Burası, Los Angeles şehir merkezinden, yalnızca 21 km. uzaklıktadır. Bu yüzden, Los Angeles şehrinde yaşayanlar tarafından yoğun olarak tercih edilir.
Diğer yerlere göre daha sakindir ve plajları, ailelerin kullanımı için idealdir. Ancak: Malibu’ya göre daha hareketli ve daha eğlencelidir. Burada, Malibu şehrinden farklı olarak: gece kulupleri, sanat galerileri, alışveriş ve spor mekanları bulunmaktadır.
Dolayısı ile: gece kulüpleri: şehirde etkin ve yoğun bir gece hayatı yaşanmasına neden olur.
Burada: her yıl “Santa Monica Film Festivali” düzenlenmektedir. 1997 yılında başlayan ve halen sürdürülen bu etkinlik, 5 gün sürmekte ve bütün dünyadan seçilen 30 film sergilenmektedir.
Alışveriş düşünürseniz: Main Street üzerinde, zarif takılardan, kaliteli mobilyalara ve oyuncaklara kadar birçok ürünün satıldığı alışveriş yerleri bulmak mümkündür.
Moda butikleri, 3th Street Promenade üzerindedir. Pico Bulvarı üzerinde, müzik aletlerinin satıldığı yerler var. Şık ve lüks diğer dükkanlar ise, Montana Avenue üzerindedir.
Gelelim plajlara. Malum, burası Pasific okyanusu kıyısındadır. Santa Monica plajları: yaklaşık 6 km. lik bir sahil bandı üzerindedir. Okyanustan esen rüzgar, bu plajlarda sürekli hissedilir. Bu plajlarda yapılan genel aktiviteler: plaj voleybolu, bisiklete binme ve hatta Hollwood film çekimleridir.
Şehirdeki en büyük plaj alanı, Santa Monica Pier’in yani iskelenin her iki yanında bulunan “Santa Monica Beach” dir. Şehirde bir diğer kumsal alanı “Venice” olarak bilinir.
Venice Kumsalı
Şehrin güneyindedir. Buraya yürüyerek veya bisiklet kiralayarak ulaşabilirsiniz. Burada, birbirine bağlı birçok kanal bulunması nedeniyle, yöreye, bu isim verilmiştir. Evler, bu kanallar çevresinde kurulmuştur.
Burada yaşayanlar kanallarda kanolarla gezerler. 1982 yılında, zengin Albert Kinney: Pasific okyanusu kıyısına, Venedik şehrinin kanalları ve gondollarını, otellerini ve pasajlarının bir kopyasını yapmak istemiştir.
Ancak, daha sonra, burada petrol keşfedilince, bu fikirden vazgeçilmiş, ama yörenin ismi “Venedik” yani “Venice” olarak kullanılmaktadır. Günümüzde, burada 4 kanal ve bu kanalları besleyen kıyı gölü bulunmaktadır.
Evet, yürüyüşü tercih ederseniz, kumsaldaki plaj voleybolu oynayanları ve okyanus kıyısında sörf yapanları görebilirsiniz. Ama, bu yürüyüş ve bisiklet yolunun, muhteşem kalabalık olduğunu bilmeniz gerekir.
Venice kumsalı: çeşit çeşit gösteri yapan ve konser veren guruplarla doludur. Ayrıca: hediyelik eşya satanlar, kumdan heykel yapanlar, fal bakanlar yani bir anlamda, birçok çeşit renkli insan ile karşılaşmanız mümkündür.
Burada, hiç sıkılmadan yürüyebilir ve uzan zamanlar geçirebilirsiniz. Evet, burası bir açık hava sirki gibidir.
Şehri tanımak için: şehrin 8 farklı bölgesinden kısa kısa söz etmek istiyorum.
DOWNTOWN-THİRD STREET PROMENADE
Bu mahalle, şehrin en büyük mağazaları ve en ünlü dükkanlarını barındırır. Açık havada yemek yerleri, sokak sanatçıları, kitapçılar ve sinemalar var. Burası: araçlara yani trafiğe kapalıdır. Kapalı ve büyük alışveriş merkezi “Frank Ghery”, buranın güney ucundadır.
Burası hakkında bilgi sahibi olmanız açısından, Beyoğlu-İstiklal caddesi benzetmesi yapılabilir. Biraz önce de belirttiğim gibi, trafiğe kapalı bir alan, sağlı-sollu 200 civarında olduğunu tahmin ettiğim mağazalar ve restoranlar var.
Restoranların birçoğu, masalarını dışarıya yerleştirmişler, çünkü hava durumu yıl boyunca uygun, yani pek fazla yağmur yağmadığı söyleniyor.
İnsanlar, bu restoranların masalarında yemek yerken, gelip-geçenleri seyrediyorlar. Caddede, tüm bunların yanında, sokak göstericileri, müzik yapanları da görebiliyorsunuz. Çeşit çeşit müzik gurupları, önlerinde bahşiş kutuları ile müzik yapıyorlar.
Dans grupları, sihirbazlar, karikatür ve resim çizerler, canlı heykeller, palyaçolar, evet çok hareketli bir yer.
Evet, burada, Santa Monica caddesinden batıya doğru hafif meyilli bir yoldan yürüdüğünüzde, fazla yüksek olmayan bir tepeye ulaşıyorsunuz ve buradan, okyanusun muhteşem manzarasını ve hatta güneşin batışını izleyebilirsiniz.
SANTA MONİCA PİER-OCEAN AVENUE
Burası: plaj ve okyanus ile doğrudan temas sunuyor. Burada: palmiye ağaçları ve okyanus manzaralı restoranlar ve oteller var. Ayrıca: bir de eğlence parkı bulunuyor.
