Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega: Denize kıyısı olmayan Ankara şehrinde, bu ölçüde kocaman bir akvaryum gerçekten iyi düşünülmüş.
Burada: okyanus hayatını ve ülkemiz sularında bulunmayan birçok balığın örneğini ve deniz canlısını görmeniz mümkün. Evet: Ankaralılar ve Ankara dışından gelip, şehri gezmek isteyenler için, burayı mutlaka ziyaret etmelerini öneririm.
Sanırım: Ankara içinde bulunan okullar da, öğrencilerini zaman zaman buraya götürüp, bu muhteşem akvaryumu öğrencilerin görmeleri sağlanacaktır.
ULAŞIM
Akvaryum: Ankara Mamak semtindedir. Bir ucu “Konya yolu” ve diğer ucu “Samsun yolu” üzerinde bulunan ve Çankaya’dan geçerek ilerleyen “Doğukent” bulvarı üzerinden ilerlediğinizde (her iki yönden) Akvaryumun bulunduğu “Nata Vega Alışveriş Merkezi” önüne ulaşmanız mümkündür.
Akvaryum: alışveriş merkezinin zemin katındadır. Alışveriş merkezine girdikten sonra, yeteri kadar tabela ile, buraya ulaşmanız mümkün.
Akvaryum bölgesine: özel aracınız ile değil de, toplu ulaşım otobüsleri ile ulaşmak isterseniz, bu kez: Kızılay bölgesinde, Kolej yönüne saptığınızda, üst geçide varmadan, burada bulunan otobüs duraklarından “339” ve “340” numaralı otobüslere binerek: Metro Gros Market yanına kadar gidebilir ve buradan, 250-300 metre ötedeki, uzaktan görülen Nata Vega Alışveriş Merkezine ulaşabilirsiniz.
Alışveriş merkezine girdikten sonra: burayı bulmanın en kolay yolu “Makromarket” in hemen altındadır.
GİRİŞ ÜCRETLERİ
Sayın okurlar, elbette ki giriş ücretleri sürekli değiştiğinden, sizleri yanıltmamak için burada giriş ücretlerini yazmak istemedim. Umarım burayı ziyaret ettiğinizde, siz de benim gibi büyük bir giriş ücretiyle karşılaştığınızda şaşırmazsınız ve girmekten vazgeçmezsiniz. Güzel bir yer, bence girip gezmeyi deneyin.
Ziyaret gün ve saatleri
Hafta içi ve afta sonu saat: 10.00-19.00 arasında gezilebilir.
3 ve 4 kişilik aileler, engelli vatandaşlar ve 65 yaş üstü ziyaretçiler ve yıllık alımlarda, çeşitli indirimler söz konusu oluyor.
Akvaryum bölgesi: pek fazla büyük değil. Yani, burayı gezmek için, muhtemelen yarım saat ayırmanız yeterli olabilir. Ancak: elbette, balıkları izlemek için ayıracağınız zaman ölçüsünde, bu süre uzayabilir.
Yine giriş için hassas bir konudan söz etmek istiyorum ki, ben sonradan öğrendim ve üzüldüm. Şöyle ki: Nata Vega alışveriş merkezindeki sinemalardan birine girer ve sinema biletini buraya girerken gişeye gösterirseniz “indirim” kazanıyorsunuz.
Buranın yani Akvaryumun biletini sinemaya girerken gösterirseniz, bu kez “sinema” da indirim kazanıyorsunuz. Yani: biletlerinizi hemen atmayın.
Yazının başlangıç bölümünde belirttiğim gibi: denize kıyısı olmayan Ankara şehrinde, böyle devasa bir akvaryum kurulması projesi fikri: ilk olarak: Nata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Namık Tanık’tan geliyor.
Sayın Tanık, tam bir hayvan sever ve özellikle çocuklara yönelik böyle bir projeyi, uzun zaman önce planladığını ve 17 milyon avro ile gerçekleştirildiğini ve yine çocuklara yönelik olmasının bir ifadesi olarak “23 Nisan” tarihinde açtıklarını söylüyor.
Evet: Akvaryum, 23 Nisan 2012 tarihinde açılmıştır.
Bu akvaryum bölümünde göreceğiniz deniz canlıları: buraya getirilmeden önce, yine burayı kuran şirket tarafından, Edremit-Altınoluk bölgesinde, 3 dönümlük arazi üzerinde oluşturulan tesiste, rehabilite ediliyorlar ve daha sonra buraya getiriliyorlarmış.
