Bilecik Bozüyük: Nüfusu, il merkezi olan Bilecik’ten daha fazla. Eskişehir-Bursa karayolu üzerinde, ülkemizde yaşayan büyük bir çoğunluk, bir şekilde, mutlaka buradan geçmiştir. Zaten bu merkezi konumu nedeniyle, hızlı gelişmiştir.
ULAŞIM
Bozüyük-Bilecik arasındaki uzaklık: 34 km. Bozüyük-Eskişehir arası uzaklık: 45 km. Bozüyük-Bursa arası uzaklık: 126 km. Bozüyük-İnegöl arası uzaklık: 59 km. Bozüyük-Kütahya arası uzaklık: 80 km. Bozüyük-İstanbul arası uzaklık: 246 km. Bozüyük-Ankara arası uzaklık: 296 km.
TARİHİ
Bölgede ilk yerleşimciler olan Kimmerler:: bugünkü İçköy, Yaylacık ve Manişar olarak adlandırılan bölgede “Mina” şehrini kurmuşlardır. Yaklaşık 100 yıllık süreç sonunda, Lidyalılar tarafından, Kimmer uygarlığı yıkılır. Daha sonra ise, sırasıyla: Persler, Makedonyalılar, Roma ve Bizans egemenlikleri görülür. Bu dönemde, yörenin ismi: “Lamunia”
1071 yılında ise, Selçuklu Türkleri bölgede görülmeye başlarlar. Ancak: Haçlı seferleri sırasında, bölge sürekli el değiştirir. Ancak, 1289 yılında, Selçuklu Sultanı II. Gıyasettin Mesut tarafından, Osman Bey’e sancak beyliği olarak verilince, bölgede Osmanlı egemenliği başlamış olur.
1525 yılında: bugünkü yerleşimin olduğu yerde: Çayköy, Arıklar, İçköy ve Atkaydı isimli dört köy vardır. Osmanlı devleti orduları herhangi bir sefere giderken, önceden gidiş yolu ve yol üzerindeki ordunun ihtiyaçlarının karşılanacağı yerler, önceden belirlenirmiş. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Ordu, Bağdat seferine giderken, Kasım Paşa komutasındaki ordu, Bozöyük’te konaklar ve Bozöyüklüler, ordunun tüm ihtiyaçlarını karşılarlar.
Kasım Paşa, bu durumdan çok hoşnut olur ve “ eğer savaşı kazanarak dönersem: bu dört köyün ortasına bir cami yaptıracağım” der. Evet, daha sonra, takip eden süreçte, savaşı kazanarak bölgeye gelen Kasım Paşa; 1525-1528 yılları arasında; sözünü tutar ve yöreye: cami ve külliye yaptırır. Bunun üzerine, bu dört köy halkı birleşir ve günümüzde Kasımpaşa Mahallesinin bulunduğu yere toplanarak, günümüzdeki “Bozüyük İlçe Merkezini” oluştururlar.
Kurtuluş savaşı döneminde ise, burada bir süre cephe karargahı kurulur ve halkın gösterdiği vatan sevgisinin sonucunda: Yunan ilerleyişi durdurulmuş, daha sonra I ve II. İnönü savaşlarında bir süre Yunan işgali altında kalan yöre: 4 Eylül 1922 tarihinde, harap bir halde Yunan işgalinden kurtarılmıştır.
Bozüyük isminin kaynağı: yerleşim yerinin kuzeyinde: çevresindeki tepelere göre daha bozkır olan bir tepe var. Bu tepe: bozkır olduğundan ve bir höyüğe benzediğinden: yöreye “Bozüyük” ismi verilmiştir.
GENEL
İlçe, Marmara bölgesinin güneyindedir. Bilecik ilinin, en büyük ilçesidir. İlçe merkezi, şehrin ortasından geçen kara yolunun kuzey ve güneyinde kurulmuştur.
İlçe merkezinin, denizden yüksekliği: 750 metredir. Bölge: engebeli ve dağlıktır. Arazinin, yarıya yakın bölümü ise, ormanlarla kaplıdır.
