Yalova Çınarcık; İl merkezine 17 km uzaklıktadır. Çınarcık-Armutlu arası 37 km, Çınarcık-Termal arası 8 km, Çınarcık-Çiftlikköy arası 23 km, Çınarcık-Kocaeli arası 88 km, Çınarcık-İstanbul arası 188 km. Çınarcık-Bursa arası 88 km, Çınarcık-Gemlik arası 61 km. dir.
TARİHİ
Çınarcık ilçesinin bulunduğu topraklarda, MÖ 4000-3000 yıllarında kurulmuş yerleşim yerleri vardır. Roma imparatoru Constantinus zamanından kalma kalıntıları, Çınarcık ve köylerinde rastlamak mümkündür. 1325 yılında Türklerin eline geçen Çınarcık, Kurtuluş savaşı yıllarında, üç kez işgal edilmiş ve 1921 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu işgal dönemlerinde, ilçenin Ortaburun köyü, Aşağı Kocadere ve Yukarı Kocadere köy halkının malları, Rumlar tarafından alınmış ve mal sahipleri öldürülmüştür.
Kocadere köyündeki mezalim, soykırım, yakıp-yıkma hepsinden korkunç olmuştur. İşgal günlerinde Yunanlılar tarafından köyden toplanan insanların bir kısmı denize dökülerek öldürülmüştür. Geri kalan kadın, çocuk ve yaşlılar ise, Bekir Onbaşıya ait bir eve doldurularak yakılmıştır. 880 kişinin can verdiği bu katliamın anısına, aynı yerde yapılan şehitlik her yıl 29 Nisan tarihinde anma törenleriyle dolup taşmaktadır. Fakat ne kadar ilginçtir ki, burada böyle bir olay olduğunu ben buraya görünce öğrendim, keşke bu olay daha etkin kutlansa, bu katliamdan bütün dünyanın haberi olması gerekir, umarım anma törenlerine basın ilgi gösterir.
Çınarcık’ın Rumlar dönemindeki ismi “Kio” dur. Temiz havası olan şehir anlamına gelen bu sözcükten sonra da, sahip olduğu ulu çınarlardan dolayı “Çınarcık” ismini almıştır. Ancak Fevzi Çakmak, burayı ziyaretinde Belediye Parkındaki (Çınaraltı Gazinosu) anıt çınarı gördüğünde “Çok yazık etmişler buraya Çınarcık demekle, Koca Çınar demeliydiler” demiştir.
Evet, bölgenin tarihindeki en önemli olay “deprem”, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Marmara Depreminde, ilçede toplam 5077 konut zarar görmüştür.
GENEL
Çınarcık, plajları ve kampları ile öne çıkan bir turizm merkezidir. Özellikle bayram tatillerinde, ilçenin nüfusu 10 katına kadar çıkmaktadır. Başta İstanbul olmak üzere çevre illerden buraya yoğun ziyaretçi akını yaşanmaktadır. İlçenin nüfusu normalde 18 bin civarında iken bayram tatillerinde 200 binlere kadar çıkar.
Deniz seviyesinden yükseklik ortalama 30 metredir. Kolay ulaşımı, temiz denizi, orman ve sayfiye alanları ile her dönemde olduğu gibi, bugünde çekiciliğini korumaktadır. Ormanlarla kaplı Samanlı dağlarının kuzey yamacında, denize uzanan Çınarcık ilçesi, doğal bitki örtüsü ve dört mevsim turizme açık olan alanları ile bölgenin en fazla talep gören turizm alanıdır. Koru köyden başlayıp Esenköy’e kadar uzanan bir kıyı şeridi üzerinde bulunan ilçede Paşa Limanı Burnu, Kocadere Burnu, Dikilitaş Burnu, Dermaz Burnu, Baba burnu, Orman Uçuğu Koyu, Engere Koyu, Mersin Burnu gibi doğal güzellikler vardır. Çiçek bahçeleri, koyları, temiz sahil şeridi ve her yaşa hitap eden eğlence merkezleriyle gerçekten güzel bir yerleşim yeridir.
Yine de Çınarcık denince, akla yazlıklar gelir. Sırtını ormana vermiş, onar katlı apartmanlar. Bunun yanında Çınarcık ve Teşvikiye’yi geçtiğinizde, evler ve apartmanlar biter. Yemyeşil bir doğa ile baş başa kalınır. Yaşlı çınarlar altında bulunan çay bahçelerinde, toprağa basarak oturma imkanı vardır. Derken Şarköy’e gelinir. Burada görkemli bir çınar ağacı bulunuyor.
Çınarcık ile ilgili önemli bir not, burası (Koru beldesi) ülkemizdeki kesme çiçekçiliğin merkezidir. Burada: 406 dekar serada çiçek yetiştiriciliği yapılmaktadır.
ALTIN ÇINAR FESTİVALİ
Bu geleneksel festival, 1994 yılından beri Temmuz ayı ortasında düzenlenmektedir. Çünkü festival döneminin okulların kapanması ve yazlıkçıların geldiği döneme denk getirilmesi düşünülmüştür.