Pier denilen yer: büyük bir iskeledir ve yıl boyunca açıktır. İskelenin bulunduğu yer: Pacifik Park olarak bilinir ve burada, iskele dışında bir eğlence parkı ve dönme dolap bulunur. İskele üzerinde bulunan “La Monica Balo” salonu, yapıldığında Amerika’nın en büyük balo salonu ve yılbaşı kutlamalarının merkezi olarak kullanılmıştır.
Ayrıca: 1920’lerden günümüze gelen bir “atlı karınca”, bir akvaryum, mağazalar, eğlence yerleri, bir çarşı, pub ve restoranlar vardır. İskelenin sonu ise, popüler bir balık avlama yeridir. Burada, daima birkaç balık tutan görmek mümkündür. Evet, iskelenin bir diğer önemli özelliği: birçok film ve televizyon dizisinin bu iskele de çekilmiş olmasıdır.
Aquarium
Carousel binasının altındaki, bu gizli deniz mücevherlerinin bulunduğu yeri ziyaret edebilirsiniz.
Playland Arcade
Burası, gerek çocuklar ve gerekse büyükler için bir eğlence merkezidir. Burada, tüm yeteneklerinizi test edebilirsiniz.
Tarihi Carousel-Santa Monica Loff
Tarihi Carousel: ilk olarak, 1916 yılında inşa edilmiş ve yörenin insanları: bu tuhaf görünümlü, ahşap atlı karıncalara büyük bir merakla binmişlerdir. 1987 yılına gelindiğinde ise, iskele üzerinde kurulu bu eğlence yapısı : Amerikan Ulusal Tarih Anıtları Listesine dahil edilerek, koruma altına alınmıştır.
Oatman Rock Shop
Burada: iskelenin kuruluşundan bu yana, yani 1965 yılından bu yana: deniz kabukluları, kristaller ve hediyelik eşyalar satılıyor.
Marlene Beachhcomber
Burası, deniz ürünlerinin (havlu, plajda yatmak için hasırlar vs. gibi) satıldığı bir dükkandır.
Pacific Park
Burada özellikle dönme dolap ve rollercoster ilgi çekmektedir. Ayrıca, daha birçok oyun ve ailelere yönelik eğlence araçları da bulunuyor. Park alanında bulunan “West Coaster”: park çevresinde dolaşır ve maksimum 17 metre yüksekliğe kadar çıkar ve saatte 35 km. hıza ulaşır.
Evet, buranın en özel tarafı, dünyanın ilk ve tek güneş enerjisi ile çalışan dönme dolabıdır. “Pasicif Wheel” olarak isimlendirilen bu dönme dolap: 1996 yılında kurulmuştur ve 26 metre yüksekliğe kadar çıkan, 20 gondol taşımaktadır. Eğlence aletleri arasında, 180 derece salınarak hareket eden “Sea Dragon” isimli bir korsan gemisi var.
Trapez Okulu
Eğer yeni bir şey denemek isterseniz, bu trapezlerin üzerine çıkıp, çılgın hareketler yapabiliyorsunuz.
MİD-CİTY
Buranın geniş caddelerinde alışveriş, yemek yerleri ve barlar var. Ayrıca: yine burada birçok büyük ve ünlü film ve televizyon şirketinin ofisleri, çekim yerleri ve gösteri sanatları mekanları bulunuyor.
MAİN STREET
Burası da, şehrin en meşhur caddelerinden birisidir. Bu sokak, genellikle yerel bisikletçileri ve sörfçüleri çeker.
Şık giyim ve tasarım mağazalarının bulunduğu bir yerdir. Ayrıca, sanat galerileri, ziyaretçi merkezi de burada bulunuyor. Buranın en meşhur mekanı “Mor ve The Circle” bardır.
Özellikle: Circle bar önünde, akşamları içeriye girmek isteyenlerin oluşturduğu uzun kuyruklar görülür. Cadde üzerinde bulunan “World Cafe, Urth Cafe” gibi yerlerde, ünlü şahıslarla karşılaşma ihtimali yüksektir.
MONTANA AVENUE
Burası, ağaçlıklı bir Avrupa tarzı yerel sokaktır.
Burada: küçük mağazalar, lüks yemek yerleri ve alışveriş mekanları bulunuyor. Burada köpeklerini gezdiren yerel zenginleri görebilirsiniz.
PİCO BOULEVARD
Burada, ödüllü restoranlar ve şık giyim butikleri ve plak-müzik dükkanları bulunuyor. Yine burada bulunan “Casa del Mar Otel”, 1926 yılında açılmıştır.
Otel binası: Rönesans Revival tarzında yapılmış ve II. Dünya savaşı sırasında, Amerikan askerleri için bir otel ve eğlence merkezi olarak kullanılmıştır. Savaştan sonra ise uyuşturucu rehabilitasyon merkezi ve 1996 yılında ise, lüks bir otel olarak açılmıştır.
Yine burada “Santa Monica Kolejli” bulunuyor ve bu okulda, 30.000’den fazla öğrenci bulunduğu ve bunların bir kısmının dünya üzerinde 100’den fazla ülkeden geldikleri söyleniyor.
Yukarıda sözünü ettiğim gibi, buranın en büyük ve ilgi çeken bir dükkanı ise “Mc Cabe Guitar Shop” dükkanıdır ki, burada akustik ve halk çalgıları konusunda uzmanlaşmış bir enstrüman deposu bulunmaktadır. Burada, ne tür müzik aleti ararsanız, bulup satın alabilirsiniz.
“Fashion District”: burası, giyim, aksesuar ve kumaş sektöründe bir tasarım deposu ve dağıtım noktasıdır.
Burada bulunanlar ile ilgisi son bir not: “Fox Stüdyoları” dır. Büyük Amerikan Film Stüdyoları, buradadır. Bu stüdyolar, 1926 yılında açılmış ve 1.2 km. karelik bir alana yapılmıştır.
