Ankara PTT Pul Müzesi

Ankara PTT Pul Müzesi

Ekim 2013 tarihinde açılan “Ptt Pul Müzesi” Ankara’nın en merkezi yerinde bulunması ile önem kazanıyor. Bu büyük bir avantajdır. Çünkü: müzeye ulaşım gerçekten çok kolay, Ulus merkezinde: Gençlik Parkı istikametinde, büyük postaneden aşağıya doğru 250-300 metre yürüdüğünüzde, hemen yol üzerinde, müzeyi görebiliyorsunuz.

MÜZE BİNASI

Müze binası: daha önce, burada kurulu bulunan ve Türkiye Cumhuriyetinin üçüncü bankası olan Emlak ve Eytam Bankasının binasının restore edilerek yenilenmesi sonucu oluşmuştur. Türk halkının inşaat yatırımlarını desteklemek ve kredi vermek üzere; Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatları ile 1926 tarihinde kurulan bu banka: Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister tarafından neo-klasik tarzda: 1933-1934 yılları arasında yapılan bu binada hizmete başlamıştır.

Ancak: daha sonra banka kapatılmış ve uzun süre kullanılmayan binası: PTT idaresi tarafından restore edilmiştir.

Müze: Ekim 2013 tarihinde hizmete açılmıştır. 5 katlıdır ve 6500 metre karelik kullanım alanı bulunmaktadır. Müzeye önem kazandıran özellik: ülke koleksiyonunda bulunan 4400 parça orijinal pul ve dünya koleksiyonunda bulunan 1500 parça orijinal pullardır.

Ziyaret saatleri: 09.00-17.00 arasındadır. Giriş ücretsizdir.

 

GİRİŞ KATI

Burada: müze binasına dedektörlü bir kapıdan giriliyor ve girerken alet sinyal verirse ( yani mutlaka sinyal veriyor, sonuçta üstünüzde herhangi bir metal bulunmama durumu yok) görevli ayrıca el dedektörü ile üzerinizi arıyor ki, bence bu biraz fazla kaçıyor. Yani: Anadolu Medeniyetleri Müzesine girerken böyle bir uygulama yok, dedektör filan yok, burada bu kadar sıkı önlem niye?

Neyse: içeriye böyle hafif bir gerginlikle giriyorsunuz.

Girdikten sonra: zemin katta bulunanları aşağıda sıralıyorum.

1. Posta tarihi.
2. Posta nazırları ve genel müdürleri odası.
3. İstiklal harbinde PTT
4. 3D Sinema
5. Günümüzde PTT
6. Kostüm sergisi.
7. Kişisel Pul, filateli nedir?
8. Pullarla Yüzyıl İnteraktif Sergisi.
9. Bir Pulun hikayesi.
10. Filateli sözlüğü.
11. Tarihten mektuplar.

Evet: bunlarla ilgili kısa bilgiler vermek istiyorum. Giriş kapısından girince hemen sağ bölümde: ilginç bir yer var, kürsü gibi bir yere giriyorsunuz, hemen yukarıda bulunan kitaplardan okumak istediklerinizi, el hareketleri ile önünüzdeki ekrana indirip, okuyabiliyorsunuz. Bence, çok anlamlı değil, burada zaman kaybetmedim.

Sonra: Bunun hemen yanında: bir görüş/öneri defteri konulmuş. Defteri inceledim, birkaç sayfasına baktım, deftere pek de işe yarar yorumlar-görüş ve öneriler yazılmamış, lütfen müzeyi ziyaret ederseniz, buraya gerçekçi ve yapıcı yorumlar yazmaya dikkat ediniz.

Aynı katta: yine sağ yandan, kenardan kenardan ilerlerseniz: bu kez “Müze Mağazası” ve Müze kafeteryası bulunan bölüme geliyorsunuz. Müze kafeteryası: güzel masa ve sandalyeler yerleştirilmiş, ama boş, öte yandan: buraya oturmayı düşündüm, ama herhangi bir servis elemanı veya neyin servis edileceğini bilmediğimden oturmadım.

