Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi

Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi

Müze, Çankaya Oran semtinde, TRT Genel müdürlüğü içindedir. Resmi tatiller dışında hafta içi saat: 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. (ziyaret için randevu almak gerekiyor. 03124632838) Giriş ücretsizdir.

Müze, ilk olarak 1981 yılında eski radyo malzemelerinin toplanarak sergilendiği bir müze olarak “TRT Radyo Müzesi” adıyla açılmıştır.

Müze: 1994 yılında Ankara ve İstanbul’daki radyo-televizyon stüdyolarından getirilen kullanım dışı malzemelerin yerleştirilmesiyle, “TRT Müzesi” adıyla, Oran sitesindeki yeni yerinde açılmıştır. 28 Kasım 1994 tarihinde Kültür Bakanlığının yazısı ile özel müze kapsamına girmiştir.

Ankara TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi; 

TRT Müzesi, yayıncılığın sadece izlenip seyredilmediği, aynı zamanda dokunulabilen, uygulanabilen bir alandır.

Müze içinde hazırlanan çeşitli stüdyolar, görsel ve işitsel yayıncılığın öncesini ve geçirdiği süreçleri uygulamalı olarak görmenizi sağlar. Transistörlü radyolardan siyah beyaz ekranlara ve günümüzde 3D yayınlara uzanan yayıncılık teknolojisinin geldiği son noktayı resmeden bir sergilemenin yanı sıra, bu sürece tanıklık eden işitsel ve görsel arşivin de sunulduğu müze, yayıncılığın öncesini ve geçirdiği süreçleri uygulamalı olarak göstermeyi amaçlar.

Müzede TRT dizi ve filmlerinde kullanılan 50 binin üzerinde kostümden 500 e yakını sergileniyor.

Ömer Seyfettin Hikayeleri, Aşk-ı Memnu, Çalı kuşu, Kurtuluş, Abdülhamit Düşerken isimli dizi ve filmlerde kullanılan kostümler de sergileniyor. Ayrıca müzenin alt katında Atatürk ün kullandığı araçların birebir kopyası da yer almaktadır.

Müze gezisi: girişteki sergide, iletişim dünyasının ilkleri ve Atatürk’ün 10’ncu yıl Nutkunu okurken kullandığı mikrofon görülüyor. Zaten müzenin en değerli parçaları: 1933 yılında, Atatürk’ün 10’ncu Yıl Nutkunu okuduğu törende kullandığı mikrofon ve orijinal ses kaydıdır.

Atatürk köşesinde: Atatürk’e ait özel fotoğraf koleksiyonu ve Atatürk ile ilgili program örnekleri bulunuyor. Daha sonra, tek kanallı günlerden bugüne kadar “Logolar” görülüyor.

Ardından “Radyo stüdyosuna” konuk olunuyor. Bu stüdyoda, aralarında 1935’li yıllara ait cihazların bulunduğu mekanda yaklaşık 30 obje sergileniyor.

Drama stüdyosu: efektleri ve radyo oyunları ile ziyaretçileri bekliyor. Ses efektlerinden duyacaklarınız: kapı gıcırtısı, toprak, beton, çakıl zeminde oluşturulan yürüme efektleri, zil sesleri, kar efektleri ve benzeridir.

Televizyon sergi salonunda, televizyonculuk tarihinin ilkleri var. Çocuklara ayrılan bölümde: 23 Nisan hatıraları ve pek çok anı, çocukluk günlerini hatırlatıyor. Daha sonra “Eurovizyon/müzik eğlence bölümü” var. “Vericiler köşesi” televizyon ve radyo yayınlarının evimize nasıl ulaştığını gösteriyor.

Televizyon stüdyosunda ister yönetmen koltuğuna oturun, ister haber programı sunuculuğu yapın. Fotoğraf ve canlandırma salonunda, çizgi filmlerin nasıl yapıldığı anlatılıyor.

Sanal Stüdyoda: Keloğlan’ın Bilgecen dedesiyle taşınmak mümkün. İzleme/Eğitim Salonu’nda: iletişim dünyasının kısa filmlerle tanışılıyor. Geçmişe bir yolculuk yapılıyor. SD/HD/3D yayıncılıktaki son gelişmeler gösteriliyor.

Serginin yine en dikkat çekici unsurlarından biri: 31 Ocak 1968 tarihinde, ilk televizyon yayınının animasyonunun gösteriliyor olması.

Orijinal kamera ve mikrofonun kullanıldığı, iki boyutlu hologram uygulamasında, ilk televizyon haberleri sunucusu Zafer Cilasun yer alıyor.

