İran İsfahan

 

İran İsfahan

Günümüzde 2 milyon nüfusu barındırıyor. İsfahan eyaletinin başkentidir. Tahran şehrinin 414 km. güneyindedir. Tahran ve Meşhed şehirlerinden sonra İran’ın üçüncü en büyük şehridir. İran ülkesinde, kuzey güney ve doğu batı yolları buradan geçer ve bir zamanlar dünyanın en büyük şehirlerinden biri olarak bilinir ve tanınır.

Şehir, MÖ. 1200 yıllarında İsapuran adı ile kurulmuştur. Antik dönemde Ortadoğu’da ticaretin en geliştiği yerlerden biridir. Yine geçmişe yönelik bir söylenti olarak “İsfahan nısfh-ı cihan” yani “İsfahan dünyanın yarısı”  denmiştir.

Yine anlatılan bir efsaneye göre, Timur şehri işgal ettikten sonra vergi sorunları nedeniyle, şehirde yaşayan tüm insanları ki, yaklaşık 70 bin kişi olduğu söyleniyor, öldürtür ve kellelerinden kule yaptırır.

Şehrin içinden geçen Zayende Rud nehri, bölgeye ılıman hava ve verimli topraklar sağlamış, böylece tarım ve meyvecilik gelişmiş.

Son bir not: Tahran şehrinin altından büyük bir fay hattı geçmektedir ve deprem korkusu nedeniyle Tahran şehrinin buraya taşınması söz konusudur.

 

Havaalanı

İsfahan havaalanı “İsfahan Shahid Beheshti” olarak bilinmektedir. İslam devriminden önce, askeri bir havaalanı olarak kullanılıyormuş. Tahran ve Meşhed şehirlerine günlük uçuşlar düzenleniyor. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım taksilerle sağlanıyor. Ancak taksi tutmadan önce, birkaç kişi ile aynı taksiyi paylaşmayı denemeli ve sürücü ile anlaşmalısınız.

İran İsfahan

Turizm

Nısf-ı Cihan (dünyanın yarısı) İsfahan da İmam Camii ve firuze taşlarla işlenmiş Şeyh Lütfullah Camileri görülmelidir. Dünyanın en büyük ikinci meydanı olan Nakş-i Cihan meydanı gezilmelidir. Meydanda kısa bir fayton turu yapılmalıdır.

Ali Kapı Köşkü, Vank Ermeni Katedrali,

Tarihi İsfahan köprüleri görülmelidir.

Toplam 360 km uzunluğu ile şehri ikiye bölün Zayenderud nehri manzarası eşliğinde çay içilmelidir.

 

Ne Yenir

Burada İran’a özgü safranlı dondurmanın tadına mutlaka bakılmalıdır.

 

İran İsfahan

GEZİLECEK YERLER

İran İsfahan Nashsh-e Cihan Meydanı-İmam Meydanı

 

Nashsh-e Cihan Meydanı-İmam Meydanı

Şehrin en büyük meydanlarından birisidir ve dünyada ve İran’da İslam mimarisinin en seçkin örneklerinden birisidir. Bu nedenle 1979 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

160 x 500 metre ebatlarıyla Moskova Kızıl meydanın iki katı büyüklüktedir. Yani dünyanın en büyük 2’nci meydanıdır.

Meydanın çevresinde: Mescid-i İmam, Şeyh Lütfulah Camileri, Ali Kapı Sarayı, Kayseriye Çarşısı, Chel Sütun Sarayı, Sallanan Minareler bulunur. Ayrıca havuzlar muhteşem güzeldir.

Meydanda: kuklacılar, fal bakıcıları, farsça beyitler okuyan halk şairleri görebilirsiniz.

Meydana açılan iki sıra dükkanda: el sanatları, mine işli aynalar, örtüler, minderler, nargileler, halıcılar, sedef kakmacılar, antikacılar, minyatür ustaları, gümüşçüler bulunuyor. Dinlenmek için meydanın Ali kapısındaki çıkışta çimleri düşünün zaten akşam saatlerinde, bu bölüm yani çimlerin üstü piknik tarzı dinlenen şehirlileri görebilirsiniz.

Meydan çevresinde gezmek için faytonlar vardır.

İran İsfahan İmam Camisi-Nakş-e Cihan

 

İmam Camisi-Nakş-e Cihan

Meydanın hakim kenarına konuşlanmış İmam Camisi vardır ve en çarpıcı yapılardan birisidir.

