

Çanakkale Gelibolu

GEZİLECEK YERLER

Çanakkale Gelibolu

BÜYÜK CAMİ

İlçe merkezindedir.

1358 yılında, Rumeli Fatihi Gazi Süleyman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu yüzden: Süleyman Paşa Camisi olarak da bilinir. Gelibolu yöresinde: Osmanlılardan günümüze kalan nadir eserlerden biridir. Ayrıca: Avrupa topraklarında inşa edilen ilk cami ve türünün tek örneğidir.

Yapı: dikdörtgen planlı olup, dış duvarları taştır. 3 girişi bulunmaktadır. Mermer mihrabın altında; altın yaldızla yazılmış bir yazıt var. Minaresi: tek şerefelidir ve motiflerle süslenmiştir. Ancak; 1975 yılındaki depremde hasar görmüştür. Şerefesinden yukarı bölümü, yeniden yapılmıştır. Ancak, takip eden dönemlerde, minare de, 25 derecelik bir eğim tespit edilmiş ve bunun üzerine, 2006 yılında, kaide kısmına kadar sökülerek, yeniden inşa edilmiş, ancak orijinalliği bozulmuştur.

110 cm. kalınlığındaki duvarlar, caminin kışın ılık ve yazın serin olmasını sağlamıştır. Caminin tavanında bulunan ahşap işlemeler: altın varakla işlenmiş olup, orijinalliğini muhafaza etmektedir.

Yapı: 1676 ve 1889 ve son olarak 2006 yıllarında onarım görmüştür.

Çanakkale Gelibolu

YAZICIZADE MEHMET EFENDİ TÜRBESİ

Bunlar: 2 kardeştir ve Gelibolu’da yaşamışlar ve birçok eser yazmışlardır. Yazıcızade Mehmet Efendi’nin mezarı: Hamzakoy yöresinde, Keşan caddesi üzerindedir. Bu mescit: üstü açık tek sandukalı bir yapıdır.

Yazıcızade Mehmet Efendi: 1449 yılında, Gelibolu’da yazdığı “Muhammediye” isimli kitabı ile tanınır. Kitap: Feneraltı mevkiinde bulunan Çilehanede, 7 yılda yazılmıştır. Ayrıca, o dönemde, el yazısı ile en çok çoğaltılan eser unvanı kazanmıştır.

Bu nedenle: Evliya Çelebiye göre: Muhammediye, binlerce kişi tarafından ezbere bilinir ve okunurmuş. II. Dünya Savaşında: Gelibolu’nun stratejik konumu dikkate alınarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, abanoz bir kutu içinde saklanan bu kitap; yerinden yani türbeden alınarak, Ankara’ya götürülür.

Ancak: bu güzel kitabın yazarı, kitabın baş sayfasında “bu kitap, Gelibolu’dan dışarıya çıkarılmasın” diye yazmıştır. Yani: Yazıcızade Mehmet Efendi, türbesini ziyarete gelenlerin, yanı başındaki bu kitabı da görmelerini vasiyet etmiştir. Evet: 1449 yılında yazılan, 330 sahife ve 25.4×16.1 cm. boyutlarındaki, kahverengi meşin ciltli bu kitap, halen Ankara’da imiş.

Kardeşi: Ahmedi Sincan’ın mezarı ise: buna 50 metre uzaklıkta, caddenin karşısındadır. Burası: Sultan II. Murat döneminden kalma, tek kubbeli ve revaklı bir yapıdır.

Çanakkale Gelibolu

GAZİ SÜLEYMAN PAŞA TÜRBESİ

Bolayır bölgesinde,  Saroz körfezinde, denize bakan bir tepe üzerindedir. Süleyman Gazi: bildiğiniz gibi, 1356 yılında, Rumeli’ye ilk geçen Osmanlı komutanı olarak biliniyor. Ancak, genç yaşta, 43 yaşında, bir av sırasında, atından düşerek hayatını kaybetmiştir. Vasiyeti üzerine buraya gömülmüştür.

