Ankara Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi

Ankara Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi

 

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Cebeci Yerleşkesi içinde iken (1990-2015 yılları arasında) müze, 2016 yılında Ankara Üniversitesi Tandoğan Kampüsündeki yeni binasına taşındı.

Müze: cumartesi, Pazar, pazartesi günleri ve tüm resmi tatillerde kapalıdır. Diğer günlerde saat: 08.30-17.30 saatleri arasında müze gezilebiliyor. Müze giriş ücretlidir. Müze kart geçerli değildir. Müzeyi gezmek isterseniz, randevu almak zorundasınız. Randevu için telefon numarası: 03122159001-3236 veya 3245

Müze 23 Nisan 1990 tarihinde Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olarak Prof. Dr. Bekir Onur tarafından ziyarete açılmıştır.

Müzenin amacı: Türkiye’de hızlı değişim süreci içinde kaybolma tehdidi altındaki oyuncakları korumaktır.

Müzeye bağış yapılan oyuncaklar, bağışçısının ismiyle sergileniyor.

Müze kurulduğunda: 1990-2015 yılları arasında koleksiyonu oyuncakların yapıldığı malzeme türüne göre sınıflandırarak sergilemiştir. Müze yeni binasına taşındıktan sonra (Ekim 2015 sonrasında) sergi tasarımı tamamlanmış ve temalar değiştirilmiştir.

Yeni temalar: okul kültürü, ulaşım, geleneksel oyunlar ve oyuncaklar, bebekler, hayvanlar, bebek evi, minyatür ev eşyaları, trenler, yapı ve inşaat, eğlence, müzik, Jülyet Altın Teneke Oyuncak koleksiyonu ve matchobx oyuncak arabalar koleksiyonu adı altında müzedeki yerini almıştır.

Müzenin ilk sergisi, 19 Eylül-2 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’da bir alışveriş merkezinde açılmış olan “İçimizdeki çocuk ortaya çıkıyor” adlı sergidir. Sergide, müze koleksiyonundan 1970-2000 yılları arasına tarihlenen 100’e yakın oyuncak yer almıştır.

Müzenin geçici sergi çalışmaları için, Altındağ Belediyesi ile işbirliği yapılmıştır. Altınköy’de bir Köy Oyuncakları Müzesi kurulmuştur. Köy oyuncakları müzesine, bu müzeden 178 oyuncak gönderilmiştir.

Müzede, yerli ve yabancı envantere kayıtlı 2800 oyuncak vardır. Bunların sadece 780 tanesi sergileniyor diğerleri depoda tutuluyor. İki senede bir müze sergilemeleri değiştirilecekmiş.

Yeni müzede: müzenin her odasında ayrı bir tema var ve ona göre dekore edilmiştir. Bir odaya giriyorsunuz, her taraf kovboy oyuncaklarıyla dolu ve bir taraftan da kovboy şarkıları dinliyorsunuz.

Başka bir odada trenler var ve bu oda tıpkı tren kompartımanı gibi döşenmiş. Uzayla ilgili oyuncakların olduğu odada, kendinizi uzay mekiğinde hissediyorsunuz.

Nazilerin 2’nci Dünya Savaşı sırasında kendi propagandasını yapmak amacıyla ürettiği oyuncaklarla dolu olan odaya girdiğinizde kulağınıza gelen hüzünlü müzikle birlikte, atmosfer değişiyor.

Hitler, ilk önce bu oyuncaklarla çocukların düşlerini işgal etmiştir. Oyuncak askerlerle oynayan çocuklar, 2’nci Dünya Savaşında bu oyuncakların yerine geçmiştir.

Evet, müzede: tahta arabalardan bez bebeklere, teneke otobüslerden plastik bebeklere, uçurtmalardan pelüş hayvanlara, metal tencerelerden dikiş makinalarına, topaçlardan müzik kutularına kadar birçok obje sergileniyor.

Müzenin en eski parçaları, yabancı oyuncaklar bölümünde toplanmıştır. (1890 tarihli oyuncak keman, bu keman müzenin en eski oyuncağıdır) Türk oyuncaklarından en eski olanı ise, 1932 yılı yapımıdır.

Oyuncak müzesi şehir merkezinde, ulaşım rahat, bugüne kadar ziyaretçi profili incelendiğinde müzenin en fazla 4-6 yaş arası çocuklar tarafından gezildiği tespit edilmiştir. Ancak, çocuklar yanında, müze büyükler için de ilginç gelmektedir, çünkü herkesin geçmiş hayatında mutlaka oyuncakları olmuştur ve müzede, bu oyuncakları görmek mümkündür, zaten ziyaretçiler, stantları gezerken, gördükleri oyuncaklarla kendi geçmişlerine de gitmektedirler.

Sonuç olarak, güzel bir müze, bence mutlaka zaman ayırın gidin, çocuklarınızı götürün, hatta öğretmenler ve yöneticiler, okullarda öğrencileri götürsünler, mutlaka güzel bir gün geçirilecektir.

