İzmir Güzelbahçe

İzmir Güzelbahçe

Güzelbahçe, İzmir il merkezine 24 km uzaklıktadır. İlçe: İzmir-Çeşme otoyolu ve karayolu üzerindedir.

TARİHİ

Yöredeki yerleşimin ismi, MÖ 7’nci yüzyılda yine buralarda kurulu olan “Klazomenia” şehri kurulmuştur. Yerleşim yeri olarak seçilen bölge, aynı zamanda 12 İyon kentinden biridir. Bu isim daha sonra halk dilinde “Klizman” şeklinde kullanılagelmiştir.

1893 yılında Girit’te yaşayan Müslümanların bir kısmı muhacir olarak Güzelbahçe’ye gelip yerleşmişlerdir. 1912 yılında yapılan mübadele sonucu Rumlar gönderilmiş, yerlerine Girit’ten gelen Müslümanlar yerleştirilmiştir. 1919-1922 yılları arasında bölge Yunan işgaline uğrar. 12 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarılır. 1936 yılında ilçe Bucak müdürlüğü olarak Urla’ya bağlanır.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, 1936 yılında yöreyi ziyaret eden Vali Kazım Direk “Bu yörenin toprağı kızıl ve Kurtuluş Savaşı sırasında buralarda çok fazla şehit kanı döküldü, buranın ismi artık “Kızılbahçe” olsun” demiş ve bu önerisi kabul görmüştür.

Ancak takip eden dönemde, (1958 yılında) “Kızıl” kelimesine karşı gelişen tepki üzerine, 1954 yılında Belediye kuruluşu sırasında ilçenin ismi “Güzelbahçe” olmuştur. 1984 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi kurulunca, Güzelbahçe merkez ilçe belediyesine dahil edilmiştir. 1993 yılında müstakil ilçe olmuştur.

İzmir Güzelbahçe

GENEL

Güzelbahçe ilçesinin kuzeyinde İzmir körfezi, doğusunda Narlıdere ve Konak, güneyinde Menderes ve Urla, batısında yine Urla bulunmaktadır. İlçe, İzmir şehrinin batıya doğru hızla büyüdüğü bir hat üzerindedir. Hızlı kentleşmenin getirdiği sorunlar yoğundur. İlçe düzlük bir alanda bulunmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 50 metredir.

İlçede tipik Akdeniz iklimi hakimdir. Bitki örtüsü, yüksek yerlerde çam ormanı, alçak bölgelerde ise maki toplulukları şeklindedir. İlçede 23 tane sanayi kuruluşu vardır. Ayrıca küçük el sanatları işletmeleri de vardır. Sahil şeridi nedeniyle, ilçede balıkçılık ta yoğun yapılmaktadır.

110 tane balıkçı teknesi bulunmaktadır. Bölgede oldukça büyük bir balık pazarı vardır. Peki balık yemek isterseniz önerim, Yalı Mahallesine gidin, orada balık lokantaları bulunuyor. Yalı Mahallesinde yaz döneminde her akşam “Gece Pazarı” kurulmaktadır.

İzmir Güzelbahçe Sahil Şeridi ve Plajlar

SAHİL ŞERİDİ VE PLAJLAR

İlçede 6-7 km uzunluğunda sahil şeridi vardır. Bu kadar sahil şeridi olup ta denize girmemek olur mu? Güzelbahçe ilçesinde denize girilebilecek beş yer vardır. 7300 metrelik sahil şeridinde, Belediye, plaja şemsiyeler dikmiş, piknik alanları oluşturmuştur.

Bunlardan en güzeli: İzmir’e en yakın konumda (şehir merkezine 35 km uzaklıktadır) bulunan “Siteler” semtindeki plajdır. Ayrıca: Gece Pazarı yanında ve Maltepe Sahil şeridinde de plajlar bulunmaktadır. Ayrıca 1968’den beri hizmet veren “Oba Dinlenme Tesisleri” bulunmaktadır.

PAYAMLI BARDACIK FESTİVALİ

Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayında iki gün süreli yapılmaktadır. Festival kapsamında konserler veriliyor, halk oyunları gösterileri düzenleniyor. En iyi bardacığın seçildiği yarışmalarda üreticiler ödüllendiriliyor. Payamlı köyünün otantik sokaklarında kurulan tezgahlarda yöreye özgü organik ürünler ve el işi ürünler satılıyor.

GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI FESTİVALİ

2014 yılından bu yana her yıl geleneksel olarak düzenlenmektedir.

MALTEPE ASKERİ LİSESİ

Ülkemizde bulunan 4 askeri liseden biri olan (İstanbul Kuleli Askeri Lisesi ve Deniz Lisesi, Bursa Işıklar Askeri Lisesi) “Maltepe Askeri Lisesi” buradadır. Buradan özellikle Hava Harp Okuluna öğrenci yetiştiriliyordu, çünkü halen kapalı bulunduruluyor.

