Şanlıurfa ilinin, Viranşehir üzerinden ulaşılan, Akçakale ilçesi gibi Suriye ile sınır kapısı bulunan ilçesidir.
Hatta: ilçe topraklarının sınır çizilmesiyle ikiye bölündüğü, ülkemiz tarafında kalan topraklara “Ceylanpınar” denildiği, Suriye tarafında kalan ilçeye ise “Ra’s Al Ayn” ismi verildiği bilinir.
Evet, burada tarihi ve turistik özellikleri olan herhangi bir yer ve etkinlik bulunmuyor. Yani, gezmek için buraya gitmek gerekmiyor. Burada: herhangi bir turistik etkinlik yok.
ULAŞIM
Ceylanpınar, bağlı bulunduğu Şanlıurfa il merkezine 141 km. uzaklıktadır. Buraya: Viranşehir üzerinden ulaşılır ve başkaca bir ulaşım yolu bulunmamaktadır. Ama bu yol, dümdüz olması, hiç viraj bulunmamasıyla önem kazanır.
Ceylanpınar ile Viranşehir arasındaki uzaklık: 50 km. Ceylanpınar ile Kızıltepe arasındaki uzaklık: 70 km. İlçe merkezini, doğudan Mardin şehrine ve batıdan Gaziantep şehrine bağlayan demiryolu mevcuttur.
TARİH
MÖ.14’ncü yüzyılda Mitanni krallığına bağlı olan yöre, daha sonra Asurlular tarafından ele geçirilir. Bu dönemde, yörenin ismi “Riş Ayna” yani Süryanice “Reş Ayna” olarak bilinmektedir. Bu isim, sonraki dönemlerde, Arapçaya “Ra’s el-Ayn” yani “Kaynakbaşı” olarak geçer ve günümüze kadar gelir.
Evet, bölge: 639 yılında Şam orduları tarafından ele geçirilir. 959 yılında ise, bu kez Bizans imparatoru I. Ioannes yağma ve talan ederek bölgeyi alır.
1394 yılına gelindiğinde ise, bu kez, Suriye seferine giden Moğol imparatoru Timur, burayı yağma ve talan eder.
1921 yılında ise, Türkiye-Suriye sınırı çizilirken, bölgedeki ceylanların çokluğu nedeniyle, yöreye “Ceylanpınar” ismi verilmiştir.
1981 yılına gelindiğinde, yöre ilçe olur. Ceylanpınar ismi: Habur çayı ve kaynak başına, su içmeye gelen ceylanlardan alınmıştır.
Buranın tarihi geçmişinde ilginç bir olay var. 1980’yi yıllarda, Rusya, Afganistan’ı işgal edince, bir kısım Afgan vatandaşı ülkemize sığınır. Bunlar için, Ceylanpınar ilçesi girişinde “Evrenpaşa” isimli bir köy kurulur.
Bu köyde, kendilerine verilen topraklarda: tarım ve hayvancılık yaparak geçimlerini sağlayan bu Afgan kökenli vatandaşlar, günümüzde de ilginç görünümleriyle dikkat çekerler. Evrenpaşa köyü, hemen ilçe girişinde sağ taraftadır.
GENEL
Ceylanpınar bölgesinin topraklarının, yaklaşık % 90’lık bölümü tarıma elverişlidir. Yörede, derin su kuyularının açılmasıyla, sulu tarım olanakları artmış ve tarımsal verim yükselmiştir.
İlçe sınırları içindeki toprakların büyük kısmı: Tarım İşletmelerine aittir.
Ceylanpınar Tarım İşletmeleri: yaklaşık 50 yıldır, bölgede yaptığı yatırımlar, bilgi ve deneyim ile, tam bir tarımsal üretim merkezi haline gelmiştir. Tarımsal alanda, özellikle: buğday, mercimek, pamuk, mısır, yonca, tohumluk fığ, nohut ve bahçe kültür bitkileri üretilmektedir.
Tarımsal anlamda: Siirt yöresinde yetiştirilen Antep fıstığı üretimi yaygındır.
Hayvancılıkta ise: sığırcılık, koyunculuk ve ceylan besiciliği yapılmaktadır.
Özellikle, nesli tükenmekte olan ceylanlar koruma altına alınarak, sayılarında artış sağlanmaya çalışılmaktadır.
Bölgede: Akdeniz iklimi ve güneydeki çöl ikliminin karasal etkileri hakim olup, buna bağlı olarak yazları çok sıcak ve kurak, kışları ise serin geçer.
Özellikle: Atatürk Barajının faaliyete geçmesiyle, yörede nem oranında artış olmuş, gece ve gündüz sıcaklık farkları yükselmiştir.
Evet, Ceylanpınar, ülkemizin en sıcak yerlerinin başında gelmektedir.
CEYLANPINAR ÇİFTLİĞİ
1.7 milyon dekarlık büyüklüğü ile, dünyanın en büyük çiftliklerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Arazinin boyutlarını anlayabilmek için, şöyle söylenebilir. Uzunluk: 60 km. ve genişlik 30 km. olan bir dikdörtgen veya İstanbul ilinin tümünün üçte biri de denilebilir. Ancak, bu arazinin bir kısmı günümüzde mayın kaplıdır.
1937 yılında Atatürk eliyle kurulan bu çiftlik yani Devlet Üretme Çiftliği: gerek demir yolunun bulunması ve gerekse yöre insanının buradaki iş gücüne katkısı nedeniyle, çiftlik bölgenin gelişiminde büyük etkinlik göstermiştir.
Özellikle: 1943 yılına gelindiğinde: daha sonra Devlet Üretme Çiftliği adını alan kurum: biraz önce de belirttiğim gibi, Ceylanpınar yöresinin gelişimini sağlamıştır.
Yöre topraklarının büyük kısmı çiftlik idaresine aittir. Bunun sonucunda: gerekli bilgi ve deneyimle bu topraklar üzerinde yoğun tarım üretimi yapılmaktadır.
Ayrıca, hayvancılık ta yapılmakta olup, özellikle nesli tükenmekte olan ceylanların üretimi ve sayılarının arttırılmasına yönelik faaliyetler sürdürülmektedir.
