Almanya Berlin Genel

Almanya Berlin Genel

 

Berlin, şehrine gittiğimde: ilk dikkatimi çeken: şehirde yaşayan yoğun vatandaşlarımız oldu. Aslında: bu durum şehri gezmek için elbette büyük avantaj, yani herhangi bir sıkıntı yaşamadan, hatta hiç yabancı dil bilmeseniz bile, bu şehri rahatlıkla gezebilirsiniz. Bu şehrin diğer öne çıkan özelliği: tarihi mekanların bulunmasıdır. Benim için buraya gitmeden önce, en büyük hedef “Bergama Müzesi” idi, yani bir zamanlar, ilgisiz yöneticiler nedeniyle ülkemizden parça parça kaçırılarak buraya taşınan ve monte edilen “Bergama Sunağı” yani, Tanrılara adak sunulan yer, o kadar muhteşem, büyük ve heybetli ki, inanamayacaksınız ve şehir ziyaretinizde, burayı mutlaka görün.

Zaten, her ne kadar şehirde yüzlerce müze bulunmasına rağmen, en önem kazananlar, Bergama Müzesi ve yanındaki 4-5 müzedir ki bunları mutlaka gezmenizi öneriyorum. Bir de, Mısır Müzesinde, dünyanın en güzel kadını olarak betimlenen “Nefertiti”nin büstünü görmelisiniz. Bunun dışında: son bir not, Berlin, Avrupa’nın  birçok şehrinden daha uygun fiyatlar bulabileceğiniz bir şehirdir ve burada, diğer şehirlere göre daha rahat ve uygun fiyatlar görerek gezebilirsiniz. Tüm bunların yanında, Berlin şehrinin bir sanat ve kültür merkezi olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.

Almanya Berlin Genel

HAVAALANI


Şehirdeki uluslararası havaalanının ismi “Tegel Havaalanı” dır. İstanbul’dan uçağı bindiğinizde, yaklaşık 2 saat 10 dakika sonra, Berlin şehrine ulaşabilirsiniz.
Havaalanı şehir merkezine 8 km. uzaklıktadır. Havaalanından şehir merkezine taksi ulaşım ücreti, muhtemelen: 20 Euro civarındadır.

Almanya Berlin Genel

İKLİM


Kış aylarında oldukça karanlık bir atmosferi vardır. Gri ve soğuk bir hava egemen oluyor. Kasım ayında, Berlin grisi diye anılan renk, şehre hakim oluyor. Sonbahar ise, tam bir güzelliktir ve şehri, turuncu ve sarı renk kaplar.
Bu şehrin, turistik açıdan belki de tek olumsuz yanı: kararsız havası, bir bakıyorsunuz güneş açıyor, bir bakıyorsunuz saatlerce yağmur yağıyor. Yani, bu şehri gezmeye gittiğinizde, yaz dönemi dahi olsa, yanınızda mutlaka biraz kalın giysiler (hırka gibi) bulunmasını şiddetle öneririm.
Sonuç olarak: Berlin, kış aylarında gidilmemesi gereken bir şehirdir, yoksa karlar altında gezinmek zorunda kalırsınız.

Almanya Berlin Genel

TARİH


Şehir, ilk olarak, yazılı kayıtlarda, 1237 yılında anılmıştır.
Yöredeki ilk yerleşim, Spree ırmağının iki kıyısında, iki balıkçı köyü olarak kurulmuş ve bu iki köy, 1307 yılında birleşmiş ve ortak bir Belediye binası oluşturulmuştur. Şehrin isminin kelime anlamı: “ayı” demektir. Ancak, kelimenin slav dilinden geldiği düşünülmekte, armasındaki “ayı” ile bağlantı kurulmamaktadır. Slav dilinde, kelime anlamı ise “bataklık” demektir.
1640 yılına gelindiğinde, Friedrich Wilhelm, otuz yıl savaşlarının ardından büyük hasar gören şehre, Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki insanları davet eder.

Dinlere karşı da hoşgörülü davranan hükümdarın bu çağrısı üzerine, 1671 yılında, 50 kadar Yahudi ailesi, Avusturya üzerinden Berlin’e gelirler.

