Şehre ulaşmak için, Huanghua uluslar arası havaalanı kullanılmaktadır.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık ise, 45 dakikadır. Burada çalışan otobüsler ile, 16.5 yuan ödeyerek, şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Pekin şehrinden buraya ulaşım ise, yaklaşık 14 saat sürmektedir.
Burası: ünlü Çinli lider Mao’nun memleketidir. Başkan Mao: şehir merkezinin yaklaşık 130 km. uzağındaki Shaoshan köyünde doğmuştur.
Bu köy, günümüzde Çin halkı tarafından ,bir anıt yer haline getirilmiştir. Köyde, başkanın bir heykeli dikilmiş ve ayrıca yaşadığı evler korunmuştur.
Ev dışında, Mao’nun eşyalarının sergilendiği bir de “Mao Müzesi (Mao Zedong Tongzhi Jinianguan) ” bulunuyor.
Bu müzede, sergilenen eşyaların her yönden görülebilmesi için, özel bir ayna düzeneği kurulmuştur.
Birçok Çinli, anma günlerinde buraya gelip köyü ziyaret etmektedirler.
Batıda ve kuzeyde dağlık alanlar yoğunluktadır.
Hunan Eyaletinin bir şehridir. Nüfusu, yaklaşık 2.7 milyon kişidir. Burada yaşayan insanlar, yemek için fazla zaman harcamaktadırlar. Bunun sonucunda, bölge, ülkenin en önemli sekiz mutfağından biri haline gelmiştir.
Yiyecekler genellikle baharat katılarak yapılmaktadır. Restoranlarda veya sokaklarda yemek yemek mümkündür. Özellikle, buraya yolunuz düşerse, baharatlı karides yani “sisters rice” tatmalısınız. Alışveriş düşünürseniz: Wuyi Alışveriş Merkezini ziyaret etmelisiniz.
Bu yüzden: bir zamanlar buraya giden yığınlarca insanı ulaştırmak için, ülkenin en büyük ikinci tren garı, burada yapılmıştır. Tren garının devasa boyutlarını gördüğünüzde şaşıracaksınız, ancak, biraz önce söylediğim gibi, bir zamanlar buraya yoğun insan akımı yaşanmış ve hatta bu akım, 1970’li yıllara kadar devam etmiştir.
Ancak, Mao kültürünün yavaş yavaş etkisini kaybetmesiyle, bu şehir de, önemini kaybetmeye başlamıştır.
Şehir: Xiang nehrinin kıyısında kurulmuştur.
Nehrin içinde de, uzun ve ince bir ada var. Adanın ismi: Portakal (Juzizhou) adası. Çünkü: ada üzerinde, birçok portakal bahçesi var. Adaya gidebilirsiniz ve giderseniz özellikle, güneydeki pavyondan: ırmak, ırmaktaki kayıklar ve gemileri seyretmelisiniz.
Nehrin hemen karşı kıyısında: Yuelu Tepesi var. Burası: yaz sıcaklarında, insanların kaçıp sığındıkları bir ormanlık alandır. Hemen buranın girişinde: Lushan Tapınağı var. Tapınağın girişindeki Porsuk ağacının, yaklaşık 2000 yıllık olduğu söyleniyor. Ayrıca, tepenin zirvesindeki pavyondan ise, çevreninin muhteşem görüntüsünü izleyebilirsiniz.
Şehir bir de müze barındırıyor.
Hunan Eyalet Müzesi (Hunan Bowuguan) Müze: şehri ziyaret edenler tarafından ilgi çekiyor. Çünkü: Han hanedanı zamanından günümüze kalan: porselenler, lake eşyalar, ipekler, heykelcikler, müzik aletleri, ahşap sandukalar görülmeye değer. Bunların hepsi: Mawangdui bölgesindeki yer altı mezarlarından çıkarılmıştır.
Ama bu müzenin en değerli ve mutlaka görmenizi önereceğim objesi: bir mumya. Dai markisinin karısı Tohou’nun, ipek kumaşlara sarılmış, yaklaşık 2100 yıllık mumyası, inanın sizi hayrete düşürecek güzellik, zarafet ve muhteşemliktedir. Vücudu, hala: tam elastik ve cildi ise, ilk bulunduğundaki gibi nemli ve esnek. MÖ.180 yılında, 50 yaşında iken ölen kadının yüzündeki ifade, öldüğü zamanki durumunu aynen koruyor.