Türbede: 1549 tarihli bir onarım yazıtı var. Duvarlar: kalın kesme taş ve tuğla sıralıdır. Kubbenin kasnağında: 4 pencere görülmektedir. Kabir: 30 cm. lik bir seki üzerindedir ve ince levha mermerle kaplanmıştır. Burada ilginç ve doğruluğu teyit edilemeyen bir durum var.

Süleyman Paşa’nın ayak ucunda: kendisiyle birlikte ölen atı da gömülüdür. Kabirlerin çevresinde: pirinç parmaklıklar var. Süleyman Paşa’nın uzun süre bu türbede muhafaza edilen sırmalı kavuğu: İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesine ve oradan da, Topkapı Müzesine nakledilmiştir.

Evet, bu yapı, Avrupa kıtasındaki en eski Osmanlı eseri olarak öne çıkıyor.

Çanakkale Gelibolu

NAMIK KEMAL MEZARI

Namık Kemal: 9 Temmuz 1872 tarihinde, Gelibolu’ya, mutasarrıf olarak atanmış ve 5.5 ay bu görevde kalmıştır.

Bolayır bölgesinde, Süleyman Paşa türbesinin bahçesindedir. Beyaz mermerden, sade bir mezar. Namık Kemal, vasiyeti üzerine, buraya gömülmüştür. Mezarın projesini: Tevfik Fikret çizmiş ve mezarı Sultan II. Abdülhamit yaptırmıştır.

Çanakkale Gelibolu

SİNAN PAŞA TÜRBESİ

Hamzakoy mevkiinde: askeri plaj ve gazino tesislerinin arkasındadır.

II. Beyazıt’ın damadı olan Kaptan-ı Derya Damat Sinan Paşa ve eşi Ayşe Sultan; buraya gömülmüştür. Türbenin yüksekliği: 10 metredir. Sekiz köşelidir. Türbe yapısının: 1211 yılında, III. Selim ve 1247 yılında, II. Mehmet tarafından onarımı yaptırılmıştır.

Çanakkale Gelibolu

SARUCA PAŞA TÜRBESİ

Saruca Paşa: Yıldırım Beyazıt zamanında, Gelibolu’da, Kaptan-ı Deryalık yapmıştır. 1391 yılında ise, Gelibolu Tersanesini yaptırmış, Gelibolu kalesini onarttırmış ve limanı temizletmiştir. Dış limanın girişine ise, 2 katlı kuleler yaptırmıştır. 3 katlı zincir ile, limanın ağzını kapattırmıştır.

Ayrıca: kendi adına, Gelibolu’nun en büyük hamamı olan “Saruca Paşa Hamamını” yaptırmıştır. Osmanlıda pek çok savaşa katılan, bir süre gözden düşmesini takiben, II. Murat döneminde, tekrar Gelibolu kalesi komutanlığına yükselen, bu zatın türbesi: İlçe merkezinde, Fransız mezarlığının hemen altında, Hamzakoy bölgesine bakan yamaçtadır. 1456 yılında vefat etmiştir.

Türbe: altı köşeli ve bakımlıdır. Eğimli bir alana kurulmuştur. Türbenin kubbesi yıkılınca, üzeri çatı ile örtülmüştür. Günümüzdeki görünümü: özgün hali değildir.

Çanakkale Gelibolu

AZAPLAR NAMAZGAHI

İlçe merkezinde, Fener Meydanında, Boğaza ve Marmara’ya karşı bulunmaktadır. 1407 yılında yaptırılmıştır. Yapılış amacı: sefere çıkan, deniz tüfekçi erleri içindir. Bunlar yani Azaplar: sefere çıkacakları zaman, topluca, burada namaz kılarlarmış.

12,5X10 metre ölçülerindedir. Yani, bu tür yapıların en büyüğü olarak biliniyor.

Üstü açık, iki minberi, mermerden mihrabı bulunmaktadır. Mihrabın yanlarında: süslü pencereler, dilimli ve rumi süslemeli kapısı var. Özellikle: kapı ilginç. Kapının: Ladikli Süleyman oğlu Aşık tarafından yaptırıldığı biliniyor.