1700 yılına gelindiğinde

Şehrin nüfusunun, beşte biri, Fransızlardan oluşuyordu. Ayrıca, çok sayıda, Bohemya, Polonya ve Salzburg göçmeni şehri doldurmuştur.
1701 yılında, I. Friedrich’in tacı, Berlin’de takıldığı için, şehir, Prusya’nın başkenti olur. 1871 yılına gelindiğinde ise, Berlin, Alman İmparatorluğunun başkentidir.
I. Dünya savaşının bitiminde, 1918 yılında, şehirde, Weimar Cumhuriyeti kurulur. 1920’li yıllarda ise, yeni düzenlemeler sonucu, şehrin nüfusu: 4 milyona ulaşır. Naziler hükümeti ele geçirince, 1933 yılında, bu kez: Berlin, Nazi Almanya’sının başkenti olur. 1936 yılında Berlin şehrinde yapılan Olimpiyat oyunları, Nazilerin büyük propagandalarına sebep olur. Yine aynı ve takip eden dönemde, Adolf Hitler ve mimar Albert Speer, şehirdeki birçok devasa binayı, Roma stilinde yapmaya başlarlar.


Nazilerin etkin olduğu bu dönemde, şehirde yaşayan Yahudiler, toplumdan soyutlanarak, toplama kamplarına gönderilirler ve ardından katledilirler.

Şehirde, aynı dönemde, 160 bin Yahudi yaşarken, bu katliamlar sonucu, 5 bin Yahudi hayatta kalmıştır.
II. Dünya Savaşının ardından, Nazilerin yenilmesi üzerine, müttefik güçler tarafından şehir yoğun olarak bombalanmış ve tamamen harabeye döner ve işgal edilir.
İşgal ile birlikte, şehir, 4 parçaya bölünür. Şehirde: Amerikan, İngiliz, Fransız ve Sovyetler Birliği askeri güçleri egemen olurlar. Devam eden dönemde, Sovyetler Birliği ile siyasi çekişmeler, şehri, doğu ve batı olmak üzere ikiye böler. 12 Ağustos 1961 tarihine gelindiğinde ise, bu kez, Berlin Duvarının yapımına başlandığı görülür. Duvar bitirildiğinde ise: bir zamanlar İmparatorluk merkezi olan, şehrin Mitte bölümü ile birlikte, birçok bina, büyükelçilik, saray ve müzeler, şehrin doğu yani Sovyetler Birliği egemenliğindeki bölümünde kalır.
1989 yılına gelindiğinde, duvar yıkılır ve 3 Ekim 1990 tarihinde, iki Almanya resmen birleşirler ve şehir, Almanya Federal Cumhuriyetinin başkenti olur. Bunun üzerine, 147 yabancı ülke, şehirde, elçiliklerini kurmuşlardır.

Almanya Berlin Genel

GENEL


Burası, Almanya’nın başkenti ve en büyük şehridir ve aynı zamanda bulunduğu bölgedeki eyaletin başkentidir. Avrupa birliğinin ise, ikinci büyük ve kalabalık şehridir.

Şehir: Spree ve Havel nehirleri arasındaki bölgede kurulmuştur. Kuzeyden-güneye: 38 km. ve doğudan-batıya: 45 km. dir. Şehirdeki tek doğal oluşumlu tepe: Müggelberg’dir. Diğer: Treptown ve Köpernick tepeleri, II. Dünya savaşı sonundaki enkazlar ile oluşturulmuştur.

Polonya sınırına, 70 km. uzaklıktadır.

Şehrin % 30’luk bölümü yeşilliktir. Ağaçların büyük bölümü ise, ıhlamur ağacıdır. Hatta, bir kısım “at kestanesi” ağacı da görebilirsiniz. Söylenenlere göre, bu at kestanesi ağaçları, 1585 yılında, şehirde mide ağrısı çeken atlar için, Osmanlı tarafından gönderilmiştir.