Evet, şehirdeki bir diğer ilgi çekici yer: Nakış Fabrikası. Burada: 2000 yıllık, Hunan el sanatı geleneği sürdürülüyor. Burada yapılan nakışlar, kullanılan teknikler nedeniyle “çift taraflı” olarak görülüyor.
Çünkü: fabrikada çalışan işçiler, genellikle: hayvanları, doğayı, kuşları ve çiçekleri konu aldıkları desenlerini: mikroskobik incelikteki ilmeklerle renkli ipeğe işliyorlar. Bunun sonucunda, söylediğim gibi, iki taraflı muhteşem nakış işlemeler ortaya çıkıyor. Yani, becerisi yüksek ve ifade tekniği canlı nakışlar ortaya çıkıyor.
Şehirde, son olarak gezmenizi önereceğim yer: Öğretmen Okulu (Diyishifan). Yapı: 1968 yılında yenilenmiş ve günümüzde, bir Avrupa manastırını andırıyor. Ancak, Çinli Lider Mao: 1913-1918 yılları arasında burada eğitim görmüş ve daha sonra da öğretmenlik ve müdürlük yapmış.
Bu yüzden, Kültür Devrimi boyunca büyük ziyaretçi akımına uğramış bir yer. Çin iç savaşında yıkılan ve sonra yeniden restore edilen burayı ziyaret ederseniz: Mao’nun ders gördüğü sınıfını ve uyumak için kullandığı cibinliğini ve diğer günlük kullanım gereçlerini görebilirsiniz.
Çince ismi: Pinyin. Kelime anlamı: Batılı Barış demektir.
Ülkenin en eski şehirlerinden biridir. Tarihi süreç içinde, Orta krallık bölümünde başkent olarak kullanılmıştır.
Hatta, o dönemlerde, dünyanın en büyük şehri olduğu düşünülmektedir.
İlk kuruluşu, MÖ.11.yüzyılda, Çu hanedanı zamanına denk gelmektedir.
Şehirdeki saraylarda yaşayan imparatorlar ve bunlara her türlü hizmetin en iyisini sunmak için yarışan: ressamlar, şairler, edebiyatçılar ve hatta aşçılar, şehirde muhteşem bir kültürün gelişmesine neden olmuşlardır. Şehir, aynı zamanda, tarihi ipek yolunun başlangıç noktasıdır. Bu nedenle de, birçok maceraperest, bu şehirde toplanmıştır. Tüm bunların yanında, şehir: özellikle: Tang, Han ve Qin hanedanlarının zengin kalıntılarını, günümüze kadar barındırmıştır.
Evet, günümüzde, şehir nüfusu 8 milyondan fazladır. Shaanxi eyaletinin başşehridir. Bölgede ılıman ve yarı kurak iklim hakimdir. Buraya gidecek olanlar için: ortalama sıcaklık değerlerinin aylara dağılımı: Ocak: 5, Şubat: 8, Mart: 14, Nisan: 21, Mayıs: 26, Haziran: 31, Temmuz: 32, Ağustos: 31, Eylül: 25, Ekim: 19, Kasım: 12, Aralık: 7. En yağışlı aylar ise, sırasıyla: Temmuz, Eylül, Ağustos.
Ayrıca: şehir modern binaları, fabrikaları ve şık bulvarları ile dikkati çekmektedir.
Şehir dışındaki, tarihi süreç içinde büyük stratejik öneme sahip olanlar, günümüzde buğday ve pamuk tarlalarına dönüştürülmüştür.
Xianyang Uluslar arası Havaalanı: ülkenin kuzeybatı bölümünün en büyük havaalanıdır. Alan, şehir merkezinin kuzeybatısındadır. Şehir, Expo 2011 Dünya Fuarına, ev sahibi olarak seçilmiştir.
