Amerika New york Genel

Amerika New york Genel

Şehir: “Büyük Elma” ve “Uyumayan Şehir” olarak da tanımlanır. 24 saat açık olan metrosu ve yoğun trafiğiyle biraz önce söylediğim gibi, hiç uyumayan şehir lakabı buraya uygun görülmüştür.

Amerika’nın en kalabalık şehri ve dünyanın en kalabalık Metropolitan alanlarından birisidir.

New York: rahat bir şehirdir, çekicidir, kolaylıkla gezilir ve dünyanın en güvenli büyük şehirlerinden birisidir. Dünyanın “Kültür Başkenti” olarak tanınır ve bilinir. Ayrıca: önemli uluslar arası diplomasi merkezi olan “Birleşmiş Milletler Genel Merkezi” buradadır.

Evet, şehir hakkında bazı sayısal bilgiler vermek istiyorum.

Şehir: dünyanın en büyük doğal limanlarından birinin üzerine kurulmuştur.

Yönetim olarak, 5 ilçesi bulunmaktadır. Bunlar: Manhattan, Brooklyn, Queens, Bronx ve Staten Island’dır.

Şehir merkezindeki nüfus, yaklaşık 8 milyondur ve çevredeki banliyöler ile bu nüfus yoğunluğu, 12 milyona kadar çıkmaktadır. Bunun yanında, şehir önemli bir göçmen şehridir ve bu şehirde, 170 farklı dil konuşulmaktadır.

Şehrin yüzölçümü: 778 kilometrekaredir. Sahillerinin toplam uzunluğu: 29 km. dir. Şehirde 1100 park, bahçe ve oyun alanı bulunmaktadır. Müze sayısı ise, 120 dir. 400 galerinin bulunduğu şehirde, 30’dan fazla alışveriş merkezi ve 400 tiyatro bulunur. Gökdelenlerin sayısı 100 iken, kilise sayısı 3500 dir. 25.000 restoran şehirliler ve ziyaretçilere hizmet eder.

12.000 taksi ise, şehir içi ulaşımının can damarıdır. Her gün yaklaşık 4 milyon insan, şehir metrosunu kullanır. 2.5 milyon kadar insan ise, şehir içi ulaşımında otobüs kullanır. Evet: şehrin caddelerinde gezerken: İrlandalı, İtalyan, Çinli, Yahudi, Alman, Porto Rikolu ve Afro-Amerikalıları, beyaz Anglo-Sakson Protestanları görecek ve bunların arasında kaybolacaksınız.

Evet, gelelim ziyaretçilere, her yıl 17 milyon insan, New York şehrini ziyaret etmektedir.

Amerika New york Genel

ULAŞIM

Şehirde, üç büyük havaalanı bulunmaktadır. Ama, hangi havaalanını kullanırsanız kullanın, şehir trafiğine kapılmadan uçak kalkış saatine yetişmek için çok önceden hareket etmenizi öneririm, çünkü muhteşem bir trafik oluyor ve uçak kaçırmak mümkündür.

En büyük havaalanı “John F. Kennedy Airport, JFK” havaalanıdır.

Burası: “Queens” ilçesindedir ve “Midtown Manhattan”dan, 24 km. uzaklıktadır. Havaalanında, 9 terminal bulunmaktadır. Bu yüzden uçuşunuzun hangi terminalden olduğunu mutlaka bellemelisiniz. Burada, toplu taşıma için: “Ground Transportation” yazılı tabelaları takip etmeniz gerekir. JFK havaalanından, Manhattan’a yaklaştıkça, gökdelenlerin muhteşem etkileyiciliğini görürsünüz.

Taksi kullanmak isterseniz: bagaj teslim alanı dışındaki sarı taksileri kullanabilirsiniz. Bunlar ile, Manhattan merkezine yaklaşık 30-60 dakika arasında ulaşabilirsiniz. Ancak, taksi kullanacaklar için, üniformalı şöförlerin kullandıkları taksileri tercih etmelerini öneririm.

New York Airport Service noktasından hareket eden otobüsler, taksilerle aynı sürede yolculuk yaparlar. Her 15-30 dakikada bir hareket eden bu otobüsler, 15 Dolar karşılığında, Grand Central Terminal, Penn İstasyonu ve Port Authority Otobüs garajına kadar giderler.

Yoğun trafikten kaçınmak isterseniz, metroyu tercih etmenizi öneririm. Gerek trafikten uzak durması ve gerekse kara yolculuğuna göre çok daha ucuz olması tercih sebebidir. Ancak, metro, yorucu, külfetli ve zaman alıcıdır.

Şehirdeki diğer havaalanı “Newark Liberty Airport” havaalanıdır.

New Jersey bölgesindedir ve şehir merkezinden 26 km. uzaklıktadır.

Buradan: şehir metrosuna ulaşan servisler bulunmaktadır. Ayrıca: buradan taksi kullanmak isterseniz, muhtemelen şehir merkezine ulaşmak için, 40-60 Dolar arasında ücret ödemeniz gerekir. Otobüs kullanırsanız, bu kez: 15-20 Dolar ödemeniz gerekir.

“Fiorello La Guardia Airport” havaalanı, genellikle iç hatlara hizmet vermektedir. Ayrıca, Kanada ve Karayipler için uçuşlar buradan yapılır. Burası, Manhattan şehir merkezine, 14 km. uzaklıktadır. Buradan şehir merkezine taksi ile ulaşmak isterseniz, 20 dakikalık bir yolculuk için, muhtemelen 20-30 Dolar ödemeniz gerekir.

Amerika New york Genel

ELEKTRİK

Amerika’nın birçok şehrinde olduğu gibi New York şehrinde de elektrik akımı: 110-120 Volttur. Yani, siz yanınızda götürdüğünüz elektrikli cihazları kullanmak isterseniz, mutlaka “3 fişli” bir adaptör almanız gerekir.

Ayrıca, bu ülkeden alacağınız elektronik cihazları ülkemizde kullanmak için de, bu tür bir adaptör gerektiğini unutmayın. Özellikle cep telefonunuz için veya traş makinanız için, mutlaka bu adaptörü ya Türkiye’den gitmeden alın, ya da gittiğiniz gibi arayıp bulmalısınız.

Amerika New york Genel
Amerika New york Genel

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMINDA METRO

Şehirde metro ağı çok yaygındır. Eğer, başka bir şehirden karayolu ile buraya gelecekseniz yani araç kiraladı iseniz, metronun en dış hatlarından birinin istasyonundaki otoparka aracınızı bırakmanızı ve gezinizi metro kullanarak yapmanızı öneririm, çünkü şehir merkezine yaklaştıkça araç kullanımı yani trafik ve araç parkı mümkün olmamakta, park yerleri muhteşem yüksek ücret ödeyerek kullanılmaktadır.

Benim size önerim, şehri gezmek için mutlaka metroyu kullanın. İlk metro istasyonundan bir metro haritası alın ve gideceğiniz yerleri belirleyerek, renklerine göre metro kullanın.

Metro kullanımı için, istasyonlarda para attığınızda alabileceğiniz tek seferlik biletler olduğu gibi çok kullanımlı “Metro Cart” da edinebilirsiniz.

“Tek Ride Metro Card”: Satın alındıktan sonra, 2 saat için sınırsız kullanım sunar. Ücreti: 2.5 dolardır.

“Pay-Per Ride Metro Card”: Yerel otobüs veya metroya bindiğinizde, kartınızdan 2.25 dolar düşer. Ekspres otobüs gezisinde ise 5.5 dolar düşer. Ama, karta her zaman para yükleyebilirsiniz. Kart maliyeti: 4.5 dolardır. 10 dolar ve daha yukarı para yüklemelerinde: % 7’lik bir ikramiye elde edilir.

Yani 10 dolar ödediğinizde , kartınıza 10.70 dolar yüklenir. Şehirde birkaç gün kalmayı düşünüyorsanız, bunu almanızı ve kullanmanızı öneririm. Son bir not: bu kart alırsanız, metro ve yerel otobüs transferlerinizde (2 saatlik bir süreçte) iki yerine tek biletle seyahat edebiliyorsunuz.

