Bulgaristan Burgaz

Bulgaristan Burgaz

Bulgaristan Burgaz;

Bulgaristan ülkesinin Karadeniz kıyısında sahil şeridindeki bu şehir: ülkemize çok yakın, bir anlamda Kırklareli şehrimizin komşusudur. Burgaz limanı, ülkenin en büyük kargo limanıdır.

Şehir: ülkenin dördüncü büyük şehridir. Ülkenin diğer bazı şehirlerine olan uzaklığı ise: Sofya: 385 km. Plovdin: 268 km. ve Varna: 134 km. dir. Şehir nüfusu, 230 bin kişiden oluşmaktadır, ancak yaz aylarında bu nüfus ikiye katlanmaktadır.

6 Aralık günü burayı ziyaret ederseniz. Aziz Nikolay Miracleworker günü ve Burgaz Günü kutlamalarına katılabilirsiniz. Bu kutlamalarda: Bulgaristan’ın birçok şehrinden, buraya ziyaretçiler gelir ve büyük kutlamalar yapılır.

Kutlamalarda: denize çelenk atma, rahipler tarafından yapılan geçit töreni, balık çorbası etkinlikleri, şarkılar ve havai fişek gösterileri, konserler düzenlenmektedir. Bunun dışında: yine bu şehirde, her yıl Ağustos ayında düzenlenen bir festival ve etkinlik bayağı meşhurdur.

“Spirit of Burgas” olarak isimlendirilen bu müzik festivalinde: rock, reggae-caz, blues, tekno gibi müziğin birçok türünden guruplar, izleyenlere müzik ziyafeti çekiyorlar.

Evet: şehrin son yıllarda aldığı birkaç ödülden söz ederek, giriş kısmını bitireceğim: 2012 yılı için, Bulgaristan’da yaşamak için en iyi şehir, 2011 yılı için Bulgaristan’da en yeşil şehir, 2012 yılı için Bulgaristan’da turizmin gelişmesine katkı ödülü.

TARİHİ

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz: 1367 yılında Türk hakimiyetine geçmiş ve 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşına kadar Türk hakimiyetinde kalmıştır. 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması ile, şehir, özerk hale gelmiş ve 1885 yılında ise Bulgaristan Prensliği tarafından ilhak edilmiştir. 1908 yılında Bulgaristan bağımsızlığını ilan edince, şehir de, Türk egemenliğinden tamamen çıkmıştır.

Şehrin yakın tarihi geçmişinde bir olay var. 18 Temmuz 2012 tarihinde, İsrailli turistlerin bulunduğu bir otobüste, intihar bombacısı eylem düzenledi ve eylem 7 ölü, 30 yaralı ile sonuçlandı.

ULAŞIM

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde uluslar arası bir havaalanı ve tren istasyonu bulunmaktadır. Sofya ile arasında ise, bir otoyol bağlantısı bulunmaktadır. Havayolu ile buraya ulaşmak isterseniz, havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım için, toplu taşım aracı otobüsü kullanabilirsiniz.

0.90 leva karşılığı ücretle kullanılan bu otobüs yaklaşık 30 dakikalık yolculuk sonrasında, sizi şehir merkezine ulaştırıyor. Havaalanı şehir merkezine 10 km. uzaklıktadır.

Karayolu ile gitmek en uygun yoldur. İstanbul’dan bir otobüsle hareket ettiğinizde: Kırklareli üzerinden, Dereköy sınır kapısından çıkarak, yaklaşık 4 saatlik bir yolculuk sonrasında şehre ulaşabilirsiniz.

Dereköy’den sonra, yaklaşık 8 km ilerliyorsunuz ve sınır kapısına ulaşıyorsunuz. Bu yol virajlı, dikkatli gitmek gerekir. Sonra, kısa bir bekleyişten sonra: sınır kapısından çıkıp, 80 km. sonra Burgaz şehrine ulaşmak mümkündür.

Ulaşım için: kendi özel aracınızı kullanacaksanız: Bulgaristan gümrük yetkilileri, aracınız için “Yeşil Sigorta” denilen bir tür sigorta istiyorlar. Sigortanın 15 günlük ücreti, 60 Euro’dur. Bu sigortayı gümrük kapısında yaptırmak mümkün ama bence, yola çıkmadan önce bir sigorta şirketine yaptırmalısınız.

