Pazaryolu: Erzurum İspir kara yolu üzerindedir. Pazaryolu, Erzurum arası uzaklık: 122 km. Pazaryolu, Bayburt arası uzaklık: 77 km. Pazaryolu, İspir arası uzaklık: 23 km.
TARİHİ
Yerleşimin ilk ismi “Nor Keğ” dir ve “Yeni Köy” anlamına gelmektedir. Osmanlı döneminde ise, buranın ismi “Norgah” dır. 24 Şubat 1916 tarihinde Ruslar burayı işgal ederler. 1917 yılındaki Bolşevik ihtilalinin ardından Ruslar geri çekilir ve onların yerini Ermeniler alır. Ermeniler yörede her türlü vahşeti ve zulmü yarattıktan sonra 25 Şubat 1918 tarihinde Türk ordusu tarafından Ermeni işgalinden kurtarılır. Bu yüzdün 25 Şubat tarihi, her yıl kurtuluş günü olarak kutlanmaktadır. İlçe daha önce, İspir ilçesine bağlı iken, 1989 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.
GENEL
İlçe: düzlük ve yeşillik bir yerdedir. Çevresi dağlık, ortası bağlık bir alandır. İlçe merkezinin rakımı 1450 metredir. Karadeniz bölgesine sınır bir bölümdedir. Bu yüzden, bağlı bulunduğu Erzurum il merkezinden iklim ve diğer bazı konularda farklılık gösterir. Karadeniz bölgesine yakın olması, iklimi Erzurum’a nazaran daha ılımandır. Küçük bir ilçedir. İlçe nüfusunun yarıya yakın bölümü kırlarda yaşar. Halkın geçim kaynağı genellikle tarım ve gurbetçiliktir. Ancak en önemli özellik: arıcılıktır. Çünkü yöre, arıcılık açısından Türkiye’de bulunan ideal merkezlerden biridir. Burada yüksek kalitede bal üretimi yapılır. İlçede son 10 yılda ciddi dış göç olmuştur.
NE YENİR
Buraya yolunuz düşerse, tek önerim “bal” olacaktır, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için bal satın almalısınız. Peki ne yenmeli derseniz, “Horis” öneririm, yapımı oldukça zahmetli olmasına rağmen son derece lezzetlidir, mutlaka deneyiniz.
ÇORUH NEHRİ
İlçe sınırlarından geçen Çoruh Nehri, özellikle rafting yapmak için idealdir ve gerek yerli gerekse yabancı turistler, rafting yapmak için Çoruh nehrine gelirler.
GEZİLECEK YERLER
MERKEZ CAMİİ
Tek kubbeli ve son cemaat yerine sahip olan cami, kesme taş malzemelidir. Üzeri sıva kaplıdır. Kubbe asıl ibadet alanında 4 sütunla desteklenmiştir. Mihrap ve minberi yenilenmiştir. Caminin harim kısmına girişi sağlayan kapının üzerindeki kitabeye göre, 19’ncu yüzyılda yapılmıştır. Çatısı saç malzeme ile örtülüdür.
KÜMBETTEPE KALESİ
İlçe merkezine 1 km uzaklıktaki Kümbettepe köyünde bulunan kale kalıntıları, Orta Çağa tarihlenmektedir.
Kalenin rakımı 1470 metredir. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan kale, bölgeye hakim bir konumdadır. Doğusundan bir dere akar. Kalenin girişi, diğer yönleri son derece sarp ve ulaşılması imkansız olduğundan, güneydendir. Kalede, mimariyi belirleyecek duvar kalıntıları yoktur. Ancak kuzeydoğu ucunda, bir yapı kalıntısı bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda bölgede az sayıda keramik kalıntısı bulunmuştur.
KARAKOÇ KÖYÜ CAMİİ
İlçe merkezine 20 km uzaklıktaki Karakoç köyündedir. Caminin mimarisi Tekke mimarisine benzer ve içinde bir medrese bulunmaktadır. Bunlar değerlendirildiğinde caminin bir derviş konağı olabileceği söylenir. Bu düşünceyi destekleyen diğer bir faktör ise: Karakoç köyünün Bayburt-İspir kara yolu üzerinde bulunmasıdır. Böylece yolcuların geçici olarak konaklayacağı bir yer olarak kullanılmış olabilir.
