Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü

Şehrin birçok yerine dağılmış, yaklaşık 755 restoran var. Amsterdam’a gelip de siyah biralardan içmeden, peynirlerinin ve ringa balığının tadına bakmadan sakın geri dönmeyin.

Amsterdam aslında bir kafe toplumudur. Restoranlar ve barlar da toplumsal hayatın canlı unsurları olarak bunu tamamlar.

Restoranlar: çok salaş yerlerden, resmi ve lüks yerlere kadar değişebiliyor ve fiyatlar da buna bağlı olarak farklılık gösteriyor.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü

Hollanda mutfağının geleneksel yemekleri çok çeşitli değil. Ama yine de Amsterdam’da dışarıda yemek ; yolculuğunuzun en zevkli anlarından olabilir.

Çünkü: elliden fazla ulusun kentte yaşadığı düşünülürse; Amsterdam restoranlarının da bu yöresel çeşitlilikten yararlandığı anlaşılır.

Bu kentte, bir ay bile kalsanız, her gün farklı bir yemek yiyebilirsiniz. Böylece: yeni tatlar deneyerek, dünya mutfaklarından örnekler tadabilirsiniz.

Güzel bir Arjantin et lokantasında, 30-40 Euro hesap ödeyerek, güzel bir yemek yiyebilirsiniz. İlla ki, kendi damak tadım diyorsanız, burada bir çok Türk restoranı da bulabilirsiniz.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Türk yemek kültürü

Geleneksel Hollanda yemekleri, mevsime bağlı olarak değişiyor. Yazları hafif yiyecekler, kışları ise doyurucu ve ağır yemekler olmak üzere, topraktan ya da denizden elde edilen ürünlere göre hazırlanıyor. Et yemekleri pek yaygın değil. Daha çok balık ve süt ürünleri etkin.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Kahvaltı

Kahvaltıda:

Ontbijt, son derece doyurucu. Kahvaltıda genellikle şunlar bulunuyor: Jambon dilimleri ve peynir, çeşitli ekmekler, haşlanmış yumurta, sert ve sütlü kahve, reçel ya da bal.

Öğle yemeğinde:

Fransız krepinden biraz daha kalın “pannekoeken” tercih ediliyor. Bunlar: siparişiniz üzerine pişirilerek hazırlanıyor ve servis yapılıyor. Krepin üstüne: yumurta ve jambon gibi tuzlu ya da meyve, çikolata, krema gibi tatlı alabilirsiniz. Uitsmijer; çekici ve sevilen bir öğle yemeği olabilir.

Ancak: kafelerden ziyade Hollanda evlerinde bulunur. Bir tarafı kızartılan ekmek, üzerine kızarmış yumurta ve bir dilim jambonla birlikte servis yapılıyor.

Broodjes, yani sandviç, inanılmayacak kadar çeşitli malzemelerle hazırlanıyor. Yöresel jambon ve Hollanda peynirleri kullanılıyor. Bu karışım tost (toastje) yapılırsa, çok lezzetli oluyor.

Frites, yani patates kızartması: günün her saatinde yenebiliyor. Patates kızartmasının satıldığı tezgahlar “pleinler” de ve sokak köşelerinde hemen gözünüze çarpacak. Patatesler kalın kesilir ve bir kaşık yoğun mayonez ile sıcak yenir ve çok lezzetlidir.

Kış yemekleri:

insanın içini ısıtır ve çok doyurucudur. Bir kase “erwtensoep”, yani sosis parçalarıyla birlikte sunulan koyu bir bezelye çorbası var, yemeğe bu çorba ile başlamanızı öneririm. Yanında: yoğun ekmek ya da çavdar ekmeği sunuluyor.

Bu bile, tek başına bir öğün olabilir. “Bruine bonen soep” ; temel çorbalardan biridir ve barbunya ile yapılır.

Bunun arkasından: “stamppot”, yani patates püresi, sebze ve kalın dilimlenmiş, etten yapılan “hutspot” ya da tütsülenmiş sucuk, yani “worst” servis ediliyor.

