Nevşehir-Aksaray kara yolu üzerindedir. Acıgöl, Nevşehir arası uzaklık 20 km. dir. Acıgöl, Aksaray arası uzaklık: 52 km. Acıgöl, Ürgüp arası uzaklık: 43 km.
TARİHİ
İlçenin ilk ismi “Topada” dır. Sonrada “Dobada” olmuştur. 1515 yılında bu topraklar, Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Acıgöl, 1952 yılında Belediyelik, 1987 yılında ise Nevşehir iline bağlı bir ilçe olmuştur.
GENEL
İlçe merkezi Acıöz çayı etrafında kurulmuştur. İlçenin çevresinde: volkanik sönmüş yanardağlar bulunur. Bu dağlar: bir zamanlar lav ve tüf püskürtmüş ve bunlar kalın tabakalar halinde tortulaşmıştır. Bu tortulara “Maar” denir. Deniz seviyesinden yükseklik 1233 metredir. Günümüzde içinde su bulunmayan “Acıgöl” çukurluğu da aslında bir yanardağ ağzıdır. Yani bir tür volkanik göldür. İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Özellikle patates üretimi yaygındır.
ACIGÖL TEKNİK BİLİMLER MESLEK YÜKSEKOKULU
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesine bağlıdır. 2018 yılında kurulmuştur. İlk olarak Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri bölümü açılmıştır.
GEZİLECEK YERLER
ACIGÖL
İlçe merkezinin 3 km doğusunda, Nevşehir-Aksaray kara yolu üzerindedir.
Dünyanın en büyük krater gölüdür. Göl tabanının denizden yüksekliği 1272 metredir. Tortularla birlikte büyüklüğü 4.5 kilometre karedir. Ancak sivrisinek ürediği gerekçesiyle 1972 yılında, bir kanal açılarak gölün suyu boşaltılmıştır.
Gölün boşaltılmasının bir diğer gerekçesi de: gölü besleyen kaynak, Acıgöl ilçesinin içme suyunun karşılanması için alınmıştır ve böylece göl kurumuştur.
Günümüzde: ilkbaharda eriyen kar ve yağan yağmur sularıyla, göl kısa bir süre yükselmekte ve bir süre sonra tekrar kurumaktadır. Ayrıca, gölün kuzeydoğu yamaçlarında, kum alınması nedeniyle tahribatlar olmuştur.
Boşaltılmadan önce
Gölün derinliği 1 ile 4 metre arasındaydı. Gölde dışarıdan su girişi ve dışarıya su akışı yoktur. Yani kapalı bir havzadır. Gölün suları acı ve tuzludur. 1993 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır.
ACIGÖL YERALTI ŞEHRİ
İlçe merkezinde Cumhuriyet Mahallesindedir.
Yeraltı şehrinin Belediye tarafından ışıklandırılması ve bakımı yapılmıştır. Özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistler tarafından yoğun ziyaret edilir.
TATLARIN KASABASI
İlçe merkezine 10 km uzaklıktadır. Kasaba 2017 tarihinde doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Tatların Göleti
Burada bulunan Tatların Baraj göleti kıyısında: piknik ve mesire alanı bulunmaktadır.
Kale
Kasabanın güneydoğusundadır. Bu alan, 1961 yılına kadar yerleşim yeri olarak kullanılmakta iken, yine aynı yıl afet alanı ilan edilmiş ve yerleşim yeri, batı taraftaki düzlük alana taşınmıştır. Bölgede: bir yeraltı şehri ve birçok kilise bulunmaktadır.
Yeraltı şehri ziyaretçileri için: Bakanlık tarafından yürüme yolları ve tuvaletler yapılmıştır. Ayrıca iki kilise restore edilmiş, yeraltı şehri temizlenerek ziyarete açılmıştır. Vadinin yamaçlarında, 18’nci yüzyıl yapısı bir cami de restore edilmiştir.
Burada: granit kayaya oyularak yapılmış bir yapı bulunur ve bu yapı halk tarafından “kale” diye isimlendirilir. Üzerinde bir sarnıç bulunur ve buraya taş merdivenlerle inilir. Dört katlı yapının batı tarafında ise bir amfi tiyatro kalıntısı vardır.
Kilise
Kale olarak adlandırılan tepenin yamacındadır.
Tatların Yeraltı Şehri
Kale olarak bilinen tepede bulunmaktadır.
Yeraltı şehri 1975 yılında keşfedilmiş, 1991 yılında ziyarete açılmıştır. Halen 2 katı temizlenerek ziyarete açılmıştır. Orijinal girişi yıkılmıştır. Yaklaşık 15 metre uzunluğundaki bir geçit yani giriş bölümünden sonra geniş bir salona ulaşılır.
Giriş kısmı: diğer yeraltı şehirlerinde olduğu gibi, ortası delikli dev sürgü taşlarıyla kapatılmaktadır. İçeride sağ tarafta, nişin içinden aşağıya doğru oyulan ve halk tarafından “Zindan” olarak isimlendirilen bölümde, üç adet iskelet bulunmuştur.
Bu mekanda tuvalet bulunmakta olup, diğer yeraltı şehirlerinde tuvalet yoktur. Tuvalete yukarıdaki katta olduğu gibi “L” biçiminde bir koridordan gidilir. Muhtemelen kokuyu önlemek için böyle bir koridor yapılmıştır.