Adını işletmeye veren ceylan neslinin tükenmemesi için, ilk olarak 1978 yılında ceylan üretimine başlanmış ve günümüzde 1500 çift ceylan yaşamaktadır.
Ülke içinde, ceylan üretimi yapmak isteyenlere, buradan erkek ve dişi ceylan satışı yapılmaktadır.
İlçe topraklarının büyük kısmının çiftlik idaresine ait olması nedeniyle, bu durum yöredeki insanlar için iş olanakları yaratırken, öte yandan köylerin sayısının az olmasına neden olmuştur.
Yöre halkının büyük bölümü: Tarım işletmelerinde daimi ve geçici işçi olarak çalışmaktadırlar.
Ceylanpınar ile ilgili, ilginç bir not sunmak istiyorum.
1921 yılında Ankara Antlaşması ile Türkiye-Suriye sınırı çizilirken: ceylanlar ülkemiz tarafında, pınar ise Suriye tarafında kalır.
Ceylanlar, uzaktan hep pınara bakarlar. Daha sonra, ülkemizdeki bölümde de ceylanlar için bir pınar yapılır ama, onlar, hep eski pınara bağlılıklarını devam ettirirler ve oraya bakmayı sürdürürler.
CEYLANPINAR MESLEK YÜKSEK OKULU
Harran Üniversitesine bağlı olarak kurulan Meslek Yüksek Okulunda: bilgisayar, muhasebe ve ziraat branşlarında eğitim verilmektedir.
Birçoğumuz, buranın ismini “Seylan” olarak da hatırlayacaktır ve özellikle “Seylan çayı” gerek ülkemizde ve gerekse dünya üzerinde haklı bir üne sahiptir.
Ancak: 1972 yılına gelindiğinde, ülkenin ismi “Sri Lanka” olarak değiştirilmiştir. Ama, dünya üzerindeki çay endüstrisinde hala Seylan çayının ayrı bir yeri bulunmaktadır.
Evet, buraya Hindistan’ın “gözyaşı” da denilmektedir. Çünkü: coğrafi olarak incelenirse: kocaman bir yarımadanın hemen altında, küçücük ve şirin bir ada. Ama: adanın tüm şirinliği, Tamillerle olan çatışmalar nedeniyle kalmamış ta denilebilmektedir.
Ülkede açık alanlarda sigara içmek yasaktır. Yani, sokakta bile sigara içmemenizi öneririm.
Burada: sivrisineklere dikkat, ya gitmeden önce veya gittiğinizde, en kısa zamanda koruyucu losyonlar almanızı öneririm. Evet, bu ülkede “sıtma” büyük bir sıkıntı yaratıyor. Ülkenin tümünde, bu tehlike var ve yanınızda mutlaka sinek kovucu losyonlar bulundurun.
TARİH:
Efsanelere göre: Hindistan dan gelen Prens Vijaya: yanında 700 adamı ile birlikte, Budhanın öldüğü gün, Sri Lanka kıyılarına çıkmış ve ülkenin ilk krallığını kurmuştur.
Evet: MÖ.800’lü yıllarda: Guceratlı Hindular, kitleler halinde buraya göçmüşlerdir.
1500 yılı aşkın süre: ülkenin başkenti ve Seylan Budhacılığının merkezi olan ANURADHAPURA: 11’nci yüzyılda Hindistan da ki Çola krallığından gelen tamiller tarafından işgal edilmiş ve başkent POLONNARUVA kurulmuştur.
12’nci yüzyılda, ülkede kurulan Pithi krallığı, adanın büyük bölümünü ele geçirmiş, hatta egemenliğini Birmanya’nın aşağı kesimi ile Hindistan ın güney kesimine de yaymış, bu arada birçok saray, tapınak, manastır ve Budhha heykeli yapılmıştır.
Ülke: 1505-1658 yılları arasında Portekiz, 1659-1796 yılları arasında Hollanda ve 1796-1948 yılları arasında İngiliz egemenliğinde kalmıştır. Bu dönemde Portekiz ve Hollandalılar, değerli tunç yataklarını işletmiş ve tarçın ticaretiyle yetinmişlerdir. Ancak İngilizler büyük tarım işletmeleri kurmuşlar ve çay, kauçuk ve baharat üretiminde uzmanlaşmışlardır. Ülkeyi, ayrıca Uzakdoğu ve Avustralya arasında bir nevi liman olarak kullanmışlardır.
1817-1848 yılları arasında yerli ayaklanmalarına karşı, 1948 yılına kadar bir İngiliz sömürgesi olarak kalan o tarihte bağımsızlık kazanarak COMMONWEALTH üyesi bir devlet olarak örgütlenen ülke, önce SENANAYAKE, sonra BANDANARAİKE ailelerinin üyeleri tarafından yönetilmiştir.
1972 yılında İngiltere ile bütün bağlarını kopartarak bir Cumhuriyet olarak yeniden örgütlendi ve Dudley Senanayake Cumhurbaşkanlığına seçilirken, ülkenin adı da Seylan dan Sri Lanka ya çevrildi.
1948 yılı: Seylan adası İngiltere’den bağımsızlığını kazanıyor.
1956 yılı: Hükümet, çoğunluğun dili olan Sinhala yı resmi dil kabul ediyor ve ülkenin yüksek mevkilerinde sıklıkla bulunan azınlık Tamiller, ikinci sınıf vatandaş statüsüne itildiklerini iddia ettiler.
1958 yılı: Tamiller ilk isyanlarını başlattılar. Çıkan çatışmalarda binlerce Tamil topraklarından oldular. Sinhala ve Tamiller arasında ayrılık tohumları atıldı.
1972 yılı: Ülke adını Sri Lanka olarak değiştirdi. Cumhuriyet rejimine geçildi. Budizm ana din olarak kabul edildi.
1976 yılı: Tamil Elam Kurtuluş Kaplanları örgütü, velupillai prabhakaran tarafından resmen kuruldu.
1983 yılı: Örgüt ülkenin kuzeyinde orduya karşı düzenlediği saldırıda 13 asker öldürüldü. Başkent Colombo da protesto için büyük gösterilen düzenlendi. Yüzlerce kişi öldü, binlerce kişi kaçmak zorunda kaldı. Tamillerin ilk elam savaşı olarak adlandırdığı iç savaş böylece başlamış oldu.