Bu fuar nedeniyle, 2011 yılında şehre, yaklaşık 10 milyon ziyaretçi gelmesi bekleniyor. Ancak, şehrin asıl çekim konusu, mezarlar ve antik kalıntılardır. Bunlar nedeniyle, şehir, ülkenin en popüler turistik merkezlerinden biridir. Şehirde özellikle: Qin Shi Huang mezarı ve Terracotta ordusu kalıntıları görülmeye değerdir.
Şehirde elbette antik kalıntılar muhteşemlikleriyle insanları buraya çekiyor ama ülkenin diğer yerlerinde olduğu gibi, burada da alışveriş yapabilirsiniz. Şehirdeki alışverişlerinizde alabilecekleriniz şunlardır:
Yeşil Porselen:
Song hanedanı döneminden kalma yöntemlerle yapılan porselenlerden satın alabilirsiniz.
Lak Eşyalar:
Lak Lak ağacı reçinelerinden elde edilen doğal maddelerle yapılan objelerdir.
Şehrin dünyaca ünlü antik dönem kalıntılarının benzerleridir.
Jade Oyma:
Bunlar çaydanlık şeklinde, yeşim taşından oymadır.
Şehirdeki ana alışveriş merkezleri:
Dong Dajie, Nan Dajie ve Jiefang Lu bölgelerinde yerleşmişlerdir. Çan ve Davul kuleleri arasındaki Century Ginwa Alışveriş Merkezi, seçkin alışverişler için idealdir. Burada, dünyaca ünlü markaların (Dior, Givenchy, Lancome, Este Lauder gibi) ürünlerini bulup satın alabilirsiniz.
GEZİLECEK YERLER
Şehir merkezindeki birçok yere, yürüyerek kolayca ulaşabilirsiniz.
ŞEHİR SURLARI
İlk sur inşaatı: Chang hanedanı döneminde, MÖ.194 yılında yapılmıştır.
Şehir merkezi, surlarla çevrilidir ve muhteşem bir koruma sağlamaktadırlar. Duvarların uzunluğu: 25.7 km. ve tabanda kalınlığı 12-16 metredir. Mevcut yani bugün görülen duvarlar ise, 1370 yılında Ming hanedanı döneminde yapılmıştır.
Bunların uzunluğu, 14 kilometredir. Bunların yüksekliği: 12 metre ve kalınlıkları: 15-18 metredir. Yani, bu genişlik, iki at arabasının aynı anda karşılıklı geçebilecekleri boyuttadır.
Surlar, gözetleme kuleleri ve hendek: daha sonraki tarihi süreçte restore edilerek yenilenmiştir.
ÇAN KULESİ (ZHONGLOU-BELL TOWER )
Şehir merkezindedir. Şehrin sembollerinden biri olan kulenin en büyük özelliği, yapılırken hiç çivi kullanılmamış olmasıdır. 3 katlıdır. Çatısı, görülmeye değerdir. Kulede, Tang hanedanlığı döneminden kalma, bronz döküm bir çan bulunmaktadır. Kulenin yüksekliği: 40 metredir.
Kulenin yapımı hakkındaki efsanelere göre: Ming hanedanı döneminde, birçok deprem olur ve yörede, binlerce insan ölür ve yaralanır. Xi’an şehrinin merkezi boyunca akan büyük bir nehir bulunmaktadır.
Nehirde, bir ejderha, hareket edip aktifleştiğinde, deprem olduğuna inanılmaktadır. Bu nehir içindeki ejderhanın dizginlenmesi ve depremlerin bitmesi için: Bell Tower kulesinin yapımına başlanır ve 5000 ustanın çalışması sonucu kule bitirilir.
Evet, günümüzde, kulenin çevresinde: alışveriş ve eğlence merkezi bulunmaktadır.
DAVUL KULESİ (GULOU- DRUM TOWER )
Şehir merkezindedir. Bu kule: 1380 yılında: Ming hanedanı döneminde yapılmıştır. Binada bulunan büyük davul nedeniyle bu ismi almıştır. Kulenin 2. katında, çok büyük bir davul görülüyor. Ancak, ziyaretçilerin bu davula dokunması yasaktır.