Evet, cami hafif meyilli bir alan üzerine yapılmıştır. Eğimden dolayı, kuzey cephesinin büyük kısmı toprak altında kalmıştır. Dikdörtgen şekillidir. Güney ve batı cephe duvarlarının üzeri sarı renkli Bayburt taşından kaplanmış olup, bu taşların arası derzlenmiştir. Caminin tek şerefeli minaresi de Bayburt taşından yapılmıştır. Camiye giriş, batı tarafından yuvarlak kemer içine alınmış ahşap bir kapıdan sağlanır. İbadet alanının üst örtüsü ahşap direkler üzerine orta kısımda bir büyük, mihrap önü kısmında biraz daha küçük kırlangıç örtüyle, yanlarda ise aynı boyutta iki kırlangıç örtü sistemiyle kapatılmıştır. Caminin batı cephesi duvarı üzerindeki demir bir levha üzerine 1905 tarihi yazılıdır.
LALELİ (SERK) KALESİ
İlçe merkezinin 30 km batısında Laleli Köyünün 2 km kuzeydoğusundadır.
Kalenin kuzeybatısında ve güneydoğusunda Çoruh nehri geçer. Çoruh nehrine en yakın kalelerden birisidir. 1380 metre yüksekliğindeki kalenin, kuzeyinde İspir-Bayburt kara yolu geçer. Üzerinde bulunduğu ovaya hakim bir konumdadır. Kalenin kuzeyinde moloz taş örgü sistemi ile oluşturulan Orta çağ dönemine ait duvarlar vardır. Bu duvarlar, büyük oranda tahrip edilmiştir. Sur duvarlarının ana kayaya yakın kısımlarında duvar kalıntıları bulunur. Kalenin üzerine oturduğu ana kayanın yüksekliği yaklaşık 30 metredir. Yapılan ilk incelemelerde bol miktarda Orta Çağ’dan başlayıp Erken Demir Çağına kadar uzanan keramikler bulunmuştur. Kale 1’nci Derece Arkeolojik Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Adıyaman ilinin kuzeyinde, pek te işlek olmayan yollar üzerindedir. Yani, herhangi bir yere gelip-giderken buraya uğrama durumu yok. Yine de Çelikhan gittiğimde gördüğümde güzel bir yer olarak hafızamda kaldı. Özellikle, Çat barajı üzerinde bulunan yüzen adaları mutlaka görmeniz gerekir.
Çat baraj gölü, çevresinde atık bulunmayan tek sulak alan olarak dikkat çekiyor. Bunun sonucunda, buradan tutulan balıkların lezzeti muhteşem, bir de Çelikhan denilince muhteşem güzel tütünü unutmamak gerekir.
ULAŞIM
Çelikhan, bağlı bulunduğu Adıyaman il merkezine 57 km. uzaklıktadır. Çelikhan-Malatya arasındaki uzaklık: 95 km.
TARİH
Yöre, tarihi süreç içinde: Hitit, Asur, Pers, Makedonya, Seleukos, Roma ve Bizans devletlerinin egemenliğine şahit olmuştur. Hz. Ömer zamanında ise, Arap egemenliğine girmiş ve Keysun’a bağlanmıştır. 949 yılında, Bizanslılar yöreyi tekrar ele geçirirler. 1071 yılından sonra ise: bölge, Selçukluların eline geçer. 1391-1389 yılları arasında, bu kez Osmanlılar, bölgeyi Memluk Beylerinden alırlar. 1839 yılında Tanzimat Fermanından sonra yapılan ıslahatlar sonucunda, yöre Mamurat-ül Aziz eyaletine bağlanır.
1927 yılına kadar Akçadağ yöresine bağlı bir ilçe olan Çelikhan, 1927-1931 yılları arasında ise, Koçali Bucak Müdürlüğüne bağlanır. 1931 yılında ise, burada Bucak Müdürlüğü kurulur. 1869 yılına gelindiğinde ise: bu kez, yörede büyük bir deprem görülür. Merkez camisi civarında çok sayıda ev yıkılır ve 98 kişi hayatını kaybeder. Çünkü Doğu Anadolu fay hattı buradan geçmektedir.