Ayrıca: ruhsat sahibinin sürücü ile aynı kişi olmasını istiyorlar. Ayrıca, yine gümrükten araç pulu (10 leva) almanızı öneririm, çünkü Bulgaristan içindeki kontrollerde bu yoksa, büyük cezalar ödemeniz söz konusu olabiliyor.

VİZE

Bulgaristan Burgaz;

Yeşil pasaport sahipleri ve Shengen vizesi olanlar, Bulgaristan’a ilaveten bir vize almadan girebiliyorlar.

NÜFUSU

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde yaşayanların büyük bölümü Müslümandır ve Türkçe konuşmayı bilmektedirler. Bunun dışında: bağıra çağıra konuşan, saçlarını kazıtmış, Bulgar milliyetçiliği konusundaki aşırı tutumları hemen hissedilen gençler de görülüyor. Hatta: bazı yapıların duvarlarına “gamalı haç” işaretlemişler. Yine de, bunların ziyaretçilere pek sıkıntı yarattıkları söylenemez.

İKLİM

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz bölgesinde: deniz ve karasal etkilerin egemen olduğu ıslak subtropikal iklim hakimdir. Yaz aylarında ortalama sıcaklık, Temmuz ayında 22.7 derece ve bu sıcaklıklar, Kasım ayına kadar 20 derece civarında gitmektedir.

Kış mevsiminde ise, sıcaklıklar ülkenin diğer bölgelerine kıyasla oldukça yumuşaktır ve hemen hemen hiç kar yağmaz. Kış ortalama sıcaklıkları, Ocak ayında 2.1 civarındadır. Yıllık ortalama sıcaklık ise, 12.3 derecedir.

PARA

Şehirde “leva” kullanılıyor ama birçok yerde dolar ve Euro da geçiyor.

GECE HAYATI

Bulgaristan Burgaz;

Şehirde, özellikle Türkler tarafından tercih edilen gece hayatı ve eğlence mekanı “Hotel Bulgaria” denilebilir. Burada: kumarhane dışında erotik showlar düzenleniyor ve bu konudaki meraklılar tarafından yoğun olarak tercih ediliyor. Ancak, yine de, bu şehirde gece hayatı için en çok tercih edilen yer “Slınçev Brag” yani “Sunny Beach” denilen yerdir.

NE YENİR

Bulgaristan Burgaz;

Şehir merkezinde birçok restoran var. Buraya has bir yemek türü göremedim. Ancak: örneğin, şehir merkezinde “Amstel” denilen bir restoran var, oraya uğrarsanız: yöresel lezzetlerden bir kısmını görebilirsiniz. Ayrıca, yine şehirde Happys Restoranları zinciri var, bunları da tercih edebilirsiniz.

Veya, yine şehir merkezinde, zengin menüsü ile dikkati çeken “Happy Bar and Gril” düşünülebilir.
Yöresel lezzetlerden “şopska” salata denemelisiniz.
Bir de: Seaside park alanına gittiğinizde, buraya has menekşeli dondurmayı tatmalısınız.
İçki olarak ise “limon aromalı kamenitza birası” düşünülebilir.

NE SATIN ALINIR

Bulgaristan Burgaz;

Burgaz şehri: süt ürünleriyle ünlüdür. Buradan, dönüşünüze yakın tarihlerde: Emmanter, Danish, Camembert peynirlerinden satın alırsanız, bu lezzetleri dönüşte de tatmak imkanına sahip olursunuz.

GEZİLECEK YERLER

ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Bulgaristan Burgaz;

Müze, Dmitri Brakolovym Todorov tarafından, 1873 yılında, Brakolova denilen yerde inşa edilen yapıda bulunmaktadır. Slavyanska bölgesindedir.
Müzede bulunan objeler, iki bölüme ayrılmıştır. Zemin katta: 19.yüzyıl sonuna kadar süren dokuma işçiliği ürünleri sergilenmektedir.

Bunlar arasında, özellikle köylü giysilerini süslemek için kullanılan objeler ilgi çekmektedir. Müzenin birinci ve ikinci katında ise: çeşitli ve doğal renklerde: ev eşyaları, kumaşlar, giysiler ve benzeri objeler sergilenmektedir.