Zaten davul kulesi içinde, geçmişi binlerce yıl geriye dayanan bazı davul çeşitleri sergileniyor. Yani, bir davul müzesi var. Sergilenen bu davullara dokunmak yasak ama kulenin hemen girişindeki küçük davul da, ziyaretçilerin resim çektirmesine izin veriliyor.
Burada, ayrıca: Tang hanedanı döneminde, savaşçılar, çeşitli gösteriler düzenliyorlarmış. Günümüzde de, turistik amaçlı bir kısım davul gösterileri düzenleniyor. Ayrıca, burada her gün, gün doğumunda: 21 kez, davula vuruluyor ve güneş batarken, 21 kere çan çalınıyor.
Bunu gördüğümde, hani bir ülkeye, başka bir ülkenin Cumhurbaşkanı geldiğinde, 21 pare yani kere, top atışı alışkanlığı var ya, buradan mı geliyor? Bilemiyorum, ama niye olmasın?
BÜYÜK CAMİ (DAQİNGZHENSİ)
Ülkenin en büyük camisidir. Davul kulesinin hemen yanındadır.
Buranın yapılış tarihi, 742 yılıdır. Çin mimarisi özelliklerini taşıyan yapı, aslında büyük bir blok yani külliye gibi yapılmıştır. Buradaki blokta: caminin yanında, pavyonlar, ibadethaneler, bahçeler var.
Caminin minaresi: 3 şerefeli olarak görülüyor. Cami günümüzde de ibadete açıktır ve kapasitesi, 1000 kişiliktir. Tarihi süreç içinde ise, İpek yolu yolcusu Müslümanlar tarafından kullanılmıştır. Günümüzde de ibadete açıktır.
SHANANXİ TARİH MÜZESİ (SHAANXİ LİSHİ BOWUGUAN)
Müze binası: şehrin kuzeybatısında, Tang hanedanından kalma bir binadadır. Çin ülkesinin ilk modern devlet müzelerinden biridir.
Müzede sergilenenler ise: özellikle: Tang, Han ve Qin hanedanları dönemlerinden kalmıştır. Bunlar arasında mutlaka görmenizi önereceklerim: muhteşem güzel ve üç renkli seramikler, Shang döneminden kalma bronz kaplar. Bunların toplamının ise, 300.000 civarında olduğu söyleniyor.
Müzede görmenizi önereceğim diğer objeler:
Lantina Man: Çin ülkesinin kuzeybatısında bulunmuştur. İnsanlık tarihinin atası sayılabilecek konumda eskidir. Pekin adamı olarak isimlendirilmektedir. Büyük olasılıkla, günümüzden 1.7 milyon yıl önce yaşadığı düşünülmektedir. Burada, kafatası ve çene kemiği görebilirsiniz.
Müze, 11.yüzyılda yapılmış, bir Konfiçyus tapınağında bulunuyor.
Müzede sergilenen eserler ise: Konfüçyus döneminden kalma belgeler ve eserlerdir. Özellikle: 837 yılından kalma, taş yazıtlar ilgi çekiyor. Bunlar, Çin kültürünün taşa kazınmış eserleri olarak önem kazanıyor.
Çok sayıdaki taş siteller: 1992 yılında toparlanmış ve 3000 tane: hat, resim ve tarihsel eser olarak düzenlenerek, 7 sergi salonunda sergilenmektedir. Ülkenin en büyük sitel koleksiyonudur. Sergilenenlerin büyük çoğunluğu, Tank hanedanı döneminden kalmadır.
Sitellerin mürekkep baskılı benzerlerinin satışları yapılıyor, arzu ederseniz satın alabilirsiniz. Bu siteller arasında en öne çıkanları: 18.yüzyıla ait, Yangtze nehri taşkın kontrolü projesi, bambu ormanı gibi görünen ancak yaprak ve dallardan oluşan bir şiir formu.
BÜYÜK YABAN KAZI PAGODASI-KULESİ (DAYANTA-DEV WILD GOOSE PAGODA )
Şehir merkezinin güneyindeki kırsal alandadır.