Ankara MKE Kurumu Sanayi ve Ticaret Müzesi

Ankara MKE Kurumu Sanayi ve Ticaret Müzesi

Tandoğan meydanında, MKE Genel Müdürlüğü yerleşkesi içindedir.

Müze: 22 Mayıs 2013 tarihinde kurulmuştur.

Müze: Pazar hariç her gün saat: 09.00-17.00 arasında açıktır. Giriş ücreti yoktur.

Müzenin kurulmasının amacı: gelecek nesillerin, daha bilgili ve donanımlı olarak, geçmişle geleceği mukayese yapabilmelerinin sağlanmasıdır.

Müze koleksiyonunda 1278 obje vardır. Bunlar: Osmanlı, İmalat-ı Harbiye, Kurtuluş Savaşı, Askeri Fabrikalar dönemi ve Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu döneminde savaşlarda kullanılan işlevini yitirmiş silah, araç ve gereçler, üretim tezgahları, iletişim araçları vs sergilenmektedir.

Müze Binası

Müze binası, 19’ncu yüzyıl sonunda, II. Abdülhamit döneminde, batılılaşma hareketleri kapsamında yapılmıştır.

Kurtuluş savaşının ilk dönemlerinde cephane ve malzeme temininde, imalat-ı Harbiye fabrikalarının büyük çoğunluğu işgal altındaki İstanbul’da olduğundan, büyük güçlükler yaşanmış, askeri malzemeler İstanbul’dan kaçırılarak Anadolu’ya getirilmiş ve o zaman süvari kışlası olarak kullanılan bu bina ve çevresi atölye haline getirilerek ordunun ihtiyacı olan silah, mühimmat, harp araç ve gereçleri karşılanmıştır.

Müze binası, 20 Kasım 1922 yılında lokomotif bacasından çıkan bir kıvılcımla tamamen yanmıştır.

Yangın, Ankara’nın her yanından görülür. Gazi Mustafa Kemal Paşa da yangın yerine gelerek “hepinize geçmiş olsun, bunun daha iyisinden yüzlerce yapacağız” der.

Kısa bir süre içinde binanın inşaatı tamamlanır. Açılışa Gazi Mustafa Kemal Paşa’da davet edilir.

Eşi Latife Hanımla tesisleri gezer, emeği geçenlere teşekkür eder ve “Türk Öğün, çalış, güven” veciz sözlerini burada söyler.

Kurtuluş savaşını takiben bu bina ve çevresi, günümüze kadar ülkemiz sanayisinde birçok ilklere hizmet etmiştir.

Teknoloji Müzesi

İstanbul’un fethini takiben, Topçu Ocağı bünyesinde İstanbul’da Tophane-Amire’de kurulan entegre savunma sanayii tesisleriyle Türkiye’de sanayinin de temelleri atılmıştır.

1832 yılında Tophane Müşirliği, 1908 yılında İmalat-ı Harbiye Umum Müdürlüğü ve Kurtuluş Savaşını takiben Ankara’da 1923 yılında Askeri Fabrikalar Umum Müdürlüğü ve 1950 yılında da, Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ile savunma sanayiinde gelinen yolda Kurumun kuruluşu ile birlikte sivil sanayiinde gelişmesinin temelleri atılmış ve bugünlere gelinmiştir.

Kurum Türk sanayinde ilkleri gerçekleştirmiş, yetiştirdiği insan gücüyle sanayide bir ekol olmuştur.

Ankara MKE Kurumu Sanayi ve Ticaret Müzesi: Kurtuluş savaşı boyunca, ordunun cephane ve malzeme ihtiyacı buradan karşılanmıştır. Uzun bir geçmişi olan, birçok muharebe geçirmiş bu nedenle köhneleşmiş 7.65 mm çaplı Mauser tüfeklerinin 7.9 çapına geçirilmesi işlemleri de burada yapılmıştır.

 

Kurumun 600 yıllık tarihinde yaşanan bu süreç, MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi’nin ana temasını oluşturmuş ve Türkiye Sanayine yön veren bilgi ve teknoloji, Tophane-i Amire’den bu yana müzede sergilenmeye çalışılmıştır.

Müze, 22 Mayıs 2013 tarihinde açılmıştır. 4500 metre kare kapalı ve 10 bin metre kare açık alanda olmak üzere, sanayi tarihinin yansıtılması, sanayideki sürecin izlenmesi, sanayi kültürünün oluşması ve gelişmesi çerçevesinde alınan yolu günümüze taşıyarak önemli bir görevi üstlenmiştir.

Gazi kovan

 

İstiklal Harbinde, 1.5 yıl içerisinde 8 kez doldurulan, 9 farklı cephede kullanılan ve kullanım sonrası tekrar atölyeye gelen gazi kovan, Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan 101 pare atışın en son atışı şerefini taşıyarak, Kurtuluş Savaşının destanı olmuştur.

Koleksiyon

1-Silah ve Mühimmat.

2-Üretim araçları,

3-Sivil üretimler,

4-Günlük yaşam,

5-Belgeler ve fotoğraflar.

