Cenova güzel bir yerdir. Genellikle tur firmalarıyla bölgeye giderseniz, burayı yol üstü ekstra olarak veriyorlar. Ancak kesinlikle burada verilen süre yeterli değil, yani yol üstü ekstra verilip buraya uğranıldığında, 2 veya 3 saat zaman veriliyor, Ferrari meydanında yolcular indiriliyor ve Via Garibaldi’de birkaç adım, ardından Katedral bölgesi işte bu kadar.
Öte yandan: Cenova gerçekten güzel bir şehir. Özellikle tarih meraklıları için ki, tarih meraklılarının mutlaka bu şehre zaman ayırmalarını önerinim.
Zaten tarihi süreç incelendiğinde, bir zamanlar Venedik ile birlikte Akdeniz’de büyük bir ticaret egemenliği kurmuş ve hatta İstanbul’da Galata bölgesinde yaşamış ve hatta Galata kulesini yapmış bu insanların, kendi şehirleri gerçekten güzel, şehri anlatmaya başlamadan önce, kesinlikle bu şehre zaman ayırın ve bolca bir zamanda burayı gezin derim.
GENEL
Şehir, İtalya’nın Ligura bölgesinde, Cenova ilinin merkezi ve Ligurya bölgesinin başkentidir. Akdeniz’in en büyük şehirlerinden birisidir ve Akdeniz’in en büyük limanı bu şehirdedir. İtalya’nın 6’ncı büyük şehridir. Avrupa’nın en büyük tarihi şehridir. Avrupa’nın ilk bankası burada kurulmuştur.
Ancak günümüzde: Roma ve Venedik gibi şehirler tarafından gölgelenmektedir. Çizme şeklindeki İtalya’nın diz bölgesinde bulunduğu için adı “diz” anlamına gelen kelimeden türetilmiştir. Şehir 2004 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” seçilmiştir.
ULAŞIM
Cenova-Milano arasındaki uzaklık 148 km dir ve karayolunda yolculuk 2 saat civarında sürer.
TARİHİ
Zengin ve güçlü bir ticaret merkezi olarak uzun ve köklü bir tarihi geçmişe sahiptir.
Petrarca tarafından “La Superba” olarak adlandırılan Cenova: Ortaçağda muazzam güç ve prestij sahibi İtalya’nın iki büyük deniz cumhuriyetinden (diğeri Venedik) biriydi.
1849 yılında Fransız Ordusunun kuşatması sırasında, Garibaldi, Roma cumhuriyetine İtalya krallığının birleşmesinde katkıda bulunmuştur.
İKLİM
Akdeniz iklim kuşağındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması: Ocak ayında 15 ve Ağustos ayında ise 23 derece civarındadır. Ilıman Akdeniz iklimi, sıcaklıkta geniş dalgalanmalara sebep olmaktadır.
Genel olarak yağışlar: Ekim ve Kasım ayları arasında görülür. Deniz sahilinden sadece 20 km uzaklıkta, deniz derinliği 1000 metre olur. Deniz genellikle sakindir ve deniz suyu sıcaklığı Eylül ayında yaklaşık 23 derecedir.
NE YENİR
Ligurya ve Cenova mutfağı: arazinin karakterini ve halkın yaratıcılığını zevkli bir şekilde ortaya koyar. Basit pişirme yöntemleri ve bol miktarda sebze, otlar ve zeytinyağı ile eşsiz yaratıcılık birleşince, Cenova’nın otantik, tatlı ve olağanüstü yemekleri ortaya çıkar.
Ligurya bölgesinin en ünlü spesiyali: sadece zeytinyağı ile tatlandırılmış “pesto” ve çeşitleridir. Pesto: 60-70 gram fesleğen yaprağı, çam fıstığı, parmesan peyniri, Sardunya pecorino peyniri, sızma zeytinyağı, deniz tuzu ve sarımsak ile yapılır. Pesto sosu: genellikle patatesli ve yeşil fasulye ile pişmiş trenette veya trofia makarna ile servis edilir.
Diğer spesiyaller arasında: geleneksel mantı ve yerel pansotti gibi dolgulu makarna sayılabilir. Geleneksel mantı: özel günlerde yenilen lüks bir yemektir. Kutlamaların yapıldığı günlerde yenir, hamur ağırlıklıdır.
Doğal olarak bölge balık çorbaları, kızarmış balık ve balık unu spesiyalleri ve deniz ürünleri salatası capponada ile ünlüdür.
Şehir bir makarna cennetidir. Petso soslu makarna yemelisiniz. Ama öncesinde sebze çorbası içilmelidir. Pizza düşünürseniz: 4 peynirli pizza yemelisiniz. Bu pizza: ünlü Toscana peynirinden yapılıyor. Focaccia ekmekleri de çok meşhurdur. Ünlü hamur içi foccacia, eski bir İtalyan ekmeği olarak tanınır.
Tatlılara gelince: ilk sırada: iki versiyonu yapılan Ceneviz Noel pandorası fruitcakes’tir. Ev yapımı pandorası versiyonlarında kuru üzüm ve limon kabuğu bulunurken, geleneksel versiyonlarda İzmir kuru üzümü, Sicilya topraklarından şekerli portakal kabuğu ve Rezene tohumu kullanılır.
NE SATIN ALINIR
Mağazalar sadece pazartesi günleri sabah kapalıdır. Çarşamba öğleden sonra, öğle yemeğinde süpermarketler haricinde çoğu yiyecek mağazası kapalıdır.