“Sınırsız Ride Metro Card”: 7 günlük 29 dolar karşılığında ve 30 günlük 104 dolar karşılığında alınan bu kart: şehirde uzun süre kalacaklar için idealdir.

Metro hakkında biraz bilgi vermek istiyorum. Metrolar kirlidir ancak 24 saat çalışan metrolar, şehirde bir yerden bir yere ulaşmak için en iyi vasıtadır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, mesafe bakılmaksızın bir biniş 2.25 dolardır ve bu bilet ile metro hatları arasında transfer yapabilirsiniz.

Geçmişte metrolarda birçok kanun dışı uygulama olmasına rağmen günümüzde gerekli önlemlerin alındığı görülüyor.

Amerika New york Genel

TAKSİLER

Şehirdeki taksiler genellikle “Manhattan” ve hava alanlarında bulunmaktadırlar. Diğer 4 ilçede, pek taksi bulmak mümkün olmamaktadır.

Şehirdeki resmi taksiler “sarı” renklidir. Aracın kaputu üzerinde “madalyon” ve çatısında ise “taksi numarası” ve “ışık” bulunmaktadır. İlk hareket 2.5 dolar ile başlamaktadır ve her km için 0.5 cent işler ve gece ücreti farklıdır, taksimetreler bulunmaktadır.

Bazı taksiler kredi kartı kabul etmektedirler, ancak kredi kartı kabul etmeyen taksi şoförleri, binmeden önce sizi uyarırlar.

Taksinin tepesindeki ışık yanmıyorsa: o taksi meşguldür. Taksiler hakkındaki son ve önemli uyarım: taksiler öne 1 kişi ve arkaya 2 kişi haricinde kesinlikle yolcu almazlar.

Yani: 4 veya daha fazla kişi iseniz, birden fazla taksi tutmanız gerekir, bir taksiye binmek için asla ısrar etmeyin. Manhattan bölgesinde taksi bulmanın çok zor olduğunu ve özellikle iş çıkış saatlerinde asla taksi bulamayacağınızı da belirtmek isterim.

Amerika New york Genel

İKLİM

Sonbaharın son dönemi, oldukça güzeldir. Hava sıcaklığı: Haziran ayında 25 derece civarına ulaşır. Daha sonra yaz sıcakları başlar. Temmuz ve Ağustos aylarında, rutubet yükselir ve sıcaklık ortalama 28 derece civarına yükselir. Kasım ayına doğru, hava şartları yumuşar ve rüzgarlı-fırtına mevsiminin gelmesiyle, kar beklentisi başlar. Kışın ortalama sıcaklık 2 derece civarına inmektedir.

Yaz aylarında, hava sıcaklıklarının yükselmesiyle; aileler kumsallara yönelir ve şehir sakinleştiği için: mağazalar ve restoranlar daha uygun ücret sunarlar.
Şehri kışın ziyaret etmek isterseniz: sıkıca giyinmeniz gerekir, fakat şehirdeki etkinlikler sizi yeterince hareketlendirecektir.

Evet ben bu şehri Temmuz ayında ziyaret ettim ve maalesef muhteşem bir yağmur ile karşılaştım. Yani, Temmuz ayı, tam yazın ortası derken, günümüzün yarısı, şiddetli yağmurdan korunmak için kapalı yerlerde beklemekle geçti. Bu yüzden: bu şehri ziyaret etmek isterseniz, bence yazın gitmelisiniz. Yani: Haziran-Temmuz-Ağustos ayları bu şehri ziyaret için en uygun dönemlerdir. Ama, hani olur a, nadir de olsa yağmura yakalanırsanız, kısa süreli beklemeler yapmanız gerekebilir.

Amerika New york Genel

ŞEHİRDEKİ ETKİNLİKLER

OCAK-ŞUBAT AYLARINDA

“Yılbaşı Gecesi”; “Times Meydanı”nda, gece yarısı olması ile birlikte, devasa bir top yuvarlanır ve yaklaşık meydanda biriken 1 milyon kişi, yeni yılın gelişini kutlar.
“Çin Yeni Yıl Kutlamaları” ise: Çin mahallesinde: aslan giysili dansçılardan oluşan geçit töreninde, ziller, gonglar ve davullar çalar.

MART-NİSAN AYLARINDA

St Patrik Günü” alayı: 17 Mart gününde düzenlenir. Bu alayda: gaydacılar çalgılarını çalarken, bandolar “Fifth Avenue” den yürüyüşe geçerler.

“Cherry Blossom Festivali”: Broooklyn bölgesinde, Botanik Bahçesinde, kiraz çiçeği mevsiminin en canlı döneminde gerçekleşir.

“Paskalya Geçiti”: Nisan ayı başında yapılır. Geçit törenine katılanlar: çoğu zaman gösterişli ve çoğu zaman da dehşet verici başlıklar giyerler.

MAYIS AYINDA

“Fleet Week” yani “Mayıs Sonu” kutlamaları: askeri gemiler “Hudson nehri” ne dizilirler ve bir tak oluştururlar.

“Ninth Avenue İnternational Food Festivali”: Mayıs ayı sonunda kutlanan bu festivalde, Ninth Avenue bölgesinde, 37 ve 57’nci caddeler boyunca uzanan yiyecek tezgahları kurulur.

HAZİRAN-TEMMUZ AYLARINDA

“New York Film Festivali”: on gün boyunca süren sinema festivali düzenlenir.
“Museum Mile Festivali”: Fith Av. Bölgesinde, 82 ve 105’nci caddelerdeki dokuz müzeye giriş ücretsizdir.

“Macy’s 4 Temmuz Havai Fişek Gösterisi”: East River üzerinde, gökyüzünde gösteriler düzenlenir.

“Midsummer Night Swing”: Lincoln Centrer’daki Fountain Plaza’da büyük bandolar sokakta dans partileri düzenlerler.

AĞUSTOS AYINDA

“Lincoln Centre Out of Doors”: Bu, 1 ay süren bir müzik ve dans festivalidir.
“How.Festival”: Bu festivalde; günlerce müzik ve tiyatro gösterileri düzenlenir. Ayrıca: “Wigstock” isimli “zenne” yarışması da düzenlenir.

EYLÜL-EKİM AYLARINDA

“San Gennaro Şenliği”: Küçük İtalya bayramında, Napoli Azizi kutlanır.

“Harlem Haftası”: 1 ay süren bu etkinliklerde, İspanyol ve zenci kültürüne ait yiyecek, müzik ve film festivalleri düzenlenir.

“New York Film Festivali”: Her yıl, Eylül ayının son “Cuma” günü başlayıp 17 gün sürer. Festivalde, Lincoln Merkezinde, yeni yükselen yeteneklere yer verilir.

“Greenwich Willage Hallloween Geçiti”: Bu etkinlik gece gerçekleştirilen eğlenceli bir geçittir. Siwth Av. de başlar ve Spring St. den 23. St. Kadar sürer.

KASIM-ARALIK AYLARINDA

“New York şehir maratonu”: Bu 42 km. lik koşu, beş ayrı ilçeyi kapsar ve Staten İsland’dan başlayarak, Central Park’ta biter.

“Macy’s Şükrün Günü Geçidi”: Kasım ayının, dördüncü “Perşembe” günü saat 09.00’da başlayan etkinliklerde: helyum gazı doldurulmuş, devasa balonlar “Central Park West” üzerinde yüzdürülürler.

“Christmas Ağaç Işıklandırma Töreni”: Rockkefeller Center’de kurulan bir ağaçta, 30.000 ampül aynı anda yakılır.

“Chrismas Vitrinleri”: Fifth Avenue’deki mağazalarda, tatil dönemine ait süslü vitrinler hazırlanır.

