Antalya Köprülü Kanyon

Antalya Köprülü Kanyon

 

İnsan ruhundaki heyecan ve macera duygularının en yüksek seviyelere ulaşmasını sağlayan bir parkur ve spor. Tam bir aksiyon. Yaşamak isteyenler, mutlaka tercih etmeli. Resimlerde; coşkun akan bir ırmak içinde, botla ve üstlerinde başlık ve diğer ilginç kıyafetler, ellerindeki kürekleri çekmeye çalışan ve suya düşmemek için mücadele eden insanlar. Evet; işte, köprülü kanyon ve rafting. Burada: köprülü kanyon milli parkında.

Denemek isteyenler mutlaka olacaktır. Gerekli emniyet tedbirleri alınsa da, unutmayın ki, öncelikle sizin kişisel güç ve kuvvetiniz gerekecek. Ama kesinlikle, bunları görünce veya duyunca büyük bir korkuya kapılıp, bu güzelliği yaşamaktan sakın vazgeçmeyin. Rehberler gayet bilinçli. Bunun sonucunda, tehlike yaşamak pek mümkün  değil, yaşanan aksiyonlar, rehber tarafından bilinçli yaratılıyor ve kontrollü.

Antalya-Alanya kara yolunda ilerlerken, köprülü kanyon tabelasını görünce, ana yoldan ayrılıyorsunuz ve Taşağıl ve Beşkonak’a giden 40 km. lik bir yolla, bu milli parka ulaşıyorsunuz. Ancak yol berbat, hatta berbat ötesi. Tamam asfalt ama, dar ve araç yoğunluğu o kadar fazla ki, zaman zaman, karşılıklı gelen iki araç, aynı anda geçemiyor.

Bir aracın karşıdan gelen araca yol vermesi şart, hele bir de düşünün ki, büyük otobüs ise. Bunun yanında: uzun süre, döne döne ine çıka ilerleyen araçların sürücülerinin, bazen aksiyon yaratacak hareketlerde bulunmaları, yolu zor durumdan tehlikeli hale getiriyor. Buraya giderseniz,  lütfen dikkatli araç kullanın. Ben sanırım, bu yol yüzünden uzun süre bir kez daha gitmeyi düşünmeyeceğim.

Milli parkın, önemli bir bölümünü oluşturan köprü çayı: göller yöresindeki Eğridir gölünün güneyindeki Toros dağlarından doğuyor. Değişik arazi kesimlerindeki vadisinde, 120 km. boyunca ilerleyip, buraya kadar geliyor. Buradan sonra ise; denize ulaşmak için, yüzlerce yıl, bu kesimdeki araziyi oymuş ve ortaya, bu doğa harikası kanyon çıkmış.

Bolasan köyünün altından itibaren, 14 km. uzunluğundaki bu kanyon; yörenin en ilginç yerlerinden biri. Yer yer: 400 metreye çıkan ve ortalama 100 metre yükseklikteki bir kanyon. Olukköprü’de bitiyor. Daha sonra ise, Köprüçay, tarihi Aspendos yakınlarından geçerek, Akdeniz’e dökülüyor.

Bu kanyon içinde yapılan rafting sporu, yöreye çok sayıda yerli ve yabancı turist çekmekte. Rafting parkuru: Olukköprü’nün, yaklaşık 100 m. aşağısında, suyun durgun olduğu yerde başlıyor. Kanyon duvarlarından dökülen su kaynakları, parkur boyunca ilginç görüntüler oluşturuyor. Amatör raftingcilerin; genellikle olukköprüde başladıkları parkur, yaklaşık 10 km. süren bir yolculuk sonrasında, Beşkonakların ilerisindeki beton köprüde bitiyor.

Beton köprüden sonraki, 3 km. lik son bölüm, tehlikeli olduğu için, daha çok profesyonel raftingciler tarafından tercih ediliyor. Zaten yol boyunca ilerlediğinizde, sol yanınızda, rafting yapmanızı sağlayacak birçok değişik firmanın barakalarını, bot, kano ve diğer ekipmanlarını görebiliyorsunuz. Özel aracınız ile giderseniz, yol boyu ilerleyin, sol yanınızdaki değişik firmalardan biri veya birkaçı ile görüşün. Görüştükten sonra, firma, muhtemelen her 8 kişi için bir bot tahsis ediyor. Raftinge katılacaklara, can yeleği, miğfer başlık, kürek veriliyor.