Şehrin her mahallesinde iç ya da dış mekanlarda genellikle günlük olarak pazarlar kurulur.
Bilinen en iyi Pazar yeri: Mercato Orientale Via XX Settebre bölgesindeki egzotik meyve, taze balık ve baharatlar satılan tezgahların bulunduğu yerdir. Burası: 1699 yılında inşa edilen Nostra Signora della Consolazione manastırında açılıyor. Ancak bu manastır hiçbir zaman tamamlanamadı.
Manastır odaları kısmen atölye çalışmaları ve ev atölyesi olarak kullanılıyor. Satıcılar; burada kurulan pazarı: 19’ncu yüzyıl sonlarında sürekli ve kapalı bir Pazara dönüştürmeye karar verdiler. Çünkü Via XX Settembre zaman içinde şehrin ana caddesi haline geldi. Mayıs 1899 tarihinde burada büyük bir çiçek sergisi açıldı.
Kent genelinde Palazzo Ducale’nin avlusunda, aylık antika pazarı düzenlenir. Galleria Mazzini’de de düzenli antika pazarı kurulur.
Pazarlar yanında şehirdeki alışveriş caddelerine gelince: günümüzde Via XX Settembre’de geleneksel mağazalarda uluslar arası büyük giyim markası zincirlerinin mallarının satıldığı dükkanlar vardır.
Bu sokakta özellikle Via XXV Aprile, Via Roma ve Galleria Mazzini’de birçok tasarım merkezi butikler bulunur. Via Degli Orefici’de ortaçağda olduğu gibi kuyumcular, altın ve mücevher, saat satıcıları vardır.
Şehirdeki en büyük alışveriş merkezi “Fiumara Shopping” denen yerdir. Burada: 85’den fazla dükkan, mağaza, restoran, bar, eğlence merkezi, sinema ve spor salonu bulunuyor.
Bu şehirden ilginizi çekerse mutlaka “Pesto” sosu satın alın. (orta boy kavanoz 10 euro)
Limana yakın, Katedralin hemen altındaki “San Luca” caddesi de hediyelik eşya satış yerleri doludur. (1 magnet; 1 Euro)
KOT KUMAŞI
Cenova şehri, bir zamanlar mavi ile boyanmış iş elbisesi üretilmesiyle ünlüydü. O tarihte kumaşlar hangi şehirden geldiği izlenerek adlandırılıyordu. Cenova’daki kot kumaşı: işlenmiş olduğu İngiltere’ye geldiğinde “kot” gibi bir sözcük veren İngilizce aksanıyla telaffuz edilen “Genes” (Cenova’nın Fransızca ismi) olarak damgalanıyordu.
Dünyadaki en eski kot kumaşı: Cenova’dan gelmiş olup “Museo Diocesano” da (Duomo’ya yakın) görülür. Bu kumaşta: 1538 yılında, kemer bezi, Mesih’in Tutkusunun bir resmini temsil etmek için tuval olarak kullanılmıştır.
TURİZM:
Şehrin büyük bölümü, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ünlü kaşif Kristof Kolomb, bu şehirde doğmuştur ve doğduğu ev görülebilir.
Via Garibaldi (eski ismiyle Strada Nuova) pek çok Barok mekanı ile bilinen bir yerdir ve aynı zamanda labirent gibi dar sokakları da (carruggi olarak isimlendirilir) meşhurdur.
Ana meydanı olan Piazza de Ferrari: Venedik ve Cenova Dukalığı Sarayına ve Carlo Felice Tiyatrosuna ev sahipliği yapar. Kristof Kolomb’un doğduğu ev de bu civardadır. Avrupa’nın en büyük akvaryumu olan “Cenova Akvaryumu” görülmesi gereken yerlerden birisidir.
GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
PİAZZA DEL FERRARİ
Molo semtinde, eski şehir merkezindedir.
19’ncu yüzyıl sonunda, Cenova şehri, Milano şehriyle birlikte İtalya’nın finans merkezi oldu ve bunun üzerine, burada “Credito İtaliano” bankası kuruldu ve bankanın şubesi ve birkaç benzeri kurum 1893 yılında yapılan Ferrari meydanına yerleşti.
Meydana ismini veren kişi: 1803-1876 yılları arasında yaşamış, İtalyan bir politikacı olan Galliera Dükü Raffaele Luigi De Cerari’dir. Kendisi: Cenova’da doğdu ve Sardunya krallığında senatörlük yaptı ve yaşamını Paris’te sürdürürken servet sahibi oldu.
Cenova şehrinin merkez noktalarından birisidir ve sayısız farklı mekanlar bulunur. Meydanda, havuz yanında İtalyan devletinin kurulmasına öncülük eden Garibaldi heykeli bulunuyor. Buranın ana özelliği: büyük ve süslü havuzudur.
Bu havuz: merkezi bir havza içine püsküren ve güzel bir simetrik şekle sahip olan ve suya basamak oluşturan bir dizi su püskürtme ızgarasına sahiptir. Meydanda, havuzun çevresinde bulunan yerler: Doges Sarayı, Carlo Felice Tiyatrosu, Cenevre Borsası, Duke of Galleria Sarayı’dır.
Teatro Carlo Felice-Carlo Felice Tiyatrosu
Meydanda Garibaldi heykelinin hemen arkasındadır.