Amerika New york Genel

TATİL GÜNLERİ

1 Ocak Yeni yıl günü.
19 Ocak Martin Luther King günü.
16 Şubat Başkan günü.
12 Nisan Paskalya günü.
25 Mayıs Anma günü.
4 Temmuz Bağımsızlık günü.
7 Eylül İşçi günü
12 Ekim Columbus günü.
11 Kasım Kıdemliler günü
26 Kasım Şükran günü
11 Aralık Hanukah
25 Aralık Christmas günü.

Amerika New york Genel

AMERİKA’YA GİRİŞLE İLGİLİ BİRKAÇ ÖNEMLİ HUSUS

Amerika’ya gelen yetişkinlerin, gümrüksüz 100 dolar değerinde hediye taşıma hakları vardır. 10 bin doların üzerindeki nakit para ya da parasal değere sahip olan eşyalar: girdiği-çıktığı anda kaydedilmek üzere serbesttir. Havaalanında bunlar için gümrük formu doldurmanız gerekir.

Uçak yolculuğunuz sırasında: havayolu şirketi veya yolculuk sırasında size verilecek olan “I-94” denilen bir formu doldurmanız gerekir. Bu formda: posta kodu dahil olmak üzere, kalacağınız yerin adresini yazmanız şarttır. Bu formu mutlaka uçakta doldurun, çünkü havaalanına indikten sonra gerek pasaport kontrolü ve gerekse valizlerin teslim alınması tam bir karmaşa yaratıyor.

Ülkeye giriş için, süresi en az 6 ay daha olan ve vize alınmış ve işlenmiş bir pasaport gerekir. Elbette: bizler için, uygun bir “vize” alınması da gerekli. Pasaportunuz “yeşil” de olsa, vize almanın zorunlu olduğunu bilmek gerek.

Yanınızda reçeteli ilaç bulundurabilirsiniz. Ancak, tüm ilaçlar, tam okunabilir kutularda olmalıdır.

New York polisi: lacivert üniforma giyerler. Ziyaretçilere çok yardımcı olurlar. Ancak, her zaman güvenlik kontrolü için, yanınızda resimli bir kimlik yani pasaport taşımanızda yarar vardır. Hırsızlık gibi polisi ilgilendiren bir işlem yapıldığında, mutlaka tutanak istemeyi unutmayın.

New York şehrinin çeşmelerinden akan su temizdir, ancak siz yine de şişe suyu tercih edin.

Amerika’da, hastanelerde tıbbı tedavi oldukça pahalıdır. Bu yüzden: seyahat ve sağlık sigortası yaptırmanız ve sigorta poliçesini yanınızda bulundurmanız gereklidir.

New York şehri, gerçekten çok büyüktür. Ama şehrin merkezi yerlerini yürüyerek gezebilirsiniz. Ancak, böyle bir tercih yaptığınızda, yanınızda çocuğunuz varsa, bence, onun dış ceplerinden birisine, üzerine telefon numaranız yazılı bir kağıt-not bırakmanızı öneririm.

Şehir alışveriş için pek de uygun sayılmaz, yani fiyatlar ucuz değil. Alışveriş mekanları çok ama fiyatlar yüksek, bu durum sizi şaşırtmasın.

Amerika’nın genel özellikleri hakkındaki yazım için Genel

 New York Yemek

Amerika Chicago şehri gezilecek yerler hakkındaki yazım için Chicago Gezilecek yerler

Özbekistan Genel

Özbekistan Genel

Türk soyundan geldikleri bilimsel olarak kanıtlanmış soydaşlarımızın bu güzel ülkesini mutlaka gitmek ve görmek gerektiğini düşünüyorum. Özellikle tarihi geçmişe ve tarihi yelere düşkün gezginlerin mutlaka burayı ziyaret etmelerini öneririm.

Özbekistan Cumhuriyeti: Orta Asya’da bulunmaktadır. Ülkenin sınırlarının uzunluğu 6220 km. dir. Ülke topraklarının kuzeyden güneye uzunluğu 1500 km ve doğudan batıya genişliği 1000 km. dir.

Ülkenin deniz seviyesinden en yüksek yeri: Hisar Range denilen yerdir ve 4640 metredir. Ülke, iki ana nehir havzasında yer almaktadır. Bunlar: “Syrdarya” ve “Amu Darya” dır.

Ülke topraklarının çoğu ovalardan oluşur. “Kızıl Kum” çölü: Özbekistan topraklarının kuzey orta kısmında, dünyanın en büyük çöllerinden birisi olarak bilinir.

Dünya üzerinde Liechtenstein ile birlikte, denize komşu olmayan tek ülkedir. Semerkand 2750 yaşındadır ve Roma ile birlikte dünyanın en eski şehirlerinden birisi olarak kabul edilir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

Ülkenin başkenti “Taşkent” şehridir. Ülke 12 il ve Karakalpakstan Özerk Cumhuriyetinden oluşmaktadır.

Ülkenin ekonomisi: ülkede: altın, bakır, kurşun, çinko, uranyum, doğal gaz ve petrol gibi doğal kaynakların önemli rezervleri bulunmaktadır. Özbekistan altın rezervleri: Güney Afrika, ABD ve Rusya’dan sonra dünya üzerinde dördüncü sıradadır. Doğal gaz üretimi ise, dünyanın ilk on ülkesi arasındadır.

Ekonominin diğer bir önemli kaynağı: tarımdır. Ülkede: özellikle pamuk yetiştirilir ve dünyanın en büyük pamuk üreticilerinden birisidir. Diğer önemli tarım ürünleri ise: ham ipek, meyve, sebze, üzüm kavundur.

Ülke turizm denilince ise: Batı’da “Buhara” ve “Semerkant” görülür.

Özbekistan Genel

TARİHİ

Özbekistan: Amu Derya ve Siri Derya isimli iki büyük nehrin ortasında, Asya kıtasının kalbinde yer almaktadır. Bu yüzden, bu topraklardaki insan yaşamının bin yıldan daha eskiye gittiği düşünülmektedir.

İnsanlar önce Özbekistan topraklarına yerleşmişler ve yüzyıllarca yaşamışlardır. Ancak özellikle komşu kabileler tarafından tehdit edilince, Semerkand, Buhara, Hiva ve diğer güzel şehirleri inşa etmişlerdir. Bu topraklar Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan Büyük İpek yolunun kavşak noktası olmuştur.

Evet, arkeolojik çalışmalara göre: Özbekistan insan yerleşiminin en eski yerlerinden birisidir. Baysun Tau dağlarında eski konutlar ve Semerkant’da ilkel araçlar bulunmuştur.

Özellikle Teshik-Tash Mağarası: bu arazi üzerinde ilk kurulan topluluklardan olan Neandertaller’e kadar uzanmaktadır. 8-9 yıllık çalışmaların ardından arkeologlar tarafından bulunan mezar alanlarında, Orta Asya topraklarında defin yapılmış eski bir çocuk iskeletine ulaştılar.

Çocuğun vücudu bir dağ keçisi kemikleriyle çevrili bir çukurun içine atılmıştı. Kazılar, o dönemin insanlarının avlandığını ve doğal kaynaklardan gıda topladıklarını göstermektedir. İlkel araçlar taş ve ahşap ve kemikten yapılmıştır.

Kaya resimlerinde: avcılık, savaşlar ve ritüeller görülür.

5.yüzyıla gelindiğinde Ephtalites: Orta Asyanın bütün şehirlerini fethetti ve Kaşgar Hazar denizine kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurdu. Öte yandan, birçok Budist tapınak inşa ettirdi ve Budist geleneklerini tanıttı.

Büyük İpek yolu boyunca, aktif bir dış ticaret yönetti. Çin, Hindistan ve Bizans ile iyi ilişkiler kurdu. İpek, takı ve baharat ticaretini geliştirdi.

6.yüzyılda: Ephtalite devleti: çeşitli göçebe kabileler ve Türk hanlıkları tarafından imha edildi. Türk hanlığı, Orta Asya’nın bir parçası haline geldi. Türklerin egemenliği altında haraç ödeyen şehirlerin özerklikleri korundu.