OCEAN PARK
Burada da, mağazalar, galeriler, kafeler ve muhteşem lezzetlerin sunulduğu restoranlar var. Okyanus sahili boyunca ise, çeşitli konutlar bulunur.
SANTA MONİCA AİRPORT
Santa Monica özel havaalanı ve seçkin restoranların bulunduğu bir yerdir. Buranın en büyük özelliği, Santa Monica’nın da önem kazanmasına neden olan “Barker Hangarı” ve burada yapılan “Yıllık Barney” etkinlikleridir.
Barker Hangarı
Santa Monica havaalanında, gayet büyük bir kapalı şov alanı gibidir. Güney California’nın en seçkin olaylarının bazıları, burada yapılmaktadır. 243 metrelik beton zeminde, her türlü provalar ve etkinlikler yapılabilmektedir. Bu etkinliklerin başında: konserler, açık arttırma satışlar, ödül törenleri, ticari fuarlar ve gala yemekleri gelmektedir. Seyirci yani koltuk kapasitesi 3000 kişidir. Yükseklik 43 metredir.
MELEKLER ATTİC MUSEUM
Burası, minyatür oyuncakların ve genellikle bebeklerin bulunduğu bir müzedir.
Müze, 1984 yılında kurulmuştur. Jackie McMahan ve Eleanor La Voye isimli kolleksiyonerlerin koleksiyonları sergilenmektedir. Bu koleksiyon içinde: antika ve çağdaş bebekler, bebek evleri ve oyuncaklar bulunmaktadır. Müze girişi ücretlidir, yetişkinler 8 dolar, 12 yaş altı çocuklar 5 dolar, diğer çocuklar, 7 dolardır.
Gelelim sonuç bölümüne: Santa Monica, Los Angeles şehir merkezine çok yakın olması nedeniyle, ulaşımın kolay olduğu bir yer. Bu yöreye yolunuz düşerse, Santa Monica’yı ziyaret etmenizi ve buranın hareketli, canlı yaşamını görmenizi öneririm.
“Centro” veya “Downtown” olarak bilinen şehrin bu bölgesi, şehrin tarihi ve aynı zamanda finans merkezidir.
Şehrin iş dünyasının kalbi buradadır. Brezilya’nın en büyük şirketlerinden olan “Rio Doce” ve “Petrobras” ve “Companhia Vale” nin burada ofisleri bulunmaktadır.
Bölge aynı zamanda, şehirde zengin-fakir yaşamının kesiştiği yerdir.
Güneyde “Dünya Savaşı Anıtı” ve kuzeyde “Morro de Sao Bento” ile sınırlandırılmıştır. Doğu sınırında ise “Praça 15” bulunur. Batıda ise kıyı vardır.
Şehrin gelişimsel merkezi olarak kabul edilir. Burada birçok sanat galerisi bulunmaktadır. Ayrıca kafeler ve kaliteli restoranlarla doludur.
Burası: Rio şehrinde “Southside” bölgesine yaklaşık 20-25 dakika uzaklıktadır. Bölge: şehrin merkezi olması yanında, şehrin mali kalbidir de, çünkü birçok işletme barındırmaktadır. Rio şehrinin zengin tarihi: mahalle boyunca çeşitli binalar ve müzelerle tasvir edilir. Brezilya yöresel yemeklerini t atmak veya kahve içmek için buraya mutlaka zaman ayırmak gerekir.
Downtown bölgesi gece hayatı
Lapa denilen yerin gece hayatı bayağı hareketlidir ve bu yüzden büyük turist kalabalıkları buraya çekilir.
Geceleri sokaklar kalabalıktır ve çoğu restoran, kaldırımlarda oturma düzenleri kurarlar yani masa-sandalye yerleştirilir.
Zaten Cuma, cumartesi ve Pazar günleri: Lapa, trafiğe kapatılır.
Rio Scenarium
Bu 3 katlı yapı, bölgedeki en ünlü gece kulübüdür. Birinci katta: tipik canlı Brezilya müzikleri sunulur. İkinci ve üçüncü katlarda: restoran vardır.
GEZİLECEK YERLER
Aziz Benedict Manastırı-Sao Bento Manastırı
Buranın tarihi değeri vardır, ancak sanatsal bir özelliği yoktur. Barok tasarımlı yapının iç mekan: zengin 17. yüzyıl ahşap oymaları ve Frei Ricardo Mestre isimli ressamın tabloları ile dekora edilmiştir. Manastırın organı: 17. yüzyıl yapımıdır.
Metropolitano Cathedral-De Sao Sebastiao Do Rıo De Janeıro
Brezilya’da “Lapa” mahallesindeki bu dini yapı: dünyanın en büyük katedrali olarak bilinir. Gayet görkemli bir binadır.
Katedral: 1964-1979 yılları arasında inşa edilmiş ve Temmuz 1980 tarihinde Papa John Paul II tarafından kutsanmıştır.
Yükseklik 75 metredir. İç yükseklik 64 metredir. Dış çapı 96 metre, iç çapı 106 metredir. 8000 m.karelik oturum alanında, 20.000 insan durarak ibadet edebilmektedir.
Tesisler içinde, bir “Kutsal Sanat Müzesi” ve bir de “Providence Bankası” bulunur.
Confeitaria Colombo
Rua Gonçalves Dias adresindedir.
Eğer gerçek bir eski dünya zarafetini yaşamak istiyorsanız, 1894 yılında açılan bu restoranı ziyaret etmeniz gerekir. Bu büyük pastane: Portekiz göçmeni Joaquim Borges de Meireles ve Manuel Jose tarafından kurulmuştur.