Şehirde, en sıcak aylar: Temmuz ve Ağustos’tur. Bu aylardaki sıcaklık ortalaması: 17-18 arasında değişir. En soğuk aylar ise, Ocak-Şubat aylarıdır ve sıcaklık ortalaması, eksilere iner. En çok yağış ise, Temmuz ayında gerçekleşir. Yani, bu şehri ziyaret etmek için en uygun zaman: Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül aylarıdır.

Berlin şehrinin, II. Dünya Savaşı sonrasında ilk Belediye Başkanı olan Ernst Reuter: Naziler döneminde, şehirde kaçmış ve Ankara’da, 11 yıl hocalık yapmıştır.

BERLİN ARMASI


Berlin eyaletinin armasının üzerinde: “ayı” bulunmaktadır. Zemin: beyaz veya gri renktedir. Ayı ise siyahtır ve dili ve tırnakları kırmızıdır. Ayrıca: armanın üzerinde, 5 ağaç yaprağından oluşan bir altın taç var. Taç, aynı zamanda kale olarak da algılanmaktadır. Bu kalenin kapısı, armanın tam ortasındadır. Ancak, tarih bölümünde de söz ettiğim gibi, ayının neden Berlin şehrinin sembolü olduğu hakkında herhangi bir açıklayıcı bilgi bulunmamaktadır.

Almanya Berlin Genel

BERLİN TEKNİK ÜNİVERSİTESİ


Üniversitede, 38 bin öğrenci eğitim görmektedir ve bunların, % 25 kadarı, yabancı ülkelerden gelen öğrencilerdir. Şehirde, 3 tane üniversite var. Bu üniversitelerde, Erasmus programı gereği, birçok yabancı öğrenci eğitim görmektedir.

Almanya Berlin Genel

İNSANLAR


Almanya: Türkiye dışında, en fazla Türk vatandaşının yaşadığı şehir olarak biliniyor. Burada: yaklaşık 3.5 milyon Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu vatandaşlarımızın, yaklaşık 200 bin kadarı, bu şehirde yaşamaktadır. Yani, bir anlamda “Küçük İstanbul” denilebilir. Bunun sonucunda: şehirde, 80 cami ve mescit bulunuyor. Türkler, şehirde genellikle izbe diye bilinen, Berlin Duvarı kıyısındaki yerlere yerleşmişler. Ama, duvar yıkılınca, bu yerleştikleri yerler, şehrin tam merkezinde kalmıştır. Günümüzde, duyduğuma göre, Türkleri bu merkezi yerlerden atmaya çalışıyorlarmış.

Evet, tüm bunların yanında: Türkler tarafından, şehirde “mangal” kültürü geliştirilmiştir. Ancak, Almanlar, izin verilen yerler dışında mangal yakanlara, büyük para cezaları uyguluyorlar.

Şehirde yaşayan toplam yabancı sayısı ise: 460 bin kişidir. Ancak, şehirde günümüzde, toplam işsizlik oranı: % 16 civarındadır ve bu nedenle, Alman ırkçıları, yabancıları işsizliğin başlıca sorumlusu olarak görerek, ülkede istememektedirler. Öte yandan, şehirdeki % 16 işsizlik rakamı, şehirde yaşayan Türkler arasında ise, % 30 civarındadır.

 

ALBERT EINSTEIN


Berlin denilince, şehrin yetiştirdiği en büyük dahi olan, Albert Einstein akla gelir. 1879 yılı Berlin doğumlu dahi, 20’nci yüzyılın en önemli bilim adamlarından birisidir. Kendisi: “görecelik” kuramını geliştirip, kuantum mekaniğine önemli katkılarda bulunmuştur. Çoğu okur hatırlayacaktır “e=mc” formulü ile anımsanır. Bir de, dil çıkarmış resmi hafızalardadır.