Satış Mağazası derseniz: kenardaki vitrinlerde neler satıldığına dair örnekler var. Bunlar arasında: pul defterleri, büyüteçler, üzerinde müzenin amblemi bulunan porselen kupalar, tişörtler ve bazı pullar ve ilk gün zarfları ve camdan yapılan süs eşyaları olduğunu gördüm.

Bunlardan beğendiklerinizi mağazanın kasa bölümüne giderek satın alabiliyorsunuz, ama çeşit pek yoğun değil.

Yine bu katta: duvarlarda interaktif olarak: pul ve postacılığın tarihçesi ve bu tarihçede emeği geçenlerin resimleri, tarihi gelişim: yazılı olarak anlatılıyor.

Buradan çıktıktan sonra: kıyafetlerin bulunduğu bölüm var. Burada: mankenlere posta kıyafetleri giydirilmiş, hemen kenarda: tarihteki mektuplar (antik döneme kadar uzanan tarihte) dijital ortamda sergileniyor.

Hemen ötesinde: 3D Sinema salonu vardı. Ama kapısı kapalı bulunduğundan yorum yapmak mümkün değil. Yine, aynı bölümde: bir pul baskı makinesi sergileniyor ve burada bir pulun nasıl basıldığı görsel olarak belirtiliyor.

Burada: bir pul bloğu üzerindeki bir cümle ilgimi çekti “ben sadece bir kağıt değilim”
Yine aynı yerde: Posta Nazırları ve Genel Müdürlerin resimleri ve isimlerinin bulunduğu bir bölüm var, bence anlamsız.

Bu giriş katında benim en ilgimi çeken bölüm: gerek dünya üzerinde ilk pul ve gerekse Osmanlı döneminde basılan ilk pulların örneklerinin ve hikayelerinin dijital ortamda sergilendiği bölüm oldu. Dünyada ilk posta pulu: İngilizler tarafından 1840 yılında basılmış, Osmanlı dönemindeki ilk pul ise 1863 yılında basılmıştır.

İlk İngiliz pulu: Sir Lawrence Hill tarafından, 1840 yılında basılmış ve “Black Penny” ismiyle bilinmektedir. İlk Osmanlı pulu ise: 1 Ocak 1863 tarihinde Sultan Abdülaziz döneminde; Posta nazırı Agah Efendi tarafından basılmış ve tedavüle çıkarılmıştır.

Bu pullar: tuğralı pullar olarak bilinir. Gayet ince olan bu pulların kenarları da dantelsizdir. Kağıtları çok incedir ve dikkatli bakıldığında sanki pulların arkaları görülür. Taş baskılı bu pulların üzerinde tuğra bulunur.

Evet: eğer bu satırları okumasanız: müzenin bu kadar olduğunu düşünüp, kapıdan dışarı çıkabilirsiniz ki, ben buraya gelirken aslen pul-pullar görmeye geldim, fakat zemin katta: pullardan ziyade birçok saçma sapan şeyler var.

Bunları düşünürken: bir bölümde bulunan bir broşür gözüme çarpıyor, okuyorum ki, bu zemin katın üstündeki 3 katta, pulların sergilendiği yerler olduğunu öğreniyorum. Asansör arıyorum, bulamıyorum ve derken merdivenlere ulaşıyorum ve merdivenleri çıkarak üst kata ulaşıyorum.

Ancak: size önerim, müze görevlilerine asansör yerini sorun, asansör ile en üst kata çıkın ve yürüyerek aşağıya inin, gayet modern bir asansör bulunuyor. Ama, yerini sormak gerekiyor.

Ankara PTT Pul Müzesi

 

1. KAT

Bu kat: Kronolojik koleksiyonların sergilendiği yer olarak hazırlanmıştır. Burada en çok ilgimi çeken bölüm: Osmanlı döneminde basılan ilk pulların bulunması oldu.