İzmir Güzelbahçe Balıkçı Barınağı

BALIKÇI BARINAĞI

İlçe merkezindedir. Aynı zamanda balık hali olarak da kullanılıyor. Halk arasında “Balıkçılar çarşısı” olarak biliniyor. Balık hali içerisinde, oldukça güzel balık restoranları bulunuyor. Bu restoranlarda: Ege denizinin güzel manzarasına karşı balık türlerini tadabilirsiniz. Balık halinin hemen arkasında balıkçı barınağı vardır.

İzmir Güzelbahçe

Burada, sağ taraftaki mendirek yolunda yürüyüş yapabilirsiniz. Bu yolun sonunda deniz feneri bulunuyor.

GEZİLECEK YERLER

İzmir Güzelbahçe Anıt Ağaç

ANIT AĞAÇ

İzmir il genelinde bulunan 10 anıt ağaçtan, 3 tanesi ilçe sınırları içerisindedir. Bunlardan bir tanesi de: Yarendede bulunan Fıstık Çamıdır. Anıt ağaç Yaka Mahallesindedir. Yarendede Fıstık çamı 1995 yılında Tabiat anıtı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Ağacın muhtemelen 150 yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Çapı 1.30 metre, genişliği 4.10 metredir.

İzmir Güzelbahçe Yassıca Adası

YASSICA ADASI

Urla açıklarındadır. Buraya Koyun adası, Alman adası gibi isimler de veriliyor. Çünkü burada bir Alman, uzun süre yaşamış, ancak kimdir ne zaman yaşamıştır, net bilgi yoktur. Burada: İzmir Büyükşehir Belediyesinin tesisleri bulunuyor. İzdeniz gemileri aracılığı ile buraya günübirlik geziler düzenleniyor. Yaklaşık 1.5 saat süren bir deniz yolculuğunun ardından, adadaki Sosyal Tesislerde oldukça güzel zaman geçiriliyor. Denize girilebiliyor. 400 metrelik kumsalda güneşleniliyor.

ÇİÇEK ADALARI

Güzelbahçe ilçe merkezine 20.5 km uzaklıktadır. Yassıca adanın karşısındadır. Doğal plajlardan bazılarında cilde çok iyi gelen ince killi bir kum vardır. Söylentilere göre, Akdeniz’de keşfe çıkan güzelliğine düşkün Kleopatra, bu killi kumun namını duyarak adaya uğramıştır. Çiçek adalarında yerleşim yoktur, kıyılarında balıkçılık yapılmaktadır.

Çiçek adaları takımı şunlardan oluşur

Taş ada

Buraya Güvercin ada da denilir.

Pita adası

Üzerinde fener bulunmaktadır.

Eşek adası

Çeşmealtı bölgesinin önüne düşer. Burada eskiden bolca tavşan bulunuyormuş. Ama zamanla hem eşekler hem de tavşanlar yok olmuş.

Adacık

Taş adaya benzer. Üzerinde sadece iki tane Pırnar ağacı bulunur. Çeşmealtı’na yakındır.

UZUN ADA

Uzun ada, en büyük adalardan birisidir ama birinci derece askeri bölge olup, ulaşım yasaktır.

İzmir Güzelbahçe Liman Tepe Kazı Alanı

LİMAN TEPE KAZI ALANI

İzmir körfezinin güney sahilinde bulunan Liman Tepe, günümüzde Urla’nın İskele mahallesindedir. Antik Klazomenia kenti de aynı alanda ve Karantina adasında bulunmaktadır. Bu ada bilindiği gibi, Klasik çağda anakaraya bağlanmıştır. Bu nedenle, Liman Tepe bir yerde rahatlıkla “Prehistorik Klazomenai” şeklinde de tanımlanabilir.

Evet, Liman Tepe, Karantina adasının tam karşısında bir yarımada üzerindedir. Bu yarımada günümüzde en kuzeyde bulunan yüksek kayalık alandan, güneye doğru tedrici olarak alçalmakta ve kıyı ovası ile bütünleşmektedir. Ancak zaman içinde, Liman Tepe üzerine yazlık evler inşa edilmiş ve dolayısıyla höyük üzerindeki arkeolojik açıdan değerlendirilecek alanlar büyük ölçüde tahrip edilmiştir.

Ayrıca İzmir-Çeşmealtı yolu da Liman Tepe’yi doğu-batı istikametinde kat etmektedir. Tüm olumsuzluklara rağmen, bugüne kadar yürütülen çalışmalarda Liman Tepe’de en eski kültür olarak Kalkolitik Çağ tespit edilmiştir. Yani MÖ 4 binli yıllar söz konusudur.