1987 yılı: Hindistan olaya müdahale etti. Ateşkesi sağlamak için Sri Lanka ya asker gönderdi. Silahsızlanmayı kabul etmeyen Tamiller, ateşkes anlaşmasından vazgeçti. Yaklaşık 1000 Hintli askerin öldüğü 3 yıllık savaş başlamış oldu.
1990 yılı. Büyük kayıplar veren Hindistan geri çekildi Örgüt CAFNA kentini kontrolünü ele geçirdi. İkinci elam savaşı başladı.
1991 yılı: Tamil olduğu anlaşılan bir saldırgan, eski Hindistan başbakanı Rajiv Gandi yi, Hindistan’ın güneyinde düzenlediği intihar saldırısıyla öldürdü.
1993 yılı: Tamil gerillaları ile ateşkes yapmak isteyen Sri Lanka devlet başkanı Ranasinghe Premadasa, intihar saldırısında öldürüldü, saldırıdan gerillalar sorumlu tutuldu.
1995 yılı: Devlet Başkanı Çandrika Kumaratunga, ayrılıkçılarla ateşkes anlaşması yapmayı kabul etti. Donanmaya ait gemi Tamil gerillaları tarafından batırıldı ve üçüncü elam savaşı başladı. Cafna kenti hükümetin kontrolüne geçti.
1995-2001 yılları: Savaş, ülkenin kuzeyi ile doğusuna da sıçradı. Başkent Colomboda düzenlenen intihar saldırısında 100 kişi öldü. Bir başka saldırıda ise devlet başkanı Kumaratunga yaralandı.
2002 yılı: Norveç in arabuluculuğunda taraflar ateşkes anlaşması imzaladı.
2003 yılı: Örgüt, barış görüşmelerinden çekildi, ateşkes anlamını kaybetti.
2004 yılı: Tamil gerillaları, ülkenin doğusunda kontrolü ele geçirdi.
2005 yılı: Sri Lanka Dışişleri Bakanı, Tamil gerillaları tarafından öldürüldü. Örgüte karşı sert önlemler alınması taraftarı Mahinda Rajapaksa devlet başkanlığı seçimini kazandı.
2006 yılı: Nisan-Temmuz ayları arasında artan çatışmaların dördüncü elam savaşı nın başlangıcı olmasından endişe duyuldu. Cenevre de bir araya gelen taraflar bir sonuç elde edemediler.
2007 yılı: Tamillerin ülkenin doğusundaki kalesi olarak bilinen Vakara iyi ele geçiren ordu, doğudaki bölgelerin Tamillerden arındırıldığını açıkladı.
2008 yılı: Ocak ayında Norveç in arabuluculuğu ile imzalanan ateşkese son veren hükümet, aynı yılın Ağustos ayında gerillaların kuzeydeki 4 cephesine doğru ilerlemeye başladı.
2009 yılı: Ocak ayında, gerillaların sözde başkenti Kilinoçi şehrine giren ordu, bölgedeki helikopter ve jetlerle bombalamaya başladı.
7 Ocak tarihinde, Bakanlar kurulu Tamil elam kurtuluş kaplanları örgütünü yeniden terörist gurup olarak adlandırdı. Hükümet sivil Tamil vatandaşlarını savaş bölgesinde bırakmayacağını duyurdu.
9 Ocak tarihinde, ordu Cafna yarımadası giriş kapısı ve eski askeri üs olan fil yolunu ele geçirdi. Hükümet böylece 23 yıl sonra ilk defa kuzeyi güneye bağlayan a-9 yolunu tekrar ulaşıma açmayı başardı.
25 Ocak tarihinde: Ordu adanın kuzeydoğusunda bulunan Tamil gerillarının elindeki son önemli kasaba olan Mullaittivu yi ele geçirdi hükümet savaş bitmek üzere mesajı verdi.
26 Aralık 2004 tarihinde, Güney Asya depreminde, Türkiye, buraya binlerce ev yapmıştır. Bu yüzden Sri Lankalılar, Türk insanına karşı duygusal yaklaşıyorlar.
Son bir not
Dünyanın ilk kadın Başbakanı, bu ülkeden çıkmıştır. Başbakan olan kocası Solomon Bandaranaike: 1959 yılında bir Budist rahip tarafından öldürülünce, Sirimavo Bandaranaike, Başbakan olmuş ve tarihe geçmiştir.
Üç dönem başbakanlık yapan bu bayan: son döneminde kızı ile birlikte çalışmıştır. Zira kızı Chandrika Bandaranaike Kumaratunga devlet başkanı, kendisi Başbakan idi.
COĞRAFİ ÖZELLİKLERİ
Bu ada ülkesi: Hindistan’ın güneyinde, ana karaya 31 km. uzaklıkta, Hint Okyanusundadır. Hindistan ile arasında “Palk boğazı” bulunmaktadır.
Adanın sahil şeridi: 1340 km. dir. Adanın uzunluğu: 432 km. genişliği ise 224 km.dir. Toplam alan: 86.610 km. karedir.
En yüksek yeri: 2522 metre yükseklikteki “Pidurutalagala” dağıdır.
Adada: yaklaşık 19.3 milyon kişi yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu, km. kare başına 296 kişi düşmektedir. Okuryazarlık oranı: % 92.7’dir. Nüfusun % 14.3 lük bölümü kentlerde, % 85.7’lik bölümü ise kırsal alanda yaşamaktadır. Kırsal kesimlerde yaşayan halkın büyük bölümü yoksuldur ve tarım ile geçinmektedirler. Nüfusun dağılımı şu şekildedir. % 74.5 Sinhala, % 11.9 Tamils, % 4.6 Hintli Tamiller, % 8.3 Moors, % 03. Malaylardır. Nüfusun yaklaşık üçte biri, 15 yaşın altındadır.
Başkent: Sri Jayewardenepura-Kotte ( eski Colombo) şehridir.
İKLİM
Adada: tropikal iklim şartları egemendir. Ama özellikle: Aralık-Mart ile Haziran-Ekim ayları arasındaki dönemde, yoğun muson yağmurları görülür ki, bu yağmurlar: inanın ne şemsiye ne yağmurluk fayda etmez, dışarı çıkmak mümkün değildir. Yani: muson yağmurları sezonunda buraya gitmeyi düşünmeyin. Bunun dışında: ülkede sık sık doğal afetler, kasırgalar ve hortumlar, fırtınalar gerçekleşmektedir.