Patatesle birlikte pişirilen sebzelerden biri de “kale”, yani lahanadır.

Bu arada: eğer Hollandalı bir arkadaşınız ile yemeğe çıkarsanız, yemek sonunda hesabın size düşen payını ödemeniz gerekir, alışkanlıkları böyle.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Balık Türleri

BALIK TÜRLERİ

Balık, yüzyıllardır Hollanda’nın mutfağının temel taşıdır. Her zaman bol miktarda ve taze olarak bulunur. Heibot, morina balığı (kabeljauw) ve schelvis gibi Hollanda’nın Kuzey Denizi kıyılarından tutulan balıkları deneyebilirsiniz. Yerel midye ve istiridye gerçekten lezzetlidir. Tütsülenmiş yılanbalığını mutlaka deneyin.

Pisibalığı var. Hafif bir balık yemeğidir. Izgara edilip, tereyağı ve sebzelerle sunuluyor. Ayrıca: kanallardan ve nehirlerden tutulan tatlı su balıklarını da bulmak mümkündür.

Hollandalılar, ringa balığına bayılırlar. Bu küçük Atlantik balığı, Kuzey denizi kıyılarında bolca tutuluyor. Tuzlanıp ahşap kutulara istiflenen ringa, bir zamanlar önemli bir ihraç ürünüymüş.

Günümüzde ise, ringalar istiflenmeden önce, temizlenip marine ediliyormuş. Yazları: ringa satılan tezgahlara da rastlayabilirsiniz.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Peynir Çeşitleri
Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Peynir Çeşitleri

PEYNİR ÇEŞİTLERİ

Peynir, genellikle kahvaltıda ve öğle yemeğinde yeniliyor. Hollanda’da üretilen ve dünya çapında tanınan peynirler, çeşitlidir. Gouda ve Edam, üretildiği kasabaların adını alır. Bu iki türü tanımak son derece kolaydır. İkisi de yuvarlak.

Peynirlerin hava almamasını ve tazeliğini aylarca koruması için: kırmızı yada sarı mumla kaplanırlar. Peynirler: geleneksel olarak serin kilerlerde saklanır. Büyük bir peynir tekeri, bir ailenin haftalık tüketimini karşılamaya yeter.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Tatlılar

TATLILAR

Hollandalılar, tatlıya pek düşkün değiller. Yine de pek çok kafe ve restoranların menüsünde: “apfelkoeken” (elmalı kek) bulunur. Yalnız: daha önce söylediğim gibi bu kekleri yemenizi pek önermeyeceğim.

Çünkü; söylenenlere göre, bu keklerde, şehirde tüketimi resmen serbest olan esrar karışımı bulunuyormuş. Bu bir söylenti, ama tercih sizin. Evet devam ediyoruz.

Kafelerde, ayrıca: “stroopwafels”, yani akağaç şurubuna batırılmış gözleme ve “poffertjes” yani tereyağı ve şekerde kızartılmış küçük hamur parçalarını deneyebilirsiniz.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü İçkiler

İÇKİLER

Hollandalılar, barları severler. Her köşe başında rastlayabileceğiniz barlar, saatlerce ya da yalnızca yağmur dinene kadar oturabileceğiniz, cana yakın ve sevimli yerlerdir. İngiliz pubları gibi bir nitelik taşıyan “kahverengi barlar” toplumsal hayatın bir parçasıdır.

Kahverengi ağırlıklı dekorasyon, loş aydınlatma ve genellikle dumanlı olan kahverengi barlarda; alkollü içecekler, kahve ve hafif içecekler satılır.

Ayrıca: bir şeyler içerken okuyabileceğiniz en az biri İngilizce olmak üzere çeşitli gazete ve dergiler de bulunur.