İlk pulların ardından: tarih tarih kronolojik sıraya göre pullar yerleştirilmiş ve özellikle ilk Osmanlı pulları ilgi çekiyor. 1863 yılında basılan ilk tuğralı pullardan itibaren günümüze kadar uzanan pulların koleksiyonu sergileniyor.

Ayrıca: bu bölüm, büyükçe bir salona yerleştirilmiş ve bu salonun ardından: yine kronolojik sıraya göre, pullar oda oda yerleştirilmiş. Bir odada da: ilk gün zarfları sergileniyor.
Ancak: burada bir husus dikkatimi çekti, pulların bazılarında küçük ayrıntıların görünmesi için, pulların önüne büyüteç konulabilir.

Salondan çıkınca: oda-oda gezmek biraz sıkıntılı, yoruldum. Yani: son odalar zaten günümüze yakın tarihlere denk geldiğinden, uğramadan geçtim, çünkü sıkıldım.

 

2. KAT

Bu katta: oda oda dolaşarak: çeşitli tematik pullara ait koleksiyonları görebilirsiniz. Bu temalar 7 ana bölüme ayrılmıştır. İlginç ama oda oda gir-çık yorgunluk ve sıkıntı.

3.KAT

Burada: “Dünya Posta Birliğine” üye, 189 ülkeye ait pullar sergileniyor. Ama bunlar arasında büyük öneme ve değere sahip pul göremedim.
Yine: önce güzel dizayn edilmiş bir salon var ve daha sonra yine oda-oda, gir-çık yorgunluk.

BODRUM KATI

Bu kata inmedim, çünkü yazılanlara göre, bu katta bulunanlar ilgimi çekmedi ki, yıllardır pul konusuna meraklı bir ziyaretçi olarak benim ilgimi çekmeyen hususların, bu işe yeni başlayan veya başlamayı düşünenlerin ilgisini ne ölçüde çekeceği meçhul.

Bu bölümde: çocuk temalı pulların bulunduğu söyleniyor. Bunu anladım da, çocuk kulübü denen yerin ne işe yarayacağını, işlevini anlayamadım.

SONUÇ

Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Müze binası: yeni olması nedeniyle gayet temiz ve özellikle her katta bulunan tuvaletler gayet temiz.

Müze satış mağazası: daha ayrıntılı ve zengin olabilir, özellikle: burayı ziyaret edenlerin pul defteri ve pul koleksiyonuna başlaması için birkaç seri pul satışının yapılmasından yanayım. Dikkat: pul defteri yok değil, ancak mevcut pul defterleri: Posta İdaresinin bir zamanlar sanırım çok miktarda aldığı ve halen stoğu tüketemediği az sayfalı defterler, çok sayfalı defter alınmasından ve satışa sunulmasından yanayım. Ayrıca: satışa sunulan pul çeşitlerinin de arttırılması gerekir.

Son yıllarda: internet ortamının ortaya çıkması ile posta idaresi üzerinden yazılı haberleşme azaldı, bunun sonucunda pul ve pul koleksiyonuna olan ilgi de azaldı. Bu ilgiyi arttırmak için: bence: bu müzenin okullarda mutlaka tanıtımı yapılmalı, öğrencilerin toplu halde müzeyi gezmeleri teşvik edilmeli ve hatta: müzeyi ziyaret eden öğrenciler arasında ilgisi ve merakı olanlara: birer takım pul hediye edilmeli.

Müzenin bence en sıkıntılı yanı: giriş katının çok karışık olması, diğer 3 katlık bölümdeki pul sergilenen odaların, birbirinden bağımsız olması, oda oda gezerek pulları izlemek pek keyifli değil ve öte yandan çok yorucu ve pullar kronolojik denilmesine rağmen: sanki daha iyi yerleştirilebilir, aynı yıla ait bütün seriler tek bir camekan altında toplanabilirdi diye düşünmemek elde değil.