652 yılında, 54 metre yüksekliğinde, Tang hanedanı döneminde yapılmıştır. Yapılış amacı: şehrin en ünlü bilgesi olan Xuanzang’ın, Hindistan’dan getirdiği Budacı metinlerin korunmasıdır. Evet, günümüzde görülen kule: 7 katlıdır. Tuğladan yapılmıştır.
Ancak, 5 yıl sonra bilinmeyen bir nedenden çökmüş ve 704 yılında ise yeniden inşa edilmiştir. 1556 yılında yaşanan büyük bir deprem sonucu, yapı yeniden ağır hasar görmüştür. Restore edildiğinde ise, günümüzde görüldüğü şekline, yani 3 kata düşürülmüştür.
Batıya doğru eğilmiştir. Son olarak, 1964 yılında yenilenmiştir. Günümüzdeki yüksekliği: 64 metredir ve üst bölümünden şehir manzarası muhteşem güzel görünmektedir. Keşiş Xuanzang’ın heykeli ise, tapınak alanının önünde durmaktadır.
KÜÇÜK YABAN KAZI PAGODASI-KULESİ (XİANOYANTA-KÜÇÜK WILD GOOSE PAGODA)
652 yılında yapılmıştır. Yapıldığında 15 katlı; 45 metre yüksekliktedir. Pagodanın yapılış amacı: Tang imparatoru Gaozong öldüğünde, oğlu imparator Zhongzong tarafından, babası onuruna, bir Budist tapınak olarak ve tapınakta görevlendirilen 200 rahibin ikametgahı olarak yaptırılmıştır.
704 yılında restore edilmiştir.
1556 yılındaki depremde, diğer pagoda kadar büyük hasar görmemiştir. Ancak, yükseklik 43 metreye inmiştir.
Günümüzde, kule 13 katlı olarak görülmektedir.
BANPO KÖYÜ MÜZESİ (BANPO BOWUGUAN)
Bölgenin en eski arkeolojik kalıntıları, Banpo köyündeki bu müzede sergilenmektedir. Köy: şehir merkezinin 10 km. doğusundadır.
1953 yılında, buradaki boş alanlara, bir fabrika kurulması sırasında bulunmuştur.
Köy: günümüzden 6700 yıl önce yerleşime açılmıştır. Muhtemelen 5-6 hektarlık bir alanda, çevresinde bir savunma hendeğiyle çevrili, 5-6 metre genişliğinde bir yerde kurulmuştur.
Evler, çamurdan ve çatılar sazdan ve eğimli yapılmıştır. Ahşap direklerle desteklenmiştir. Ortak mezar alanları bulunmaktadır. Hendek dışında, çanak-çömlek fırınları bulunmaktadır.
Biraz önce söylediğim gibi, burası 1953 yılında bulunmuş ve 1954-1957 yılları arasında, yaklaşık 50.000 metrekarelik alanda araştırma yapılmıştır.
Gelelim buradaki gezinize. Önce, araçtan inince, bir merdivenden çıkıyorsunuz ve sonra: yürüyüş yollarını izleyerek, fırınların-ambarların-evlerin arasından geçerek, mezarların bulunduğu yere varıyorsunuz. Burada, yani müzede: toprak kaplar, baltalar ve günlük kullanılan seramik eşyalar ve buradaki kazılarda ortaya çıkarılan çeşitli kalıntılar sergileniyor.
TOPRAK SAVAŞÇILAR VE ATLARI MÜZESİ (QİNSHİHUANG BİNGMAYONG BOWUGUAN)
İşte benim Çin ülkesi gezisinde en merak ettiğim ve büyük bir keyifle gezdiğim yer burasıdır. Çin ülkesinin en değerli arkeolojik kalıntılarıdır. Şehir merkezinin yaklaşık 30 km. doğusundadır. 1974 yılında, açık arazide kuyu kazan köylüler tarafından tesadüfen keşfedilmiştir.
Burada: ilk Qin hanedanı imparatoru olan Qinshi Huangdi’nin mezarı var. Mezar yapısı: yaklaşık 50 metre yüksekliğindeki bir höyüğün altında bulunuyor. Ancak, bir söylentiye göre, imparator çeşitli batıl inançları nedeniyle, gerçek mezarını başka yere yaptırmış ve buradaki büyük mezarlık bir aldatmacadır.