İtalya’nın en önemli opera binalarından birisidir. 2000 koltuk kapasitelidir. 1828 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanarak yapılmıştır. Ancak II. Dünya Savaşındaki bombardımanlarda tiyatronun tavanı ve çevre duvarları hariç kalan bütün kısımları zarar görmüştür. Onarım için 1946 yılında bir yarışma düzenlenmiştir.
1963 yılında uluslararası çapta tanınmış olan mimar Carlo Scarpa’ya görev verilmiştir. Sarpa 1977 yılında bir proje üretti ancak 1978 yılında bir kaza sonucu öldü. 1981 yılında yine ihale açıldı ve 1984 yılında ihalesi kazanan mimar Aldo Rossi, Ignazio Gardella ve Fabio Reinhart’ın tasarladığı projeye uygun olarak inşaat başladı.
1829 yılında heykeltıraş Giuseppe Gaggini tarafından yapılan Harmony imparatorluğunun heykeli: yapıda promao’nun en üstüne yerleştirildi. (heykelin orijinali Sant kilisesi içindedir)
Evet burası ülkenin en prestijli opera binasıdır.
Palazzo della Nuova Borsa-Cenevre Borsası
1906-1912 yılları arasında yapılan Borsa binası, eğimli cephesiyle Piazza De Ferrari meydanı merkezine bakar. Bu anıtsal, kemerli sütunlu ve sundurmalı yapı Mimar Dario Carbone tarafından tasarlanmıştır ve şehrin o dönemde ekonomik ve mali gücünü ifade etmek üzere yapılmıştır.
16’ncı yüzyıl dönemine ait anıtsal cephe, gül benzeri şeklindeki aslan direkleriyle heybetli bir görüntü verir. Cephe: kırmızı Verona mermeri ve yine kırmızı taşlarla kaplıdır. Binanın kubbeleri gibi, altın renkli “Borsa” yazısı dikkat çeker. Ancak 1994 yılında borsalar elektronik sisteme geçince 1998 yılında bu bina kapandı. Günümüzde sergi alanı olarak kullanılmaktadır.
Binayı ziyaret etmek mümkün değil, sadece dışarıdan görebilirsiniz.
Via XX Settembre
Burası bir alışveriş caddesidir ve Ferrari meydanında, Yeni Borsa binasının yanından başlar, üzerinde birçok mağaza ve dükkan bulunur. Şehrin favori yürüyüş yerlerindendir. Cadde 19’ncu yüzyıl sonlarında, 1891 yılında başlayarak ve şehrin iki caddesi arasındaki bir rota üzerinde tasarlandı. 1891-1912 yılları arasında, şehrin en güzel binaları ortaya çıktı.
Kemerlerin altında, yani yağmura karşı korumalı kemerlerin altında, rahatlıkla yürümek ve alışveriş yapmak mümkündür. Son bir not: bu caddede, Ferrari meydanı girişinde, hemen sol yanda, caddenin bir paralel arka sokağında büyük bir süpermarket var, oradan uygun fiyatlı alışveriş yapabilirsiniz.
Barbarossa surları-Porte Soprana-Porta Di Sant’Andrea:
Barbarossa surları: 1155-1163 yılları arasında, Milano şehrini fetheden ve Cenova’ya vergi ödenmesini emreden Swab imparatoru Federico Barbarossa şerefine yapılmıştır. Amaç: Alman ve İtalyan krallıklarından oluşan Holy Roman imparatorluğuna karşı şehri savunmaktır. Sur duvarlarının, yüksek yarım daire şeklinde kuleleri olan üç ana kapısı vardır. Bunlardan sadece ikisi günümüze ulaşmıştır.
Bunlar: şehrin ana girişi olan Porte Soprana ve Porte dei Vacca’dır. Porta Soprana kapısı: 1155-1159 yılları arasında, sadece 4 yıllık bir sürede yapılmıştır. Kapının iki kulesi: Ferrari meydanına sadece kısa bir yürüme mesafesindedir ve şehrin birçok yerinden kolayca görülür. Girişin üstündeki plaka “Ceneviz” in bağımsızlığını ifade eder ve Chiristopher Colombus’un evinin yakınındadır.
Casa di Colombo-Christopher Colombus’un Evi
Ünlü kaşifin evi: tam meydanda olmasa da meydandan ayrılan bir cadde üzerinde, meydana çok yakındır, hatta meydanın merkezinden uzaktan görülebilmektedir. Evet, ev: Porta Soprana’nın eteğindedir. Babası: 1455-1470 yılları arasında, Porta Soprana’nın koruyuculuğunu yapmıştır. Bu sırada, Colombus, 4-9 yaşları arasında burada yaşamıştır.
Sant’Andera manastırına bitişik olan ev: zaman içinde pek çok kez yeniden inşa edilmiştir. Şu andaki mevcut versiyonu: 18’nci yüzyıl yapımıdır. Ancak yerleşim planı ve boyutu, muhtemelen o dönemdeki görünümüne yakındır. Evde: görülebilecek fazla bir şey yoktur. Ancak: evin, kapının ve manastırın bileşimi ile kesişen dolambaçlı yollar ilgi çeker.
PİAZZA MATTEOTTİ
Piazza De Ferrari meydanının hemen yanındaki bu meydan: kendi başına harika bir konumdadır ve çeşitli tarihi binalar ve turistik mekanlarla doludur. Meydanda bir ortaçağ görünümü hakimdir. Andrea Doria, Cenova şehrine ticaret cumhuriyeti statüsü kazandıran ve şehri bölen hiziplere son veren “Aristokrat Anayasası” nı burada açıklamıştır.