Kuruluşundan bu yana, mekan: yüksek vitray tavanı, üst galerisi ve muhteşem Belçika aynaları ile her zaman sanatçıların ve şehrin aydınlarının favori sığınağı olmuştur. Mekan: 1983 yılında “Tarihi ve Sanatsal Miras” listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Burada: cabral resoran, garden bar, cafe do forte ve christopher restoran bölümleri bulunmaktadır. Cafe Forte: Copacabana plajına bakmaktadır. Burada geleneksel ve lezzetli tatlılar ve özellikle “waffle” sunulmaktadır. Menüde ayrıca salata, sandviç ve makarna bulunuyor. Kahvaltı servisi, öğle yemeği ve ikindi çayı sunuluyor. Taze meyvelerden yapılan “brulee tart” ı mutlaka denemelisiniz. Kurabiyeler 1920 yılından bu yana aynı tariflerle yapılmaktadır.
Özellikle orijinal ve “Belle Epoque” isimli çayevi ilgi çekmektedir. Mekan zengin bir geçmişe sahiptir. Üst kattaki birinci sınıf restoran, Brezilya mutfağının seçkin yemeklerini sunar. Ama aynı zamanda Portekiz ve İspanyol mutfaklarından yemek örnekleri de bulunmaktadır. İkinci katta ise “Espaço Memorıa” isimli müze bulunur.
Burada: fotoğraflar, çay hizmetleri, Colombo ürünleri, Portekizce gümüş takımları ve diğer öğelerin kapları bu zarif odada sergilenmektedir.
Buranın en ünlü özelliği, zengin tatlı çeşitleridir. Aklınıza gelebilecek her türlü pasta bulunur. Evet burada kesinlikle bir “espresso” içmek için mola vermelisiniz.
Evet, bir yüzyıllık Colombo şekercisi, ülkenin en saygın işyerlerinden birisidir.
Paço Imperial
Rio Centre bölgesi “Praça XV” meydanındadır.
Paço Imperial veya Imperial Palace: Rio şehir merkezinde bulunan tarihi bir yapıdır. Yapı ilk olarak 1699 yılında inşa edilmiş, ardından 18. yüzyılda bitişik bölüme bir depo adapte edilerek genişletilmiş ve tasarım Jose Fernandes Alpoim tarafından yürütülmüştür.
Yapı: sömürge döneminde, Brezilya’daki Portekizli valiler için lüks bir konut olarak yapılmıştır. İlk vali burada 1743 yılında ikamet etmiş ve ardından 1763-1808 yılları arasında 7 vali burada oturmuştur.
1808 yılında burası Portekiz kralı John VI tarafından kullanılmıştır. Çünkü: Napolyon’un işgali sırasında Portekiz kraliyet ailesi buraya kaçmıştır. Bu dönemde yapıya daha fazla eklemeler yapılmış ve tamamen bir saray görünümü almıştır.
Takip eden dönemde ise, tahta çıkan Brezilya kralı Kral John tarafından kullanılmıştır.
1822 yılında Pedro I ve Petro II: hem burada yaşamış, hem de çalışmıştır. Yani: Brezilyalı imparatorların Rio şehrindeki evi olarak kullanılmıştır. Takip eden süreçte, yapı 1889 yılına kadar yaklaşık 150 yıl boyunca Brezilya’nın birincil siyasi merkezi olmuştur.
Kraliyet Rio şehrinde “Solar da Boa Vista” denilen yere taşındığında da burası resmi amaçlar için saklı tutulmuştur. Hatta bir süre posta hizmeti karargahına dönüştürülmüştür. Ayrıca: 1822 ve 1890 yılları arasında, Prenses Isabel: Brezilya’nın Portekiz’den bağımsızlığı anlaşmasını burada imzalamıştır. 1888 yılında ise Brezilya’da köleliğin sona erdirilmesi hukuksal düzenlemesi de burada kabul edilmiştir.
Tüm bu nedenlerle yani gerek mimari ve gerekse tarihi önemi nedeniyle, bu imparatorluk sarayı önemli bir kültür merkezi olarak hizmet veren “Ulusal Sanat ve Tarihsel Miras Enstitüsü” (IPHAN) tarafından ulusal mimari hazine olarak listelenerek koruma altına alınmıştır.
1980 yılından sonra, Imperial Palace: geçici sanat sergilerine ev sahipliği yapmaya başlamıştır. 1984 yılında yapılan restorasyon ile, sarayın içi 1818 yılı civarındaki görüntüsüne döndürülmüş, iç dekorasyonda resim, heykel ve çeşitli müzikler kullanılmıştır.
Ayrıca: yine burada sanat, mimarlık ve mühendislik konusunda uzmanlaşmış, 16. ile 18. yüzyıllar arasındaki döneme ait kitapları içeren “Paulo Santos” kitaplığı bulunmaktadır.
Günümüzde müze olarak kullanılan yapıda: ülkenin ana koleksiyonu bulunmaktadır. Yaklaşık 300.000 belge araştırmacılar için burada muhafaza edilmektedir. Ayrıca sürekli etkinlik, sergiler ve eğitim projeleri düzenlenmektedir.
Cinelandia Meydanı
Meydan genellikle “Sugar Loaf” ve “İsa heykeli” gibi şehrin önemli turistik yerlerini ziyaret etmek isteyenler tarafından kullanılmaktadır ve Rio şehrinin en güzel ve en önemli meydanlarından birisidir.
Meydanda bulunanlar şunlardır
1.Teatro Municipal-Opera Binası.
2.Museu de Belas Artes-Güzel Sanatlar Müzesi.
3.Biblioteca Nacional-Milli Kütüphane.
4.Rio de Janeiro Şehir Parlamentosu.
5.Restoran Amarelinho-Amarelinho Restoran.
6.Belediya Park.
7.Museu da Gloria.
Biblioteca Nacional-Milli Kütüphane
Pazartesi ve Cuma arasındaki günlerde, saat 10.00-17.00 arasında açıktır. Bina: Avenida Rio Branco’nun doğu tarafında neo-klasik binadır ve 1910 yılı yapımıdır. Brezilya ülkesinin büyük ve en önemli kütüphanesidir. En büyük hazineleri arasında bulunanlar: 1808 yılında Portekiz kraliyet ailesi tarafından Brezilya’ya getirilen 1462 yılına tarihlenen “Mainz İncil” ve Portekiz milli destanının ilk baskısı olan “Os Lusiadas” dır.
