Manisa ilinde, Turgutlu ve Salihli arasında kalan Ahmetli, daha çok bir tarım yöresidir, tarihi ve turistik anlamda gezilecek bir yer yok.
ULAŞIM
İlçe, İç Anadolu bölgesini Ege bölgesine bağlayan E-96 Devlet karayolu üzerinde kurulmuştur. Yani İzmir-Ankara karayolu üzerindedir. 1875 yılında bir İngiliz şirketi tarafından yaptırılan demiryolları Ahmetli ilçesinden geçer. Ahmetli, Manisa arasındaki uzaklık: 52 km. Ahmetli, Salihli arasındaki uzaklık: 19 km. Ahmetli, Turgutlu arasındaki uzaklık: 22 km. Ahmetli, İzmir arasındaki uzaklık: 74 km.
TARİHİ
1313 yılında Saruhanoğullarının Manisa yöresini Bizanslılardan alınca, Karacabey komutasındaki bir kuvvet, Ahmetli yöresine gönderilmiş ve ilçenin güneyinde Güldede mezarlığı mevkiinde dağ yamaçlarına yerleşilmiştir. Bunlar daha sonra ilçenin Kurtuluş Mahallesinin bulunduğu yere geçerler. İlçenin ilk ismi Karacabeydir. Daha sonra Rusya’dan gelen Çerkezlerin yerleşmesiyle “Beyazıt” ismi alınmıştır. 1870 yılında ise beldenin ismi Şehit Ahmetlidir. Cumhuriyetin ilanı ile 1923 yılında ise “Ahmetli” olur. Muhtemelen, bu ismin verilmesinin sebebi, bu bölgeyi fetih eden Karacabey’in diğer ismi Ahmetli’dir. 1951 yılında Belediye kurulmuş, 1987 tarihinde ise ilçe olmuştur.
Manisa Ahmetli
GENEL
İlçe Ege bölgesinin iç kısmındadır. İlçe Gediz havzasına yerleşmiştir. Yüksek olmayan dağlar bulunur. Kuzeyinde Çal dağı, ilçeye paralel Ege denizine dik olarak uzanır. Deniz seviyesinden ortalama yükseklik 83 metredir. Yörede Akdeniz iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Bölgenin güney kesimlerinde ormanlar vardır. İlçenin tarım potansiyelinin yüksek olması nedeniyle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan mevsimlik işçiler gelir. Ege bölgesinin en verimli üzüm bağları Ahmetli ovasında bulunmaktadır.
AHMETLİ MESLEK YÜKSEK OKULU
Manisa Celal Bayar Üniversitesine bağlıdır. Okul 1994 yılında kurulmuştur. Kayıtlı 1800’ü aşkın öğrencisiyle ülkemizde bu alandaki ara eleman ihtiyacının karşılanması hedeflenmektedir. Ahmetli ilçesinin sosyal, ekonomik ve kültürel yapılanmasında önemli bir yeri vardır.
Manisa Ahmetli
GEZİLECEK YERLER
İlçe dahilinde gezilecek tarihi ve turistik yer yok, ancak yakınlarda Spil dağı düşünülebilir, ama Spil dağını Manisa ili tanıtım yazısında yazdım.
Manisa Ağlayan Kaya hakkındaki yazım için Ağlayan Kaya
Çameli, Denizli arasındaki uzaklık 107 kilometredir. Çameli, Fethiye arası uzaklık 80 kilometredir. Çameli, Antalya arası uzaklık 160 kilometredir.
TARİHİ
Çameli ve köylerinde bulunan tarihi kalıntılar ve seramik buluntuları, yöredeki yerleşimin MÖ 2 binli yıllara kadar gittiğini gösterir. Özellikle Roma devrinde yörenin önemi artmış, daha önce kurulan yerleşim yerleri gelişerek büyümüştür. Özellikle, Cun Makri (bugünkü Fethiye) körfezinden yapılan kaliteli kereste ticareti bu bölgeyi oldukça geliştirmiştir.
Çameli yöresinden elde edilen keresteler, Dalaman çayı yolu ile taşınıyordu. Bölgeye çoğunluğu Karaman Türklerinin oluşturduğu Avşarlar, Kınık ve Kayı boyuna mensup Oğuz Türkleri yerleşmiştir. Takip eden dönemde, Çameli ve çevresinde Menteşe Beyliği kurulur. 1953 yılında burası Denizli’ye bağlı bir ilçe olur. 1953 yılında yapılan idari düzenlemeler sırasında, Cumayanı (Karaman) olan ilçenin ismi Çameli olarak değiştirilmiştir.
