Belçika Antwerp-Anvers

Belçika Antwerp-Anvers

Belçika Antwerp-Anvers; Şehrin isimleri şunlardır: Antwerp, Antwerpen, Anvers dir.

Şehir: Scheldt nehrini kuzey denizine bağlayan Westerschelde halicinde kurulmuştur.

Başkent Brüksel şehrine 40 km uzaklıktadır. Hollanda sınırı ise 15 km dir.

Belçika Antwerp-Anvers Elmas Ticareti-AWDC

ELMAS TİCARETİ-AWDC

Şehir elmas endüstrisi ve ticaretiyle tanınmaktadır.

Dünya üzerinde işlenmemiş elmasların, yaklaşık yüzde 80’lik bölümü, bu şehirden geçer.

Şehirdeki ilk elmas loncası: 1584 yılında kurulmuştur.

AWDC Misyonu: Antwerp şehrinin küresel elmas endüstrisinin ön saflarında kalmasını sağlamıştır. Şehirde, her gün 70’den fazla millet, uluslararası elmas ticaret merkezinde çalışmaktadır.

AWDC binasının bulunduğu bölge, elmas ticaretinin küresel başkentliğini yapmaktadır. Antwerp Belediye binasının arkasındaki bölge, DİVA’nın bulunduğu yer, 500 yıldan bu yana, gümüşçülerin yaşadığı, çalıştığı ve ürünlerini sattığı bir yerdir.

Bu sokaklarda: 1700 kayıtlı elmas şirketi ve 4500 elmas satıcısı vardır.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA-Elmas, Mücevher ve Gümüş Müzesi

DIVA-ELMAS, MÜCEVHER VE GÜMÜŞ MÜZESİ

Suikerrui adresindedir. Giriş ücretlidir, giriş ücreti 12 Eurodur.

Müzede: 6 kat ve 6 oda bulunmaktadır.

Bu odalarda: günlük yaşamdan nesneler sergilenmektedir.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA

 

DIVA’nın gümüş koleksiyonu benzersizdir. Deurne Sterckshof Kalesindeki eski Gümüş Müzesinden gelen koleksiyon, 500 yıllık Belçika kuyumculuğunu kapsayan, yaklaşık 1400 gümüş eserden oluşmaktadır.

Koleksiyon; özellikle sofra gümüşü olarak zengindir. İlaveten tuvalet, lonca ve dini gümüşler de vardır.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA The Wunderkammer

The Wunderkammer

Burada ilk odada, muhteşem bir koleksiyon vardır. Dünyanın her yerinden çeşitli nesneler, burada bir araya getirilmiştir. Burada Anvers şehrinin şanlı geçmişi de vardır. 17’nci yüzyıl ortalarına kadar, şehir sanat ve lüks malların üretimi ve dağıtımında başı çekmiştir. Gümüş eşyalar, mücevherler, deniz kabukları, değerli taşlar ve mercan gibi egzotik ve ilginç objeleri görebilirsiniz.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA Atölye

Atölye

Gümüşün siyah olmaması için cilalanması gerekir. Bu cilalama için çeşitli teknikler vardır. Bunlar: yüzdürme, kazıma, kalıp kullanma, kabartma, tel çekme, bronzlaştırma, damgalama, nokta kazıma vb dir. Bunların yapılması için, kuyumculuk atölyesinde birçok alet vardır. Burada: duvarlardan biri kuyumculuğa, diğeri ise zorlu ve büyüleyici elmas parlatma ticaretine ayrılmıştır.

Uluslararası Ticaret Odası

Burada bulunan bir multimedya küresi: Anwers’in neden elmaslar için dünya merkezi olduğunu netleştirir. Bu küre üzerinde 550 yıllık elmas yolları görülmektedir. Ekranlar ve kısa filmler, zengin ek bilgiler sağlar.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA Yemek Odası

Yemek Odası

Burada, lüks bir sofra takımı bulunmaktadır. Burada: Anwers soylu aileleri için görgü kuralları ve hikayeler, gümüş kullanımı ve zengin ile fakir arasındaki farklar görülmektedir. +Gümüşün kullanımına şahit olacaksınız.

Belçika Antwerp-Anvers DIVA Kasa

Kasa

Yüksek güvenliklidir. Burada sentetik elmaslar ve sertifikaları, gerçek ve sahte gümüş markaları vardır.

Boudoir

Burası: DIVA’nın en değerli hazinelerinin saklandığı gerçek bir mücevher yatak odasıdır. Her mücevherin bir anlamı, tarihi ve kişisel hikayesi vardır. Kraliçeler, opera sanatçıları, pop ve film yıldızları ile ihtişamlı dünyaya dalacaksınız.

ÜNİVERSİTE BÖLGESİ

Şehirde 40 binden fazla tam zamanlı öğrenci öğrenim görmektedir.

Ossenmarkt: öğrenci barları ve canlı atmosferiyle bölgenin merkezidir.

Universielt Antwerpen-Anvers Üniversitesi:

Üniversitede yaklaşık 20 bin öğrenci eğitim görmektedir. Bu öğrencilerin yaklaşık 3800 tanesi yabancı ülkedendir. Üniversitenin kökleri, 1852 yılına kadar gider. Üç küçük üniversitenin birleşmesiyle 2003 yılında kurulmuştur.

Günümüzde üniversite bünyesinde, 33 akademik lisans programı ve 70 yüksek lisans programı vardır. Üniversite devlet tarafından finanse edilir. Eğitimdeki yüksek standartları, uluslararası rekabete dayalı araştırmaları ve girişimci yaklaşımıyla ilgi çeker.

Evet günümüzde üniversitede 5000’den fazla çalışan var. Bunlardan 700 tanesi profesör ve 3000 kadrolu araştırmacı vardır.

Belçika Antwerp-Anvers Red-Light Bölgesi

RED-LİGHT BÖLGESİ

Bölgenin ismi “Schipperskwartier” dir. Şehirde, hareketli şehir merkezi ile popüler Eilandje Mahallesi arasındadır. Pazar günlerinde burada organik ürünlerin satıldığı bir pazar kurulmaktadır.

Belçika Antwerp-Anvers Red Light Bölgesi

 

Yıllar içinde kırmızı ışık bölgesinde, birkaç gece kulübü açılmıştır. Bunlardan en gözde olanı “Cafe d’Anvers” dir. Bu eski kilise, birkaç yıldır şehirde popüler bir hafta sonu mekanı olmuştur. Yine bölgede bulunan “Cargo Club” Avrupa’nın en büyük gay kulüplerindendir.

Buralara yolunuz düşerse: Saint Paul kilisesini de görmenizi öneririm. Buranın iç mekanı muhteşem güzeldir.

Kilise: Rubens, Van Dyck ve Jordaes gibi ünlü Anversli ustaların ellerinden çıkmış, 50 civarında tabloyu barındırmaktadır.

1968 yılında bölgede çıkan yangında, Kırmızı ışık bölgesinin bayanları, kilisedeki sanat eserlerinin büyük bölümünü kurtarmayı başarmışlardır.

Yine bölgenin ünlü bir yeri “Villa Tinto”;  burası tek bir binada, 51 pencere bulunan bir mekan olarak önem kazanmaktadır.

Belçika Antwerp-Anvers Port of Antwerp-Antwerp Limanı

PORT OF ANTWERP-ANTWERP LİMANI:

Avrupa’nın en büyük limanları sıralamasında 2’nci sırada gelir.

Limanda: vinçler, yükleme alanları, konteyner yığınları, rıhtımlar, borular, demiryolu hatları, depolar ve petrokimya rafinerileri bulunmaktadır. Gerçeküstü bir endüstriyel çağ labirentidir. Liman, Hollanda sınırına kadar uzanmaktadır.

Anvers Limanında 7 bisiklet rotası belirlenmiştir. Bu rotalar 10 ile 60 km arasında uzamaktadır. Çok sayıda turistik yer hakkında daha fazla bilgi mevcuttur. Limanın içinde ve çevresinde bisiklet yolları ve bisiklet kiralama ve onarım adresleri gibi pratik bilgiler de verilmektedir.

Belçika Antwerp-Anvers Grote Markt

GROTE MARKT

Grote Markt: Ortaçağ döneminde, yerleşim bölgesinin hemen dışında kalan bir meydandır. 1120 yılında Brabant Dükü I Henry: bu topluluk arazisini şehre bağışladı.

Belçika Antwerp-Anvers Grote Markt

 

Antwerp şehrinin Ortaçağ dönemindeki kalbi, bu meydandır. Çünkü, yıllık pazarlar ve Foren Van Brabant yani Brabant Fuarları burada düzenlenmektedir.

Burada: İngiliz tüccarlar, Alman Hansa kentlerinden ve Güney Almanya ve Flamanlardan İtalyanlar, İspanyollar ve tüccarlarla burada işbirliği yaptılar.

15’nci yüzyıl sonlarında, şehir, Aşağı ülkelerin en önemli şehri olan Brugge şehrini bile geride bıraktı.

Evet, günümüzde burası trafiğe kapalıdır.

Meydanda bulunan yapılar şunlardır:

Antwerp Belediye Binası

Sint Joris Guildhalls

Valk

Brabo Çeşmesi-Brabofontein

Antwerp Caz Kulubü

Belçika Antwerp-Anvers Stadhuis

Stadhuis-Antwerp Belediye Binası

Yapı: 1561-1565 yılları arasında yapılmıştır. Belediye binası 1565 yılında açılmıştır. Mimari stil Rönesans tarzındadır.

Zemin katta: 45 kapı, küçük dükkanları barındıracak şekilde inşa edilmiştir. Buradaki dükkan ve depolar, 1562 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Dükkan sahipleri tarafından ödenen kiralar ise, binanın yapımında kullanılmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Stadhuis

 

Yapının avlusu ise (günümüzdeki merdiven boşluğu); şehir topçuları için bir depolama alanı olarak kullanılmıştır.

Bina, 1576 yılında İspanyollar tarafından yakıldı. Sadece dış duvarları sağlam kalmıştır. 1579 yılında yeniden yapılanma başlar. İç mekan ise: 17 ve 18’nci yüzyıllarda dekore edildi.

Belediye Binası: 18’nci yüzyılın ikinci yarısında ise, Fransız birlikleri tarafından yağmalandı.

Belçika Antwerp-Anvers Stadhuis

 

Binanın iç kısmı: 19’ncu yüzyılda restore edilir. Çalışmalarda: avlu bir merdivene dönüştürdü ve birkaç oda, ana kata uyarlanarak modern ortamlara uygun hale getirilir.

Cephe: pembe mermer kaplamalıdır.

Cephede çeşitli armalar bulunmaktadır. Bunlar: Kral II Philip’in arması, en solda eski Braband Dukalığının arması ve en sağda Antwerp şehrinin armaları vardır. Şehir anmasının üzerinde, imparatorluk kartalı vardır. 

Kent sulh hakiminin erdemlerinin simgelendiği kemerli nişlerde çeşitli heykeller vardır. Bu heykeller: Lady Justitia ve Lady Prudentia (Adalet ve Bilgelik heykelleri) ile Filips de Vos’un Meryem Ana heykelidir.

İkinci katın üzerindeki köşeler, kanatlı aslanlarla doludur.

19’ncu yüzyılda yapıda iç mekanda büyük tadilatlar olur. Bu restorasyon sırasında bazı şehirli ressamlar: duvar resimleri yaparlar, bu duvar resimlerinde şehrin tarihindeki önemli olaylar ve eski Belçikalı yöneticilerin portreleri vardır.

Yapı: UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Brabo Fountain

Brabo Fountain-Brabo Statue-Çeşmesi

Meydanda: barok ve bronz “Brabo Çeşmesi” vardır. Çeşme: sanatçı Jef Lambeaux tarafından yaratıldı ve Şehrin Belediye binasının önünde, 1887 yılında konulmuştur. En büyük ilgiyi ise bu heykel çekmektedir.

Bu çeşme: Antwerp şehrinin temel efsanesinin kahramanını tasvir etmektedir. Çeşmenin efsanesi şöyledir. Anlatılanlara göre: Dev Druon Antigoon bölgeye demir atan ve Scheldt nehri için geçiş ücreti ödemeyi kabul etmeyen tüm gemi kaptanlarının elini keser ve ardından bu kesik elleri Scheld nehrine atar.

Romalı bir asker Brabo: dev uyurken devin elini kesir ve eli nehre atarak bu kötü durumu sonlandırır.

Belçika Antwerp-Anvers Brabo Fountain

 

Çeşme: Brabo’nun, devin elini kesip nehre atmasını canlandırıyor.

Şehrin adının kökeninde bulunan “El Werpen” kelimesi Flamanca’da “bir el atmak” anlamına gelmektedir.

Heykelde, ilaveten, üç çıplak kadın, Anvers şehrinin sembollerini taşımaktadır. Bir tekne, bir kale (Steen). En tepede: devin kafası ayaklarının dibinde olan Brabo. Başı ve eli olmayan dev, aşağıdaki kayaların üzerinde yatıyor.

Belçika Antwerp-Anvers Sint Joris Guildhalls

Sint Joris Guildhalls

Bunlar Lonca Salonlarıdır.

Belediye Binasının karşısında, Grote Markt meydanının her iki tarafında, bir dizi lonca salonu vardır.

Bu yapılar: 16 ve 17’nci yüzyıldan kalmadır. Her yapı: güçlerini, statülerini ve zenginliklerini göstermek için, ayrı bir lonca için yapılmıştır. Lonca salonlarının en üstünde; loncalarıyla ilgili muhteşem altın heykeller bulunur.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Buradaki en büyük lonca salonu: Pand van Spanje’dir. Kelime anlamı “İspanya’nın Evi” demektir. Üst bölümünde: yükselen ejderhayı öldürmeye hazır olan atının üzerinde bir şövalye görülür. Bu at üzerindeki şövalye: Saint Joris’ dir.