Liman Tepe, MÖ 4 binli yıllardan, 2 binli yıllara kadar tüm kültürlerin kesintisiz olarak yerleştiği bir bölgedir. Antik Klazomenia kenti düşünüldüğünde, bu alanın Klasik Çağın sonuna kadar kültürel sürekliliği sürdürdüğü anlaşılır.

Bu özellik, Batı Anadolu’da sadece Liman Tepe’de görülür. Liman Tepe’de tespit edilen güçlü bir ekonomik yapı, Ege dünyasını aşarak tüm Doğu Akdeniz Balkanlar ve hatta Kafkasya’ya kadar ulaşmıştır.

Evet, aslında Liman Tepe kazısı hakkında sayfalarca yazı yazmak mümkün ancak şu anda burada görebileceğiniz bir şey yok, buradan elde edilen buluntular İzmir Arkeoloji Müzesine götürülüyor ve orada sergileniyor, umarım ileride burası ziyarete açılır.

İzmir Güzelbahçe Klazomenia antik kenti

KLAZOMENİA ANTİK KENTİ

Antik kentin kalıntıları, günümüzde Urla ilçesine bağlı İskele Mahallesindedir.

Sahilin paralelindeki tarlalarda ve kıyı ile bağlantılı Karantina adasındadır.

Antik dönemde, yarımadada bulunan kent, günümüzde doğu ve batı körfezlerinin dolmasıyla kaybolmuştur.

Roma ve Helenistik dönemde, kentin bulunduğu ada 18 ve 19’ncu yüzyıllarda İzmir’e uğrayan gemilerin karantina amaçlı bekletildiği zamandan kalma ismiyle “Karantina Adası” olarak bilinmektedir. Önceleri Yolluca ada ve İoannis adaları isimleriyle de bilinen adada, günümüzde Urla Devlet Hastanesi bulunmaktadır.

Klazomenai yerleşim alanı, doğuda Smyrna (İzmir) sınırlarına kadar gitmektedir. Balçova yakınlarında Agamennon Kaplıcalarının bulunduğu tahmin edilen Apollon Tapınağının, Klazomenai yerleşim alanı içinde olduğu tahmin edilmektedir.

Yerleşim alanının doğusundaki Güzelbahçe köyünün, günümüzde Kilizman olarak isimlendirilmiş olması da alanın buraya kadar uzandığının göstergesidir.

Alessandros’un Klazomenai arazisindeki bir noktada yapılacak bir kanal sayesinde yarımadayı adaya çevirme planlarından söz edilir.

Bu plan için ise en uygun yerin İçmeler’in güneyindeki vadidir. Söz edilen alanda tarihi kaynaklara göre: Aleksandros şerefine Aleksandria oyunlarının yapıldığı bilinmektedir.

Sığacık körfezi yakınlarında arkeolojik bulgulara göre Arkaik dönemlerde iskan gördüğü düşünülen Yaren Tepe’nin Klazomenai alanı içerisinde kaldığı ve Klazomenai’nin MÖ 5’nci yüzyıl tarihinde Daphnous denen bölgede bulunduğu sanılmaktadır.

Ünlü antik dönem yazarı Strabon tarafından: İzmir körfezinde bulunan sekiz adada Klazomenaililer tarafından tarım yapıldığı aktarılmaktadır.

Bugün 6 ada bilinmektedir. Bunlardan Drymoussa (Kösten adası, Uzun ada, Makronisi), Pele (Kiliseli, Hekim adası, İatronisi) ve Marathousa (Aprenisi, Çiçek adaları) önemlidir.

Bu adalarda, henüz arkeolojik araştırmalar yapılamamıştır. İzmir körfezinin kuzeyinde, Klazomenaililerin koloni kurduğu Leukai yerleşim alanın, Üç Tepeler Klazmanı adıyla anılmaktadır.

İzmir Güzelbahçe Klazomenia antik kenti

Tarihte ilk zeytinyağı fabrikası Klazomenai şehrindedir. Bu zeytinyağı işliğinin MÖ 6’ncı yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir.

Yine aynı dönemlerde: Doğu’dan Batı Akdeniz kıyılarına kadar yayılan yabani zeytin ağaçları ıslah edilmiştir.

Zeytin ağaçlarından daha çok yağ elde edilmesi için, teknolojik ve mekanizma açısında çok gelişmiş teknikler kullanılmıştır. Bu yeniliklerin başında gelenler: zeytin ezme taşının kayalardan yontulmuş ve ağır silindirlerden oluşan bir mil yardımı ile etrafında dönülebilerek yağ sıkımının kolaylaştırılmasıdır.

Büyük çapta üretim sağlamak için büyük pres/baskı ve bunun zorunlu bir sonucu olarak pres/baskı sırasında bocurgat kullanılmasıdır.

Zeytinyağı teknolojisin tarihsel süreci içinde MÖ 6’ncı yüzyılda Klazomenai işliğinde, ilk defa uygulanmaya başlanan bu buluşlar ulaşılan teknolojik yeniliklerdir.