Meydanda bir yanda: San Matteo kilisesi, Doges Sarayı ve diğer tarafta da San Lorenzo Katedrali vardır.
(Üstte pembe şeritler bulunan fotoğraf: merak edenler olabilir, “Kadına karşı şiddete son” verilmesiyle ilgili bir kampanya içindir. Meydanda açılan bir duvarda bu tür kampanyalar düzenlendiğinde insanlar istediği bir yazı veya bir şeyi asabiliyorlarmış.)
San Matteo Kilisesi
Kilise, 1125 yılı yapımıdır. Aslında Doria ailesinin özel şapeliydi. Kilisenin criptasında, Andre Doria’nın mezarı vardır.
Palazzo Ducale-Doges Sarayı
Saray: Piazza Matteotti meydanına bakar.
Burada bulanan ve 1251 yılında inşa edilen bir sarayın 1777 yılında bir yangın sonucu yok olmasının ardından: Saray: 1778-1783 yılları arasında Neo klasik tarzda yapılmıştır. 1797 yılında Cenova Cumhuriyetinin dağılmasından sonra, bir kale olarak görevini yitirdi ve yerel yönetim merkezi oldu.
Doges Sarayı: Valilik Sarayı demektir. Çünkü: 1939 yılında ilk vali Simon Boccanegra: bu binayı Doria ailesi ve Fieschi’den satın alarak saraya dönüştürdü. Ana katta: fresklerle çevrili salonlarda birçok kamusal etkinlik düzenlenir. Saray: 1992 yılında, Kristof Kolomb kutlamaları ve Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü kutlamaları nedeniyle restore edilmiştir. Ayrıca: 2001 yılında G8 Zirvesi ve 2004 yılında Avrupa kültür sergisi burada açılmıştır.
Günümüzde burada: bir otel, restoran, kafe ve kitap dükkanı vardır. Yapının halka açık bölümlerini ziyaret ederek, Ortaçağ mimarisinin güzelliklerini görebilirsiniz. Hatta bazı ilginç sergiler de görülebilir. Özellikle Büyük Oda’daki dev ve dekoratif avizeler (Sala del Maggior Consiglio) ve Vali Şapelindeki (Capella del Doge) tablolar mutlaka görülmelidir.
La Torre Grimaldina-Girimaldi kulesi
Ducale Sarayında “Halkın Kulesi” (La Torre del Popolo) veya “Grimaldi Kulesi” (La Torre Grimaldina) olarak isimlendirilen bir kuledir. Kulenin tepesinde, kırmızı haç bayrağı Cenova’nın simgesi olarak duruyor. Bu kulenin kökeni: Sarayın 11’nci yüzyılda bir kale olarak kullanıldığı döneme kadar uzanır. Kulenin en üst katındaki çan, Ortaçağ’da konulmuştur.
Önemli bir festival veya düşman kuşatması sırasında ve özellikle de insan infazlarındaki bildirimler için kullanılıyordu. 13’ncü yüzyıl sonlarında, kule ve bağlantı odaları gizli bir cezaevi görevi üstlendi.
Birçok politik tutsak, isyancı ve anarşist buraya hapsedildi. Çatı katının hücre duvarları: bu döneme ait cezaevinde kalanlar tarafından yazılan yazılar ve resimlerle doludur.
Daha aydınlık ve ferah odalarda: ordu, şövalye, bayanlar, ormanlar ve alegorik duvar resimleri bulunur. Bu hapishanenin en ünlü konukları arasında bulunanlar: 1815 yılında ünlü bir besteci ve kemancı Nicolo Paganini’dir. 1849 yılında Giuseppe Garibaldi de burada kalmıştır. Teraslardan ve kulenin tepesinden, Cenevre şehrinin 360 derecelik panoramik manzarası izlenir.
San Lorenzo Katedrali
Cenova başpiskoposunun evidir.
Cenova şehrinde ilk katedral Carolingia sur duvarlarının dışında bulunan San Siro’dur. Ancak burası zaman içinde güvensiz sayıldı ve şehrin ana katedrali, şehrin ana merkezine yapılan buraya taşındı. Evet katedral yaklaşık 100 yıllık inşaat süresi sonunda bitirildiğinde; 1118 yılında Papa II Gelasius tarafından kutsandı, ancak yapının tam olarak bitirilmesi için çalışmalar devam etti.
O yıllarda yani ilk yapıldığında orijinal Piazza San Lorenzo günümüzdeki boyutundan daha küçüktü. Pisan, Lombart ve Fransız sanatçıların yardımlarıyla, 13 ve 14’ncü yüzyıllarda önemli genişleme ve değişiklikler yapıldı. Rönesans mimarisinin mihenk taşı olan yapının mermer cephesindeki siyah-beyaz yatay şeritler, 13’ncü yüzyılda yapıldı. 15’nci yüzyılda iki kule eklendi ve benzersiz stil karışımı ortaya çıktı.
17’nci yüzyılda çevredeki binalar, daha sonra Piazza’yı büyütmek ve katedralin daha etkileyici görünmesi için yıkıldı. İç kısımda: merkezdeki sunağı, pembe renkli mermer sütunlar çevreler.
Bazilikada, Luca Cambiaso’nun freskoları, Barocinin “Azizlerin Çarmıha Gerilmesi”, Glovanni Andrea Alsaldonun “San Lorenzo’nun hayatı” ve Gaetano Previatinin “Varsayım Vezyonun” ve Andreanın “Vaftizci ve Aziz John” freskoları güzellikleriyle öne çıkar. Ayrıca Donatello’nun bir heykeli bulunur.