Çünkü: dediğim gibi, bir odadan çık, öbürüne gir, bu şekilde birçok odaya gir-çık ziyaretçi yoruluyor. Bence: her oda, belli yıllara ayrılmalı ve o yıla ait tüm seriler: tek bir odada ve bir arada sergilenmeli, şu andaki görünüm karışık, yani: 1923 yılına ait serileri görmek istediğinizde: bunların bulunduğu yerde, sanki o yıla ait tüm seriler yok gibi bir izlenim ediniyorsunuz, çünkü karışık yerleştirilmiş.

Sonuç olarak: bence, böyle bir müzenin oluşturulması özellikle turistik yönü zayıf Ankara şehri için büyük bir imkandır ve yukarıda da sözünü ettiğim gibi, öğrencilerin toplu halde burayı gezmeleri teşvik edilmelidir.

Çünkü: her ne kadar internet ortamı bir önceki döneme göre pul ve pul merakını olumsuz etkilese de; pul koleksiyonu yapmak hala büyük bir keyif olarak birçok ülkede sürdürülmektedir. Bence: gidin ve bu müzeyi ziyaret edin, tarihin derinliklerinde, pulların üzerindeki resimlere izleyerek güzel bir yolculuğa çıkacaksınız.

Ankara Kızılay Güvenpark

 

Ankara Kızılay Güvenpark

Her gün binlerce Ankaralının önünden ve içinden geçtiği bir park.

Park, Kızılay’da gezinenler için küçük bir dinlenme molası için idealdir.

Evet; burada birde anıt var. 1935 yılında, Ankara taşından yapılmış. Bugün; Ankara taşı, özellikle Gölbaşı tarafındaki taş ocaklarında işlenerek, farklı yerlerde kullanılıyor.

Evet; bu anıt, Türk ulusunun, polis ve jandarmaya bir armağanı imiş. Yapıldığındaki amaç bu.

Bu nedenle: Emniyet Anıtı olarak da anılıyor.

Sanırım; her gün yanından geçtiğimiz ve binlerce kez gördüğümüz anıtın, bu yönünü bilenimiz çok azdır.

Anıt; Avusturyalı mimar, eğitimci ve ressam Clemens Holzmeister tarafından yapılmış. Avrupa’yı Hitler rejiminin baskı ve korkusunun sardığı yıllarda, Türkiye, Nazizmin zulmünden kaçan, yaklaşık 800 Avrupalı sanatçı ve bilim adamına kapılarını açar.

Holzmeister, işte bunlardan biridir.

 

Güvenpark Anıtı:

Evet; anıt, 1935 tarihinde, Holzmeister tarafından yapılır.

Anıtın Kızılay’a bakan cephesinde: biri genç diğeri yaşlı, ama her ikisi de güçlü iki bronz heykel: Türk gençliğini ve insanını temsil ediyor.

Alttaki, Atatürk’ün:” Türk; övün, çalış, güven ” sözleri, tunç harflerle yazılmış.

Anıtın Bakanlıklara bakan cephesinde ise; iki erkek kabartması var.

Bunlar; çağdaş Türk insanını ve ulusal birliği temsil ediyor.

Anıtın kaidesinde; kurtuluş savaşını, yeni cumhuriyeti betimleyen rölyefler var.

Bugün; burası, birinci derece doğal SİT alanı olarak resmileştirilmiş.

Başkentin; 80 yaşına yaklaşan simgesel parkı ve parkla özdeşen dev anıt, gerçekten görülmeye değer.

Ama; umarım sizde, benim gibi, gerek parkın ve gerekse anıtın bakımsızlığına, kirliliğine bakıp isyan etmezsiniz.

Bu tür anıtlar, dünyanın bir çok yerinde var. Ama; bunların hiçbirinde bu tür; kirlilik yok, inanın yok. Çünkü: yerel yöneticiler değer veriyor ve bakıyorlar.