Bu teknikler, günümüzde, pek çok zeytinyağı üretim yerinde hala kullanılmakta olan teknolojilerin temelini oluşturmaktadır.

Kazı çalışmaları

Klazomenai şehrinde yapılmış tek bilimsel kazı 1921-1922 yılları arasında olmuştur. Savaş koşullarında yarım kalan çalışmalarda elde edilen buluntular, maalesef kazıyı yapan Yunan arkeolog tarafından çalınarak Atina Milli Müzesine götürülmüştür.

Bunlardan: bir lahit ve bazı seramikler dışında kalan hepsi tamamen kaybolmuştur.

Bu çalışmalarda: adanın batı kıyısında kuzey-güney doğrultulu döşenmiş bir yol ve doğuda, zeminleri mozaik döşeli bazı Geç Roma yapıları açığa çıkarılmıştır.

Anakarada yapılan çalışmalarda ise Monastirakia adlı bölgedeki arkaik nekropolisinde 80 civarında gömü incelenmiştir. 1970 yılında ise İzmir Müzesinden bir uzman tarafından Kalabalık mevkiinde yapılan bir kurtarma kazısında, klasik tipteki bir Klazomenai lahdi bulunmuştur.

Günümüz

En üstte de söz ettiğim gibi Klazomenai kentinin kalıntıları, günümüzde Urla İskele mahallesinde denize komşu tarlalar ve kıyıya yakın Karantina adasında bulunmaktadır. Buranın en büyük kalıntısı, İlk Çağ Zeytinyağı işliğidir.

Buranın bir Zeytinyağı Teknoloji Müzesine dönüştürülmesi düşünülüyormuş, umarım en kısa zamanda böyle bir düşünce gerçeğe dönüşür, çünkü bu kalıntının dünya üzerinde başka bir benzeri yok.

İNKAYA MAĞARASI

İlçe merkezine bağlı Yelki mahallesinin batısındaki Kocadağ doğu yamacındadır.

Mağaranın yakınına kadar arazi taşıtı veya traktörle gidilir, sonra dik ve makilik bir yamaçta 20 dakika daha yürümek gerekiyor. Yani ulaşım biraz zor, göze alıyorsanız gidiniz.

Mağaranın uzunluğu 220 metredir. Ağzına göre, en derin yeri 30 metredir. Genelde yatay, kısmen dikey ve kuru olan İnkaya Mağarasının Ekim ayındaki ısısı, salon kısmında 19, son kısımda ise 22 derecedir. Mağaranın içi, dik bir inişten sonra, geniş bir salona açılır.

Bu salonun genişliği 21, yüksekliği ise 5 metredir. Salondan güney istikametinde ilerleyen galeri, 7 metre derinlikteki bir kuyuya ulaşır. Mağarada bugüne kadar çeşitli kazılar yapılmış, çanak-çömleğe rastlanılmıştır.

Muhtemelen MÖ 7-6’ncı yüzyıllarda mağarada iskan olduğu düşünülmektedir. MS 19 ve 20’nci yüzyıllarda ise, buranın tapınma amacıyla kullanıldığı düşünülür. Çünkü salonda beyaz kalkerli kaya yüzeyinde bulunan Yunanca ibare ve Meryem’e ait bir fresko bulunmaktadır.

 İzmir Gaziemir gezi yazım hakkında Gaziemir

Ardahan Çıldır

Ardahan Çıldır

Çıldır gölü ile öne çıkan ve gölün yüzeyindeki kalın buz tabakası üzerinde gezinen insanlar, atlı-kızaklı arabaların meşhur ettiği bir yer.

ULAŞIM

Çıldır-Ardahan il merkezi arasındaki uzaklık: 45 km. Çıldır-Arpaçay arasındaki uzaklık: 43 km. Çıldır-Hopa arası uzaklık: 221 km. Çıldır-Ankara arası uzaklık: 1122 km. Çıldır-Kars arasındaki uzaklık: 81 km.

TARİH

Çıldır yöresi: MÖ.650-700 yılları arasında ilk yerleşimcilerine ev sahipliği yapmıştır. Bunlar: Saka Türkleri. O yıllarda, yöreye yerleşen Saka Türkleri, bölgeye Türk damgasını vurmuşlardır. Hatta: 1071 Malazgirt Savaşından önce yöreye gelen Alparslan, Akçakale mevkiinde bir süre misafir edilir ve ordusuna takviye birlikler verilir.

Bunların başındaki Oğuz Han: Çavuldur boyundan gelmektedir ve bu nedenle, yörenin ismi, Çavuldur isminin zamanla değişeme uğrayarak, günümüze “Çıldır” olarak ulaşmıştır.