Türk hanlığı: Bizans, Sasani imparatorluğu, İran ve Çin ile İpek Yolu üzerindeki kontrolü ele geçirmek için mücadele etti. Erken ortaçağ döneminde, pamuk ve ipek bölgenin başlıca gelir kaynakları olarak görülür.

7.yüzyılda: 673 yılında Araplar bölgede görülmeye başladılar. Araplar: 709-712 yılları arasında Semerkand, Buhara ve Harzemşah şehirlerini ele geçirdiler. Sonuçta Özbekistan ve tüm Orta Asya, Bağdat halifelerinin kontrolü altına girdi ve bölgede Arap etkisi egemen oldu. Araplar İslam’ı getirdiler ve fethedilen toprakların sahiplerine zorla kabul ettirdiler.

10. yüzyılda: bölgedeki tüm nüfus İslam’ı kabul etti. İşgalcilere karşı yerel halkın tüm ayaklanma girişimleri başarısız oldu. Bağdat halifeleri, fethedilen topraklara valiler atadılar. 821 yılında Abdullah İbn Tahir: Horasan valisi olarak atandı ve kendisi Takhirid hanedanını kurdu.

Bu Arap işgali sırasında, bölgenin ekonomik ve kültürel geçmişi neredeyse yok edildi. En değerli anıtların yüzlercesi tahrip edildi. Arapça, devletin resmi dili oldu. Araplar su kaynaklarını geliştirdiler ve yeni kanallar inşa ettirdiler.

900 yılına gelindiğinde, Samanilerin Buhara bölgesinde merkezi feodal devlet kurdukları görülür. Samaniler, kültürel yaşamda görülmemiş katkıda bulundular.

Buhara, Merv, Semerkand, Urgenç şehirleri dünya çapında, erken ortaçağ döneminde önemli bilim ve kültür merkezleri haline geldiler. Ticaret gelişti ve özellikle Semerkand: kağıt, cam, deri, kumaş, ipek ve yün üretiminde gelişti.

10.yüzyılın sonunda, Türk kabileleri Karahanlılar tarafından yönetilen bir devlet kurdular. 999 yılında Karahanlı hanedanı, Semerkant ve Buhara şehirlerini ele geçirdi. 13.yüzyıldaki Moğol istilasına kadar, Karahanlılar 200 yıl boyunca yörede iktidarı elde bulundurdular.

Samani hanedanı döneminde, Gazneli Mahmut, Horasan valisi olarak atandı. Samani devletine karşı ayaklanmalardan yararlanarak, kendisi, Samanilerin mirasını ele geçirmeye başladı ve Harşemşah devletini kurdu. 1017 yılında Hindistan’ı ele geçirmeye karar verdi ve Hindistan’a çeşitli seferler düzenledi.

1040 yılında Gazneli Mahmut tarafından oluşturulan devlet: sayısız fetihler sonucunda büyük bir imparatorluk oluşturdular. Bu imparatorluğun toprakları Anadolu, Orta Doğu ve Ermeni-Kürt dağlık bölgesini içine aldı. Batıda Selçuklular olduğundan, bu yeni imparatorluk hedefini

Doğuya yöneltti. 1097 yılına kadar olan bu süreçte, çağdaş Özbekistan toprakları birçok harika saray ve binalar ile dekore edildi. Mimarlık, el sanatları, sanat ve kültür konusunda büyük ilerlemeler kaydedildi.

11.yüzyılda Selçuklu hükümdarlarının desteklediği Harzemşahlar, en güçlü Orta Asya ülkesini yarattılar. Bilim ve kültürü geliştirdiler.

1215 yılında Çin’i fetheden Cengiz Han: Maveraülnehir bölgesini işgale başladı. Harzemşahlar bölgeden çekildiler ve yapılan çatışmalarda Moğollara yenildiler. Moğollar zorlanmadan vaha ve şehirleri tahrip ettiler. 1220-1221 yıllarında Moğollar Semerkant ve Urgenç şehirlerini yok ettiler.

Orta Asya’nın antik kültürünün birçok anıtı yıkıldı. Moğol hükümdarları: Müslüman tüccarlar için büyük vergiler belirlediler ve Maveraülnehir bölgesine valiler atadılar. İsyanlar acımasızca bastırıldı.

1363 yılında Emir Tumir: daha sonra büyüyecek imparatorluğunun başkenti olması için Semerkant şehrini ele geçirdi ve 1370 yılında Maveraülnehir bölgesinin yüce hükümdarı ilan edildi. Bu dönemde tüm kervan yolları Maveraülnehir şehirlerinden geçmeye başladı. Timur tarafından başkent yapılan Semerkant, yeryüzündeki en güzel şehirlerden biri haline getirildi.

Saraylar, camiler, türbeler ve hala güzelliklerini ve büyüklüklerini korumaktadırlar.
14.yüzyılın ikinci yarısında: Timur, Karadeniz’den Ganj nehri ve Aral Denizine kadar olan bölgede büyük bir imparatorluk kurmuştur.

1405 yılında Timur öldüğünde: devlet bölündü. Semerkant, oğlu Ulugbek tarafından yönetildi. Ancak 1449 yılında sinsice oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.

1499 yılında Maveraülnehir toprakları, göçebe kabileler ve yeni fatihler tarafından fethedildi. Shaybanid hanedanı 1500-1501 yılları arasında kuruldu. Taht için yapılan iç savaşlarda, yüz yıllık süreçte hanedanın tüm üyeleri öldürüldü.

1599 yılında Ashtarkhanids iktidara geldi. Bölge üç ayrı devlete bölündü.

16.yüzyılda bölge Kıpçak kabilelerin hanları tarafından yönetilir oldu.

18.yüzyılın ortalarından itibaren, Buhara: Manghit hanedanı tarafından yönetilmeye başlandı ve bunlara Buhara Emirliği denildi.

19.yüzyılın ortalarında Orta Asya hanlıkları tipik feodal devletler şeklindeydi. 1960’lara gelindiğinde, Rus askerlerinin silahlı işgali sonrasında bölgedeki Hokand hanlığı yıkıldı ve 11 Temmuz 1867 tarihinde Buhara Emirliği ve Hiva Hanlığı oluşturuldu.

Tüm askeri ve sivil güç, atanan valinin elindeydi. Yeni hükümet, Özbekistan ekonomisini tarım sektörüne odaklandırdı. Rus sanayisinin ihtiyaçları için pamuk üretimi büyütüldü. Pamuk yağı fabrikaları ve madencilik gelişti. Trans-Hazar demiryolu inşa edildi.

1917 yılına gelindiğinde, bölgede Sovyet iktidarı ilan edildi. Buraya, Sovyet Cumhuriyeti statüsü verildi. Ülke milliyetçileri bu kararla birlikte dağlara çekilerek özgürlük mücadelesi başlattılar. 1924 yılında SSCB içinde beş yeni cumhuriyet kuruldu ve bunlardan biri de Özbek Cumhuriyetiydi.

1941-1945 yılları arasındaki Dünya savaşında: SSCB Cumhuriyetlerinin erkek nüfusunun büyük bölümü tahliye edildi. Bu dönemde, Taşkent şehri, bütün Sovyetler Birliğinden mültecilerin barınma ve tahliye yeri olarak kullanıldı.

1966 yılına gelindiğinde, Taşkent şehrinde ağır bir deprem oldu ve şehrin büyük kısmı yok oldu. Ardından, şehir SSCB mimarları tarafından Sovyet tarzında yeniden inşa edildi. 1977 yılında Taşkent metrosu işletmeye alındı. (Orta Asya’daki ilk metrodur)

SSCB’nin çöküşünün ardından Özbekistan 31 Ağustos 1991 tarihinde siyasi bağımsızlığını ilan etti. 1 Eylül tarihi bağımsızlık günü olarak kutlanır.