Yan şapellerin en büyüğü, şehrin koruyucu azizi Vaftizci Aziz’e ithaf edilir. Burada 1908 yılındaki Haçlı seferleri sırasında, kutsal topraklardan Cenova’ya getirilen azizin kalıntıları vardır. Ayrıca Medici ailesinin önemli fertleri burada gömülüdür. Bir zamanlar “kutsal kase” olduğu düşünülen cilalanmış kuvars tabak ve “True Cross” un bir parçası da, burada hazine bölümünde bulunuyor.
Katedralin önünde: günün her saatinde müzisyenlerin gösterileri izlenebilir. Katedralin hemen yanından, yokuş aşağıya doğru ilerlediğinizde, ileride sağ bölümde hediyelik eşya satan uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz. (1 magnet 1 Euro) Bu bölümde hediyelik eşyalar oldukça ucuzdur. Bir de yine sağ yanda bir çantacı var, Çinli biri tarafından işletilen bu dükkanda uygun fiyatlı çantalar satılıyor.
OLD CİTY-ESKİ ŞEHİR BÖLGESİ
Cenova şehrinin eski şehir bölümü: antik dönemde şehir kapılarından (Porte dei Vacca ve Porte Soprana); Ortaçağ döneminde şehrin kalbi olan buraya (Via Cairoli, Via Garibaldi, Via XXV Aprile) kadar olan yeri kapsar.
Burada: şehrin tarihi bölgesinin labirente benzer ve “caruggi” olarak isimlendirilen dar sokakları ünlüdür. Carrugi: tarihi merkezde, tuhaf dar ve gölgeli sokakları ifade eden karakteristik bir İtalyan terimidir. Ancak carrugi sokakları, özellikle hava karardıktan sonra biraz sıkıntılıdır yani tehlikelidir. Özellikle: bölgenin batısı ve güneyinde Piazza Banchi denen yerde, tehlikeli olmasa da sokak fahişeliği ve onlara eşlik eden yardımcıları çoktur.
Via meydanının doğusunda “Orefici” denen yerde, tezgahların üstünde Pazar kurulur.
STRADA NUOVA-VİA GARİBALDİ
Günümüzde Via Garibaldi olarak isimlendirilen caddenin eski ismi; yani bölgedeki en görkemli cadde “Strada Nuova” dır. Burası: günümüze kadar aynı kalmış olan Venedik şehrinin tarihi merkezinden sonra, İtalya ve Avrupa’nın en büyük tarihi eski şehir (Old Town) merkezidir. Ferrari meydanına yakın olan bu cadde: 250 metre uzunluğunda ve 7.5 metre genişliğindedir.
Ünlü yazar Charles Dickens’in İtalya seyahatinde övgülerle söz ettiği yerdir. 1550 yılından sora, şehrin en önemli ailelerini, tek bir yere yerleştirmek için: önce Via Aurea ve ardından da Strada Nuova (Sarayın yeni caddesi) açılmıştır.
Strada Nuova: “Yeni Sokaklar” demektir.
Buraya bu ismin verilmesinin sebebi: yeni yapıların yapılması için seçilen yerin yani buranın, Cenova’nın deniz ve tarımsal faaliyetlerinin başlangıcında bulunan ve Burgus denilen yerde, yani şehrin daha yeni bir bölümünde olmasıdır.
16’ncı yüzyıldan itibaren yeni yapıların yapılmasıyla: muhteşem geç dönem Rönesans ve Barok yapıların benzersiz bir topluluğunun ortaya çıkmasıyla, İtalya’nın en görkemli caddelerinden biri oluşmuştur. Çünkü: buradaki yapılar dünyanın en büyüleyici mimarisine sahiptir. Yeni yol: mimari ve ihtişam açısından, her zamankinden daha etkileyiciydi.
1800’lü yılların sonunda, buraya İtalya’nın ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi’nin adı verilmiştir.
Günümüzde burada 14 bina, Belediye Sarayı, büyük bankalar, kulüpler, kültür gurupları, antikacılar, mağazalar, kamu ve özel bürolar vardır.
PALAZZİ DEİ ROLLİ-ROLİ SARAYLARI
1576 yılında Senato bir kararname yayınlar. Bu kararname ile, burada bulunan konutlar kayıt altına alınır ve resmi bir liste oluşturulur.
Böylece özün bir aristokrat yerleşim sistemi doğar.
Bu bölgedeki saraylar: lüks, boyut ve güzellikleri ve esas anlamda konuk sıralamasına göre ödüllendirilir ve sıralandı.
Önemli ziyaretçileri ağırlama ayrıcalıklarına sahip olan aristokrat konutlarını listeleyen bu sistem “Palazzi dei Rolli” olarak isimlendirildi.
Bu sistem: yani bu görkemli yolların düzeni ve binaların mimari özellikleri, şehir merkezinde günümüze kadar kalmış olan ortaçağ sokaklarını, güneye doğru bağlayan bir çerçevede, mükemmel bir kentsel gelişim modeli olarak önem kazandı. Hatta: Avrupa’nın ilk kentsel dönüşüm projesi örneği olarak kabul edildi.