Takip eden tarihi süreçte: 1878 yılında, Berlin anlaşmasıyla: Kars-Batum ve Çıldır, Ruslara teslim edilir. 1921 yılına gelindiğinde ise, Kazım Karabekir komutasındaki milli güçler, Ermeni ve Gürcüleri püskürterek, 25 Şubat 1921 tarihinde, Çıldır yöresini düşman işgalinden kurtarır. Önce Kars iline ve sonra da Ardahan iline bağlanır.

GENEL

İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 1950 metredir. Ama, kuruluş yeri, düz bir ova şeklindedir.

İlçe: Gürcistan ile, 66 km ve Ermenistan ile, 13 km sınıra sahiptir.

NE YENİR

Yöresel lezzet olarak: burada kesinlikle “alabalık” yemenizi öneririm.

GEZİLECEK YERLER

Ardahan Çıldır

ÇILDIR GÖLÜ

Çıldır gölü, genellikle Kars turuna katılanlar tarafından tercih edilen bir yer, ben Kars üzerinden buraya, şehir merkezinden yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra ulaştım.

Evet, şimdi Çıldır gölü hakkında ayrıntılı bir tanıtım yazısı:

Önce yörede anlatılan bir efsaneden söz etmek istiyorum:

Tarihi süreç içinde, Çıldır gölünün bulunduğu yerde bir şehir varmış. Şehrin yöneticisi, Akçakale bölgesinde otururmuş. Çukurda kurulu olan şehirde, burma musluklu bir çeşme varmış.

Yönetici: “Gece-gündüz, çeşmeden su alanlar, sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar, yoksa şehri su basar” diye, herkesi uyarmış.

Şehirde yaşayanlar, bu uyarıyı hep dikkate almışlar. Ancak, günlerden bir gün, çeşme başında su dolduran bir genç kız, gurbetten sevdiğinin geldiğini duyar ve çeşmeyi kapatmadan, hızla koşarak, çeşme başından ayrılır.

O gece karanlığında, şehrin çukur bölümündeki evleri su basar ve zamanla, burmalı çeşme görünmez olur ki, kimse kapatamaz.

Evi yüksekte olanlar, hiçbir eşya alamadan, evlerini terk ederler. Ertesi gün ise, şehir tamamen sular altında kalır. Şehirden sağ kurtularak kaçanlar, Akçakale adasına yerleşirler.

Evet, Çıldır gölü: kabaca üçgen şeklindedir. Ardahan il merkezine, 45 km. uzaklıktadır. Yukarıda belirttiğim gibi, Kars il merkezine de 45 dakika uzaklıktadır.

MÖ 650’li yıllarda yöreye gelen Saka Türklerinin başındaki Oğuz Han, Çavundur boyundan gelirmiş. Bu yüzden yörenin ismi “Çavundur” olmuş ve daha sonra değişerek günümüze “Çıldır” olarak gelmiş.

Yani, çıldırmak, delirmek gibi bir anlamı yok. Bir başka söylentiye göre, Gürcüler tarafından yöreye Çavundur ismi verilmiş ve bu isim günümüze Çıldır olarak gelmiştir. Hangisi doğru pek belli değil, ama Gürcistan sınırı, Çıldır gölüne kuş uçuşu 20-25 km uzaklıktadır.

Evet, göl Akbaba dağı ve Kısır dağı arasındadır. Bu dağların tektonik hareketleri sonucu, ortada kalan boşluğun kar suları ve dereler tarafından doldurulmasıyla göl oluşmuş. Göl üçgen şeklindedir. Doğu Anadolu bölgesinin en büyük 2’nci gölüdür. (En büyük göl Van gölü)

Deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 1800 metredir. Bu yükseltiyi çevre ile karşılaştırmak için, şöyle düşünmek gerekir, hemen kuzeyde Doğu Karadeniz bölgesi var. Doğu Karadeniz bölgesinde, 1750-1800 metre aralığında yerleşim yerlerinin sadece yaylaları var. Burada ise, yaylalar daha da yükseklerde bulunmaktadır.

Gölün kapladığı alan 120 km karedir. Gölün uzunluğu 18 km ve doğu-batı yönünde genişliği 16 km dir. Çevresinin uzunluğu 23 km dir. En derin yeri 49 metredir. 

Göl kışın donar ve gölün üstünde 60 cm ile 1 metre arasında değişen bir buz tabakası oluşur. Bu buz tabakası oldukça kalındır ve bu yüzden, gölün üzerine çıkmanın tehlikesi yoktur diye söyleniyor. Yani buzun kırılma riski az imiş.

Göl her yıl sıcaklık durumuna göre Aralık ayı sonu ile Ocak ayı başında donar ve Nisan ayında ise buz çözülmeye başlar. 

Göl, birçok dere ve pınarla beslenir. Tek çıkış yeri ise, Arpaçay ın bir kolu olan Telek çayıdır. Buraya giderseniz, Telek çayını, hemen sol yanda görebilirsiniz.

