Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Şefik Bursalı, bir ressamdır. 1903 yılında Bursa’da doğmuştur. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde İbrahim Çallı atölyesinde öğrenim görmüş ve okulu birincilikle bitirmiştir. 1923 yılından itibaren, Galatarasay ve Akademi sergilerine Bursa manzaraları ile katılmıştır.

1936 yılından itibaren Ankara Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde öğretim üyesi oldu. 1987 yılında Mimar Sinan Üniversitesi tarafından Profesörlük unvanı verildi. 20 Nisan 1990 tarihinde vefat etti.

Ressam, tablolarında genellikle Konya, Bursa ve İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerini resmetti. Eserleri Atütürk’ün isteği üzerine, 1937-1938 yılları arasında Sovyetler Birliği ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sergilendi.

Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Hayatı ile ilgili, benim ilgimi çeken bir bölüm var. Bursa’nın Yunan işgalinde olduğu 1921 yılında lise eğitimini yarıda bırakarak, o zamanki adı ile “Sanayi-i Nefise Mektebi” olan İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine gitmeye karar verdi. Tabii işgal altında bulunan şehirden çıkıp İstanbul’a gitmesi için izin alması gerekiyordu. Yunan subaylardan bu izni alabilmek için onlara suluboya manzara resimlerinden armağan etmiştir.

Ressamın Ankara’da yaşamış olduğu ev, vasiyeti üzerine Kültür Bakanlığı tarafından “Şefik Bursalı Müzesi” olarak düzenlendi ve ülkemizdeki ilk özel müze olarak ziyarete açıldı.

Bursa’da yaşadığı sokağa ve bir sanat galerisine de ismi verilmiştir. Bursa Kültürpark’da bir büstü bulunuyor.

Hemen yazının başında belirtmek istediğim bir husus var. Son aldığım duyumlara göre, müze, Kültür Bakanlığı tarafından kapatılmış ve amatör ressamların resimlerinin sergilendiği bir sanat galerisine dönüştürülmüştür.

Sebebini bilmiyorum, umarım bu büyük Türk ressamının vasiyetine ihanet edilmez ve burası müze olarak kullanılmaya, ziyarete açık tutulmaya devam ettirilir. Yani müzeyi ziyaret etmeden önce açık olup olmadığını öğreniniz. (Telefon: 03124412390)

Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Müze Çankaya Ahmet Mithat Efendi Sokak 36 numaradadır.

Ressam Şefik Bursalı ölümünden sonra, eşi Mediha Bursalı, çocukları olmadığından resimleri Kültür Bakanlığı Resim ve Heykel Müzesine bağışladı. Dönemin Kültür Bakanı ile görüşülerek evi müzeye dönüştürüldü. Ressam Şefik Bursalının müze evi, 16 Kasım 1998 tarihinde açıldı. Müzede: 35 yağlıboya ve 15 karakalem çalışması bulunuyor.

Müze evindeki eşya da kendisine ait.

Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Bağışlanan eserler sanatçının kendisi tarafından, sanat yaşamının tüm dönemlerini kapsayacak şekilde seçilmiştir. Müze ev düzenlenirken, ev eserlerin konulabilmesi için gerekli teknik yapılarla donatılmış ve yeniden döşenmiştir.

Evin bahçesi eski doğal özellikleri ile korunmuş ve evin ön kısmına da sanatçının bir büstü yerleştirilmiştir. Bu atölye ev sayesinde şimdiki ve gelecek kuşaklara ünlü ressamın sanatının bir bütünlük içinde ve sanatçının yaşadığı atmosferin bir parçası halinde inceleyip tanıyabileceklerdir.

Ankara Şefik Bursalı Müze Evi

Müzede ressamın hayatını kaybettiği için tamamlayamadığı bir tablo da bulunmaktadır. (Bursa Kültür Park’ta adına yapılan heykeli seyrederken ki halinin resmini yapmak istemiş ama ömrü vefa etmemiştir.)

