Ankara Altınpark

Ankara Altınpark

 

Günümüzde, Ankara ilinin, en büyük rekreasyon alanıdır. Hatta: peyzaj konusunda, ülkemizin en muhteşem yeri de denilebilir.

Park içinde: değişik sanat akımlarından etkilenen bahçeler oluşturulmuştur. Bunların en büyük örneği ise, Çin lokantası ve bahçesinde oluşturulan Yakın doğu sanatı görselleridir.

Başlangıç olarak son bir not: her ne kadar bu park hakkında güzel bir çok şey söylense de, ben burada yeşillik yani ağaç miktarı konusunda eksiklikler gördüm, yani daha çok yeşil alan olması, parkı daha çekici hale getirebilir.

Ankara Altınpark

ULAŞIM

Altınpark: Ankara’da Aydınlıkevler semtindedir. Buraya ulaşmanın en kolay yolu: Hava alanı protokol yolunu takip etmektir. Parkın hemen girişinde, büyük bir otopark bulunuyor. Burası: Altınpark bölgesinin en çok kullanılan kapısıdır.

Bunun yanında, diğer kapılar da var: 23 Nisan kapısı, 19 Mayıs kapısı, Doğu kapı, Lunapark kapısı, Güney kapısı.

Ankara Altınpark

TARİHİ

Park alanı: 1977 yılında, golf kulübü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ama, elbette o yıllarda, özellikle Amerikalılar tarafından golf alanı olarak kullanılmıştır.

Daha sonra: 1985 yılında bir proje yarışması açılmış ve Öner Akcan, Hulusi Gönül ve İlder Tokcan’a ait proje kabul edilmiş ve projenin uygulanması sonucu, park, 1987 yılında ziyarete açılmıştır. Park içinde bulunan tesisler: takip eden süreçte, sürekli olarak geliştirilerek sürdürülmüş ve günümüzdeki Altınpark ortaya çıkmıştır.

Altınpark’ın ismi nerden gelmektedir? Parkın ismi: projenin öncülüğünü yapan, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy’dan gelmektedir.

Ankara Altınpark

GENEL

Altınpark: 640 bin m. karelik alan üzerinde kurulmuştur. Bu alanın: yüzde 85’lik bölümü, yeşil alan ve gölet olarak düzenlenmiştir. Kalan bölüm ise: yapılar ve meydanlar bulunmaktadır. Park içindeki ağaçların toplamı: 18 bin civarındadır.

Park: genellikle çevresindeki yörelerde oturan insanlar için: gerek yürüyüş ve gerekse bir nefes alma yeri olarak önem kazanıyor. Yani: Ankara’nın uzak semtlerinden gelenlerden ziyade, yakın çevrenin insanı, bu parkı etkin olarak kullanıyor.

Parkın: protokol yolu üzerindeki kapısından aracınız ile girdiğinizde, otopark için 5 TL. ödeme yapıyorsunuz ve daha sonra: fuar alanında herhangi bir etkinlik varsa, öncelikle burayı gezmenizi öneririm. Bu alan, Atatürk Kültür Merkezinde kurulan fuar alanlarından daha küçük ve derli toplu.

Ankara Altınpark
Ankara Altınpark

FUAR MERKEZİ

1991 yılında hizmete açılmıştır.
Burası, modern fuarcılığın gerektirdiği bütün donanıma sahiptir. Her yıl, 15 civarında fuar düzenlenmektedir.

Parkın ana giriş kapısının hemen yanındadır. Burada, ziyaretçiler için büyük bir otopark bulunuyor. Fuar alanında, kapalı alan olarak: 7500 metre kare, açık alan olarak 25 bin metre karelik bölümler bulunmaktadır. Bina üzerinde, uzay çatı sistemi kullanılmıştır. Merkez: birbirine bağlı, iki kapalı alandan oluşmaktadır.

Bu alanlardan “B” alanı: 1500 kişilik salonu ile; kongre, konferans ve konserler için de kullanılmaktadır. Ben buraya birçok kez gittim, ama bu “B” alanını hiç göremedim, bu yüzden yorum yapmak istemiyorum.

Ama: fuar düzenlenen “A” alanı nispeten derli toplu, ama ikinci katının yalnızca restoran olarak ayrılması, sanırım pek doğru değil, çünkü atıl kalmış büyük bir alan var.