Lonca salonlarının içini gezmek isterseniz: 24,38 ve 40 numaralı evler görülmeye değerdir. Bunlar orijinaline uygun olarak yenilenmiştir.

Belçika Antwerp-Anvers Anvers Katedrali

MERYEM ANA KATEDRALİ-ANVERS KATEDRALİ-HANDSCHOENMARKT-ONZE-LİEVE-VROUWEKATHEDRAAL

Tarihi şehir merkezinin tam ortasındadır. Groenplaats ve Grote Markt arasındadır.

Giriş ücretlidir, giriş ücreti 6 Euro’dur.

Belçika Antwerp-Anvers Anvers Katedrali

 

Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ülkelerinde mevcut en büyük Gotik kilisedir.

İnşası, 1352 yılından, 1521 yılına kadar tam 169 yıl sürmüştür. 1559 yılında Antwerp Piskoposluğu kurulduğunda, kilise bir katedrale yükseltilmiştir.

Bu süreçte: birçok yangınlar, savaşlar ve başkaca sert olaylardan kurtularak günümüze ulaşmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Katedrali

 

Günümüzde hala Antwerp Piskoposunun kilisesidir.

Dış cephesinde: yükseklik yerden 123 metredir. Katmanlı sivri uçtaki altın saat işçiliği muhteşem güzeldir. Halbuki: orijinal planda, iki kule olmasına rağmen, para sorunları ve değişen fikirler nedeniyle sadece bir kule inşa edilmiştir. Şehirde nereye giderseniz gidin, mutlaka bu uzun kuleyi görebilirsiniz.

Belçika Antwerp-Anvers Katedrali

 

Mevcut içi mekan, tarihin çeşitli bölümlerinin izlerini taşır. Barok sunaklar, Neo-gotik şapeller, heykeller, resimler ve diğer sanat eserleri oldukça zengindir.

Ana portalın üzerinde oldukça güzel süslemeli heykeller vardır. Bu heykeller ile “Son Yargı” tasvir edilmektedir.

Belçika Antwerp-Anvers Katedrali

 

Yapının içinde: 7 koridorlu bir nef vardır. Uzunluk toplam 118 metredir. Vitrayların toplamı 55 adettir.

Belçika Antwerp-Anvers Ketadrali

 

Katedralin içinde değerli bir sanat koleksiyonu vardır. Bunlar arasında: ünlü sanatçı Rubens’in erken döneme ait 4 tablosu vardır.

Bunlardan iki tanesi: Haç’tan iniş ve Mesih’in dirilişi tablolarıdır. İç bölümler oldukça güzel mobilyalarla dekore edilmiştir.

Belçika Antwerp-Anvers Katedrali Çanlar

Çanlar:

Katedralde: çan kulesinde 49 çan vardır. Bunlardan en ağır olanı: 6434 kilodur. Kulenin çanlarını dinlemek için, meydanda bulunan kafelerde toplanan insanları görebilirsiniz. Çanlar: her zaman çalmaz. Sadece: her Pazar, yaz döneminde saat 15.00-16.00 arasında ve kış döneminde Pazartesi saat: 20.00-21.00 arasında çalınırlar.

Yapıda: hediyelik eşya, kitap ve benzerini bulup satın alabileceğiniz bir dükkan bulunuyor.

Yapı: UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers KMSKA

KMSKA-ROYAL MUSEUM OF FİNE ARTS ANTWERP-ANVERS KRALİYET GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

Zuid semtinin merkezindedir.  

Müze, 1810 yılında kurulmuştur.  

Müzenin bulunduğu bina: 1884-1890 yılları arasında yapılmıştır. Mimar Jacob Winders ve Frans van Dijk’dır.

Belçika Antwerp-Anvers KMSKA

 

Neo-Klasik bina: kanatlı araba heykelleriyle süslenmiştir. Bu kanatlı araba heykeli: atlı, iki bronz şöhret figürü içerir. Heykeltıraş Thomas Vincotte tarafından yapılmıştır.

Müze ise, bilimsel statüye sahip tek Flaman müzesidir.

Belçika Antwerp-Anvers KMSKA

 

Burada: dünyaca ünlü ustalar James Ensor ve Rik Wouters’in en kapsamlı ve önemli koleksiyonları bulunmaktadır.Peter Paul Rubens, Anthony van Dyck, Jan van Eyck, Rembrandt, Vincent van Gogh gibi sanatçıların da tabloları vardır.

Yapı 2019 yılında restorasyona alınmıştır, yani buraya gitmek için önceden açık olup olmadığını incelemek gerekir.

Belçika Antwerp-Anvers Zoo

ZOO ANTWERPEN-DİERENTUİN-ANTWERP HAYVANAT BAHÇESİ

Koningin Astridplein 26 adresindedir. Giriş ücretlidir, giriş ücreti 18 yaş üstü yetişkinler için 31 Euro’dur. 12-17 yaş aralığı için ise 29 Euro’dur.

Giriş meydanı yani “Flamingo Meydanı” ücretsizdir.

Hayvanat bahçesi, 1843 yılında kurulmuştur. 150 yıldan daha fazla bir süre, şehir surlarının hemen dışındaydı. Şehir büyüdüğü için, şehrin ortasında ve Merkez İstasyonun yanındaki yeşil bir bölgededir.

Dünyanın en eski ve en saygın hayvanat bahçelerinden birisidir. 10 hektarlık alana kuruludur. Son teknoloji ürünü ve yetiştirme programlarıyla uluslararası bir üne sahiptir.

Hayvanat bahçesinde 950 farklı türden 5000 hayvan yaşamaktadır. Tek bir yerde görülebilecek en fazla hayvan burada var. Bu hayvanların yüzde 80’ini, mevsim, sıcak-soğuk düşünmeden her gün görmek mümkündür.

Hayvanat bahçesini ziyaret ederseniz: Büyük Maymunlar vadisinde, şempanzeler ve gorillerin arasında yürüyebilirsiniz. Buffalo Savannah bölgesine geçip kuşları görün. Hayvanat bahçesinin: Yeni Savana bölümünde; zürafalar ve zebralar vardır. Skywalk denen yerde ise: kırmızı pandalar var. Koalalar, akvaryum ve kelebek bahçesi de bulunmaktadır.

Belçika Antwerp-Anvers Centraal Middenstatie

ANTWERPEN-CENTRAAL-MİDDENSTATİE-MERKEZ İSTASYON

1835 yılında Brüksel’den Antwerp şehrine gelen ilk tren, şehir surlarının dışındaki ahşap bir istasyon olan Koningen Astridplein’de şehre ulaştır. Yapı, 1854 yılında Antwerp Hayvanat Bahçesinin mevcut girişine yakın yeni bir ahşap istasyon binasıyla değiştirildi. 1895 yılında, Bruges doğumlu mimar Louis dela Censerie tarafından yeni bir tren istasyonu yapılması için çalışmalara başlandı ve 10 yıl sonra 1905 yılında açıldı. İstasyon, yükseltilmiş bir demiryolu yatağı, üstü kapalı bir çelik platform salonu ve bir hizmetler ve bilet salonundan oluşmaktadır.

Belçika Antwerp-Anvers Centraal

Neo-Gotik cephesi, geniş ana salonu ve muhteşem orantılı kubbesiyle dikkat çeker.

Bir çelik platform kaplaması ve bir taş istasyon binasından oluşmaktadır. Son zamanlarda istasyon tamamen yenilenmiştir.

2007 yılında Antwerp merkez istasyonu ile şehrin kuzeyi arasındaki demiryolu tüneli sayesinde, trenler geri dönmeyip yolculuklarına devam edebilirler.

2009 yılında Amerikan dergisi Newsweek, Anwers Merkez İstasyonunu, Dünyanın en güzel 4’ncü tren istasyonu olarak seçmiştir.

Orijinal tren salonu: demir ve camdan yapılmıştır, uzunluğu 44 metre ve yüksekliği 43 metredir. Tren salonunun çatısı çelikten yapılmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Chocolate Nation

CHOCOLATE NATİON-BELÇİKA ÇİKOLATA MÜZESİ

Koningin Astridplein 7 adresinde, Merkez İstasyonun tam karşısındadır. Giriş ücreti 16,50 Euro’dur.

Belçika ülkesinde ilk çikolata fabrikası, 1831 yılında Ansvers şehrinde açılmıştır. Günümüzde hemen hemen her sokak köşesinde bir çikolata dükkanı vardır.

Antwerp Limanı bir zamanlar dünyanın en büyük kakao çekirdeği depolama alanıydı. En iyi çikolatacılar, Antwerp Yemek Endüstrisi (PIVA) tarafından eğitilmişlerdir.

Belçika Antwerp-Anvers Chocolate Nation

 

Müzede: 14 tematik oda bulunmaktadır ve bu odalardaki ziyaret yaklaşık 60-90 dakika sürer. Bu yolculukta, Belçika ülkesinde çikolatanın hikayesi anlatılmaktadır. Tur: Ekvator ülkesinin kakao tarlalarından başlar ve kakao çekirdeğinin Anvers’teki dünyanın en büyük kakao depolama limanına kadar takip eder. Devasa bir fantezi makine, çikolatanın nasıl yapıldığını ve kadifemsi yumuşak tadın nereden geldiğini gösterir.

Belçika Antwerp-Anvers Chocolate Nation

 

Belçika çikolatasının hikayesi anlatılıyor. Çikolata markalarının ve çikolatacıların deneyimleri ve hikayeleri vardır. Gerçek boyutlu, mobil, hayali bir makinanın Belçika çikolatasını nasıl yaptığını göreceksiniz. Müze ziyaretçileri, ziyaretleri esnasında, atölyede çikolatacıları iş başında görebiliyorlar. Son aşamada ise, erimiş çikolata tadımı yapılıyor.

Belçika Antwerp-Anvers Rubens Heykeli

RUBENS HEYKELİ

Anwers Katedralinin arkasında, Groenplaats’dadır.

Bronz heykel, 1843 yılında Borgerhout doğumlu Neo-klasikçi Willem Geefs (1805-1883) tarafından yapılmıştır.

Heykelin ilginç bir yapım hikayesi var, hikayeye göre heykel yapım aşamasında birçok terslik olmuştur.

Heykelin yapılış sebebi, Rubens’in ölümünün 200 yılı anısınadır. Heykel halktan toplanan bağışlarla yapılmıştır. Heykelin alçı kopyası yapılmıştır. Bu alçı kopya heykel, atölyede arabadan düşüp parçalandı ve ikinci bir alçı kopya yapılır. 1843 yılında Bronz heykel hazırdı. 9 Ağustos 1843 günü, Groenplaats’ta mezarlığın haçının 1739 yılından beri durduğu yere heykel yerleştirilmeye götürülürken, heykel, taşındığı arabanın devasa tekerlekleri arasında battı ve hasar gördü, tekrar geri götürüldü tamir edildi ve yerine yerleştirildi.

Heykelde, Rubens, bir sanatçı olarak tasvir edilmiştir. Beline bir kılıç takmıştır ve geniş kenarlı şapkasını sağ elinde tutmaktadır. Ressamı tanımayan ve resme dikkatli bakan herkes, Rubens’in bir ressam olduğunu tahmin edebilir. Paleti ayaklarının dibinde bulunmaktadır.

Heykelin kaidesi: tamamen beyaz mermer levhalarda yapılmış, dört kenara mavi taş yerleştirilmiştir. Ön yüzünde bronz harflerle yazılmış “PETRO PAULO-RUBENS-CIVI OLIM SUO-SPQA-SUMTIB” yazılıdır.

Belçika Antwerp-Anvers St James Kilisesi

ST JAMES KİLİSESİ-SİNT JACOBANTWERPEN

Lange Nieuwstraat 73-75 adresindedir. Şehrin ana alışveriş caddesi olan Meir’e kısa bir yürüme mesafesindedir.

Antwers şehrinin en büyük kiliselerinden biridir ve çalışan en eski saat kulelerinden birine sahiptir.

Belçika Antwerp-Anvers St James Kilisesi

 

15’nci yüzyılın başlarında burada, Santiago de Compostela’daki elçi James’in mezarına seyahat eden Kuzey Avrupalı hacıları karşılayan bir yer vardı. 1413 yılında bu yere, St James’e adanmış bir şapel eklendi. 1491 yılında Brabant Gotik üsluptaki mevcut kilisenin inşaatına başlandı. Kilise tam 175 yılda tamamlandı.

Belçika Antwerp-Anvers St James Kilisesi

 

Kilise: birkaç küçük zanaat topluluğu ve loncalar için cemaat kilisesi olarak hizmet verdi. Koro bölümü: zengin ailelerin mezarları ve şapelleriyle tamamlandı. En ünlü anıt şapel: Peter Paul Rubens’e aittir. Rubens, Şapelde: Azizler tarafından çevrili “Madonna” mihrabı boyadı. Kilisenin başka bir yerinde: Jacob Jordaens’in bir başyapıtı daha vardır.

Belçika Antwerp-Anvers St James Kilisesi

Kilisenin en büyük özelliği, büyük sanatçı Rubens’in mezarının burada olmasıdır.

Belçika Antwerp-Anvers Saint Charles Borromeo Kilisesi

SİNT-CAROLUS BORROMEUS-SAİNT CHARLES BORROMEO KİLİSESİ

Hendrik Vicdanplein 6 adresindedir. Giriş ücreti 5 Eurodur.