TESİS HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Akvaryum: 6000 metre karelik bir alan üzerinde kurulmuştur. Toplam: 3.5 milyon litre su hacmine sahiptir. Bu sularda uygun ortam yaratılması için: 120 ton deniz tuzu kullanılmaktadır. Akvaryum bölümünü su ile doldurmak, 15 gün sürüyormuş.
TESİSTE BULUNAN CANLI TÜRLERİ
Tesiste: 11.500 balık ve omurgasız ile, 120 sürüngen bulunuyor.
12 bin balık ve omurgasız: 21 akvaryumda yaşıyorlar. 120 sürüngen ise, 30 akvaryumda barınıyorlar.
Akvaryumdaki balıklar arasında bulunanlar: etçil balıklardan olan “Aslan balığı”: partner grouper balığı ve diken yüzgeçli aslan balığı ve agresif lipsoz ve püsküllü akya balığı.
Barışçıl kirpi balığı, kedi balıkları, kırmızı karınlı pirinhalar, Picasso balığı, deniz atı.
Özellikle: pirinha balıklarını izlerken, istiyorsunuz ki; bunların beslenme anını görebilmeyi, ancak öte yandan küçük çocuklar için, bunların beslenme anı, sanırım psikolojik sıkıntı yaratabilir.
Bunun dışında: köpek balıkları, ahtapotlar ve canlı mercan türleri de ilgi çekiyor.
POPÜLER-EN ÇOK İLGİ ÇEKEN CANLILAR
Akvaryum bölümünde en çok ilgiyi: 1.5 metre boyutundaki “kum köpek balığı” çekmektedir.
Yaşayan fosil olarak tanımlanan, evrimini 450 milyon yıl önce tamamlamış, mavi kanlı “at nalı yengeci” var.
Ayrıca: sürekli televizyonlarda görülen “Dev kral yengeçleri” ni burada görebilirsiniz.
AKVARYUM BÖLÜMÜNDE GEZİ
Akvaryum bölümünün kapısına geldiğinizde, biletinizi alıyorsunuz ve hemen size bir durum öneriyorlar. Evet: sol yanda, bir beyaz pano önünde, birlikte geldiğiniz kişilerde fotoğraf çekimi. Bir görevli sizi boş bu panonun önüne yerleştiriyor ve hemen birkaç poz fotoğraf çekiyor, elinize bir fotoğraf kartı veriyorlar. Aslında, konuyu çıkışta öğreniyorsunuz, ama ben burada size konu hakkında bilgi vereyim.
Burada beyaz pano önünde çektikleri fotoğrafları, bilgisayar programında beyaz panoya, değişik deniz canlıları ilave ederek çıkışta bilgisayar ekranında size sunuyorlar.
Evet: Akvaryum bölümüne giriyoruz, karanlık veya loş denilebilir bir koridorla karşılaşıyoruz ve hemen sağ bölümdeki duvar içine büyük boyutlu akvaryumlar yerleştirilmiş. İlk bölüm “Kızıldeniz” balıkları. Burada, ilk gördüklerimiz ise, yılana benzer uzun boyları ve dişli ağızları ile m üzen balıkları.
Balıkların bulundukları akvaryumların hemen sol yanında, bilgi etiketi var. Bu etikette: o akvaryumda bulunan balıkların: anavatanı, boyu, davranış biçimi, sıcaklık, beslenme şartları gibi özellikleri yazılmış, bilgi edinmek açısından güzel bir uygulama.
Evet: gezimize devam ediyoruz, bu kez karşımıza “zehirli ve etçil” balıkların bulunduğu bölüm çıkıyor. Takip eden bölümde ise “Hint Okyanusunda yaşayan” balıklar var. Daha sonra, sırası ile Güney Amerika’da yaşayan balıklar ve tatlı su balıkları bölümü var.
Burada, küçük boyutlu köpek balıklarını görünce şaşırmayınız, hani köpek balığı denilince tamamen denizde yaşadıkları düşünülür, ancak bunlar, Güney doğu Asya kökenli, tatlı su köpek balıkları imiş. Saldırgan ve etçil oldukları yazılı.
Bu koridorun sonundaki odada: küçük bir timsah, gayet sakince duruyor.