Evet, günümüzde müze pek ziyaret edilmiyor, çünkü bilinmiyor ayrıca müzede bulunan eserlerin kataloğu da tükenmiş, yukarıda da belirttiğim gibi, umarım ilgili makamlar gerekli ilgiyi gösterirler ve bu ev, sanatçının vasiyeti üzerine müze olarak kullanılmaya devam edilir, lütfen şehrin tam merkezinde bulunan bu müzeyi ziyaret edelim, unutulmasına izin vermeyelim.

 Ankara kalesi hakkındaki gezi yazım için  Kalesi

 

Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi

Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi

Müze, Çankaya Oran semtinde, TRT Genel müdürlüğü içindedir. Resmi tatiller dışında hafta içi saat: 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. (ziyaret için randevu almak gerekiyor. 03124632838) Giriş ücretsizdir.

Müze, ilk olarak 1981 yılında eski radyo malzemelerinin toplanarak sergilendiği bir müze olarak “TRT Radyo Müzesi” adıyla açılmıştır.

Müze: 1994 yılında Ankara ve İstanbul’daki radyo-televizyon stüdyolarından getirilen kullanım dışı malzemelerin yerleştirilmesiyle, “TRT Müzesi” adıyla, Oran sitesindeki yeni yerinde açılmıştır. 28 Kasım 1994 tarihinde Kültür Bakanlığının yazısı ile özel müze kapsamına girmiştir.

Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi; 

TRT Müzesi, yayıncılığın sadece izlenip seyredilmediği, aynı zamanda dokunulabilen, uygulanabilen bir alandır.

Müze içinde hazırlanan çeşitli stüdyolar, görsel ve işitsel yayıncılığın öncesini ve geçirdiği süreçleri uygulamalı olarak görmenizi sağlar. Transistörlü radyolardan siyah beyaz ekranlara ve günümüzde 3D yayınlara uzanan yayıncılık teknolojisinin geldiği son noktayı resmeden bir sergilemenin yanı sıra, bu sürece tanıklık eden işitsel ve görsel arşivin de sunulduğu müze, yayıncılığın öncesini ve geçirdiği süreçleri uygulamalı olarak göstermeyi amaçlar.

Müzede TRT dizi ve filmlerinde kullanılan 50 binin üzerinde kostümden 500 e yakını sergileniyor.

Ömer Seyfettin Hikayeleri, Aşk-ı Memnu, Çalı kuşu, Kurtuluş, Abdülhamit Düşerken isimli dizi ve filmlerde kullanılan kostümler de sergileniyor. Ayrıca müzenin alt katında Atatürk ün kullandığı araçların birebir kopyası da yer almaktadır.

Müze gezisi: girişteki sergide, iletişim dünyasının ilkleri ve Atatürk’ün 10’ncu yıl Nutkunu okurken kullandığı mikrofon görülüyor. Zaten müzenin en değerli parçaları: 1933 yılında, Atatürk’ün 10’ncu Yıl Nutkunu okuduğu törende kullandığı mikrofon ve orijinal ses kaydıdır.

Atatürk köşesinde: Atatürk’e ait özel fotoğraf koleksiyonu ve Atatürk ile ilgili program örnekleri bulunuyor. Daha sonra, tek kanallı günlerden bugüne kadar “Logolar” görülüyor.

Ardından “Radyo stüdyosuna” konuk olunuyor. Bu stüdyoda, aralarında 1935’li yıllara ait cihazların bulunduğu mekanda yaklaşık 30 obje sergileniyor.

Drama stüdyosu: efektleri ve radyo oyunları ile ziyaretçileri bekliyor. Ses efektlerinden duyacaklarınız: kapı gıcırtısı, toprak, beton, çakıl zeminde oluşturulan yürüme efektleri, zil sesleri, kar efektleri ve benzeridir.