ŞENKÖY KIZILCIK ŞENLİKLERİ
Her yıl Ağustos ayının ilk haftasında düzenlenir. Köy meydanı süslenir, köy halkının ev sahipliğindeki şenlik coşkuyla kutlanır. Ana tema, kızılcığın yararlarıdır. Çünkü Şenköy yöresinde uzun yıllardır kızılcık üretimi yapılmaktadır ve yaklaşık 5000 ağaçtan yıllık 250 ton kızılcık elde edilir.
NE SATIN ALINIR
Burayı ziyaret eder ve yöreye özgün bir şeyler satın almak isterseniz “Çınarcık işi” denen bir el işi satın alabilirsiniz. Ham ipek, pamuklu ve keten kumaşlar üzerine iplik çekilmesi ve doğal ipliklerle, kumaşın işlenmesiyle yapılır. Çınarcık haricinde, diğer ilçelerde ve başka yerlerde yaygın olmadığından halk arasında “Çınarcık işi” olarak adlandırılır. En eski örnekleri 80 yıllık olup Yalova Kent Müzesinde sergilenmektedir.
ÇINAR AĞACI
Şarköy’dedir. Üzerinde 3000 yaşında olduğu yazılıdır. Gövde içi 36 metre kare olan alanda lokanta vardır. Türkiye’nin en yaşlı anıt çınarı olduğu söylenen bu ağacın dış çapı 30 metreden fazladır.
GEZİLECEK YERLER
KUM PLAJI
Çınarcık ve Esenköy arasında doğal bir plaj alanıdır. Yalova’ya 16 km uzaklıktadır. Bu plaj özellikle İstanbul, Yalova ve Bursa’dan gelenler tarafından denize girmek için kullanılır. Plajın “Mavi Bayrağı” vardır. Burada gündüzleri güneşlenip yüzmek ve akşamları ise eğlencelere katılmak mümkündür.
HASAN BABA TÜRBESİ VE MESİRE YERİ
Yalova yöresi, 1325 yılında Orhangazi tarafından Bizanslılardan ele geçirilmiştir. Ardından bölgeye Türk göçleri artmıştır. Ancak devam eden süreçte Türkler ve Bizanslılar arasında çatışmalar devam etmiştir. Bir çatışmada yanında iki arkadaşı ile birlikte Hasan Baba, yaralı olarak günümüzdeki piknik alanının bulunduğu yere çekilmişlerdir.
Rivayete göre, burada Hasan Baba, kılıcına yaslanmış ve kılıcın battığı yerde, günümüzde Hasan Baba suyu denen su kaynağı çıkmıştır. Hasan Baba ve arkadaşları, bir süre su kaynağında dinlenmişler ve ardından Bizanslıların ikinci saldırısına uğramışlardır. Üç kahraman burada şehit düşmüşlerdir. Arkadaşları, üç şehidi, bu bölgede toprağa gömmüşlerdir. Hıdırellez günlerinde Hasan Baba’nın mezarı ziyaret edilmektedir. Su kaynağı, yüzyıllar boyunca korunarak günümüze ulaşmıştır.
Hasan baba mesire yeri olarak isimlendirilen koruya: Yalova-Çınarcık karayolundan ayrılarak çıkılır. Termal ve Çınarcık ilçeleri arasında, Çınarcık sırtlarında 1967 yılında kurulmuştur. Çınarcık’a yaklaşık 4.5 km uzaklıktadır. Denizden 120 metre yükseklikteki bu tepe, her mevsim yeşil bitki örtüsü ile kaplıdır.
Yalova’da kalabalığın karmaşasından kaçanların, huzura kavuşabilecekleri bir mesire yeridir. Koru: ismini, Yalova’da söylenen efsanelerde adı geçen Hasan Baba adlı ermişten alır. Yaz aylarında küçük gezintilere çıkmak ve piknik yapmak için buraya gidebilirsiniz. Aşağısında uzanan ormanları ve sahili, tepeden seyredebilirsiniz, ziyaretçilere doyumsuz manzaralar sunar. Binlerce kişiyi (3000 kişi kapasitelidir) aynı anda ağırlayabilecek büyüklüktedir. Bir tane havuzlu, çok soğuk ve iyi kalite suyu vardır. Burada, geyik koruma alanı ve bir restoran bulunuyor.
ŞENKÖY KİLİSE KALINTISI
Çınarcık ilçesi Şenköy bölgesindedir. Denize karşı yüksek bir tepede kurulmuştur. Yapılan incelemede: denize uzanan engebeli bir arazi olduğundan, kilise olarak adlandırılan kalıntılar, denize doğru çıkıntı yapan uç kesimdedir. Günümüzde sadece batı duvarına ait bazı temel izleri görülmektedir. Mevcut duvarlardan kilisede tuğla, yerel taş ve horasan harcı kullanıldığı tespit edilmiştir. Bitki örtüsü yapının üzerine büyük ölçüde kaplamıştır. Harap durumdadır.