Fuar alanını gezdikten sonra: hemen ön bölümde bulunan boşlukta, meydanda: bir minyatür Ankara evi görülüyor, hemen arkada ise, güzel havuzlar var. Bunlardan sonra ise, geniş bir meydandan ilerlediğinizde, sol yönde yürüyoruz ve karşımıza: hemen sağ bölümde uzanan gölet çıkıyor.

Hemen sağ yanda, ilk çay bahçeleri, kafeteryalar karşımıza çıkıyor. Sonra, sol yanda: üstündeki çadır örtüsü ile dikkati çeken, Göl Tiyatrosu.

Ankara Altınpark
Ankara Altınpark

GÖLET

Park içindeki gölet büyüklüğü: 32 bin m. karedir. Derinliği ise, 1.5 metredir. Gölet ortasında, büyük bir ada bulunmakta olup, adaya ulaşım 4 köprü ile sağlanmaktadır. Ayrıca: gölet içinde: danslı ve müzikli su gösterilerinin yapıldığı bir havuz ve model gemilerin yüzdürülebildiği bir koy bulunmaktadır.

Ankara Altınpark

GÖL TİYATROSUHemen gölün yanındadır. 1500 seyirci kapasiteli, açık hava tiyatrosudur. En önemli özelliği, yapının üstündeki çadır sistemidir.

Yürümeye devam ettiğimizde, önce İtalyan Restoranı ve sonra Çin bahçesi ve Çin restoranı görülüyor.

Ankara Altınpark

İTALYAN RESTORANT

Yapı: ana meydanın hemen karşısında, havuz kıyısındadır. Burada: İtalyan mutfağına ait yemekler tatmak mümkündür. Göl kıyısında, güzel bir ortam yaratılmıştır.

WANGCHO ÇİN LOKANTASI

Özellikle: buradaki egzotik Çin bahçesini gezmelisiniz.
Buraya en yakın kapı: yüzme havuzunun bulunduğu kapıdır. Lokanta, göl kıyısındadır. Pekin şehri, Ankara’nın kardeş şehri olduktan sonra, burası Çinliler tarafından yapılmıştır. Hatta: yapımında kullanılan çivilerin bile Çin’den geldiği söyleniyor.

Burada: bir çok Türk ve Çin kültürü yemekleri bulmak mümkündür. Lokanta: tamamen ahşap kullanılarak yapılmıştır. Yüksek tavanlıdır. Çevresi ise camla çevrilidir. Sessiz ve sakin bir yer. Dekorasyon olarak: pek fazla bir şey kullanılmamıştır. Buranın Çin lokantası olduğunu, Çin yemeklerini tattığınızda anlayabilirsiniz.

Buraya yolunuz düşerse, özellikle “Çin böreği” tatmanızı öneririm.

Park içinde gezimize devam ettiğimizde, hemen ileride “seralar” var. Buradan: seralara varmadan, sağa doğru dönerek, park içinde bir daire çizerek fuar alanı kapısına doğru ulaşmayı hedefliyoruz.

Ankara Altınpark

SERALAR

Bunlar: Hollanda tarzında yapılmışlardır. Burada: özel ısıtma sistemi, su filtrasyon sistemi, tam otomatik soğutma ve nem ayarlama sistemi, havalandırma ve gölgelendirme sistemleri bulunmaktadır. Bunlar değerlendirildiğinde, seraların, ülkemizdeki en modern seralar olduğu anlaşılmaktadır. Toplam, 6 adet sera bulunmaktadır. Cam olan seraların çevresinde, 520 kişilik havuzlu kafeterya bulunmaktadır.

Bu sırada, karşımıza yüzme havuzu çıkıyor. Ancak: net olarak göremedim, söylenenlere göre yüzme havuzunun çatısının geçen yıl, kışın kar yağışı sırasında çöktüğü söyleniyor. Son durumu hakkında net bilgim yok.

OLİMPİK YÜZME HAVUZU

Burası: 50 metre uzunluğunda, 9 kulvarı bulunan bir havuzdur. Ayrıca: skor bordu, atlama platformu, soyunma odaları, duşlar, kafeterya bulunmaktadır. Derinlik: 1.90 metredir. Tramplen alt kısmının derinliği ise, 5 metredir. Havuzun seyirci kapasitesi: 2750 kişidir.

Sonra: özellikle kubbesi ile dikkati çeken bir yapı var.