Göl temiz bir göldür. Çünkü çevresinde yerleşim yoktur. Çıldır ilçe merkezi Ardahan a bağlıdır. İlçe merkezi göl kıyısında değildir. Bu yüzden ilçenin kanalizasyonları göle akmaz. Ayrıca, yine gölün kıyısında veya yakınlarında sadece birkaç köy bulunmaktadır.

Ayrıca: göl çevresinde tarım da olmadığından, tarımda kullanılan kimyasal maddeler, atıklar göle sızmak, akmaz.

Gelelim Balıkçılığa:

Göl çevresinde, dört mevsim balıkçılık yapılmaktadır. Zaten göl çevresinde yaşayanların başlıca geçim kaynağı balıkçılıktır. Gölde avlanan en bilindik balık türü sazandır. Bu oldukça büyük bir balıktır, bazen nadir de olsa alabalık tutulduğu söyleniyor.

Yine, balıkçıların söylediklerine göre, gölde tutulan balık miktarı her yıl azalmaktadır. Göl kenarında, Akçakale köyünde balık lokantaları var. Ayrıca, yine kütük ev tarafından Belediyenin balık restoranı var.

Bu restoranda, balık menüsü 75 TL. dir. 

Atlı Kızak Gezisi

Gölün kıyısında, Kütük ev önünden atlı kızaklara biniliyor. Kıyıya yakın bir bayrak var, o bayrağa kadar olan tur “kısa tur” olarak adlandırılıyor ve kişi başı ücreti 30 TL. dir. Daha uzakta, yani kıyıdan daha uzakta ikinci bir bayrak var, bu bayrağa kadar giden tur ise, “Uzun tur” dur ve kişi başı ücret 60 TL. dir.

Uzun turu tercih etmenizi öneririm, çünkü bayrağın olduğu yerde, yarım saat kadar mola veriliyor, gölün üstünde yürüme ve resim çekme şansı var. Sonuçta; atlı kızakları çalıştıran yöre insanı sadece yılın 3 ayı çalışıyor ve atların bakımı için de masraf yapıyorlar, bu yüzden tur ücretini çok görmemek gerekir.

Tur sonunda ise, yine ilk hareket noktasının olduğu yerde, buz üzerinde bulunan sobanın üstünde yapılan çay içme şansı var, ama bir garip tir ki, bu çayı ikram ettikten sonra, tam ayrılırken 5 TL çay parası istiyorlar, Anadolu’nun en yaygın geleneği konuklara bir bardak çay ikram etmektir, bu çay parasını anlamadım, etik değil. Umarım birileri bunlara söyler de bu bir bardak çay için peşinizden çay parası diye koşmayı bırakırlar.

Kütük Ev

Hemen gölün kıyısında, İl Özel İdaresi tarafından yaptırılmış, tamamen ahşap, oldukça güzel, fiyatlar uygun, bence mutlaka uğrayın, bir çay, kahve veya sahlep için.

Buzdan Heykeller

Her yıl, Şubat ayı içinde, burada “Kristal Buz Festivali” düzenleniyor. Bu festivalde, çeşitli etkinlikler yanında, 80 kamyonla toplanan kar ile, 7 metre yükseklikte ve 5 metre eninde Atatürk Heykeli yapılıyor. Heykel: Kafkas Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümü öğretim görevlileri ve öğrencileri tarafından yapılıyor. Şansınız varsa, gidiş tarihinize göre bu heykeli de görebilirsiniz.

 

AKÇAKALE ADASI

İlçe merkezine, 27 km. uzaklıkta, Akçakale köyünün hemen batısında, Çıldır gölü üzerindedir.

Birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü, ada üzerinde, eski bir şehre ait kalıntılar bulunmaktadır.

 

TAŞKÖPRÜ KİTABELERİ

İlçe merkezine 30 km. uzaklıkta, Taşköprü köyündedir. Köyün kuzeyindeki kayalıklarda, büyük bir kaya üzerinde: bir kitabe bulunuyor. Bu kitabenin, Urartu krallarından II. Sarduri’ye ait olduğu söyleniyor.

ŞEYTAN KALESİ

İlçe merkezine, 1 km. uzaklıkta, Yıldırımtepe köyünün, 1.5 km. kuzeydoğusundadır. Karaçay vadisine hakim bir sarp alana kurulan kalenin: Ortaçağ döneminde yapıldığı tahmin ediliyor.

 

İzmir Gaziemir

İzmir Gaziemir

İzmir’de denize uzak nadir ilçelerden birisidir ancak İzban ile, yaklaşık 30 dakikada Konak meydanına inmek mümkündür.

ULAŞIM

İzmir merkezin 13 km güneyinde İzmir-Aydın karayolu üzerindedir. Şehrin en yeşil bölgesi ve güney kapısı konumundadır.