Eınstein, Alman ordusunda askerlik yapmamak için, İsviçre vatandaşlığına geçer. Daha sonraki dönemde: 1914-1932 yılları arasında, Berlin Kaiser Wilhelm Enstitüsü Fizik kürsüsü başkanlığı yaptı. 1921 yılında, Nobel Fizik Ödülü aldı. 1933 yılında ise, II. Dünya savaşı arifesinde, Yahudi olması nedeniyle, Almanya’dan ayrılarak, Amerika’ya gitti. Amerika’da, ölünceye kadar (1955) Princeton Üniversitesinde, hocalık yaptı.

 

ŞEHİR İÇİ ULAŞIM


Şehrin yalnızca Doğu Berlin bölgesinde tramvay vardır. Ancak, bu tramvay, şehrin Batı bölgesine ulaşmıyor.
Şehirde toplu taşıma araçlarının günlük bilet tarife ücreti: 5.60 Euro’dur. Tageskarte denilen bir kart satın almalısınız.

Cumartesi ve Pazar günleri, metro: 24 saat çalışmaktadır. Bunun dışında, haftanın 7 günü çalışan gece otobüsleri de bulunuyor.

Metroya sakın biletsiz binmeyin. Çünkü, görevliler, resmi kıyafetleriyle değil, ajan gibi sivil kıyafet ile dolaşıyorlar ve büyük para cezası ödemek zorunda kalırsınız. Kapı kapandığında: birden, görev kartlarını çıkarıyorlar ve bilet kontrolüne başlıyorlar. Duyduğuma göre, kestikleri ceza üzerinden prim alıyorlarmış ve mutlaka metroya binerken bilet almanızı öneririm.

Yine de her şeye rağmen: bu şehirde ya yürüyerek gezin (belki biraz yorucu olabilir, ancak yeni yerler keşfetmenin en güzel yönü) veya bisiklet kiralayın (ama mevsim uygun olması gerekir) ve tüm önemli turistik yerleri gezip görün. Bisiklet öneriyorum çünkü, şehir tamamen düzlüktür ve çoğunlukla turistik yer yakınlarında bisiklet kiralanan yerler var. Buralarda: 4 saatlik kiralama ücreti: 8 Euro ve tüm gün kiralama ücreti: 12 Euro’dur. Yarım günlük bir bisiklet turu ile, biraz yorularak, şehrin tüm güzelliklerini gezebilirsiniz. Hatta, yorulduğunuzda, bir kafe önüne bisikletinizi bağlayarak, kısa molalar verebilirsiniz.

Eğer: bisiklet değil, toplu ulaşım araçlarıyla gezmek isterseniz, bu kez: “Berlin Welcome Card” satın almanızı öneririm.

Berlin Welcome Card


Berlin şehrini ziyaret ettiğinizde, % 50’ye varan indirimler ve sınırsız seyahatler sağlayan bu kartı satın almanızı öneririm.
Kart: 48 saat, 72 saat ve 5 günlük olarak mevcuttur. Bu kart ile, Potsdam toplu taşıma sisteminde sınırsız seyahat edebilirsiniz. Ayrıca: 160’dan fazla turistik ve kültürel yerde, % 50 civarında indirimden yararlanabilirsiniz, yani birçok müzeyi: “kırmızı kart” indirimli olarak gezebiliyorsunuz.
48 saatlik bilet: 16.90 Euro, 72 saatlik bilet: 22.90 Euro ve 5 günlük bilet: 29.90 Euro’dur.

 

GECE HAYATI-EĞLENCE 


Şehirdeki gece hayatının merkezi: Gendarmenmarkt meydanının tam ortasındaki, Oranienburger caddesinde yoğunlaşmıştır.

Potsdamer Platz meydanında ise, Adagio isimli mekan, gece eğlenceleri için yoğun tercih edilen bir yerdir.
Yemek sonrasındaki eğlence için önerebileceklerim: Watergate, Sage Club, Casino, Cookies, Tresor.

Magnet Club diye bir yer önerebilirim, burada canlı müzik yapılıyor ve belli bir saatten sonra parti ortamına dönülüyor.
Bunun yanında: şehirde, genellikle doğu bölümü, hala çok canlı değildir. Genellikle, eğlence ve bar mekanları: Ku’dam bölgesindedir.
Öğrenciler için ise, daha çok öğrenci barlarının bulunduğu bir cadde olan: Kastanien alle önerilebilir.