İklim durumu değerlendirildiğinde: yörede, birbirinden farklı iklim etkileri görülmektedir. Yani: tam bir geçiş iklimi egemen.
Ekonomik şartlar düşünüldüğünde: ilçede, Bozüyük Seramik Sanayi, Demirdöküm fabrikası ve gayet büyük bir organize sanayi sitesi var. Bunun yanında, gerçekten Bozüyük denilince akla hemen fabrikalar geliyor.
Çünkü, yolun yani ana kara yolunun kıyısında: Ezzacıbaşı, Ford Otosan, Demirdöküm, Eti, Ak Enerji, Halıser vb. gibi birçok fabrika bulunuyor. Bu fabrikalarda çalışan personel, servis araçlarıyla sabah ve akşam saatlerinde, gerek Eskişehir ve gerekse Bozüyük merkezine taşınıyor. Yani, yörede büyük bir canlılık ve hareket var.
NE YENİR-NE İÇİLİR
Bozüyük denilince, akla hemen “boza” geliyor. Eskiden, hatırlayanlarınız olabilir; bozacılar, yani boza satıcıları özellikle akşamları, mahalle aralarından geçerdi, ama günümüzde, maalesef böyle bir alışkanlık kalmadı. Boza içmek isterseniz: Bozüyük, bunun tam merkezi. Zaten, buraya gittiğinizde veya buradan geçtiğinizde, yol kıyısındaki birçok alışveriş yerinde, yöreye has boza satıldığını göreceksiniz. Mutlaka deneyin, mutlaka tadın. Kesinlikle bir vitamin deposu olarak özellikle kış aylarının vazgeçilmezi. Ama, içindeki alkol oranı, sanırım birçok insanı bu güzel içecekten uzak tutuyor. Ama unutulmaması gereken şu ki; boza, yapımı sırasında içine alkol katılan bir içecek değil. Mayalanma sonucu, alkol kendiliğinden oluşuyor. Sonuçta, tercih sizin.
Ülkenin veya dünyanın birçok yerinde boza üretiliyor olmasına rağmen, burada üretilenlerin tadı bir başka.
Bu arada, Bozüyük yöresinde ne yenir diye düşünürseniz, buraya has “Bozüyük” olarak isimlendirilen bir tatlı türü var, bunu deneyebilirsiniz.
NE SATIN ALINIR
Bozüyük ilçesinden, buraya özgü, şişelerle satılan “boza” satın alabilirsiniz. Kendiniz ve yakınlarınız için iyi bir hediyelik olacağı kesin.
GEZİLECEK YERLER
KASIM PAŞA CAMİSİ
İlçe merkezindedir. Yöredeki en eski yapıdır.
Klasik Osmanlı camilerinin tipik bir örneğidir. 1525-1528 yılları arasında, Kanuni Sultan Süleyman’ın komutanlarından Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Ancak, aynı dönemde yaşamış ve vezirlik yapmış, 2 tane Kasım Paşa var. Bunlardan biri Cezeri Kasım Paşa ve diğeri Güzelce Kasım Paşa. Camiyi, hangisinin yaptırdığı net olarak belli değil.
Yapının mimarı: Mimar Sinan. Ancak, bu konuda herhangi bir yazılı kayıt yok. Ölçüleri: 17 x 17 metredir.
Duvar kalınlıkları: 2 metreye yakındır. İnşasında: düzgün kesme kırmızı ve beyaz taşlar kullanılmıştır.
Yapıda: giriş kapısı ve mihrabın yanındaki pencerelerin ahşap kanatlarındaki: ağaç işçiliğini mutlaka görmelisiniz. Ayrıca: bunlar, fildişi kakmalarla süslenmiş. Minber: ak mermerden, çeşitli renkte çinilerle kaplanmış. Cami: tek minareli ve tek şerefelidir. Minarenin kaidesi, kırmızı taştan yapılmış. Minarenin yüksekliği, yaklaşık 33 metredir. En üstünde, çinko külah var.
