Ankara Abidinpaşa

Ankara Abidinpaşa

Ankara’nın belli başlı semtlerinin geçmişten gelen, günümüzde pek bilinmeyen hikayelerini anlatmaya devam ediyoruz.

Ankara Hukuk Fakültesi ile Siyasal Bilgiler Fakültesinin arka taraflarını oluşturan yüksek yerlerin adı “Topraklık” idi.

İkinci kez, Ankara Valiliğine atanan Abidin Paşa: bu tepeye bir köşk yaptırdığında, Topraklığın bu bölümüne de “Abidinpaşa” adı verilmiş, Ankara’nın tanınmış işadamlarından ve bir dönem Kızılay 2’nci Başkanlığı yapmış olan Ahmet Hızat, Kemal Bağlum’a şu açıklamayı yapmıştır:

“Abidin Paşa’nın köşkünü, havadar olduğu nedeniyle Topraklık Mevkiine yaptırdığı, rivayetten ileri gitmez. Abidin Paşa’nın böyle uzak bir yerde kendisine köşk yaptırmasının gerçek sebebi, askerlerle iç içe bulunmak istememesinden kaynaklanırdı. Bunu eski ve yaşlı Ankaralıların hepsi bilir, ben de bunu babamdan duydum.”

Ahmet Hızal’ın belirttiği bu rivayet şudur: “Abidin Paşa kendisine bir köşk yaptırmaya karar verir. Rivayet ola ki, Ankara’nın dört tarafına yüksek yerlere ciğer astırmış, yıllardır kendi adıyla anılan tepelerdeki ciğerler en geç kokmuş ve bu tepelere 3 katlı köşkünü yaptırmıştır. Kanımızca bu tepelerin Elmadağ’a açık oluşu, havasının temiz ve serin tutmuştur.”

Abidin Paşa: Arnavutluk hanedanından Ahmet Dino’nun oğludur. Ressam Abidin Dino: Paşa’nın torunudur. Paşa hakkında en bilindik hikaye “konağın yerini seçmesiyle ilgili ciğer efsanesidir. Ancak Paşa’nın pek bilinmeyen en büyük özelliği Mevleviliği, çok dilliliğidir.

Mevlana’nın Mesnevi’sini çevirmeye kalkışmış, hatta ilk cildi şerhli olarak yayınlamıştır. Türkçe ve Arnavutçanın yanında, Arapça, Farsça, Fransızca bilirmiş ve Rumca şiirler yazarmış. Ankara’daki dokuz yıllık görev süresi sırasında, Elmadağ’dan su getirtmiş, en önemli icraatı budur. Taht-el Kale’de yani günümüzdeki “Hal’in” orada bu su, fiskiyelerle havalara fışkırtılırmış”

Evet, 2024 yılı başlarında aldığım bir habere göre, Ankara Çankaya Belediyesi bu tarihi köşkte bir müze açmış, ama yine duyduğuma göre giriş ücretleri oldukça yüksekmiş. Bir ara burayı ziyaret edip gezi yorumlarımı burada sizlerle paylaşacağım.

 Ankara Haymana hakkındaki gezi yazım için  Haymana

 

 

 

Ankara Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi

Ankara Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi


Türkiye Barolar Birliği Binası

Müze, Balgat’ta Barolar birliği binasındadır. Hafta sonu ve resmi tatil günlerinde kapalıdır, diğer günlerde saat: 09.00-18.00 arasında ziyaret edilebilir, giriş ücretsizdir.

Türkiye’nin ilk ve tek hukuk müzesi, 3 Nisan 2012 tarihinde Avukatlar haftasında ziyarete açılmıştır.

Müzede: Kültür Bakanlığı bilgilerine göre 421 civarı eser, 365 metre karelik alanda sergilenmektedir. Ancak her geçen gün, Türkiye’nin dört bir tarafından avukatlardan gelen eserler ile koleksiyon genişlemektedir.

Müze koleksiyonunda: düşünce ve uygarlık tarihinin gelişimine paralel olarak hukukun geçirdiği tarihsel dönüşümü görsel olarak yansıtan eserler bulunmaktadır.