İzmir Gaziemir

TARİHİ

Bölge: 14’ncü yüzyıl başlarında Seydiköy Aydınoğulları Beyliği zamanında “Gazi Umur Bey” tarafından “Seyyid Mükerkemüddin Zaviyesi” nin vakıfları arasında gösterilmiştir. 15 ve 16’ncı yüzyıllarda ise, ekonomik açıdan büyük bir köy konumundadır.

19’ncu yüzyılın ikinci yarısında ise nahiye merkezi olmuştur. Yunan işgali yıllarında, nahiye büyük tahribat görmüş, bir ara merkez Cumaovası’na taşınmış, ancak ismi değişmemiştir.

Daha sonra mübadele nedeniyle gelen soydaşlarımız nedeniyle bölgede yeniden imar ve inşa çalışmaları başlamıştır. 19’ncu yüzyılın sonlarında Aydın tren yolu ve Gaziemir istasyonunun açılması, burayı olumlu yönde etkilemiştir. 1926 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 1965 yılına kadar ilçe “Seydiköy” olarak bilinmektedir.

Peki niye Seydiköy: Seydiköyü görenlerin anlatımlarına göre, Seydiköy, dini bir bölgeydi. Bizanslılardan sonra bir Türk köyü olan, ardından İzmirli Levantenler ve Rumların yerleştiği bölgede halk kaynaşmış durumdaydı. Öyle ki Seyyid Mükerremüdin, in hatırasını taşıyan Seydi Baba’yı Türkler ve Rumlar aynı saygıyla ziyaret ederlerdi.

Ona ait diye bilinen kabrin yanındaki çeşmenin suyundan her iki gurup da şifa beklerdi. Ancak Seydibaba’ya ait mimari değeri olan bir yapı günümüze ulaşmamıştır. Gaziemir Belediyesinin, bugün ilçede Seydi Baba’nın mezarı olarak kabul edilen yere bir türbe inşa etmeye hazırlanıyormuş.

1970’lerden itibaren yoğunluk kazanan yöre, sanayi ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Özellikle yakın zamanda devreye konulan otoyol ağı ve hava limanı daha da etkili olmuş ve Ege Serbest Bölgesi bu gelişmeyi hızlandırmıştır. 1992 yılından itibaren ilçe olmuştur.

Evet, buraya “Gaziemir” isminin verilmesinin sebebi: İzmir’de ikamet ederek hayatını savaşlarla geçirmiş Aydınoğlu Gazi Umur Bey’e atfedilir.

Önce “Gazi Umur” ismi verilmiş, bu isim zamanla değişime uğrayarak günümüze “Gaziemir” olarak ulaşmıştır.

İzmir Gaziemir Gazi Umurbey Heykeli

GENEL

İlçenin batısında ve kuzeyinde Karabağlar, doğusunda Buca, güneyinde Menderes ilçeleri bulunmaktadır. Nüfus yapısında Rumelili göçmenler ağırlıktadır. Gaziemir son yıllarda: ticaret ve sanayinin geliştiği bir yer olarak önem kazanmaktadır. Özellikle merkezde Akçay caddesi üzerinde tekstil ve mobilya üretim imalathaneleri ve satış yerleri yoğundur.

Sarnıç beldesi bölgesinde ise sanayi kuruluşları toplanmıştır. Emlak konutlarının yapılmasıyla yerleşim iyice yoğunlaşmıştır. 130 bini aşan nüfusu ile İzmir şehrinin en hızlı büyüyen, gelişen ve talep gören, göç alan ilçesidir. Gaziemir aynı zamanda İzmir’in en yeşil ilçesidir. Yüzölçümünün yüzde 65 bölümü ormanlarla kaplıdır.

ASKERİ BİRLİKLER

Günümüzde Gaziemir ilçesi içinde: Hava Teknik Eğitim Komutanlığı ve Ulaştırma Er Eğitim Merkezi bulunmaktadır. Özellikle: Ulaştırma Er Eğitim Merkezi, birçok vatandaşımızın askerlik hizmeti yaptığı bir yer olarak önem kazanmaktadır. Ulaştırma sınıfı şöförler burada eğitilip yetiştirilmektedir.

İzmir Gaziemir Adnan Menderes Havaalanı

ADNAN MENDERES HAVA ALANI

İzmir şehir merkezine 14 km uzaklıktaki hava alanı, Gaziemir ilçesi sınırları içerisindedir. Ülkemizin en işlek beşinci havaalanıdır.

GAZİEMİR HAVA ÜSSÜ

İzmir şehir merkezine 10 km uzaklıktadır. Türk Hava Kuvvetleri Hava Eğitim Komutanlığı tarafından işletilmektedir. Buranın en büyük özelliklerinden birisi de, Hava Lisan Okulu Komutanlığının burada bulunmasıdır.