Museu Nacional de Artes Belas-Güzel Sanatlar Ulusal Müzesi-MNBA
Centro-Cinelandia Rio Branco Av. Bölgesindedir. Müzenin ilk eserleri: 1808 yılında buraya sürgüne gelen Portekiz kralı John VI’nın getirdiği eserlerdir. Takip eden süreçte Joachim Lebreton tarafından toplanan koleksiyon zamanla genişletilmiş ve ülkenin en önemli sanat galerisi ortaya çıkmıştır. Bu orijinal çekirdek: 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarındaki önemli gelişmeler ile zenginleşmiştir.
Müzenin bulunduğu bina: 1906-1908 yılları arasında mimar Moralles de los Rios tarafından “Güzel Sanatlar Okulu” olarak tasarlanmış ve ardından koleksiyon buraya taşınmıştır ve müze resmen 13 Ocak 1937 tarihinde açılmıştır. Fransız Misyon ve Brezilyalı sanatçıların portreleri “Henrique Bernardelli” tarafından boyanmıştır.
Özellikle: sütunlar ve antik büyük medeniyetlere ait pişmiş kabartmalar ve madalyonlar dikkat çekmektedir. Müzenin koleksiyonunda şu anda: 70.000 civarında öğe bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında bulunanlar: resim, heykel, çizim, baskı resim, dekoratif sanatlar, mobilya, madalyalar, halk sanatları ve Afrika sanatları parçalarıdır.
Theatro Municipal-Belediye Tiyatrosu
Palacio Gustavo Capanema
Burası bir dünya kültür anıtı olarak UNESCO tarafından koruma altına alınmıştır. Modern mimarinin örnek yerlerinden birisi olarak kabul edilir. Bina 1937-1945 yılları arasında Lucio Costa ve Oscar Niemeyer gibi önde gelen Brezilyalı mimarlar tarafından tasarlanmıştır. Duvar resimleri ise Candido Portinari ve Burle Marx tarafından yapılmıştır.
Camara Municipal do Rio de Janeiro-Rio de Janeiro Şehir Belediye Meclisi
Burası şehrin en işlek caddelerinin biri olan Avenida Rio Branco’nun sonundadır. Yapı: Rio şehrinin güzel bir kültürel ve mimari kompleksinin bir parçasıdır.
Restaurante Amarelinho
Praça Floriano meydanındadır.
Amerelinho, 1921 tarihinde kurulmuştur. 1920’lerin başlarında buraya “Cafe Rivera” deniliyordu.
Belediye Park-Passeio Publico
Cinelandia ve Lapa ilçeleri arasında, 33 bin metre karelik çekici bir park alanıdır. Park: ressam Leandro Joaquim ve diğer bazı sanatçılar tarafından tasarlanmıştır. Parkın önemli özellikleri: Barok girişte, taş merdiven, çeşmeler ve Joaquim tarafından yapılan heykeller, iki piramit, Diana ve Jüpiter bronz heykelleridir.
Museu da Gloria
Kiliseye bağlı bu müzede: değerli gümüşler, mücevherler ve kutsal görüntüler olmak üzere yaklaşık 2000 öğe bulunduğu söyleniyor. Kilisenin yanında, Rua da Gloria içinde 1772 yılına tarihlenen çeşme ilgi çekmektedir.
Passeio Publico
Walking Street caddesindedir.
Brezilya’daki ilk peyzaj parkıdır ve Lapa ile Cinelandia arasındadır. Park alanı, sömürge döneminin en büyük sanatçılarından Mestre Valentim tarafından tasarlanmıştır. Lagün üzerinde bir çöp alanı üzerine yapıldığı söyleniyor. Büyük Lapa Su kemeri önündeki delik ile deniz bağlantısı bulunuyor.
Park 1779-1783 yılları arasında Fransız tarzından esinlenilerek inşa edilmiş ve 18. ile 19. yüzyıllarda şehirlilerin büyük bölümünün buluşma noktası olmuştur. Park: 1864 yılında İmparator Dom Pedro II’nin talebi ile, romantik bir İngiliz havasında yeniden düzenlenmiştir.
Özellikle rokoko oymalarla süslü kapısı (bunun üstünde Portekiz kraliçesi Queen Mary I ve kocası Pedro’nun resimleri bulunan bir madalyon ve timsahlar çeşmesi ilgi çekmektedir. Uzun yıllar ihmal edilen park alanı, 2001 yılında Parklar ve Bahçeler Vakfı tarafından üretilen proje ile yeniden canlandırılmıştır. Döşeme, aydınlanma ve diğer hasarlı bölümler onarılmıştır.
Park alanında: ulusal flora türleri, çeşmeler ve heykeller bulunmaktadır.
Centro Cultural Banco do Brasil-CCBB
Burası: müze, kütüphane, tiyatro ve sinema salonları ile yaklaşık 17 bin metre karelik bir alanı kapsayan kültür merkezidir. Rio şehir merkezinde, Firs Street Mart adresinde, Presidente Vargas köşesindedir. Brasilia şehri başkent olana kadar burası banka merkezi olarak kullanılmıştır.
Daha sonra ise yenilenmiş ve 1980’lerden beri kültür merkezi, şehrin sanatsal bir merkezi olmuştur. Sergiler ve güzel sanatlarla ilgilenenlerin burayı gezmesi önerilir. Çünkü ülkenin en iyi sergilerinden bazıları burada bulunmaktadır.