Her barın sahibinin ve müşterilerinin zevkini yansıtan, kendine has bir havası vardır. Bir süre sonra: arka planda caz ezgileri duyulan ya da rock parçalarının yeri göğü inlettiği bir bar bulabilirsiniz.

Barlar: genellikle sabahları geç saatlerde ya da öğlene doğru açılır ve 01.00 veya 02.00 civarında kapanır.

Eğer hala hararetle sohbet eden müşteriler varsa, son gece kuşları gidene kadar açık kaldıkları da olur.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Barlar

Hollanda’da barlarda:

geleneksel olarak iki içeceğe ağırlık verilmiştir. Bira ve “jenever” (yenevyer olarak olunur). Bir zamanlar bira üretim haneleri ve damıtım hanelerinde; müşterilerin gelip, bitmiş ürünlerin tadına baktıkları tadım evleri varmış.

Günümüzde, bunlardan kentte az sayıda kalmış. Ayrıca: geleneksel üretimlerin yanı sıra diğer içeceklerde sunuluyor.

Hollanda Amsterdam Yemek Kültürü Barlar

Nieuwe Kerk’in arkasında, “Graven straat” üzerinde bulunan “De Drei Fleishes” (Üç Şişe) geleneksel jenever isimli içkinin tadım evlerinden biridir. Damıtımhaneleri, 1980 lerde otele dönüştürülmüş olmasına karşın, tadım evi açıldığı 1650 yılından bu yana pek az değişiklik geçirmiştir.

Burada çeşitli jenever türlerinden tatma olanağı bulabilirsiniz. Jonge, yani taze ve şeffaf jenever biraz keskindir. Oude, yani eski olanın rengi biraz sarıya çalar ve ahşap fıçılarda bekletildiği için tadı daha yumuşaktır. Ya da dilerseniz, meyve aromalı jenever deneyebilirsiniz.

Kolksteeg üzerindeki Wildemen ise; bira tadım evidir. 13’ncü yüzyıldan beri Amsterdam’da bulunan bu tadım evinin ahşap panelleri, tadım işlemine dini bir atmosfer kazandırmış.

Burada, üretim aşamasında 50’nin üstünde farklı bira tadabilirsiniz. Ayrıca: 100’ün üzerinde de şişelenmiş bira çeşidi bulunuyor. Kendisine güvenenler, burada Avrupa bira tadım turuna çıkabilirler.

Hollanda biraları, genellikle, Avrupa ve Amerika benzerlerinden daha sert olan “pils” üretimleridir.

Eğer bira sipariş ederseniz, 33 ml. lik cam bardaklarda ve soğuk servis edilir. Biranın üzerinde iki parmak köpük bırakılması bir gelenektir ve köpüğün fazlası plastik bir ölçekle bardağın üzerinden alınır.

Barlarda, genellikle çeşitli biralar ve jenever sunulur. Ama: şarap, kahve ya da diğer hafif içecek siparişi de verebilirsiniz.

Kahve:

kentin hayat kaynağıdır. Kent çapında bütün kafe ve barlarda, taze çekilmiş tanelerden yapılan sert kahve bulunur.

Yanında: her zaman tatlı kurabiye ikram edilir. Eğer kahvenizi sütlü istiyorsanız, ayrıca belirtin. Süt ayrı bir kapta servis ediliyor.

Evet; şehirdeki, nispeten güzel yemek yerlerini, kısaca anlatmaya çalışacağım.

Bolhoed

Prisengracht’da; Eski bir kadın şapkası dükkanı da bulunan “Melon Şapka” restoranının; yaz ayları için, su kenarında küçük bir de terası var. Vejateryan ve vegan lezzetler sunuluyor.

Servis samimi, baharatlarla çeşnilendirilmiş yaratıcı yiyecekler servis ediyorlar. Her gün, saat: 12.00-22.00 arasında açık.

Bredero

Voorburgwall’da. Dam Meydanının bir blok batısındaki küçük bir sokakta bulunuyor. Krepci. Kentteki en otantik yerlerden biridir. Tatlı ve tuzlu çeşitlerle, soğuk sandviç ve tost sunuluyor. Her gün açık. Kredi kartı kabul edilmiyor.