Şehirde: 150 konser mekanı vardır. Bunlar arasında, en öne çıkanı ise “Berlin Filarmoni Orkestrası” nın konserleridir. Klasik müziğe ilginiz varsa, bu konserleri kaçırmamanız önerilir.

 

NE YENİR


Berlin’e gittiğimde ne yapayım diye soranlara, bana verilen cevapların başında gelen ilginç cümleyi burada ben de sizlere aktarmak istiyorum, hoş belki şaşıracaksınız ama, Berlin’e gittiğinizde “döner yemelisiniz” diyorum. Şahsen döner denen bu ulusal lezzetimizi, ülkemin birçok yerinde ve özellikle, Bursa’da tattım, ama yine de bu şehirde, döner yemem önerildi.
Ben de şehre gittiğimde: Schlemmerbuffet denilen yerde, döner yedim ve gerçekten muhteşem bir lezzetle karşılaştım. Özellikle, ülkemden bu kadar uzak bir mekanda, böyle bir lezzet, gerçekten muhteşem.
Evet döneri tattığım mekan: Rosenthaler Plz. Meydanında, bir Türk restoranıdır. Tüm çalışanlar Türk, bu yüzden sipariş verirken bunalım çıkmıyor. Özellikle, taş fırında yapılan pideler ile birlikte servis muhteşem, bir de mutlaka acı sos, sarımsaklı veya baharatlı sos denemelisiniz.

Bir diğer muhteşem lezzetleri tadabileceğiniz mekan: Krezuberg merkezi yakınlarındaki “Hasır Ocakbaşı” olabilir. Burası da, Türk lokantasıdır ve döner yeyip, üstüne de ince belli bardaklar ile çay içebilirsiniz.

Tüm bunların yanında: şehirde, dünya mutfağı lezzetlerini tadabileceğiniz değişik restoranlar da var. Hatta: özel dondurmacılar bile var. Poltdamer Plz meydanında bulunan “Arcaden” alışveriş merkezi giriş katındaki dondurmacının dondurmalarını mutlaka tatmanızı öneririm.

Şehir yemek için en uygun fiyatların bulunduğu bir Avrupa şehridir. Çünkü, birçok meydan veya cadde-sokak köşesinde dönerci görüp, gayet uygun fiyata karnınızı doyurabilirsiniz.

Kahvaltı için: “Extrablatt” denilen kafeler zincirini kullanabilirsiniz. Buralarda: özellikle sahanda yumurta yiyebilirsiniz. Veya, bazılarında, açık büfe kahvaltı servisi yapılıyor. Doyurucu ve fiyatları pek yüksek değil.

Bunların dışında, şehirde, yemek yemenizi önerebileceğim birkaç mekan:

Borchardt


Französische str. Bölgesindedir. Buraya, şehrin genellikle politikacıları ve sanatçıları gelmektedir.

Margux


Mekanın dekorasyonu etkileyicidir. Burada, Fransız mutfağının seçkin örneklerini bulmak mümkündür. Özellikle, tatlıları muhteşemdir.

Hasır


Berlin şehrindeki, en ünlü kebap restoranlarından birisidir. Adalberts str. Caddesindedir.

Vau


Jagerstr bölgesindedir. İlgili otoritelerce, Berlin şehrinde, en iyi yemek yapılan yer olarak önerilmektedir. Mekanda: Fransız-Akdeniz mutfağı yemekler servis edilmektedir.

Almanya Berlin Genel

TURİZM


Almanya’da: Hamburg, Köln, Stutgart, Münih gibi şehirler güzel ama, Berlin: tarihi, kültürü, havası ve insanı ile çok farklıdır. Sokaklarda: gayet güzel kızlar ve yakışıklı erkekler görebilirsiniz. Ama, kızların bazıları el-ele dolaşırken, yine birlikte dolaşan erkeklerin pat diye birbirini öptüğünü görürseniz, şaşırmayın. Burası: aynı zamanda, muhteşem özgürlükler ülkesidir. San Fransisco’dan sonra, dünyanın 2’nci gay merkezidir.