Gündüzleri denizin ortasında yağmur yağmaya başlar ve akşam olunca yağmur karaya ulaşır. Yani, bu yoğun nem, burada geçireceğiniz günlerde, hayatınızı hep etkileyecektir. Her şeyiniz nemlenir, gömleğiniz, ceketiniz, otel odasında bıraktığınız her şey, kağıtlar, defterler hem nemlenir ve hamurlaşır.
Sonuç olarak: Sri Lanka, yıl boyunca tatil yapılabilecek iklim şartlarına sahiptir.
HAVAALANI
Ülkeye giriş için, uluslar arası tek havaalanı olan “Negombo” havaalanına ineceksiniz. Ülkeye girişte vize istenilmiyor, gayet güzel bir şekilde, giriş işlemleri de fazla uzamıyor. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki uzaklık 30 km. Ama havaalanından “Kandy” şehir merkezine gitmek isterseniz, bu kez yol daha uzun, 110-120 km. arasındadır.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için, öncelikle taksi tercih edebilirsiniz. Ancak, elbette uygun fiyatı bulmak gerekir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: 10000-18000 Sr arasında değişebiliyor. Taksi düşünmez iseniz, bu kez otobüs olabilir. Bu otobüsler havaalanı ile şehir merkezi arasında 50 Rs ücret ile gidiyorlar. Ama, yine ilginçtir ki, yanınızdaki bagaj içinde ilave ücret istiyorlar.
EKONOMİ
Sri Lanka ülkesinde nüfusun yarısından fazlası “tarım” ile geçinmektedirler. Temel besin maddesi ise, işlenen toprakların büyük kısmında bulunan “pirinç” tir.
Ticarete yönelik tarım ürünlerinin başlıcaları ise: çay, kauçuk ve hindistancevizidir. Tüm bunların yanında, son yıllarda, terör olaylarının bitmesi ile turizm yeniden canlanmış ve ülkenin ekonomik getirilerinin başına geçmiş durumdadır.
ÇAY
Dünya üzerinde en büyük çay üreticisi: Hindistan, sonra Sri Lanka, Çin ve Kenya geliyor. Yani, Sri Lanka, çay ile ünlüdür. Sri Lankalılar: genellikle, sabah yataklarından kalktıkları gibi, tatlı ve sütlü bir fincan çay içerek güne başlamayı tercih ederler. Siz de çay sipariş ettiğinizde: çay sıcak süt ve şeker ile birlikte gelecektir. Ama gelen çay: genellikle kokulu ve taze olacaktır. Veya haşlanmış siyah çay da olabilir.
Seylan çayları içindeki çeşitler: portakallı, naneli, limonlu, ıhlamurlu, çilekli vs. gibi olabilir. Bu çeşitli lezzetlerin ince karışımları, mutlaka ilginizi çekecektir.
KONAKLAMA
Okyanus manzaralı bir otel odasında, tenha sezonda, 30-40 dolara gecelik konaklama yapabilirsiniz. Ama daha önce de birkaç yerde belirttiğim gibi, mutlaka pazarlık yapmanız gerekiyor. Herhangi bir taksiye binip otel ararsanız, bu kez taksici komisyon alabileceği otellere sizi yönlendirecektir, bunu unutmamak gerekir.
TOPLU TAŞIMA-ŞEHİR İÇİ TAŞIMA
Sri Lanka ülkesinde, toplu taşımada otobüsler ve trenler kullanılır. Her ikisi de ucuzdur ancak aşırı kalabalıktır. Trenler, otobüslerden biraz daha yavaştır, ama trende oturarak seyahat, otobüste ayakta seyahatten iyidir. Toplu taşıma araçlarının tümü, özellikle “poya” günü ve hafta sonlarında aşırı kalabalık olmaktadırlar.
Otobüs
Ana şehirler arasında, otobüs seferleri sıktır. Bu otobüsler: iki kanallı çalışmaktadır ki, bir kanal: Sri Lanka Ulaştırma Kurulu tarafından çalıştırılan otobüsler, diğer kanal ise özel otobüs şirketlerinin çalıştırdıkları otobüslerdir. Otobüslerin çoğunda klima bulunmaktadır.
Trenler
Sri Lanka hükümeti Demiryolları işletmesi, adanın tümünde hizmet vermektedir. Colombo şehrinden, adanın birçok yerine tren seferleri düzenlenmektedir.
Çünkü: Sri Lanka’da trenle seyahat oldukça iyidir. Trenler, bazı yerlerde oldukça yavaş ve özellikle hafta sonları ve resmi tatil günlerinde oldukça kalabalık olmalarına rağmen, genellikle bir tren yolculuğu otobüs yolculuğundan daha iyidir.
Trenlerde, üç sınıf bulunmaktadır. Üçüncü sınıf, inanılmaz ucuzdur ancak her zaman kalabalıktır ve oturma yerleri rahat değildir. Ama, bu tren yolculuklarında muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.
DİL
Ülkede: Sinhala ve Tamilce konuşulmaktadır. Tamil konuşanlar: ülkenin % 12 sini oluşturan Tamilledir. Yani, ülkenin beşte biri Tamilce konuşurken, geri kalanların büyük kısmı “Sinhala” dili konuşurlar. Tamilce konuşanların oranı yüksek olmasına rağmen, yine de Sinhala dili kadar değer görmemiştir. Çünkü: ilk olarak, 1956 yılında ülkenin resmi dili olarak Sinhala seçilmiştir. Ancak: Tamillerin buna itirazı üzerine, 1978 Anayasasında bir diğer resmi dil olarak Tamilce eklenmiştir. Ancak, bu durum pratiğe konulmamıştır.
Ancak: İngilizce, yaygın olarak ülkenin her yerinde konuşulan bir dildir. Yer isimleri ve tabelalar: genellikle ulusal dil ve İngilizce yazılıdır.