Ankara Kızılay Güvenpark 

Anıtta: son günlerde (net olarak ne zaman başladığını bilmiyorum) muhteşem güzel bir uygulama var.

Hava güzel olduğunda, mutlaka anıtın bulunduğu yerde, havuz bölümüne biraz zaman ayırın.

Havuzda; yeni kurulan bir düzen sonucu: klasik batı müziği eşliğinde, havuz fiskiyelerinin dansını, muhteşem dansını, değişik şekillerdeki akışını izleyebilirsiniz. Çok güzel, inanın harika bir görüntü yaratılmış. Müzik eşliğinde, sanki suyun dansı.

Mutlaka zaman ayırın ve izleyin. Havuzun kenarındaki oturma yerlerinde biraz mola verin ve bu görsel şöleni mutlaka izleyin. Bu görsel şöleni: düşünen ve yapanlara binlerce teşekkür.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

 

Ankara-Konya yolunda bu alışveriş merkezinin açılmasıyla birlikte trafikte büyük sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır.

Çünkü: Konya yolu istikametine giderken: Balgat bölümüne varmadan, köprünün altına girmeden, sağa dönerek buraya ulaşmak istediğinizde ( burada yol zaten bitiyor, ne ileriye, ne de sola dönebiliyorsunuz, yalnızca sağa dönüş vermişler, bu durum da, gerek bu bölgede evi olup, evlerine ulaşmak isteyenleri ve gerekse Taurus isimli bu yeni alışveriş merkezine ulaşmak isteyenleri sıkıntıya sokuyor) büyük bir araç kalabalığı ile karşılaşılıyor.

Hani derler ya “santim santim” ilerleyebiliyorsunuz ki, ben burayı ziyaret etmek istediğimde, bu araç kuyruğu bir süre sonra ilerlemez hale geldi ve park yeri bulamayacağımı düşünerek, alışveriş merkezine gelmedim, sağa döndüm, sonra tekrar sağa dönerek, Çiğdem mahallesi istikametine ilerledim ve bölgeden ayrıldım.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

Öncelikle: buranın 2011 yılında başlayan inşaatı tamamlanmış ve açılış 29 Ekim 2013 tarihinde yapılmıştır.

Peki “Taurus” ne demektir?

Bu kelime: yatırım ortağının firma isminden gelmektedir.

Söylenenlere göre: bu yatırım “Ensari Ailesi” ve Amerikalı “Tauris Investment Holding” ortaklığı tarafından, yaklaşık 200 milyon dolara mal edilmiştir.

Evet: Amerikalılar boş yere yatırım yapmazlar, büyük olasılıkla “AVM cenneti” olarak düşündüğümüz ve hatta Türkiye’de nüfus ile orantılandığında, nüfus başına en çok AVM düşen bir şehirde, böyle bir yatırıma girişmeleri anlamlı olmalı.

Bence: en büyük anlam: bu alışveriş merkezinin konumu:

Ankara’da: Konya yolu üzerinde açılan ilk alışveriş merkezi olması ilginç.

ODTÜ içinden geçip gelen yol da buraya ulaşıyor.

Son olumlu yön ise: alışveriş merkezinin yakınlarında bulunan yerleşim yerlerinden, insanların buraya yürüyerek bile gelebilecek olmaları, çok büyük bir imkan ve alışveriş merkezinin müşteri profilini ve sayısını arttıracağı kesin.

Alışveriş merkezi: 26 bin m. Karelik bir alan üzerine yapılmış, burada alışveriş merkez ile birlikte, büyük bir ofis bloğu da yükseliyor. 50 bin m. Karelik kullanılabilir alanda, 140 seçkin markanın ürünlerini satan mağaza ve dükkanlar bulunuyor. Ayrıca: yine zemin katta büyük bir markanın hiper marketi bulunuyor.

