Dere yatağına yapılmış, belli mi olur, hani ıslah edildi diyorlar ya, İstanbul’da ıslah edilip de taşan bir çok dereleri televizyonlarda izledik, yağışlı havalarda ne olur ne olmaz, bakarsınız yatağına koca bir alışveriş merkezi kurulan dere, birden taşmasın, aman dikkat.
ULAŞIM
Ankara yönünden, Gordion alışveriş merkezine gitmek isterseniz; Ankara-Eskişehir kara yolunu takip ediyorsunuz. Etimesgut bölgesinde; sağınızda “Askeri Bölge” olduğunda; Çayyolu köprüsünün üstünden değil, hemen sağından dönüp, köprünün altına inin ve ikinci sola döndüğünüzde, hemen Gordion alışveriş merkezinin önüne çıkacaksınız.
Eskişehir yönünden geldiğinizde ise: yine, Çayyolu köprüsünün üstüne çıkmadan, sağından kıvrılıp yolu takip ettiğinizde, Gordion alışveriş merkezinin hemen önüne çıkacaksınız.
Sonuç olarak: ulaşım kolay. Otopark sıkıntısı pek olacağını sanmıyorum. Son gittiğimde (bir hafta önce): özellikle pazar günleri otopark sıkıntısı var, aman dikkat, dönüp dolaşıp, aracınıza park yeri bulamayıp, geri dönme olasılığınız yüksek.
Alışveriş merkezinin kapalı otoparkı yanında, ön ve yan bölümlerinde, açık alanlarda yeterinden fazla araç park yeri bulmak mümkün.
Ama, o kapalı otopark tam bir alem. Girişini bulana kadar bayağı dolanacaksınız, girişi buldunuz, yukarı çıkana kadar iyice dolanacaksınız, hele bir de çıkışa geçtiniz mi, işte o zaman büyük bir gezi başlıyor, sanırsınız ki, bu kadar uğraşıdan sonra Kızılay’a vardınız, niye insanları sürekli “dön dön dur” bir döngünün içine sokarsınız, kısa yoldan çıkışa yönlendirseniz………..
GENEL
Merkez: Chapman Taylor ve Redev Concepts tarafından tasarlanmış. Merkezin inşaatına: Haziran 2007 tarihinde başlanılmış ve 24 ayda bitirilmesi planlanmış.
Merkezin yapıldığı arazi: ASKİ’ye aitmiş.
Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, kat karşılığı satışa çıkarılmış, ihaleyi kazanan Gürtaş Aş. nin alışveriş merkezi için ayrılan araziyi Redevco adına almış ve proje sonunda, Belediye’ye, 300’den fazla konut verilmiş.
Hollanda merkezli “Cofra Holding” bünyesinde bulunan, dünya çapında 7.2 milyar avroluk gayrimenkul sahibi Redevco’nun 150 milyon avro ile yaptırdığı bir merkez.
Merkezde: 165 bin metre kare kapalı alan, 50 bin m. kare kiralanabilir alan, 35 bin metre kare ortak alan ve 75 bin m. kare kapalı otopark bulunuyor. (3 alandaki otopark: 2300 araçlık) Merkez: zemin, zemin altında 2 kat ve zemin üstünde iki kat olmak üzere yerleştirilmiş.
İsim neden Gordion. Polatlı yakınlarındaki tarihi Gordion kenti ve efsanesini dikkate alarak bu isim verilmiş.
Merkezin girişindeki kırmızı kolonlar, meşhur Gordion düğümünü sembolize ediyormuş.
Ben bunları görmedim, demek ki, ziyaretçilerin dikkatini çekecek ölçüde yapılmamışlar veya yerleri yanlış.
Evet: alışveriş merkezinde “yaşam odası” konsepti oluşturulmak isteniyormuş, ilgililer öyle söylüyor. Misyon olarak farklılıklarının bulunduğunu da belirtiyorlar.
İkinci yaşam konseptini oluşturacaklarmış. Ziyaretçilere, evlerindeki oturma odası rahatlığını vermek istiyoruz diyorlar.
Hayır; ben alışveriş merkezinde, evimdeki oturma odası rahatlığını bulmak istemiyorum ki, oturma odası rahatlığını zaten evimde buluyorum.
Benim alışveriş merkezine gitme düşüncemin temelinde: rahat, güvenli bir alışveriş, güzel ve eğlenceli bir ortam, evimden farklı bir ortam istiyorum.
Evet: öncelikle, Gordion Alışveriş Merkezinin daha açılmadan aldığı bir sertifika var.