Caminin içinde: kalem işi süslemeler var. Bunlar: lacivert, yeşil, beyaz, altın yaldız, kırmızı renkte. Bunların yapılında, rozetler, örgüler, kıvrık dal motifleri kullanılmış. Yani, çini süslemeleri açısından oldukça zengin.
Cami: 1938-1939 yılları arasında büyük onarım görmüş olup, günümüzde halen kullanılmaktadır.
KASIM PAŞA İMARETİ
Caminin 20 metre uzağındadır. Yapının tam ortasında: aydınlatma feneri var. Ayrıca: dört kapısı ve üç penceresi görülüyor. Hemen yanında, eskiden bir kilise varmış.
Burası, günümüzde “aşevi” olarak hizmet veriyor.
ATATÜRK İLKOKULU
Burası, 1925 yılında hizmete giren ve yörenin resmi ilk okuludur. Yörenin çocukları, mahalle mekteplerinde okurken, buranın açılması ile, modern bir okulda eğitim görmeye başlamışlardır. Burada: 1928 yılına kadar, Arap alfabesiyle eğitim-öğretim sürdürülmüştür. 1928 yılında ise, yapılan harf devrimi sonucu, Latin harfleriyle öğretime başlanılmıştır. Okul, yörede yetişen bir çok ünlüyü yetiştirmesiyle öne çıkıyor.
DEVLET DEMİR YOLLARI İSTASYON BİNASI
Demir yolları istasyonunda; Almanlar tarafından yapılan 4 kumpanya binasından; günümüzde sadece bir tanesi, orijinal haliyle ayaktadır.
METRİSTEPE ZAFER ANITI
Eskişehir tarafından, Bozüyük ilçe merkezine gelirken, 10 km. kala ana yoldan ayrılarak ulaşılan bir yer. Ana yoldan ayrıldığınızda, bu 1 km. lik kıvrıla kıvrıla ilerleyen yol boyunca, sürekli şehitlikler göreceksiniz. Bunlar: İnönü savaşlarında şehit olmuşlar. Metristepe’nin Bozüyük ilçe merkezine uzaklığı: 16 km.
Anıt ise: Metristepe’de, betonarme olarak, 24 metre yüksekliğinde yapılmıştır. Anıt, Cumhuriyetin ellinci yılında, İnönü Savaşları Zafer Anıtı olarak, 1975 yılında açılmıştır.
Metristepe, yöredeki en büyük yükseltilerden biri. Özellikle, akşam olduğunda tepe üzerinden: Eskişehir, Bozüyük, Söğüt ve İnönü yerleşim yerlerinin ışıklarını görmek mümkün.
Anıtın üzerindeki rölyeflerde: savaşa katılan birlikler ve komutanlarıyla ilgili bilgiler verilmektedir. Kurtuluş savaşının en çetin mücadelelerinin yapıldığı İnönü çarpışmaları burada yürütülmüş ve şehitlerimizin anısına, bu anıt yapılmıştır. Anıtın çevresinde mevziler kazılmış.
Burasının önemini ortaya koyması açısından, büyük önder Atatürk, Batı cephesi komutanı İsmet İnönü’ye gönderdiği kutlama telgrafında şöyle yazar: “ Siz orada düşmanı değil, milletin makus talihini de yendiniz”. Bu sözler: anıtın üzerine yazılmış.
Her yıl, 1 Nisan tarihinde, burada anma törenleri düzenleniyor. Ayrıca: çevre Belediyeler tarafından, özellikle gençlere yönelik, buraya, kültür turları düzenlendiğini duydum ki, muhteşem bir uygulama. Çünkü, yeni nesil, genç nesil, buradaki şehit mezarlarını görmeli ki, bu ülkenin nasıl kurtarıldığını ve kurtarılırken nasıl canların bedel olarak ödendiğini görsün, öğrensin ve ülkesine daha çok sahip çıksın.
İNÖNÜ ŞEHİTLİĞİ
İlçe merkezine 6 km. uzaklıkta: Akpınar köyündedir. 1981 yılında yaptırılmıştır.