KORUKÖY FIRIN
İlçe merkezine bağlı Koruköy’dedir.
Tek katlı binadır. Ortada yarısı gömülü fırın ocağı bulunur. Ocağın üstünde hamur hazırlama yeri ve bu kısma çıkılan 5 basamaklı merdiven bulunur. Koridorun iki yanında, simetrik birer gözlü dükkan vardır. Çatı tamamen çökmüştür. Fırın ocağı ve koridor ve dükkan, tamamen molozlarla doludur. Arka tarafındaki yarı tuğla yarı taş kaplama duvar ortasından yıkılarak, binayı ikiye ayırmıştır. Bina yapıldığı dönemde, içten tamamen sıvalıdır. Dışta ise ön ve sağ yan cephe takoz işlemeli tuğla ve yine sıvalıdır. Fırın giriş cephesindeki basık tuğla kemer ortasından çatlamıştır. Bina virane halindedir.
TEŞVİKİYE ANTİK SU SİSTEMİ
Su sistemi: Güngörmezler mevkiinden, Kemertepe mevkiine kadar uzanan kanal ve kemerlerden oluşur. Başlangıç kısmı: kaya içindeki, doğal bir kovuğun, insan eliyle oyularak ve harçlı moloz taş duvar örgüsüyle şekillendirilerek oluşturulmuştur. Bu bölünden sonra Teşvikiye deresinin doğusunda bulunan tepelerin yamaçları boyunca yaklaşık Çınarcık Belediyesi sınırına kadar 7 km uzanır. Güney-kuzey doğrultusunda uzanan kanal, yaklaşık 150 metre kodundan, 50 metre koduna doğru, hafif bir eğimle alçalır. Üst kısmı tonozludur. Yüksekliği 1.80-2 metre ve genişliği 1-1.20 metredir.
Moloz taştan, kireç harcı kullanılarak yapılmıştır. Hat boyunca, havalandırma bacaları ve dinlendirme havuzları bulunur. Kanalın önemli kısmı, toprak altında olup, bazı bölümler yüzeyde ilerler. Kemertepe doğrultusunda, yaklaşık 200 metrelik bölümü izlenebilen “Akuadükt” kalıntısı vardır. Kemerlerin genişliği 5 metre, yüksekliği 5 metredir. Sadece 2-3 tanesi halen ayaktadır. Toplam 5-6 tane olduğu tahmin edilmektedir. Tuğla ve moloz taştan, almaşık teknikle yapılan kemerlerin üst bölümündeki su kanalı, halen iyi korunarak günümüze ulaşmıştır. Kemertepe’nin, kuzeydeki kıyı bölgesinde, bugün Paşalimanı olarak adlandırılan bölgedeki orta ve büyük ölçekli antik yerleşimin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı düşünülmektedir.
DELMECE YAYLASI
Teşvikiye beldesinden çıkılır. Sahile 17 km uzaklıktadır. Yaylada: orman arazisinde, meşe, kestane, ıhlamur ve çam ağaçları vardır. Yakınlarında, şifalı su olarak isimlendirilen bir su kaynağı vardır. Bu yaylada farklı parkurlarda doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.
ERİKLİ YAYLASI
Teşvikiye beldesinin 8 km yukarısındadır. Kamp ve doğa yürüyüşü yapılabilir. Özellikle Teşvikiye deresi üzerinde bulunan ikiz şelaleler ilgi çekmektedir ki, burası yürüyüş parkuru üzerindedir. Ayrıca, Erikli yaylasında irili ufaklı birçok şelale bulunmaktadır. Yürüyüş parkuru üzerinde kamp alanları bulunmaktadır.
Erikli Şelalesi
Erikli’de Erikli deresi üzerindedir. Erikli deresi, irili ufaklı birçok şelaleler oluşturarak akar. Bunlardan: Delmece yaylası yakınlarındaki en büyüğü Erikli Şelalesidir. Burada: kamp kurulabilir ve doğa yürüyüşü yapılabilir.
KORU BELDESİ
1924 yılına kadar buranın nüfusunun tamamı, yerleşik Rumlardan oluşuyordu. 1924 yılında yapılan mübadele sonucunda, Rumlar Yunanistan’ın Selanik şehrine gitmiş, Darama ilçesinde yaşayan Türkler ise buraya gelmişlerdir. Rumlar döneminde beldenin ismi, güzel orman anlamına gelen “Kuri” dir.
Türk nüfus bölgeye yerleşince ismi “Koru” oluştur. Beldede: Bizans imparatorluğu döneminden kalan Eudoskia sarayı, Deveboynu mevkii, liman bölgesinde olması nedeniyle iki liman bulunmaktadır. Buranın bir diğer önemli özelliği, kesme çiçekçiliğin merkezi olmasıdır.
Yalova şehir merkezi tanıtım ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.