1934 yılına gelindiğinde, halk arasında “Mıtık” adı verilen bulaşıcı ve salgın bir hastalık: yörede ortaya çıkar ve sonucunda birçok yöre insanı ölür, birçok aile başka yerlere göç etmek zorunda kalır. 1954 yılına gelindiğinde, Çelikhan, Adıyaman iline bağlanır.
Yörenin ilk ismi: Komişir olarak bilinir. Cumhuriyet döneminden sonra bu isim “Çelikhan” olarak değiştirilmiştir.
GENEL
Çelikhan: Güneydoğu Torosların devamı olan yüksek dağlar arasında kurulmuş bir ilçedir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 1388 metredir. Bu yüzden, genel coğrafi yapı olarak: dağlık ve engebelidir denilebilir. Yörede: Abdulharap çayı üzerinde, Çat barajı kurulmuştur.
İlçe halkını geçimini: tarım ve hayvancılık yaparak sağlamaktadırlar. Ancak, yörenin arazilerinin engebeli oluşu nedeniyle, tarıma elverişli alanlar oldukça sınırlıdır. Yine de, tütün, hububat, meyvecilik ve sebzecilik yapılmaktadır. Özellikle, tütün ön plana çıkmaktadır. Çelikhan denilince akla tütün gelir.
Sert, temiz ve kaliteli bir tütün olarak biliniyor. Tadı, kokusu ve içiminin güzel olduğu söyleniyor. Özellikle, bu tadı ve lezzeti bilenler, bu tütünü kapışıyorlar. Yörede karasal iklim hüküm sürmektedir ve buna bağlı olarak: kışları kar yağışlı ve soğuk yazları ise sıcak ve serin geçer. Ancak, rakım yüksek olduğundan, Adıyaman ilinin diğer ilçelerine nazaran yaz ayları daha serin geçer.
BAL, KÜLTÜR VE TURİZM FESTİVALİ
Çelikhan ilçesinde 10 bin arı kovanı kapasitesi bulunuyor ve 200 aile geçimini arıcılıktan sağlıyor. Her yıl Ağustos ayının 1-3 günleri yapılır. İlçenin en büyük gelir kaynaklarından birisi olan Çelikhan Balını ulusal düzeyde tanıtmak ve üreticileri teşvik etmek, ürün için Pazar bulmak amacıyla düzenlenir. 3 gün süren festival kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlenir.
GELENEKSEL JARİ ŞENLİKLERİ
Her yıl 2700 metre rakımlı Akdağ’dan akan ve birçok hastalığa şifa olduğu söylenen soğuk Jari suyunun turizme kazandırılması ve bölgenin tanıtılması için Ağustos ayında düzenlenir.
GEZİLECEK YERLER
SAAT KULESİ
2012 yılında Çelikhan Belediyesi tarafından yapılmıştır. Kulenin yüksekliği 11 metredir. Kulenin dört bir yanında Çelikhan’ı simgeleyen resimler vardır. Kule, Selçuklu ve Osmanlı mimarisini yansıtır.
ÇELİKHAN İÇMESİ
İlçe merkezinin 23 km kuzeydoğusundadır. Korucak deresinin yamaçlarından çıkan içme suyu, Esenli köyü civarında yer alır. Her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında çevre il ve ilçelerden buraya yoğun ziyaret var, yıllık olarak yaklaşık 15-20 bin kişinin geldiği söyleniyor. Ancak suyu oldukça şifalı olmasına rağmen burada herhangi bir tesis bulunmuyor, çevre kirli ve pis, derenin temizlenmesi ve acil olarak tuvalet yapılması bekleniyor.
Çelikhan içmesinin içme suyu hakkında 1981 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından verilen rapora göre şu hastalıklara şifa vermektedir: mide, bağırsak, safra salgısını azaltan hastalıklar, mide asidi azaltması veya artmasına bağlı hazım bozuklukları, gastrit veya ülser geçirmiş, ülser ameliyatı olan kişilerde, asabi nedenlerle ishaller, kabızlık, karaciğerin ve safra kesesinin kronik nezle, safra kesesi ameliyatı sonrası şikayetler, şişmanlık, gut ve diyabet, böbrek taşları, bağırsak parazitlerinin giderilmesi.