Çanakkale Gelibolu

GELİBOLU MEVLEVİHANESİ

Askeri hastanenin bulunduğu alandadır. Dünyanın en büyük mevlevihanesidir.

Mevlevi tekkesi: plan bakımından, Galata Mevlevihanesine benzemektedir. 1656 yılında, Ağazade Mehmet Dede adına yaptırılmıştır. Mimarı: saray mimarlığı da yapan, Mustafa Ağa’dır. Tesis:  1906 yılında onarım görmüştür. Mevlevihane’nin bulunduğu alanda: ana binaya ek olarak, aşevi, bir han ve yoksullar için yatakhane ve dervişlerin çocukları için bir okul var.

Çanakkale Gelibolu

BAYRAKLI BABA

İlçe merkezinde, Fener Meydanının girişinde, Hamza koyuna bakan yamaç üzerindedir. Türbe: üzerinde bulunan Türk bayraklarıyla, hemen fark edilir. Çünkü: üzeri ve çevresinde, irili-ufaklı bir yığın bayrak asılıdır.

Burası: bir adak yeri olarak biliniyor. Her türlü dileği olanlar, buraya gelirler ve adak adarlar. Ama: adak adamadan önce, türbeye bayrak asarlar.

Gelelim, Bayraklı babanın kim olduğuna: Asıl adı: Karaca Bey. Osmanlı donanmasında bayraktarlık yapmıştır. Marmara denizi Yassıada açıklarında, Bizans donanması ile yapılan bir savaşta: Karaca Bey, elinde sancağı ile beraber, 1410 yılında şehit düşer. Daha sonra, Donanmanın merkezi olan Gelibolu’da, sahile yakın bir yere gömülür ve vasiyeti üzerine, mezarı bayraklarla donatılır.

Son olarak, burası ile ilgili bir söylentiyi sizlere aktarmak istiyorum: “ Karaca Bey, arkadaşları ile birlikte, düşman tarafından sarılır. Askerlerin kimi şehit, kimi tutsak olur. Karaca bey ise, elinde bayrağı ile düşmana direnir. Şehit ve tutsak olması durumunda, bayrağın düşman eline geçmesini önlemek için: bayrağı küçük parçalara böler ve yutar. Sonra ise, düşmana saldırır, ancak yaralanır.

Daha sonra, Osmanlı kuvvetleri tarafından, yaralı olarak bulunduğunda, arkadaşları tarafından kendisine verilen bayrağın nerede olduğu sorulur. Karaca bey: bayrağı düşmana teslim etmemek için, yuttuğunu söyler. Osmanlı komutanı, buna inanmaz ve bunun üzerine, Karaca bey, karnını keser ve midesindeki bayrak parçaları ortaya çıkar. Son sözü ise: “benim mezarımdan, hiçbir zaman bayrak eksik etmeyin” olur.

Sözlerimi, güzel bir dilek ile bitirmek istiyorum: “Ülkemin, hiçbir yerinden bayrağımız eksik olmasın.”

Çanakkale Gelibolu

GELİBOLU KALESİ

Hükümet konağının çevresindedir.

Kale yapısı: antik dönemde kurulmuştur. Takip eden süreçte ise, Bizans döneminde, Bizans imparatoru I. Justinianus zamanında onarılmıştır. Günümüzde, kaleden geriye, sadece kıyıda görülen tek burcu sağlam kalmıştır. Hemen önündeki liman ise: yine tarihi özellikler taşımakta olup, 2 bölümden oluşmaktadır.

Denizle olan bağlantısını: dar bir geçiş ayırıyor. Yol olarak kullanılan köprü: limanı ikiye ayırıyor. Köprünün altından geçebilen küçük tekneler, genellikle, iç taraftaki havuzda bağlanıyorlar. Biraz önce sözünü ettiğim kalenin kulesi ise: havuzun hemen yanında yükseliyor.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde belirttiğine göre: kale 70 kuleli ve altıgen planlıydı. İçinde 300 dolayında ev ve konak ile su sarnıçları ve cami bulunuyordu.