Burada, ayrıca vitrinler içinde geleneksel halk kostümleri de sergileniyor ki. Müzenin en itibarlı koleksiyonu buradadır. Bunlar: 19. yüzyıldan itibaren, Burgaz bölgesindeki tipik ayinler ve kutlamalarda kullanılan festival giysilerinden oluşmaktadırlar.

ST CYRİLL VE AZİZ METODLY KATEDRAL KİLİSE

İtalyan mimar Rikardo Toskani tarafından, 1897-1907 yılları arasında yapılmıştır. Duvar resimlerinde, aziz Cyrill ve Methodius’un resimleri tasvir edilmiştir. Kilise, 1979 yılında, Bulgar Devleti tarafından, Ulusal öneme sahip kültür, mimari ve yapısal anıt olarak ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

ARKEOLOJİ MÜZESİ

Aleko Bogoridi Bulvarındadır. Burada: Burgaz bölgesinde bulunan, 14. yüzyıl ve öncesindeki döneme ait arkeolojik buluntular sergilenmektedir. Bunlar arasında: Karadeniz denizcilik tarihini yansıtan objeler, altın takılar, sanat nesneleri ve çömlekler bulunmaktadır.

LARGO

Burası, şehrin en ünlü caddesidir ve aynı zamanda şehirde en çok ziyaret edilen ve işlek yerdir. Burada: sokak müzisyenleri, dondurma-mısır satanlar, köşelerde küçük publar bulunuyor. Burgaz ruhunu keşfetmek için burayı ziyaret etmek gerekir.

Burada, ayrıca: Troykata Meydanı bulunuyor. Bu meydan: şehirdeki birçok konser, gösteri, kültürel ve sportif etkinliklerin düzenlendiği yer olarak bilinir. Aynı zamanda: Sovyet ordusu da, görkemli geçit törenlerini burada yapıyormuş.

Alexander caddesi boyunca: iki güzel havuz da bulunuyor ve bunların renkli fıskiyeleri, şehir ziyaretçileri tarafından en çok fotoğraflanan yerler olarak önem kazanıyor.

SAAT

Şehrin tartışmasız en gözde sembollerinden olan bu saat: 20. yüzyılın başlarında, Bogoridi ve Alexandrovska caddeleri köşesinde yapılmıştır. Saat: yıllardır Burgazlılar için buluşma ve toplantı yeri olarak tercih edilmiştir. Saat yakınlarında: birçok insanı, sürekli olarak birilerini bekliyor gibi görmek mümkündür.

PUSULA

Burgaz şehrindeki gezide, başlangıç noktası olarak tercih edilen “Hub” olarak bilinen, şehrin mimari merkezidir. Buraya, aynı zamanda “pusula” da denilir. Alexandrovska caddesi üzerinde bulunan ve bronzdan yapılmış pusula: Burgaz bölgesinde “sıfır” noktası olarak kabul edilmektedir.

Sanatsal bir güzellik arz etmektedir ki, kabartma görüntüleri olan, şık bir dekoratif tabak gibidir. Evet, bu ilginç eser: heykeltıraş Radostin Damaskov tarafından yapılmıştır.

AZİZ NİKOLAY MİRACLEWORKER ARCH

Burası: şehir merkezinde, yine şehrin sembollerinden olan bir sanat objesidir. Pusulanın yakınlarındadır. Sanatçı İvan Bahchevanov tarafından tasarlanmıştır. Metal ve taştan yapılmış bu eserde: Burgaz bölgesinin kutsal azizi Nikolay’ın: ikonografik görüntüsü, bir alçak kabartma ile sembolize edilmiştir.

Azizin kabartma yüze: doğu tarafına bakmaktadır. Bu yüzden, günün ilk güneş ışıkları, Azizin yüzünde parıldamaktadır.

Evet: bu eserin altındaki bölümden geçerseniz: hastalıklardan korunacağınız ve yeni enerji alacağınız, vücudunuzun yenileneceği rivayet edilmektedir. Sağlık ve refah için, objenin altındaki bölümden geçmek, ziyaretçiler için bir gelenek haline gelmiştir.

GRAMOPHONE

Largo bölgesindeki bu mimari anıt: şehrin sembollerinden birisidir. Eser, sanatçı Rusi Stoyanov tarafından tasarlanmıştır. Anıtın boyu, yaklaşık 2 metredir ve oldukça heybetlidir. Gramafonun çevresinde: kolunu çevirmek için çabalayan çocuklar görebilirsiniz.