Cami, Safeviler döneminde, Şah Abbas tarafından 1598-1638 yılları arasındaki süreçte yapılmıştır. Çünkü Şah Abbas I, saltanatının 24’ncü yılı için bu caminin yapımını 1020 yılında başlatmıştır. Ancak binanın dekorasyonu ve uzantıları halefleri yönetimi sırasında tamamlanmıştır. Baş mimar ve binanın sorumlusu Ostad Ali Ekber İsfahani ve Moheb Ali Beik’tir.

Cami, mimarisi, çini çalışmaları ve taş oymacılığı açısından, 16’ncı yüzyıl başyapıtıdır. Yapının mimarisinde seramik ve tahta oymacılığı işleri üst düzeydedir. Ayrıca yedi renkli çini süslemeleri ve hat yazılarının güzellikleri de görülmeye değerdir. (Yedi renkli çini süslemeleri: bu çini çalışmaları, yeni bir yöntem benimsenerek ve acele renkler seçilerek yapılma yöntemidir)

Böylece bazı bölümlerde yeni tarz ile dekore edilmiş ve eski ve bu süslü çinilerle bazı ışık koşullarına göre farklı bir renk ortaya çıkmaktadır.

Caminin ilginç özelliklerinden birisi de güney bölümünde dev kubbenin ortasında sesin yankılandığı yerdir. Bu akustik özelliklerden sadece 12 tanesi insan kulağı tarafından algılanmaktadır. Bu kubbenin yüksekliği 52 metredir. Minareler ise 42 metre yüksekliğe ulaşır.

İran İsfahan Şeyh Lütfullah Camii

 

Şeyh Lütfullah Camii

İmam meydanının doğusundaki cami Safevi döneminde, Şah Abbas I emriyle yapılmış ve 18 yıllık süreç sonunda 1619 yılında tamamlanmıştır. 16’ncı yüzyılın mimarisi ve çini çalışması harikasıdır. Bu yapının mimarı Ostad Muhammed Rıza İsfahani’dir.

İlk yapıldığında, mekan dini sohbetler, dersler ve kişisel ibadet için yapıldığından minareleri ve avlusu yoktur. Yani sıra dışıdır.

Cami, ismini Lübnan’dan İsfahan şehrine gelen saygın İslam alimi Şeyh Lütfullah’tan almaktadır. (Lübnan’da Şii mezhebinin büyük din adamlarından biridir.) Kendisi, Şah Abbasın eşinin babasıdır ve hukuk alimidir.

Üst kaide iç döşeme çalışmaları süslemeleri, mozaik çinilerle kaplıdır. Caminin mimari ihtişamı açısından yabancı arkeologlar “pek insan eliyle yapılmış bir ürün olarak kabul edilemez” şeklinde yorum yaparlar.

Caminin kubbesi, günbatımında renk değiştirir. Pembe renkli kubbe, ışık koşullarına bağlı olarak krem renge dönüşür. Kapıda, Safeviler döneminden kalma çini süslemeler ilgi çeker. Söylenenlere göre, cami ile Ali Qapu Sarayı arasında bir tünel vardır ve bu tünel, halkın arasına karışmadan namaza katılmak isteyen eski hanedan kadınları tarafından kullanılmıştır.

İran İsfahan Ali Qapu Sarayı

 

Ali Qapu Sarayı

İmam meydanını batısındadır. Safevi dönemi saray mimarisinin eşsiz bir örneğidir. Eşsiz arkaik mimari, Safevi dönemiyle ilgilidir.

Şah Abbas’ın emriyle 1596 yılında yapılmıştır. Meydana hakim bir konumuyla dikkati çeker. Şah Abbas, meydanda yapılan törenleri buradan izliyormuş.

Sarayın katları duvarları ve tavanlarında, değişik süslemeler dikkat çekiyor. Bu süslemelerde, geyik, tilki, tavus kuşu, bülbül ve güvercinler resmedilmiştir. Ancak sarayda herhangi bir mobilya kalmamıştır. 6’ncı kattaki sarayın müzik odası, fars müzik aletleriyle doludur.

5 katlı sarayda, sarayın terası, şehir manzarasını seyretmek için oldukça uygundur ve çıkmayı unutmayınız. Sarayın 6’ncı katı, Şah Abbas II döneminde, bir kraliyet salonu olarak ana binaya ilave edildi.