Müzede: Türkiye’de ilk radyonun kurucuları olan Rüştü Üzel, Sedat Nuri İleri ve Hayrettin Hayreden hakkında bilgiler veriliyor.

Titanik gemisinde radyo sinyalleriyle yardım istenildiği belirtilip radyonun zamanında etkili bir iletişim aracı olduğu vurgulanıyor.

İlk radyo anonsunun, 1927 yılında İstanbul Sirkeci Postanesinden yapıldığını ancak kayıt imkanı olmadığı için 1940 yılında aynı anonsun tekrar yapılarak kayıt altına alındığı belirtiliyor. Bu ilk anonsu dinletiyorlar.

Müzenin alt katında

TRT’nin yaklaşık 50 bin parçadan oluşan, zengin kostüm ve aksesuar gardrobu, kullanılan dizi ve filmlerle birlikte sergileniyor.

Cumhuriyet tarihindeki iki önemli prodüksiyon “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” filmlerinin kamera arkası gösteriliyor.

Yine alt katta: Atatürk’ün kullandığı eşyaların ve arabaların bir kopyalarının da bulunduğu bölüm var.

Satış bölümünde; yayıncılık tarihinden hatıralar, TRT’nin zengin DVD koleksiyonu ziyaretçileri bekliyor.

Müzenin ikinci bölümünde; dinlenme köşesi var. Burada kısa bir mola verebilirsiniz.

Evet, son olarak “Anı defterine” birkaç satır not yazmanız önerilir.

Son bir not: TRT Yayıncılık Müzesinde bulunan bazı objeler, tren vagonuna yüklenerek ülkemizin çeşitli yerlerine gidiyor ve halkın ziyaretine açılıyor.

Ankara Kalesi hakkındaki gezi yazım için  Kalesi

 

Ankara Hacettepe Sanat Müzesi

Ankara Hacettepe Sanat Müzesi

Müze, Sıhhiye Hacettepe Kampüsü içinde İdari bir binanın zemin katında konuşlanmış müze, mimari olarak sonradan müze işlevi verilmiş bir binada faaliyetini sürdürmektedir.

Müze, 4 Ekim 2005 tarihinde Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı bir üniversite müzesi olarak kurulmuştur.

Hacettepe Üniversitesinin ilgili bölüm ve anabilim dalları ile işbirliği yaparak çağdaş ve güncel sanatın seçkin örneklerinin sergilendiği, tanıtıldığı, kültürel ve güncel sanat etkinlikleri düzenlemeyi amaçlayan müze, en önem verdiği faaliyet alanı “Güncel ve çağdaş sanat hareketlerini takip etmek, etkinliklerini bu doğrultuda düzenlemek, müze koleksiyonlarında yer alan eserleri çağdaş müzecilik koşulları altında ve kronolojik bir düzen içinde sergilemek, toplumda estetik, kültür ve sanat bilincini yaygınlaştırmak, yeni kuşaklara sanat eğilimlerini görsel olarak beslemek ve sanat yeteneklerini teşvik etmek olarak belirlenmiştir.

2016 yılında Hacettepe Sanat Müzesi, koleksiyonunu zenginleştirmek için çeşitli sanatçılardan resim, heykel, video, fotoğraf, seramik ve grafik sanatları eserleri başta olmak üzere bağış yolu ile yaklaşık 80’e yakın eser toplamıştır. Yine Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde görev yapan çeşitli öğretim elemanları da bazı eserlerini müzeye bağışlamışlar ve koleksiyonun büyümesine katkı sağlamışlardır.

Yine bu sanatçılardan, ülkemizin Plastik Sanatlarının önde gelen ismi Burhan Doğançay’ın eşi Angela Doğançay tarafından, bu müzeye 8 eser bağışlanmış ve sanatçının müzedeki eserlerinin toplam sayısı 48’e yükselmiştir.

Bugün, müzenin koleksiyonunda 500 yapıt bulunmaktadır. Bu koleksiyon ülkemizde, kurumsal düzeyde en önemli sanat koleksiyonlarından birisidir.

Müzeyi ziyaret ederseniz, özellikle Neşet Günal isimli sanatçının “Bağbozumu” isimli tablosunu inceleyin, çünkü bu tablonun benzeri hemen yakınlardaki Ankara Resim ve Heykel Müzesinde de sergileniyor, bunlardan birisi sahtemi, hangisi sahte veya sanatçı bu resmin aynısını iki kere mi yaptı? Bu soruların cevapları yok.