Özbekistan Genel

ULAŞIM

Ülke ulaşımı genellikle Taşkent Uluslar arası havaalanından yapılıyor. Taşkent havaalanı ile ilgili bilgileri, Taşkent şehri tanıtım yazısında belirttim. Küçük bir havaalanıdır.

Özbekistan Genel

İKLİM

Ülkede: düşük yağış, uzun sıcak yazlar ve ılıman kışlar şeklinde kıta iklimi hakimdir. Mevsimler arasında sıcaklık farkı oldukça önemlidir. En sıcak ay Temmuz ayıdır.

Özbekistan Genel

DİL

Özbekistan Cumhuriyetinde: resmi dil Özbek dilidir. İkinci dil olarak “Rusça” konuşulur. Semerkand ve Buhara gibi bazı bölgelerde, yöre insanı “Tacik” dili konuşur.

Özbekistan Genel

PARA

Para birimi: Özbekistan Somu’dur.
1 Sum = 100 tiyindir.
1 Amerikan doları, 1290 Özbek Som. 100 euro=370.000 Özbek Som.
Ancak, Özbek Som para biriminin en büyüğü 1000 Som dur. Bu yüzden, para bozdururken az az bozdurmak gerekir.

Özbekistan Genel

 

NÜFUS-İNSANLAR

Ülkenin nüfusu: 27 milyon civarındadır. Birleşik devletler içinde, Rusya ve Ukrayna’dan sonra üçüncü sıradadır.

Bunların % 49’luk bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Bu nüfus yoğunluğu içinde bulunanlar: % 77 Özbeklerdir ve geriye kalanlar: Ruslar, Tacikler, Kazaklar, Tatarlar, Kırgızlar, Koreliler, Türkmenlerdir. Nüfus yoğunluğu açısından, Orta Asya Cumhuriyetleri içinde en kalabalık ülkedir.

Gelelim en önemli hususa: Özbekler “Türk” kökenlidir. Çoğunluğu ise “Sünni” Müslümandır.

 

RESMİ TATİLLER

1 Ocak Yeni yıl
8 Mart Dünya kadınlar günü
21 Mart Nevruz
9 Mayıs Anma günü
1 Eylül Bağımsızlık günü
1 Ekim Öğretmenler günü
8 Aralık Anayasa günü

Özbekistan Genel

TAKKE

Özbekistan’da takke, ulusal kostüm parçasıdır. Genellikle bir takke, içine parlak ulusal detaylar eklenerek, modern giysilerle birleştirilir. Erkekler, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar tarafından kullanılır. Ayrıca her takke, bölgelere göre farklılık gösterir.

Öte yandan, festival, dini ve günlük giyim için ayrı takkeler kullanılır. Yumuşak ve sert kumaştan yapılan, nakış ve boncuklarla dekore edilen bu takkeler, yuvarlak veya kare şeklindedir.

Özbekistan Genel
Özbekistan Genel
Özbekistan Genel

 

NE YENİR

Özbek mutfağı, Doğunun en renkli mutfaklarındandır. Çünkü asırlık bir geçmişe sahiptir ve halkın geleneklerinin çeşitliliğini yansıtır. Mutfağın gelişmesi; Büyük İpek Yolu ülkelerinden geliş yeni bitkilerle iyice zenginleşmiştir. Ayrıca yerel yöneticiler, fethettikleri ülkelerden iyi mutfak uzmanlarını kendi ülkelerine getirtmişlerdir.

Kuzey bölgelerinde pilav, ızgara etler, pasta ve kek tercih edilir. Güneyde ise pilav ve sebzeler ve mükemmel tatlılar bulunur. Yemeklerde önemli ölçüde koyun eti, at eti, sebze, süt ürünleri, ekmek ve mükemmel çorbalar önde gelir.

Ana yemek olarak, bizdeki benzeri “mantı” önerebilirim. Taşkent şehrinde “düğün pilavı” tatmayı sakın unutmayın. Son bir not: Surkhandarya tandır kebabı da muhteşem lezzetlidir.

Özbek mutfağının ana yemeği “pilav” yani “plov” dur. Pilav, herhangi bir festival yemeğinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Bir düğün veya herhangi bir diğer önemli günler: pilavsız düşünülemez. Efsanelere göre: pilav pişirme yöntemi, Büyük İskender tarafından Sogdiana fethi sırasında icat edilmiştir. Güya: uzun bir sefer sırasında, ordunun: bir çuval pirinç ve yaban koyunu dışında yiyecek bir şeyi kalmamıştır.

Aşçı: bazı bozkır otları tohumları ile birlikte pirinç ve koyun etini pişirmiş ve ilk pilav, tüm orduyu beslemiştir. Özbekler kendi dillerinde de “pilav” için saygı ifadesi kullanırlar.

Özbek pilavı, kelimenin tam anlamıyla yemek anlamına gelen “Oş” kelimesiyle ifade edilir. Öte yandan, pilav gerek zengin ve gerekse fakir için günlük bir bayram yemeğidir. Yine söylenenlere göre, Buhara emiri bir gün pilav pişirme yarışması düzenlemiştir.

Özbek pilavı: baharatlı ve biraz yağlıcadır.

İçinde: kuru üzüm, havuç ve et parçaları bulunur. Yine bu ülkeye özgü “şaşlık” tercih ederseniz: bu da kıyma, kuşbaşı ve tavuk olarak çeşitleri bulunan bir çeşit şiş kebaptır.

Yemekler gelmeden önce yeşil çay servisi yapılıyor ve çay, bir kasenin içinde sunuluyor, şeker kullanılmıyor, tatlandırıcı olarak bal kullanılıyor.

Özbekistan Genel

 

NE SATIN ALINIR

Shakhrikhan hanedanı döneminden gelen kalıtsal demirciler tarafından dövülmüş ince örümcek çizgisini kesecek kalitede bıçak-pichak satın alabilirsiniz. Shakhrisabz el yapımı eski geleneksel nakış işlemeleri “Basma” ve “İroki” stilleri taşırlar ve bunlar da hediyelik olarak düşünülebilir. Margilan saten, Fergana ahşap oymacılığı, Andican seramik tabaklar, Richtan pişmiş testiler de düşünülebilir.

Özbekistan Genel

İPEK YOLU

15. ve 16. yüzyıllar arasında, İpek yolu buradan geçen yollarla Asya kıtasını geçerek batıya ulaşmıştır. Binlerce kilometrelik yol: egzotik kıyafetler, oryantal mallar ve baharatlarla doluydu. Kasabalar ve şehirlerde kervansaraylar vardı. Ulusal el sanatları, sanat okulları, medreseler, saraylar ve türbeler bulunuyordu.

Tüccarlar, misyonerler ve hacılar: farklı kültürler arasında yapılan bu yolculuklarda yeni dinler, yeni mallar (cam, porselen, sabun, barut gibi) taşıdılar. Bu nedenle: yüzyıllar önce Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan İpek yolu Orta Asya’nın da gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.

İpek yolu üzerinde 32 kasaba ve Orta Asya’nı en oryantal şehirleri bulunuyordu. Bu şehirlerde öne çıkanlar: Taşkent, Semerkant, Buhara, Hiva ve Fergana vadisi şehirleridir. Eğer geçmişe dair heyecanlı bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, bu şehirleri ziyaret etmenizi öneririm.

1994 yılında UNESCO bünyesinde, Tarihi İpek yolunun canlandırılması için “Semerkant Deklerasyonu” kabul edildi.

 

Özbekistan Mağaraları

Mağara: suyun etkisi altında, kireç taşı oluşumundan kaynaklanmış, olağan dışı bir yerdir. Aslında Özbekistan topraklarının dağlık kesimlerinde, doğal yolla oluşmuş 400 den fazla mağara bulunduğu söyleniyor.

Kili Cave Mağarası

Bunlar arasında en derin olanı 1082 metre ile “Kili Cave” mağarasıdır.
Mağara “Zarafşan dağı”nda bir plato üzerindedir ve Kamashi alanı sınırları içinde, Mingchukur dağlarının batı tarafında, duvar gibi yükselen alandadır. Mağara 2 katlıdır ve birinci katta uzunluğu 570 metreye ulaşan bir nehir akmaktadır.