İran İsfahan Cuma Camii-Mescid-i Cuma-Jameh Mescidi

 

Cuma Camii-Mescid-i Cuma-Jameh Mescidi

İran’da her şehirde Cuma namazları mülki amir tarafından kıldırılıyor ve mülki amir, namazdan sonraki hutbede siyasi ve toplumsal konularda konuşmalar yapıyor.

20 bin metrekarelik alana kurulu bu cami, İran’ın en büyük camilerinden biridir. Asıl caminin çıkan bir yangında yok olması nedeniyle 1121 yılında tekrar inşa edilmiştir. Ancak Selçuklu, Moğol ve Safavi dönemlerinde bir takım değişikliklere uğramış ve eklentiler yapılmış. Faal olan bu camiye turistler 5000 riyal (yarım dolar) ile bilet alarak girebiliyorlar. Kapalı alanı oluşturan yüksek sütunlar, havalandırma sistemi muhteşem.

Caminin içindeki kubbelerden birinin adı “Nizamül Mülk Kubbesi” dir. Cami geniş bir avlu, tonoz ve kubbeleriyle, mihrap bölümündeki hafif sivrileştirilen anıtsal kubbe ile, kendisinden sonra gelecek olan Selçuklu yapılarına örnek teşkil etmiştir. Evet, Cuma cami, İran’da İslam sonrası dönemin tarihsel eserlerinden biridir. Camide ayrı mimari farklı stiller, şiir ve nesir hatları görülebilir. İran’da İslam sonrası dönemin sanatsal başyapıtlarının en güzelidir.

Caminin hemen yanı başında kuş pazarı var. Zaten seslerden anlaşılıyor. Bu küçük pazarda güvercinden horozlara ve daha birçok kuşa kadar her türlü kuşa rastlamak mümkün.

Cami, 2012 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

 

Çehar Bağ

Şehrin büyümesine yön verecek şekilde tanzim edilen geniş ve uzun bir cadde, her iki tarafı ağaçlandırılmış ve Cehar Bağ olarak isimlendirilmiştir. İsminden de anlaşılacağı üzere ağaçlarla sarılmış bir caddedir. Bu cadde ile, eski şehrin tarihi dokusu, yeni şehre bağlanmıştır.

 

Chahar Bagh Okulu-Madar-e Şah

Kral annenin okulu olarak da bilinir. Safevi döneminin son mimari şaheseridir. Bu okul 1116-1126 yılları arasında Şah Sultan Hossain Safevi döneminde inşa edilmiştir. Çini çalışması açısından, Chahar Bagh Okulu benzersiz bir binaya dönüşmüştür. Çini eserlerin çeşitli türlerini içerir. Aslında okul “İsfahan Fayansları Müzesi” olarak da bilinir. Binanın yapılış amacı, üç asır önce en lüks yolcu konaklamaları için büyük bir kervansaraydır. Bu Kervansaray son zamanlarda İran’da en ünlü lüks otel yani Abbasi Otel olarak yeniden inşa edilmiştir. Bu otel mimari yapısı ile dünyada muhteşem ve benzersizdir.

 

Çehel Sütün Sarayı-40 Sütun Sarayı

Yapımına Şah Abbas döneminde başlanan saray, 1646 yılında bir resepsiyon sarayı olarak tamamlanmıştır.

67.000 metre karelik bir alanı kapsar. Çehel bağının ortasında bulunması nedeniyle bu ismi almıştır. Sarayın bahçesindeki yüksek ağaçlar ve önündeki büyük havuz dikkat çekiyor. Özellikle sarayın önündeki havuza yansıyan görüntü nedeniyle, saray 40 sütunlu saray olarak da anılıyor. Aslında sarayın selvi ağacından yapılmış, ahşap 20 sütunu var ama bunların suya yansımış hali değerlendirilerek böyle bir isim verilmiştir.

Sarayın duvarlarında, ellerinde şarap kadehleriyle raks eden kadınları izleyen Safevi hükümdarlarının saray eğlenceleri görülmektedir. Yüksek sütunlar, duvarlardaki zengin minyatürler ve işlemeli tavan ve duvarlar muhteşem güzelliktedir. Buranın bir duvarında: Osmanlı-İran ilişkilerinde Yavuz Sultan Selim’in Şah İsmail’i Çaldıran (1514) da yenilgiye uğratmasını işleyen sahne duvara işlenmiştir. Bu görüntü, hemen sarayın girişindedir.