Ondan söz etmek istiyorum: “Breeam Sertifikası”
Bunun anlamı: yeşil alışveriş merkezi konsepti.
Bu sertifika; Türkiye’de ikinci kez, Gordion Alışveriş Merkezine verilmiş. Tabii; ilk kim aldı diye düşüneceksiniz.
Bu sertifikayı ilk alan: Erzurum Alışveriş Merkezi.
Gordion alışveriş merkezinin bu sertifikayı almasında etken olanlar şunlar: merkez, kendi enerjisini kısmen üretecek.
Elektrik ihtiyacının, yaklaşık yüzde 18’i, kojenerasyon sistemi ile sağlanacakmış.
Sistemin verimliliği, atık ısının ısıtma ve soğutmada kullanımı yoluyla maksimize edilecek.
Bu da, Türkiye’deki diğer alışveriş merkezlerine kıyasla, metrekare başına daha az karbondioksit salınımına imkan verecek.
Buranın; metro istasyonunun üzerinde konumlanması: ziyaretçilerden kaynaklanan karbondioksit salınımının da aza indirgenmesini sağlayacak.
Evet, alışveriş merkezinin: yüzde 90’ı kiralanmış durumda. Ana kiracılar: Carrefour, Elekctroworld, Zara, Mark&Spencer ile ziyaretçiler için bir çekim merkezi olmayı hedeflemişler. Toplamda ise merkezde 160 mağaza bulunuyor.
GEZİNTİ
Ön cephedeki kapılar: büyük ve geniş. Bu kapılarda: inanın, bu koca devasa binanın en güzel yanı var. Cam kapılar. Muhteşem güzel. Bu cam kapıları kim yaptı ise; işte koca binanın tek olumlu yanı.
Evet; bu kapılardan girerken: büyük bir alışveriş merkezine girdiğinizi düşünüyorsunuz. Ama; içeri girince, dar ve basık ve de henüz yarısı açılmamış mağazaların bulunduğu koridorlarda gezerken; şaşırıyorsunuz.
Çünkü: gerçekten, ismi kadar muhteşem bir alışveriş merkezi değil.
Mimari olarak herhangi bir ilginç yapısı yok.
Yani: alelade bir yapı. Estetik düşünülmemiş. Mimari de, diğer alışveriş merkezlerinden farklı bir özellik ortaya konulmamış.
Girişte: zemin katta: büyük bir teknoloji marketi ve hipermarket bulunuyor. Ünlü markaların bu mekanları; doğal olarak alışveriş merkezinin en canlı ve kalabalık mekanları.
Evet devam ettiğinizde; bir bakıyorsunuz; herhangi bir plan ve düşünce olmadan yapılmış ve yerleştirilmiş bir alışveriş merkezine geldiğinizi, kısa zamanda hissediyorsunuz. Evet; herhangi bir planlama yapılmamış.
Yani: paldır-küldür, kafanıza göre gezin. Herhangi biriyle buluşmayı düşünürseniz, pek sanmıyorum, büyük olasılıkla, buluşma yeri konusunda problem yaşayabilirsiniz. Çünkü: çok karışık. Plansız ve düzensiz bir yerleşim var.
Merkezde: bir orta alan var. Burada: bir panoramik/camlı asansör bulunuyor. Çatı: tamamen olmasa da, büyük bölümü: saydam malzeme ile yapılmış.
Yani: gün ışığından yararlanılmak istenmiş. Tamam da; gün ışığı yalnızca üst katları etkilemiş, zemin ve ilk katlar; maalesef loş. Bu loşluk; alışveriş merkezine, bir köhnelik vermiş.
Koridorların dar ve basık olması ve çoğu mağazanın henüz açılmamış olması da, bu loşluğu üst düzeyde etkilemiş.
Yani; ışıksız, nispeten loş bir ortamda dolanıyorsunuz. Çatının saydam malzeme ile yapılması elbette güzel.
Peki; gece mutlaka ışıklandırma yapılacaktır, bunun dışında, gündüz saatlerinde bulutlu ve puslu günlerde de, büyük olasılıkla ışıklandırma yapılması şart.
Panora alışveriş merkezinde, koridorların yüksekliği ve genişliği, mağazaların tavan yüksekliği tenkit edilirken, burada bu basıklık, hayır, bu da güzel olmamış. İçiniz bunalabilir.
Koridorların belli bir yerinde: tavandan aşağı uzanan, gök kuşağı renkleri bulunan süsleme çok güzel. Bu hoş bir görüntü oluşturmuş.