Çeşitli dönemlere ait hukukçu giysileri, ferman, berat, hüccet, pul, avukat yazışmaları, ruhsatnameler, hukuk fakültesi öğrencisi karnesi, açılış davetiyesi, kartvizit ve benzeri hukuksal belgeler, Osmanlıca hukuk kitapları, yazı takımları, avukat taşı, teksir makinesi, daktilo, telefon, fotoğraflar, fotokartlar ve heykeller, mitolojiden başlayarak günümüze kadar hukuk dünyasında görsel bir yolculuk sunmaktadır. Ayrıca: Faruk Erem, Atila Sav, Özdemir Özok gibi ünlü avukatların kişisel eşyaları da sergilenmektedir.

Müzede: 12 Mart darbesi sonrasında asılan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının avukatı Halit Çelenk’in: Yargıtay’a infazların ertelenmesi konusunda hazırlamış olduğu dilekçe de vardır.

Halit Çelenk
Ayrıca: Avukat Halit Çelenk’in, duruşmada giydiği cübbesi ve küçük bir büstü de Hukuk Müzesinde sergilenmektedir.

Asur çivi yazılı evlilik belgesi

Müzede: Asurlulardan kalma tarihin ilk evlilik sözleşmesi de sergileniyor. MÖ 600’lü yıllara ait sözleşmede, tablet metinde “erkeğin başka bir kadınla evlenirse, ne ceza alacağı” yazılıdır. “İdi-adad, Anana ile evlendi. Memlekette ikinci bir eş ile evlenmeyecek. Eğer evlenirse ve onu boşarsa 5 mina gümüş takacak.”

Müzenin en değerli objelerinden birisi de, dünyada yapılan ilk daktilodur.

 Müzede yer alan en eski tarihli eser, 1691 yılına ait tereke konulu el yazması hüccettir. (hüccet: Şeriat mahkemeleri kadı tarafından düzenlenen resmi belgedir.)

Ayrıca, II. Mahmut tuğra beratı, Mürur Tezkiresi, Atatürk ve arkadaşlarının tutuklanması ile ilgili sokak afişi, hat sanatı kullanılarak yapılan Kurtuluş Savaşı afişi müzede teşhir edilen, görülmesi gereken eserlerden birkaçını oluşturmaktadır.

 

Ankara Ulucanlar Cezaevi hakkındaki yazım için Ulucanlar Cezaevi

Ankara MEB 75 Yıl Eğitim Müzesi

MEB 75 yıl eğitim müzesi

Ankara MEB 75 yıl eğitim müzesi; 1988 yılında MEB tarafından açılmıştır.

Türkiye de bir ilk olarak faaliyete geçen müze, Strazburg caddesinde, Atatürk Lisesi yanında geniş bir bahçe içinde ve tek katlı müstakil bir binada hizmet vermektedir.  

Atatürk Lisesi tarihi bir yer. Ankaralıların “Taş Mektep” olarak bildikleri lise, 1886 yılında kurulmuştur. 1921 yılında ise, Milli Mücadele yıllarında, diğer resmi daireler gibi, Kayseri’ye taşınmıştır.

1922 yılında okul yeniden Ankara’ya gelmiş ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte, Ankara Erkek Lisesi olmuştur. Okulun ismi: öğretmen ve öğrencilerin cephelerde savaşa katılması nedeniyle, 1938 yılında Atatürk’ün izini ile değiştirilmiştir. Milli Mücadelede gösterilen gayretler nedeniyle, okula bizzat Atatürk tarafından ay yıldızlı bir sancak hediye edilmiştir. (günümüzde Müze’de sergileniyor.)

Okul, 1940 yılında bugünkü binasına taşınmıştır.

Müzede eğitime yönelik materyaller sergilenmektedir. Her yıl planlı olarak Ankara’daki ilk ve ortaöğretim öğrencileri ile üniversitelerin öğretmenlik bölümünde eğitim gören öğrenciler tarafından ziyaret edilmektedir.

Evet, Ankara MEB 75 yıl eğitim müzesi bu kadar, çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, bu müzeyi unutmuş olsa gerek, müze hakkında, müzede bulunanlar hakkında hiçbir bilgi yok, en kısa zamanda gidip bu müzeyi görmek istiyorum, ancak umarım açıktır, Ankara’da bir eğitim müzesi, ama ilgisizlik had safhada sanırım müzeye gittiğim de de bu ilgisizlik sinir bozacak.