Ankara Feza Gürsey Bilim Merkezi

Ankara Feza Gürsey Bilim Merkezi

Müze, Altındağ, İrfan Baştuğ caddesi, 154 numaradadır. Yani, Altınpark içindedir. (Telefon numarası: 03123179919) Ankara Büyükşehir Belediyesi ANFA (Ankara Altınpark İşletmeleri Ltd. Şirketi) tarafından işletiliyor. Her gün saat: 09.00-18.00 arasında ziyarete açıktır. Bireysel ziyaretlerde süre sınırı yok, toplu ziyaretler için ise, önceden randevu alınması gerekiyor.)

Öğrencilerin eğlenceli bir ortamda, bilimin temel prensiplerini öğrenmesi için kurulmuş bir tesistir. Türkiye’nin 3 bilim merkezinden birisidir. Diğer bilim merkezleri: İstanbul Şişli Belediyesi Bilim Merkezi ve İTÜ Bilim Merkezidir.)

Adını, Uluslararası bilim camiasınca tanınan, çeşitli uluslararası ödüller almış ünlü bilim adamlarımızdan olan Feza Gürsey’den alan ve Türkiye’nin ilk bilim merkezi olan Feza Gürsey Bilim Merkezi, Ankara Büyükşehir Belediyesinin eğitime katkı hedefleri doğrultusunda, 23 Nisan 1993 tarihinde kurulmuştur.

Böyle bir bilim merkezi kurma fikrinin temelinde: Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, o tarihlerde Kanada ziyaretinde dünyanın en büyük bilim merkezi olan “Ontorio Science Centre” (OSC) gezisi vardır. Bu bilim merkezi de zaten OSC isimli şirket tarafından kurulmuştur. Denet setleri, OSC şirketinden satın alınmıştır. Deney ve sergi birimlerinin seçimi ise, ODTÜ öğretim üyelerinden oluşan bir komisyon tarafından Türkiye’deki ders programları değerlendirilerek yapılmıştır.

Burası 1995 yılında Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından ilköğretim ve Lise öğrencilerine tavsiye edilmiştir.

Bilim merkezinin ismi neden Feza Gürsey’dir? Aslında buranın ismi “Ankara Bilim Merkezi” olacak iken, Feza Gürsey’in 13 Nisan 1992 tarihinde ölümü üzerine, ismi buraya verilmiştir.

Feza Gürsel kimdir, biraz daha incelemek ve bilgi sahibi olmak gerek. Türkiye’nin Sorbonne Üniversitesi doktoralı ilk kadın kimyacısı Remziye Hisar’ın oğludur, annesi aynı zamanda ülkemizde Darülfünun fen okuyan ilk kız öğrencidir. Babası tıp doktoru, fizikçi ve öğretmen Reşit Süreyya’dır.

Feza Gürsey: 1921 yılında doğmuştur.  

Kendisi Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi fizikçilerdendir. Nobel Fizik ödülüne aday olmuştur, alamamıştır. Ancak “Albert Einstein ödülü” nü alan 8 kişiden biridir.

Teorik fizik alanına yaptığı katkılar nedeniyle, uluslararası camiada ülkemizi gururlandırmıştır. Yine, yüksek enerji fiziği ve parçacık fiziği konularında iki kitap yayınlamıştır.

Ölüm tarihi: 1992 yılıdır.

Merkezin hemen kapısında bir heykel göreceksiniz.
Bu heykele “Küçük adam” heykeli deniliyor. Bu heykel, vücudunuzun beyin olarak görünüşünü temsil etmektedir. Her bir parça, kendisinin duyu ve hareket görevlerini kontrol eden beyin bölgesinin hacmi ile orantılı büyüklükte yapılmıştır.

 

Neden dil, parmaklar ve yüz çok büyüktür?

Çünkü bunların görevler için karşılaştırmalı olarak beyinde daha büyük bir kısmı ayrılmıştır. Bu parçaların çok fazla sayıda duyu alıcıları, sinirler ve kasları vardır. Bunlar çok duyarlıdırlar ve hassas olarak kontrollü hareket yapabilirler. Kıyasladığınızda bacaklar, gövde ve kulaklar küçüktür. Bunların daha az duyu alıcıları ve kasları vardır. Bu parçalar beynin daha küçük bir hacmi tarafından kontrol edilirler (kulaklarınızı oynatabilseniz bile.)

Merkezin içinde yer alan 48 parçalık deney seti ile her yaştan ve her meslekten kişilere, meraklılara ve araştırmacılara sunulan bilim merkezi, yeni sergi tasarımları ile her geçen gün gelişmekte, ziyaretçilerini “Bilim Merkezi” kavramının sunduğu o muhteşem dünya ile karşılamaktadır.

Burada çocuklarının yoğun ilgisini çeken başlıca deney bölümleri: tesla kafası, gauss eğrisi ve olasılık, karadelik, sıcak hava balonu, periyodik tablo, faucault sarkacı gibi bölümlerdir. Ayrıca: durgun elektrik, sıvı azot gösterileri, Dinozor dünyası sergisi, hareketli dinozor modellerinin yer aldığı 7D sinema uygulaması da ilgi çekiyor.