Burgaz şehrinin yaşlıları: dikkatle gramafon kolu çevrildiğinde, gramafonun içinden sizi seven kişinin ismini duyabileceğinizi söylüyorlar.

DENİZ FENERİ

Deniz feneri, Burgaz Limanında bulunmaktadır. Merkez plajı ve iskeleden görülebilmektedir. İlk olarak, 19. yüzyılda faaliyete başlamıştır. Sabi Denev tarafından tasarlanmıştır.

CENTRAL BEACH

Burgaz şehri Karadeniz kıyısında olunca, elbette bu şehirde plajlar bulunuyor. Bu plaj: neredeyse 2 km. lik kumsalı ile, şehrin merkez plajıdır ve gerek Burgazlılar ve gerekse ziyaretçiler tarafından tercih edilmektedir. Plaj: seaside park alanındadır ve bu yüzden şehrin en yeşil ve keyifli yerlerinden birisidir.

Hemen yakınında Burgaz Feneri bulunur. Ziyaretçilerin rahatı ve konforu için duş ve soyunma odaları bulunur. Şemsiye ve şezlonglar ücretsiz sunuluyor. Ayrıca: yine plaj bölgesinde futbol, voleybol, plaj tenisi için spor tesisleri buluyor.

Bulgaristan’ın en büyük müzik festivali: burada düzenlenir. Ayrıca, yine burada, birçok ulusal ve uluslar arası nitelikte prestijli spor yarışmaları düzenlenir.

NORTH BEACH

Burası da, Seaside park boyunca uzanan, dinlenme, spor ve eğlence merkezidir. Plajın uzunluğu yaklaşık 1700 metredir ve genişliği ortalama 38 metredir. Sahilde bulunan kumluk alan: her gün temizlenmektedir. Plaj alanında: gündüz ve akşamları faaliyet gösteren: iki restoran, bar ve pub bulunmaktadır. Ayrıca, yine plaj alanında: iki futbol ve dört voleybol sahası bulunmaktadır.

SEA SİDE PARK

Burası, deniz kıyısında bir park alanı değil, aynı zamanda şehrin kalbi gibidir ve şehirdeki birçok sanatçı, romantik bir yer olarak burayı tercih etmektedirler.

Park alanı: Bulgaristan ülkesinin en güzel parklarından birisi olarak, 1910 yılında, peysajcı Georgi Duhtev tarafından inşa edilmiştir. Bu inşası sırasında: dünyanın birçok yerinden getirilen egzotik bitkiler kullanılmıştır ki, bu bitkiler, bugün bile parka egzotik bir hava vermektedirler. Park alanının uzunluğu 5 km. dir.

Tamamen gezmek istediğinizde, birkaç saat ayırmanız gerekir.

Evet: güzel bir yürüyüş yapmak, çok sayıdaki dinlenme alanlarını görmek ve birçok restoranda yöresel lezzetleri tatmak istiyorsanız, bu park alanının mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Yaz döneminde, bu park alanında: şarkı yarışması, foklör festivali, müzik festivali ve çağdaş sanat festivali düzenleniyor.

Deniz Casino

Sea Side Park merkezinde bulunan: Sea Casino: Burgaz şehrinin en sembolik yapılarından birisidir. Yapı: 1936 yılında yapılan, kumarhane projesi yarışmasını kazanan projedir. Tabii ismini düşününce, burasının bir kumarhane olmadığını belirtmem gerekir.

Burgaz Belediye Başkanı Atanas Sirekov tarafından yapılan yarışmada: 17 proje yarışmış ve Mimar Viktoria Angelova’nın bu projesi yarışmayı kazanmıştır. Proje tamamlanmasını müteakip 7 Ağustos 1938 tarihinde açılmıştır.

Yapı: bütün körfez manzarasına sahiptir ve ayrıca: denizden geçen gemilerden ve yakındaki iskeleden görülebilmektedir.

Günümüzde, bir kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Festivaller, film gösterimleri, sergiler ve düğün törenlerine ev sahipliği yapmaktadır. Hatta: 2011 yılında, yenilendikten sonra “Yılın Binası” ödülüne layık görülmüştür.

Pantheon

Seaside Park alanında bulunan anıt: Burgaz şehrinin sembollerinden birisidir. 1981 yılında dikilen anıt, anti faşizm anısına dikilmiştir. Heykeltıraş Valentin Starchev tarafından tasarlanmıştır.