Timsahın hemen solundaki büyük havuz: “Amazon balıkları” nın yaşadıkları yer. Burası: tam bir nehir ve nehir kıyısı figürleriyle göze hitap ediyor, balıklar derseniz, bunlar da ilginç, uzun burunlu balıklar.
Güney Amerika Amazon ormanlarındaki nehirlerde yaşayan bu balıklar, etçil ve 120 cm. kadar uzuyorlarmış. Bu bölümde, hemen takip eden akvaryumda, yine çok meşhur, “pirina” balıkları bulunuyor.
Kırmızı karınlı pirina balıklarının, sakin sakin yüzdüklerini görüyorsunuz. Bunlar: 35 cm boyunda, saldırgan, 21-27 cm. sıcaklıkta yaşayan etçil pirina balıkları.
Daha sonra: akvaryumlar bitiyor ve minyatür şelalelerin zemindeki havuza aktığı bir yere geliyoruz. Ama buranın en büyük özelliği, içinde bulunan Japon balıkları, evet burası balıkları elle besleme bölümü, Japon balıkları, sizleri görünce zaten size doğru yanaşıp çoğalıyorlar, beslenme içgüdüsü.
Burası güzel düzenlenmiş te, bu balıklara ne tür bir besin verilecek, bu konuda görevlilerin tedbir almasında yarar var. Beslenme havuzu yapmışsınız, insanlar dolaşıyor, buraya geliyorlar, balıkları seyredip devam ediyorlar, hani aktivite? Halbuki, buranın yapılış amacı, özellikle çocukların deniz canlılarını elleriyle beslemelerini sağlamaktır.
Hemen bu havuzun solunda, duvardaki tabelalarla deniz dünyasına ait çeşitli bilgiler verilmiş. Örneğin: Dünyanın en küçük balığı, Hint Okyanusunda yaşıyormuş ve tam ergen olduğunda, boyu ancak 2 mm. imiş. Dünyanın en büyük deniz canlısı ise, gök balina imiş, 33 metre boy ve 150 ton ağırlığa ulaşabiliyormuş. Dünyanın en hızlı balığı ise, yelken balığı imiş ve saatte 109 km. hıza ulaşıyormuş, boyu ise 2 ile 2.5 metre arasındaymış.
Buradan sonra, merdivenlerle bir kat aşağıya iniyoruz. Bu bölümde: sol yanda kafeterya, sağ yanda tuvaletler, tam ortada silindirik bir akvaryum (içinde bir büyük ıstakoz var) ve bunun sağında ise, zeminde bir havuz var. Zemindeki havuz yine Akvaryum bölgesinin en ilgi çeken yeri. Burada: “at nalı yengeçleri” yaşıyor. Bu yengeç türü: fosil canlı olarak biliniyor çünkü geçmişinin 450 milyon yıl öncesine kadar gittiği tespit edilmiştir.
Yani, bu yengeç türü, dinozorlardan 100 milyon yıl öncesinde de vardı, birçok canlı türü yok olmasına rağmen, günümüzde de varlığını devam ettirmektedir. Bunlar: Meksika körfezi, Kuzey Amerika kıyıları, Kuzey Atlantik kıyılarında yaşıyorlarmış. Aşırı sıcaklık ve tuzluluk oranlarını tolore eden bir yapıları varmış ve herhangi bir gıda almadan, 1 yıl yaşayabiliyorlarmış ve en ilgi çeken yönleri, kanlarının “mavi” renkli olmasıymış.
Evet: zemindeki bu havuz içinde, bu yengeçleri görebiliyorsunuz, ama ilginç görüntüleri nedeniyle, hani bildiğiniz tür bir yengeç görüntüsü aramayın.
Buradan sonra, tünel bölümüne giriliyor. Tünel 98 metre uzunluğundadır. Bu uzunluk ölçüsü ile, Türkiye’nin en uzun, Avrupa’nın ikinci en uzun ve dünyanın dördüncü en uzun tünelidir. Avrupa’nın en uzun tüneli: İspanya-Valencia şehrinde “Oceanografic” denilen yerdedir.
Tünel bölümünde, camlar içbükey olduğundan, balıklar normal boyutlarından % 40 daha küçük görünüyorlarmış. Balıkların bulundukları ortamda: savaş uçağı, tekne, sütunları ile birlikte bir Roma şehri kalıntıları imajları yaratılmış. Savaş uçağı ve tekne kalıntılarının, II. Dünya savaşından kalma olduğu söyleniyor.