PATEN SARAYI

Park içinde: paten kayma imkanı da var. Tesiste, pateni olmayanlara, paten de verilmektedir. Paten kullanmayı bilmeyenlere ise, kurs verilmektedir. Peki, paten kayanlar, işte onları izlerseniz, mutlaka gülümseyeceksiniz, çünkü zor bir uğraşı, insanlar bunu becermek için bir hayli gayret gösteriyorlar.

Yürümeye devam ettiğimizde: sol yanda, özellikle “Gül bahçesi” ilginç ve onun hemen önünde, yine büyük çim alanlar var. Bu çim alanlar içinde, sanırım yaz döneminde çiçek ekilen, özel çiçeklikler oluşturulmuştur. Bu bölümde, yine ilginç ve güzel çay yerleri var. Özellikle: birçoğu gerek yazlık ve gerekse kışlık kapalı alanları ile hizmet veriyorlar. Buralarda: lezzetli çaylar içebilirsiniz.

Evet, yaklaşık yarım saatlik bu yürüyüş sonunda, protokol yolu kapısına ulaşmanız mümkün. Bu arada görebileceğiniz veya göremeseniz de, park içinde bulunan başkaca yerler de var. Bunlar:

Ankara Altınpark

ALTINPARK DÜĞÜN SALONU

Park içindedir. 1200 kişi oturma kapasitelidir. Düğün salonunda: yemekli ve yemeksiz hizmet verilmektedir. Düğün salonuna ulaşmanın en kısa yolu: Türk-İs Bloklarının bulunduğu yerdeki, 27 Aralık kapısıdır.

MİNİ TREN

Mini tren ile park içinde gezi yapılmaktadır. 75 yolcu kapasitelidir.
Tren: Parkın ana meydanından hareket ediyor ve daha sonra: Altın kafe, Aşiyan çay bahçesi, Çin lokantası, Olimpik yüzme havuzu, İkizler çay bahçesi, İtalyan lokantası, Altın havuz çay bahçesi, Feza Gürses Bilim merkezi ve Göl tiyatrosu önünden geçerek, ilk hareket noktasına geri dönüyor.

RIHTIM RESTORANT

Burası: parkın en yüksek yerinde, Kültür Merkezi yanındadır. Yani: burada yemek yerken, Ankara manzarası seyredebilirsiniz.

23 NİSAN ANA OKULU

Park içinde bulunan ana okulu: gerçekten bu konuda muhteşemdir. 3-6 yaş arasındaki çocuklara hizmet verilen okulda, 90 öğrenci kapasitesi var.

BELEDİYE EVİ

Park içinde, ANFA tarafından işletilen bir restorandır. Restoranın hemen önünde, otoparkı var.

DEDE EFENDİ RESTAURANT

Park içinde, Olimpik yüzme havuzu üstünde, parkın birçok bölümünün görüldüğü bir yerdedir. 200 kişi kapasiteli bu mekanda, kebap türü yiyecekler bulabilirsiniz.

AT TAVLASI

Burada: binicilik ve fayton işletmeciliği yapılmaktadır. Mevcut atlar: midilli ve Hollanda cinsidir. Park içinde: at gezintisi, fayton gezintisi hizmetleri sunulmaktadır. Ayrıca: eğitimciler eşliğinde binicilik eğitimi verilmektedir.

GO CART

Burası: 14 yaş üstü ziyaretçilerin kullanımına açıktır. Araçlar: 5.5 beygir gücündedir ve saatte: 70 km. hıza kadar ulaşmaktadır. Pist ise, tamamen asfalttır ve yol kenarlarında, güvenlik bariyerleri bulunmaktadır.

Ankara Altınpark

Sonuç olarak: Altınpark; belki Ankara’nın geneli ve Ankaralıların hepsi için pek çok şey ifade etmiyor. Genellikle: park çevresindeki yörenin insanı, burayı etkin olarak kullanıyor. Çünkü: park gezimizde, birlikte olduğumuz ekipte bulunan 11 kişiden, bu parkı daha önce gören sayısı, yalnızca 3 kişi idi ve bunlar da, park civarındaki yörelerde oturanlar idi.

Yani: Ankara’nın başkaca semtlerinden gelip te bu güzelliği gören veya görmeyi düşünen yok. Ancak: gerçekten güzel bir park diyebilirim. Özellikle: güzel bir ortamda, göl manzarası eşliğinde yürüyüş yapmak, banklarda oturarak göl manzarasını izlemek isteyenler için ilginç olabilir.