Cafe Roux/Grand Amsterdam

Bu restoranda; Albert Roux’nun üne kavuşturduğu yemekleri, oldukça uygun bir Şyata ( özellikle de, sabit Şyatlı mönüyü seçerseniz) tadabilirsiniz. Burası: Fransız ve modern İngiliz hatta Fas mutfaklarından sunduğu, harika karışımla, Hollandalıların hayranlığını kazanmış bir restoran.

Yermantarlı tavuk, fenerbalığı ve midye yahnisi ile bal ve çay dondurmalı cappucino’yu mutlaka tadın.

Önceden yer ayırtın, çünkü burası çok gözde bir yer. Şarap garsonu tavsiyelerde bulunmaktan zevk duyuyor.

Centra

Bazı restoranlar yeni eğilim ve lezzetlere göre kendini değiştirir. Kırmızı Fener Mahallesinin tam merkezindeki bu İspanyol restoranı da bunlardan biri.

Yalın iç görünümüne aldanıp da kaliteli İspanyol şarapları eşliğinde hazırlanmış: tortalla ve paella gibi klasik yemeklerden oluşan mükemmel repertuarını gözden kaçırmayın.

Restoran, konumu nedeniyle, cıvıl cıvıl ve popüler bir mekan.

Dynasty

Reguliersdwar straat’da bulunuyor. Burada: Tay, Vietnam ve Çin gibi Uzakdoğu mutfağının güzel örneklerini bulmanız mümkün. Hazır mönülerden seçebileceğiniz gibi, sabit fiyatlı seçenekler de var.

Yemeğinizi, farklı ülke mutfaklarından oluşturabilirsiniz. Yemekler taze, malzemeler özenle hazırlanıyor.

Güneş şemsiyeleriyle üstü kapatılmış terasındaki yemek salonu; çok güzel. Salı hariç, her gün 18.00-23.00 saatleri arasında açık.

Le Grage

Ruysdalel staat’da bulunuyor. Bu sevimli barın sahibi ve işletmecisi: Hollanda TV yemek programları hazırlayan “Joop Braakhelike”dir. Fransız mutfağından esintiler taşıyan mönü, canlı ve aydınlık bir yerde sunuluyor. Öğle ve akşam yemek saatlerinde açık bulunduruluyor.

Haesje Claes

Spui straat’ta. Rahat ve eski moda bu restoranın her köşesi “Delf” eşyaları ve askılı lambalarla dolu. Geniş çaplı mönüsü var. Ama geleneksel Hollanda yemekleri (özellikle güveç) ve ızgaraları tavsiye edebilirim. Her gün, saat: 12.00-22.00 arasında açık.

Hemelse Modder

Oude Waal’da bulunuyor. Kanal kıyısında, sessiz bir yerde bulunan bu restoran, hem et, hem de vejetaryen yemeklerden oluşan karışık bir mönü sunuyor. Burası, hafta sonları bir hobi olarak yemek yapan “ev işgalcileri” tarafından kurulmuş.

Günlük et ve balık yemekleri barındıran mönü, Fransız ve İtalyan mutfağı ağırlıklı. Son dönemde vejetaryen mönüsüne Endonezya tarzı yemeklerde eklemişler.

Het Tuynhuys

Reguliersdwar straat’da. Akdeniz mutfağı, bistro tarzı bir dekorasyonda, tarihi bir atmosferde sunuluyor. Yemekler, yazları güzel avluda servis ediliyor. Bu restoranda: öğlen ve akşam yemek yenebiliyor.

İn de Waag

Niewemarkt’da. Bu bar/restorana dekorasyonu görmek için bile gidebilirsiniz. Eski bir tartım evinde, kocaman kirişlerle gotik bir atmosfere sahip. Dekorasyon, bir festival havası yaratan büyük masalarla sürdürülmüş. Mönüde: yenilikçi yemekler var.