TATİLLER
Sri Lanka ülkesinde, cumartesi ve Pazar günü tatildir. Ancak, bunlara ilaveten, her ay “dolunay” yani “poya” günü de tatil edilir. Bu poya gününde: tüm eğlence mekanları ve barlar kapalıdır. Hatta: oteller, müşterileri için kullanacakları malzemeleri, poya gününden bir gün önce temin ederler.
İNSANLAR-DİN
Ülkede yaşayan insanların etnik gurupları şu şekildedir.
% 74.9: Sihalese
% 15.4: Tamiller
% 9.2 : Müslümanlar
Sri Lanka ülkesi insanları: güler yüzlü ve yardımseverdir. Öte yandan, bir hayli garibandırlar. Yani, tam bir üçüncü dünya ülkesi insanıdır.
YEME İÇME
Sri Lanka’da: sakın her yerde, bir şeyler yemeyi düşünmeyin çünkü hijyen konusunda gerekli özeni göstermiyorlar. Ancak, yine de yerel lezzetlerden tatmak istiyorum derseniz: birkaç önerim olacaktır. Buradaki yemek kültürünün temelinde, baharatlar yer almaktadır. Çoğu otel ise: batı mutfağıyla ilgili geniş yelpazeler sunmaktadırlar.
Ülkedeki kahvaltılarda: genellikle pirinç unu ve Hindistan cevizi sütü karışımından yapılan bir tür yiyecek yenir. Sri Lanka’ya özgü lezzetleri tatmak isterseniz, bu kez: pirinç ve köri denemelisiniz. Haşlanmış pirinç ve baharatlı köriler: Sri Lankalıların temel besinleridir. Ancak: bir yabancı olarak “körilere” dikkat etmeniz önerilir. Et, balık ya da sebzeler: genellikle Hindistan cevizi sütü ile pişirilir ki, muhteşem berbat bir koku yapılıyor. Yine yöresel yemeklerde baharat olarak: biber, soğan, çeşitli baharatlar, tarçın, karanfil, küçük Hindistan cevizi, zerdeçal vs. kullanılıyor.
Konu yemekten, yiyecekten açıldı ya, bu adaya yolunuz düştüğünde, muhteşem ve egzotik meyveleri tatmayı sakın ihmal etmeyin. Burada: papaya, muz, ananas, mango gibi birçok çeşit meyveyi tadabilirsiniz. Veya, mor kabuğu ve inci beyazı içi olan “mangosten” deneyebilirsiniz.
PARA
Sri Lanka’da ondalık para sistemi bulunmaktadır. 1 Sri Lanka Rupisi: 100 Sri Lanka sent ayrılmıştır. Yerel para: Rs olarak ifade edilir.
1 dolar, yaklaşık 100 Sri Lanka Rupisine denk gelmektedir. (net olarak 106 Rs diyebilirim)
Bir büyük su: 50 Rupi, standart öğle yemeği: 100 rupi, şehiriçi otobüsler ortalama: 9 rupi, gözleme tarzı rottiler: 12 rupi.
Şunu unutmamanız gerekir ki: Sri Lanka parası, yani Rupisi, uluslar arası geçerliliği olan bir para birimi değildir. Yani, ülkede kaldığınız sürede, yanınızdaki dolar veya euro cinsinden paranızı, yerel para olan Rupi ile değiştirirken, dikkat etmenizi öneririm, çünkü: daha sonra elinizde kalan rupileri harcayacak yer bulamasınız. Aslında: rupilerin havaalanında dolar-euro cinsinden paralara dönüştürüldüğü söyleniyor ancak, bu anda, elinizde bulunan rupileri değiştirdiğinize dair makbuz istiyorlar. Bence, siz en iyisi, dolar ve eurolarınızı, az az bozdurun ki, elinizde fazla rupi kalmasın.
Para demişken, elbette kredi kartlarından da söz etmek gerekir. Ülkedeki birçok otel ve mağazada, kredi kartı kabul edilmektedir. Master Card ve Visa kart, en çok kullanılan kartlardır.
ALIŞVERİŞ
Bu ülkede: pazarlık olmasa olmaz. Her türlü maddi işlemde, mutlaka pazarlık yapmanızı öneriyorum. Bunun dışında alışveriş ve ülkeden alınabilecekler konusundaki ayrıntılı bilgiyi: şehirleri anlatırken yazdım.
SRİ LANKA ULUSAL AĞACI
Nar ağacı: 26 Şubat 1986 tarihinde, Sri Lanka ulusal ağacı olarak seçilmiştir. Çünkü: bunun Sri Lanka kökenli olduğuna inanılır. Dik duruşu, geniş dağıtımı, renk ve doğası nedeniyle de, bu seçimin yapıldığı söyleniyor. Sri Lanka yağmur ormanlarında, nar ağaçlarının 30 metre kadar büyüdüğü söyleniyor. Özellikle parlak kırmızı yaprakları beğeniliyor. Dini nedenlerle, ahşap olarak kullanılmasına izin verilmemektedir. Çünkü: Budhanın Miyanganaya’yı ilk ziyaret ettiğinde, nar ağacı tarafından korunduğuna ve bir sonraki Buddhanın da bir Nar ağacı altında aydınlığa kavuşacağına inanılmaktadır. Çiçekleri: kozmetik, sabun ve parfüm sanayinde kullanılmaktadır.
ÇATIŞMALAR
Ada ülkesinde: özgürlük için savaştıklarını söyleyen “Tamil Özgürlük Kaplanları” isimli bir örgüt: 1983 yılından bu yana hükümet güçleriyle çatışmalarını sürdürmektedirler. Bunlar: adanın kuzeyinde ve doğusunda “Tamil” adında bir bağımsız devlet kurmayı düşünmektedirler.
2002 yılında, Norveç ülkesinin araya girmesiyle Oslo şehrinde barış andlaşması imzalanmış ve terör olayları bitmiştir. Günümüzde nispeten sakin bir ortam bulunmaktadır.
Burası: eski bir krallık olan “Anuradhapura krallığının” başkentidir. Günümüzde ise, Sri Lanka ülkesinin büyük şehirlerinden birisi olarak tanınmaktadır. Nort Centra Province bölgesinin başkentidir.
Buraya ulaşmak için: Colombo şehrinden, 206 km. uzaklıkta olup 5 saat otobüs yolculuğu yapmak gerekir. Ayrıca: tren ile de buraya ulaşmak mümkündür.