Bence, Ankaralıların burayı bir şekilde ziyaret etmesi gerekir diye düşünüyorum, çünkü: özellikle göl alanının birkaç parça halinde ve bir hayli büyük olması çok çekici. Ama: elbette, hava karardıktan sonra, buraya gitmek sanırım pek akıllıca olmaz.

Çünkü: ben gittiğimde, hava karardı ve park içinde, maalesef, hiçbir güvenlik elemanı göremedim.

Bu şaşırtıcı elbette, çünkü bu tür parklarda, genellikle güvenlik elemanları dolaşırdı, bilmiyorum, yaklaşık 2 saatlik tur sırasında, hiçbir güvenlik elemanı görmedik ve bu arada, köpeğini gezdiren ve köpeği ile, çevreye ve özellikle çocuklara küçük te olsa korku yaratan insanlar gördüm, ayrıca: birkaç kişilik erkek topluluklarının yarattıkları, yüksek sesli ve küfürlü bağırışlar da cabası.

Anfa merkezinin, hemen park girişinde bulunmasına rağmen, park içinde güvenlik elemanı bulunmaması, şaşırtıcı.

Hani, gidelim, gidelim çünkü bu tür yapılar, yoktan var edilmiyor, Ankaralılardan çeşitli şekillerde toplanan vergiler ile yapılıyor ve yörede yaşayanlar tarafından kullanılmaları en büyük hak.

Ama: güvenlik tedbirlerinin yoğunlaştırılması şart diye düşünüyorum, bu durumda: park kesinlikle etkin olarak kullanılacaktır.

Ankara Kurtboğazı Barajı

 

Ankara Kurtboğazı Barajı

Kurtboğazı barajı; Ankara-İstanbul kara yolu üzerinde, 56’ncı km.de. Yani: Ankara’dan çıkarken; Kazan-İstanbul istikametinde gittiğinizde, yaklaşık yarım saat sonra orada olabilirsiniz.

GENEL

Baraj; kurtboğazı çayı üzerinde; 1963-1967 yılları arasında yapılarak, 1967 yılında işletmeye alınmış. Sulama ve içme suyu temin ediliyor. Buradan alınan su; Ankara’da İvedik arıtma tesisine, yani 47 km. öteye götürülüyor ve daha sonra şehre veriliyor. Yani; musluklarımızdan akan su.

Barajda; iki türlü etkinlik söz konusu. Birincisi; piknik, Ankara-İstanbul kara yolunda giderken, 56’ncı km. de, tabela ile belirlenmiş, sağa ayrılan yoldan baraj bölgesine girip, günübirlik piknik yapmak mümkün.

Bunun yanında; bu baraj bölgesinin Ankaralılar ve yakın çevredekiler tarafından tercih edilmesinin en büyük nedenlerinden biri, amatör balıkçılık. Yani: burada, insanlar balık avlıyorlar. Özellikle; turna, sazan gibi balıkları tutabilmek mümkün.

Hatta, bir kısım bölgede; çadırla gelen ve burada geceleyen insanlar var. Ancak; baraj gölü çevresinde pek ağaçlık alan yok. Yani; bölge baraj gölünün yakın çevresinde nispeten ağaçsız. Daha yukarı çıkıldıkça, çam ağaçları yoğunlaşıyor.

Bu arada; hani balıkçılık dedik ve insanlar balık tutmak için buraya gidiyorlar demiştik ya, Ankara Valiliğinin aldığı bir karar var. Ankara’nın içme suyu olarak kullanılması nedeniyle, burada balık tutmak yasak.

Yani: Ankara Valiliğinin, burada balık tutmayı yasaklayan bir kararı var. Bunun yanında; gittiğinizde göreceğiniz gibi, bir sürü balık tutan insan var. Yani; bir karar var mı yok mu belli değil sanırım.

Öte yandan; karar, sorumlular tarafından, ara sıra uygulanıyor, yani akıllarına geliyor, gelip balık tutanları bölgeden uzaklaştırıyorlar, oltalarına el koyuyorlar, çoğu zaman da, ne karışan var, ne görüşen. Ayrıca; sonuçta, bu karar piknik yapana bile uygulanabilir.