ÇAT BARAJI-ABDÜLHARAP GÖLÜ VE YÜZEN ADALAR
İl merkezine 59 km ve ilçe merkezine 3 km uzaklıktadır.
Gölün üzerinde 1985 yılında yapımına başlanıp 1996 yılında biten Çat Barajı vardır. Toprak ve kaya dolgu tipi olan barajın gövde hacmi 2.5 milyon metre küptür, akarsu yatağından yüksekliği 78 metredir. Barajın en büyük özelliği, üzerinde hiçbir atık suyun olmamasıdır. Yani üzerinde herhangi bir fabrika atık suyu ve kanalizasyon yoktur.
Baraj suyunun yapılacak tünellerle Çelikhan ve Bulam ovalarını sulaması planlanır. Gölün su seviyesi iklim şartlarına ve beslendiği su kaynaklarına göre değişir. Hiçbir atık suyun karışmadığı gölün suyu oldukça temizdir, olta balıkçılığı için idealdir.
Ayrıca göl yüzeyinde, yaklaşık 2000 yıllık süreçte oluşan, yoğun saz ve otlarla kaplı onlarca yüzen ada vardır. Bu özellikleriyle Abdülharap gölü, hem dinlenme alanı hem de sportif olta balıkçılığı açısından tercih edilir.
Çelikhan Çat barajı Petelik mevkiinde bulunan yüzen adalar vardır. Bunlar: 3 bin yılda oluşumunu tamamlayan, bitkilerin 3-5 metreye kadar giden kılcal köklerinden oluşan ve genişlikleri 100 ile 1000 m. Kareye kadar büyüyen adalardır. Adaların üzerinde keçemsi ve saz gibi birbirini tutan bitkiler vardır. Bunlar sudan daha az yoğun bir kara kütlesi oluştururlar ve adalar meydana gelir.
Yüzen adaların sayısı: suyun debisine bağlı olarak 30 ile 80 arasında değişmektedir. Çat barajında, mevsimsel olarak su seviyesinin yükselip alçalması ve dalgalanmalar nedeniyle yüzer durumda olan, ülkemizde ve dünyada eşine çok az rastlanan doğa harikası bu çim adacıklar kıyıya vurmaktadır.
Baraj suyunun tarımsal amaçlı olarak kullanılması nedeniyle su seviyesinin düşmesi sonucu kıyıda kalan ve korumasız olan bu çimler, halk tarafından tahrip edilerek yakılmakta veya çiçek gübresi olarak satılmaktadır. Bu nedenle böyle bir doğal güzelliğin turizme kazandırılması için gerekli önlemlerin alınması şarttır.
ZERBAN MESİRE ALANI-GELENEKSEL ZEBRAN ŞENLİKLERİ
İlçe merkezinin 5 km kuzeybatısındaki Pınarbaşı beldesindedir. Özellikle yaz aylarında yoğun ziyaretçi akını olur. Alevi vatandaşlar tarafından burası kutsal sayılır. Burada bulunan türbe, çevre il ve ilçelerden gelen Alevi ziyaretçiler tarafından bir çekim alanıdır. Çevre düzenlemesiyle yöre iyi bir potansiyele sahip olmuştur.
Her yıl, Temmuz ya da Ağustos ayında yapılır. Festival, Pınarbaşı (Bulam) kasabasında bulunan Zerban anıtı ve kutsal sayılan Zebran suyu çevresinde, Alevi kesim tarafından düzenlenir. Zebran suyunun bir efsanesi vardır. Zebran, siyah elbiseli, mavi gözlü, sarı saçlı ve uzun boylu bir kızdır. Efsaneye göre, adını verdiği kaynağın yanında arada sırada görünürmüş, inanılası değil ama efsane böyle diyor. Yine bir efsane: eskiden kasaba halkı üzerine “Kav Aşireti” saldırır.