Burası: İnönü savaşlarının geçtiği yerler. Burada: çok sayıda şehit mezarı (toplam: 844 mezar) ve mermerden yapılmış bir şehitlik nişan taşı var. Taşlarla çevrili dikdörtgen mezarların ayak uçlarında, Türk bayrakları var.
Her yıl, 1 Nisan tarihinde, “İnönü Şehitleri Anma Günü” olarak burada tören yapılıyor.
İNTİKAM TEPE ŞEHİTLİĞİ
Bozöyük-Dodurga yolu üzerindedir. Burada: kurtuluş savaşında şehit düşen çok sayıda şehidimizin mezarı bulunmaktadır. Özellikle, mezar taşlarından bir tanesinin üzerindeki yazı dikkati çeker: “ 126.Alay.3.Tabur.9.Birlik kahramanları, burada şehit düştüler. 30-31 Mart 1921.Mezarları Zaferlerin Beşiği oldu. “
Batı cephesi komutanı İsmet paşa, İnönü soyadına buradaki çatışmalar sonucu hak kazanmış. Kurtuluş savaşı destanının yazıldığı bir yer olarak öne çıkıyor. Burada da, her yan şehitlik, yere basarken bile ürpermemek elde değil. Hani, meşhur bir deyim var ya “bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı”
KÖMÜRSU YAYLASI
İlçe merkezine 28 km. uzaklıktadır. Burada: yaz mevsiminde, özellikle yemyeşil orman ve rengarenk çiçekler, muhteşem bir güzellik ortaya çıkarıyorlar.
Yükseklik: 1700 metredir. Yaylada, 4-5 tane kaynak suyu var. Yayla turizmi açısından önem taşıyor.
KUMRAL ABDAL TÜRBESİ
İlçe merkezine 2 km. uzaklıkta, Kovalıca yolu üzerindedir.
Bu şahıs: Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında, Ertuğrul Gazi’nin sancaktarlığını yapmasıyla öne çıkmıştır.
BOZÜYÜK TÜRBİN
İlçe merkezine 7 km. uzaklıktadır. Burası: muhteşem güzel bir piknik alanıdır. Yamaçta bulunan şelaleden: jeneratör vasıtasıyla elektrik üretiliyor. Bu jeneratörün türbininden dolayı, buraya bu isim verilmiş. Güzel bir mesire yeri, özellikle yörenin insanı, buraya çok rağbet ediyor.
ATATÜRK KÖŞKÜ VE ÇOLAK İBRAHİM BEY KÖŞKÜ
Albay İbrahim Çolak: Balkan harbinde, sağ elinden yaralanır ve çolak kalır. 1917 yılında ise emekli olur ve buraya yerleşerek, ticaretle uğraşmaya başlar. Daha sonra, 1921 yılında, emrindeki müfrezeyle kurtuluş savaşına katılır. 1922 yılında Albay olur ve I ve II. İnönü ve Sakarya Savaşlarına katılır. Kurtuluş savaşı bitince emekli olur ve üç dönem Bursa Milletvekilliği yapar. 1944 yılında ölür. Atatürk’ün yakın silah arkadaşıdır.
İbrahim Çolak, 1930 yılında, Çolak İbrahim Bey Köşkü olarak bilinen binayı yaptırır. Binanın mimarisi: Bulgar tipindedir. Ayrıca: Muratdere köyüne, 10 km. uzaklıkta bulunan Gülalan mevkiinde; Atatürk Orman Köşkünü yaptırır. 1930 yılında, Bozüyük ilçesini ziyaret eden, büyük önder Atatürk, bu köşkte konaklamıştır.
CAMİYAYLA KÖYÜ
İlçe merkezine 35 km. uzaklıktadır. Köyün en büyük özelliği: su ve peyniridir. Özellikle: su: yapılan tahliller sonucu içerdiği asit oranı ile, böbreklerdeki kum ve taşları düşürdüğü tespit edilmiştir. Ayrıca: muhteşem güzel peyniri var. Yolunuz düşerse, mutlaka peynir tatmalı ve satın almalısınız.