Cizvit Tarikatının talimatları üzerine, 1614-1621 yılları arasında inşa edilmiştir.

Yapıda: düzinelerce 17’nci yüzyıl tasviri vardır.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Kilisede bulunan sanat eserleri arasında: Antwerp şehrinin önde gelen ve dünyanın en ünlü barok ressamlarından biri olan Peter Paul Rubens’in (Stüdyosu ve Anthony Van Dyck’in yardımıyla) 39 tavan resmi vardır.  Sadece resimler değil, Rubens kilisenin yapımında bir ressam, dekoratör ve mimar olarak önemli rol oynamıştır. Onun etkisi: kulede, cephede, yüksek sunakta ve Leydi Şapelinin tonoz sıvasında görülür.

1718 yılındaki yangında, bunlar yani 39 tavan resmi ve diğer birçok eser yok olmuştur.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Kilise daha sonraki tarihlerde yeniden inşa edilmiştir. Rubens’in tavan resimlerinin yaklaşık yarısının eskizleri korunmuş ve dünya çapında çeşitli sanat koleksiyonlarına dağıtılmıştır.

Kilise, ismini 1803 yılında Papa tarafından Cizvit tarikatının dağıtılmasından sonra bir cemaat kilisesi olunca almıştır.

Belçika Antwerp-Anvers
Kilisenin cephesi oldukça etkileyicidir.

Cephe kilise binasından daha yüksektir. 40 yıl önce inşa edilen Cizvit’in Roma’daki ana kilisesi Gesu’dan esinlenilmiştir. Cephedeki görkemli dekorasyon, kısmen Peter Paul Reebens’e atfedilir.

Kilisenin içinde yüksek sunak oldukça dikkat çekicidir. Sunağın arkasında 4 farklı tuval içeren büyük bir sandık bulunur. Bir kasnak sistemiyle resimler, ayinsel dini yıla göre, yıl boyunca değiştirilmektedir.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Kilisenin en büyük özelliği: ana sunağın üzerindeki resimleri değiştirmek için kullanılan orijinal işleyen mekanizmadır.

Peter Paul Rubens’in orijinal resimlerinden ikisi, 1776 yılında Avusturya İmparatoriçesi Maria Theresia tarafından satın alınmıştır.  

Kilisenin sağ tarafındaki “Leydi Şapeli” mermer resim ve heykellerle coşkulu şekilde dekore edilmiştir. Şapel “Meryem Ana” ya adanmıştır. Altarın arkasında, Rubens’in bir kopyası olan “Meryem Ana’nın Varsayımı” tablosu bulunur. Rubens’in orijinal tablosu, 1776 yılında İmparatoriçe Maria Theresia tarafından satın alındı. Alçıdan yapılmış tavan rölyefi de Rubens tarafından tasarlanmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Kilisenin kulesi, ana cepheden girildiğinde görülmez. Sint-Katelijnevest boyunca bulunur. 1617-1721Belçika Antwerp-Anvers yılları arasında yapılmıştır. Görkemli kule, yakınlarda restore edilmiştir.

Son bir not:

Kilisenin içinde bir de dantel müzesi vardır. Her zaman açık değil, umarım ziyaretinizde açık bulursunuz, burayı da ziyaret etmeyi unutmayınız.

Belçika Antwerp-Anvers Vleeshuis Museum

VLEESHUİS MUSEUM

Vleeshouwersstraat 38 adresindedir.

Giriş ücreti 5 Euro’dur.

Vleeshuis, Anvers şehrinde dinsel olmayan en eski yapıdır ve halka açıktır. Zengin bir tarihe sahiptir. Günümüzde ise bir müzik müzesidir.

Vleeshuis’in bodrum katı ve zemin katı, düzenli bir müze ziyareti sırasında halka açıktır.

Müzede: şehirdeki 800 yıllık müzik ve dansın izleri görülür. Müzik aletlerinin nasıl yapıldığı gösteriliyor. Yörede yapılan ilk balolar ve opera performansları izleniyor. Her türlü müzik parçasının çalındığını duyabilirsiniz. Enstrümanların nasıl yapıldığı göreceksiniz. Geçmişte hangi müzik parçalarının çalındığını duyacak, müzik ve dansın geçirdiği evrim karşısında şaşıracaksınız.

Zemin Kat:

Müzenin merkezinde, Opera Divası Teresa Imer bulunuyor. Anvers operasının ilk kadın yönetmeni ve Casanova’nın kızının annesi. Kendisi 1723 yılında Venedik şehrinde doğdu. Özgür bir kadın olarak Avrupa’yı dolaşarak erkeklerin kalbinde bir iz bıraktı. 1759 yılında Londra’ya yerleşti. Orada: Shoho Meydanında: konserler, operalar, maskeli balolar ve akşam yemekleri düzenlediği Carlisle House’u açtı. 1770 yılında işler ters gitmeye başlar ve 1797 yılında Londra şehrinde borçlu hapishanesinde unutulmuş ve yoksulluk içinde öldü.

Çatı katı pencerelerinden güzel havalarda, Anvers şehrinin en güzel manzarası izlenebilir.

Belçika Antwerp-Anvers Plantin-Moretus Müzesi

PLANTİN-MORETUS MÜZESİ

Vrijdagmarkt 22 adresindedir.  Giriş ücreti 8 Euro’dur.

16’ncı yüzyıl hümanist matbaacı Christophe Platin’in evi bir müzeye dönüştürülmüştür.

Belçika Antwerp-Anvers Plantin

Fransız Christophe Plantin, 1550 yılı civarında Antwerp şehrine yerleşti. 1555 yılında ünlü matbaasını kurdu ve onu tarihteki ilk endüstriyel matbaa yaptı.

Christopher Plantini ve damadı Ian Moretus, devrimci bir ikiliydi. Endüstriyel ölçekte ilk matbaacılardı.

Belçika Antwerp-Anvers Plantin

1555 yılında, Christoffel Plantin, ilk kitabını yayınladı. Yirmi yıldan kısa sürede içinde Plantin’in Yayınevi, Avrupa’nın en iyisi haline geldi.

Leiden ve Paris şubeleriyle çok uluslu bir şirket haline geldi.

1576  yılında Plantin, matbaa çalışmalarını Vrijdagmarkt’a taşıdı. Ailesi orada 300 yıl yaşadı ve çalıştı. Gülden Geçidi’ni güzel bir konağa dönüştürdüler. Moretus ailesi, Antwerp şehrinin mirasının bir parçası haline gelen baskı işlerine önem verdi.

Son sahibi Edward Moretus, tüm siteyi, evi ve matbaayı: müzeye dönüştürülmesi şartıyla 1876 yılında Ansvers Şehrine sattı.

Belçika Antwerp-Anvers Plantin
Buranın en büyük özelliği: UNESCO Dünya Mirası alanı olarak sınıflandırılan dünyadaki tek müze olmasıdır.

Plantin-Moretus Müzesi, 2005 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak tanındı ve bugüne kadar bu listede yer alan dünyadaki tek müze oldu.

Müzenin zemin katı: Plantin ve ailesine odaklanıyor. Üst kat yayınevine odaklanıyor.

1’nci Katta: Plantin ve torunlarının Anvers şehrini haritaya koydukları yayınevine odaklanmaktadır. Dünyayı şekillendiren bu on şahaser, ziyaretçilere yayınevinin insanlığın gelişimi için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.

Belçika Antwerp-Anvers Plantin

 

Binanın gıcırdayan meşe tahtaları ve panelleri, kitap tarihine, baskı sanatına ve bir ailenin girişimci yeteneğinin hikayesine şahitlik etmektedir.

Dünyanın en eski matbaaları burada bulunabilir ve ayrıca daha çok fazlası görülebilir.

Müzenin baskı Dolabında, 20 binden fazla çizim bulunmaktadır. Bu zengin koleksiyon, dünyanın en iyileri arasındadır ve 1500 yılından günümüze Antwerp sanatçılarına odaklanır.

Müze

300 yıllık kitap basım sanatını ve aile tarihini sunar. Dünyanın en eski matbaalarına ve Rubens’in portleri de dahil olmak üzere zengin bir sanat koleksiyonuna hayran kalacaksınız. Duvarlarda Moretus ailesinin Rubens’den sipariş ettiği bir dizi portre var.

Müzede 14 bin tahta parçadan oluşan olağanüstü bir koleksiyon vardır. Bunlarla; gerçek zanaatkarlık örnekleri ile Plantin matbaasında kitap resimleri ve diğer dekoratif öğeler basılmıştır.

Kütüphanede el yazmaları ve orijinal baskılar bulunuyor. Arşivler ise matbaadaki ve köşkteki günlük yaşamı anlatıyor.

Belçika Antwerp-Anvers St Boniface Antwerp

ST BONİFACE ANTWERP

Gretrystraat 39 adresindedir.

Kilise, bir kilise papazı mimarı Michel Braey tarafından tasarlanmış ve 1906-1909 yılları arasında “L” şeklinde bir arsa üzerine inşa edilmiştir.

Kilisenin arkasındaki avlunun çevresinde, 1914 yılından kalma papaz evi ve kilise salonu vardır.

Kilise, 22 Nisan 1910 tarihinde, Anglikan Piskoposu TE Wilkinson tarafından kutsanmıştır.

Anvers şehrindeki Neo-Gotik kilise binası, Protestan ibadeti için tasarlanmış birkaç örnekten birisidir. Yapıda: İngiliz sanatçıların ve stüdyoların çeşitli sanat eserleri desteği görülür.

Kilisenin en dikkat çeken bölümlerinden birisi de vitray pencereleridir. Anglikan cemaatinin üyeleri emriyle İngiliz camcılar tarafından yapılan ve ağırlıklı olarak İngiliz temalı olan vitray pencereler ilgi çekicidir. Batı cephesindeki büyük vitray penceresi: 24 Nisan 1921 tarihinde açılmıştır. Londra şehrindeki Burlison Grylls Stüdyosu tarafından tasarlanan vitray pencere, I. Dünya savaşı bitmesi üzerine yapılmıştır. Penceredeki vitrayda, çeşitli armalar tasvir edilmektedir.  

Belçika Antwerp-Anvers Landmark Boerentoren

ANTWERP LANDMARK BOERENTOREN

1929-1932 yılları arasında I. Dünya Savaşı sırasında bombalanan bir alana inşa edilmiştir. İsmi olan kelimenin anlamı “Çiftçi Kulesi” dir. 1930 yılında Anvers Dünya Sergisi hazırlıklarının bir parçası olarak yapılmıştır.

1954 yılında kule 112.5 metre yüksekliğe ulaşmasını sağlayan bir antenle genişletildi. 1976 yılında ise, kulenin çatısı, 8.3 metre yükseltilir.

26 katlı bina, KBC Kulesi olarak da bilinir ve Avrupa’da en eski ve ilk gökdelenidir. Yapının tasarımcısı ise Jan Van Hoenacker’dir.

 Antwerp şehrinin simgesidir.

Kule: kafeler, ofisler ve konutlar için inşa edilmiştir. Bir de bir bira salonu vardır. 1970 yılında alınan karar gereği, konutlar kaldırılmış ve bina sadece ofis kullanımı için düzenlenir.

Meryem Ana katedralinden sonra, şehirde ikinci en yüksek yapıdır. Yüksekliği 87,5 metredir. 1960 yılına kadar Belçika’nın en yüksek binası olma özelliğini korudu, günümüzde ise ülkenin en yüksek 21’nci binasıdır.  

Yapı: 2027 yılında Sanat ve Kültür Kulesine dönüştürülmek üzere Bankacılık kurumu Katoen Natie Gurubuna satıldı. En yüksekteki üç kat ise, ziyaretçilere panoramik manzaralar sunmak üzere düzenecektir. Halen binanın çatısından, Brüksel şehrindeki “Atomium” anıtı görülebilmektedir.

Boerentoren binası, 1981 yılında Anvers ve Flanders için tarihi değeri nedeniyle korunan bir anıt olmuştur. Koruma: kule binasının cepheleri ve çatısı ile ilgilidir.

Belçika Antwerp-Anvers KMSKA-Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi

KMSKA- KRALİYET GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

Leopold de Waelplaats 2 adresindedir.

Müzede: Flaman ilklerinin resimleri: Jan Van Eyck ve Hans Memling ile Antwerp Resim Okulunun kurucu babası Rubens, Sir Antony Van Dyck ve Jacob Jordaens’in: Quentin Massys çalışmalarıyla yan yana duruyor. Koleksiyonda 19’ncu yüzyıl sanatçıları ve modernistleri temsil ediliyor.

Belçika Antwerp-Anvers KMSKA

 

Kraliyet Güzel Sanatlar Müzesi uzun süreli bir tadilat geçirmektedir. Koleksiyonun bazı eserleri başka yerlerde sergilenir.

Günümüzde buraya yolunuz düşerse, müze cephesini görmelisiniz. 19’ncu yüzyıl heykelleri müze cephesini süslüyor. Müze, 1890 yılında kapılarını açtığında, cepheler çıplaktı. Heykellerin tüm programı yapılamamıştı. 1891 ile 1896 yılları arasında 22 heykeltıraş: frizler, büstler, madalyonlar ve diğer heykeller üzerinde çalıştılar. Mimarlar Jean Jacques Winders ve Frans Van Dijk, cephenin nasıl düzenleneceğini önceden belirlemişlerdi. Cephedeki dört anıtsal, bağımsız kadın figürü: başlıca sanat disiplinlerini temsil etmektedir. Bunlar: mimari, resim, heykel ve grafiktir.