Hazrati Davut-Saint David Mağarası

Zarafşan dağlarının kuzeyinde, Semerkant şehrinin güneybatısındadır. Uzunluğu 50 metredir. Mağarada birkaç büyük oda vardır. Doğa mağaranın duvarlarını dekore etmiş ve inanılmaz güzel kireçtaşı şekilleri oluşturmuştur.

Yetti Kız-Seven Sisters Mağarası

Zarafşan dağlarında Takhtikaracha geçişi yakınlarındaki mağaranın uzunluğu 80 metredir.

Amir Temurs Mağarası

Kashkardarya bölgesinde Chirakchi ilçesindedir. Uzunluğu 450 metredir. Bu mağara da sarkıt ve dikitler açısından çok zengindir.

Kiyikkamar Mağarası

Makrid isimli yerleşim yerinden 15 km uzaklıkta, Kitab ilçesinde, dağların güney tarafındadır. Uzunluğu 26 metredir ve mağaranın muhteşem özelliği vardır.

Duvarlar ve mağaranın dış kısmında sağlıklı mumya “Shilajit” bulunmuştur. Neandertal adamının kemikleri bulununca, bu mağara dünyaca bilinir olmuştur.

Meksika Mexico City Genel

Meksika Mexico City Genel

Mexico City şehri; 16 ilçe ve 300’den fazla mahalle ile dünyanın en büyük metropol alanlarından birisi olarak tanınır. Başkentin bulunduğu eyalet olan “Mexico DF” yani “Meksika Federe Bölge Eyaleti” batı yarımkürenin en büyük metropolüdür. Öte yandan şehir hava kirliliği ile ünlüdür.

Şehir: Meksika ülkesinin başkentidir ve merkezi hükümet burada yerleşiktir. İlk olarak: Sapa dağlarının eteklerinde Aztekler, Texcoco gölündeki bir yarımadada 14. yüzyılda bir şehir kurmuşlar ve ardından buranın üstüne günümüzdeki şehir kurulmuştur.

Aztek şehrinin kuruluşundan 200 yıl sonra İspanyollar şehri ele geçirmişler ve bölgede Yeni İspanya’nın başkenti yapmışlardır. Şehir 300 yıl sonra ise Meksika’nın baş şehri olmuştur. Aztekler tarafından kullanılmış olan su yönetim teknikleri ve binalar, modern şehrin alt yapısını oluşturmuştur.

Şehir: Anahuac denilen kudretli dağla çevrili yüksek bir vadide, denizden 2200-2300 metre yüksekte bulunmaktadır.

Şehir alanı: kuzeyden-güneye 40 km ve doğudan-batıya 25 km dir.

1985 yılındaki depremin yarattığı hasardan sonra bile şehrin tarihi merkezi ve güneydeki Xochimilco nun “yüzen bahçeleri” UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi ne girebilmişlerdir.

Merkezde koloni dönemi ve İspanya öncesinden kalma anıtlar görülebilir.

Arkeolojiden modern Meksika resimlerine ve grafik sanatlara kadar farklı konuları ele alan çok sayıda müze vardır. Modern Sanat Müzesindeki (Museum of Modern Art) Frida Kahlo’nun çalışmaları ile kocasının Casa Mural Diego Riviera’daki duvar resimleri en ilgi çeken koleksiyonlardır.

Palacio National (kimlik kartınızı götürmeyi unutmayın) daha çok çalışmasının görülebileceği bir yerdir.

Turistlerin ilgi odağı yerler, tarihi merkez ve Xochimilco, Condesa, Roma, gece hayatı, alışveriş ve yemek için San Angel, turistik yerleri sebebiyle Chapultepec de Lomas, el işleri pazarı sebebiyle Ciudadela, lüks alışveriş imkanları sebebiyle Polanco dur.

Roma Katolikleri için Amerika daki en kutsal yer olan Basilica de Guadalupe, İspanyol döneminden kalma bir katedraldeki önemli bir hac merkezidir. Şehrin dış kesimlerindeki bir diğer popüler yer ise Teotihuacan daki Aztek kalıntılarıdır.

Meksika Mexico City Genel

 

ŞEHRİN TARİHİ

Mexico City şehri çevresindeki alan: Kolomb öncesinde 1345 yılında Tenochtitlan tarafından kurulmuştur. İspanyol fethine kadar: bir bataklık adada kurulan şehir özellikle doğu bölümünde gelişmiştir.

Başkent olarak kabul edilen bu kasabanın çevresindeki kasabalarda ise, diğer bazı kabileler kümelenmişlerdir. Şehrin merkezinde 2 savaş ve güneş tanrısı Huitzilopochtli adına adanmış tapınaklar ve yağmur tanrısı Tlaloc için yapılmış büyük piramit bulunuyordu.

Teocalli denilen tören alanı Coatepantli denilen yılan duvarı ile çevriliydi. Burada aynı zamanda diğer önemli tanrılara ait tapınaklar da bulunuyordu. Tüm bu muhteşem yapıların kalıntıları, günümüzde mevcut “Zocalo” (Plaza de la Constitucion) ve hemen çevresindeki bölümlerde toprak altında yatmaktadır. Bu kült merkezi dışında pazar meydanları, tapınaklar ve kraliyet sarayları ve yerleşim alanları bulunuyordu.

Evet: “Tlatelolco” şehrinin asıl önemi: Aztek İmparatorluğunun temel ticaret merkezi olarak seçilmesinin ardından ortaya çıkmıştır. Eski “Cortesian Tlatelolco” sitesi günümüzde “La Languilla” pazarının altındadır.

Bazı kalıntılar “Üç kültürler” meydanında ortaya çıkarılmıştır. İki kasaba çevresindeki gölde bulunan yapay adalar: ekilebilir arazi olarak kullanıldı. Bu nedenle, buralara “Xocimilco” yani “yüzen bahçeler” ismi verilmiştir.

8 Kasım 1518 tarihinde: ilk İspanyol güçleri, Hernan Cortes başkanlığında Aztek başkentine ayakbastılar. İspanyollar: Mayıs 1521 tarihinde Tenochtitlan şehrini kuşattılar ve 13 Ağustos günü şehir ele geçirildi, Aztek hükümdarı Cuahtemoc yakalandı. Ardından: şehirdeki Aztek yapıları yerle bir edildi ve kanallar molozlarla dolduruldu.

1522 yılında İspanyollar: putperest tapınaklar olarak değerlendirdikleri Aztek tapınakları üzerine, mevcut malzemeyi kullanarak Mejico adını verdikleri yeni bir şehir inşa etmeye başladılar.

1535 yılında yeni İspanya valiliği oluşturuldu. 1537 yılında şehir nüfusunun: 100.000 yerli ve 2000 İspanyol’dan oluştuğu bilinmektedir. 1551 yılında Amerika kıtasının ilk üniversitesi burada kuruldu. 1692 yılında, yerli ayaklanması çıktı ve şehrin büyük bölümü, genel vali sarayı dahil yangında tahrip oldu.

1810-1821 yılları arasındaki bağımsızlık savaşında ise: kraliyet güçlerini çıkarmak için şehre yoğun saldırılar düzenlendi ve 1821 yılında şehir bağımsızlık destekçileri tarafından ele geçirildi.

1846-1848 yılları arasında, Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki savaşta şehir ABD askerleri tarafından bir süre işgal edildi. 1876-1911 yılları arasında Mexico City şehri özellikle Fransız etkisiyle yoğun bir şekilde modernize edilmiştir.

İzleyen on yıl içinde, Meksika, çeşitli devrimci liderler arasındaki kanlı çatışmalara sahne oldu ve devrim sonrasında şehir 1930 yılında 1 milyon kişilik nüfusa ulaştı.

II. Dünya savaşından sonra ise, şehir modernleşme ve sanayileşme alanında büyük atılımlar yapmıştır ve yoksul kırsal bölgelerden buraya insan akını olmuş, şehirde nüfus patlamıştır.