Müze
1955 yılında açılan müze: sikke, madalya, banknotlar ve diğer yerli ve yabancı basılı değerleri sergilemektedir ve koleksiyonda bunların toplamının 38 bin civarında olduğu söylenmektedir. Koleksiyondaki en önemli hazineler içinde bulunanlar: 17.yüzyılda Kral Pedro I’in taç giyme töreni anısına 1822 yılında basılan altın sikkedir. Bu sikke Hollandalılar tarafından basılmış nadir obsidionais sikkelerden biri olması ile önem kazanmaktadır.
Müze koleksiyonunda ayrıca: telefonlar, daktilolar, hesap makineleri, pul ve çeşitli nesneler ve bankada kullanılan mobilya parçaları gibi eski ofis ekipmanları da sergilenmektedir. Ayrıca bankanın tarihiyle ilgili resim, baskı resim ve heykel gibi eserler de ziyaretçilere sunulmaktadır.
Video Library
Burada, Brezilya ülkesinin sinema programı profiline göre seçilen yaklaşık 3.700 başlık altında toplanan koleksiyonda: klasik ve sessiz filmler, sanat ve edebiyat uyarlamaları, kısa ve orta uzunlukta animasyon, belgesel ve sanatsal performans filmleri ve müzikaller bulunmaktadır.
Kütüphane
Brezilya Bankasının bu kütüphanesi 1931 yılında kurulmuştur. Burada bulunan koleksiyonda, günümüzde 120.000 bilgi kaynağı bulunduğu söyleniyor.
Mağazalar
Mağazalar, fuaye ve kubbeli bölümler olmak üzere, 2 katlı alanda, 1430 metrekarelik bölüme yayılmıştır. Büyük cam kubbeli bölüm 1906 yılı yapımıdır. Buranın mermer zeminleri ve Portekiz türü taş oyma duvarları ve sütunları dikkat çekmektedir.
Evet: yine bu kompleks içinde: 110 koltuklu bir sinema salonu ve 3 tiyatro salonu bulunmaktadır.
Casa França-Brasil
Burası önemli bir tarihsel anıttır.
Bina: John VI emriyle, 1816 yılında Fransız misyonu resmi mimarı Grandjean de Montigny tarafından tasarlanmış ve gümrük binası olarak yapılmış ve ardından 1820 yılında halka açılmıştır.
Ticaret meydanındaki bu bina: İmparator Dom Pedro’yu protesto eden kalabalığı dağıtmak amacıyla askeri birliklerin meydanı basması ve birçok insanın ölmesi ile sonuçlanan “Brangança’nın kasabı olarak” nitelendirilen olay ile hazırlanmaktadır. Bu olayın ardından bina 1821-1824 yılları arasında kapalı kalmıştır.
1938 yılında, bina “Milli Tarih ve Sanat Varlıkları” listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak yine de depo olarak kullanılan bina hızla bozulmaya başlamıştır. 1956-1978 yılları arasında ise bina büyük bir onarıma sokulmuştur ve çevresinde büyüyen şehrin modernizasyonuna ayak uydurmuştur.
Evin tasarımı: 1984 yılında Rio de Janeiro Eyalet Hükümeti ve Fransa Kültür Bakanlığı arasında yapılan bir antlaşma sonucunda belirlenmiştir. Ardından Kültür Merkezi, 29 Mart 1990 tarihinde büyük restorasyon çalışmalarının ardından Fransa-Brezilya Evi olarak törenle açılmıştır.
Yapının içi büyük bir kubbe ile örtülür ve çarpraz şekilli bir tasarıma sahiptir. 1990 yılında kurulan kültür merkezi Fransız misyonu: bu binadadır. Bina günümüzde; çağdaş sanat kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Açılışından bu yana: sergiler, performanslar ve müzik sunumları düzenlenmektedir. Ayrıca buranın restoranı da ünlüdür. Burada kahvaltı, öğle yemeği ve ikindi çayı servis edilmektedir.
Museu Historico Nacional-MHN
Marechal Ancora meydanındadır.
Ulusal Tarih Müzesi, 1922 yılında kurulmuştur. Bu yıl “Brezilya Bağımsızlık Antlaşmasını Anma Uluslar arası Sergisi” kurulmuştur ve müze bu sergi ile birlikte hizmete açılmıştır. Yine aynı dönemde: tüm bölge kamulaştırılmış, birçok bina yıkılmış ve sokaklar tadil edilmiştir. Nerdeyse yıkılmış olan, kalenin bazı bölümleri ise, yine 1922 yılında restorasyon faaliyetlerine alınarak onarılmıştır.
Rio şehrinin kültürünü ve tarihi tanımak isteyenlerin burayı ziyaret etmesi gerekir.
Çünkü burası Brezilya’nın en önemli müzelerinden birisidir.
Müzenin bulunduğu bina 1853 yılında inşa edilmiştir. Müze: şehrin savunmasında stratejik önemi olan “Fort Santiago” da kuruludur. Burası: Portekiz kolonizasyon döneminde Guanabara körfezinin savunması için inşa edilmiştir.
Burada Latin Amerika’nın en büyük “Nümismatik” koleksiyonu bulunmaktadır ve bu koleksiyon 28.000 öğeden oluşmaktadır.
Müzede: zemin katta Francisco Manoel Chaves Pinheiro tarafından yapılan “Kral Pedro II” ve atı heykeli görülmektedir. Zemin katta ayrıca: dükkan, kafeterya ve oditoryum bulunur ve geçici sergiler burada düzenlenir.
İkinci katta: özellikle dekore tavan ilgi çeker. Sergiler Cumhuriyet döneminde Brezilya Prehistoryasını kapsar. Bu katta: sikke koleksiyonu ilgi çekmektedir.
Sambadrome
Burası “Praça Quinze” meydanı civarında, şehrin güney bölgesinden birkaç dakika uzaklıkta, şehrin tam ortasında yer almaktadır.
Adından da anlaşılacağı üzere Rio Karnavalının yapıldığı “Samba Prade” lerden birisidir. Yani karnaval sırasında kullanılan dev bir kalıcı geçit standıdır.