Televizyon sergi salonunda, televizyonculuk tarihinin ilkleri var. Çocuklara ayrılan bölümde: 23 Nisan hatıraları ve pek çok anı, çocukluk günlerini hatırlatıyor. Daha sonra “Eurovizyon/müzik eğlence bölümü” var. “Vericiler köşesi” televizyon ve radyo yayınlarının evimize nasıl ulaştığını gösteriyor.

Televizyon stüdyosunda ister yönetmen koltuğuna oturun, ister haber programı sunuculuğu yapın. Fotoğraf ve canlandırma salonunda, çizgi filmlerin nasıl yapıldığı anlatılıyor.

Sanal Stüdyoda: Keloğlan’ın Bilgecen dedesiyle taşınmak mümkün. İzleme/Eğitim Salonu’nda: iletişim dünyasının kısa filmlerle tanışılıyor. Geçmişe bir yolculuk yapılıyor. SD/HD/3D yayıncılıktaki son gelişmeler gösteriliyor.

Serginin yine en dikkat çekici unsurlarından biri: 31 Ocak 1968 tarihinde, ilk televizyon yayınının animasyonunun gösteriliyor olması.

Orijinal kamera ve mikrofonun kullanıldığı, iki boyutlu hologram uygulamasında, ilk televizyon haberleri sunucusu Zafer Cilasun yer alıyor.

Müzede: Türkiye’de ilk radyonun kurucuları olan Rüştü Üzel, Sedat Nuri İleri ve Hayrettin Hayreden hakkında bilgiler veriliyor.

Titanik gemisinde radyo sinyalleriyle yardım istenildiği belirtilip radyonun zamanında etkili bir iletişim aracı olduğu vurgulanıyor.

İlk radyo anonsunun, 1927 yılında İstanbul Sirkeci Postanesinden yapıldığını ancak kayıt imkanı olmadığı için 1940 yılında aynı anonsun tekrar yapılarak kayıt altına alındığı belirtiliyor. Bu ilk anonsu dinletiyorlar.

Müzenin alt katında

TRT’nin yaklaşık 50 bin parçadan oluşan, zengin kostüm ve aksesuar gardrobu, kullanılan dizi ve filmlerle birlikte sergileniyor.

Cumhuriyet tarihindeki iki önemli prodüksiyon “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” filmlerinin kamera arkası gösteriliyor.

Yine alt katta: Atatürk’ün kullandığı eşyaların ve arabaların bir kopyalarının da bulunduğu bölüm var.

Satış bölümünde; yayıncılık tarihinden hatıralar, TRT’nin zengin DVD koleksiyonu ziyaretçileri bekliyor.

Müzenin ikinci bölümünde; dinlenme köşesi var. Burada kısa bir mola verebilirsiniz.

Evet, son olarak “Anı defterine” birkaç satır not yazmanız önerilir.

Son bir not: TRT Yayıncılık Müzesinde bulunan bazı objeler, tren vagonuna yüklenerek ülkemizin çeşitli yerlerine gidiyor ve halkın ziyaretine açılıyor.

Ankara Kalesi hakkındaki gezi yazım için  Kalesi

 

Ankara ODTÜ Arkeoloji Müzesi

Ankara ODTÜ Arkeoloji Müzesi

Müze ODTÜ kampüsü içindedir. Müze hafta içinde her gün saat 09.30-12.30 arasında ve 14.00-17.00 arasında gezilebilir.

1962-1968 yılları arasında ODTÜ nün de desteği ile sürdürülen kazı çalışmalarında, gerek arazisi içindeki ören yerlerinin gerekse Ankara Ovasındaki Frig Tümülüslerinde elde edilen buluntuların korunması ve sergilenmesi amacıyla Prof Dr Kemal Kurdaş’ın ODTÜ bünyesinde bir müze kurulması düşüncesi, sonucunda 1969 yılında hayata geçirilmiştir.

Müzenin faaliyet amacı: kampüs arazisi içindeki Yalıncak ve Koçumbeli gibi ören yerleri ve Frig nekropolünde bulunan eserlerin korunması ve sergilenmesidir.