Sonuç olarak;

Kurtboğazı barajı, bu yıl çok güzel. Eski yıllarda, kuraklık nedeniyle, burada çok küçük bir gölet var iken, bu yıl yağışlar nedeniyle, gölet çok büyük.

Her ne kadar mavi olmasa da, büyük bir su kütlesi görmek isterseniz, güzel bir manzara eşliğinde piknik yapmak isterseniz veya amatör balıkçılığı, balık tutmaya meraklı iseniz, kurtboğazı barajı bölgesine gidin.

Gerek baraj içine girebilir ve gerekse yolun kıyısında uygun bir yere aracınızı park edip, gölet kıyısına inebilirsiniz.

Veya, özel aracınız dışında, Kızılcahamam minibüsleri ile gidip, yol kıyısında inip, gölet bölgesine inme ve geri dönüşte de, yine bu minibüsleri kullanma şansınız var.

Ama; Kutboğazı barajına ayıracak zamanınız yoksa, yoldan geçerken, özellikle Ankara’dan çıktıktan 56 km. sonra, yol kıyısında, çok güzel seyir terasları var, bunlarda bir süre durup, baraj göletinin güzelliğini lütfen seyredin.

Ankaralı olarak, bu göletin büyüklüğünü görmek, beni mutlu ediyor, çünkü, bu göletin büyüklüğü, çeşmelerimizden akan suyun, kesilmeyeceğinin kanıtı.

Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı

Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı

 

Evet, Ankaralıların belki de çoğu biliyor. Ama, ben burayı yeni keşfettim ve bilmeyenlere önermek istiyorum. Hatta; Ankara dışından gelenler için bile, ilginç olabilir. Ahlatlıbel ve İncek hakkında bilgi vermek istiyorum. Tercih sizin. Bu arada, özellikle toplu okul gezilerinde de burası tercihlerin başında geliyor. Yani, öğrenciler için muhteşem güzel bir ortam.

ULAŞIM

Ankara-Konya kara yolunda, Aşti’nin önünden Gölbaşı-Konya istikametine ilerlediğinizde, Dikmen sapağını geçtikten sonra, ilk sağa, yani Ahlatlıbel sapağına dönüyorsunuz ve yaklaşık 300 m. sonra, yeni yapılan Anayasa Mahkemesi binasının hemen karşısında.

Çankaya istikametinden gelişte ise, Oran şehri, yani TRT Genel Müdürlüğü binası önündeki bulvardan İncek istikametinde ilerliyorsunuz ve Ankara-Konya kara yolunun üzerindeki köprüden ilerleyip, yaklaşık 400 m. sonra, buraya varıyorsunuz. Atakule’ye 9.5 km. ve Aşti’ye ise 10 km. uzaklıkta.

GİRİŞ

Evet, giriş ücretlidir. Yalnız giriş kapısında ücret ödenmiyor. Çıkışta, farklı bir kapıdan, otoparkın devamından çıkarken, ücret ödeyeceksiniz. 1500 araçlık otopark var, yani otopark sıkıntısı yok. Mangal yakmak yasak, götürmeyiniz.

GENEL

Yaban armuduna “Ahlat” deniliyor. “Bel” sözcüğü çok çeşitli anlamlara geliyorsa da coğrafi bir yerin adından söz ettiğimize göre “Tepe, yüksek yer, üzeri yassı tepe, ufak tepe, sırt, bayır, yamaç, dağ eteği, dağ üzerindeki yüksek geçit, yol, dönemeçli dik dağ yolu” seçilmesi uygun karşılıklarıdır.

Bu  durumda “Ahlatlıbel”: Yaban armudu ağaçlı tepe/ufak tepe/bayır/geçit/yol anlamına geliyor. (Burada arkeolojik buluntular çıkarıldığına göre, bir “tepe” den, üzeri Sivritepe’den söz edildiğini savunmak mümkündür. Söz konusu tepe, bir höyük olabilir.) Ahlatlıbel’deki kazılarda elde edilen buluntular ODTÜ Müzesinde sergileniyor.

Gelelim günümüze

Ankara İncek Ahlatlıbel Atatürk Parkı; Evet, buranı ismi: Ahlatlıbel Spor ve Dinlenme Tesisleri. Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılmış ve işletiliyor. En büyük özelliği: şehir merkezine çok yakın olması.