Ancak, tüm bunların araştırılması için: günümüzde bölgede yerleşik durumdaki birçok köy ve fabrikanın altının kazılması gerektiği de, arkeologların yorumlarından biridir.
Mezarın bulunduğu yerin, yaklaşık 1.5 km. batısında ise, binlerce toprak askerlerin bulunduğu bölüm var. Bunlar: piyadeler, okçular, subaylar ve atlardan oluşan sembolik bir ordu şeklinde ve savaş düzeninde yerleştirilmişlerdir. Bunların da içinde bulunduğu mezar yapısı ise, ilk imparator ölmeden önce, binlerce işçinin büyük çabaları ile yapılmıştır.
Hatta, bu muhteşem mezarın yapımında emeği geçen işçi ve ustaların büyük bölümünün, imparatorun ölümü üzerine, aynı yere canlı canlı gömüldükleri söyleniyor.
Müze, 3 bölüme ayrılmıştır. No.1 Pit, No 2 Pit ve No.3 Pit. 16.300 m.karelik bir alanı kapsamaktadır.
1 Numaralı bölüm:
En büyük olanıdır. 1979 yılında, Çin Ulusal Gününde ilk kez halka açılmıştır. Arkada savaş arabaları ve önde askerler bulunmaktadır.
2 Numaralı bölüm:
1976 yılında bulunmuştur, 1 numaralı bölümün 20 metre kuzeydoğusundadır. Burada: 1000 savaşçı ve ahsap 90 savaş arabası görülüyor. Bu bölüm: 1994 yılında halkın ziyaretine açılmıştır.
3 Numaralı bölüm:
1 Numaralı çukurun, 25 metre kuzeybatısındadır. 1976 yılında bulunmuştur. Silahlı Kuvvetlerin komuta merkezi olarak görünmektedir. Burada, 68 savaşçı, bir savaş arabası ve 4 atı görülmektedir. 1989 yılında halkın ziyaretine açılmıştır.
Her üç bölümden, toplam 7000 den fazla çanak-çömlek-asker-atlar-savaş arabaları ve hatta silahlar çıkarılmıştır. Bu muhteşem buluntular, 1987 yılında, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Müzeye giriş ücreti: 110 yuandır. Müzenin açık bulunduğu saatler ise: 08.30-17.30 arasındadır. Müzeyi tam olarak gezebilmeniz için, buraya en az 3 saat ayırmanızı öneririm.
1.Nolu Mezar Bölümü
Burada, uçak hangarları gibi, muhteşem geniş bir yapı inşa edilmiştir. Çünkü: toprak askerler ve atların açık havanın olumsuz etkilerinden korunması gerekmektedir. Kenardaki yürüyüş yolundan yürürken: yaklaşık 6000 civarındaki heykelin, orijinal yerlerindeki savaş düzenini görebiliyorsunuz.
Ama, en ilginç olanı, her bir savaşçının, gerek yüz ifadesini ve gerekse başlığının, sakalının, bıyığının, kılık-kıyafetinin birbirinden farklı olmasıdır. At heykelleri bile, birbirinden farklı olarak yapılmıştır.
Bu bölümün hemen girişindeki küçük müzede görebilecekleriniz ise: yine bazı savaşçılar ve at figürleri ve gerçek boyutunun yarısı büyüklüğündeki iki bronz savaş arabası.
2.Nolu Mezar Bölümü
Burası, 1974 yılında bulunmuştur. Buradaki kazılar, günümüzde de sürdürülmektedir. Burada görülebilenler: 89 savaş arabasını çeken 356 at, 116 binek atı ve 900 asker heykelidir. Aslında, mezar alanlarındaki tüm heykellerde: bazı renkler kullanılmıştır. Ancak, günümüzde yanlızca burada bulunan 2 okçu heykelinde, yapımda kullanılan parlak renkler varlığını muhafaza etmektedir.
3.Nolu Mezar Bölümü
Burada, savaş kıyafetleri giymiş ve komutan düzeyindeki 68 heykel bulunmaktadır. Bunların komuta heyeti olduğu söyleniyor.