Evet: ana bina, sanırım, iki veya üç katlı. Ama yan bölüm: daha fazla katlı. Yürüyen merdivenler etkin ve hızlı. En üst katta: yemek bölümü var.
Ancak: çok sıkışık, dar bir ortama konulmuş birçok masa ve sandalye. İnsanlar: dip dibe oturmuşlar, bir şeyler yemeğe çalışıyorlar.
Bu kötü. Bu kadar sıkışık olması olumsuz. Ayrıca: bu dar ortamda, maalesef yemek kokuları da, ağır yemek kokuları da egemen olmuş.
Tek olumlu yanı: yemek bölümünün dış cephesinin açık alan, teras olarak düzenlenmesi.
Sanırım sigara içenler için yapılmış olan bu alan, gerçekten çok güzel manzaraya sahip. Güzel havalarda; burayı mutlaka değerlendirmek gerekir. Gordion’a giderseniz, mutlaka teras için zaman ayırın. Manzara harika.
Burada dikkatimi çeken diğer husus şu oldu: daha önce Türkiye’de görmediğim canlı heykeller var.
Evet, bir kısım genç: gerek kıyafetlerini ve gerekse vücutlarının açıkta kalan bölümlerini boyayarak, bir platform üzerine çıkmışlar ve dakikalarca, belki de saatlerce hareketsiz olarak duruyorlar.
Bizim insanımıza ilginç gelmiş olmalı, kıpırdamadan duran bu insanları, sanırım genellikle, bir heykel olarak düşünüyorlar ve önlerinde/yanlarında resim çektiriyorlar.
Büyük bir emek ve özveri. Bu genç insanları; yaptıkları nedeniyle, kutlamak gerek. Daha önce, bunun benzerini İtalya-Roma’da görmüştüm.
Ankara Gordion Alışveriş Merkezi
SONUÇ
Deniliyor ki; Gordion alışveriş merkezi Çayyolu halkı için açıldı ve Çayyolu halkının yaşamı için, değişik bir alternatif üretti.
Burası: Ankara. Burada açılan bir alışveriş merkezi; mutlaka yakın çevresi için bir yenilik, bir alternatif oluşturabilir ama alışveriş merkezi yönetimi, hedef kitlesini bu yakın çevresi olarak belirleyemez.
Çünkü: belirler se, bu yakın çevre sonuçta belli rakamlara oluşan bir insan topluluğuna sahip, ekonomik verimlilik açısından, hedef kitlenin, tüm şehir halkı olarak ve hatta şehre dışarıdan gelen ziyaretçiler olarak da seçilmesi gerekir.
Sonuçta: Çayyolu halkının da, Gordion alışveriş merkezini kendilerine mal etmelerini kabullenmek, biraz dar görüşlülük olur.
Çünkü: Çayyolu halkı; elbette, şehirde, kendine uygun ve güzel alışveriş merkezlerine gitme, ulaşma olanaklarına sahip ve bence bu seçiciliğini, yani alışveriş merkezleri arasındaki seçiciliğini kullanması en doğal hakkıdır.
Yani: yakın diye, yeterli olanakları olmayan bir yeri, benimsemek ne kadar mantıklı?
Evet: yine, ziyaretçilerden alınan duyumlara göre, burada rahat geziliyor, Panora’da rahat gezilmiyor şeklinde düşünceler yansıtılmış.
Lütfen, zemin katta gezerken dikkat edin, loş ve basık bir ortam var, yani bir anlamda karanlık. Ben daha önce de söylediğim gibi; Panora’nın reklamını yapmak için burada değilim, benim için önemli olan, tüm alışveriş merkezlerini gezmek, olumlu ve olumsuz yanlarını siz ziyaretçilere yansıtmak.
Yoksa, bizim amacımız, herhangi bir alışveriş merkezinin reklamını yapmak değil. Ama: kesin olan şu var; Gordion karanlık ve dar koridorlardan oluşmuş, hiç bir şey bunu değiştiremez.
Bayram arifesi, yüzlerce kişiye iş olanakları sunulması, buranın erken açılmasının bir mazereti gibi öne sürülmüş. Evet: isterseniz olayı iki cepheden inceleyelim.
Birinci cephe: Tamam, mantıken ve de gerçekten, işsizlik ortamında, bu insanlara istihdam olanaklarının yaratılması güzel bir düşünce. Peki, diğer cepheden yani tüketici/ziyaretçi gözüyle bakalım.
Çayyolu’ndaki evlerin hemen dibine kondurulmuş, bu devasa bina, gerçekten olukça sakin ve nezih bir alışveriş merkezi olarak dikkati çekiyor.