Şehrin yeni bölümü: oldukça küçüktür ve gerek “tuk tuk” denilen motorla çekilen yerel araçlar ve gerekse otobüsler ile, yarım saat içinde, bir ucundan öbür ucuna ulaşılır. Ancak: Old Town denilen tarihi şehir bölümü: oldukça büyüktür ve sakın yürüyerek denemeyin, kesinlikle bir “tuk tuk” kiralayın ve öyle gezin.
Tarihi şehir: 2005 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Sri Lanka ülkesinde, UNESCO tarafından koruma altına alınmış, sekiz yerden birisidir. Koruma altına alınmasının nedeni: dünya üzerinde insanların yerleştiği en eski şehirlerden birisi olarak kabul edilmesidir.
TARİHİ SÜREÇ
Burası: Sinhalar döneminde, 4’ncü yüzyıl ile 11’nci yüzyıl arasında başkent olarak kullanılmıştır. Çünkü: bu dönem, güneydoğu Asya’da: siyasi ve kentsel yaşamın en güçlü olduğu dönem olarak kabul edilmektedir. Şehirdeki manastır: Budistler tarafından, şehrin kutsal kabul edilmesine neden olmuştur.
Tabii: şehrin bilenen tarihi süreci budur. Yoksa, tarihsel kayıtlara göre, şehrin ilk olarak MÖ.5’nci yüzyılda kurulduğu düşünülüyor. Hatta: arkeolojik veriler, ilk kuruluşun MÖ.10’ncu yüzyıla kadar uzandığını gösteriyor. Yazı bulunmadan önce, insanların buraya yerleştiğine dair kalıntılar ele geçirilmiştir.
Evet: bu antik kalıntılarla dolu başkentte, tarihi kalıntılara meraklı olanlar güzel bir gezinti yapabilirler. Çünkü: tarihi kalıntılar iyi korunarak günümüze ulaşmıştır.
Giriş kısmı için son birkaç not: unutmayın ki, Budist tapınaklar ve manastırların içinde ve yakınlarında dolaşırken: Budist ibadet edenlere saygı göstermek gerekir. Tapınak ve manastırların içine girerken, ayakkabı ve şapka çıkarmak gerekir. Bayan ziyaretçilerin giysilerinin omuzlarını ve kollarını örtecek şekilde olması tercih edilir.
Fotoğraf çekmek için, mutlaka uygun ortam kollanmalı, fotoğrafını çekeceğiniz kişilerin bunu kabullenmemesi halinde, asla ısrar edilmemelidir. Ayrıca: bölgede, ormanlık alan olması nedeniyle, maymunlar bulunuyor.
Bunlar, özellikle küçük makak cinsi maymunlar oldukça agresif olabiliyorlar ve bunlar, ziyaretçilerin bazı eşyalarını çalabiliyorlar, dikkatli olmanız gerekir. Sri Lanka hakkında genel konularda belirttiğim üzere: bu ülkede “sıtma” çok saygındır. Bu yüzden: yanınızda mutlaka sivri sinek kovucu losyonlar kullanın, karanlık ve loş dehlizlere, boşluklara ellerinizi sokmayın (yılan ısırıklarına karşı tedbir olması açısından)
Kalıntılar
Kalıntılar: 3 bölümden oluşur. Bunlar:
1. Dagobas (Burada, 340 metre yükseklikte, birkaç metre aralıklarda değişen, duvar kalıntıları bulunuyor. )
2. Manastır binaları (burada: ortada taş platformlar ve taş sütunlara rastlanılmaktadır.)
3. Pokunas. (burası bir ormandır ve ormanda her yere dağılmış, içme suyu temini için kullanılan tesisat kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca: Dutugamunu denilen ve MÖ.164 yılında yapıldığı düşünülen bir kral sarayı kalıntıları da bulunuyor.)
NEW TOWN
Şehrin bu yeni bölümünde: birçok mağaza ve dükkan, ilginç bir Pazar yeri bulunmaktadır ki, bunlar da ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
OLD TOWN-MAWATHA ANTİK KENTİ
Bu kutsal şehir “Sanghamitta” ismiyle, Budist rahipler tarafından, MÖ.3’ncü yüzyılda, Buda’nın “aydınlanma ağacı” yani “kutsal ağacı” çevresinde kurulmuştur. 1300 yıl boyunca siyasi ve dini olarak gelişen şehir; 993 yılındaki işgalden sonra terk edilmiştir. Daha sonra, uzun yıllar: ormanlık arazide bulunması nedeniyle çalılar-otlar ve ağaçlarla gizlenmiş: daha sonra ise: sarayları, manastırları ve anıtları ile bir kez daha gün yüzüne çıkarılmıştır.
Buradaki tapınakları gezebilirsiniz. Adım başı tapınak bulunuyor. Ancak: bu tapınaklar: yapıldıkları dönemin en yüksek yapıları olmaları nedeniyle özel bir önem kazanıyor. Yani, o dönemde, bu kadar yüksek yapıların yapılmış olması, bir mühendislik harikası olarak kabul ediliyor.
Sri Maha Bodhi-Bodhi Tree
Buraya giriş ücretlidir, ücret 100 Rs.dir.
Bu bir ağaçtır ve Sinhalar tarafından “Bo” olarak bilinir. Ağaç yerden 6.5 metre yüksek bir terasta dikilmiştir.
Ağacın bulunduğu yere giden platformdaki merdivenler çok eski ama çevresindeki altın korkuluk oldukça moderndir. Ağaçların çevresindeki korkuluk ve diğer yapıların üzerine, dua bayrakları asılmıştır. Bunlar bir anlamda, adak bayraklarıdır. Ayrıca: vahşi fillerden korumak için ağacın çevresinde bir de duvar bulunmaktadır.
Evet, burası: Sri Lanka ülkesinde en kutsal ikinci yerdir. Nepal ve Bhutan ülkelerinde de, benzeri ağaçlar bulunur. Kutsal ağacın: yaşının çok eski olduğu düşünülüyor. Bodhi ağacının altında: Buda’nın: ruhsal gelişim ve aydınlanma geçirdiği söyleniyor ve zaten ağaç bu yüzden kutsal olarak kabul ediliyor ve her Budist tapınak yakınlarına, mutlaka bu ağaçtan dikiliyor. Ağacın kalp şeklindeki yapraklarına dikkat edin. Bu ağacın: MÖ.288 yılında dikildiği söyleniyor. Tapınak alanının çevresi: duvarlarla çevrilidir.