1989 yılındaki siyasi değişikliklere kadar: anıtın orta kısmında “ebedi ateş” yanmakta ve askerler tarafından nöbet tutulmaktaymış. Günümüzde, anıt: bir buluşma yeri olarak kullanılmaktadır.

PETRO ZADGORSKİ GALERİSİ

Burası: ülkenin en eski sanat galerilerinden biridir. Yapı: Sinegog’u andırır. İtalyan mimar Ricardo Toscani tarafından, 1960 yılında yapılmıştır.

Galerinin koleksiyonunda: 2000 civarında, heykel ve sanat grafik eserlerinden oluşan bir topluluk bulunmaktadır. Ancak, bu eserlerin sanatçılarının tümü: Burgaz şehri sanatçılarıdır. Ayrıca: yine bölgeden toplanan dini ikon eserleri de ilgi çekiyor.

AKVE KHALIDE-THERMOPOLİS

Burası: antik ve ortaçağ dönemlerinde iskan edilmiş bir bölge olarak dikkat çekmektedir. Buraya ulaşmak için, şehir merkezinden şehir içi otobüsleri kullanabilirsiniz.

Aqua Calidae

Burası, BAlneoloji kompleksi üzerinde bulunan ve kuzeyden güneye 85 metre uzunluğunda bulunan, dünyanın en büyük şifalı maden suyu alanı olarak bilinir. Alan: Thermopolis şehrinin ucunda, yüzyıllardır var olmuştur. Şehir ziyaretçileri, yüzyıllar boyunca burayı ziyaret etmişlerdir.

Mineral Bölümler

MÖ.1000 yıllarında: Thermopolis şehri: burada bulunan sıcak mineral kaynakları çevresinde inşa edilmiştir.

Hatta: bölgede yaygın bulunan “üç periler” efsanesi: insanları buraya özellikle çekmiştir. 16. yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman: suyun iyileştirici niteliklerini öğrenince, buraya o dönemin en modern Türk hamamını inşa ettirmiştir.

Zaten, şehrin ismi de: “Calidea” da “sıcak şehir” anlamında “Therma” veya “Thermopolis” olarak kullanılmıştır. 6. yüzyılda, eski köy banyoları genişletilmiş ve kale duvarları inşa edilmiştir. Roma döneminde ise, İmparator Trayan: hamama kadar ulaşan yol inşa ettirmiştir.

Yine imparator Septimius Severus döneminde, hamam bölgesinde, özel kutlamalar ve spor oyunları düzenlenmiştir. İmparator Tiberius II nin eşi Anastasia: burada iyileşmiş ve yerel kiliseye, minnettarlığını ifade etmek için yardımda bulunmuştur. 13. yüzyılda, haçlı seferleri sırasında, Latin şövalyeleri burada ağırlanmıştır.

Üç Periler Efsanesi

Bölgede anlatılan bir efsaneye göre: üç bakire kız: antik şehri ve Aqua Calidae arasındaki şifalı suların bulunduğu bölgeyi korumak için hayatlarını adamışlardır. Ancak: kızlar, verdikleri sözü tutamazlar ve günah işlerler. Bunun üzerine: tanrılar tarafından cezalandırılırlar ve taşa çevrilirler.

Bölgenin bugünkü durumu

Evet, bu antik kent alanına ziyarete giderseniz: kent duvarı, kuzey kapısı ve dükkan ve mutfaklar ve hamam kompleksinin bulunduğu yerde, doğu kanadında ortaya çıkarılan 8 odayı görebilirsiniz.

Hamam kompleksinin, özellikle ısıtma sisteminin benzersiz olduğu söyleniyor. Mevcut kil borular ile: sıcak su ve sıcak hava dolaştırılarak taş zemin döşemesi ısıtılıyormuş. Mermer kaideler ile iki katmanlı havuz da, ilgi çekiyor.

Bölgede yapılan arkeolojik araştırmalarda: 200 civarında sikke, mücevher ve kült nesne bulunmuştur. Bunlar arasında en değerli olanlar: Trakya kült gümüş balta, üzerinde oyulmuş bir imparatorluk kartalı bulunan toprak minyatür obje, gümüş madalyon, özerk bronz sikkelerdir.

