Edirne İpsala


Edirne İpsala: Yörede sınır kapısının bulunması nedeniyle, büyük bir canlılık ve hareketlilik söz konusudur. Özellikle, yaz aylarında, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın giriş-çıkışları nedeniyle, yoğun araç trafiği söz konusu olmaktadır.

İpsala denilince, akla gelen bir diğer obje: pirinçtir. Bu bölgede üretimi yapılan pirinç, ülkemizin en lezzetli pirincidir.

Edirne İpsala

ULAŞIM

İlçe merkezinin 2 km. güneyinden geçen ve Yunanistan sınırına kadar giden E-25 kara yolu, sınırda İpsala Sınır Kapısına ulaşır.
İpsala, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine, 108 km. uzaklıktadır. İpsala-Keşan arasındaki uzaklık 28 km. dir.

TARİH

Yörede, tarihi süre içindeki ilk yerleşimcilerin “Traklar” oldukları bilinmektedir. Bölge, Sultan I. Murat zamanında, Evranos Bey tarafından 1356 yılında ele geçirilmiştir.
O dönemde çayırlık olan çeltik alanları, Osmanlı ordusuna at yetiştirilmek üzere kullanılan alanlarmış. Buralardaki otluk alanlarda, gayet güzel atlar yetiştiriliyormuş. Osmanlı ordusuna giren İpsala tayları, Türk akıncılarının zaferlerinde önemli görevler üstlenmişlerdir.
Bölge, 1928 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

İpsala: tamamen düz olmayıp, alçak tepeler ile engebeleşen bir bölgedir. Yani, dalgalı düzlükler görülür. Bu düzlükler, özellikle kuzey ve doğu kesimlerinde, 100 ile 300 metre arasında değişir. Batı bölümde ise, İpsala ovası görülür.
Bölgenin en büyük özelliği: Meriç ırmağının, bu bölgedeki etkinliği ve sık sık bölgeyi su basmasıdır. Ancak, uzun süre devam eden bu durum, 1960’lı yılların başında, Meriç ırmağı boyunca yapılan setlerle nispeten durdurulmuş ve bölge, tarıma elverişli konuma getirilmiştir. Öte yandan, Meriç ırmağı yanında, Ergene ırmağı da, bölgenin sınırlarını belirlemektedir.

Bölge insanının ekonomik etkinliklerinin başında: tarım gelmektedir. Tarım denilince: hububat ve ay çiçeği üretimi başı çekmektedir. Ayrıca, çeltik yani pirinç üretimi de yaygındır. Sulu tarımın büyük bir kısmını çeltik ekimi kapsamaktadır. Özellikle, aranılan bir tür olan “baldo pirinç” bölgede yetiştirilmektedir. Ülkemizin en kaliteli pirincinin bu bölgede yetiştirildiği söylenmektedir.

Bölgenin iklimi: karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup, gündüz ve gece sıcaklıkları arasındaki fark büyüktür. Yağışlar, kış ve bahar aylarında yoğundur. Yazın nem oranı fazla olduğunda, bölgede, yoğun olarak çeltik ekimi yapılır.

İPSALA ÇELTİK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ

Her yıl Ağustos ayında düzenlenmektedir. Festival şenliklerinde, 5 gün süresince, yerli ve yabancı toplulukların halk oyunları, paraşüt gösterileri, çeşitli yarışmalar, pirinç yemekleri yarışmaları, lazer gösterileri, yelken yarışları, çeltik güzeli yarışması, konserler ve havai fişek gösterileri düzenlenmektedir.

KEL ALİÇO PEHLİVANI ANMA VE YAĞLI GÜREŞLER FESTİVALİ

Aliço pehlivan köyünde, tarihi süreç içinde, uzun yıllardan bu yana yapılmaktadır. İlk olarak ise, 1950-1960 yıllarında düzenlenmiştir.
Her yıl, 16 Mayıs tarihinde yapılmaktadır. Kel Aliço güreşlerini kazanan pehlivan, büyük ihtimalle, Kırkpınar güreşlerinde de finale kalarak, başpehlivanlığı almaktadır.

Edirne İpsala

İPSALA SINIR KAPISI

Türkiye-Yunanistan arasındaki, en modern sınır kapısıdır. Yerli ve yabancı turist ve işçiler ile transit geçişler için kullanılmaktadır.

NE YENİR/NE İÇİLİR

Bu bölgeye yolunuz düşerse: yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: gözlü akıtma yani krep ve ince akıtma ve gözleme yiyebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Buralara yolunuz düşerse, pirinç almanızı öneririm.

Edirne İpsala
Edirne İpsala

 

GEZİLECEK YERLER

İpsala yöresinde, tarihi ve turistik kalıntılardan ziyade, turizm faaliyetlerinin temelinde “av turizmi” gelmektedir. Çünkü, burası yerli avcılar için tam bir av cennetidir. İpsala’nın güney ve Enez’in kuzey bölgeleri arasında kalan geniş ovalar, sazlık ve bataklıklarda ve göllerde: av hayvanları bulunmaktadır. Ayrıca: uçar hayvan avcılığı yanında, kara avcılığı da yapılmaktadır.

ALACA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ

Osmanlı akıncılarından, Alaca Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı: kesme taştan yapılmıştır. Ancak, yapının ilginç tahta işçiliği ve işgaller sırasında tahrip edilmesi, günümüze güzelliklerinin ulaşmasını engellemiştir. Yine de, cami, günümüzde kullanılmaktadır.

Edirne İpsala Su Kemerleri

SU KEMERLERİ

Bu su kemerleri, Osmanlı yığma taş işçiliğinin en büyük örneklerindendir. Kesme taşlardan yapılmış olan kemerler: geleneksel kilit taşı tekniğinin en iyi şekilde kullanıldığını göz önüne sermektedir. Çünkü, böylesine geniş bir kemerde ve üzerinde fazlaca ağırlığa rağmen, kilit taşı tekniğinin kullanılmış olması, büyük bir mühendislik yeteneğidir. Ancak, bu su kemerlerinden, günümüze yalnızca bir tanesi gelebilmiştir.

SULTAN I. MURAT CAMİSİ

Sultan I. Murat tarafından yapımına başlatılan cami: padişahın Kosova savaşına gitmesi nedeniyle tamamlanamamıştır. Sultan I. Murat, Kosova savaşı sonunda şehit düşünce, kubbeli olması planlanan yapının üzeri çatı ile örtülmüştür. Cami, tek minarelidir.

Keşan tanıtımı.

Edirne tanıtımı.