Bugün Meksika ülkesindeki sanayinin yarısı ve diğer tüm ticari faaliyetlerin % 70’lik bölümü başkentte yürütülmektedir. 1968 yılında Yaz Olimpiyat Oyunları şehirde yapılmıştır.

19 Eylül 1985 tarihindeki depremde ise, şehirde 10.000 kişinin öldüğü söyleniyor. Ayrıca 100.000 kişi evsiz kalmış ve hasar şehrin çehresini değiştirmiştir.

Özellikle yeni yapılan binaların depreme dayanıksız oluşu, hasarın büyümesine neden olmuştur.

Meksika Mexico City Genel

VİZE

Ülkeye giriş için vize gerekiyor. Meksika elçilik ve konsolosluklarından alınacak vize 90 gün geçerlidir.

 

ULAŞIM

Uçakta ülkeye giriş için “Göçmenlik formu” verilmektedir. Bunlar genellikle check-in sırasında kullanılır ve göçmenlik formu kişiye 180 gün ülkeye giriş izni verir. Mavi kopyayı kaybetmemelisiniz çünkü göçmenlik işlemlerinden geçtikten sonra resmi mühür ile teslim edilecektir.

Yani ülkeyi terk ederken bu formu yetkililere teslim etmeniz gerekecektir. Ayrıca ziyaretçi kartı numarasını not edin ve güvenli bir yerde saklayın. Bozmayın ve dediğim gibi ülkeyi terk ederken bu mavi kopyayı yetkililere temiz olarak teslim etmek zorundasınız.

 

İKLİM

Mexico City şehri şehri Meksika’nın en yüksek bir platosu üzerinde bulunmaktadır. Şehir tüm yıl nispeten ılıman bir iklime sahiptir. Yaz ve kış genellikle hafif geçer. Tüm yıl boyunca akşamları yalnızca bir ceket yeterli olmaktadır.

Haziran-Eylül ayları arasında öğleden sonra genellikle yağışlı geçer. Ancak, yağmurun hemen ardından güneş çıkar ve hava daha temiz olur.
Ekim-Mayıs ayları arasındaki dönem kuraktır. Şubat en sıcak aydır.

Evet: burayı ziyaret etmek için en uygun zaman ilkbahar ve yaz aylarıdır. Bu dönemlerde hava kirliliği oldukça yoğundur ama hava koşulları iyi olmaktadır.

 

DİL

Şehirde İspanyolca resmi dil olarak konuşulmaktadır. İngilizce bilen çok azdır, bunu düşünerek birkaç kelime İspanyolca öğrenmeniz önerilir.

 

ELEKTRİK

Şehirde 110 volt kullanılmaktadır ve prizlerde iki düz delik vardır ve bu yüzden elektrikli ev aletleri kullanmak için adaptör edinmelisiniz.

 

NÜFUS-İNSANLAR

Sert bir iklime sahip kuzey tarım bölgelerinden gelen nüfus akını şehirdeki nüfusun büyümesine neden olmuştur. Böylece Mexico City şehri dünyanın en kalabalık şehirlerinden biri olmuştur.

Bazı tahminlere göre nüfus 26 milyon kişidir. Ama kesinlikle 20 milyon civarında olduğu biliniyor. Bu aşırı nüfus: yeterli iş imkanlarının bulunmaması nedeniyle ciddi ekonomik ve sosyal zorluklar yaratmaktadır.

 

ÇEVRE SORUNLARI

Şehrin başlıca sorunu “trafik” tir. Çünkü şehirdeki araç sayısının, yaklaşık 3.5 milyon olduğu düşünülüyor. Bunun yanında, şehirde büyük oranda hava kirliliği vardır. Çünkü vadide yaklaşık 35.000 endüstriyel sanayi birimi olduğu söyleniyor ve bunlar Anahuac vadisinde ihtiyaç duyulan temiz havayı tamamen yok ediyorlarmış.

Vadinin bir zamanlar berrak dağ havası, günümüzde kirletici bir çan bulutu haline dönüşmüştür. Bu sorunları çözmek için hükümet tarafından çeşitli tedbirler alınmaktadır.

Örneğin: 1980 yılından bu yana “araba olmadan bir gün” programı uygulanarak trafik rahatlatılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca kurşunsuz benzin daha yoğun kullanılmaya başlanmıştır. Çevreye zarar veren sanayilerin başka yerlere taşınması da gündemdedir.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM

Mexico City şehri içinde gerek trafik koşulları ve gerekse yoğun ve ağır sis nedeniyle: ziyaretçilerin kendileri için araba kiralamaları önerilmektedir. Bunun dışında: ana ulaşım aracı olan metro ağı, her gün 4.5 milyon kişi tarafından kullanılmaktadır.

Ancak metro hatlarında yanınızda çalınma ihtimaline karşı el bagajı bulundurmamanız istenir. Öte yandan metronun: saat 10.00-16.00 arasında kullanılmalı, bu saatler dışında pek tercih edilmemelidir. Metroda “Sadece Bayanlar” için ayrılmış bölümler göreceksiniz.

Şehirde 60 otobüs hattı bulunmaktadır. Ancak otobüsler yalnızca İspanyolca konuşmayı bilen ziyaretçiler tarafından kullanılmalıdır. Ancak bunlarda da yankesicilerin çok olduğu unutulmamalıdır.

Bazı yerlerde sabit hatlarda çalışan 22 kişilik VW minibüsler bulunmaktadır ama bunlara sadece merkezi yerlerde binmeniz önerilir. “Peseros” denilen bu araçlar: Paseo de la Reforma alanında sabit bir rota izlerler ve fiyatları ucuzdur.

Gelelim taksilere. Mexico City şehri içinde birkaç taksi türü vardır. Sarı, beyaz veya yeşil taksilere “Libres” denilir. Bunlar yollarda serbestçe dolaşırlar. Ancak daha önce söz ettiğim gibi, taksiye bindiğinizde şöföre net adres belirtmeniz, yani cadde ve sokak yanında ilçe ve mahalle belirtmeniz gerekir.

Kırmızı renkli taksiler “de Sitio” olarak isimlendirilir ve bunlar sabit duraklardan hareket ederler. “Turismos” denilen ve büyük oteller önünde bekleyen özellikle limuzin gibi taksiler çok pahalıdır. Eski tarihi merkez içinde ise bir tür bisiklet taksi olarak hizmet veren “Bici-taksiler” bulunur.

Meksika Mexico City Genel

 

TURİZM

2013 yılında şehir, yaklaşık 14 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. Ancak kanlı kartel şiddet korkuları yine de insanların burayı ziyaret etmelerini engellemektedir. Özellikle kartel cinayetleri ülkeyi sardığında 2009 yılında ülkeyi ziyaret eden turistlerin sayısı hızla düşmüştür.

Toplu mezarlar ve çete katliamları Meksika’nın adını karartmış ve ardından 2010-2012 yılları arasında turist sayısında büyük düşme yaşanmıştır.

Meksika Mexico City Genel
Meksika Mexico City Genel

 

GEZİLECEK YERLER

Mexico City şehri sık sık değişen sokak isimleriyle birlikte, yaklaşık 240 mahalleye bölünmüştür. Ayrıca 16 ana idari birime ayrılmıştır. Farklı mahallelerdeki birçok cadde, aynı ada sahiptir.

Çünkü birçok caddeye tanınmış nehirler, filozofların isimleri verilmiştir. Örneğin: Emiliano Zapata ismi, şehirdeki yaklaşık 100 caddeye verilmiştir. Bu nedenle: şehirde adres ararken: cadde veya sokak ismi yanında, hangi ilçe veya mahallede olduğunu da bilmeniz gerekir.