İzmir Gaziemir Fuar İzmir

FUAR İZMİR

Türkiye’nin en büyük fuar ve kongre merkezi kompleksidir. 2013-2015 yılları arasında yapılmıştır. İzmir şehir merkezine 10 dakika uzaklıktadır. Toplam 7 bloktan oluşan projede, 14 katlı ve 48 metre yükseklikte bir seyir kulesi ve amfi tiyatro şeklinde meydan bulunmaktadır.

İzmir Gaziemir Çocuk Şenliği Kültür Evi

Çocuk Şenliği Kültür Evi

Farklı ülke kültürlerini yakından tanımak isteyenler tarafından ziyaret edilmektedir.

İzmir Gaziemir Uzay Kampı Bilim Merkezi

Uzay Kampı-Bilim Merkezi

İzmir Gaziemir ilçesi Ege Serbest Bölgesinde kuruludur. Apollo Proje Mühendisi İsmail Akbay danışmanlığında 2000 yılında açılmıştır.

Dünyada üçüncü, Türkiye ve Güneydoğu Avrupa’da bulunan tek uzay kampıdır. Uzay kampı, Türkiye, İzmir’in çağdaş endüstri merkezi Ekonomi Bakanlığı Ege Serbest Bölgesinde kurucu işleticisi tarafından işletilmektedir.

Uzay kampı: 7-15 yaş arası öğrencileri bilim ve teknoloji alanında bilgilendirmeyi hedefler. Uygulamalı eğitimler, zaman yönetimi, liderlik gibi alanlarda bireysel gelişim sağlanır. Türkiye’nin astronomi, uzay bilimleri ve teknoloji alanında eğitim veren ilk ve tek eğitim merkezidir.

Merkezi Hunstville Alabama’da bulunan Amerikan Uzay Bilimleri Sergi Komisyonu Lisansına sahip Uzay Kampı Türkiye, ayrıca Türkiye Kamplar Derneği üyesidir. Belirli dönemlerde: kamp programlarına kozmonotlar ve Nasa astronotları davet edilmektedir.

 

EGE SERBEST BÖLGESİ

İlçede bulunan serbest bölge, 14 Ağustos 1990 tarihinde hizmete girmiştir. Ülkemizin üçüncü büyük ve özel sektör tarafından kurulan ilk serbest bölgesidir. İşletme sorumluluğu 99 yıllığına Esbaş şirketine verilmiştir. Ticaret hacmi bakımından ülkemizin en büyük serbest bölgesidir. Türkiye’ye gelen yabancı yatırımcıların en çok tercih ettiği serbest bölgedir.

GEZİLECEK YERLER

İzmir Gaziemir Gazi Umurbey Heykeli

GAZİ UMURBEY HEYKELİ

Gazi Umur Bey, Aydınoğulları Beyliği zamanında İzmir’de yaşayan ve savaşlara katılan, yöreye ismi verilen önemli bir şahsiyettir.

İzmir Gaziemir Tren istasyonu

GAZİEMİR TREN İSTASYONU

Ülkemizde demiryolları tarihi, 23 Eylül 1856 yılında 130 kilometrelik İzmir-Aydın demiryolu hattının yapılmasıyla başlar. Bu hattın önemli bir noktası olan Gaziemir (Seydiköy) Tren İstasyonu, bugün ilçenin önemli bir simgesidir.

Tren istasyonunun yapıldığı dönemlerde, kente gelen yabancılar ve levantenler, eğlenme ve dinlenme için Buca, Bornova ve Seydiköye geliyorlardı. Trenler, 1986 yılına kadar buraya uğruyorlardı. Günümüzde, Tren istasyonu atıl durumdan kurtarılmış, Belediye tarafından “Anı Evi” adıyla, ilçenin soyla hayatına kazandırılmıştır.

Anı Evinde, 1925-1950 yılları arasında Seydiköy’de yaşayan bir ailenin ev hayatını da canlandırıyor. Gelin odası, oturma odası ve mutfak bölümlerinin bulunduğu binada, dönemin kıyafetleri, kadın, erkek ve çocuk maketleri üzerinde sergileniyor.

Eski tabak ve mobilyalardan, tütün kırarken kullanılan lüks lambasına kadar detaylı malzemelerin bulunduğu Anı Evi’ne gelenler hem geçmişi yad ediyor hem de Gaziemir’in tarihi detayları hakkında bilgi sahibi oluyorlar. Bir odası da kütüphane olarak ayrılan Anı Evini mübadeleyle Yunanistan’a giden Seydököylüler de ziyaret ediyorlar.

İzmir Gaziemir Sarnıç gölet ve mesire alanı

SARNIÇ GÖLET VE MESİRE ALANI

Sarnıç mahallesindedir. Gaziemir ilçesi sınırları içinde bulanan bu mesire alanında yeşilin her tonunu görebilir, gölet manzarası ile piknik yapabilirsiniz. Ayrıca doğa yürüyüşü de yapılabilir.

 İzmir Bayraklı gezi yazım hakkında Bayraklı