Belçika Antwerp-Anvers kmska

 

Yanlarda: Van Eyck, Rubens ve Massijs de dahil olmak üzere bu disiplinleri uygulayan 7 ünlü sanatçının büstlerini içeren 7 madalyon bulunmaktadır.

Müzenin Bahçesi-Alva Kalesi

Müzenin bahçesinde yapılan arkeolojik bir araştırma: Alva kalesinin tam yerini ortaya çıkarmıştır. Müze alanının hemen altında, kalenin 5 burcundan biri olan Fernando Bastion vardır.  Bu kale: 1567 yılında Philip II ve Alva Dükü tarafından yaptırılmıştır. Bağlantı duvarları, kaleyi İspanyol surlarına bağlamıştır. Kale saldırganları püskürtmek ve şehri kontrol altında tutmaya yardımcı olmuştur. Kale 1874 yılında yıkılmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Eugeen Van Mieghem Museum

EUGEEN VAN MİEGHEM MUSEUM

Ernest Van Dijkkkaai 9 adresindedir. Giriş ücreti 4 Euro’dur.

İlk Eugeen Van Mieghem Müzesi: Eugeen Van Mieghem Vakfı tarafından 1993 yılında Anvers şehrinde açılmıştır ve Belçika Kraliyet Armatörleri Birliği tarafından Het Redershuis’te taşınmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Bu bina: 1896 yılından kalma heybetli bir binadır. Armatörlerin binası olarak tanınmaktadır. 1896 yılında başarılı gemi tüccarı Gustave Albrecht tarafından inşa edilen malikane: mimar Jos Hertogs tarafından dizayn edilmiştir.

Binanın zemin katında bir ofis ve yukarısında yaşam alanları vardır. 1949 yılından itibaren binanın bir bölümü, uzun yıllar ünlü restoran La Rade tarafından kullanıldı. Restoran 2005 yılında kapandı. 2008 yılında bina RBSA tarafından satın alındı.

Tavan araları modern bir ofis alanına dönüştürüldü. 2010 yılında Kral Albert II tarafından, Het Redershuis’in açılışı ile hemen hemen aynı zamanda, Eugeen Van Mieghem Müzesi zemin katta açılmıştır.

Ressam Eugeen Van Mieghem (1875-1930) mutluluk arayışı içinde, Red Star Line ile Amerika’ya giden binlerce göçmen tarafından büyülenmiştir.

1873 yılında Kızıl Yıldız Hattı, göçmenleri Anvers şehrinden Yeni Dünya’ya (ilk olarak Amerika, I’nci Dünya Savaşından sonra ise Kanada) taşımaya başladı. Gemiler, Rijnkaa’nin yanına bağlanmıştır. Red Star Line’ın ilk ofisi Jordaenskaai’deydi.

Bu yüzden limandaki insanları tasvir etti. Çeşitli teknikler kullanarak hayatlarını ve karakterlerini resimlerine yansıttı. Müzede Mieghem’e ait 200 eser vardır. Eserler ya vakfa ait ya da özel koleksiyonlardan ödünç alınmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Mayer Van Den Bergh Müzesi

MAYER VAN DEN BERGH MÜZESİ

Lange Gasthuisstraat 19 adresindedir. Müzeye giriş ücretlidir, giriş ücreti 8 Euro.

Müzede: Pieter Bruegel’in ünlü Dulle Griet’i (Mad Meg) ve çeşitli heykel, mobilya ve tablolar bulunmaktadır.

Müzenin bulunduğu yapı: 16’ncı yüzyıldan kalma bir şehir evi olarak tasarlanmıştır. 1904 yılında tek bir koleksiyon yerleştirilerek müze düzenlenir ve dünyanın ilk müzelerinden birisi olur.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Müzede sergilenen koleksiyon: 19’ncu yüzyılda bir uzman olan Fritz Mayer van den Bergh tarafından toplanmıştır. Fritz Mayer (1858-1901) bir Alman ve 19’ncu yüzyılda şehrin en zengin iş adamlarından biri olan Emil Mayer’in oğludur. Emil öldüğünde: Fritz annesiyle yaşamaya gider ve kendisini sanat koleksiyonu tutkusuna adar. 1887 yılından itibaren Fritz koleksiyonu toplamaya başladı.

Evet, günümüzde müze ev hissi vermektedir. Tamamı resimler, heykeller, duvar halıları, çizimler ve vitray pencerelerle doludur.

Dulle Griet

Pieter Bruegel’in dünyaca ünlü tablosu “Mad Meg” buradadır. Resim; cinsiyetler arasındaki savaşla ilgilidir. Kadın ve erkek arasındaki ilişki, antik çağlardan beri komedi ve diğer sanat eserlerinin konusu olmuştur. Bruegel hayal gücünün çılgına dönmesine izin verir ve selefi Bosch’dan ilham alır. Bu sahnede: bir tür altüst olmuş dünyayı tasvir etmektedir, kadınlar pantolon giyiyorlar.

Belçika Antwerp-Anvers Snijder-Rockoxhius

SNİJDER-ROCKOXHUİS

Keizerstraat 10-12 adresindedir. Müzeye giriş ücretlidir, giriş ücreti 8 Euro.

Sanatçı Frans Snijders ve Antwerpli avukat, Belediye Başkanı ve Rubens’in patronu Nicolaas Rockox’un 17’nci yüzyıldan kalma etkileyici evleri birleştirilerek müze oluşturulmuştur.

Müzede: 16 ve 17’nci yüzyıllardan kalma güzel bir koleksiyon bulunmaktadır. Müzede eserleri bulunan sanatçılar: Van Dyck, Brueghel, Van der Weyden ve Rubens’tir. Eserler 10 odaya yerleştirilmiştir.

Belçika Antwerp-Anvers

 

Rubens’in “Archdukes Albert ve Isabelle Portreleri” vardır. Bunlar, panel üzerine yağlıboya olarak 1615 yılında yapılmıştır.

Müzenin 3’ncü odası: müzenin kalbidir. Burada: Rubens, Jacques Jordaens, Antnony Van Dyck isimli üç ressamın eserleri vardır. Pişmiş toprak, gümüş eşyalar, mermer, madeni paralar ve kitaplar var. Mücevherleri saklamak için iki sanat dolabı var, bölmeleri, çekmeceleri ve kapıları görülmeye değerdir. Burada: Anthony Van Dyck’ın bir adamın kafasının incelenmesi tablosunu görmelisiniz. Eser, 1618 yılları dolaylarında yapılmıştır. Eserde: adamı zarif bir şekilde belirtmek için beyaz vurgular kullanılmıştır.

Müzenin 4’ncü odası ise, müzenin en sessiz odasıdır. Burada manzara resimleri vardır. Doğal manzaralar, genellikle cennet gibi ve doğaya neredeyse hiç sadık olmasa da aşırı güzellikleri sergilemektedir. Şehir manzaraları oldukça gerçekçidir.

Belçika Antwerp-Anvers Rubenshuis

RUBENSHUİS

Wapper 9-11 adresindedir.

Müzeye giriş ücretlidir, giriş ücreti 8 Euro.

Bu güzel konak, 1611 yılında ünlü ressam Pieter Paul Rubens için bir ev ve stüdyo olarak inşa edilir.

Rubens (1577-1640) Antwerp şehrinde bu evde yaşadı.

Belçika Antwerp-Anvers Rubenshuis

 

Rubens, İtalyan ressam Rafael hayranıydı. 1611 yılında Rubens, idolü gibi kendi şehir sarayını tasarladı ve yaptırdı.

Başyapıtlarını burada yarattı, çocukları bahçede oynadı ve yüksek, asil ve hatta kraliyet misafirlerini burada ağırladı. Zirvede iken tek başına baş edemedi ve profesyonel sanatçılardan oluşan bir ekibe yine burada liderlik etti.

Rubens’in ölümünden sonra ikinci karısı evi: popüler bir binicilik merkezi işleten Bay ve Bayan Cavendish’lere kiraladı. Ancak bunlar da evden ayrılınca, Rubens’in mirasçıları evi sattılar.

18’nci yüzyıl sonlarında: Rubens evi yenilendi ve yüzyılın sonunda, Fransızlar, burayı hapishane olarak kullanmak üzere eve el koyarlar.

1937 yılında Anwers şehir meclisi evi satın aldı, harabe halde iken, restore edilir. Rubens döneminden kalma mobilyalar ve 17’nci yüzyıldan kalma paha biçilmez bir koleksiyonla çok hassas bir şekilde restore edilerek müze olarak ziyarete açılır.

Günümüzde: evde, sundurma ve bahçe çardağı bölümleri orijinaldir.

Müzede sergilenen eserler:

Burada: yaklaşık 12 tane Rubens tuvali vardır. En ünlüsü: dünyaca ünlü şapkalı otoportresi ve Adem’in incir yaprağına şehvetle bakan Havva’nın büyük ölçülü tuvalidir.

Bir Van Dyck portre çalışması da bulunmaktadır. Bu çalışma: Davit Bowie koleksiyonundandır ve Tintoretto ve BBC’in “Antika Roadshow” programında keşfedilmiştir.

Belçika Antwerp-Anvers Rubenshuis
Belçika Antwerp-Anvers Palace of Justice

PALACE OF JUSTİCE-ADALET SARAYI

Şehrin dört bir yanına dağılmış çeşitli binalarda sıkışan hukuk hizmetlerini bir araya getirmek için, 1998 yılında Flaman bölgesi yeni binanın inşası için uluslararası bir mimari yarışma düzenlenir. Yarışmayı kazanan ekip tarafından 1999 yılında inşaat başlamıştır.

2006 yılında Kral Albert II tarafından açılmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Rubenshuis
Belçika Antwerp-Anvers Palace of Justice

 

Bina: Joseph Poelaert tarafından tasarlanmıştır. Binada, doğal aydınlatma ve havalandırma sağlanmaktadır.

Binanın en yüksek yeri 51 metredir. 6 mahkeme kanadı ve ofislerden oluşmaktadır.

Binanın önündeki meydanda, çatı şeklinde 100 tane olağanüstü çınar ağacı dikilmiştir. Van den Berk tarafından temin edilen: ağaçların 375 cm özel gövde yüksekliği, 30-35 cm gövde çapı vardır.  Ağaçlar 2006 yılı ilkbaharında dikilmiş ve şimdiden çekici yeşil yapraklarla örtü sağlamıştır.

Belçika Antwerp-Anvers Rubenshuis
Belçika Antwerp-Anvers M HKA

M HKA-ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ

Leuvenstraat 32 adresindedir. Müzeye giriş ücreti 10 Eurodur.

Art Deco olarak 1911 yılında inşa edilmiş eski bir tahıl deposunda bulunmuştur. Depo, 1987 yılında müzeye dönüştürülmüştür.

Belçika Antwerp-Anvers M HKA

 

Burası: Belçika’nın en iyi çağdaş galerilerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 1970’lerden sonra hem Belçikalı hem de uluslararası sanatçılar tarafından üretilen objelere odaklanmıştır. Sık sık değiştirilmiştir. Giriş katındaki üç sergiye, kütüphaneye, 4’ncü kattaki kafeye ve 6’ncı kattaki Lodgers sergilerine erişim ücretsizdir.

Belçika Antwerp-Anvers Het Steen-Steenplein

HET STEEN-STEENPLEİN

Steenplein adresindedir.

De Werf adlı eski bir yarımadanın yakınında, Scheldt nehri kenarındaki bir tepede, Ortaçağdan kalma bir kaledir.

Het Steen: Answers şehrindeki en eski yapıdır. İlk taşlar, 11’nci yüzyıldan kalmadır ve yüzyıllar boyunca birçok işlev sürdürmüşlerdir.

Het Steen: 16’ncı yüzyıl başında Charles V tarafından büyük ölçüde yenilenmiştir. Yenileme nedeniyle, cephede renk farkını görmek mümkündür.

Yapı: 1823 tarihine kadar hapishane olarak kullanılmıştır ve daha sonra; kısa bir süre konut, kereste fabrikası ve balık deposu oldu.

1862 yılında ise, Müze olarak ziyarete açılmıştır.

Başlangıçta eski eserler müzesiydi ve 1952-2008 yılları arasında Ulusal Denizcilik Müzesi olarak hizmet verdi. Denizcilik müzesi koleksiyonu, günümüzde MAS-Museum aan de Stroom’da bulunmaktadır.

Yapı: 2018 yılından itibaren: önemli bir restorasyon sürecine girdi. 2021 yılında yapının; Antwers şehrine açılan bir kapı olarak kruvaziyer terminali ve karşılama merkezi olması planlanmaktadır.

Yapının dışında, “Lange Wapper” in komik bir heykeli vardır.

Günümüzde burada büyük bir restorasyon çalışması yapılmaktadır. Binanın içine giremezsiniz, ancak binanın önünden yürüyebilir ve güzel fotoğraflar çekilir.

Belçika Antwerp-Anvers Leopoldstraat

LEOPOLDSTRAAT BOTANİK BAHÇESİ

Leopoldstraat boyunca uzanan Botanik Bahçesi, şehir merkezinde eşsiz bir yeşillik alandır.

Burada: 2000 bitki, kaktüsler ve yabancı bitkiler bulunmaktadır.

Bahçenin, 200 yıl önce yapılmasının sebebi: yan tarafındaki St Elisabeth Hastanesine şifalı bitkiler yetiştirmekti.

Bahçe, 1926 yılından bu yana, Şehir Belediyesi tarafından yönetilmektedir. 1950 yılından itibaren, halkın ziyaretine açılmıştır.