Aşiret adamları Zebran’ın yanına geldiğinde, Zebran onların üzerine ateş püskürtür ve Kav Aşiretinin birçok adamı ölür. Sonuç olarak, Zebran köylülerin yardımına koşan, uzun boylu, sarışın ve renkli gözlü bir kızdır. Zebran adındaki bu kutsanmış kız, su kaynağının etrafında göründüğünden bu kaynağa Zebran adı verilmiştir. Bir de türbe bulunuyor. Suyun tam kaynağında, yuvarlak planlı, üstü kapalı bu türbe, ziyaretçilere umut ve şifa dağıtıyor. Evet, Zebran ile ilgili son bir efsane anlatalım. İki çingene kadın kasabada hırsızlık yaparlar.
Kasabalı bu iki kadını yakalar, ancak ellerinde delil yoktur, kasabalılar “Eğer hırsız değil iseniz Zebran üzerine yemin edin” derler, kadınlar “Zebran üzerine hırsız değiliz diye yemin ederler” ancak yalan yere yemin eden iki kadın, ertesi gün ölür. Bunun üzerine yöre insanı haklı-haksız Zerban üzerine yemin etmezler. Zebran şenliklerinde hep birlikte eğlenilir, birlik ve beraberlik mesajı verilir.
Evet halk kendi inanışlarına göre, burayı ve türbeyi ziyaret ederler. Ziyaret edenler: türbe denilen yerde taşları öperler, toprak alırlar ve çaput bağlarlar. Ziyaret amacı ise: günahlardan arınmak, çocuk sahibi olmak, kısmet açmak, hastalıklardan kurtulmaktır. Zerban suyunun başında yatmak ta: bu arzuların gerçekleşmesi için etkin imiş.
HAVŞERİ PINARI
İlçe merkezine bağı Pınarbaşı kasabasındadır. Pınar: Bulam çayının ana kaynağıdır. Suyunun soğuk olması ve söğüt ağaçlarının yarattığı gölgelikler, buranın halk tarafından tercih edilen bir günübirlik piknik alanı olmasını sağlamıştır.
Yerin altından çıkan tertemiz ve berrak su aynı zamanda buz gibidir. Ancak, bu kaynağın suyu: Çelikhanlılar yanında Adıyamanlılar için de, şehirdeki susuzluğun önlenmesi için bir çare olarak düşünülmektedir.
DOĞANLI ÇINARI TABİAT ANITI
Doğanlı köyünde bulunan bu anıt ağacın 550 yaşında olduğu biliniyor. Çınar, Adıyaman-Çelikhan kara yolu üzerinde olup, Adıyaman il merkezine 40 km uzaklıktadır. Doğanlı köyü vadisinde, kuzeye bakan yamaç üzerindeki sürekli bir su kaynağının yanı başındaki çınar ağacı volkanik kumlu topraklar üzerinde gelişmiştir.
Ağacın uzunluğu 40 metre, çapı 3.82 metre ve kapladığı alan 12 metre karedir. Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından 2006 yılında Anıt Ağaç olarak tescil edilmiştir. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, yöre halkı piknik yapmak için burayı ziyaret ederler.
JARİ YAYLASI
İlçe merkezinin güneyinde, Akdağ’ın 2550 metre yüksekliğindeki bu yaylada bulunan “jari suyu”, yörenin en soğuk suyu olarak önem kazanmaktadır. Burası: ilçe halkı tarafından günübirlik piknik yapılmakta kullanılmaktadır.
Ancak, yatılı olarak da kalınmaktadır. Çünkü, ulaşımın zor olması nedeniyle, günübirlik kullanım nispeten güç olmaktadır. Ancak, yaylaya ulaşım için araba yolu yok, ulaşım ya yaya olarak ya da binek hayvanlarıyla sağlanmaktadır.
KOYUNPINARI YAYLASI
İlçe merkezine bağlı, Korucak köyünün Tucak dağının 2000 metre yüksekliğindeki bölümündedir. Yayla: özellikle yaz aylarında Malatyalıların akınına uğramaktadır. Burası: günübirlik piknik ve dinlenme yeri olarak kullanılmaktadır. Ayrıca: burada yazlık villa tipi evler de var.