Mekanın sağ tarafında ise kiler ve mutfak bulunur. Bu bölüm: Roma döneminde mezarlık ve sonrasında Bizans döneminde ise kiler olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Çünkü bu odada bulunan nişler, Roma dönemi kaya mezarlarında ölülerin yatırıldığı nişlere benzer. Ancak daha sonraki dönemde, bu nişlerin tabanları oyulmuş ve içlerine erzak konulmuştur.
Yeraltı şehrinin ikinci girişinde: ahır bulunur. Bu geniş mekan sütunlarla desteklenmiştir. Tabanında beş adet ambar bulunur. Tavan kısmında yeraltı havalandırma bacası bulunur.
Birinci büyük mekan ile ikinci büyük mekan, dar bir koridorla birbirine bağlanır. Zikzak biçimli bu koridorda tuzak ve bağlantıyı kesen sürgü taşı bulunur.
Evet, buranın özellikleri: mekanların oldukça büyük olması, erzak depolarının sayıca fazla olması ve kiliseler de yoğun bulunmasıdır. Bunlar değerlendirildiğinde, buranın bir askeri garnizon veya manastır kompleksi olduğu düşünülür. Buradaki yeraltı şehrinin en büyük özelliği, diğer yeraltı şehirlerinde görülmeyen “tuvalet” bulunmasıdır.
HASAN DEDE TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı İnallı Yuva köyünde mezarlık içerisindedir.
Kozluca köyü ile Yuva köyü arasındaki türbede “Hasan Dede” isimli bir kişinin yattığı sanılmaktadır. Yapı: cami, mutfak ve türbeden oluşur. Bölgede Türk İslam tarihini yansıtan türbe yapısının 800-900 yıllık olduğu tahmin edilmektedir.
Yani, MS 1200 yıllarına tarihlenmektedir. Özellikle taş işçiliği dikkat çeker. Mimari tarzı da oldukça güzeldir. Türbe giriş kapısı tavanına yapılmış mermer çarkıfelek görülmeye değerdir.
Ayrıca yine Türbede Türk üçgenleri ve sandukayı çevreleyen çivit mavisi boyalı taşlar oldukça güzeldir. Türbe günümüzde oldukça harap durumdadır, sanırım bir süre sonra tamamen yok olur.
KURUGÖL KASABASI YERALTI ŞEHRİ
Kurugöl köyünde Tepeören Mevkiindedir. Yani kasaba merkezine 3 km uzaklıktadır.
Yeraltı bir tepenin yamacında oyulmuştur. Tepenin toprak yapısı, sıkışmış volkan püskürüğüdür. Kaç kat olduğu bilinmemektedir. Çünkü temizlenmeyen galeriler vardır. Işıklandırması da yoktur. Yeraltı şehrinin orijinal girişi kaybolmuştur.
Günümüzde batı yamacında bulunan göçüklerden içeri girilebiliyor. Yeraltı şehrinde: oturma mekanları, erzak depoları, mezarlık, mutfak ve benzeri yerler ve bunları birbirine bağlayan galeriler mevcuttur. Evet, burası turizme yönelik herhangi bir hamle yapılmayan bir yer olarak beklemektedir.
TOPADA YAZILI KAYA ANITI
MÖ 8’nci yüzyılda: Kapadokya bölgesinde, Kayseri-Niğde ve Nevşehir yöresinde “Tabai Krallığı” vardı. Bu döneme ait bölgenin çeşitli yerlerinde, Hitit hiyeroglif yazılı kaya anıtları vardır. Yazıtın yazıldığı yıllarda Tabal ülkesi çeşitli küçük şehir krallıkları tarafından yönetiliyordu.
Tabal krallığı, MÖ 7’nci yüzyılda İskit ve Kimmerlerin Anadolu’yu istila ederek Frigleri yok etmeleri sonucu, İskit ve Kimmerlere karışarak tarih sahnesinde yok olmuşlardır. Ardından hiyeroglif yazı da unutulmuş ve daha sonra kullanılmamıştır.
Ancak Hitit hiyeroglifleriyle yazılmış bu kaya anıtlarının en önemlisi: ilçe merkezine bağlı Ağıllı köyündedir. MÖ 738-730 yılları arasında yazıldığı düşünülmektedir.
Ana kayanın güneye ve batıya bakan yüzleri düzeltilmiştir.
Yazıtın bulunduğu kaya: 4 metre genişliktedir.
Kaya üzerine oyulmuş resimli yazı (hiyeroglif yazısı) vardır. Kitabenin büyük bölümü, kayanın güneye bakan yüzeyindedir. Bir bölümü de batı yüzündedir.
Metin oldukça uzundur. 8 satır ve 400 kelimeden oluşur. Yazıtın bazı bölümleri tahrip olmuştur.
Yazıtta: Kapadokya bölgesinin siyasi durumu anlatılmaktadır. Ayrıca: 3 yıl süren bir savaş anlatılmıştır. Tobal Kralı Wasusarma, kendisine düşmanca davranan sekiz krala karşı yaptığı mücadeleyi anlatmaktadır.” Yazıtın son bölümünde: nasihat, beddua ve yazıtı kayaya kazıyan kişinin adı yer almaktadır.
Nevşehir Ürgüp hakkındaki gezi yazım için Ürgüp