MAS-MUSEUM AAN DE STROOM

Burası bir müzedir. Hanzestedenplaats adresindedir. Giriş ücretlidir, giriş ücreti 10 Euro.

Müze 2011 yılında açılmıştır. 10 katlı bir komplekstir. Ziyaretçiler, binada bulunan bir dizi yürüyen merdivenle biraz zahmetli bir şekilde müze katlarına tırmanırken, şehrin manzaralarını da izleme şansı bulurlar.

Müzede, sanat eserleri ve mutfak eşyaları da dahil olmak üzere, yaklaşık 500 bin parçadan oluşan olağanüstü büyük bir koleksiyon vardır. Koleksiyona sürekli yeni nesneler eklenmektedir.

Müzede 2’nci kat hazine odası ve üç küçük dış sergi pavyonu ilgi çeker. 8’nci katta: çatı terasında, oturma alanı vardır ve buradan panoramik şehir manzarası izlenmektedir. Buradan, şehrin 360 derecelik çarpıcı manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.

Belçika Antwerp-Anvers Red Star Line Museum

RED STAR LİNE MUSEUM

Montevideostraat 3 adresindedir. Giriş ücretlidir, giriş ücreti 8 Euro.

1873-1934 yılları arasında, Red Star Line gemileriyle, şehirden 2 milyondan fazla yolcu hareket etti ve Amerika’ya göç ettiler.

Belçika Antwerp-Anvers Red Star Line Museum

 

Binada: çok sayıda gemiye binme gerçekleşti ve müze, işte bu binada ziyarete açıldı. Müze: oldukça güzel bir şekilde tasarlanmış ve son derece ilgi çekicidir. Müzede: muhteşem dönem model gemileri, fotoğraflar, rekreasyonlar ve nesneler aracılığı ile, bireysel yolcuların yolculuk hikayeleri anlatılıyor.

Müzenin gözlem kulesi, harika manzaralara sahiptir. Bir zamanlar Antwerpen-Centraal İstasyonundan gelen yolcuları, rıhtımlara yönlendiren hoş bir simge olan binanın orijinal bacasına bir selam niteliğindedir.

STADHUİS

Grote Markt’dadır.

Bu bina: 1565 yılında, Flaman ve İtalyan stillerini, standart Gotik mimariyle harmanlamıştır. Görkemli bir cepheye sahiptir.

Yapı: Cornelius Floris De Vriendt tarafından tasarlanmıştır. Tepesinde yaldızlı bir kartal vardır. Yanında ise, bilgeliği ve adaleti temsil eden heykeller var.

ST-JACOBSKERK

LaNGE Nieuwstraat adresindedir.

Burası bir mezarlık alanıdır. En büyük özelliği, büyük sanatçı Rubens’in mezarının burada bulunmasıdır. Mezar: yüksek bir sunağın arkasındaki küçük bir şapeldedir. Rubens’in mezarı içi özel olarak yaptığı bir tablo olan “Azizler tarafından çevrelenmiş Meryem Ana” ile süslenmiştir.

Bu bir aile portresidir. St-Jacobskerk aristokrasi için bir ibadet yeri olmuştur. Gotik cephe barok süslemelerle dolu bir iç mekanı gizlemektedir ve yaklaşık 150 yılda tamamlanmıştır.

ST-CAROLUS-BORROMEUSKERK

Hendrik Vicdanplein 6 adresindedir.

Rubens, 1621 yılına tarihlenen bu muhteşem barok kiliseyi yaratan ekibin parçası olarak iç mimar olarak görev yapmıştır.

Bu olağanüstü sunak, geniş tuvallerin bir dizi tel makara kullanılarak değiştirilmesine izin vermiştir.

Orijinal nefi bozan ve 39 orijinal Rubens’in tavan panelini tahrip eden 1718 yılındaki yangının ardından, muhteşem bir şekilde oyulmuş, melek itirafçıları yerleştirilmiştir ve 1773 yılında kilisede hayatta kalan Rubens resimleri, Cizvitlerin yerel olarak dağıtılmasının ardından Viyana’ya taşındı.

DİAMANT

Dünyada kesilmemiş elmasların yüzde 80’i Antwerp şehrinde işlem görmektedir. Hoveniersstraat ve Schupstraat boyunca: dört döviz binası, bankalar, uzman ulaşım şirketleri ve elmas endüstrisinin yönetim organı HRD uzanmaktadır.

Elmas ticaretinde Hint egemenliğine rağmen, elmas ticareti Ortodoks Yahudilerin alanıydı.

Belçika Antwerp-Anvers De Koninck

DE KONİNCK

Antwerp şehrinin tarihi bira fabrikası, hem şehrin en sevilen birasına bir tapınaktır ve 20’nci yüzyılın başlarındaki endüstriyel mimarinin çağdaş bir örneğidir. Bir saatten fazla süren rehberli turlar, bira yapımıyla ilgili etkileşimli sergilerle başlar, ardından bir yürüyüş yolu ile bira salonuna gidilir.

Bira, eve götürülebilen bolleke (kase) bardakları ve ilgili diğer hediyelik eşya dükkanında sona erer.

Belçika Antwerp-Anvers St Pauluskerk

ST PAULUSKERK-ST PAUL KİLİSESİ

Veemarkt adresindedir.

Scheldt  nehrinin yakınındadır.

Kilise, büyük bir Dominik Manastırının parçasıydı. 1571 yılında kutsanmıştır.

Belçika Antwerp-Anvers St Pauluskerk

 

1679 yılında çıkan bir yangın, kiliseyi harap etti ve sonra yeni bir Barok kulesi inşa edildi.

Kilisenin çarpıcı iç mekanı: ünlü Antwerp ustaları Rubens, Van Dyac ve Jordaens’in 50 tablosuna, 200’den fazla heykel, güzel Barok sunaklara ve yontulmuş kilise mobilyaları var ve Calvary bahçesi, Mesih’in acı çekmesi ve diriliş hakkındaki eserler var.

Belçika Antwerp-Anvers St Pauluskerk

 

Dünyanın en güzellerinden biri olan kilise organı: 17’nci yüzyılda yapılmıştır. Sonrasında defalarca restore edilmiş ve genişletildi.

Kilisenin yanında, 60 tane gerçek boyutlu figür, 18’nci yüzyılda Calvary yapımıdır.

Belçika Antwerp-Anvers St Andrew kilisesi

ST ANDREW KİLİSESİ

Sint-Andriesstraat adresindedir. Giriş ücreti 1 Eurodur.

1529 yılında, Augustinian Rahipleri, günümüzde Antwerp moda endüstrisinin merkezinde olan St Andrew Semtinde, bu kiliseyi inşa ettiler.

Üst katlar ve çan kulesi haricinde, kilisenin mimari stili Geç Baroktur.

Kilisenin içinde: çarpıcı Barok sunakları ve İskoçya Kraliçesi Mary Stuart anıtı gibi, 17’nci yüzyıldan kalma sanat eserlerini görebilirsiniz.

Belçika Antwerp-Anvers Maidens House

MAİDENS HOUSE

Şehrin en güzel meydanlarından olan Lange Gasthuisstraat 33 adresindedir. Giriş ücreti 7 Eurodur.

Burası: 16’ncı yüzyıldan kalma eski bir kız yetimhanesidir.

Belçika Antwerp-Anvers Maiden House

 

1925 yılında sanat koleksiyonu önemli ölçüde genişletilmiştir ve 1985 yılından bu yana, eski yetimhanenin tüm zemin katı müze olarak ziyarete açılmıştır.

Günümüzde, burada yaklaşık 200 yıllık bir sanat koleksiyonu sergilenmektedir. Koleksiyonun süresi: 15 ile 17’nci yüzyıllar arasındadır.

Müze: Rubens, Van Dyck ve Jordaens gibi büyük ustaların eserleri yanında: yüzyıllar boyunca şehirdeki kimsesiz, yetimler ve fakirlerle ilgilenmiştir. Yetimlerin günlük yaşantılarından ve kız çocuklarının ürettiği ürünleri görebilirsiniz. Müzeye girerken, Ortaçağda burada yaşamış yetimlerin ve kimsesizlerin hayatlarına dalmış oluyorsunuz.

Brüksel şehri tanıtımı ve gezi yazısı için.

 

Belçika Brüksel

Belçika Brüksel

 

(15.10.2023 tarihli gezi notlarım) 

Brüksel denilince ilk akla gelen “Avrupa Birliğinin Başkenti” olduğudur. Öte yandan “NATO” merkezi de bu şehirde bulunmaktadır. Bunların yanında: birçok Avrupa şehrine yakın olması: bu şehirde, birçok insanın yaşamasına neden olmuştur.

Bunun yanında, yine Brüksel denilince, birçok insanın aklına “bira” ve “çikolata” geliyor. Ayrıca, Washington’dan sonra, dünyanın en yeşil ikinci başkentidir.

Yağmur hiç eksik olmaz. Havanın bu kasvetini engellemek için, mutluluk hormonu salgılayan, dünyanın en meşhur çikolatalarını üretmektedirler.

Şehir: Belçika ülkesinde 3 feodal bölgeden birisinin başkentidir. Yukarıda söz ettiğim gibi, Avrupa Birliğinin 3 ana kurumu olan “Avrupa Birliği Komisyonu”, “Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi” ve “Avrupa Parlamentosu” bu şehirde bulunmaktadır.

Bunlara bağlı olarak da, yüzlerce irili-ufaklı kuruluş ve temsilcilik, yine şehirde bulunmaktadır.

Şehirde yaşayanların nüfusu: 1.1 milyon kişidir. Bunların % 30’luk bölümü yabancıdır. Şehirdeki yeşil alanların (park, bahçe, ormanlık alanların) toplamı ise: % 11.4’ dür.

Şehir merkezindeki bulvarlar: deniz seviyesinden yalnızca 15 metre yüksektedir. (Hollanda’da deniz seviyesinin altında, hatırlayanlarınız olacaktır)

Madou denilen yer: deniz seviyesinden 52 metre yüksektedir. Şehirdeki en yüksek nokta, deniz seviyesinden 100 metre yüksektedir.

Şehrin coğrafi konumuna gelince: şehir dört ülke sınırı ile çevrilmiştir ki bunlar “Fransa, Hollanda, Almanya ve Lüksemburg” dur. Ayrıca: şehrin Kuzey Denizi ve dolayısı ile İngiltere’ye bakan bir sahili bulunur.

TARİHİ SÜREÇ


Şehir, ilk olarak birkaç yüzyıl önce, burada bulunan bir bataklığın kurutulmasıyla ortaya çıkmıştır. Zaten, isminin kelime anlamı da Bataklığın içindeki yerleşim yeridir.

Brüksel: Köln ve Bruges şehirleri arasındaki ticarette hızla gelişip kalkınmıştır. Takip eden yıllar geçtikçe: şehir çevresinde bir kale yükselmeye başlamıştır.

Lambert II döneminde, çevre duvarı oluşturulmaya başlanmış ve eski ikamet edilen yerler terk edilerek, tepe üzerine kurulmuş kale içine taşınılmıştır.

Bunun sonucunda, şehre girmek isteyen ziyaretçilerin, 7 kapıyı geçmesi gerekmiştir. 1379 yılında tamamlanan ikinci sur hattı: günümüzde Brüksel şehrinin iç çevre yollarını oluşturan bulvardan geçmekteydi.

1402 yılında, Brüksel Belediye Binasının temeli Düşes Leanne ve kocası döneminde atılmıştır.

16’ncı yüzyılda: Willebroeck için yapılan kanal inşaatı, şehrin gücünü arttırmış ve liman bölgesinin gelişmesine yol açmıştır.

18’nci yüzyılda

Fransız Devriminin arifesinde, şehrin üçte birlik bölümü yenilendi. Ancak, yine aynı dönemde, şehir, felsefi ve siyasi kargaşalardan kaçamadı. Aydınlanma fikirleri etkisiyle, İmparator Joseph II, bir dizi reform ilan etmek zorunda kaldı.

Ancak, onun niyeti, reformculuk değildi ve sonunda, direniş, insanların kafalarında bilinçlenmeye başladı.

1789 yılında, Fransız Devrimiyle birlikte, Brüksel şehrinde de ayaklanmalar oldu. Hollandalı yöneticiler, bu isyanları bastırdılar ancak daha sonra Habsburglar: Directoire yönetimindeki Fransa’nın gücüne boyun eğmek zorunda kaldılar.

Waterloo savaşının ardından Napolyon yenilince, Brüksel şehri, Lahey şehri ile birlikte Hollanda krallığının iki başkenti oldular.

19’ncu yüzyılda: Brüksel, lüks mallar için bir Pazar olarak gelişir ve ortaçağ merkezi: güzel cepheli mağazaları ve eğlenceleri ile önem kazanır. 1834 yılında, bir üniversitenin temelleri atılır.

Evlere içme suyu dağıtımı, kanalizasyon ağının döşenmesi ve kentsel yapı projelerinin geliştirilmesi ve tamamlanması, şehrin hızla gelişip kalkınmasını sağlamıştır.

ULAŞIM


Şehrin havaalanı, şehir merkezine 14 km. uzaklıktaki “Zaveentem Havaalanı” dır. Uluslar arası uçuşlarla şehre gelenler, bagaj alımına geçmeden önce, pasaport kontrolü ve gümrükten geçerler. Havaalanında, yapılan araştırmalara göre, günde 1.9 ton çikolata satılıyormuş.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: “Airport City Ekspres” treniyle sağlanmaktadır ki, şehir merkezindeki “Gare Central” e muhtemelen 30 dakikada ulaşabilirsiniz. Taksi kullanmak isterseniz, şehir merkezi yaklaşık 30-35 Euro tutuyor. Taksi seçerken, lisanslı taksileri tercih ediniz.