“Samba Parade” ve “Rio Karnavalı” için özel olarak tasarlanmış, geçit pistinin her iki tarafına koltuklar konulmuştur. Her karnaval tasarımcısının hayali, burada kendi temasını sergilemektir. Zaten: karnaval geceleri, Sambadrome de atmosfer muhteşemdir. Burası samba efektleri ritimleri duyulurken, özel efektlerle ışıklandırılır ve seyircilerin alkışları yankılanır. Gösteri 12 saat civarında sürmektedir. Ancak, bazı ziyaretçiler yalnızca bir veya birkaç samba okulunu izleyip alanı terk ederler.
1984 yılında ünlü mimar Oscar Niemeyer tarafından tasarlanmıştır. Resmi adı “Passarela” olan bu stadyum: 650 metre uzunluğundadır ve 110 günlük bir rekor sürede tamamlanmıştır. Burası yapılmadan önce karnaval geçitleri “Avenida Presidente Vargas” denilen şehrin en büyük caddelerinden birisinde yapılıyormuş.
Stadyum 50.000 seyirci kapasitelidir. Oturma düzenleri farklı sektörlere tahsis edilmiştir. En pahalı ve “Camarotes” olarak isimlendirilen yerler: uluslar arası ve yerel ünlüler için ayrılmıştır ve bunların fiyatları 2000 Doların üzerindedir. Gösterinin büyük bölümünü görmek için ise “Arquibancadas” olarak bilinen tribün seçilmelidir.
Burada numaralı koltuk yoktur ve fiyat düşüktür. Ancak, gece boyunca dans etmeyi düşünenler, burayı tercih etmelidirler. Siz yanınızda sadece bir yastık ve yağmurluk götürmelisiniz. Çünkü: yastık koltukta rahat oturmanızı sağlar.
Burası: Akademik yıl boyunca, bir okul olarak kullanılıyor ve prova günleri ve saatlerinde de buraya girebilirsiniz. Öte yandan, yine burada küçük bir müze bulunuyor. Gezilebilen bu müzede: karnaval ve samba hikayesini anlatan çeşitli sergiler düzenleniyor. Çeşitli kostümler de müzede sergileniyor. Geçici sergiler 6 ayda bir değiştiriliyor.
Ayrıca: bu yoğun atmosferde bulunanlar için bar, restoran, dondurma standları ve gıda yerleri ve tuvaletler bulunmaktadır. Buraya gelirken: ziyaretçilerin yanlarında az miktarda yiyecek ve su getirmesine izin veriliyor.
Çünkü burada restoran bol ve yiyecek-içecek sıkıntısı yaşanmıyor. Ayrıca: geçit saatlerce sürdüğünden ziyaretçiler yanlarında minder, yastık getirmelidirler. Hatta: yağmur yağma olasılığına karşı şemsiye veya yağmurluk bulundurmanızda yarar olacaktır.
Öte yandan, burayı ziyaret ederseniz, hediyelik eşya mağazalarını da mutlaka görünüz.
Katılımcılar: geçit sonrasında pistin sonundaki “Praça da Apoteose” meydanında toplanırlar.
Evet her şey iyi-hoş ama bir yandan da, burada büyük bir güvenlik problemi olduğunu hatırlatmam gerekiyor. Sambadrome nedeniyle tüm stadyum çevresinde birçok güvenlik personeli bulunduğu söylense de bazı sıkıntılar olduğu ve özellikle turistlerin dikkatli olması konusunda sık sık uyarılar geliyor.
Özellikle hırsızlık ve yankesicilik üst düzeyde, yani gerek cüzdanınıza ve gerekse fotoğraf makinesi, kamera gibi değerli cihazlarınıza sahip çıkmalısınız.
Lapa Arches
Aynı zamanda “Carioca Kemeri” olarak da adlandırılan bu etkileyici Roma tarzı su kemeri: sömürge döneminde 1723 yılında inşa edilmiştir. Çünkü: Rio şehrinde su kaynağı bulunmaması büyük sorundu.
İndios ve Afrikalı köleler: 270 metre uzunluğunda ve yaklaşık 40 metre yüksekliğindeki ve toplam 42 kemerden oluşan bu su kemerini oluşturmak için çalıştırıldılar. Sonuçta sömürge mimarisi ve mühendisliğinin etkileyici bir örneği ortaya çıktı. Rio şehrine su sağlamak için yapılan bu su kemeri 19.yüzyılın sonunda devre dışı bırakıldı.
1896 yılından sonra ise, yokuş yukarı bulunan Santa Teresa mahallesiyle şehir merkezini birbirine bağlayan Santa Teresa’nın meşhur Sarı Tramway’ı bir köprü vazifesi gören kemerler üzerinden geçmeye başladı. Santa Teresa-Bondinho Rio de Janeiro arasındaki bu tramvay hattı hala kullanımdadır ancak sadece turistler arasında popülerdir. Öte yandan, 2011 yılında burada meydana gelen trajik bir kazada 6 kişi ölmüştür.
Kemerlerin altında bulunan meydan ise: sirk, tiyatro ve müzik konserleri gibi çeşitli performanslara ev sahipliği yapmaktadır.
Centro Cultural dos Correios
Centro-Rua Visconde de Itaborai adresindedir. Hemen yanındaki kapı ile Cento Cultural Banco ve Casa Brazilya Fransa bir kültür koridoru oluşturmaktadır.
1922 yılında Brezilyalı Lloyd; bir okul inşa etti. Ancak bina okul olarak kullanılmamış ve bir idare binası olarak 50 yıldan fazla kullanılmıştır. 80’li yıllarda mülkiyet reformları çerçevesinde burası da kamulaştırılmış, restore edilerek 2 Haziran 1992 tarihinde yeniden açılmıştır.