Senatonun aynı kararnamesi: buradaki ev sahiplerine; bir kraliyet sarayı olmamasına rağmen, devlet ziyaretlerinde ev sahipliği yapma zorunluluğu getirdi. Ziyarete gelen konukların önemine göre: konutlar seçildi. Misafirin asaleti ne kadar yüksek olursa, konutun o kadar görkemli olacağı ve konut sahibi ailenin onları onurlandıran misafir kadar zengin ve asil olması tercih edildi.
Sistemde: Birinci seviye: kardinaller, prensler ve vali: ikinci seviye: vali astları ve üçüncü seviye: elçiler ve elçi astlarıdır.
Evet, Cenova şehrinin soyluluğu: bu tarihi merkezde tasarlanmış ve yapılmış 42 tane ihtişamlı sarayla görülür.
Strada Nuova caddesinde, Cenova şehrinin merkezindeki bu saraylar: benzersiz Rönesans ve Barok mimari stilleri nedeniyle, UNESCO tarafından, 13 Temmuz 2006 tarihinde “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Cenova şehrinde, 16’ncı yüzyılda, yaklaşık 80 tane Roli sarayı yapılmıştır. Birçoğu, 2004 yılında restore edilmiştir.
Rubers: bu sarayların ve modern görünüşlerin etkisinde kalınca, Antwerp şehrindeki önemli aileler için yapılacak konutlar için bir dizi çizimler yaptı.
Grimaldi Nicolo-Palazzo Tursi via Garibaldi-Strada Nuova Müzesi
Saray: Niccolo Grimaldi Domenico ve Giovanni Ponsello tarafından 1565 yılında yaptırılmıştır. Sokağın en ihtişamlı binasıdır. Merkezi topluluğu çevreleyen iki büyük bahçeye sahiptir. Üç parsel üzerine kurulmuş tek yapıdır. Sarayın ismi: Giovanni Andrea Doria’nın küçük oğlu Dük Charles Tursi’den gelir.
Caddeye bakan geniş balkonlar 1597 yılında eklenmiştir. Cephe: farklı renklerde malzemelerin değişimi ile karakterize edilmiştir. Değerli beyaz mermerler Carrera’dan gelmiştir. Görkemli mermer kapısı: Cenova şehrinin amblemiyle süslenmiştir.
Saray Cenevizli aristokrasinin yerleşim ihtişamının doruk noktasını temsil eder. Yapı: 1848 yılından bu yana “Belediye Sarayı” olarak kullanılıyor. Binanın muhteşem resepsiyon odalarında: Paganini’nin kemanı ve Cenevreli olan Christopher Columbus’un mektupları, madeni paralar, ağırlıklar, değerli halılar ve resim koleksiyonu sergileniyor.
Palazzo Reale
Burada bulunan saraylar arasında en beğenileni yani “Kraliyet Sarayı” dır.
Saray 1618 yılında, Rönesans mimari tarzında, dönemin varlıklı ailelerinden Stefano Balbi tarafından yaptırılmıştır. Yapı: 1643-1655 yılları arasında ise, yenilenerek günümüzdeki halini almıştır. Sarayın terasları ve bahçeleri oldukça güzeldir. Ayrıca: 18’nci yüzyıldan kalma: Aynalar Galerisi, Şapel Galerisi, Valerio Castello Salonu ve Savoy hanedanı döneminden kalma Taht Odası, Balo Salonu ve Prens Dairesi gezilebilir. Ayrıca: güzel tablolar da sergileniyor.
Bunlar arasında öne çıkanlar: ünlü Hollandalı ressam Van Dyck’in “Çarmıh” ve “Leydinin Portresi” dir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Cenova şehrinin deniz araştırmaları döneminden kalma bir koleksiyon ve mobilya koleksiyonu sergilenmektedir.
Palazzo Bianco-Musei di Strada Nuova
Musei di Strada Nuova olarak bilinen Palazzi üçlüsünün ikincisidir. Yapı, yüzyılın ortalarında mimar Franco Albini tarafından yenilenmiştir.
Burada: Flaman, İspanyol ve İtalyan sanatçıların (Hans Memling, Filippino Lippi, Murillo gibi) eserlerinin yanı sıra, 15’nci yüzyıldan kalma dini ikonlar sergileniyor. Ayrıca: Rubens’in “Venere Marte”(Venüs ve Mars) ile Van Dyck’In “Vertemma e Pomone” isimli eserleri görülmeye değerdir.
Palazzo Spinola-Ulusal Galeri
1563 yılında, Giovanni Batista ve Andea Spinola için, mimar Bernarding Cantone tarafından yapılmıştır. Başlangıçta dış dekorasyonu yoktu.
17 ve 18’nci yüzyıllarda, bir kat daha eklenirken önemli değişiklikler yapıldı. Saray yapısı: 1723 yılında, Dorias tarafından satın alındı. 1864 yılında Fransız filosu şehri bombalandığında, zarar gören cephe onarıldı ve günümüzde görünen sıva dekorasyonu yapıldı. Atriumda, Doria ailesinin sembolü olan “kartal” bulunan asılı büyük bir fener vardır.
Buradan sütunlu avluya ve küçük ama güzel bir bahçeye geçilir. İç mekan: büyük ölçüde Semino atölyesinde yapılmış zengin dekorasyona sahiptir. Ana kattaki salonda: freskler ve aileyle ilgili olayların ve diğer mitolojik temaların resmedildiği resimlerdir.
Duvarlarda, 16’ncı yüzyıl sonlarından kalma, beş Flaman duvar halısı vardır. Oturma odasında ise, mermer anıtsal şömine dikkat çeker. Ana kattaki oturma odasında: 18’nci yüzyılda düzenlenmiş, Dorian ailesine ait resimler vardır.