Ankara Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Evi hakkındaki yazım için Atatürk Orman Çiftliği Atatürk Evi

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi: Müze Gazi Üniversitesi Rektörlük binası zemin kattadır. Müze, Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesiyle birleştirilerek aynı yere alınmıştır.

Giriş ücretsizdir, Pazar hariç her gün saat: 10.00-17.00 arasında ziyarete açıktır.

1979 yılında “İsmail Hakkı Tonguç Müzesi” adıyla Gazi Üniversitesi Rektörlük binasında, 750 metre kare alana kurulmuştur. Ankara’nın ilk sanat müzesi olma özelliğindedir. Hakkı Tonguç önemli bir isim, kendisi o yıllarda Köy Enstitülerinin mimarıdır.

İlk yıllarında envanterinde birkaç eser bulunan müze, 1990 yılında Prof Dr Yüksel Bingöl tarafından, yeniden yapılandırılmış ve Gazi Üniversitesi Resim Heykel Müzesi adını almıştır.

 

Ankara Gazi Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi;

Geçmişi 1930’lu yıllara dayanır. Bu yıllarda, Malik Aksel, enstitüde çatı katında çok değerli eşya, belgeler ve resimler bulur. O dönemde enstitü müdürü Hakkı Tonguç’tur. Tonguç: 1934 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Müdür Vekili olunca binanın geniş ve güzel üst kat koridorlarında, bir resim galerisi oluşturmayı düşünür ve burada sürekli bir sergi salonu oluşturmayı düşünür.

Ardından, Enstitünün üst koridorunda, çatı katında bulunan resimler ile, Ankara’nın ilk sanat müzesini açar.

O yıllarda bu resimler, Atatürk’ün emriyle, İstanbul Dolmabahçe Sarayına gönderilir ve Sarayda Veliaht Dairesine yerleştirilir. Bu resimler İstanbul Resim ve Heykel Müzesinin çekirdeğini oluşturur ve Müze Mimar Sinan Üniversitesine bağlanır.

Daha sonra, Gazi Üniversitesinde bulunan yağlı boya ve sulu boya tablolar, fotoğraf makinaları, eski fotoğraflar ve grafik eserler bir araya getirilerek üniversite bünyesinde “Tonguç Müzesi” açılır.

1989-1990 yılları arasında, müze Üniversite bünyesinde yeniden yapılandırılarak Rektörlük binasının bodrum katında bulunan depolardan birkaç onarılıp oraya taşınır. Çeşitli etkinlikler düzenlenerek, bağış yöntemiyle eserler toplanır, müze koleksiyonu güçlendirilir ve 2 Mart 2007 tarihinde, Gazi Üniversitesinin kuruluşunun 80’nci yıldönümü kutlamaları sırasında, müze yeniden açılır.

Müzenin koleksiyonunda, Türk Plastik sanatlarında önemli yeri olan Halil Paşa, Baltalı Ahmet Bedri ve Arif Kaptan’ın da aralarında bulunduğu sanatçılar ile, Cumhuriyet dönemi sanatçılarından Ayetullah Sümer, Namık İsmail, Feyhaman Duran, Sururi Taylan gibi sanatçıların da aralarında bulunduğu sanatçılara ait 281 adet eser vardır.

Müzenin kurucu Müdürü Azimet Karaman’a ait bir heykel de sergileniyor. Azimet Karaman: 1988 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Cam Ana sanat dalı mezunudur. Yurt içinde 7 kişisel sergi açan sanatçı, 100 üzerinde karma ve gurup sergilerine katılmıştır.

Gazi Üniversitesinde hocaların hocası olan heykeltıraş Metin Yurdanur’un 4 eseri sergileniyor. Metin Yurdanur; burada emeği geçen hocaların hepsinin bir vefa örneği olarak büstlerini yaparak müzeye bağışlamıştır. Metin Yurdanur’un bir diğer eserinin ismi “Yer silen Kibele”.

Evet, Kibele bir zamanlar bu topraklarda yaşayan ana tanrıçadır. Bu tanrıça: analığı, hayatı, dişiliği, üremeyi simgeler ve bu heykelde önce “Bir Tanrıça yer siler mi?” diye bir soru ortaya atılıyor, cevabında ise “Kadınlarımız birer Tanrıça ama biz onlara neleri reva görüyoruz” şeklinde bir cevabı, bu eseriyle oluşturuyor.

Müze: resim, baskı resim ve heykel-seramik olmak üzere üç ana koleksiyondan oluşmaktadır.

Mimar Kemalettin için, ayrı bir bölüm açılmıştır. Ancak öğrendiğime göre, Mimar Kemalettin bölümü ilk açıldığı döneme göre şimdi oldukça küçülmüş, çünkü müzeler birleşince bazı objeler için sergileme alanı yetersiz kalmış, Mimar Kemalettin’in depolara kaldırılan özel eşyaları ailesi tarafından teslim alınmış, diğer bazı eşyaları ise Mimarlar ve Mühendisler Odasına teslim edilmiştir.

Güzel bir müze, özellikle resim ve heykel sanatı meraklılarının bu müzeyi ziyaret etmelerini öneririm.