İstanbul Karaköy Arap Camii Mahallesi, Karaköy Perşembe Pazarı Semti diye geçiyor.
ARAP CAMİİ
Tünelin Karaköy ucundan girişinde, Kalyon Sokaktadır.
Burası, şehrin fetih edilmesinden önceki dönemden kalan tek gotik kilisedir.
Bu durum, yapının bazı duvarlarındaki kalıntılardan anlaşılmaktadır.
Tarihi kayıtlara göre, kilise 1323-1337 yılları arasında, şehri istila eden Latinler tarafından burada bir kilise yapılmıştır. Bu kilise “San Paolo” ve “San Dominiko” kilisesi olarak tanınır.
Bu kilise: 1475 yılında camiye dönüştürülmüştür. İlk ismi “Galata Camisi” dir. İstanbul şehrinde fetihten sonra camiye dönüştürülen ilk kilise olarak tanınır.
1492 yılında, İspanyol engizisyonundan kaçarak İstanbul’a gelen Endülüs Arapları, bu cami civarına yerleştirilmişler ve bu yüzden cami “Arap Camii” diye anılmaya başlanmıştır.
Yapı: gotik üsluptadır. Minber mermerdir ve detaylarında barok özellikler vardır. Vaaz kürsüsü ahşaptır. Hünkar mağfili altında, barok başlıklı mermer bir sütun görülmeye değerdir.
Kilisenin kare şeklinde ve üzeri külahla çan kulesi, daha sonra minare olarak düzenlenmiştir ve bu yüzden minare kare formludur.
Bu sivri külahlı, oldukça yüksek, kare biçimli minaresi kolaylıkla fark edilebilir. Bu minare kare formludur.
Eski kilisede yapılan kazılarda, ortaya çıkan Ceneviz dönemi mezar taşları, günümüzde “İstanbul Arkeoloji Müzesi” nde sergilenmektedir.
SALİHA SULTAN ÇEŞME VE SEBİLİ
Azapkapı Çeşme Meydanında, Sokullu Mehmet Paşa Camisi arkasındadır.
“Azapkapı Çeşmesi” ve “Galata Çeşmesi” olarak da tanınıyor. Kitabesine göre: 1732 yılında yapılmıştır. Çeşme, 1910’lu yıllarda onarım için sökülmüş, ancak araya Balkan Savaşı girince, yapılmamış uzun süre harabe halinde kalmıştır.
Son olarak, çeşme 1951-1952 yılları arasında onarılmıştır. Gerek sebil ve gerekse çeşme, ön cephede süslemelidir, diğer cepheler sadedir. Sebilin üstünde, kurşunla kaplanmış bir kubbe bulunur.
GALATA BEDESTENİ
Kitabesi yoktur. Ancak muhtemelen Sultan II Mehmet döneminde yapıldığı kabul edilmektedir.
Sivri kemerler, kubbeler ve inşa malzemesi, Osmanlı dönemi yapısı olduğunu hemen gösterir.
Şehirdeki diğer bedestenlerden farklı olarak, Galata Bedesteni, 2 katlıdır.
Yapının içinde, 9 kubbe vardır.
Bedesten dükkanları, dışarıda, cephe duvarına bitişiktir.
Yapı, 1970’li yıllara kadar depo olarak kullanılıyordu ve yapının içindeki eski ağaç bölgeler duruyordu, ancak binayı kiraya vermek için restorasyon yapılırken bu bölgeler sökülmüş ve halen kayıptır.
SERPUŞ HAN
Perşembe Pazarı caddesi ve Eski Tay Çıkmazı kesişimindedir.
Kitabesi yoktur. Bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.
Ancak mimari özellikleri dikkate alındığında 18’nci yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Avlusuzdur ve 3 katlıdır. Avlu olmadığından mekanlar oldukça karanlıktır. 19’ncu yüzyıl sonlarında burada tüccarlar ve kitapçılar faaliyet gösteriyorlarmış.
SAKSI HANI
Perşembe Pazarı Caddesindedir.
Kitabesi yoktur. Bu yüzden ne zaman yaptırıldığı ve mimarı bilinmez. Avlusuz han tipindedir. Avlu olmadığından sofalara açılan odalar arasında geçiş vardır. Odalar tonozla örtülüdür. Hanın bir zamanlar mahkeme binası olarak kullanıldığı söyleniyor.
MAKBUL İBRAHİMPAŞA CAMİİ
Arap Kayyum Sokağındadır.
Cami, Kanuni Sultan Süleyman dönemi Vezirlerinden Makbul İbrahim Paşa tarafından 1536 yılında yaptırılmıştır. Sonraki süreçte çeşitli kereler yangın geçiren cami, Cumhuriyetin ilk yıllarında yenilenmiştir. Minaresi tek şerefelidir. 20’nci yüzyıl başlarında, günümüzdeki şekline göre yenilenmiştir. Alt katında dükkan ve şadırvan bulunur.