Antalya Köprülü Kanyon: Ayrıca, her bot için bir rehber görevlendiriliyor. Kıyıdan bota biniyorsunuz, rehberin sizi yönlendirmesi ile nehirde ilerliyorsunuz. Zaman zaman kürek çekiyorsunuz, zaman zaman dalgaların yoğunlaştığı yerlerde, rehber tarafından yaratılan kontrollü aksiyonlar, adrenalin seviyenizi yükseltmeye yetiyor. Zaman zaman ise, rehber, nehre girmenize, yüzmenize izin veriyorlar, mola veriyorlar.

Bu yüzme molalarından birinde, hemen kıyıda bulunan bir ağaçtan nehre atlamanız mümkün. Bir ara, geriye dönüp baktığınızda, hemen ufuk hattında, sanki sırt üstü yatmış gibi görünen ve yüzünün silüeti ufka yansıyan ATATÜRK bile göreceksiniz. Ayrıca, balık tutanlar, oltalarını nehre atıp, balık tutanları göreceksiniz.

Evet, rafting turunuz, gerek yolculuk ve gerekse molalar dahil, yaklaşık 1.5 saat sürüyor 1.5 saatlik süre sonunda, kıyıya yanaşıyorsunuz, kıyıya çıkıyorsunuz ve yine firmanın araçları ile, arabanızı park ettiğiniz, sizi ilk bota bindirdikleri yere götürüyorlar. Tüm bu süreç, yaklaşık 2 saat civarında sürüyor.

Fiyat mı, rafting heyecanı, muhtelif firmalarda farklı fiyatlar uygulanıyor, mutlaka araştırın, pazarlık yapın. Ama benim size önerim, ucuz fiyatları turları tercih etmeyin. Rehber çok önemli. Bota verilen rehber gerçekten çok önemli. Sonuçta, rehber sizi yönlendiriyor. İyi yönlendirilmediğiniz takdirde, bottan düşmemek mümkün değil. Ama iyi bir rehber, bottan düşmenizi önlüyor, en fazla ıslanıyorsunuz. Bu yüzden, iyi rehber veren firmaları tercih edin. Rehber niyetine, yanınıza bir çocuk verilirse, her ne kadar tehlikesiz de olsa, rafting yolculuğunuz sorun olabilir diye düşünüyorum.

Peki ya tehlike. Botlara baktığınızda, birçok insan ve hatta kucakta bindirilmiş bebekler bile göreceksiniz. Bunlar beni ilk anda elbette düşündürdü. Ama, sanırım bu insanlar, botun asla devrilmeyeceğini düşünerek, böyle yanlarında çocuk alıyorlar. Ama, yine de, tabiat ve doğa ile bir nebze de olsa mücadele ediyorsunuz, sonuçta tehlike oranı çok düşük.

Özellikle, rehberiniz iyi ise, üzerinize mutlaka can yeleği ve başınıza kask taktıktan sonra, tehlike riski yok denecek kadar az, en fazla ıslanıyorsunuz. Ama dedim ya, rehber çok önemli, acemi bir rehber tehlikeli sonuçlara sebep olabilir diye düşünüyorum.

Antalya Köprülü Kanyon: Bu arada, 8 kişilik büyük botlar yanında, iki kişi tarafından kullanılan kanolar var. Sanırım bu kanoları kullanmadan önce parkuru iyi bilmeniz şart. Çünkü, bu iki kişilik kanolarda rehber şansınız yok. Dolayısı ile, akıntının nerede aşırı hızlı olduğunu, olacağını kestiremezsiniz.

Bence, parkuru iyice belledikten sonra, rehberli tura katıldıktan sonra, iki kişilik kanoları denemelisiniz, yoksa sanırım tehlike olabilecektir. Tehlike dedim de ne olabilir. Aşırı akıntıda akıntıya kapılıp sürüklenmek, bu esnada, boğulmak, sığ yerlerde ve kayaların bulunduğu bölgelerde, baş veya vücudunuzun herhangi bir yerini kayalara çarpmak. Ama dedim ya, iyi bir rehber sizi bu tehlikelerden korur.