Yapının dış cephesi: 1684-1685 yılları arasında yapılmış olup, mimar Antonio Ricci eseridir. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, 1864 yılında Fransız filosunun bombardımanında hasar gören şehrin en prestijli çatısının onarımı için, burada bir kat yükseltme yapılmasına karar verildi.
Palazzo Tobia Pallavicino-Carrega Cataldi
Günümüzde Ticaret Odasının bulunduğu bu yapı: o zamanlar da en varlıklı ve en etkili Ceneviz asillerinden biri olan Tabia Pallavicino için 1558-1561 yılları arasında yapılmıştır.
Pallavicino: servetini Avrupa’da tekstil endüstrisinde kullanılan bir tür tekstil boyası maddesinden elde etti. Alum denen bu madde, geç Ortaçağ ve erken modern İtalya ekonomisinin kilit sektörü olan tekstil endüstrisinde boyaların sabitlenmesinde kullanılıyordu.
Bu madde, önceleri Orta doğu dan getiren Venediklilerden, yüksek fiyatla satın alınıyordu. Pallavicino: Viterbo (Roma eyaleti) yakınlarındaki Tolfa’da bu değerli cevheri buldu ve 1541 yılından itibaren, kardeşiyle birlikte tekeline aldı. Oğulları aynı işi Roma, Londra ve Antwerp gibi şehirlerde kurdular ve aile işini genişlettiler.
Sarayda bulunan “Galleria Dorata” ve diğer önemli yerlerin yenileme çalışmaları, 1700’lü yıllarda Carrega ailesi dönemindedir. Yapının birinci katında: freskler ve altın süslemelerle kaplı “Galleria Dorata” (Altın Galeri) olarak bilinen, görkemli bir toplantı salonu vardır.
Bu salon: Lorenzo de Ferrari (1680-1774) tarafından rokoko tarzında tasarlanmıştır. Bence, şehri ziyaret edenler, bu toplantı salonunu mutlaka görmelidir.
Spinola Lazzaro
Bina: 1585-1588 yılları arasında, kuzenler Lazarus ve James Spinola tarafından yaptırılmıştır. Yan yana yerleştirilmiş iki özdeş özellikle yapı, 1609 yılında Philip Adorno’ya satılmış ve halen sahibi bunlardır. Binanın resim dekorasyonu, 1624 yılında Lazzaro Tavarone tarafından yapılmıştır.
Zemin katta, bahçeye bakan odada, kıymetli dini emanetler vardır. (Özellikle 1099 yılında Birinci Haçlı seferi sırasında yapılan “Kudüs’ün fethi” resmi görülmeye değerdir.)
Palazzo Rosso-Strada Nuova Müzesi
Şehrin en ünlü sanat galerilerinden biridir.
Yapı: Pietro Antonio Corradi tarafından tasarlanmış ve 1671-1677 yılları arasında yapılmıştır.
Yapı: Brignole Sale ailesi tarafından, 1874 yılında bir sanat merkezine çevrilmiştir. Çünkü: Brignole Sale ailesi tarafından, 200 yıllık süreçte toplanan, 17’nci yüzyıl, Ligurya bölgesinin en büyük ressamlarının resimlerine ait muhteşem bir koleksiyon burada sergileniyor.
Ayrıca: yapı değerli mobilyalar ve fresklerle süslüdür. Bu aristokrat Ceneviz köşkünün galerisinde resmi bulunan sanatçılar: Dürer, Veronese, Gurcino, Grechette, Van Dyck.
Lomellini Baldassare
Bu sokakta inşa edilen ilk saraylardan birisidir. 1562 yılı yapımı bu saray, Paris büyükelçiliği yapmış olan Baldassare Lomellini tarafından yaptırılmıştır.
Birinci katta: Taddeo Carlone tarafından yapılan orijinal fireskolar ilgi çeker. Yapı 1778 yılında Domenico Serra tarafından satın alınır. 1917 yılında ise, Campanella ailesine geçer. Hemen sonrasında inşa edilen: Palazzo Doria-Tursi örneğinde olduğu gibi, avlu, merdivenle bağlandığı giriş salonundan oldukça yüksektir.
18’nci yüzyılda yapılan değişikliklerle iki bölge bir duvarla ayrılır. 1942 yılında yapılan hava bombardımanında, ana salon ve oval yemek odası ciddi hasar görmüştür.
Palazzo Grimaldi Luca
Orijinal bina, Luca Grimaldi için, 1530-1540 yılları arasında yapılmıştır. Saray 1711 tarihinde Palazzo Rosso’da barınan Brignole-Sale’ye geçer.
16’ncı yüzyılda yapı mimar Giacomo Viano tarafından yıkılır ve yeniden inşa edilir. 1889 yılında Galliera Düşesi Maria Brignole-Sale de Farrari: sarayı Cenevre Belediyesine müze yapılmak üzere devreder. Yapıda: İtalyan ve 16 ile 18’nci yüzyıllar arasında Ceneviz ve Avrupa resim sanatının önemli bir koleksiyonu vardır.
Bu koleksiyonda resimleri olan sanatçılar: Flaman Hans Memling, Jan Provost, Rubens, Van Dyck’tır. Caravaggio’nun başyapıtı “Ecce Homo” mutlaka görülmelidir. Cenevizli Alessandro Magnasco’nun “Albaro Bahçesi” resmi de ilgi çeker.