Böyle, büyük bir yeşil alan bulmak imkansız. “Çimlere özgürce basın” yazılı tabelaları görünce, şaşırmamak elde değil. Evet, burada çimlere basın. Bu özgürlüğü yaşayın, muhteşem bir duygu. 25 bin metre karelik çim alan var.

Çam ağaçlarının gölgelediği, kuş seslerini dinleyip, çam kokularını hissedebileceğiniz ormanlık alanda yürüyüş yapın. 180 bin metre karelik orman alanı var. Ankara-Konya kara yolu güzergahında, rüzgar koridorunda çam ormanı var.

Bunun dışında; bölgede, yine birçok ağaç göreceksiniz. Hamak varsa, iki çam ağacının arasına bağlayın ve bu zevki yaşayın. Çimlere oturmak isterseniz, serin yere bir örtü, özgürce oturun. Hayır, şezlongumu kullanırım derseniz, götürün yanınızda bütün teçhizatı (şezlong, masa, piknik malzemesi, piknik tüpü vs.) çayınızı yapın, evde hazırladığınız yemeklerinizi tadın.

Evde hazırlık yapamam derseniz; gözleme, pide, lahmacun var. Bunun dışında; her türlü içecek ve çay var. Gözlemenin mutlaka tadına bakın, yanında kolalı bir içecek alın ve ardından da bir çay düşünebilirsiniz.

Özellikle: en uçta, kamelyaların ve havuzlu bahçenin bulunduğu bölüme gidin ve Mogan gölünü de içine alan, muhteşem manzarayı izleyin.

Spor yapmak istiyorum derseniz; 3 tenis kortu, 2 halı futbol sahası, 3 basketbol sahası, 2 voleybol sahası var. Buyurun. Hayır, yürüyüş veya koşu yapmak istiyorum derseniz, koşu ve yürüyüş parkurları, hem de tartan pist, sizleri bekliyor. Bunların bağlantı noktalarında ise; birçok kondisyon aletinin bulunduğu açık hava spor bahçesi var.

Alternatif ne yapabilirim derseniz; gokart arabalarına binip, bu keyfi yaşayabilirsiniz. Çocuğunuzla birlikte, rengareng uçurtmanızı burada uçurabilirsiniz. Eyer, evcil hayvanınız varsa, onu da yanınızda getirebilirsiniz, getirin, birlikte olun.

Hiçbir hazırlık yapmadan giderseniz, yine hoşça zaman geçirmeniz mümkün. Kafeteryalar var. Burada; kahvenizi veya çayınızı yudumlarken, aperatif bir şeyler yiyebilirsiniz. Ayrıca; self servis düzeni kurulmuş.

Yani; tepenizde garson beklemiyor, hadi bir şeyler yiyin-için diye baskı unsuru yok. Tek sıkıntı; kafeteryanın ve kamelyaların bulunduğu bölüme, masalara; dışarıdan yiyecek-içecek getirilmesi yasaklanmış. Haklı olsalar gerek. Sonuçta, burası da bir ticari anlayışın yaşatılması şart, yoksa tesis nasıl ayakta kalabilir?

Evet; burası, özellikle hafta sonları 50 binden fazla ziyaretçiyi ağırlıyormuş. Hafta içi, özellikle gündüz saatlerinde nispeten rahat ve ferah, yani fazla kalabalık değil. Akşamları, saat 21.00’e kadar açık imiş. Güvenlik derseniz, 24 saat güvenliğin sağlandığı söyleniyor. Zorunlu tesisler (tuvaletler) merkezi yerde, bulunması kolay olacak şekilde, tabelalar ile işaretlenmiş ve tuvaletler temiz-bakımlı.

Sonuçta; sessiz ve sakin bir ortamda; kitap-gazete okumak, güneşlenmek, yanınızdaki veya yanınızdakilerle güzel bir sohbet ortamı düşlüyorsanız, Ankara’nın şehir merkezine çok yakın bu cennet köşesini mutlaka ziyaret edin.

Özellikle; zamanınız varsa, hafta içinde ziyaret edin. Hafta sonu kalabalık oluyor. Lütfen bunu göze alarak gidin.

Ama, hafta içi gerçekten muhteşem bir doğa ile beraber olabilirsiniz. Ankara’da doğa ile baş başa olabilmek, kalabilmek için nereye gidelim, nereyi görelim derseniz, hemen şehir merkezine yakın burayı tercih edin derim.

Hoşça zaman geçireceğinize inanıyorum.