Makedonya Debre; Kuzey Makedonya ülkesinde, Arnavutluk sınırında Debar gölünün kıyısındadır.
Üsküp şehri 131 km uzaklıktadır. Ohri şehrinin 66 km kuzeybatısındadır.
Şehir, 14’ncü yüzyılda, Osmanlı imparatorluğu tarafından fetih edilmiştir. 1912 yılına kadar da Osmanlı yönetiminde kalmıştır.
1950-1960 yılları arasında birçok Türk aile bölgeyi terk etmek zorunda kalırlar.
Buranın en büyük özelliği: en iyi zanaatkarlar, ahşap oyma ustaları ve inşaatçıların buradan çıkmasıdır. Debarlı sanatçılar: ahşap oymalar yaratma, güzel ikonalar boyama ve benzersiz mimari becerileriyle tanınıyorlardı. Çünkü bölgede ağaç oymacılığı okulu vardı. Eserleri, Balkanlarda birçok kilise ve kültürel yapılarda görülebilir. Debarlı ustalar hakkında ilginç bir söylenti şöyledir “Konstantinopolis çökerse, Debar onu yeniden inşa edecek”
PİZZA KÜLTÜRÜ
Debar şehri, pizza tüketimiyle bilinir. Debar’da birçok pizza dükkanı vardır ve kasabadan göç edenler Amerika’da birçok pizza restoranı açmışlardır. Siz de burayı ziyaret ederseniz, mutlaka pizza tatmalısınız.
GEZİLECEK YERLER
SKANDERBEG HEYKELİ
Şehirde Büyük İskender heykeli yoktur. Burada merkez meydanda: 15’nci yüzyılın Arnavut kahramanı Skanderbeg heykeli bulunmaktadır.
1443-1479 yılları arasında Osmanlı-Arnavut savaşları sırasında, Debre bölgesi, Osmanlılar ile Skanderbeg liderliğindeki Lezhe askeri güçleri arasında sınır çizgisiydi ve sürekli çatışma alanı haline gelmişti.
İNKJAR CAMİİ-HÜNKAR CAMİİ:
Şehir merkezindedir. Debre şehrinde Osmanlı döneminde inşa edilen 13 camiden, günümüze ulaşan tek camidir.
Debar şehrindeki en eski camidir. 1467 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmıştır.
Cami: büyük bir hazire içindedir. Hazirenin içerisinde bir de türbe vardır. Günümüzde cami olarak işlevini sürdüren yapı, Makedonya Anıtlar Kurulu tarafından eski eser olarak tescil edilmiştir.
Caminin giriş kapısı üzerinde, beş satır bozuk sülüs hatlı inşa kitabesi vardır. İnşa kitabesinin tarihi, 1467 yılıdır. Tamir kitabesi ise, 1941 tarihlidir.
Geniş bir avlu içindedir. Tek minaresi bulunur. Minarenin yüksekliği 30 metredir. Tek şerefelidir. Külah bölümü saç kaplamalıdır.
Avluda: ilginç bir sekizgen türbe görülür. Türbe: Sadık Paşa’ya aittir. İçinde iki tane mezar bulunur. Türbenin adı, yapının içerisindeki en eski tarihli Sadık Paşa kabrine göre verilmiştir. Sadık Paşa’nın mezar taşındaki tarih, 1795-1796 yıllarında inşa edildiğini gösterir. Türbenin en önemli özelliği: Baldeken tarzında olmasıdır. Türbe, sekizgen planlı olup, sekiz ayağa oturmaktadır.
MONASTERE SAİNT JEAN BİGORSKİ
Debar yakınlarında, Radika nehri kıyısında, deniz seviyesinden 2163 metre yüksekte Bistra dağı eteklerinde dağ ormanındadır.