Köprülü kanyon milli parkı: elbette, yalnızca rafting yapmak için kullanılmıyor. Milli park; ülkemizin, en güzel bitki örtüsüne sahip yörelerinden biri. Son yıllarda; bilim adamlarının büyük ilgisini çeken bölgede, dünyada yalnızca burada yetişen, bitki türlerine rastlanmış. Bu durum; bölgeye olan ilgiyi arttırmakta. Bilim çevrelerine göre: bu bölgede, halen keşfedilmemiş ve keşfedilmeyi bekleyen binlerce çeşit bitki türü mevcut.

Bunların arasında dolaşabilir, ırmak çevresinde günübirlik piknik yapabilirsiniz. Ayrıca; köprüçay boyunca alabalık avlama imkanınız da var. Yani: rafting yapmayı düşünmezseniz, günübirlik piknik, yürüyüş parkurlarında tracking ve alabalık avı. Buyurun; bol seçenekli bir program. Tercih sizin. Balık avı merakınız varsa, burası gerçekten ideal, yanınızda mutlaka olta takımınızı bulundurmalısınız.

Zamanınız varsa, bu kanyon bölgesine gitmeyi değerlendirin. Ama en başta da yazdığım gibi, yol kötü. Buraya, bence sabah saatlerinde, saat 11 gibi gidin önce rafting ve arkasından tarihe merakınız varsa Selge antik kentini gezebilir, balık merakınız varsa balık tutabilirsiniz.

Bunun dışında, yanınızda mangal bulundurursanız, yiyecek bir şeyler hazırlayıp, güzel bir ortamda nehir kıyısında yemek yiyebilirsiniz. Nehir kıyısı o kadar güzel ki, rafting sırasında zaten hemen nehrin kıyısındaki çadırları görecek ve şaşıracaksınız. Bu çadırlarda genelde rafting rehberleri konaklıyor.

Evet, son olarak, bu kötü yola tahammül edebilirseniz ki, ben bir daha gitmeyi pek düşünmüyorum, görmediyseniz mutlaka gidin, ama yolda dikkatli olun ve rafting macerasını mutlaka yaşayın, çekinmeyin, korkmayın, iyi bir rehberle olay tehlikeli olmaktan çıkıyor.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Antalya Alanya Kızıl Kule

Antalya Alanya Kızıl Kule

İlçenin liman kısmında. Limana indiğinizde, hemen sağ yanda: yükselir. Adını: yapımında kullanılan, koyu kırmızı renkteki taşlardan almış. Zaten; görüntü rengi: kızıl. Bu sekizgen planlı yapı: İlçenin sembolü. Yani: Alanya’nın sembolü: kızıl kule.

1226 yılında, Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubat tarafından, aynı zamanda Sinop kalesini de yapan Halepli yapı ustası Ebu Ali Reha Kettani’ye yaptırılmış. Amaç: denizden gelecek saldırılara karşı, limanı ve tersaneyi korumak. İnşaat sırasında, belli bir yükseklikten sonra, taş blokları kaldırmak güç olduğundan, kulenin üst kısmı, pişmiş kırmızı renkli tuğlalarla örülmüş.

Antalya Alanya Kızıl Kule: Kule duvarlarında, antik çağdan kalma, mermer bloklar, yer yer kullanılmış. Her bir duvar, 12.5 metre genişliğinde. Yükseklik ise, 33 metre. Kulenin çapı, 29 metre. İçinde: zemin dahil, 5 kat var. Kulenin üstüne, yüksek aralıklı 85 basamak taş bir merdivenle çıkılıyor. Kulede, tepeden alınan güneş ışığı, birinci kata kadar uzanıyor. Kulenin ortasında, bir su sarnıcı görülüyor.

1950’li yıllarda, kule restore edilmiş. 1979 yılında ise, ziyarete açılmış. Birinci katta; ayrıca, Etnoğrafya müzesi var, ziyaret edilebiliyor.