Neden önceki ismi Cumayanı, çünkü ilk mescit burada yapılmış, çevreden Cuma namazı kılmak için buraya gelinirmiş. Çevredeki ormanlardan esinlenilerek ilçeye Çameli ismi verilmiştir.
Denizli Çameli
GENEL
İlçenin rakımı 750-2313 metre arasındadır. İlçe toprakları genellikle ormanlık, az yayla karakteri gösterir. İlçe topraklarının yüzde 75’lik bölümü ormanlıktır. Yörede Akdeniz bölgesi dağ iklimi hakimdir. Buna bağlı olarak kışlar soğuk ve yağışlı, yazlar sıcak ve kurak geçer.
Kış aylarındaki yağışlar genellikle kar şeklinde olur. Toros dağlarının batı kısmında bulunan ilçenin en yüksek yeri, Akdağ (2303 metre) dır. İlçede yaşayanların başlıca ekonomik etkinliği, tarıma dayalıdır. Mevsimlik işçilik ve büyük baş hayvan besiciliği de yaygındır. Bazı köylerde büyük kapasiteli alabalık üretimi yapılmaktadır.
ALABALIK ÜRETİMİ
Yılın büyük bölümünde karlı dağlardan çağlayan kaynak sularının birleşmesiyle oluşan Kanlıçay üzerinde yıl boyunca alabalık üretimi yapılır. Suların serin ve bol mineralli olması nedeniyle, burada üretilen alabalıklar oldukça lezzetli ve besin değeri yüksektir.
ÇAMELİ FASULYESİ
Yörede kuru fasulye üretimi yapılmaktadır. Çünkü iklim, fasulye üretimine elverişlidir. İklim ve toprağın yetiştiriciliğe uygun olması nedeniyle yetiştirilen kuru fasulyeler ayrı bir tat ve lezzete sahiptir.
ÇAMELİ CEVİZİ
Yörede ceviz yetiştiriciliği yapılmaktadır. Üretilen cevizlerde hiçbir kimyasal madde kullanılmamaktadır. Cevizin kaliteli olmasının başlıca sebebi, rakımın oldukça yüksek olmasıdır. Toprak ve iklim yapısı ceviz yetiştirilmeye son derece uygundur.
ÇAMELİ MESLEK YÜKSEK OKULU
Denizli Pamukkale Üniversitesine bağlı olarak 2017 yılında kurulmuştur. Mimarlık ve Şehir Planlama ve Tapu Kadastro programları vardır. Okuldaki eğitim 3+1 dönem şeklinde verilmekte, 1 dönem staj olarak değerlendirilmektedir.
Denizli Çameli
ÇAMELİ TAŞ KONAKLARI
İlçe merkezine 15 km uzaklıktadır. Fethiye yolunda oldukça güzel bir konaklama yeridir.
Burası kısa süreli köy havası almak isteyenler için ideal ortam sunuyor. Emecik kanyonu ve Kolak gölünü ziyaret etmek mümkündür. Tesiste 10 adet taş konak bulunmakta ve her biri ayrı dizayn edilmiştir.
Denizli Çameli
GEZİLECEK YERLER
Denizli Çameli Kibrya Antik Kenti
KİBYRA ANTİK KENTİ
Kibyra antik kendi, Gölhisar ilçesi sınırlarındadır ve Çameli ilçe merkezine 23 km uzaklıktadır. Buralara yolunuz düşerse ve tarihe merakınız varsa, burayı ziyaret etmenizi öneririm. Şehir, Akdağ kütlesinin eteklerinde, Gölhisar ovasına hakim tepeler üzerinde kurulmuştur. Antik dönemde: Likya, Karya, Pisidia ve Frigya kültür bölgelerinin kesişim noktasında kurulmuştur.
Kuzeyi-güneye ve doğuya-batıya bağlayan ticaret yollarının tam merkezindedir. Günümüzde de bu bağlantı özelliğini sürdürür, Gölhisar-Antalya-Burdur-Fethiye karayollarının kesişim merkezindedir. Bir zamanlar, bu şehirde 80 bin kişilik bir nüfus bulunuyormuş.
Evet, eğer burayı ziyaret etmek isterseniz, yine bu sitede Gölhisar ilçesini tanıttığım yazıda, Kibyra (Cbyra) antik kenti hakkında ayrıntılı bir tanıtım yazısı bulabilirsiniz.
Denizli Çameli Kolak Gölü
KOLAK GÖLÜ
Göl kıyısı, mesire yeri olarak düzenlenmiştir. Oturma alanları, barbekü, çeşme ve otopark bulunmaktadır. Göl kıyısında yürüyüş yolları, karavan ve çadırlı kamp alanları yapılmıştır. Gölde balık tutmak da mümkündür.
