Derebucak tam bir mağara cenneti, mağara tutkunları mutlaka burayı ziyaret etmeliler, ancak unutulmaması gereken bir husus var, bu mağaralara sadece profesyonel mağaracılar girebiliyorlar, yani amatör mağara tutkunları için bu muhteşem güzellikteki mağaraları gezmek pek mümkün değil.
ULAŞIM
İlçe: Beyşehir-Antalya kara yolu üzerindedir. Derebucak, Konya arası uzaklık: 140 km. Derebucak, İbradı arası uzaklık: 45 km. Derebucak, Beyşehir arası uzaklık: 46 km. Derebucak, Seydişehir arası uzaklık: 49 km.
TARİHİ
İlçenin kuruluş yılları, Anadolu Selçuklu dönemine rastlar. 1912-1926 yıllarında Derebucak ve çevre köyler Akseki ve İbradı’dan ayrılarak Seydişehir’e bağlanır. Cumhuriyetin ilk yıllarında: Akseki ile ilgili resmi kayıtlarda çoğunlukla Derebucak bazen Dereköy olarak yazılır. Seydişehir ile ilgili resmi kayıtlarda ise Derebucak yazılır. 1930’lardan sonraki kayıtlarda hep Derebucak olarak geçer.
İlçe 1927 ve 1955 yıllarında iki büyük yangın geçirmiştir. Bu büyük yangınlarda ilçede bulunan yapıların büyük kısım yanarak yok olmuştur. Her iki yangın da, burada yaşayan nesiller üzerinde derin izler bırakmıştır.
Bu felaketlerin beraberinde kıtlık ve sel felaketleri de görülür. 1873-1874 tarihleri ve 1920-1940 yılları arasında bölgede büyük kıtlık görülür. 1907 yılında ise Gembos ovasının sularla dolması sonucu Derebucak arazisi su baskınına uğrar.
1960 yılında Avrupa kapıları Türk işçileri için açılınca, Derebucak bir gurbetçi beldesi olur. Gurbete göç 1962 yılında başlamış ve uzun yıllar devam etmiştir. 1967 yılında yörede Belediye teşkilatı kurulur. 1987 yılında ise İlçe olmuştur.
GENEL
Akdeniz bölgesinde ve Torosların arasında bulunmaktadır. Denizden yükseklik ortalama 1240 metredir. Denizden yüksek olması nedeniyle tam anlamıyla Akdeniz iklimi hakim değildir. Bu yüzden: karasal geçiş iklimi vardır.
Buna bağlı olarak yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve kar yağışlı geçer. İlçenin ekonomik faaliyetleri, 1960’lı yıllara gelinceye kadar: av tüfeği imalatı, tarım, hayvancılık ve halıcılıktır.
Av tüfeği imalatı ve halıcılık 1968 yılına kadar devam eder. Ancak 1965 yılında Avrupa’ya göçler başlayınca bu konuda kurulan kooperatifler zaman içinde küçülmüş ve sonra kapanmıştır. Günümüzde başlıca ekonomik etkinlik tarım ve hayvancılıktır.
Ancak av tüfeği (Huğlu marka tüfekleri Huğlu Mahallesinde yani burada imal ediliyor) imalatı sürmektedir. İlçenin en büyük özelliklerinden birisi de, yurt dışında çok sayıda gurbetçi işçi bulunmasıdır.
DEREBUCAK MAĞARALARI TANITIMI VE YAYLA ŞENLİKLERİ
Her yıl Temmuz ayında geleneksel şenlikler düzenlenmektedir. Şenliklerde: çeşitli oyunlar, yarışmalar ve eğlenceler düzenlenir. Ayrıca konserler verilir.
GEZİLECEK YERLER
ÇAMLIK KÖYÜ
Dede Tarlası Mağarası
Köyün 4 km güneybatısında, Medi mevkiindedir. Mağaraya ulaşmak için stabilize yolda bir süre yürümek gerekiyor. Mağaranın uzunluğu 533 metre ve yüksekliği 05 ile 5 metre arasında değişmektedir. Mağaranın iki tane girişi vardır.
Birinci giriş: kayalar arasındadır, eğilerek girebilirsiniz. İçeride 100 metre kadar ilerledikten sonra ikinci girişe ulaşılır. İkinci giriş, oldukça diktir ve 8 metre yüksekliktedir. Bu ikinci girişten sonra 200 metre yürüdüğünüzde su havuzlarına ulaşırsınız. Bu havuzların derinliği yaklaşık 1.5-2 metre kadardır.
Mağaranın son kısmında ise, oldukça yüksek bir salon kısmı bulunur. Bu salonun zemini, kayaların su tarafından aşındırılmasıyla oluşmuştur. Mağaradan çıkış için, tekrar aynı yoldan geri dönmeniz gerekiyor.
Körükini Mağarası
Köyün 1 km batısındadır. Buraya stabilize yol ile ulaşılır.
Uzunluğu 1320 metre, yüksekliği 30 metredir. Mağaranın girişi oldukça etkileyici bir görünüme sahiptir ve 30 metre yüksekliktedir.