 

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

Otopark bölümü

3 kattan oluşuyormuş ve otopark sıkıntısı yaşanmayacağı söyleniyor. Gerçekten: 3 katlı otopark, renklerle (mavi, kırmızı, yeşil) ayrıştırılmış ve böylece: ziyaretçilerin araçlarını hangi kattaki parka bıraktıkları konusunda çelişki yaşamaları önlenmiş, yani aracınızı hangi renkli otopark bölümüne bıraktığınızı bellemeniz gerekli.

Ayrıca: otopark bölümünde, modern bir uygulama, boş park yerleri üstünde “yeşil” ve dolu park yerleri üstünde ise “kırmızı” minik ışıklar yanıyor, böylece, çok uzaklardan bile, boş park yeri bulmak mümkün oluyor.

Öte yandan: otopark alanından çıkış için, gerekli ve yeterli tabelalar da bulunuyor yani dakikalarca “çıkış” aramak zorunda kalmıyorsunuz.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

 

Yapının bölümleri

En büyük özelliklerden birisi: alışveriş merkezlerindeki en büyük sorun olan gürültü ve uğultunun, burada bulunmaması imiş, bunun önlenmesi için ses yalıtımı yapılmış ve gayet huzurlu bir ortamda alışveriş imkanı sunulduğu söyleniyor.

Yani: alışveriş merkezinin hemen önünden geçen ve muhteşem yoğunluğu ile dikkati çeken “Konya yolu” trafik gürültüsü buraya ulaşmıyor.

Ama: alışveriş merkezine girildiğinde, bence sesi fazlaca açılmış, batı tarzı bir müzik biraz rahatsızlık verici gibi geliyor.

Bilemiyorum, ama sanırım bu müziğin sesi biraz fazla açılmış, alışveriş merkezinde yoğun bir batı tarzı müzik etkin, müziğin tarzına sözüm yok ama sesinin biraz kısılmasının doğru olacağını düşünüyorum.

Diğer büyük bir özellik: kendinizi bambaşka bir dünyada hissetmenizi sağlayacak, zenginleştirilmiş bir ortam sağlayan 3 D teknolojisi sayesinde yaratılan ve ziyaretiniz sırasında sizi şaşırtacak sürprizlerin bulunması imiş.

Holo star uygulaması ile, bir star gibi milyonların önünde dans etmek ya da tuttuğunuz takının forması ile yemyeşil bir sahaya çıkarak çocuğunuz ile futbol maçı yapmanız mümkün olacakmış.

Hatta: önünüze birden bir akvaryum çıkacağı ve bu akvaryum içinde sizin adınızı taşıyan bir balık bulunduğunu görebilecekmişsiniz.

Evet, bunları ziyaretimden önce yazmıştım, alışveriş merkezini ziyaret ettiğimde, bunların hiçbiriyle karşılaşmadım. Bu yüzden nasıl bir şey olduğu hakkında yorum yapamayacağım.

Bodrum kat, zemin kat ve üstüne 4 katlı yapının: yangına karşı % 100 önlemler alınarak yapıldığı söyleniyor. Zaten: her katta, tavanlarda yoğun yangın söndürme tesisatlarını görebilirsiniz.

Otopark bölümünden yukarı çıkınca zemin kat bölümüne ulaşılıyor. Binaya girişte, diğer alışveriş merkezlerinde olduğu gibi: çanta-koli bırakılan yerler, altından geçilen metal dedektörleri yok.

Burada: kapılarda görevliler tarafından, ellerinde seyyar dedektörler ile, aramaya tabii tutuluyorsunuz, yani, nedenini bilmiyorum, ama girişlerdeki güvenlik kontrolleri pek yoğun değil, ziyaretçiyi bunaltmamak açısından mı böyle bir uygulama yapılıyor bilemiyorum ama güvenlik biraz gevşek gibi geldi.

Evet: zemin katta, yukarıda söylediğim gibi büyük bir hiper market var.

Danışma bölümü burada, diğer alışveriş merkezlerinde olduğu gibi, buradan “Taurus” isimli abone kartı teslim alabiliyorsunuz.