KIZ TÜYDÜ
İlçe merkezine bağlı Kirazlıyayla ve Karabayır köyleri arasındadır. Burada, isimle ilgili bir efsane anlatılıyor. “Bu yörede koyun-keçi otlatan güzel bir köylü kızının peşine eşkıyalar takılır. Kız korkar ve kaçmaya başlar, ancak öyle bir yere gelir ki, azgın akan ırmak genişler ve karşıya geçiş mümkün olmaz.
Yine de kız karşıya atlar, karşı kıyıda kayaların üzerinde oluşan yosunlar nedeniyle kayar ve azgın sulara kapılarak kaybolur.“ Evet burası efsaneden de anlaşılacağı üzere oldukça azgın suların bulunduğu bir yer, ülkemizin en güzel rafting ve trekking alanlarından birisidir.
Denizli Çameli Yaylacık dağı ve yamaç paraşütü
YAYLACIK DAĞI VE YAMAÇ PARAŞÜTÜ
Yaylacık dağı, Batı Akdeniz ve Güney Ege bölgeleri arasında kalan, 2150 metre yükseklikte bir dağdır. Denizli-Fethiye güzergahındadır. Fethiye ilçesine 70 km ve Denizli iline ise 110 km uzaklıktadır. Dağ, 2150 metre zirvesinde, dört taraflı uçulabilen mükemmel bir konuma sahiptir.
Denizli Çameli Yaylacık dağı ve yamaç paraşütü
Burada uzun mesafeli paraşüt yarışmaları, dünya kupası, Türkiye Paraşüt Şampiyonası yapılmaktadır. Bölgede yüksek termikler bulunduğundan maksimum 6 ile 8 saat süren uçuşlar yapılabilmektedir. Yaylacık dağının zirvesinden başlayan uçuşlar, Çameli ovasında biter.
Denizli Çameli Sazak Mağarası
SAZAK MAĞARASI
Sazak kanyonu içindedir. Kirazlıyayla ve Sazak mahalleleri arasında, Karabayır çayı üzerindedir. Mağara sarkıt ve dikitlerden oluşur ve bunların yükseklikleri yer yer 5-6 metreyi bulur.
Çemişgezek, Tunceli arasındaki uzaklık: 113 km. Çemişgezek, Hozat arasındaki uzaklık: 60 km. Çemişgezek, Pertek arasındaki uzaklık: 67 km. Çemişgezek, Arapkir arasındaki uzaklık: 86 km.
TARİHİ
Çemişgezek yöresinin, MÖ 4000’li yıllardan itibaren yerleşim yeri olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Selçuklular, 1200’lü yılların başında yörede yerleşmeye başlamıştır. 1518 yılında Çemişgezek, Diyarbakır iline bağlanır. 1858 yılında kaza olur ve Harput’a bağlanır. 1925 yılında Elazığ’a bağlanır. 1935 yılında Tunceli’ye bağlanır.
Peki neden Çemişgezek veya isim nereden kaynaklanıyor? İlçenin ismi, eski Bizans imparatoru Ioannes Timiskes’ten gelir. İmparator kısa boyludur, yüksek tabanlı papuç giyermiş. Bu yüzden Ermenicede “pabuçlu” anlamına gelen “Cmışkadz” lakabı takılmıştır. İmparatorun burada inşa ettirdiği kale de “Çmışkadzak” ismiyle tanınmıştır. İlçenin ismi de buradan gelmiştir.
GENEL
İlçe, nesli tükenmekte olan vaşak ve benekli semender gibi canlıların yaşadığı Tağar vadisindeki bir kayalık üzerine kurulmuştur. Yerleşimin güneyinde, Keban baraj gölü vardır. Yerleşim, Yılandağı eteklerinde kurulmuştur. Rakımı ortalama 975 metredir.
Munzur ve Murat nehri arasında kalan alandadır. İlçe merkezinden Tağar çayı geçer ve Keban baraj gölüne dökülür. Yüzey şekillerinin ekonomik faaliyetler ve özellikle tarımı sınırlandırması nedeniyle ilçe tarihi süreçte fazla genişleyememiştir.