Mağara içerisinde 130 metre ilerledikten sonra derin bir göle rastlanır. Gölün yanından ilerlediğinizde mağara tavanının metrelerce yükseldiği görülür. Ayrıca: mağaranın çıkışında 12 x 12 metre boyutlarında bir çıkış yeri göreceksiniz. Ancak çıkışa ulaşmadan hemen önce: oldukça etkileyici bir görüntü ile karşılaşacaksınız. Bu bölümde: birçok havuz, sarkıt ve dikitler bulunur. Havuzların derinlikleri 1 ile 1.5 metre arasında değişir, yaz aylarında ise havuzlar boştur. Mağaranın çıkışı, Değirmenlik vadisi içindedir.
Suluin Mağarası
Körükini mağarasının çıkışının 300 metre aşağısındadır.
Mağaranın uzunluğu 300 metredir, yüksekliği ise 20 metredir. Genişliği 3 ile 8 metre arasında değişir. Mağaranın üst girişi kayalıktır. Girişten sonra iki gölet vardır ve bunlar geçildikten sonra 150 metre uzunluğundaki gölete ulaşılır.
Bu mağaranın en büyük özelliği, mağaranın duvarlarında Roma döneminden kalma aziz ve azizelere ait 14 fresko bulunmasıdır.
Göletlerde kısa kürekli botla gezmek mümkündür. Ancak bazı kısımlarda suyun derinliği 5 metreye kadar ulaşır. Mağaranın çıkışına doğru geçit genişler. Burada oldukça muhteşem görünen 10 metre genişliğinde bir yarık vardır. Mağara çıkış kısmından bot ile çıkmak mümkündür, bu yüzden mağaraya girmeyi düşünenler, yanlarında mutlaka kısa kürekli bot bulundurmalıdır.
TAŞLIPINAR (ZEKERİYAKÖY) KÖYÜ
Kabartmalar
Köy’ün doğu yönünde, A. Göksu’nun evinin altındaki doğal kaya kütlesinde: yola bakan cephede 7 tane süvari kabartması ve tabula ansata içerisinde yazıt bulunmaktadır.
Kabartmaların MS 3’ncü yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu kaya kabartmaları, ilk olarak 19’ncu yüzyıl sonunda Hirscfeld tarafından, mezar işlevli oldukları düşüncesiyle yayınlanmış, daha sonra Sarre’nin yazıtları çözmesiyle Ares’e adandıkları anlaşılmıştır. Yedi ayrı kabartma, dik bir kayanın doğu yüzüne belli bir düzen gözetmeden kazınmıştır.
Doğal kaya kütlesi üzerinde, kemerli ve her iyi yanında sınırlandırılan sahnede: süvari betimlemeleri görülür. Betimlemelerin hepsinde, atların hareket yönü, doğu tarafadır. (sağ yöndedir.) Fakat bunların bir kısmı, günümüzde okunmayacak kadar kötü durumdadır. Çünkü büyük tahribata uğramıştır. Yine de yapılan çeşitli araştırma sonuçlarına göre bazı bilgiler edinilmiştir.
Buradaki kabartmaları: Yunan savaş tanrısı olarak bilinen Ares ile ilişkilendirilmektedir. Buradaki kaya kütlesine, yerel tapınım ilişkilendirilmesi son derece önemlidir. Beş eserde benzerlik varken, ikisinde mimari öğelerin belirtilmediği çukurlaştırılmış kabartma alanına kemerli bir biçim verilmekle yetinilmiştir.
Kabartmaların altındaki yüksekçe kaide, yazıt silmesi işlevi taşır. İki örnekte silme düz bırakılmış, diğerlerinde buraya bir tabula yerleştirilmiştir. Tubala: dikdörtgen, kulplar yay ya da üçgen biçimlidir.
Kabartmaların ayrıntılı incelenmesi
Bir kabartma figürde: süvarinin pelerini uçuşmaktadır. Diğer kabartma figürlerde: plasterli kemerli nişin altında, diğerlerinden farklı olarak kaide vardır. Kaidenin ortasında “Medusa” başı betimlenmiştir. Fakat yoğun tahribata uğramıştır.
Diğer bir figürde: miğfer ve süvarinin üzerinde pelerin yoktur. Fakat, burada atın yelesi diğerlerinden daha detaylı ve özenli işlenmiştir.
Sunak kaidesinin köşelerinde: bazı dörtgen sunaklarda rastlanan masif ayaklar gösterilmiştir.
Kaya kabartmalarında: ikonografik özelliklerinden değil ama kabartma işçiliklerinde bazı farklılıklar görülür. Gerek figür gerekse at daha ince oranlara sahiptir.
Kaya kabartmalarının çok aşınmış olması nedeniyle, yüzey işçiliğinin irdelenmemesine karşılık, öncekilerden farklı olarak mantonun arkada doğru uçuştuğu atın tümüyle profilden betimlendiği izlenir. Bunların başka ellerden çıktığı kesindir.
BALAT MEZRASI
Uzunsu vadisinin kuzeyine bakan yamacında, Balat Mezrarının üzerinde bulunur.
Derebucak köyüne 6 km ve Çamlık köyüne 5 km uzaklıktadır. Türkiye’nin en uzun mağarasıdır. Uzunluğu 2030 metredir. Yüksekliği ise 45 metreye kadar çıkar.
Dere mağarasıdır. Mağara içerisinde eski dönemlerden kalan mezar kalıntıları ve başkaca işaretler vardır ve bunlar mağaranın bir zamanlar yaşam alanı olarak kullanıldığını kanıtlar. Mağaranın bir girişi ve dört çıkışı vardır.
Konya Beyşehir hakkındaki gezi yazım için Beyşehir