PORTO VECCHİO
Eski liman bölgesindedir.
Porto Vecchio alanı: ünlü mimar Renzo Piano tarafından, Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü anısına düzenlenen uluslararası fuar vesilesiyle yenilenmiştir. Bu arada: Piazza Caricamento’dan limana giden yaya bölgesi oluşturulmuştur. Renzo da Bigo ve La Biosfera kurulmuştur.
Renzo da Bigo
Büyük ve beyaz bir vinç gibi görünür. İçinde asansörle çıkılan ve 360 derece dönerek şehrin panoramik manzarası izlenen bir yer var. Buradan özellikle şaşırtıcı carruggi labirentlerini izleyebilirsiniz.
La Biosfera
Denize asılmış çelik ve camdan oluşan bir damla gibi görünen bu mekanın içinde: bir yağmur ormanı ortamı yaratılmıştır. İnsan kaynaklı sömürü tehdidi altındaki tropikal ormanlardan gelen, küçük ama zengin botanik bitki ve hayvan türleri bulunur. Kuşlar, kelebekler ve sürüngenler burada serbestçe dolaşır.
Lanterna di Genoa-Deniz Feneri
Cenevre limanındaki bu deniz feneri: her yönden görülür. Fenerin ışığının 50 km kadar uzaklıkta gemiler tarafından görüldüğü söylenir. İlk olarak 1100’lerde ve son olarak ise 1543 yılında inşa edilmiştir. Yüksekliği 76 metredir.
Yükseklik olarak, dünyanın en yüksek 5’nci deniz feneridir. Herkül kulesi ve Kopu feneri sonrasında: dünyanın en eski deniz feneridir. Yapı: 1400’lü yıllarda bir süre hapishane olarak da kullanılmıştır. 375 basamaklı merdiveni tırmanırsanız, tepesinden, muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz.
MSC Cruıses
Cenova şehri limanında: MSC Cruıses şirketinin gemileri görülür. Bu gemiler: çocuklara deniz ve denizciliğin sevdirilmesi için, çizgi roman karakterleriyle boyanmıştır.
PORTO ANTİCO
Limanda büyük bir korsan gemisi görülür. Bu gemi: Roman Polanski tarafından 1986 yılında çekilen “Korsanlar” isimli filmi için aslına uygun olarak yapılmış, Tunus korsan gemisidir.
Acquario Di Genova-Akvaryum
1992 yılında açılan akvaryum, Avrupa’nın en büyük ikinci akvaryumudur. Katedrale yürüme mesafesindedir. Giriş ücreti 27 Euro’dur. Ziyaret için yaklaşık 2 saat 30 dakika gerekir.
Akvaryum binası: Genova Expo 92 için yapılmıştır. Dışarıdan bakıldığında bir gemiyi andırır. Dış mimarisi Renzo Piano tarafından yapılmıştır. Burada: 400 farklı türe ait 15 binden fazla hayvan görülebilir. Dört açık hava havuzunda, yunuslar bulunur.
Ancak yasal düzenlemeler nedeniyle burada yunus gösterisi düzenlenmiyor. Renzo Piano tarafından tasarlanan “Cetacean Pavyonu” görmeyi unutmayın. Ayrıca özellikle Kızıldeniz bölümündeki mercanlar ilgi çeker.
Burayı yıllık 1 milyon kişinin ziyaret ettiği söyleniyor.
Cenova Denizcilik Müzesi
Cenova: 16 ve 19’ncu yüzyıllar arasında önemli bir deniz gücüne sahipti. Buradaki müze: çeşitli tarihi eserler, rekonstürüksiyonlar ve görüntülerin bulunduğu 4 kattan oluşur. Bir oda: çeşitli kürelerin ve farklı zaman dilimlerindeki atlasların görüntülerini içerir. İkinci kattaki odada: gemi batıklarının kopyaları ve sayısız deniz araçları sergileniyor. Ayrıca, müzenin hemen yanında, bitişikteki rıhtımda bir İtalyan denizaltısı bulunuyor.
GEZİLECEK DİĞER YERLER
STAGLİENO ANITSAL MEZARLIĞI-CİMİTERO MONUMENTALE DI STAGLİENO
Şehrin Staglieno bölgesinin yamacındadır.
1835 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanan bu anıtsal mezarlık, Avrupa da en büyüleyici ve güzel mezarlardan biri olarak ve hatta bir gerçek açık hava müzesi olarak kabul edilir.
Mezarlık duvarları içinde: romantik bahçeler arasında, Panteon olarak da bilinen Cappella dei Suffragi, Mazzinin ve Resorgimento nun mezarları hayranlıkla izlenir. Mezarlığın orijinal merkezini oluşturan galeriler ve portallar, uluslararası üne sahip sanatçılar tarafından 19 ve 20 nci yüzyıllarda yaratılan Ligurya heykel anıtlarıyla kaplanmıştır.
Mezar alanı içinde: sevilen folk şarkıcısı Fabrizio de Andre ve ünlü komedyen Gilberto Govi nin de bulunduğu seçkinlerin kalıntıları vardır. Oscar Wilde in mutsuz gelini Lady Constance Wilde nin mezarı da buradadır.
Ağaçların arasında üstü açık küçük alanda Giuseppe Garibaldi nin birçok askerinin mezarları olan “Garibaldini” ve Risorgimento döneminin kahramanları Giuseppe Mazzini nin mezarı var.
Burada rehberli turlar düzenleniyor. Ücret 5 Euro’dur.