HUAQİNG KAPLICALARI (LİSHAN)
Toprak savaşçıların bulunduğu bölüme yakın, turistler tarafından yine çok ziyaret edilen yerlerden biridir. Burada, tarihi ve doğal güzellikler bir arada bulunuyor. Siyah At Dağı (Lishan) eteklerinde bulunan bu cennet gibi güzel yer: özellikle zengin ve mineralli su kaynaklarıyla önem kazanıyor.
Bunların, MÖ.8. yüzyıldan beri bilindiği ve kullanıldığı söyleniyor. Özellikle, Çinli imparatorların kullanımı için, burada birçok yüzme havuzları, bahçeler ve pavyonlar yapılmıştır.
Ama, burayı ziyaret edenlerin yoğun olarak ilgisini çeken kalıntı: muhtemelen 710’lu yıllardan günümüze kalan, Çinli imparator Xuanzong’un cariyesi Yang Guifei’nin kullandığı küvettir. Bu küvet: gayet büyük, oval ve zemini mozaiklerle süslenmiştir.
Ülkenin güzellik sembolü olan bu kadın nedeniyle, kullandığı küvet günümüzde de ilgi çekmektedir. Çünkü, bu küvette yıkanan kadınların, en az 10-15 yaş gençleştiğine inanılmaktadır. Bu tabii bir inanış, elbette küvette yıkanma gibi bir imkan yok.
QİNSHİLİ MEZARLARI
Şehir merkezinden, 40 km. uzaklıkta bulunmaktadır.
Şehir çevresinde: tarih öncesi dönemlerden günümüze ulaşan ve altında gerek imparatorluk mensupları ve gerekse saray soylularının mezarları olan birçok höyük olduğu söyleniyor. Bunların, birçoğu günümüze kadar olan süreçte kazılamamış, çünkü: üzerlerinde ve yakın çevrelerinde, yerleşimler var.
Ancak: şehir merkezinin yaklaşık 80 km. kuzeyinde, Tang hanedanının mezarlığı bulunuyor. Bu mezarda bulunan kalıntılar ise, Çin kültürünün geçmişi hakkında, muhteşem bilgiler vermektedir. Buradaki mezarlarda yapacağınız gezide görebileceklerinizin başında: mükemmel duvar resimleri geliyor.
Prens Zhanghuai Mezarı
Prens, 684 yılında ölmüştür. Bu mezarın duvarlarındaki süsleme fresklerde: saraydaki genç bir cariyenin, gökyüzünde özgürce uçan bir kuşa olan özlemli bakışı muhteşem bir duygu ile betimlenmiştir.
Prens Yong Tai Mezarı
Bu prens: 701 yılında, 17 yaşında iken ölmüştür. Bu mezarın duvarındaki fresklerde ise: prense hizmet etmek için bekleyen nedimeler, ayrıntılı olarak resmedilmiştir.
İmparator Gaozong ve imparatoriçe Wu Zetian Mezarı
Gaozong, Tang imparatorudur. Hırslı eşi Wu ise, 691 yılında imparatoriçe unvanını almıştır. Bu mezara giden yol üzerinde ilerlerken: çeşitli hayvanların, kuşların ve generallerin taş heykelleri görülüyor. Ancak, bu taş heykellerin kafaları yok, söylenenlere göre, yörede yaşayan köylüler tarafından bir zamanlar kırılarak yok edilmiştir.
İMPARATOR QİN SHİ HUANG MEZARI
Bu imparator: MÖ.247-221 yılları arasında imparatorluk yapmış ve MÖ.210 yılında ölmüştür. Resmi adı: İlk imparator olarak anılmaktadır.
Çin ülkesinin birliğinin kurulmasından sonra, bir dizi siyasi ve ekonomik reform yaparak, ülkeye önemli hizmetlerde bulundu. Çin seddi bölümünde de önemli projeler üstlendi.
Bu imparatorun en ilgi çeken yönü: yaşamı boyunca, ölüm korkuları sonucu, yaşam iksiri aramasıdır. Ölümsüzlüğe ulaşmak için; 3 kez, Zhifu adasını ziyaret etmiştir. Bu adadaki Penglai dağının, kutsallığına inanılmaktadır.