Kantijil en de tijger

Spui straat’da. Modern ve son derece dinlendirici bir ortamda sunulan Endonezya mutfağının en otantik örneklerini bulabilirsiniz. Menüde, ayrıca, vejetaryen yemekleri de sunulmuş.

Lucius

Spiu straat’da. Dev porsiyonlarda, midye, som balığı ve istiridye gibi deniz ürünleri ve balık yemekleri konusunda uzman bir yer.

Ayrıca, kılıçbalığı gibi sipesiyalleri denemeye değer. Et yiyenlere de sunulmak üzere bir şeyler hazırlanabiliyor.

Oriental City

Şehirdeki Çinlilerin gözdesi olan bu büyük ve kalabalık Çin lokantası; geniş bir mönüye sahip. Buraya gidilecek en güzel zamanlardan biri, ailelerin Çin Çayı eşliğinde, dim-sum için burada toplandıkları Pazar öğle yemekleridir.

Buranın sahibi hemen bitişikteki yeni, bol ışıklı “kantin” restoran Golden Chopsticks’i de işletiyormuş. Kızarmış ördek, won ton çorbası ve bami’lerden (şehriyeli yemekler) birini denemenizi önerebilirim.

Pancake Bakery

Prinsen granch’da. Tatlı ve tuzlu, 70 den fazla çeşit krep seçebilirsiniz.

Pygma-İlion

Nieuwe Spiegel straat’da. Güney Afrika bistrosunda, devekuşu eti gibi egzotik etler sunuluyor. Salata ve sandviç gibi seçenekler de var.

Sluizer

Ultrech straat’da. Sade, ahşap masalar ve yalın, zarif dekorasyonu ile Fransız bistro atmosferi yansıtılmış. Burada: mükemmel deniz ürünlerinin sunulduğu (midye spesiyal) ve Fransız mutfağının servis edildiği iki restoran var.

Tara İrish Pub

Roken’de. Otantik bir pub atmosferinde, patetesli-soğanlı güveç, biftek ve ale gibi, pub yiyecekleri sunuluyor. Doyurucu ve lezzetli.

Tempo Doeloe

Utrechste straat’da. Yıllardır, şehrin en iyi Endonezya mutfağını sunan restoranı. Seçkin dekoru, deneyimini tamamlamış.

Gözlerinizden yaş gelinceye kadar pedis (acı) kelimesinin tam anlamıyla uygulandığı yer olmasına rağmen, yalnızca birkaç aşırı baharatlı yemeğe dikkat etmekte fayda var. Rezervasyon zorunlu.

Tom Yas Fusion Cuisine

Staal straat’da. Uluslar arası mutfaktan Asya mutfağına ağırlık veren ünlü bir Hollandalı işletmeci tarafından işletiliyor. Küçük bir restoran ama beklemeye değer.

Treasure

Nieuwezijds Voorburgwal’de. Kentteki en otantik Çin mutfağı. Mönüde, çeşitli bölgelerin yiyecekleri sunuluyor. Çin mahallesinin tam merkezinde bulunuyor. Ayrıca: dim-sum barı da var.

İzest

Prinsen straat’da. Bu popüler restoran “bir tabak dünya” sunar. Baharatlı Tay salataları ve körilerinden Akdeniz deniz ürünlerine kadar, her şeyi bulabilirsiniz.

Buradaki vurgu, modern teknikler ve lezzet dengesi.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler

GENEL

Amsterdam; Hollanda’nın başkentidir. Ama hükümeti barındırmaz. Yani idari başkent değildir. İdari başkent: Lahey’dir. Amstel nehrinin Zuider Zee’nin tuzlu sularla buluştuğu yerde kurulmuştur.

Şehri bölen kanallar nedeniyle, şehre “Kuzeyin Venedik” i tanımlaması oldukça uygundur. Dünyada görülebilecek en ilginç kentlerden biridir.