Çünkü: 1980 yılından sonraki dönemde artan terörist faaliyetler, tapınakta aşırı koruma tedbirlerinin alınmasına neden olmuştur. Tapınağa girerken, metal dedektörleriyle arama yapıyorlar. Ayrıca: burayı ziyaret etmeyi düşünürseniz, yanınızdaki çantaları sokmanıza izin verilmiyor, bilmelisiniz. Bu tür büyük çantalarınızı, otelde bırakmanızı öneririm. Ayrıca: tapınak içine ayakkabı ile de girilmiyor ve ayakkabılar, tapınak girişinde bırakılıyor.
Son bir not: her yıl 8 ARALIK tarihi, dünya “Bodhi günü” olarak: Hindistan, Japonya, Nepal ve diğer Budist yaşayan yerlerde kutlanmaktadır. Bu kutlamalarda, Budistler birbirlerini “Budu saranai” yani “Buda’nın barışı seninle olsun” diye selamlarlar.
Abhayagiri Vihara
Dünya üzerinde, Budizm ile ilgili olarak en geniş kalıntıların bulunduğu kutsal yerlerin başında gelmektedir. Merkezde: tarihsel, büyük bir manastır bulunur. Şehrin kraliyet başkenti olduğu dönemde, bu manastır: parlak renkli sırlarla bezenmiş, yaldızlı ve bronz kiremitlerle örtülü olarak muhteşem görüntü vermektedir. Şehrin, kuzeyinde bir tepe üzerindedir.
MÖ.2’nci yüzyılda kurulan manastır: takip eden süreçte, MS.1’nci yüzyıla kadar, tüm çevreden Budist felsefesini incelemek için gelen akademisyenlerin ve ziyaretçilerin odak yeri olmuştur. Buranın etkisi: başka yerlerde kurulan şubeleri aracılığı ile takip edilmiştir. Böylece: Abhayagiri Vihara: büyük bir kurum gibi işlev görmüştür.
Yapılan kazılarda ortaya çıkarılanlara göre:
Mimari elemanlar: sosyal inanç ve dini uygulamaları yansıtmaktadır. Budizm, o dönemde devletin resmi dini ve halkın çoğunluğu tarafından takip edilen bir inanış olmasına rağmen, bu yapıda, yerel insanların da inandığı “Hinduizm” etkilerini de görmek mümkündür. Mimarinin diğer özelliği: koruyucu tanrıların, koruduklarına inandıkları binaların girişlerine figüre edilmesidir.
Bina giriş bölümlerinde bulunan bu koruma taşlarının bir kısmının üzerinde: temsili Hindu sembolleri de bulunmuştur.
Jetavanaramaya-Dagoba
Kutsal manastırın yapımına: kral Mahasena (MS.273-300) döneminde başlanmıştır. Manastırın yapımı, oğlu Maghavanna zamanında tamamlanmıştır. Antik dünyanın en yüksek yapılarından biri olduğu düşünülmektedir. Yükseklik: 122 metredir. Bu yükseklik, buranın antik dünyada, dünya üzerindeki en yüksek üçüncü yapı olmasını sağlamıştır. (diğerleri Mısır piramitleridir)
Yapıda: 94 milyon adet pişmiş tuğla kullanıldığı hesaplanmıştır.
Ancak: yapının, yapıldığı dönemdeki mühendislik harikası olduğu aşikardır. Diğer bir özelliği ise: Budist rahipler arasındaki mezhep farklılıklarının, yapı içinde ayrı ayrı bölümlerde temsil edilmesidir. O dönemde, yapıda 10 bin rahip bulunduğu tahmin edilmektedir. Stupanın uzunluğu 177 metre, genişlik ise, merdiven uçlarından 9 metredir.
Avluda yükseklik 8 metredir ve yapının temeli, 8 metre derinlikteki bir kayanın üzerine oturtulmuştur. Avludaki taş yazıt üzerinde, yapıya bağışta bulunanların kimlikleri yazılıdır.
1909 yılına kadar, bu devasa yapı: ormanlık bir alanda bulunması nedeniyle, çalılarla kaplıydı.
Tapınağın rahibi, tapınağı temizlemek için onay aldıktan sonra toplanan keşişlerle birlikte tapınak alanını temizlediler, ancak temizliğe katılan keşişler daha sonra burayı terk etmek istemediler, ancak yasal işlemler nedeniyle ayrılmak zorunda kaldılar.
Ruwanwelisaya
Burası, şehirde, Budistler tarafından kutsal olarak kabul edilen bir ibadet yeri-stupa’dır.
Yapı: kral Dutugemunu tarafından yaptırılmıştır. Kral: MÖ.140 yılında, yapılan bir savaşın ardından tüm Sri Lanka’nın hakimi olmuştur. Yapının yüksekliği: 102 metredir ve çevresi ise, 292 metredir.
Bu ölçüleri nedeniyle: dünyanın en yüksek yapılarından biri olarak sayılmaktadır. Yani: antik şehrin en eski ve en büyük stupasıdır. Tamamen restore edilmiştir. Beyaz boyalı burada günümüzde ibadet sürdürülmektedir. Bu yüzden burayı ziyaret ederseniz, ibadet sürdürenlere karşı saygılı olmalısınız.
Thuparamaya
Burası da, Budist bir ibadet yeridir. Burada: kutsal Buda’nın köprücük kemiğinin bulunduğu kabul ediliyor. Hatta: Sri Lanka ülkesinde inşa edilen ilk dagaba olarak da değerlendiriliyor. Yapı: bir çeltik yığını şeklinde inşa edilmiştir.
Ancak, yapıldıktan sonraki süreçte zaman zaman yıkılmıştır. En son olarak: tamamen tahrip olan mekan: Kral Agbo II döneminde yeniden restore edilmiştir. MS.1862 yılından bu yana, günümüzdeki varlığı bilinmektedir. Bugün yapının tabanı 19 metre çapındadır. Kubbe: 12 ayak ile yere tutunur ve 50 metre çapında, 3.5 metre yüksekliktedir. Duvarlar: granit döşelidir.