Bu deney ve araştırma çalışmaları, bilim merkezine yaklaşık 30 konuda gerçekleştirilen Bilim Atölyelerinde yapılıyor. Çocuklar, bu atölyelerde, görerek, dokunarak ve hissederek öğrenebiliyorlar, keyifli bir öğrenme ortamı sunuluyor. Bilim Atölyelerinin bazıları ücretlidir.  

Bilim atölyelerinin temaları şunlardır:

1-Su atölyesi,

2-Süt atölyesi,

3-Hava atölyesi,

4-Karbondioksit atölyesi,

5-Böcek atölyesi.

6-Mozaik atölyesi,

7-Solunum atölyesi,

8-Robotik el modeli,

9-Roket atölyesi,

10-Zoetrope atölyesi,

11-Fosil kazısı atölyesi,

12-Ses atölyesi,

13-Mikro dünya atölyesi,

14-Diş atölyesi,

15-Ay tutulması atölyesi,

16-Filografi atölyesi,

17-Su roketi atölyesi,

18-Hidrolik kepçe atölyesi,

19-Ateş roketi atölyesi,

20-İlk motorum atölyesi,

21-İlk robotum atölyesi,

22-DNA izolasyonu atölyesi

23-Galileo teleskobu atölyesi,

24-Solu-Sindir-Boşalt atölyesi,

25-Hadi Fosil yapalım atölyesi

26-Güneş sistemi atölyesi,

27-Çivi atölyesi

28-Minikler deney yapıyor atölyesi

Bu atölyeler, merkezde görevli uzman hocalar nezaretinde geziliyor.

Elektrik deneyi

Burası çocukların çok ilgisini çekiyor. Durgun elektrikle ilgili olarak yapılan deneyde, deneye katılan çocukların havaya kalkan ve uçuşan saçları, seyredenleri oldukça güldürüp eğlendiriyor.

Fısıldayan tabaklar

Bu deney çocukların yoğun ilgisini çekiyor. Tabakların odak noktalarında oluşturulan ses dalgalarının tümü, birbirine paralel gidecek şekilde yansımaktadır. Diğer tabağa ulaşan ses dalgaları kulağın duyamayacağı kadar zayıftır. Tabakların parabolik yapısından dolayı, bütün sesler odak noktasına yönelir ve ses kulağın duyabileceği kadar kuvvetlenir. Günlük hayatta: elektrik sobalarında parabolik yansıtıcılar kullanılmaktadır.

Arkeoloji Atölyesi:

Burada: arkeoloji kazı alanı canlandırılıyor. Göbeklitepe, Alacahöyük, kral mezarları, antik tapınaklar ve tiyatro kalıntıları görülmekte ve ziyaretçilerle birlikte kazı yapılmaktadır. Kazı nasıl yapılır, neler bulunur, bulununca ne olur sorularının cevapları verilmektedir. Buranın amacı, çocuklarda müze bilinci oluşturmaktır.

Teleskop gözlem evi

Burada 30 cm çapında özel teleskop bulunuyor. Gündüzleri güneşi ve geceleri ise ay izlenebiliyor. Bazen: Jüpiter, Satürn ve bazı yıldızlarda gözlenebiliyor.

Çömlek atölyesi

Çocuklara kilin nasıl şekillendirildiği anlatılıyor. Burada çocuklar çeşitli çalışmalar yapıyorlar ve kendi yaptıkları ürünleri, anı olarak evlerine götürebiliyorlar.

Son bir not: Evet, buraya sadece çocuklar değil, büyükler de gidebiliyor ve ilgi görüyor. Özellikle, öğrenciler, velileriyle birlikte burayı ziyaret ettiklerinde, inanın büyükler de burada gayet güzel zaman geçiriyorlar. Ayrıca: doğum gününü arkadaşları ile deney yaparak geçirmek isteyen çocuklar için, burada doğum günü programları düzenlenebiliyor.

Ben: kesinlikle ziyaret etmenizi, özellikle okul yöneticilerinin öğrencileri kesinlikle buraya götürmelerini öneririm, oldukça ilginç, orijinal ve güzel zaman geçirilen, öğrenilen bir yer. Tek sorun, bazı deney aletlerinin arızalı olmasıdır. Yine, bir sıkıntı, merkezin web sitesi çalışmıyor, bir Bilim Merkezinde, web sitesinin çalışmaması hoş olmamış, lütfen ilgililer bunu da en kısa zamanda düzenlemelidirler.