Şanlıurfa ilinin, Viranşehir üzerinden ulaşılan, Akçakale ilçesi gibi Suriye ile sınır kapısı bulunan ilçesidir.
Hatta: ilçe topraklarının sınır çizilmesiyle ikiye bölündüğü, ülkemiz tarafında kalan topraklara “Ceylanpınar” denildiği, Suriye tarafında kalan ilçeye ise “Ra’s Al Ayn” ismi verildiği bilinir.
Evet, burada tarihi ve turistik özellikleri olan herhangi bir yer ve etkinlik bulunmuyor. Yani, gezmek için buraya gitmek gerekmiyor. Burada: herhangi bir turistik etkinlik yok.
ULAŞIM
Ceylanpınar, bağlı bulunduğu Şanlıurfa il merkezine 141 km. uzaklıktadır. Buraya: Viranşehir üzerinden ulaşılır ve başkaca bir ulaşım yolu bulunmamaktadır. Ama bu yol, dümdüz olması, hiç viraj bulunmamasıyla önem kazanır.
Ceylanpınar ile Viranşehir arasındaki uzaklık: 50 km. Ceylanpınar ile Kızıltepe arasındaki uzaklık: 70 km. İlçe merkezini, doğudan Mardin şehrine ve batıdan Gaziantep şehrine bağlayan demiryolu mevcuttur.
TARİH
MÖ.14’ncü yüzyılda Mitanni krallığına bağlı olan yöre, daha sonra Asurlular tarafından ele geçirilir. Bu dönemde, yörenin ismi “Riş Ayna” yani Süryanice “Reş Ayna” olarak bilinmektedir. Bu isim, sonraki dönemlerde, Arapçaya “Ra’s el-Ayn” yani “Kaynakbaşı” olarak geçer ve günümüze kadar gelir.
Evet, bölge: 639 yılında Şam orduları tarafından ele geçirilir. 959 yılında ise, bu kez Bizans imparatoru I. Ioannes yağma ve talan ederek bölgeyi alır.
1394 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Suriye seferine giden Moğol imparatoru Timur, burayı yağma ve talan eder.
1921 yılında ise, Türkiye-Suriye sınırı çizilirken, bölgedeki ceylanların çokluğu nedeniyle, yöreye “Ceylanpınar” ismi verilmiştir.
1981 yılına gelindiğinde, yöre ilçe olur. Ceylanpınar ismi: Habur çayı ve kaynak başına, su içmeye gelen ceylanlardan alınmıştır.
Buranın tarihi geçmişinde ilginç bir olay var. 1980’yi yıllarda, Rusya, Afganistan’ı işgal edince, bir kısım Afgan vatandaşı ülkemize sığınır. Bunlar için, Ceylanpınar ilçesi girişinde “Evrenpaşa” isimli bir köy kurulur.
Bu köyde, kendilerine verilen topraklarda: tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan bu Afgan kökenli vatandaşlar, günümüzde de ilginç görünümleriyle dikkat çekerler. Evrenpaşa köyü, hemen ilçe girişinde sağ taraftadır.
GENEL
Ceylanpınar bölgesinin topraklarının, yaklaşık % 90’lık bölümü tarıma elverişlidir. Yörede, derin su kuyularının açılmasıyla, sulu tarım olanakları artmış ve tarımsal verim yükselmiştir.
İlçe sınırları içindeki toprakların büyük kısmı: Tarım İşletmelerine aittir.
Ceylanpınar Tarım İşletmeleri: yaklaşık 50 yıldır, bölgede yaptığı yatırımlar, bilgi ve deneyim ile, tam bir tarımsal üretim merkezi haline gelmiştir. Tarımsal alanda, özellikle: buğday, mercimek, pamuk, mısır, yonca, tohumluk fığ, nohut ve bahçe kültür bitkileri üretilmektedir.
Tarımsal anlamda: Siirt yöresinde yetiştirilen Antep fıstığı üretimi yaygındır.
Hayvancılıkta ise: sığırcılık, koyunculuk ve ceylan besiciliği yapılmaktadır.
Özellikle, nesli tükenmekte olan ceylanlar koruma altına alınarak, sayılarında artış sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bölgede: Akdeniz iklimi ve güneydeki çöl ikliminin karasal etkileri hakim olup, buna bağlı olarak yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise serin geçer.
Özellikle: Atatürk Barajının faaliyete geçmesiyle, yörede nem oranında artış olmuş, gece ve gündüz sıcaklık farkları yükselmiştir.
Evet, Ceylanpınar, ülkemizin en sıcak yerlerinin başında gelmektedir.
CEYLANPINAR ÇİFTLİĞİ
1.7 milyon dekarlık büyüklüğü ile, dünyanın en büyük çiftliklerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Arazinin boyutlarını anlayabilmek için, şöyle söylenebilir. Uzunluk: 60 km. ve genişlik 30 km. olan bir dikdörtgen veya İstanbul ilinin tümünün üçte biri de denilebilir. Ancak, bu arazinin bir kısmı günümüzde mayın kaplıdır.
1937 yılında Atatürk eliyle kurulan bu çiftlik yani Devlet Üretme Çiftliği: gerek demir yolunun bulunması ve gerekse yöre insanının buradaki iş gücüne katkısı nedeniyle, çiftlik bölgenin gelişiminde büyük etkinlik göstermiştir.
Özellikle: 1943 yılına gelindiğinde: daha sonra Devlet Üretme Çiftliği adını alan kurum: biraz önce de belirttiğim gibi, Ceylanpınar yöresinin gelişimini sağlamıştır.
Yöre topraklarının büyük kısmı çiftlik idaresine aittir. Bunun sonucunda: gerekli bilgi ve deneyimle bu topraklar üzerinde yoğun tarım üretimi yapılmaktadır.
Ayrıca, hayvancılık ta yapılmakta olup, özellikle nesli tükenmekte olan ceylanların üretimi ve sayılarının arttırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülmektedir.
Adını işletmeye veren ceylan neslinin tükenmemesi için, ilk olarak 1978 yılında ceylan üretimine başlanmış ve günümüzde 1500 çift ceylan yaşamaktadır.
Ülke içinde, ceylan üretimi yapmak isteyenlere, buradan erkek ve dişi ceylan satışı yapılmaktadır.
İlçe topraklarının büyük kısmının çiftlik idaresine ait olması nedeniyle, bu durum yöredeki insanlar için iş olanakları yaratırken, öte yandan köylerin sayısının az olmasına neden olmuştur.
Yöre halkının büyük bölümü: Tarım işletmelerinde daimi ve geçici işçi olarak çalışmaktadırlar.
Ceylanpınar ile ilgili, ilginç bir not sunmak istiyorum.
1921 yılında Ankara Antlaşması ile Türkiye-Suriye sınırı çizilirken: ceylanlar ülkemiz tarafında, pınar ise Suriye tarafında kalır.
Ceylanlar, uzaktan hep pınara bakarlar. Daha sonra, ülkemizdeki bölümde de ceylanlar için bir pınar yapılır ama, onlar, hep eski pınara bağlılıklarını devam ettirirler ve oraya bakmayı sürdürürler.
CEYLANPINAR MESLEK YÜKSEK OKULU
Harran Üniversitesine bağlı olarak kurulan Meslek Yüksek Okulunda: bilgisayar, muhasebe ve ziraat branşlarında eğitim verilmektedir.