Bunun yanında: Brüksel şehri Avrupa’nın tam kalbinde ve bu yüzden, şehirden, Avrupa’nın diğer birçok yerine rahat ve hızlı ulaşım mümkündür.

Brüksel şehri, trenle Paris’e 1 saat 30 dakika ve Londra şehrine 1 saat 50 dakika uzaklıktadır. Şehirden, Avrupa’nın birçok yerine hareket eden “Thalys” tarafından işletilen “hızlı trenler” bulunmaktadır.

TATİL GÜNLERİ-MİLLİ BAYRAMLAR


1 Ocak Yılbaşı
1 Mayıs İşçi Bayramı
21 Temmuz Ulusal Gün
15 Ağustos Varsayım günü
1 Kasım All Saints günü
11 Kasım Anma günü
25 Aralık Noel günü

İKLİM

Brüksel şehri: ılıman bir deniz iklimine sahiptir. Yaz aylarında ortalama sıcaklık 16 derece ve kış aylarında ise 3 derece civarındadır.

Yağmur, tüm yıl boyunca mevcuttur ve şehir ziyaretçilerinin, yanlarında şemsiye bulundurmalarını öneririm.

Özellikle: Nisan-Mayıs ayları arasındaki dönem, aşırı yağmurlu dönemdir.

Aslında, yağmuru dönemsel olarak söylemek olmaz, bu şehirde yağmur sürekli görülür yani güneş buraya pek cömert davranmamıştır.

Evet, bu şehri ziyaret etmek için en uygun zaman: ilkbahar ve sonbahardır. Kışın, büyük olasılıkla bazı yerlerin kapalı bulunduğu görülür.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI


Şehirdeki her üç (otobüs, metro, tramvay) sistem için tek bir bilet kullanılır. Bilet fiyatları: 1 günlük: 4.50 Euro. 3 günlük: 9.50 Euro. 5 yolculuk bileti: 7.30 Euro. 10 yolculuk bileti: 12.30 Euro’dur.

Taksi

Şehir içinde, yollardan taksi çevirmek zordur. Taksi ihtiyacınız olduğundan duraklardan telefonla çağırmak gerekir.

Belçika Brüksel

Tramvay

Brüksel şehrinin “sarı” tramvayları meşhurdur, bunlara mutlaka binip bir yolculuk yapmalısınız.

Trenler

Belçika’da ülke çapında, hafta sonlarında trenler % 50 indirimlidir. Özellikle; “Eurostar” denilen hızlı tren: şehir merkezinde “Gar edu Midi” istasyonundan hareket ettikten 2 saat sonra, İngiltere-Londra’ya ulaşıyor. Trenlerde 4 dilde anons yapılıyor. Fransızca, Flemenkce, İngilizce ve Almanca.

Belçika Brüksel

DİL

Şehirde, ülkenin iki resmi dili olan “Flamanca” ve “Fransızca” konuşulur. Ama özellikle nüfusun çoğunluğu yani % 80 kadarının Fransızca konuştuğunu söylemek gerekir. Kalan % 20’lik bölüm ise Flamanca konuşmaktadır. Ancak, yine de hukuken her iki dil de resmi dil statüsündedir. Yalnız burada konuşulan “Flemenkce”, Hollanda’da konuşulandan farklıdır.

İNSANLAR

1960’lı yıllardan sonra: bölgeye, büyük ölçüde yabancı nüfus yerleşmiştir. Başlangıçta tamamen vasıfsız olan bu göçmen işçi sınıfı, ardından gelen ikinci ve üçüncü nesil ile nispeten daha kültürlü hale gelmiştir.

Göçmenler arasında öne çıkanlar: Faslılar, Kongolu Afrikalılar ve Emirdağ-Afyon kökenli vatandaşlarımızdır. Bu yabancı kökenlilerin şehir nüfusu içindeki payı % 29 dur.

Evet, Belçika insanı, özellikle Fransızları gördükten sonra, daha cana yakın olması ile bilinip tanınıyor. Burada, insanlar, Fransızlara nazaran daha yardımsever, güler yüzlü ve cana yakınlar.

Belçika Brüksel

ALIŞVERİŞ

Şehirde: Grand Palace’ye çok yakın: ana alışveriş caddesi “Rue Neuve” yani “Nieuwstraat” dir. Burada: AVM olarak “City 2” ve “İnno” bulunuyor.

“Grand Palace” denilen tarihi yere giden ara sokaklarda ise, çok sayıda hediyelik eşya satan yerler bulunuyor. Yürüyerek ulaşabileceğiniz “Anspach” tan ise, giysi satın alabilirsiniz. Giysi almak isteyenler “Rue Antoine Dansaert” denilen yeri de tercih edebilirler.

Evet: Brüksel denilince, bence en başta gelen alışveriş “çikolata” dır. Bunun dışında, bu şehirde hediyelik olarak satın alabilecekleriniz: bisküvi, kahve, dantel ve kanavite olabilir.

Çikolata almak için size önerebileceğim yerler: “Sablon Meydanı” ve meydanda bulunan “Pierre Marcolini” dir. Burası gerçekten muhteşem lezzetli çikolata satmasıyla tanınıp biliniyor.

Bunun dışında, şehirde çikolata satın alabileceğiniz yerler: “Leonidas” ve Neuhaus ve son olarak “Wittenamer” olacaktır.

Şehirde: açık hava pazarı meraklıları için iki seçenek vardır.

Bunlar: Cumartesi günleri kurulan “Place du Jeu de Bale” ve Pazar günleri kurulan “Place Agora” dır.

Şehirdeki moda mağazalarına gelince, bunlar yani büyük moda markalarının ürünlerinin satıldığı mağazalar: Boulevard de Waterloo ve Avenue de la Toison d’Or denilen yerlerdedir.

Rue Antoine Dansaert ve çevresi de, Brüksel türü tasarım ve moda ürünlerinin satıldığı yerleri bulundurmaktadır.

Marche du Midi: denilen yerde, tren istasyonunun yakınında, her şeyin satıldığı, popüler bir Pazar bulunur ki, saat 06.00 ile 13.00 arasında açıktır.

Fabrika satış mağazaları ve outlet alışveriş yerlerini sorarsanız: şehir merkezinin 80 km. uzağında bulunan Maasmechelen Alışveriş Merkezini önerebilirim.

Daha büyük bir yer ararsanız, bu kez, aynı yerden 15 km. daha uzakta, Hollanda’da bulunan “Roermond” düşünülebilir.

Belçika Brüksel

GECE HAYATI

Brüksel şehrinde, gece hayatı çok canlıdır. Şehirde, gece hayatının canlı olarak sürdürüldüğü birkaç yer hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.

The You Crue

Burası, şehrin en iyi diskosudur ve Duquesnoy bölgesindedir.

Brüksel Red Light District-Brabantstraat

Burası, şehrin kuzeyinde, Türk mahallesinin dibinde ve şehrin “kırmızı ışık bölgesi” olarak bilinir. Ancak, burayı ziyaret edenlerin, çanta ve cüzdanlarının gasp edilmesine karşı dikkatli olmaları önerilir.

Evet, Hollanda’da bulunan “Kırmızı sokağa“ benzeyen camekanlarla dolu bir yer ve güzel hatunlar.

Ama bunlar bildiğiniz camekanlar değildir. Camekanların içinde birbirinden güzel ve genelde göçmen olan hatunlar görülüyor.

Bunlardan birini beğenirseniz, kapıya gidiyorsunuz ve kapı açılıyor, ücret söyleniyor ve kabul ederseniz, sizi içerideki ortama alıyorlar. 15 dakikalık süre sonunda bir zil sesi duyuluyor ve bu zil sesi işlemin yani sürenizin bittiğini ifade ediyor.

  

NE YENİR-NE İÇİLİR


Belçika ülkesinde olduğu gibi, Brüksel şehrinde de, yöresel lezzetlerin başında gelen “plat du jour” dur. Bu yemeğin Flamanca ismi “dagschotel” dir. Bunu tatmak için, şehir merkezinde “Sablon meydanı” nı deneyebilirsiniz.

Zaten buraya giderseniz, burada, Belçika’nın diğer yerel lezzetlerinden olan “deniz midyeleri” ve “patates kızartmaları”nı da deneyebilirsiniz.

Deniz midyeleri: tencerelerde pişiriliyor.

Bu tencerelerde pişirilen deniz midyelerini mutlaka tatmalısınız, ancak mevsimi var, uygun mevsime denk gelmeniz gerekiyor. Burada yenilecek başkaca: buraya has lezzetlerden diğerleri ise: patates kızartması, waffle, çikolata.

Armes de Bruxelles

Rue des Bouchers bölgesindeki bu restoran, deniz ürünleri için tam bir klasiktir ve özellikle midye yemenizi öneririm.

Chez Leon de Bruxelles

Burası, şehirdeki bir restoranlar zinciridir ve özellikle midyesi ile ünlüdür. Porsiyonları da gayet doyurucudur.

Evet, ne içilir

Belçika ülkesi tam bir “bira” cennetidir ve ülkede, yaklaşık 500 çeşit bira üretilmektedir.

Ancak, bunlardan en öne çıkanı “Stella Artois” dir. Ama, özellikle bu şehri ziyaret ederseniz “beyaz bira” yı mutlaka içmelisiniz.

Grand Palace’nin arka sokakları, İstanbul Çiçek Pasajı’nı andıran birahanelerle doludur. Buradaki her restoranda, geniş bir bira menüsü bulabilirsiniz.

Belçika Brüksel

ÇİKOLATA

Belçika çikolataları, İsviçre çikolataları yanında, daha üst düzeydedir. Çünkü: Belçikalılar, çikolata yapmayı çok ciddiye alırlar. Eğer şehirden hediyelik bir şeyler satın almak isterseniz, özellikle çikolata almanızı öneririm. Çünkü, şehirde satılan çikolataların, sonsuz seçenekleri bulunuyor.

Ayrıca: Belçika çikolatalarında herhangi bir bitkisel yağ bulunmaz, bunlar tamamen kakao yağı ile yapılırlar ve ağızda güzel bir lezzet bırakırlar.

Ara sokakları gezerseniz, baharatlı çikolataların bile bulunduğunu görebilirsiniz.

El yapımı çikolata, herhangi bir koruyucu içermez. Bu yüz den, soğutma olmadan, yaklaşık 21 gün içinde bunu tüketmek gerekir. Çikolata satın alırken, çikolatayı ne kadar süre saklayabileceğiniz sorunuz.

Çikolatanın bulunması gereken sıcaklık: 18 derecedir. Kuru ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Aksi halde, çikolatayı buzdolabında tutarsanız, bunları yemek istediğinizde, oda sıcaklığında 15-20 dakika bekletmeniz gerekir.

Çikolata satın almak isterseniz, özellikle “Grand Place” bölgesini tercih edebilirsiniz. Buradan satın alabileceğiniz bir kısım çikolata türleri şunlardır ve keyfinize göre bunlar arasında seçim yapabilirsiniz:

Pralines

Bunlar içinde: tereyağı krema, meyve kremleri, badem ve fındık macunu veya fındık bulunan çikolatalardır. Bunların kabukları beyaz veya koyu çikolata renginde olur.

Mantar

Bunlar, katı veya kakao tozu kabukludur ve kaymak ile katı çikolata karışımıdır. Bunlar: normalde “pralin” cinsinden biraz daha pahalıdır.

Gianduja

Bu tür, saf badem ve fındık ezmesi ile yapılan, küçük dikdörtgenler şeklinde, altın benzeri kağıda sarılmıştır. Bu tür çikolatada kabuk yoktur ve fındık ezmesi yemek gibidir.

 

BELÇİKA BİRASI

Bira, Brüksel şehrinde bir efsanedir. Şehirde, birçok tek-tekci birahane bulunmaktadır.
Bira, bu şehirde, öğlen ve akşam yemeklerinde, aperatiflerle ve gece-gündüz her an içilebilir.

Ülkede, yaklaşık 400 çeşit bira bulunur. Ancak, herhangi bir yere girdiğinizde, bunlar arasında en popüler olanları, menüde görebilirsiniz.

Genelde biraların fiyatları yüksektir. 33’lük bir biranın ücreti, 1.2 Euro civarındadır.

Ama, alkol oranı yüksektir (% 9-12 arasındadır) ve iki bira içtikten sonra, büyük olasılıkla sarhoş olunmaktadır.

Evet, şehirdeki gezinizde, gerçek Belçika birası tadabileceğiniz birkaç yer hakkında bilgi vermek istiyorum.

Grand Palace

Buranın yakınlarındaki kafe ve barlarda, birçok üst düzey Belçika birası seçeneklerini bulabilirsiniz. Özellikle: “Place du Chatelain” ve “Dukes” gibi bira kafeleri yoğun tercih edilir, ancak tabii ki fiyatlar, diğer yerlerdekilere nazaran biraz daha yüksektir.

A la Mort Subite

Burası, Grand Palace yakınlarında ve 1928 yılında açılmış ve geleneksel Belçika birasının sunulduğu bir kafedir. Kafenin is minde bulunan “Mort Subite” kelimesinin anlamı “Ani ölüm” demektir.

Çünkü: burada bahisçiler oyun oynarken bira içmeleriyle tanınır. Burada “lambic” isimli bir bira markası göreceksiniz, bu bir tür fermente biradır ve mutlaka tatmalısınız.