AZİZ ANASTASİA ISLAND

Ada, Karadeniz kıyısında, Burgaz körfezinde bulunmaktadır. 1959-1990 yılları arasında “Bolşevik” adası olarak bilinmektedir. Buraya ulaşmak için, Seaside Park alanındaki teknelere binmeniz gerekiyor.

Volkanik adanın deniz seviyesinden yüksekliği, 12 ile 17 metre arasında değişmektedir.
Ada hakkındaki efsanelere göre: adanın bir manastır gurubunu barındırdığı ve zaman zaman korsan baskınlarının olduğu hakkındadır.

Bu korsan baskınlarında, adada bulunan rahiplerin kiliseye saklandıkları ve kendilerine yardım etmesi için Aziz Anastasia’ya dua ettikleri söylenir. Aziz Anastisia, rahiplerin bu dualarını duyar ve korkunç bir fırtına göndererek iki korsan gemisini yok eder.

Hatta: bugün, bu yok olan korsan gemilerinin fosilleşmiş kalıntılarının bir kaya üzerinde bulunduğu ve dikkatlice bakılırsa görülebileceği söylenir. Günümüzde de, adayı basan bu korsanların, hazinelerini adada toprağa gömdükleri ve bu hazinenin ölü korsan hayaletleri tarafından korunduğu söylenir.

Manastır

Adadaki manastır: üzerinde kilise bulunan tek Bulgar adası olarak buraya ayrı bir önem vermektedir. Manastırın 15. yüzyıldan kaldığı ve yıllar boyunca birkaç kez korsan baskınları sonucunda yakılarak yok olduğu ve sonrasında yeniden yapıldığı biliniyor.

Daha sonraki süreçte ise: manastır bir hapishane olarak kullanılmış ve 1923 yılında ise terk edilmiştir. 1925 yılına gelindiğinde, burası yeniden hapishane olarak kullanılmaya başlanmış, ancak aynı yılın Temmuz ayında, 43 mahkum, iki kürekli tekneyle buradan kaçmış ve manastır: onların anısına bir süre, müze olarak kullanılmış, günümüzde ise, otel olarak kullanılmaktadır.

Deniz Feneri

Adada bulunan deniz feneri: 1889 yılında bir Fransız şirketi tarafından yapılmıştır. Deniz seviyesinden 40 metre yükseklikteki fenerin ışığı, yaklaşık 10 km. lik mesafeden görülmektedir. Günümüzde görülen deniz feneri ise: 1912 yılında, adanın kuzey kesiminde yapılmış ve 1914 yılından bugüne, hizmetini sürdürmektedir.

Evet, günümüzde burayı ziyaret ederseniz: daha önce söz ettiğim gibi manastır otelde konaklayabilirsiniz. Otelin restoranında ise, tüm Burgaz körfezinin muhteşem manzarasını izleyerek, yörenin otantik yemeklerini tadabilirsiniz.

PHOROS/POROS ANTİK KENTİ

Foros Peninsula: şehir merkezinde, Poda bölgesindedir. Burada: 2008 yılında ilk arkeolojik çalışmalar yapılmış ve kayıp şehrin kalıntıları bulunmuştur. Bu kalıntılar: antik ve ortaçağ kalesi ve liman şeklindedir. Arkeologlar: Burgaz tepe üzerinde ise, efsanevi eski kulenin kalıntılarını bulmuşlardır. Bu buluntular sonucunda, yörenin, en az 20 yüzyıllık bir geçmişi olduğuna inanılmaktadır.

Buradaki kale: Roma imparatoru Antoninus Pius tarafından, 2. yüzyılın ortalarında, Mandrensko gölünün boğazını korumak için inşa edilmiştir. Hatta: günümüzdeki “Burgaz” isminin, burada bulunan muhtemel “Burgi” yani “kuleler” den geldiği düşünülmektedir.

Bu bölge, Bulgar tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır. 14 yüzyıl başlarında, Bulgar Çarı Teodor Svetoslav: Karadeniz bölgesinde, hakimiyet alanını arttırmak için mücadeleye başladı.

Bunun üzerine, Bizans imparatoru, Bulgarları durdurmak için acele bir ordu hazırladı ve 1304 yılında, Mandrensko gölü yakınlarında Bizanslılar ile Bulgarlar arasında yapılan büyük savaşı: Bulgarlar kazandı.