Balıklar: bunların arasında yüzerken, değişik bir fon oluyor. Hemen yanınızdan, üstünüzden kocaman bir köpek balığı veya vatoz geçtiğini görmek heyecanlı. Ancak: bu bölümde, balıklara zarar verdiği için, FLAŞLI fotoğraf çekmek yasak, yine de insanlarımız bu kurala uymuyorlar ki, ziyaretçilerin birbirlerini uyarmalarının gerektiğini düşünüyorum, flaşlı fotoğraf çekimi balıkları olumsuz etkiliyor.
Evet, bu muhteşem tüneli doya doya gezin. Sonra çıkış kapısında: Akvaryum ve Su Dünyası ile ilgili birçok çeşit hediyelik eşyanın satıldığı bölüme ulaşıyorsunuz. Fiyatlar normal, beğeninize göre bir şeyler bulup satın alabilirsiniz. Sonra: sol yanda: önce fosiller bölümü var, ama pek ilgi çekici değil, sonra “Tuz” bölümü var.
Bu bölümde: tuzdan yapılmış birçok obje bulunuyor ki, bunlar arasında tuz lambası vs. gibi birçok değişik şey var. Sonra, bu bölümün diğer ilgi çekici yeri “Tuz Mağarası”.
Giriş ücretsiz olan bu mağara: Çankırı ilimizde bulunan benzerinin aynısı olarak buraya yapılmış. Astım, solunum yolu ve psikolojik bazı hastalıkların tedavisinde kullanılıyormuş.
Burada, takip eden bölümlerde: dalış okulu ve dalış malzemelerinin satıldığı-kiralandığı yer var. Akvaryum içinde dalış imkanları sağlanıyor. Uzman dalgıçlar eşliğinde, her türlü tedbir alınarak, dalış imkanı sağlanıyor.
Sanırım köpek balıklarıyla birlikte yüzmek ilginç olsa gerek, ama öte yandan ürkmemek elde değil. Uzman bir dalgıç eşliğinde 4-5 metrelik deniz suyu standartlarındaki havuza giriliyor.
Dalış sırasında, tünelde bulunanlar, dalış yapanları izliyorlar. Bu gerek dalış yananlar ve gerekse izleyenler için ayrı bir heyecan oluyor. Öte yandan, bu dalış sırasında, akvaryum içinde köpek balığı bulunduğunu biliyor ve görüyorsunuz.
Onun yüzme rotasını takip etmeniz ve sakin bulunmanız şart. Ama ne kadar sakin olursanız olun, sanırım ürkmemek, korkmamak elde değil.
Burayı da bitirdikten sonra, eğer arzu ederseniz, yine bu bölümden girilen “ADRENALİN DÜNYASI” bölümüne girebiliyorsunuz.
ADRENALİN DÜNYASI
Burada, dünyanın en zehirli ve tehlikeli canlıları, örümcekler, yılanlar bulunuyor ve bunlarla izleyiciler arasında, yalnızca 15 cm. lik bir mesafe bulunuyor.
Yani, tam bir heyecan fırtınası. Zaten akvaryum yönetimi, bu bölüme, korkarak sıkıntıya girebileceklerin girmemelerini belirtiyorlar.
Evet, burayı da gezdikten sonra “Deniz Dünyası” bitiyor.
RESTORAN
Akvaryum içinde, asansörle inilebilen bir restoran yapılması düşünülüyormuş. Bu restoran, tamamen akvaryum alanı ile kaplı olacakmış ve yemek yiyenler, kendilerini akvaryumun içinde yemek yiyor gibi hissedeceklermiş.
Bu tür restoran örnekleri, dünyanın çeşitli yerlerinde olsa da, bunlarda tuvalet ve mutfak gibi yerlere, küçük bir tünel bulunduğu söyleniyor.
Burada yapılacak restoranda ise, hiçbir bağlantı tünelinin bulunmayacağı, her türlü ihtiyacın asansör ile yukarıya çıkılmak suretiyle sağlanacağı söyleniyor. Evet, yapılırsa gidip görürüz ve gördüklerimizi sizlerle paylaşırız.
Ankara deniz dünyası akvaryum tanıtımı hakkındaki yazım için.