Delirium Cafe

Dünyanın birçok bölgesinden gelen yaklaşık 400 çeşit bira, burada ziyaretçilere sunulmaktadır. Grand Palace yakınlarındaki bu kafede, daha sonra alkollü her tür içkinin sunulduğu bir bar olarak genişletilmiştir.

Belçika Brüksel

TURİZM

Şehir, Avrupa’nın birçok şehrine yakın olmasıyla önem kazanmaktadır. Bu yüzden: Brüksel şehrine yapacağınız bir gezide, çevredeki diğer birçok şehri de gezme/görme şansınız olacaktır, çünkü hepsi birbirine çok yakındır.

Bunun yanında: Brüksel şehrinde: tarihi doku, fazlasıyla korunmuştur. Çünkü: II. Dünya Savaşında, en az hasar gören şehirlerden birisidir ve bu yüzden şehirde eski yapılar görmek mümkündür.

Öte yandan: Belçika, II. Dünya Savaşı sonrasında, savaş tazminatı olarak, Almanya’dan, 1990’lı yıllara kadar “elektrik” almıştır ve bu yüzden, gerek Belçika ve gerekse Brüksel şehrinin birçok yeri: ışıl ışıl parlamaktadır. En ücra köşeler bile ışıklandırılmıştır.

Şehirde “Scheldt” ve “Meuse” nehirleri arasında kalan bölüm: yürüyüşler için uygundur.

Şehirdeki en iyi 10 müze şunlardır

Çizgi Roman, Belçika Merkezi Güzel Sanatlar, Kraliyet Doğa Bilimleri, Autoworld, Oceade, Müzik Aletleri, Sanat ve Tarih, Çinquantenaire, Ordu ve Askeri Tarih, Atomium, Bozar.

 

Belçika Mons

Belçika Mons

 

“Mons” Fransızcada “Tepe” yada “höyük” anlamına gelmektedir. Aslında kelimenin özü “Mont” olmasına rağmen, işgaller ve farklı aksanlar nedeniyle zamanla “Mons” şeklinde telaffuz edilir olmuştur. Öte yandan, arkeolojik kazıların gösterdiğine göre, şehrin ilk safhaları; tarih öncesi dönemlerde bu höyükte yerleşen yerleşimciler tarafından kurulmuştur.

Evet Mons şehri: Canal du Centre ve Conde-Mons kanallarının üzerinde, Fransa sınırına yakın küçük bir tepenin yamaçlarında kurulmuştur.

İşte, 2015 yılı Avrupa Kültür Başkenti olarak seçilmiş şehirlerden birindeyiz. Diğer şehir Çek Cumhuriyetinde Plzen şehridir.

Şehirde “Waudru” adındaki asil bir hanımefendi adına dikilmiş manastır dikkati çekmektedir.

“Van Gogh” Provence şehrine geçmeden önce, bir süre burada yaşadı ve günümüzde onun yaşadığı evi görmem mümkündür.

Şehir nüfusu 91.000 kişidir.

Şehrin en büyük özelliklerinden birisi de NATO üssüdür.

Nato karargahı 1967 yılında buraya taşınmıştır. Nato üssündeki dünyanın dört bir yanından gelen askerlerin çocukları ve şehirde bulunan üniversiteler sayesinde, burada Avrupa’nın diğer şehirlerinde alışık olunmayan genç bir nüfus yoğunluğu dikkat çekicidir.

Özellikle Cuma ve Cumartesi geceleri, şehir merkezi meydanı ve ara sokaklardaki bar ve kulüplerde büyük hareketlilik görülür.

Belçika Mons

YERİ

Brüksel şehrinin 35 km güneyindedir. Arada tren ve karayolu bağlantısı bulunmaktadır. Brüksel şehrinden buraya trenle 45-60 dakika arasında ulaşılır. Lille şehri ile arasındaki uzaklık ise 45-55 dakika arasında ulaşılır. Liege şehri buraya 1 saat 45 dakika uzaklıktadır.

Şehir Paris şehrine 2 saat ve Amsterdam şehrine 3 saat uzaklıktadır. Buraya ulaşmak için Brüksel havaalanından direkt tren seferlerine katılıp yaklaşık 1.5 saat yolculuk yapmanız gerekiyor.

Belçika Mons

ŞEHRİN TARİHİ

MÖ.1. yüzyılda Roma imparatoru Julius Sezar bölgeye geldiğinde, burada “Nevriler” denilen Belçikalı bir kabile bulunduğu görülür ve bundan sonraki burada yeni yerleşime Latince “Castrilocus” ismi verilmiştir.

Şehrin ilk kurulduğu yer olarak kabul edilen höyükte, MÖ.57 yılında Romalılar tarafından bir lejyon birliğinin yerleştirildiği ve çevreye yapılan yollardan en belirgin olanının bu birliğin bulunduğu höyük istikametinde olduğu arkeolojik çalışmalar sonucu belirlenmiştir.

7.yüzyılda Aziz Ghislain ve onun havarileri, burada Mons tepesi yakınlarındaki Saint-Ghislain denilen yerde bir şapel inşa ederler. Zaten şehrin asıl gelişimi bu tarihte başlar. Bu şapelde görev yapan Aziz Waltrude’nin kızı Clotaier II: kendisine hatiplik gelince 688 yılında ölümünün ardından aziz ilan edildi.

Daha sonra 8 yüzyılda burada bir kale inşa edilir ve onun duvarlarına sığınmak için daha fazla insan çevreden gelerek buraya yerleşirler.

12.yüzyıla gelindiğinde Mons şehrinin: Hainaut kontu tarafından müstahkem bir şehir haline dönüştürüldüğü görülür. Duvarlar genişletilir ve kuleler ve hendekler eklenir. Üç ağ geçitleri şehre erişim izni sağlar. O günlerde yine kasabanın içinden akan Trouille nehri, şehrin kaliteli su ihtiyacını karşılamakta kullanılır.

Ardından şehir hızla büyümüş ve çeşitli ticari binalar inşa edilmiştir.
13.yüzyıl sonunda şehirde 5000 kişi civarında bir nüfus bulunduğu biliniyor.

Bu artan nüfusu korumak için, ikinci bir duvar eklenir.

Altı ağ geçidi oluşturulur. 15. yüzyılda ise şehir nüfusu bunun iki katına yaklaşmıştır. 1450 yılında şehirde Aziz Waltrude kilisesi inşaatı sürerken, 1458 yılında Belediye Binası inşa edilir ve daha sonra genişletilir.

Sainte-Waudru Collegiate kilisesi inşaatı da aynı dönemde başlar, ama bu dini yapımın bitirilmesi yaklaşık 200 yıllık bir sürece yayılır.

1571 yılında, Fransız Protestan lider Nassau Louis: İspanyol egemenliğine karşı savaş açmıştır.

1572 yılında bu isyan edenler Katolik İspanyol kralı Alba Dükü tarafından: katliamla bastırılmış ve bu olay St Bartholomev Günü katliamı olarak tarihe yazılmıştır.

1580-1585 yılları arasında şehir sakinlerinin birçoğu tutuklanmıştır. Bu dönemde, Mons şehri Güney Hollanda’nın başkenti olmuştur. 1692 yılında, uzun süreli bir kuşatmanın ardından: İspanyol Louis XIV komutasındaki ordular şehri ele geçirmişler ve ağır kayıplar verdirmişlerdir.

1701-1710 yılları arasında Fransız kontrolünde kalan şehir ardından Hollanda kontrolüne girmiştir.

17. yüzyılda yani 1662 yılında ünlü “Belfry” yani “Çan kulesi” yapılır.

1746 yılında Fransızlar şehri yeniden kuşatmışlar ve Fransa’ya ilhak ederek, Jemappes bölgesinin başkenti olarak seçmişlerdir.

1830 yılında Belçika bağımsızlığını kazanınca, Mons şehri de bağımsız olarak değerlendirilmiş, 1860 yılına kadar büyük bulvarlar ve kentsel projeler gerçekleştirilmiştir.

Bu arada: 1830 yılında, Belçika bağımsızlığını kazanınca, surlar 1861-1865 yılları arasında yıkılır.

1872 yılında: Trouille nehri şehir dışına sapar. Yıkılan surların yerini: gölgelikli ağaçlar ile ekili büyük bir bulvar alır.

Sanayi devrimi şehrin kültürü ve imajını hızla etkilemiş ve bölge endüstrisinin kalkınmasında Mons şehri önemli rol almıştır. 1891 yılında Belçika genel grev hareketi şehirden çıkmış ve bu genel grev, bir sanayi ülkesinde yapılan ilk grev olarak tarihe geçmiştir.

I. Dünya savaşında, İngiliz ordusu şehir yakınlarında Almanlar ile kıyasıya savaşa girişmiş ve şehir ardından Almanlar tarafından işgal edilmiştir. II. Dünya savaşında ise şehir önemli bir sanayi merkezi olması nedeniyle yoğun bombardımana tabi tutulmuş ve Eylül 1944 tarihinde Amerikalılar ile Almanlar arasında büyük çatışmalar yaşanmıştır.

Savaştan sonra şehirdeki sanayi düşüşe geçmiştir. NATO’nun Avrupa Müttefik Kuvvetleri Karargahı yani SHAPE, buraya taşınmıştır.

Günümüzde şehir önemli bir üniversite ve ticaret merkezi olarak bilinmektedir.

İKLİM

Şehirde genellikle kuzey Avrupa ikliminin etkileri nedeniyle güneşli günler çok nadirdir. Gün güneşle başlasa bile yağmurla biter. Kışlar ise oldukça soğuktur. Şehir, tüm kış boyunca yoğun sise gömülür.

DİL

Şehirde Fransızca konuşulur. Şehirde İngilizce bilme oranı çok düşüktür.

Belçika Mons

ZAFER GÜNÜ-LE LUMECON FESTİVALİ

Her yıl Trinity Pazar gününde: “Lumecon” denilen bir garip festival düzenlenir. Festivalin kökeni 14. yüzyıla gitmektedir.

Bu festivalde: Aziz Wautru emanetleri, altın arabası ile şehir çevresinde geçit töreniyle dolaştırılır. Bu geçit töreninde: sarı giymiş Saint George: Lumecon savaşında beyaz ejderhayı öldürür.

Geleneksel alayda kullanılan araç yani vagon: yıl boyunca Aziz Wautru kilisesinde görülebilir. Bu araç 17. yüzyılda yapılmıştır.

Alay sırasında, vagon, müzisyenler, şarkıcılar, bayrak taşıyıcıları ve atlılar eşliğinde şehrin sokaklarında Aziz Waudru kalıntılarını türbeye taşırlar.

Belçika Mons

 

NE YENİR

Belçika’nın birçok yerinde olduğu gibi, burada da kaliteli yemekler yoğunluktadır. Buraya has bir şeyler tatmak isterseniz “Cote de porc al’berdouille” denilen büyük bir domuzdan yapılan, hardallı sosla pişirilmiş domuz pirzolası denemek gerekir, tercih sizin.

Yemeklerle ilgili diğer bir önerim: bu şehirde bölgenin diğer yerlerinde olduğu üzere kırmızı eti tercih etmemeniz, çünkü kırmızı eti tam pişirmiyorlar ve hani nerdeyse kanlı kanlı servis ediyorlar ve lezzet yok.

Öte yandan “Chez Henri” de: biftek, midye ve cips yiyebilirsiniz. Dünyanın en lezzetli patateslerini burada yiyebilirsiniz.

Ayrıca: Büyük Place yakınlarındaki “I Berdouille a cotalette” denilen yer de keyifli bir atmosfer sunmaktadır. Salon des Lumieres: avizeleri, aynaları ile farklı bir atmosfer yaratmaktadır.
Tüm bunların yanında, şehirde bolca Türk dönercisi görebilirsiniz.

Ne içilir derseniz, burada elbette Fransız şarapları meşhurdur. Ayrıca Grand Palace denilen yerde herhangi bir yere oturup, yüzlerce Belçika birasının tadına bakabilirsiniz. Özellikle “Chimay Blue” önerimdir.

GECE HAYATI

Hafta içinde şehir merkezinde saat 21.00 den sonra kimseyi görmek mümkün değildir insanlar evlerine çekiliyorlar. Barlarda ise gençler takılıyorlar. Özellikle “İrish Pub” denilen yer gençler tarafından tercih ediliyor. Diğer eğlence mekanları genellikle şehrin biraz dışındadır.

ALIŞVERİŞ

Şehir merkezinde yalnızca küçük bir çarşı vardır. Burası küçük olmasına rağmen, aradığınızı bulmanız mümkündür. Şehir merkezi dışında da birkaç alışveriş merkezi bulunuyor. Hafta içinde tüm dükkanların saat 18.00 de kapandığını unutmayınız.
Bunun dışında şehir merkezindeki mağazalar şunlardır:

Le Barok

Burada hediyelik eşyalar ve moda, aksesuar ürünleri bulmak mümkündür.

Le Berlingot

Burada özellikle çocuk giysileri satılıyor.

Voit Rouge

Burada bayanlar için trendy moda ürünleri satılıyor.

Renanrd Galeri

Burada yüksek sınıf moda takıları satılıyor.

Carrefour

Grand Pres denilen yerdeki bu mekan, en uygun fiyatları bulabileceğiniz yer olarak öne çıkmaktadır.

TURİZM

Fransız ünlü yazar Victor Hugo, 19. yüzyılda tepenin yamacına kurulmuş ve ormanla çevrili bu rüya kasabadan çok etkilenmiştir. Kendisi, 1837 yılında metresiyle birlikte seyahat ederken, buradan çok garip bir kasaba şeklinde mektuplarında söz etmiştir.