Venedik’ten daha çok kanala, Paris’ten daha çok köprüye sahiptir. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Dünyanın en ünlü sanatçılarının eserlerinden, esrar tarihi müzesine kadar uzanan, 16-17 ve 18’nci yüzyıldan kalma, 6000 civarında binaya kurulmuş, 50 den fazla müze, bütün kültür meraklılarının susuzluğunu dindirecek kapasitededir.

Hollanda isminin anlamı: “Holl”. Bu kelime, eski Dutch dilinde: “Wooden” (ağaç, orman) anlamına geliyormuş. Yani: “Woodenlands” olarak ülke ismi geçiyor.

Evet; şehir merkezi, küçüktür. Geçmişten kalan mimari mücevherlerin çok azı, günümüze kadar gelmiştir.

TARİH:

Ren nehri boyunca ilerleyerek, burada bir yerleşim yeri kuranlar: eski bir Germen kabilesi olan “Bataviler” di. Daha ilk günlerden bu yana: suyun kontrol edilmesi gerekmişti.

Böylece: baraj kurma çalışmaları ve nehirlerin akışını düzenleme ve taşkınlar başlamış oldu. O günden bu yana da, su her zaman bir sorun olmuştur.

1200 civarında, terp denilen yapay tepeler üzerine, ilk ağaç evler yapıldı. Kasaba: düşman derebeylerine ve deniz sularına karşı düzenlendi. Günümüzde: Dam Meydanı olan Amstel Nehri üzerine, baraj inşa edildi.

Baraj, yalnızca gel-gitleri kontrol etmekle kalmadı, aynı zamanda, deniz aşırı gemilerin, nehir boyunca yüklenmesini engelleyerek ticarete de yön verdi.

1345 yılında, kasabada manevi bir olay meydana geldi. Ölmek üzere olan bir kişiye, komünyon ekmeği verildiğinde, adam bunu yutamadı. Ekmek ateşe atıldığında yanmayınca, bu olay, bir mucize olarak herkesçe duyuldu ve birkaç yıl içinde, Amstelredamme, gözde bir hac yeri haline geldi.

1452 yılında, kentte büyük bir yangın yaşanınca, bina inşaatlarında ahşabın kullanılması yasaklandı ve yerine tuğla kullanılmaya başlandı.

1600-1700 yılları arasında, Hollanda’da altın çağ yaşandı. Doğuyla yapılan ticaret ile zenginleşen Hollanda, Doğu Hindistan Kumpanyası sayesinde, dünyada yayılan bir imparatorluk kuruldu. Amsterdam’da, kanallar inşa edildi. Rembrant gibi ustaların eserleriyle, sanatta büyük ilerlemeler görüldü.

1889 yılında, Merkez İstasyon (Centraal Station) açıldı.

1940 yılında, Almanya, savaşta tarafsız kalan Hollanda’yı işgal ettir.

1986 yılında, “Stopera” kompeksi (Stadhuis ve Opera) tamamlandı.

1999 yılında: Van Gogh Museim’un yenilenme ve genişletilmesi çalışmaları tamamlandı.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler Coğrafi Konumu

COĞRAFİ KONUMU:

Hollanda’nın kuzeyinde bulunan Amsterdam, Amstel nehrinin Zuider Zee’nin tuzlu sularıyla buluştuğu noktaya kurulmuştur. Üzerine yerleşilecek bu kadar az kuru toprakla, burada yaşamaya gelen ilk yerleşimcilerin neden burayı seçtiklerini anlamak pek mümkün değil. Yine de bunun yerinde bir karar olduğu söylenebilir.

Çünkü; Amsterdamlılar, yani “Amsterdammers” kısa sürede nehrin akışını kontrol etmeye ve nehir boyunca ticaret yapmaya başlamışlardır. Devasa Hollanda İmparatorluğunun merkezinde bulunan Amsterdam, tartışmasız bir şekilde, 17’nci yüzyılda, dünyanın en zengin kentlerinden biriydi.