Bu seyahatler sırasında imparator, söylenenlere göre, 1000 yaşındaki sihirbaz Huang ile tanışmıştır. Derken, yine söylenenlere göre, MÖ.211 yılında, gökyüzünden büyük bir meteor, Dongjun bölgesine düşer.
Kahinler ise, bu sırada: “ilk imparator ölecek ve onun toprakları bölünecektir” şeklinde kehanette bulunurlar. Ancak, imparator, bu kehaneti araştırmak için adamlarını gönderdiğinde, hiçbir kahin bunu kabul etmez ve bunun üzerine hepsi idam edilir.
10 Eylül 210 yılında ise, imparator, Doğu Çin bölgesine yaptığı bir gezi sırasında ölür. Ölüm nedeni olarak: bilim adamları ve doktorlar tarafından kendisine verilen ölümsüzlük hapları olduğu söylenir. Ancak, ayaklanma çıkabileceği düşünülerek, imparatorun ölümü uzun süre, halktan saklanır.
Günümüzde: mezarı, Terracota ordusu tarafından korunmaktadır. Mezarı içinde, yanmış çok sayıda kitap ve bazı bilim adamları canlı canlı gömülmüştür.
İmparatorun mezarının yapımı konusunda: Çin tarihçisi Sima tarafından söylenenlere göre, 100 yıl boyunca, yaklaşık 700.000 erkek çalışmıştır. Ancak, İngiliz tarihçi John Man’a göre: bu rakamın abartılı olduğu ve mezarın iki yıl içinde, 16.000 erkek tarafından yapıldığı yazılmıştır.
Ancak, her iki yorum yapıldığında, kil asker heykelleri bulunmamıştı. Heykeller: 29 Mart 1974 tarihinde, kuyu kazmaya çalışan çiftçiler tarafından tesadüfen bulunmuştur.
Evet; yazılı kaynaklardaki gerçek bilgilere göre: imparator daha genç bir kral iken, ilk projelerinden biri olan kendi mezarını yaptırmak için, MÖ.215 yılında: 300.000 erkek çalışmaya başlamıştır. Hatta, bazı kaynaklara göre, mezarın yapımında: 720.000 işçi çalıştığı söyleniyor.
FAMEN TAPINAĞI
Şehir merkezi dışında, Famen kasabasındadır. Şehir merkezine uzaklık, 120 km.dir.
Tapınak içindeki pagoda: tapınak atası olarak kabul edilmektedir.
Tapınakın yapım zamanı, net olarak bilinmese de: Kuzey Zhou Hanedanı zamanında, imparator Huan ve imparator Ling dönemlerinde, bu tapınağın bulunduğu bilinmektedir. Ancak, takip eden dönemde, imparator Wu döneminde, tapınak tamamen yok edilir.
Sui hanedanı döneminde ise, tapınak yeniden kurulur. Tang hanedanı döneminde ise, tapınak için rahat ve huzurlu günler yaşanır. 660 yılına gelindiğinde ise, 4 katlı, köşk gibi pagoda ortaya çıkar. 710 yılına gelindiğinde ise, tapınak “Büyük İmparatorluk Carefree Kral Tapınağı” adını alır.
Mayıs 2009 tarihinde ise, Çin hükümeti, Famen Tapınağına ek olarak, çok daha büyük bir kompleksin yapımına girişir. 148 dönümlük bu kompleks; Famen Temple Kültür Scenic Area” olarak isimlendirilir.
Kompleks içindeki müzede: Budanın emanetleri sergilenmektedir. Özellikle, 4 emanet ilgi çekiyor. Bunlardan, 2 tanesi, beyaz yeşimden yapılmıştır. Diğer bir emanet: Budanın parmak kemiğidir. İnce ipeklere sarılmış parmak kemiği: 8 kutu içine konulmuştur. Dış kutu sandal ağacından yapılmış olmasına rağmen, diğer kutular küçüldükçe altın-gümüş ve yeşimden yapılmıştır.
Bu emanetler nedeniyle, burası Budist bir hac yeri haline gelmiştir.