Şehirde, 746 otel bulunmaktadır. Avrupa Birliği ülkeleri içinde, yaklaşık 135 milyon günlük ziyaretçi ile, en çok ziyaret edilen şehirler sıralamasında, üçüncü sıradadır. En güzel yanı: şehirde, kalabalık turist gurupları olmamasıdır. Yani, boğulmuyorsunuz ve her gittiğiniz yerde, saatlerce kuyruk-sıra beklemek zorunda kalmıyorsunuz.

Ayrıca: bu şehir, kongre turizmi alanında yoğunlaşmıştır. Avrupanın en büyük kongreleri, bu şehirde yapılmaktadır. Bu kongrelerin merkezi: ICC (Internationales Kongre Merkezi) dır. Ayrıca, büyük ölçekli fuarlar da düzenlenmektedir.

Şehir gezinizde, özellikle: şehrin en hareketli kısmı olan “Mitre” bölgesinde dolaşmalısınız. Özellikle: Rosenthaler caddesine uğramalısınız.

Scheunenviertel bölgesi

Dükkan, galeri ve barlarla doludur. Burada da, Hackesche Höfe’yi görmenizi öneririm.

Çocuklu aileler için, Berlin Hayvanat Bahçesi, mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken yer olarak önerilir.

Barok mimari yapı olan Charlottenburg Sarayını gezmelisiniz. Saray içinde, ülkemizdeki Troya bölgesinden çalınan birkaç eser görülüyor.

Potsdam

Berlin şehrine yaklaşık 45-50 dakika uzaklıktaki hoş bir şehirdir, zamanınız varsa, burayı da ziyaret etmenizi öneririm.

Şehirde, metro ile gezmek yerine, tramvayla gezmeyi tercih edin. Hem metronun merdivenlerine çıkıp-inme gibi yorgunluk yaşamasınız, hem de çevreyi görebilirsiniz. Tramvay ağı, oldukça güzel ve yaygın, yani her yere ulaşmak mümkündür.

Sonuç olarak

Şehri gezmek için, mutlaka bir şehir haritası ve şu an okuduğunuz bu satırların bilgisayardan bir çıktısını yanınıza almalısınız.

Almanya Berlin Genel

ALIŞVERİŞ


Berlin, Almanya’nın en ucuz şehridir ve hatta, Avrupa’nın bile birçok şehrinden daha ucuzdur. Tek sorun, ulaşımı pahalıdır.

Özellikle, belirtmek istediğim bir husus daha var. Berlin şehrinde, cebinizdeki kredi kartına güvenip, tamamen nakitsiz dolaşmayın, birçok yerde, kredi kartı yerine, nakit isteniyor, hatta: uluslararası zincir fast-foot mağazalarında bile nakit istendiğini görürseniz şaşırmayın ve yanınızda daima nakit bulundurun.

Şehirde, Ku’damm bölgesi, kafeleri ve şık dükkanlarıyla alışveriş tutkunlarına hitap etmektedir. Buradaki caddede: Avrupa’nın ne büyük mağazası olan: “KaDeWe” mağazası bulunuyor. Mağazanın kapalı alan büyüklüğü: 60 bin m. karedir. Buranın 6’ncı katında: yiyecek bölümünde, ünlü Alman sosislerinin birçok çeşidini bulmak mümkündür. Bunların çoğunun muhteviyatı, bizim kültürümüze uygun olmasa da, görmenizi öneririm.

Bahnhof Zoo bölgesinin çevresinde, yine çok sayıda lüks mağaza görülmektedir.

Kantstrasse bölgesi ise, yine, şehirde, şık dükkanların bulunduğu yer olarak öne çıkmaktadır.

Son bir not

Malum bizler Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin vatandaşı olmadığımız için, Berlin şehrinden alışveriş yaptığınızda, bu alışveriş belgelerini kaybetmeyin, ülke dışına çıkarken, bu belgeleri gümrükte gösterip, ödediğiniz vergileri geri alabiliyorsunuz.