Saray, 1705 yılında yanmış ve yeniden yapılmıştır. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

 

Haşt Beheşth Sarayı

Burası Safevi hükümdarlarının son olarak yaşadıkları saraydır. İsmi 7 cennet anlamına gelmektedir. Süleyman Şah zamanında 1599 yılında yapılmıştır. Ancak yıllar içinde harap olmuştur. Günümüzde zemin katta sadece küçük bir bölümü ayakta kalmıştır. Ancak tarihi saray, hala değerli ve ilginç bir anıttır. İslam devriminden sonra çevresine park yapılmıştır.

 

Vank Katedrali

Şah Abbas döneminde buraya göç ettirilen Ermeniler tarafından 1600’lü yıllarda yapılmış bir Ermeni kilisesidir.

Ermeniler için oldukça önemliymiş. Çünkü İsfahan şehrinde oldukça önemli bir Ermeni nüfus yaşıyormuş. İran’ın Ermenistan ile iyi ilişkileri var. Katedralin giriş, diğer yerlere göre oldukça pahalı. 30.000 riyal yani 3 dolar.

Kompleksin içinde ayrıca müze, kütüphane, eğitim alanları var. Katedralin ve müzenin içinde fotoğraf çekimi yasak. Katedralin iç duvarları muhteşem resimlerle kaplı, çok iyi korunmuştur. Ancak yapının iç duvarlarında genellikle İtalyan sanatkarlar çalıştığından, yapı Floransa kiliselerine benzerlik gösterir. Ayrıca Safevi dönemi süsleme sanatı minyatür, kuşlar ve çiçeklerde görülür.

Müzede ise Ermeni tarihi ve yaşantısıyla ilgili eşyalar, kitaplar vs var. Bir de soykırım bölümü yapılmış.

 

Sallanan Minareler-Manar Jomban-Shaking Minarets

Giriş ücreti 5000 riyal. İsfahan merkezinin 7 km batısındadır.

İçerisi sürekli kalabalıktır. Manar Jomban, 14 yüzyılda Abu Abdullah’ın türbesi olarak yapılmıştır.

Üzerinde taş işleme kitabesiyle mezar gibi duruyor. Minareler ise 17 yüzyılda eklenmiş. Özelliği, daha doğrusu kalabalığın beklediği durum: 19 metrelik minarelere çan bağlanmış, görevli minarelerden birine girip minareyi sarsmaya başlayınca, diğer minare de buna uygun şekilde sallanıyor. Bütün bu kalabalık ise bunu mucizevi bir olay olarak kaydediyor.

İran İsfahan Ateshkadeh-ye Esfahan

Ateshkadeh-ye Esfahan

Sallanan minarelerin 2 km batısındadır.

1400 yıllık bir ateş tapınağı, Sasaniler tarafından yapılmış. Tam tepedeki devasa bir taş kadeh içinde, Zerdüşt inancı gereği 24 saat ateş yanıyormuş.

Deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikteki bu tapınağın zorlu bir çıkışı ve inişi var. Ancak manzarası buna değer. Ancak tapınak günümüzde harabe haldedir. Dünyanın en eski tapınaklarından birisi olduğu öne sürülen yapıda, sadece birkaç kalıntı günümüze ulaşmıştır.

 

Hekim Camii

1000 yıl önce yapıldığı söylenen bu caminin dış görünüşü yıkık dursa da içi son derece güzel korunmuş ve faal.

 

Ali Mescit

48 metre yüksekliğindeki devasa minaresi birçok yerden görülüyor. Minare 1522 yılında Safaviler tarafından yapılmış. Ancak orijinali yıkıldı tekrar inşa edildi deniliyor.

 

Harun Vilayet Mozolesi

Hemen Ali Mescit karşısındadır. Burada hemen girişte Humeyni ve Hamaney’in mozaik resimleri görülüyor.

 

ÇARŞILAR

Şehir gümüş telkâriler ve metal işleriyle tanınır.

Alışveriş yapmak isteyenler, İmam meydanında caddeye bakmayan dükkanları tercih etmelidirler, böylece Tahran ve Shiraz şehirlerine nazaran daha ucuz mallar bulabilirler.