Çanakkale Gelibolu

GELİBOLU’DA DENİZ-KUMSALLAR

İlçe şehir merkezinde: Hamzakoy, Fener altı, Eğritaş mevkilerinden denize girmek mümkün.

HAMZAKOY

Burasının ismi geçince, ben şahsen: 12 Eylül 1980 askeri harekatının ardından, burada kısa süreli ikamete zorunlu tutulan siyasi liderleri hatırlıyorum. Yanılmıyorsam, siyasi hayatında asla bir araya gelmeyen Bülent Ecevit ve Süleyman Demirel ve eşleri, Gelibolu Hamzakoy’da bulunan askeri kamp tesislerinde, bir süre bir arada tutulmuşlardı.

O yıllarda, bir gazetede, bunların Hamzakoy’da çekilmiş resimleri basılınca, resmin nasıl ve nereden ve kim tarafından çekildiği uzun süre tartışma konusu olmuştu.

Neyse: Hamzakoy: altın sarısı kumlarıyla, 3 km. lik bir sahil bandını kaplamış. Buranın büyük bölümünde kurulu bir askeri kamp var ve sadece askeri personel yararlanabiliyor. Kampın hemen yanında, küçük bir özel plaj var. Burayı tercih edebilirsiniz.

FENERALTI MEVKİİ

Burası: Gelibolu Tersanesinden başlayarak, Hamzakoy’a doğru uzanıyor. Burada: kayalıklar ve falezler var. Bunlar: burayı görsel açıdan öne çıkarıyor. Ayrıca: deniz meraklıları da, burayı tercih ediyorlar. Çünkü: Hamzakoy yöresinde askeri kamp var ve sadece askeri personel yararlanabiliyor.

PİRİ REİS KORDONU

Burası: denize girmekten öte, bir yürüyüş bandı. İskeleden başlıyor ve üç köprüleri takip eden, Askeri Fabrikaya kadar uzanıyor. Bölgenin en uzun sahil şeridi.

Çanakkale Gelibolu

FRANSIZ MEZARLIĞI

Hamzakoy’un karşısında, Morto koyunun kuzeyindeki yamaçta, Keşan caddesi üzerindedir. Mezarlıkta: geniş bir avlu, avlu bitiminde çan kulesi şeklinde bir anıt ve Fransız askerlerinin mezarları bulunuyor.

Bunlar: Çanakkale savaşında ölenler değil. 1854 yılında yapılan Kırım Savaşı sırasında ölen Fransız askerleri için yapılmıştır. Toplam: 3236 mezar var. Mezarlığın alt bölümündeki küçük bir binada ise: Kırım savaşında ölmüş Fransız askerlerinin kemikleri var. Mezarlık: İstanbul Fransız Başkonsolosluğunun kontrolü altında bulunmaktadır.

ULU CAMİ

Hüdavendigar camisi olarak da bilinen yapı, Sultan Murad döneminde yapılmıştır. 1676 ve 1889 yıllarında da onarılmıştır. Ulu camiler düzeyindeki dikdörtgen planlı yapının geçmişte kare planlı olduğu tahmin edilmektedir. Kesme taştan minaresi, yapının kuzeybatısındadır.

KASAPOĞLU ALİ BEY HAMAMI

Sultan II. Murat döneminde yaptırılmıştır. Tek mekanlı hamamın bir göbek taşı ve iki halveti vardır. Kubbeler baklavalı kuşaklara oturmaktadır.

GALLİPOLİS

Gelibolu’nun 17 km doğusunda bulunan antik bir şehirdir. Gellipolis “güzel şehir” anlamına gelir. Bu güzel şehirden günümüze hiçbir kalıntı ulaşmamıştır. Ancak Gelibolu’nun 17 km doğusunda bulunan Duran Çiftlik’teki kalıntılar, antik Gallipolis şehrinin burada kurulmuş olduğuna ilişkin düşünceleri güçlendirmektedir. Duran Çiftlik yakınındaki tepede kale temelleri, duvar kalıntıları ve birkaç mezar görülmektedir.

Çanakkale tanıtımı,

Truva tanıtımı.

Keşan tanıtımı.

Eceabat tanıtımı.