ÇEMİŞGEZEK DUT VE PEYNİR FESTİVALİ
Her yıl geleneksel olarak Haziran ayı sonu veya Temmuz ayı başında 2 gün süreli yapılır. Festivalde konserler düzenleniyor. Festivalde tanıtılan dut ve peynir, bu bölgede yaşayan insanların özel yeteneğidir, alın teridir, emeğidir, ekonomik değeridir. Festival etkinlikleri: Tekya çay bahçesi ve Belediye Garajında yapılmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
Tunceli Çemişgezek Yelmaniye Camii
YELMANİYE CAMİİ-MEDRESE CAMİİ
İlçe merkezinde, Hamamatik Mahallesindedir. Kente hakim bir tepede inşa edilmiştir. Bölgede, İslam dönemine ait en eski yapılardan birisidir. Selçuklu ve Osmanlı mimari tarzları arasında bir geçişi yansıtır.
Yapının çevresinde, bazı ek yapıların izleri görülür. Güney kısmındaki temel kalıntıları, caminin bir yapılar topluluğunun içerisinde bulunduğunu gösterir. Eski mekanların bir kısmı evler arasında kaybolmuştur. Bu yüzden Yelmaniye Camisi olarak tanınan yapının ilk şekli bilinmez.
Yapının: Emir Taceddin Yelman bin Keykubat tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Yapılış tarihi olarak ise, Hicri 800-809 yılları arası düşünülür. İlk yapılış amacı “medrese” dir. Bu yüzden “Medrese Camii” diye de bilinir. Caminin giriş kapısı üzerinde “1404” tarihi yazılıdır.
Meyilli bir arazide bulunan camide, günümüze kadar ulaşan orijinal tek bölüm taç kapısıdır. Batıya açılan bu taç kapının taş işlemeciliği oldukça güzel ve görkemlidir. Taç kapının en dikkat çeken yerlerinden birisi de yazıtlarıdır.
Bu yazıtların biri girişin üzerinde, iki satır halinde yazılıdır. Yer yer bozulmuş olan bu yazıtın sadece küçük bir kısmı okunabilmektedir. Bu yazıtta, yapının Timur döneminde Taceddin Yalman tarafından yaptırıldığını göstermektedir. Ancak yazıtın tarih kısmı okunamamıştır. Muhtemelen 1397-1406 yılları arasında yapılmıştır.
Bu anıtsal kapının sağındaki pencere de, taç kapı ile bağlantılıdır. Bu pencere dışındaki bütün pencereler yalındır yani süslemesizdir.
Yapıdaki ikinci yazıt, sağ duvardadır. Ancak bu yazıt zamanla bozulmuş olduğundan okunamamaktadır. Bu yazıt muhtemelen mimarın adını vermektedir.
Caminin ilginç taç kapısından içeriye girilince, zeminin eğimli olması nedeniyle birkaç basamakla ana mekana çıkılır. Yapının içi de dışı gibi değişikliklere uğramıştır.
Tek kubbeli camide, mihrap çinilerle süslüdür. Mihrapta: Kur-an ayetleri, taşa kabartma olarak işlenmiş ve yeşil çinilerle süslenmiştir.
Caminin minaresi, tek şerefelidir ve süsleme unsuru yoktur.
Caminin bir de mezarlığı vardır. Bu mezarlıkta koç veya koyun şeklinde mezar taşları bulunmaktadır. Buradaki ilginç yazıt ve mezar taşının bir örneği de Belediye önündedir. Bu parça: buraya Oğuzlar köyünden getirilmiştir.
SÜLEYMANİYE CAMİİ
İlçe merkezinde, ilçenin en büyük yapısıdır. Kale mahallesindedir. Kitabesi yoktur. Caminin büyük kısmı 18’nci yüzyılda elden geçirilmiştir. Ancak caminin bu tarihten çok daha önce yapıldığı bilinmektedir. Caminin ilk yapıldığında mevcut çinili minaresi, daha sonra yapılan onarımlar sırasında tamamen bozulmuş ve sıvanmıştır. Kaynaklarda, minarenin çini kaplamalı olduğu yazılıdır.
ESKİ HAMAM
İlçe merkezinde bulunan hamamlar, büyük ölçüde yapım tarihindeki özelliklerini koruyarak günümüze ulaşmıştır. İlçenin iki büyük hamamı vardır. Bunlardan: Eski hamam (Hamam-ı Atik) olarak bilineni, üzerindeki yazıta göre “Ebul Muzaffer Han “ tarafından yaptırılmıştır. Hacı Ali Ağa tarafından 1762-1763 yılları arasında onarım yaptırılmıştır.
YENİ HAMAM
İlçe merkezinde bulunan Yeni Hamam: 1701-1702 tarihlerini taşımaktadır. Bayram oğlu Hacı Hüseyin isimli bir kişi tarafından yaptırılmıştır. Plan bakımından, Eski Hamamın aynısıdır. Yeni Hamam, son yıllara kadar faal kalmış ve bu yüzden değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmıştır. Giriş kapısının yan yüzlerindeki bezemeler, taş işçiliğinin güzel örnekleridir.