 

Bazaar İsfahan

17’nci yüzyıldan kalan çarşı, Ortadoğu ve İran’da en eski çarşılardan biri olarak bilinir. Çarşı eski ve yeni şehir bölgelerini birbirine bağlayan, tonozlu 2 km lik cadde boyunca uzanır. Kuzey bölümde eski şehir ve Nakş-ı Cihan meydanı vardır. Ana girişi, şehrin ve hatta İran’ın en eski camisi olan Jameh Camisi (Cuma Camisi) bölümündendir. Zaten Nakş-ı Cihan meydanının tüm çevresinde, Farsça el sanatları satılan çarşılar, tezgahlar bulunmaktadır.

 

Qeysarie Çarşısı

İmam meydanının kuzey tarafındadır. Bu çarşı genelde halı ve kilim satanların bulunduğu bir çarşıdır. Çarşı, Safevi döneminin ticaret merkezinde kuruludur. Nakş-i Cihan meydanının kuzey tarafında 1620 yılında inşa edilmiştir. Çarşı içinde ayrıca pek çok tarihi bina vardır. Çarşı her biri belirli bir ticaret veya ürün konusunda uzmanlaşmış çeşitli koridorlara ayrılmıştır.

 

Bazar-e Bozorg

1600 lü yıllarda Şah Abbas tarafından inşa edilen bu dev çarşıda yok yok.

 

KÖPRÜLER

Şehirde, Zagros dağlarından doğan Zayande nehri, batıdan doğuya doğru akar ve genellikle kurur. Kış mevsiminde donmasıyla meşhurdur. Söylenenlere göre, burada yılbaşı sayılan nevruz zamanlarında, sadece iki hafta süreyle su veriliyormuş. Nehir yatağının bilhassa yazın kuruyor olması, son yıllarda protestolara sebep oluyormuş. Çünkü bu durumun bir sebebi de hükümetin sanayi birimlerini desteklemek için suyun akışını değiştirmesiymiş.

 

Pol-e Chubi köprüsü-Siose pol köprüsü

Nehrin yukarı tarafındaki köprü şehrin en popüler yerlerinin başındadır. Köprünün kemerleri altında şarkı söyleyen, gazel okuyan insanlara rastlayabilirsiniz.

Başlangıçta, muhtemelen Selçuklular döneminde, 12’nci yüzyılda nehrin kuzey kısmında, saray bahçelerinin ihtiyacını karşılamak için su kemeri olarak yapılmıştır.

Daha sonra ise Şah Abbas yönetimi sırasında, Safevi Şahı Abbas döneminde Şah’ın en şanlı komutanlarından Allah Verdi Han’ın gözetiminde 33 kemerli köprüye dönüştürülmüştür.

295 metre uzunluğundaki köprü, şehrin en uzun köprüsüdür. Genişliği 14 metredir. Seo-se Farsçada 33 anlamına gelir. Pol ise köprü anlamındadır. Köprü: meşhur Çağar Bağ caddesi ile dışarıdan getirilen Ermeni ustaların yaşadığı Yeni Colfa mahallelerini birbirine bağlamak için inşa edilmiştir. Halen bir Ermeni mahallesi olarak kabul edilen Yeni Colfa, pek çok başka tarihi eserin yanı sıra dört asırlık Vank Katedraline de ev sahipliği yapar.

Köprüde yürümek muhteşem bir keyiftir. Özellikle köprünün ayağındaki çayhaneye mutlaka uğramalısınız.

 

Pol-e Khaju köprüsü-Shanrestan

Daha yukarıda, 24 kemerli, 123 metre uzunluğunda ve 12 metre genişliğinde, 1650 yılında Şah Abbas II tarafından yapılmıştır. 2 katlıdır. Burası aynı zamanda bir bent kapağı olarak görev yapmaktadır.

Köprünün üst tarafında yayaların kullandığı kemerli bir yol vardır. Yolun ortasındaki ana şeritte ise, eskiden atlar ve at arabaları geçermiş. Köprünün orta kısmında çini ve sanatsal işlerle süslenmiş teras benzeri yapıda ise, eskiden şahlar oturur manzaranın tadını çıkarırmış. Onlarca oda benzeri bölmeden oluşan alt kat ise yerel yöneticiler tarafından kullanılırmış.

Yerel yöneticiler, merasim günlerinde yapılan kürek yarışlarını buradan seyredermiş.

Köprünün batı ayağındaki merdivenler ise, sosyal etkinliklerde ve buluşma noktası olarak kullanılırmış. Pol-e Khaju köprüsü, yapımından 350 yıl geçmesine rağmen, hala cıvıl cıvıl bir yerdir.