Mirisawetiya Vihara
Kral Elara tarafından, kral Dutugamunu’yu yenmesinin ardından, bu stupayı inşa ettirmiştir. Yapı inşa edildikten sonra, Buda’nın birkaç kutsal emanetinin (özellikle “asa”) buraya yerleştirildiği söyleniyor. Stupa, zaten asanın durduğu yere inşa edilmiştir.
Lankarama ve Eth Pokuna (Elephant Pond)
Kral Valagamba tarafından, antik dönemde inşa edilmiştir. Ancak, daha sonra yenilenmiştir. Taş sütunlar, eski yapının kalıntılarıdır. Avlu: yerden 3 metre yüksekte, çapı: 45 metredir ve daireseldir.
Stupanın hemen yakınında “Eth Pokuna” isimli bir göl bulunuyor. Bu gölün genişliği 52 metre, derinliği 9.5 metre ve uzunluğu 160 metredir. Gölün suları: kanallarla Periyamkulama’dan temin edilmektedir. Bu yeraltında bulunan kanallar, aradan yüzyıllar geçmesine rağmen, halen çalışır durumdadır. Bunlar, muhtemelen rahipler tarafından kullanılmıştır. Burada: bir zamanlar 5 bin rahip yaşadığı tahmin ediliyor.
Isurumuniye
Bu tapınak: kral Devanampiya Tissa tarafından, şehrin başkent olduğu dönemde yaptırılmıştır. Kral Kasyapa (477-492) döneminde ise, yenilenmiştir. Tapınağın ismi: kralın 2 kızı ve onun isminden türetilmiştir.
Isurumuniye Aşıkları:
Bu: 6’ncı yüzyıldan kalma bir oymadır. Figürler büyük olasılıkla: Dutugemunu’nun oğlu Saliya ve sevdiği kız olan Asokamala’yı temsil etmektedir. Bu sevdiği kız uğruna: oğul, tahttan feragat etmiştir. Kompozisyonda ise: adamın kucağına oturmuş kadın, muhtemelen naz yapmak adına, bir parmağını uyarı mahiyetinde kaldırmış olmasına rağmen, adam devam etmektedir.
Kuttam Pokuna
Burada, 2 tane havuz görülmektedir. Havuzların: Singala krallığı döneminde inşa edildiği bilinmektedir. Ancak: yine burada da bir mühendislik dehası hissedilmektedir. Olağanüstü mimari ve sanatsal kreasyonlar görülmektedir.
Bu iki havuzun derinlikleri: 14 ve 18 metredir. Uzunlukları ise: 52 ve 131 metredir. İki havuzu birbirinden ayıran, peyzajlı küçük bir havuz bulunmaktadır. Bunların: yıkanma havuzları olduğu düşünülüyor.
Havuzların yüzleri, granit döşemelerle kesilmiştir. Havuzlara su: yer altı kanallarıyla aktarılır ve havuza akan sular filitre edilerek akar ve benzer şekilde boşaltılması sağlanır.
Ruvanvelisaya Dagoba
Halk müzesinin hemen arkasında duran, bu ince-beyaz dagoba: omuz omuza duran yüzlerce fillerden oluşan bir firiz işlenmiş duvar ile korunuyor. Batı girişinin hemen yanındaki firizlerin, MÖ.140 yılına ait olduğu düşünülüyor.
Dagoba: kral Dutugemunu tarafından yaptırılmıştır ama bitişini görememiştir. Hint güçlerinin verdiği tahribata rağmen yapının büyüklüğü 55 metredir. Eski formunu yani “balonu” şeklini korumaktadır.
Dagoba çevresindeki arazi: oldukça hoştur. Bu yeşil park alanında: çeşitli kalıntılar, gölet ve havuzlar, sütunlar görülmektedir.
Lovamahapaya
Şehirde: Ruvanvelisaya ve Sri Mahabodiya arasındadır.
Bronz ve fayanstan bir çatı ile kaplıdır, duvarlarının ise gümüş ve değerli taşlarla süslü olduğu ve bu yüzden “saray” olarak da bilinir. Antik dönemde: yapı yemekhane ve ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Daha doğrusu bu 9 katlı yapıda, bin civarında rahibin yaşadığı düşünülüyor.
120 metre uzunluğundaki binanın yapımının 6 yıl sürdüğü biliniyor. Ne kadar ütopya da olsa: binanın planının uzaydan getirildiğine inanılıyor. Yapı: kral Saddatissa döneminde tahrip edildi. Merkezinde, küçük bir bölüm kaldı ve günümüzde burası görülmektedir.
Samadhi Heykeli
Şehirde “Mahamevnawa Parkı” içindedir. Heykelde, Budanın, ilk aydınlanma ile ilgili meditasyon duruşu canlandırılmıştır. Heykelde: kalkık avuçiçi ile bacağının biri kucağının üzerinde durmaktadır ve çarpraz oturur. Bu heykel: bu nedenle, yani bu görüntüsü ile: Budist inanışın en tipik parçalarından birisi olarak kabul edilir ve dünya çapında bilinir.
Evet heykelin yüksekliği 8 metredir ve granitten oyulmuştur.
Toluvila Heykeli
Buda’nın oturur görüntüsünü yansıtan bu heykel, 1900 yılında bulunmuştur. Heykelin: 4 veya 5’nci yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. Granitten oyulmuş ve Sri Lanka’da en iyi korunarak günümüze ulaşmış heykel olarak kabul edilir.
Günümüzde: heykel “Colombo Ulusal Müzesi”nde muhafaza edilmektedir. Çünkü: heykel, Sri Lanka heykel sanatının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. Tek bir parça granitten oyulmuştur ve Samadhi heykeline benzemektedir. Yüksekliği 5 metredir. Omuzları arasındaki mesafe 3 metredir. Heykelde: Buda, bacak bacak üstüne atmış, meditasyon durumundadır.
Archelogy Museum
Müzede sergilenen objeler: genellikle dini özellikleri olan objelerdir. Ayrıca: mücevherler, sikkeler, çanak-çömlek de bulunuyor.