Açıldıktan sonra ilk olarak: kültür merkezinde “Dünya Filateli Sergisi” açılmıştır. Ayrıca: video, müzik, görsel sanatlar, sinema ve sanatsal etkinlikler düzenlenmeye başlamıştır.
Böylece farklı programlar uygulanan tesis, toplamda 2380 metre karelik bir alanı kapsamaktadır. Alt kattaki tiyatro 200 seyirci kapasitelidir. Ayrıca alt katta bir sanat galerisi bulunur. İkinci ve üçüncü katlarda ise sergi odaları vardır.
Evet, buranın yıllık 40 bin ziyaretçisi bulunduğu söyleniyor.
Caixa Curtural
Burası da bir kültür kompleksidir ve iki ayrı birimden oluşur. 2006 yılında kurulmuştur. Şehir merkezinde büyük kamu kurumlarına yakın yer almaktadır.
Yeni çağdaş sanat yeteneklerinden ve aynı zamanda ulusal ve uluslar arası sanatçıların eserlerine halkın erişimini sağlamak amaçlanmıştır.
Kompleks bünyesinde: 1 tiyatro salonu, provalar için 2 tiyatro salonu daha, 3 sanat galerisi, kütüphane ve odalar bulunmaktadır.
Özellikle “Arena” olarak isimlendirilen tiyatro salonu yoğun ilgi çeker. Burası 226 koltuk kapasitelidir. Sahnesi arena tipi karedir.
Eğer burayı ziyaret etmek isterseniz: 40 kişilik guruplar rehberler tarafından yönlendiriliyor. Ancak önceden randevu almak gereklidir.
Espaco Kültürel da Marinha
Alfred Agache Av. Adresindedir.
Eski gümrük rıhtımında bulunan burası şehir merkezinde “Brezilya Donanması Kültür Alanı” dır. 1996 yılında ziyarete açılmıştır.
Buradaki arşivde 30 bin fotoğraf ve 17 binden fazla öğe bulunduğu söyleniyor.
Müzenin kalıcı sergilerinde ise yaklaşık 2.500 öğe sergileniyormuş.
Ayrıca: Brezilya İmparatorları tarafından 1808 yılında Guanabara körfezinde kullanılan “Sandeel” görülebilir. Riachuelo denizaltısı, bir helikopter ve modern süper tankerler, 15. ve 16. yüzyıllardaki dönemleri kapsayan gemi modellerinin muhteşem koleksiyonunu mutlaka görmelisiniz.
Santana Park-Campo de Santana
Santana Park: “Downtown” bölgesinin tam kalbinde yer almaktadır. Burası şehrin geleneksel açık alanlarından birisidir.
Campo de Santana bölgesinde: 1753 yılında ilk çiftlik ortaya çıkmış ve Santana Our Lady isimli bir kilise inşa edilmiştir. 1790 yılında buradaki çöp ve moloz bulunan bataklık ishal edilmiş ve şehrin gelişimi buradan devam etmiştir. 1808 yılında Portekiz kraliyet ailesinin gelmesiyle birlikte, alanın çevresi yoğun çiftlikler tarafından işgal edilmeye başlanmıştır.
Kral John tarafında burada bir askeri kışla yapılmıştır. 1815 yılında ise, ipekböceği kozası yetiştirmek için, buraya Paulo Fernandes tarafından dut ağaçları bulunan küçük bir bahçe yapılmıştır. Sabit ahşap korkuluk ile çevrili bu bahçe, daha sonra imparatorluğun birçok olayına sahne olmuştur.
1873 yılına gelindiğinde: park alanı demir parmaklıklar ile çevriliydi. Parkın ince kumlu sayısız yolları, çimler, güzel ağaçlar, çalılar ve küçük göller bulunuyordu. Üzerinde köprü bulunan kanallar, kayalar ve egzotik bitkilerle örtülü adalar ve bronz çeşmeler buraya ayrı bir güzellik katıyordu.
1880 yılında Fransız manzara sanatçısı Auguste Glaziou: Campo de Santana parkının projesini hazırlayarak burada kentsel peyzaj yaptı.
15 Kasım 1889 tarihinde, Mareşal Deodoro da Fonseca: Santana merkezinde konuşlu kışladaki askerler ile cumhuriyeti kurmuş ve burası “Cumhuriyet Meydanı” adını almıştır. 1906-1910 yılları arasında, Campo de Santana bahçesi: avcılık, balıkçılık faaliyetlerinin ana merkezi olmuştur. Şehirdeki ilk bebek okulu: 1909 yılında burada inşa edilmiştir.
1938 yılında çitler kaldırılır ve diğer parklara transfer edilir. 1964 yılında park alanı: askeri darbe ve buna karşı gelen Hukuk Fakültesi öğrencileri arasındaki 9 günlük çatışmalar nedeniyle, ulusal tarihin kanlı ve hüzünlü anlarına sahne olmuştur.
1968 yılında Ulusal Miras Kurumu tarafından koruma listesine alınan park alanı, 1983 yılından itibaren “Özel Kültür Bölgesi Koridoru” ilan edilmiştir. Günümüzde park alanında, yaklaşık 60 bin bitki çeşidi bulunmaktadır ve bunlar “que quinta da Boa Vista Tijuca” ormanlarından hasat edilmişlerdir.
Kraliyet Portekizce Okuma Odası
Burası “Manuelino” tarzında inşa edilmiş ve Brezilya Edebiyat Akademisi tarafından 1837 yılında kurulmuştur.
Burası kitapseverler için tam bir cennettir ve birçok el yazması ve nadir sürümler bulunur.
16.17 ve 18. yüzyıllara ait yaklaşık 350 bin kitap bulunduğu söyleniyor.
Burada özellikle “Rodolfo Bernardelli” ve diğer birkaç ustanın el yazmaları ve heykel koleksiyonunu mutlaka görmelisiniz.