Efsaneye göre: 1020 yılında Jean adında bir keşiş, Radika’da yüzen Saint Jean-Baptiste’nin bir ikonunu görür ve manastırı burada inşa etmeye karar verir. Ancak: 16’ncı yüzyılda manastır tahrip olur ve ikona kaybolur. 1743 yılında kısmen yeniden inşa edilir. 1850 yılında ise, kaybolan ikona, mucizevi bir şekilde, mevcut Saint-Jean Baptiste kilisesinin yerinde yeniden ortaya çıkar. 1885 yılından bu yana: kutsal imge tamamen gümüş bir koruma ile kaplanmış, yontulmuş ve oyulmuş, geriye sadece azizin ve İsa’nın yüzleri kalmıştır.
Evet, günümüzde görülen manastır, 1020 yılından kalma eski bir kilise kalıntıları üzerine kireç taşından yeniden inşa edilmiştir.
Merkezde: topluluğun ana kilisesi olan Saint Jean Baptist kilisesi vardır ve çevresinde yüksek binalar toplanmıştır. Giriş yüksek bir kule ve büyük bir kapı ile korunmaktadır.
Burası: ülkenin en ünlü Ortodoks ibadethanelerinden birisidir.
Ziyarete açıktır. Ancak kıyafet zorunluluğu vardır, açık kıyafetlerle girilmez.
AZİZ GJORGİ MANASTIRI
Debar yakınlarında, 3 km uzaklıktaki Rajcica köyündedir.
Manastır yapıları 1835 yılında inşa edilmiştir. Günümüzde bir kadın manastırı olarak kullanılmaktadır. Manastırda: İsa’nın haçından bir parça ve Aziz George kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntılar: Aziz George’nin el kalıntılarıdır. Bir el şeklinde altın kaplama gümüşe gömülüdür.
Manastır pansiyonlarında: 100 kadar misafir yatağı vardır. Burada kalanlar: manevi huzuru ve rahibelerin hayatını görebilirler. Ayrıca: birkaç atölyede ayin sırasında piskoposlar tarafından giyilen süs şapkaları mitralar üretilmektedir. Ayrıca: ikonlar, tespihler ve başkaca kilise objeleri yapılır.
Özellikle mitralar yüksek kalitededir ve piskoposlar tarafından yoğun tercih edilir. Her kreasyon piskoposun giyeceği nakış stiline ve giysisinin rengine uygundur.
DEBAR GÖLÜ
Makedonya-Arnavutluk sınırında, Crn Drim nehri üzerinde inşa edilen baraj gölüdür. 1969 yılında tamamlanmıştır.
Gölün çevresinde birçok tesis bulunmaktadır. Göl spor ve eğlence ile turizm amaçlı kullanılmaktadır.
KOSOVRASTİ-DEBAR KAPLICALARI
Radika yakınlarında Krcin dağı eteklerindedir. Deniz seviyesinden 650 metre yükseklikte, çok elverişli bir konumdadır. Konaklama tesisleriyle donatılmıştır.
Su sıcaklığı 48 derecedir. Yüksek derecede radyoaktiviteye sahiptir. Yüksek tansiyon, romatizmal hastalıklar, şeker hastalığı, cilt rahatsızlıkları ve solunum yolu enfeksiyonlarına iyi geldiği söylenir.
KODZADZİK KÖYÜ-KOCACIK KÖYÜ
Debar merkeze 21 km uzaklıktadır.
Atatürk’ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin, Debre’nin bir köyünden olduğu bilinmektedir. Babası Ali Rıza Efendi, Debre Kocacık Köyünde dünyaya gelmiştir.
Evet, bir zamanlar, Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebeveynleri burada yaşamıştır. Debar merkeze 21 km uzaklıktaki güneyde bulunan köydeki ev, 2014 yılında TİKA (Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı) katkılarıyla yeniden inşa edilmiş ve günümüzde “Anıt Müzesi” olarak ziyarete açıktır. Atatürk’ün ebeveynleri, bu dağ köyünde 19’ncu yüzyılda yaşamıştır.