Ankara Ekmek Müzesi

Ankara Ekmek Müzesi

Müze Yenimahalle Macunköy Anadolu Bulvarında 13 numaradadır.

Müze, Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek tarafından 2007 tarihinde kurulmuştur.

Müzenin kuruluş amacı: toprağa ekilen tohumdan, sofralara gelene kadar bir ekmeğin yapılana kadar hangi aşamalardan geçtiğini anlatmak ve bunu tarihle birleştirerek, geçmişten günümüze kadar olan süreçte, ekmek yapımında kullanılan malzemeleri sergilemektir.

Asırlık aletlere yer verilen müzede: ekmeğin serüveni, toprağın buğdaya can vermesiyle başlar. Yetişen buğdaylar öğütülür, un elde edilir.
Elde edilen unun, nasıl ekmek haline geldiği, ekmeğin yapılışı, pişirilişi, sofraya gelişi, Anadolu ezgileri ile renklendirilerek aktarılıyor.

Ziyaretçiler, günümüzde ekmek üretiminde gelinen noktayı kavrıyorlar.

Müzede

Tarla sürümü ile ilgili olarak: dızgara, karasaban, pulluk

Hasat zamanıyla ilgili olarak: düven, tırmık, sap çekme aleti, orak, anadut, yaba, dirgen, buğday küreği, tırpan, çuval, sepet, kalbur, kağnı, yağ saklama kabı, un teknesi, bakır sini, ekmek selesidir.

Günlük yaşamla ilgili olarak: Bacalı küp, bakraç ve saklama kapları, beze teknesi, buğday ve un deposu, bulgur kırma merdanesi, selektör, çift kulplu testi, çekiç demiri, örs, dibek ve tokmağı, dibek topuzu, ekmek saçı, fırın küreği, gaz lambası, hakla, hamur açma tahtası, tekli hamur açma tahtası, ekmek tekneleri, havan, kaşıklık, kile, kirman, küp, maşa ve ateş karıştırıcı, sap gerdirme halkası, sap pençesi, su matarası, süt süzeği, taş el değirmeni, yayık ve yayık yayma sopası gibi malzemelerin birer örneği sergileniyor.

Bunlar arasında: 200 yıllık olan alet bile varmış.

Evet, ilginç bir müze, ekmek hayatımızda önemli bir yer tutan besin kaynağıdır, peki nasıl yapılır, soframıza nasıl gelir, sanırım bu soruların cevaplarını özellikle öğrenciler yani çocuklar merak ediyor olabilirler ve bu müze, tüm bu soruların cevaplarını mankenler ve gerekli alet edevat ile canlı olarak gösteriyor. 

Özellikle, okul öğrencilerinin bu müzeyi ziyaret etmeleri ve uzunca uğraşlar sonucu elde edilen ekmeğin israf edilmesinin önlenmesi için bilinçlendirilmelerinin uygun olacağını düşünüyorum.

Çünkü oldukça ilginç bir konu işlenmiş, müzede ekmeğin serüveni baştan sona kadar anlatılıyor. 

Ankara Kalesi hakkındaki gezi yazım için  Kalesi

Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi

Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi

 

Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi; İstanbul yolu 12 km. de bulunuyor. Ankara İstanbul yolunu kullananlar veya bu yakınlarda yaşayan veya çalışanlar, hemen bulvarın kenarında açık alanda bulunan uçakları rahatlıkla görebilirler. Eğer gitmedi iseniz, bir gün ayırın ve bu müzeyi ziyaret edin.

Giriş ücreti: 10 TL. Öğrenci ücretsiz. Otopark var. Orijinal fotoğraf makinasının müzeye sokulması için ilave ücret ödemek gerekiyor, siz de herkes gibi cep telefonu kullanarak fotoğraf çekebilirsiniz.

Müze 18 Eylül 1998 tarihinde ziyarete açılmıştır. Açılışa, Atatürk’ün manevi kızı ilk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen katılmıştır.

Müzenin en büyük özelliği: birçok uçak ve hava araçlarının, uçak ve jet motorlarının, pilotların giydikleri uçuş giysilerinin bir arada görülmesi ve bunları tanıma ve yaklaşma imkanının olmasıdır. Bu durum özellikle çocukların ilgisini çekiyor.

Müzeye ilk girişte, sinevizyon ile müze ve uçaklar hakkında kısa bir film gösterimi yapılıyor.

Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi

Müze 2 bölümden oluşuyor

Birinci bölüm: açık alandır. Bu açık alanda, uzun yıllar Türk Hava Kuvvetlerinin envanterine girmiş olan ve kullanılan uçaklar ve helikopterlerin bazıları sergileniyor.

