Tunus Bardo Müzesi

Tunus Bardo Müzesi

Burası: ulusal bir müzedir. Tunus şehrinin, batı bölümünde: 19’ncu yüzyılda yapılan Beyikal Sarayında bulunmaktadır. Saray binası: 19’ncu yüzyılda yapılmıştır.

Bina: güzel sütunları, çinileri, seramiklerle süslenmiş revaklı avluları ile geleneksel Mağribi mimarisini yansıtırken, aynı zamanda yaldızlı kemerleri ve mermer merdivenleriyle, Avrupa klasik mimarisini yansıtmaktadır.

Tunus Bardo Müzesi

Müzede

Kartaca zamanından, günümüze kadar olan dönemlere ait, zengin kültürün izlerini görebilirsiniz.

Sergilenenler arasında öne çıkanlar: Fenikelilerin, çocukları kurban ettikleri dinsel törenlere ilişkin parçalar, Roma heykelleri ve erken Hıristiyanlık  dönemine ait vaftiz kurnaları ilgi çekiyor.

Tunus Bardo Müzesi

Müzenin en önemli bölümü ise,  mozaiklerin bulunduğu bölümdür.

Burası bir zamanlar Dünyanın en büyük mozaik müzesi olarak geçmekte iken, ülkemizde Gaziantep şehrinde açılan Zeugma mozaik müzesi, Dünya birinciliğini buradan almıştır, evet günümüzde Dünyanın en büyük mozaik müzesi, Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesidir.

Tunus Bardo Müzesi

Neyse, biz bu müzeden söz etmeye devam edelim. Burada: MÖ.2’nci yüzyıldan, MS.7’nci  yüzyıla kadar uzanan döneme ait mozaik koleksiyonunda bulunan Roma mozaikleri, iki kata yayılmıştır. Mozaikler: Suse, Dugga ve El-Cem gibi ülkenin birçok yerinden getirilmiştir.Bu mozaiklerin bulunduğu panolarda, Roma yaşamını anlatan etkileyici sahneler bulunmaktadır. Romalıların: çiftçilik, avcılık, balıkçılık gibi gündelik etkinlikleri yanı sıra, tanrılara adanmış ve belli başlı mitolojik olayların anlatıldığı mozaikler de muhteşem güzellikleriyle dikkat çekiyor.

Biraz daha ayrıntıya girerek, mutlaka görmenizi önereceğim mozaiklerden kısaca söz etmek istiyorum.

15 Nolu Oda

Buradaki

1’nci mozaik

Odysseus konu edilmektedir. Odysseus: Kalypso adasına doğru giderken, Seirenler’in şarkılarından etkilenmemek için, gemisinin direğine bağlanmış olarak tasvir edilmiştir. Odysseus’un adamları ise, kulakları tıkalı olarak kürek çekmektedirler.

2’nci mozaikte

Şair Vergilius görülüyor. Onun iki yanında, iki Musa yani su perisi var. Ayrıca: sol yanda Clio ve sağ yanda: elinde bir mask tutan Melpomene var.

3’nci bir mozaik

Perseus’un: Andromeda’yı, bir deniz canavarından kurtardığı sahnenin betimlendiği mozaiktir.

4’ncü mozaik

MS.4’ncü yüzyılda yapıldığı düşünülen zemin mozaiğinde: balıklarla dolu bir denizde yüzen, 23 gemi, isimleri yazılarak betimlenmiştir.

Tunus El-cem

Tunus El-cem

Tunus şehrinin, 205 km. güneyinde, ülkenin doğusundadır. Roma dönemindeki adı: Thysdrus.

Roma döneminde, Thysdrus olarak isimlendirilen bu bölge: zeytin ağaçları ile çevrili bir düzlükte bulunmaktadır.

Şehirdeki ilk yerleşimcilerin: kesin olarak bilinmemekle birlikte, büyük ihtimalle: MÖ.45 yıllarında, Roma imparatoru Julius Ceasar’ın; eski askerlerinin buraya yerleşmeleriyle oluşturulduğu düşünülmektedir.

Tunus El-cem Roma Amfitiyatrosu-Collesium

ROMA AMFİTİYATROSU-COLLESİUM 

Modern kentin üzerinde, günümüzde: Roma amfi tiyatrosu yükselir. Burası: Kuzey Afrika’daki en büyük Roma anıtıdır. Ama esas önemini: Roma şehrindeki Collesium’dan sonraki en büyük Roma eseri-yapısı olarak kazanır. Yapı: MS.230 ile 238 yılları arasında yapılmıştır. Seyirci kapasitesi, yaklaşık: 30 bin  kişidir. Bazı tahminlere göre ise: 45 bin kişidir. Bu özellikleri nedeniyle, şehrin ulaştığı refah düzeyini yansıtmaktadır.

Çünkü: aynı dönemde şehir nüfusunun: 30 bin kişi olduğu tahmin edilmektedir. Ama, ziyaretçiler için de yer yapılmış olsa gerek. Collesium ölçüleri: yükseklik: 35 metre, uzunluk: 148 metre ve genişlik: 122 metredir. İnşaatta kullanılan taşlar: buraya 30 km. uzaklıktaki, Salakta bölgesindeki taş ocaklarından getirilmiştir. Ancak: 238 yılına gelindiğinde, buranın yapılması emrini veren Gordion: başarısız bir ayaklanma sonucu öldürülür ve inşaat yarım  kalır.

Tunus El-cem

Bu büyük yapı: gladyatör dövüşleri için yapılmıştır. Gladyatörler yaralandığında “Habet” şeklinde bağıran izleyiciler, hasmı tarafından öldürülmemesini istiyorlarsa yani yaşaması isteniyorsa “mendil sallarlar” veya öldürülmesini istiyorlarsa “baş parmaklarını yukarı doğru kaldırarak” işaret verirlerdi.

Günümüzde, buraya yolunuz düşerse: tiyatronun tepesinden, aşağıdaki yer altı koridorlarını görebilirsiniz. Bu koridorlarda, bir zamanlar, gladyatörler ve hayvanlar geçerek, alana çıkıyorlarmış.

Tunus El-cem

Ancak her ne kadar kültür den söz etsem de, bu yapı, zamanla kale olarak da kullanılmıştır. Collesium duvarlarında görülen büyük bir delik: 1695 yılında, yörede egemen olan Osmanlı beyi: yönetim karşısı gurupların yuvalandığını düşündüğü tiyatronun duvarlarını topa tutturması sonucu oluşmuştur. Yıkılan duvarların ardında ortaya çıkan: kemerler, merdivenler, tonozlar ve yer altı hücreleri gerçekten görülmeye değer güzelliktedir.

Tunus El-cem Thydrus

Thysdrus, yani El-Cem kentinin Roma dönemindeki hali:

Bugünkünden, dört kat civarında daha büyüktür. Aynı zamanda, canlı ve varlıklı bir kent olarak önem kazanmıştı.

Kentin hemen dışında: Sefakis yolunda ki küçük müzede; o dönemlerdeki zenginlikleri ifade eden bir kısım örnekler ve özellikle mozaikler görülmektedir. Bu mozaiklerde: tavus kuşları, deniz canlıları, kuşlar ve aslanlar gibi çeşitli canlılar betimlenmiştir. Büyük bir mozaik panoda ise: leopar derisinden giysiler giymiş ve bir kaplana binmiş, genç “Dionysos” görülmektedir. Bu meraklı olanlar bilirler, Roma mitolojisinde, şarap tanrısıdır.

Tunus El-cem

El-Cem kentindeki diğer kalıntılar, günümüzde hala toprak altındadır.