SUNNY BEACH-SLINCEV BRYAG

Burası, Bulgaristan ülkesinin tatil merkezidir. Burada: çok sayıda oteller, barlar, clupler ve güzel plajlar bulunuyor.

Şehir merkezinden otobüse bindiğinizde, 20-30 dakikalık bir yolculuk sonrasında buraya ulaşmak mümkündür. Gerek deniz ve gerekse eğlence için burası tercih edilebilir. Eğlence hayatı sabaha kadar sürüyor. 4-5 tane mekan var, hepsi ayrı tarzlardadır. Tek benzerlikleri: bu mekanlarda görülen kızlar. Bunlar en şık elbiselerini giymiş, saçlarını yaptırmış olarak burayı mekan ediniyorlar.

Ayrıca: yine burada kumarhaneler ve erotik showlar ilgi çekiyor. Yalnız deniz girmeyi düşünenlerin, Karadeniz’in hırçın ve dalgalı yapısını unutmamaları gerekir. Hatta: kıyıdan itibaren deniz içinde ilerledikçe, büyük bir bölümün tamamen yosun kaplı olduğu da denizin tadını kaçırıyor.

Özellikle şehir ziyaretçilerinin büyük bölümü: burayı tatil için tercih ediyorlar. Burgaz yerlileri ise, daha çok şehir merkezindeki plajları tercih ediyorlar, buraya pek gelen olmuyor. Ancak: şehrin ünlüleri ve futbolcularının burayı tercih ettikleri söyleniyor.

DEULTUM ANTİK ŞEHRİ

Burgaz şehir merkezinin güney batı kısmında, şehir merkezine 18 km uzaklıktadır. Mandrensko gölü kıyısındadır.

Roma dönemine ait şehir: MS 69 yılında, İmparator Flavius Vespasianus tarafından, emektar Romalı askerler için kurulmuştur. Bu Romalı askerler: Legio Octava Augusta denilen “Sekizinci Augustus Legion” olarak bilinmektedirler.

Savaş bittiğinde, Roma hukukuna göre, emektar askerler, kendilerine savaş hizmetinin karşılığı ödül olarak, yeşil topraklar verilmesini isterler ve bunun üzerine, burası kurulur ve kendilerine tahsis edilir. Zamanla şehrin sınırlarını genişletmek için, küçük küçük ve “burgu” denilen kuleler kurulur. Burgas şehri, ismini bu kulelerden almaktadır.

Evet, zamanla genişletilen şehir, eyaletteki en zengin şehirlerden birisi haline gelmiştir. Şehir, 2. yüzyılda, büyük surlarla korunuyordu. Çok iyi bir su temin ve kanalizasyon sistemi vardı. Hatta: dünyada, yöne göre yönlendirilmiş ilk dikdörtgen sokak ağı sistemi (Hippodamos sistemi) burada kurulmuştur. Ayrıca: yerden ısıtmalı hamam sistemi, şehrin zenginliğinin en büyük kanıtlarından birisidir.

5 bin metre karelik bir alana sahip, ilk dikdörtgen sur: 4. yüzyılın ortalarında inşa edilmiştir. Ortaçağ başlarında ise, kasaba: Bulgaristan ve Bizans arasında önemli bir sınır noktası olmuştur.

Evet, takip eden dönemde; 1988 yılında burada başlayan arkeolojik kazılarda: birçok heykel, yazıtlar, seramik ve küçük buluntular bulunmuştur ve bunlar günümüzde Burgaz Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Burada bulunan kale kalıntıları ise: Bulgar Devleti tarafından mimari anıt olarak kayıt edilerek koruma altına alınmıştır. Burayı ziyaret ederseniz görebilecekleriniz: Roma dönemine ait asker banyosu, 3-4 yüzyıllardan kalma kamu binaları, nehrin güney kıyısında 5-14. yüzyıllardan kalma küçük bir ortaçağ kalesi, 9.yüzyılda Çar Boris I. Döneminde inşa edilmiş bir kilise.

Ayrıca: yine burada eski Bulgar sınırını oluşturan “Erkesia” nın en iyi korunmuş bölgelerini de görebilirsiniz.

Burada yol boyunca: antik ve Hıristiyanlık dönemine ait tapınaklar, yazıtlar ve diğer mimari bulgular görülebilir.