O: hayali binalar, yüksek çanlar ve şehre bir şarkı gizemini veren çanların zil seslerine hayran oldu. Mimari tarzların zengin karışımını düşündü, Town Hall, sarmal ve dar sokaklar, zarif tuğla kasaba evleri ve güçlü surların güzelliğini övdü.

Evet, Mons şehri günümüzde de bozulmamış romantik bir yer olarak ziyaretçilerini çekmeye devam etmektedir.

Aslında bir hac yeri olan Mons şehri: tarihi binalar yanında, kiliseler, şapeller, manastırlar bulunur. Ama Mons şehrinin güzelliği taş döşeli dar sokakları ve geleneksel evlerinde yatmaktadır.

En ilginç yapı olan Çan Kulesi Belçika’daki tek barok yapıdır, 1661 yılında inşa edilen 15. yüzyıl Rönesans mimari stili özellikleri taşıyan “Hotel de Ville” yani “Belediye Binası” özellikle şehrin popüler ziyaret yerleridir.

Belçika Mons

 

GEZİLECEK YERLER

Belçika Mons

Belçika Mons

 

CİTY HALL

Şehir merkezinde, geniş bulvarlarla çevrili bir meydanda, Grand-Place denilen yerde bulunan bu gösterişli gotik bina: 15. yüzyıl izlerini taşımaktadır. Yapının eski bölümleri 1458-1477 yılları arasında inşa edilmiştir. Saint Collegiate kilisesine benzeyen gotik stil vurgulanmaktadır. Yapının resepsiyon bölümü 18-19. yüzyıllarda inşa edilmiştir.

Belediye Başkanının odası 17. yüzyıldan k alma başyapıtların yanı sıra duvar halıları koleksiyonu içermektedir. Ana binanın arkasındaki belediye bahçesinde: güzel bir noktada “Ropieur” çeşmesi ilgi çeker.

Çeşme: Fransa kralı Louis XIV tarafından şehre hediye edilmiştir. Bronz eser, kasabadan genç bir delikanlıyı temsil etmektedir. Şehrin anahtarı: bir deri çantaya konularak “Neo-gotik kabine du bourgmestre” denilen yerde korunmaktadır.

Binanın önünde, ana girişin sol yanında şans getirmesi için “maymun” heykeli duruyor. City Hall ana girişi dışındaki bu demir maymun heykelinin kökeni hakkında reel bilgi bulunmamaktadır. Ama birkaç yüzyıllık bir geçmişi olduğu düşünülmektedir. Tarihçiler, onun yerine şehre ve sakinlerine şans getirmesi için konulduğunu düşünmektedirler.

Çünkü: ziyaretçiler, sol el başparmağı ile maymunun başına dokunarak bir dilekte bulunurlar ise, bu dileklerinin olacağına inanılmaktadır. Zaten, maymunun başı, vücudunun diğer yerleriyle farklı bir renge ulaşmıştır.

Bu maymun söylenenlere göre: İmparator Charles Habsburg V, Fransa imparatoru Napolyon ve Japonya imparatoru Hakyito tarafından ziyaret edilmiştir. Ancak, şunu unutmamak gerekir ki, genellikle insanlar bu sıkıcı şehre tekrar gelmek istemediklerinden bu maymuna dokunmaktan korkuyorlar.

Belçika Mons

Belçika Mons

SAİNTE-WAUDRU COLLEGİATE KİLİSESİ

Kale tepesinin altındaki bu Anglikan kilisesi, gotik mimarinin önemli bir örneğidir.
15. yüzyıl yapımıdır. Mimar Mattheus de Layens tarafından tasarlanmıştır.
Yapının inşasına 1450 yılında başlanmış, ancak 200 yıllık süreç sonunda 1686 yılında tamamlanmıştı.

Yapının kulesi: 1691 yılındaki kuşatma sırasında Fransız askerleri tarafından tahrip edilmiştir. Aslında 1549 yılında 187 metre olması planlanan kule: bu yüzden asla tamamlanamamıştır. Kilisenin çevresinde 29 şapel vardır.

Yanındaki çan kulesi ile birlikte Mons şehrinin önemli bir sembolüdür. Yapı: kumtaşı, mavi taş ve tuğladan mimar Jacques du Broecup tarafından yapılmıştır. Kilisenin genişliği 31 metre, uzunluğu 115 metre ve yüksekliği 24 metredir. Bu dini yapıda: 16. yüzyıl kökenli kaymaktaşı görkemli heykeller ilgi çekmektedir.

Anglikan kilisesinin hazinesi: 12. ve 19. yüzyıllar arasındaki döneme ait Belçika altın ve gümüş hazinelerinin en güzel koleksiyonunu içermektedir. 19. yüzyıldan kalma dini kuyumculuk işleri, tekstil, kitap, heykeller ve resimler burada sergilenmektedir.

Soldaki ana kapının yanında “Araba d’Or” yani 1780 yılında Aziz Waltrude kutsal emanetlerinin taşınması için yapılan araba durmaktadır. Bu azizin türbesi ise, 1887 yılında inşa edilmiştir, yüksek altar yanında yaldızlı bakır olarak görülebilir. Kendisi 682 yılında ölmüştür ve onun kafası bir tabut içinde şapellerden birinde tutulmaktadır.

Belçika Mons

Belçika Mons

 

BELFRY-ÇAN KULESİ

Square du Chateau adresinde bulunan: 1 Aralık 1999 tarihinde UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
17. yüzyıl yapımıdır. Barok mimarinin önemli bir eseridir. 17. yüzyıl yapımı çan kulesi, 87 metre yüksekliktedir. Üst bölümünde 49 çan bulunmaktadır.

Belçika Mons

DEKORATİF SANATLAR MÜZESİ-FRANÇOİS DUESBERG

Mons şehri birçok ilginç müzelere sahiptir. Ama bunlar arasında en muhteşem ve en yüksek değeri olan müze, kesinlikle burasıdır.
Franklin Roosvelt adresindeki bu müze: bir zamanlar Belçika Ulusal Bankası olarak kullanılan tren istasyonu yakınındaki eski binada, Sainte-Waudru Anglikan kilisesinin karşısındadır.

Müzede: dünyada nadir bulunan 1795-1815 yılları arasındaki dönemlere ait egzotik temalar görülür. Aynı zamanda: olağanüstü yaldızlı bronz, porselen, çanak-çömlek, altın ve gümüş, cilt ve nadir sıra dışı olan saatlerin prestijli bir koleksiyonu bulunur.

ASKERİ TARİH-SAVAŞ MÜZESİ

Jardin du Mayeur şehrindeki müze: Ağustos 1914 tarihindeki Mons savaşı ve Eylül 1944 tarihindeki Mons kurtuluşu ile ilgili objeler sergilenmektedir. Zemin katta I. Dünya savaşı, Mons yakınlarındaki 23-24 Ağustos 1914 tarihinde Paris yakınlarında Almanların durdurulmasını başaran İngiliz Alayları anılarına ayrılmıştır.

Müzenin üçüncü katında: 2 Eylül 1944 tarihinde II. Dünya savaşı ve Amerikan askerleri tarafından Mons şehrinin kurtuluşuna adanmıştır. Kanadalı askerler 11 Kasım 1918 tarihinde Mons şehrine ulaşmışlardır.

GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

Neuve bölgesinde bulunan burada 19. ve 20. yüzyıl Belçika resimleri ve ayrıca uluslar arası çağdaş sanat (1960-1990 yılları arasındaki döneme ait) eserlerinden oluşan şaşırtıcı ve renkli bir koleksiyon sergilenmektedir.

ST-CALİXTE ŞAPELİ

Kont’un kalesi müzesinde: Mons ve bölgenin panaromasını keşfetmek için muhteşem en uygun yerdir.
11. yüzyıl yapımı bu şapel: ortaçağ ikonografik evlerinin en önemli kalıntısıdır. Mons şehrinin en eski dini anıtıdır. 1995 yılında şapel halkın ziyaretine açılmıştır.

İSPANYOL EVİ-PRESS HOUSE-SPANİSH HOUSE

Rue des Clersc adresindedir. 16.yüzyıldan kalmadır. Mons geleneksel İspanyol tarzı evlerin nadir bir örneğidir. Tuğla kullanılarak basit mimari şekilde yapılmıştır. 1547 yılındaki yangının ardından yeniden inşa edilmiştir. 1919 yılında ise restore edilmiştir. Zemin katta 16. yüzyıldan kalma iki pencere vardır. Birinci kat ve üst katta ise sonraki yüzyıldan kalma birçok farklı açılımlar vardır.

Belçika Mons

Belçika Mons

SAİNT-SYMPHORİEN ASKERİ MEZARLIĞI

Burada: dev ladin ve köknar ağaçlarının altında, 500’den fazla Alman ve İngiliz Milletler topluluğu askerinin mezarı bulunmaktadır.

VAN GOGH EVİ-MAİSON VAN GOGH

Van Gogh, 1879-1880 yılları arasında, burada yaşamıştır. Kendisi 1878 yılında 25 yaşında iken buraya bir vaiz olarak gelmiş ve kömür madencileriyle birlikte yaşamıştır. Kendisi: o dönemde çevresindeki insanlar ve sahnelerle yoğun ilgilenmiştir. Ardından kendisi bir sanatçı olmayı seçmiş ve din adamı kariyerine son vermiştir.

Burada yaşadığı iki yıllık süreçte, kendisine mali ve duygusal destek olan kardeşi Theo ile yazışarak, baskılarını kopyalamak suretiyle çalışmalarına başladı. Kardeşiyle yaptığı bu yazışmalar, sergide ekranlarda görülmektedir.

Günümüzde burada kalıcı bir sergi bulunmaktadır. Sergi onun kariyerinin bir göstergesi olarak ziyaretçilere bilgi vermektedir.

PARADİSO PARK-PAİRİ DAİZA

Burası bölgenin en önemli 5 konumundan birisidir. Bu park alanında: eski bir manastır, kuşlar, çiçekler, asırlık ağaçlar, gizemli kalıntılar, Avrupa’nın en büyük kuşhanesi ve devasa bir sera bulunur. Paradiso gerek yetişkinler ve gerekse çocuklar için büyüleyici bir gezi yeridir. Güzel bir günde, parkta yürüyüş yapmayı ihmal etmemelisiniz.

Göl kıyısındaki yolu izleyin ve bütün su kuşlarını gözlemleyerek muhteşem bir yürüyüş yapın. Ayrıca, yine burada penguenlerin de bulunduğu bir akvaryum vardır.

Belçika Mons

LA LOUVİERE-HİDROLİK ASANSÖR

Rue Noulet denilen yerde, şehir merkezinin 12 km kuzeyinde “Binche Canal du Centre La Louviere” denilen yerde kanal üzerinde hidrolik asansörler bulunmaktadır. Bu çelik canavarlar, sadece 7 km uzaklık için ve 68 metre yükseklik farkı için 1888 ve 1917 yılları arasında inşa edilmiştir.

ŞEHİR YAKINLARINDA GEZİLECEK YERLER

Belçika Mons

AT SPİENNES NEOLİTİK FLİNT MADEN

Şehir merkezine 2 km güneydoğuda bulunan burası, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Burada 100 hektarlık alanda, Avrupa’nın ilk antik çakmaktaşı maden ocakları bulunmaktadır ki, bunların 6000 yaşında olduğu bilinmektedir.
Yunanistan üzerinden Tuna vadisi yolu ile buraya gelen ilk neolitik çiftçiler Lineer Çömlek Rossen kültürünü buraya taşımışlardır.

Madende çukurlar 16 metreye kadar ulaşınca, çukurun dışında 8 ve 11 metrelik yeni çukurlar açılmıştır. Sitede MÖ.2200 yılı civarında Hint-Avrupa bronz teknolojisi kullanılmıştır.
Evet, burası erken dönem insanlığının yaratıcılığı ve uygulamalarını sunmaktadır. Teknolojik gelişimde önemli kilometre taşıdır.

Belçika Mons

ANTOİNG KALESİ

Fransız sınırana yakın, Mons şehrine 32 km uzaklıktaki burası Belçika’nın en özgün ve tanınmış kalelerinden birisidir. İlk olarak 12. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Ancak 19. yüzyılda ne-gotik tarzda Fransız mimar Viollet le Duc tarafından yeniden tasarlanmıştır. Kale: miras yolu ile Princes de Ligne’ye 1634 yılında geçmiştir ve Melun ailesine aittir.

SOİGNES

Soignes, Mons şehrinin kuzeydoğusunda 19 km uzaklıkta, Aziz Vincentius tarafından 650 yılında kurulan bir manastırın çevresinde kurulmuş bir yerleşimdir. Her “Whitsun” gününde, onun 250 kg ağırlığındaki reliquary, büyük bir alay ile kasabada dolaştırılır.

Belçika Mons

CHATEAU DE BELOEİL

Beloil kasabası, Mons şehrinin kuzeybatısında yaklaşık 30 km uzaklıktadır. Barok şato ve park, Belçika’da kendi türünün en iyi örneklerinden birisi olarak tanınır. Bu ortaçağ kalesi, 13. yüzyılda kurulmuş ve 17. ile 18. yüzyıllarda saraya dönüştürülmüştür. Saray, Fransız tarzı 120 hektarlık bir park içindedir.

Evet, Chateau de Beloeil: yaklaşık 700 yıldır aristokrat de Ligne ailesine aittir. Burada ikamet edenlerden en ünlü kişi: Prens de Ligne (1735-1814) olarak bilinir. Her yıl Bahar aylarında, Beloeil kalesine 2000 nergis zambağı ve çeşitli odalarda 600 orkide çiçeği gösterisi düzenlenmektedir.