Ayrıca: yapının birçok yerinde olduğu gibi, burada da “bilgisayar ekranı” var ve burada, yapıda aradığınız herhangi bir mağazanın yerini rahatlıkla bulabiliyorsunuz.

Burada ayrıca: 3 tane panoramik asansör var ki, bunlar yukarı katlara çıkarken, kullananlara cam bölümleri nedeniyle, dışarının muhteşem bir manzarasını izleme imkanı tanıyor.

Yürüyen merdivenlere gelince: burada, bir üst kata çıkmak gayet kolay, diğer bir kısım alışveriş merkezinde olduğu gibi, yürüyen merdivenleri ayrı bölümlere yapmamışlar, aşağıya inen ve yukarı çıkan yürüyen merdivenler yan yana yapılmış ve rahatlıkla ve kısa sürede, yukarı çıkıp, aşağıya inebiliyorsunuz.

Tuvaletler gayet modern, temiz ve güzel yapılmış ve özellikle her katta tuvalet bulunması, tuvalet aramaya gerek kalmaması açısından, bu alışveriş merkezinin olumlu özelliklerinden birisi.

Bir diğer olumlu özellik ise: her katta bulunan, ziyaretçilerin dinlenme yerleri.

Diğer birçok alışveriş merkezinin aksine, burada her katta, farklı bölümlerde rahat oturma yerleri yapılmış ve yorulan ziyaretçiler, burada rahatlıkla dinlenebilirler.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

 

Katlar, birbirini takip eden katlarda: birçok mağaza bulunuyor.

Mağazalar incelendiğinde, farklı bir marka yok gibi, yani mağazalar, diğer birçok alışveriş merkezinde bulunan markalara ait mağazalar olması açısından dikkat çekiyor, yani, bir “Next Level” alışveriş merkez gibi, üst gelir gurubuna hitap edecek şekilde değil, burada normal gelir gurubuna hitap edecek mağazalar bulabilirsiniz. Yani: alışveriş yapmak mümkün.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi
Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

 

En üst kat: bence, bu alışveriş merkezinin en büyük özelliği. 4’ncü kat: tamamen fast-food restoranları ve sinema bölümünden oluşuyor.

Fast-food restoranları bildik-tanıdık markalar, yani diğer pek çok alışveriş merkezinde benzerleri bulunan markalar.

Bu katta: en son teknolojinin uygulandığı bir sinema salonu da var, içine girince izlenimlerimizi sizinle paylaşırız, ama girişi gerçekten muhteşem.

Bu katta: kalın sütunlar, tavandaki renkli ışık hüzmeleri dikkat çekiyor.

Ayrıca: oturma yerleri de ilginç, piknik masası şeklinde düzenlenmiş ve masaların bulunduğu bölümdeki sandalyeler ise, renk renk boyanmış ve katta güzel bir görüntü oluşturulmuş.

Ankara Taurus Alışveriş Merkezi

 

Ama, işte daha büyük güzellik: bu katın terasında yaratılmış.

Bu terasa çıktığınızda, muhteşem bir Ankara manzarası sizi bekliyor.

İnanın sigara içenler için ayrıldığı söylenen bu terasa çıkmak, burada birkaç saat oturup, muhteşem Ankara manzarasını izlemek büyük keyif.

Ben şahsen bir daha bu alışveriş merkezine gitmeyi  düşünürsem, alışveriş yapmaktan öte, bu teras katında birkaç saat oturup, Ankara manzarasını izlemek için giderim.

Çünkü sonuçta burada satılan mallar ve objeler, diğer birçok alışveriş merkezinde bulunuyor ama inanın bu teras katının tadı bir başka ve mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

Evet: geniş, ferah ve aydınlık bir ortam, ziyaretçiyi rahatsız etmeyen bir ortam (müzik sesi kısılmalı), alışveriş yapmasanız bile, burayı ziyaret ederseniz, bence mutlaka teras için zaman ayırın, muhteşem bir manzara var.