Antalya Alanya Kalesi

Antalya Alanya Kalesi

Tüm bölgeye hakim konumu, güzel bir yapı, mutlaka zaman ayırın. Evet, kale; araç trafiğine açık. Yani: arzu ederseniz aracınız ile, iç kaleye kadar çıkabiliyorsunuz ve aracınızı orada park edebiliyorsunuz.

Ama; yürüyerek de çıkmak mümkün. Yürüyerek çıkarken, bazen yolu kısaltmak adına, kalenin ilginç ara sokaklarına dalabiliyorsunuz. Yaklaşık, 1.5 saat civarında sürüyor. Ama: sonuçta, dik bir yokuştan çıkıyorsunuz, tercih sizin.

Evet: kale, surların uzunluğu: 6.5 km. Denizden yükseklik 250 metre. Ortaçağda, surların içine, kentin su ihtiyacını karşılamak üzere, 400 sarnıç yapılmış. Sarnıçların bir kısmı, günümüzde bile kullanılmakta. Çünkü: kaledeki yerleşim, günümüzde de devam etmekte, yani insanlar, kalenin bulunduğu yamaçlardaki evlerde yaşıyorlar.

Bu yerleşim yerlerinin aralarında, gizli kalmış Selçuklu mimari eserlerini görmek mümkün. Ama; bugün yaşanan ahşap ve kagir evlerin önündeki tahta tezgahlarda, ipek ve pamuklu dokuma yapılıyor. Su kabakları, değişik figürlerde boyanarak, turistlerin beğenisine sunuluyor.

Küçük bahçelerde, otantik yemek servisleri yapılıyor. Yemekten ziyade; muhteşem manzaranın güzelliğini tatmak için insanlar burada. Meyilli arazilerde teraslar oluşturulmuş, bu teraslarda ise, lokanta ve kafeler var. Buralarda bir süre oturup, aşağıdaki muhteşem manzarayı izlemenizi öneriyorum.

Antalya Alanya Kalesi: Evet, yine tarihi sürece gelelim. 1221 yılında, kenti alıp, yeniden inşa ettiren, Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat tarafından, kale, büyük onarıma tabi tutulmuş. İç kale bölümüne mutlaka çıkın ve surların üzerinden, muhteşem deniz manzarasını izleyin. Bu arada; bir deneme yapmanızı öneriyorum.

Surların üzerinden, denize; doğruca denize doğru taş attığınızda, taş, asla denize düşmüyor, surların altındaki kaya bloklarına düşüyor. Yalnızca, taşı, havaya doğru kırk beş derece eğimle atarsanız, denize düşme şansı oluyor.

Sanırım, kaleyi savunanlar, surlar üzerindeki burçlardan, aşağıdaki düşman kuvvetlerine ok atarken de, böyle yapıyorlardı.

Evet; günümüzde yarımadanın zirvesinde açık hava müzesi olarak değerlendirilen iç kaledeyiz. Selçuklu sultanının sarayını görebilirsiniz. Surların üzerine çıkıp, muhteşem çevre manzarasını izleyebilirsiniz.

DARPHANE

Çevre manzarası denince; kalenin güney yönünde, yani yarımadanın ucunda; uzunluğu 400 metreyi bulan kayalardan oluşan, Cilvarda burnu üzerindeki yapılar göreceksiniz.

Yerel halk arasında, darphane olarak isimlendirilmesine rağmen, kesme taşlardan inşa edilmiş bu yapılarda, para basılması söz konusu değil. 11’nci yüzyılda yapıldığı tahmin edilen bu yapılarda: bir kilise ve birde manastır var. Küçük kilisenin kubbesi hala ayakta. Kayalar üstünde, bir de sarnıç var.

Kaleden, kayalara oyulmuş basamaklı bir yol olmasına rağmen, bu yol, günümüzde tahrip olmuş ve kullanılamıyor. Buraya; denizden çıkışta mümkün değil. Yani; yalnızca, kaleye çıktığınızda, uzaktan bunları gördüğünüzde, ne olduğu hakkında bilgi sahibi olmanız açısından, bunları yazıyorum. Denize baktığınızda, yarımadanın ucunda gördüğünüz metruk yapılar bunlar.