Yalıncak: Ahlatlıbel’in 1.9 km kuzeyinde, bir dağ yamacındadır. 1930’lu yıllarda burada modern köy yerleşkesi kurulmuş ve böylece mevcut arkeolojik kalıntıların çoğu yok edilmiştir.

Sadece: 1880 yılında burada bulunan Ankara taşı üzerine yapılmış aslan kabartması, Yalıncak’ın arkeoloji dünyasında tanınmasını sağlamıştır.

Bu kabartma, burada bulunan köyün çeşmesinde kullanılmış ve 1941 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesine taşınmıştır.

Koçumbeli: Yalıncak köyüne çok yakındır. Günümüzden 4500 yıl öncesine tarihlenmektedir.

Ahlatlıbel ve Koçumbeli arkeolojik yerleşimlerinden gelen buluntular (MÖ 3000-2000 yılları arasına tarihlenir) Anadolu arkeolojisinin önemli eser guruplarındandır.

Ahlatlıbel’de 1933 yılında ilk kez Atatürk tarafından finanse edilerek yapılan kazılarda ele geçen buluntular, Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedir.

Ahlatlıbel’e çok yakın konumda bulunan Koçumbeli’de çıkan eserler ise, buradaki müzede sergilenmektedir. Yine müzede sergilenen eserler arasında, ODTÜ araştırmacıları tarafından Atatürk Orman Çiftliği ve Bahçelievler bölgesindeki 4 tümülüs’te yapılan çalışmalarda ele geçen eserler de vardır.

Ayrıca yine müzede, satın alınmış eserler de sergilenmektedir, bunlar arasında Roma dönemi cam eserleri ve Helenistik Lekythos vardır.

Müze, halen ODTÜ Kampüsü içinde, Kütüphane ve İktisadi-İdari Bilimler Fakültesi arasındaki binadadır. Bugün hala ODTÜ bünyesinde kurulu ve Prof Dr Numan Tuna başkanlığındaki TAÇDAM (Tarihsel Çevre Araştırma Merkezi) birçok kazı projesini yürütüyor.

Müzenin giriş katında: sergi salonu, idari büro, depo ve servis mekanı bulunuyor.

 

Müzenin asma katında: Yalıncak ve Koçumbeli bölgelerinde yapılan kazılarda bulunan eserler sergileniyor.

Yalıncak günümüzden 2600 yıl öncesinden itibaren yerleşim görmüştür. Bu döneme ait Geç Frig buluntuları olan çanak-çömlek örnekleri, yağ kandilleri ve sikkeler, taş ve kemik aletler, hayvan figürleri, damga ve mühürler sergileniyor.

Koçumbeli buluntuları arasında ise; at ve süvari figürleri, yağ kandilleri bulunmaktadır. Bu bölümde Etnografik eserler de sergileniyor. Müzede, Etnografik el sanatları örneklerinden oluşan bir koleksiyon var.

Bu koleksiyondaki parçaların çoğu Mimarlık Fakültesi Restorasyon Bölümü tarafından bağışlanmış olup, eserler arasında ahşap kapı, pencere, kapı kilitleri, kilim, bakır kaplar, matkap gibi eserler bulunmaktadır.

Müzenin birinci katında ise: ODTÜ arazisi, Atatürk Orman Çiftliği ve Bahçelievler arasında kalan, Frig nekropolünde (mezarlık) yapılan kazılarda elde edilen eserler sergileniyor.

Müzenin Ankara Frig eserleri katında: Beştepeler-Gençlerbirliği Tümülüsü ölü yakma alanında yapılan kurtarma kazılarında ele geçen çok sayıda ölü yakma kapları ve yanmış tören arabası parçaları sergileniyor.

Tümülüslerde bulunan kral mezarlarından birinde bulunan krallardan birisi de müzede aydınlık cam bir yatakta yatıyor.

Müze ayrıca Türkiye de ki ilk üniversite müzesi olma özelliği taşır. Kendinize zaman yaratın ve bu müzeyi mutlaka ziyaret edin.