Tunceli Çemişgezek Uzun Hasan Türbesi
UZUN HASAN TÜRBESİ
İlçenin girişinde, bir kaya üstündedir. Bu yapı, halk arasında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan Türbesi olarak bilinir. Yapı: 1572-1573 tarihlerini taşır. Bu yüzden ilçenin en eski tarihli eseridir. Yapının: külah ve bazı cephelerindeki kesme taşlar düşmüştür. Ama yine de üst kısmı ve mumyalık günümüze sağlam olarak ulaşmıştır.
HAMİDİYE MEDRESESİ
İlçe merkezinde, Medrese Mahallesindedir. Mahalleye ismini veren medrese günümüzde varlığını korumaktadır. Medresenin kitabesinde, Sultan II Abdülhamit zamanında yapıldığına dair yazı bulunmaktadır. Ancak medresenin temellerinin Selçuklu dönemine ait bir medreseden kaldığı öne sürülmektedir. Çünkü arşiv belgelerinde, 1526 yılında Süleyman Bey medresesi adlı bir yapıdan söz edilmektedir.
ÇEMİŞGEZEK KALESİ
Kale, ilçe merkezinde Tahar çayı kenarında bir tepe üzerindedir. Kalenin yapılışı: muhtemelen 13’ncü yüzyıldan önceki bir tarihtir. Günümüzde önemli bir kısmı yıkıktır. Sadece yer yer surlardan bazı parçalar günümüze ulaşmıştır. Süleymaniye Camii yakınındaki bir sur parçası: kalenin kesme ve moloz taşlardan yapıldığını gösterir.
İN MAĞARALARI (DERVİŞ HÜCRELERİ)
İlçe merkezinin batısında, Tağar çayı vadisindedir. Vadi, doğal sit alanı niteliğindedir, bozulmamış ekolojik bir yapıya sahiptir. Vadide dağ keçilerinden, su samurlarına kadar pek çok canlı yaşamaktadır. Burayı anlatmadan önce, şunu belirtmekte yarar var. Buranın “Hierapolis Tapınağı” olduğu tahmin ediliyor.
Vadide: sarp kalker kayalarında, konut amaçlı oyulmuş 20 oda bulunmaktadır. Bunların ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor. 3 kat olarak düzenlenen odalar, sıralı haldedir. Aydınlatma için yapılmış büyük pencereleri ve uzun koridorları bulunur.
Odaların derinliği 1.7 metre, genişlikleri ise 2.5 metredir. Odaların su ihtiyacının karşılanması için: kayaların arasından sızan sular, sarnıçlarda toplanır. Yukarıdaki odalara ulaşmak için, kayalara oyulmuş merdivenler bulunur.
Odaların en üstünde: zor çıkılabilen ve diğerlerine göre daha büyük olan bir oda bulunur. Bu oda “Bey odası” olarak tanımlanır.
TAĞAR KÖPRÜSÜ
İlçe merkezine 4 km uzaklıkta, Tahar çayı üzerindedir. Yörede yapılan düğünlerde gelin-damat fotoğraflarında genellikle Tağar köprüsü fonda yer alır, bu yüzden çok tanınmış bir köprüdür, hatta Bosna-Hersek’de bulunan Mostar köprüsüne benzetenler de vardır.
Köprü, 1807 yılında Yusuf Ziya Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1902 yılında ise Diyarbakır Valisi Akif Paşa tarafından onarttırılmıştır. Köprü “Yusuf Ziya Paşa” köprüsü olarak da bilinir. Köprü tek gözlüdür. Aşağı Köprü ismiyle de tanınır.
ULUKALE CAMİİ
İlçe merkezine bağlı Ulukale köyündedir. İlçe merkezine 32 km uzaklıktadır. Caminin kitabesi yoktur. Muhtemelen Diyarbakır’da valilik yapan Yusuf Paşa’nın vakfıdır ve 1793-1794 yılları arasında yaptırılmıştır.
Cami: kesme taştan yapılmıştır. İbaret bölümünün ortasında üç kalın paye bulunur. Eğimli bir arazide bulunduğundan: batı duvarına pencereler açılmıştır. Doğu duvarındaki tek pencere, yukarıdadır.
Caminin minaresi, taş kaideli, çokgen gövdeli ve tek şerefelidir. Camiden daha sonraki bir dönemde yapıldığı tahmin edilmektedir.
Tunceli Pülümür hakkındaki gezi yazım için Pülümür