Ayrıca: Pakistan, Bulgaristan ve Macaristan’dan hediye edilen hava araçları da burada görülüyor.

İkinci bölüm, kapalı alandır. Bu bölümde Hezarfen Ahmet Çelebi ve Lagari Hasan Çelebi gibi tarihe mal olmuş kişilerin yapmış oldukları uçuş denemelerini anlatan maketler görülüyor.

Ayrıca: 1911 yılından itibaren Türk Hava Kuvvetlerinde kullanılan uçaklar ve diğer araçların maketleri ve resimleri sergileniyor. İlk yerli olarak imal edilen hava araçlarından Uğur ve Pezetel’in maketleri de buradadır.

Özellikle kapalı mekanda: ülkemizde üretilen ilk uçağı görebilirsiniz. Ürettiğimiz bu uçaktan günümüzde elimizde kalan son 2 uçaktan birisi budur.

Hediyelik eşya satan mağazasından: uçak maketi, saat, tişört, şapka vs satın alabilirsiniz.

Sonuç olarak mutlaka gidip görmenizi önereceğim bir müze, ilginç hava araçları, silahlar ve askeri malzemeler var, bunlar oldukça iyi düzenlenmiş, güzel bir günde ziyaret edilebilir. Özellikle okul öğrencilerin ziyaret etmesini öneririm, çünkü sergilenen objeler çocukların çok ilgisini çekiyor.

Ankara Etimesgut tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ankara tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ankara Bağlum

Ankara Bağlum

Bağlum, Ankara’nın kuzeyine düşen tepeler ardında, sulak, yeşillik bir eski Oğuz köyü idi.

Evliyalar semti olarak nitelendirilen Bağlum, 1530 yılında Anadolu vilayetinin Ankara kazasına bağlı bir köy olup Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün yayınladığı defterde, katip hatası olarak “Yavlum” diye kaydedilmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda “Bağlum” olarak değiştirilmiştir.

1175 metre rakımlı Bağlum, 1530 yılında 37 hane olup 19 hanesi Tımar’a (Osmanlı devleti zamanında ordunun büyük kısmını oluşturan sipahilere gelir olarak ayrılan arazilere “Tımar” denir. Yüksek dereceli görevli memura ayrılan araziye Zeamet, Padişahlara gelir olarak ayrılan arazilere de Has denirdi) ayrılmıştır. Bu 19 hanenin yıllık geliri 1369 akçe olarak kaydedilmiştir.

Bu kayıttan anlaşılacağı üzere, Bağlum, 1530 yılında 37 hane olarak kaydedilmiş olup çevresinde Ovacık 21 hane, Pursaklar 13 hane ve Kösrelik 17 haneden müteşekkil olduğu, ayrıca Bağlum’un hane sayısı olarak da bu 4 köy içindeki en büyüğü olduğunu söylemek mümkündür. Bağlum Beldesi, 1968 yılına kadar köy statüsünde muhtarlıkla idare edilmiştir. 1968 yılından sonra ise müstakil belde belediyesi olarak hizmet vermiş ve 2009 mahalli idare seçimlerinden sonra Keçiören Belediyesine bağlanmıştır.

Gelelim günümüze

Bağlum adının kökeni meçhuldür. TDK Büyük Türkçe Sözlük’te “Bavlum” sözcüğü için bir tanım yoktur. Bağlum sözcüğü için ise “Ankara ili, Bağlum bucağına bağlı bir yerleşim birimi” tanımı verilmektedir.

Günümüzde Bağlum, gecekondulaşmayı takiben büyük apartmanlarla betonlaşan bir yer olarak dikkat çekiyor. Soğuğu ile ünlüdür, özellikle yazın Ankara’nın hiçbir yerinde bulunamayacak kadar güzel bir havası vardır. Rakımı yüksektir.

Bağlum’un günümüzdeki diğer özelliklerinden birisi de buranın manevi bir merkez olarak görülmesidir.

Horasan erenlerinden: Yakub Evliya ve Yusuf ve Sadık Evliyaların mezarları buradadır.

Abdülhakim Arvasi Hazretleri

1943 yılında, İstanbul’da değişik camilerde vaazlar verirken tutuklanan ve İzmir’e götürülen Arvasi; yakınlarının İstanbul’a iadesi için yaptıkları müracaatlar sonucunda, İstanbul değil Ankara’ya nakledilir. Ancak kendisi Ankara’yı sevmez, vefatının ardından, yakınları İstanbul’a defin etmek için izin isterler ancak izin çıkmaz ve şehir mezarlığına değil, Bağlum’a defin edilir.