Şehirdeki caddeler yani “Avenidas”lar genellikle doğu-batı istikametinde, sokaklar yani “calles” ler ise kuzey-güney istikametinde uzanırlar. Ayrıca: Bulevar denilen bulvarlar ve bunlar arasında bağlantıyı sağlayan “Calzada” denilen “geçit” ler bulunmaktadır. Sadece büyük ve önemli caddeler, kendi uzunluğu boyunca aynı ismi korurlar.

Şehirdeki Gezi

Mexico City şehrindeki gezinize: bence “Zocalo” yani “Ana Meydan”dan ve çevresindeki turistik yerlerden başlamalısınız.

Devamında ise: bitişik Sagrario, Ulusal Saray ve arkeoloji bölgesindeki yeni “Museo del Templo Mayor” gezilebilir. Bu geziler sizin 1 gününüzü rahatlıkla dolduracaktır.

Şehirdeki ikinci gününüzde: Palacio de Bellas Artes, Latin Amerika Kulesi, Casa de los Azulejos, Iglesia de San Francisco, Alameda Park ve bitişik Avenida Juarez düşünülmelidir.

Hatta: şehir gürültüsünden uzak sakin Botanik Bahçeleri, Hayvanat Bahçesi ve Bosque de Chapultepec ve Castillo de Chapultepecek gezilebilir. Ancak bu gezide: Antropoloji Ulusal Müzesi mutlaka görülmelidir. Elbette Museo de Arte Moderno (Modern Sanat Müzesi) de unutulmamalıdır

Şehirde: canlı gece hayatı yaşamak isterseniz: Plaza de Garibaldi özellikle mariachi müzikleriyle popülerdir.

Mexico City şehrinde uzun zamanınız varsa gezmeniz önerilen diğer yerler şunlardır: Frida Kahlo Müzesi ve Museo Leon Trotsky, Ciudad Universitaria. Öte yandan: yüzen bahçeler bir tekne gezisi ile ziyaret edilebilir. Xoccimilco ve Guadalupe Bazilikası düşünülmelidir.

Meksika Mexico City Genel

 

ALIŞVERİŞ

Mexico City şehri alışveriş için çok özel bir yerdir. Şehirde büyük ve modern alışveriş merkezleri yanında, daha geleneksel dükkanlar, kaldırım satıcıları ve açık pazarlar bulunmaktadır.

Şehirde lüks mağazalar ve alışveriş merkezleri arayanlar: Presidente Masaryk, Centro Santa Fe ve Zona Rosa denilen yerleri tercih etmelidirler. Şehrin güney kesiminde bulunan Centro Coyoacan ve Perisur özellikle çok popülerdir.

San Angel sömürge dönemi mahallesidir ve aynı zamanda çarşı anlamına gelen “Bazaar Sabado” ile ünlüdür. Burada üç farklı Pazar kurulmaktadır. Cumartesi günleri açık el sanatları pazarı kurulur.

Biraz daha uzakta ünlü seramik pazarı Cuma günleri kurulur. Tepoztlan denilen yerde ise Pazar günleri, el sanatları pazarı kurulur.

Meksika Mexico City Genel

 

GECE HAYATI

Mexico City şehri en aktif gece hayatına sahiptir. Hatta sonsuz seçenekler olduğu söylenir. Müzik sahnesinden caz kulüplerine, yüksek sesle müzik dinlenebilen diskolara, Mariachi müziklerine, Flamenko ve salsa kulüplerine, klasik konserlere, opera, filarmoni orkestrası, romantik trio, oda müziği ve daha fazlası sunulmaktadır.

Büyük otellerin birçoklarının hemen bitişiklerinde kaliteli ve canlı eğlencelerin sunulduğu diskolar bulunur. Birçok eğlence mekanı, gece saat 22.00 gibi kapılarını açarlar ve eğlence sabaha kadar devam eder.

Evet şehirde eğlenmek için ilk akla gelen yerlerin başında “Zona Rosa” gelmektedir ama buranın aynı zamanda bir turist tuzağı olarak da ün yaptığını unutmayınız.

 

MARİACHİ

Plaza Garibaldi denilen yerde: düğün, doğum günü ya da diğer özel günlerini kutlayanlar veya sadece eğlenmek isteyenler bu meydana gelip Mariachi guruplarının şarkılarını dinliyorlar. Mariachilerle Kolombiyalı Valenato ozanlarının hikayeleri biraz birbirine benziyor.

1900’lerin başlarında Mariachiler, iş oldukça çiftliklere girip çalışan gezgin müzisyenlermiş. Meksika  Devriminden sonra işler zorlaşınca çiftliklerden ayrılıp, kasaba kasaba gezerek Vallenato ozanları gibi haber  taşımışlardır.

Verdikleri haberlerin yanında, devrimin başkarakterlerine dair kahramanlık öykülerini anlatan şarkılar söylerlermiş.

Kaynağı kesin olarak bilinmeyen, ancak keman, arp ve gitardan oluşan geleneksel İspanyol orkestralarına benzetilen Mariachi gurupları günümüzde Meksika, İspanya ve Afrika’nın (İspanyol işgalcilerin getirdiği Afrikalı köleler sayesinde) yerel müziklerini harmanlıyorlar.

Şarkıların öyküleriyle doğa, maçoluk, aşk, ölüm, politika, yörenin insanları ve hatta hayvanlar üzerine. Sözler oldukça müstehcen olabiliyormuş. Şarkılarda kadın erkek ilişkileri dolaylı yoldan anlatılır, bunun içinde çiftlik hayvanları kullanılırmış.

Genelde Jalisco eyaleti ve civarında yaşayan Mariachilerin üne kavuşması 1930 lu yıllara rastlıyor. En bilinen Mariachi Gaspar Vargas, Jalisco dan başkente gidip devlet başkanının konuğu olmuş.

Başkan Cardenas çok beğenince mariachi müzikleri bir anda radyolar aracılığı ile tüm Meksika ya yayılmıştır. Mariachiler ilk defa doğru dürüst kıyafetler alacak konuma geldiklerinde, kostüm olarak kendilerine Meksika ya özgü atlı kovboy diyebileceğimiz charroların kıyafetini seçmişlerdir.

Dar ve süslü pantolon, kısa ceket, işlemeli kemer, çizme, papyon tipi gravat ve geniş Meksika şapkası sombrero.

Kırsal alanlarda Mariachiler daha çok bir araya gelmeye çalışan aşıklara hizmet veriyor. Kızın evinin önüne giden Mariachiler pencerenin altında serenat yaparak genç erkeğin kalbinden geçenleri, söylemek istediği sözleri kıza iletiyorlar.

Aşk-meşk işlerinin dışında vaftiz törenleri, düğünler, resmi tatiller ve hatta cenazelerde bile Mariachi guruplarından vazgeçilemiyor. Ölmek üzere olan bir Meksikalının kendi cenazesinde çalınacak şarkı listesi hazırlaması gayet normalmiş.

Mariachileri dinlemek için şarkı başına yaklaşık 4-5 dolarlık bir ücret ödemek gerekiyor. Pazarlık yapmak serbesttir.

Guruplardaki müzisyen sayısı genelde 7-10 kişi arasında değişiyor. Kullanılan enstrümanlar ise keman, beş telli küçük gitar vihuela, vihuelanın altı telli versiyonu guitarron denen bas gitar, trompet ve klasik gitar.

Maggy şarkı sözlerinden ve Mariachilerin giydikleri kostümlerden, gurupların hangi bölgeden geldiğini anlamak mümkündür. Son adı verilen geleneksel Mariachi müziğinin en iyi örneklerine Jalisco (son jalisciense) ve Veracruz (son jarocho) eyaletlerinde rastlanıyormuş.

Tipik bir son jarocho şarkısı olan meşhur olan Bamba yı bir de Mariachi guruplarından dinlemelisiniz.

Meksikalılar için Mariachi müzikten öte bir şey. Kültürlerinin, tarihlerinin, geleneklerinin yoğrulmuş hali, özü bu. Plaza Garibaldi Meksika’daki farklı kültürleri biraz daha iyi anlayabilmek için bu anlamda ideal bir yerdir.