Burada, diğer pek çok ürünle birlikte baharat, rom ve şeker kaşımı ticareti yapılırdı. Çünkü: kent sakinleri, her şeyin en iyisini talep ederlerdi. Bu dönemde “Altın Çağ” ını yaşayan Amsterdam, günümüz kentinin de kalbini oluşturur.

Evet, kent yürüyerek dolaşabileceğiniz kadar küçüktür. Kanalların kenarındaki sokaklar, tur otobüslerinin giremeyeceği kadar dardır. Böylece, görülmesi gereken yerleri hızla geçip gözden kaçırmazsınız.

Burada gerçekle aranıza bir otobüs penceresi girmez. Amsterdam’ı görmek için dışarı adım attığınız anda, yaz güneşinin sıcaklığını hissedebilir, buz gibi bir kış havasında, soluğunuzun buharını görebilirsiniz.

Eğer olur da bir kanal turuna katılırsanız, kendini suyun akışına bırakıp sessizce ilerleyen bir tekneyle, modern dünyadan uzaklaşma olanağı bulabilirsiniz.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler Ne Zaman Gidilmeli

AMSTERDAM’A NE ZAMAN GİDİLMELİ:

Amsterdam’a yağmursuz bir zamanda gitmek isterseniz: Haziran-Ekim ayları arasındaki dönemi tercih etmeniz gerekiyor. Ayrıca: ünlü lale festivalini görmek isterseniz, Nisan-Mayıs ayları arasında gitmeniz gerekiyor.

Eğer: şehre hafta sonu giderseniz: Cuma günleri, pek çok müze, saat: 21.00 e kadar açık. Rahatlıkla gezebilirsiniz. Ayrıca: meydanlarda, açık hava konserlerini de izleyebilirsiniz.

Hollanda’nın iklimi, soğuk ve yağmurlu kışlar ile sıcak ve yağmurlu yazlardan oluşuyor. Yine de yıl boyunca güneşli günlere rastlamak mümkün. Amsterdamlılar ise genellikle, kışın ayazını özlerlermiş.

Böylece: çok sevdikleri kış sporlarını yapabiliyorlarmış. Paten kaymak onlar için büyük bir keyif. Ama; biz ziyaretçiler için, elbette havanın güzel olması en büyük tercih sebebi. Hava sıcaklıkları: özellikle Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında artıyor ve yaklaşık 20 derece civarında.

En soğuk aylar ise: Aralık-Ocak-Şubat. Ben bu aylarda, Hollanda’ ya gitmenizi kesinlikle önermiyorum, muhteşem bir soğuk var.

Dışarıda gezmek çok zor. En olumlu aylar: Nisan-Mayıs. Bu aylarda, gerek havanın nispeten ılık olması ve gerekse yağmurların az olması büyük avantaj.

Sonuçta: Hollanda’ya gelirken yaz aylarında bile gelseniz, yanınızda çeşitli türlerden giysiler almanızı öneriyorum. Genellikle kat kat giyinmek en iyi sonucu verir.

Bu şekilde, hava sıcaklığına bağlı olarak vücudunuzun ısısını dengeleyebilirsiniz. Ne zaman giderseniz gidin, yanınızda mutlaka su geçirmez bir yağmurluk ve şemsiye bulundurun.

Kalın bir palto ya da mont, rüzgarın ısıracak denli sert estiği kış mevsimi için ideal. Ilık yaz günlerinde: kısa kollu buluzlar ve tişörtler kullanışlı olabilir.

Rahat ayakkabılar, yılın her zamanı ve her mevsim için zorunlu.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler Turizm

TURİZM:

Amsterdam, dünya üzerinde en çok ziyaret edilen 5’ci yerdir. Yıllık: 4.2 milyon turist ülke dışından, bu şehre gelir. Toplam 350 otel ve 45 bin yatak kapasitesi vardır.

TURİZM DANIŞMA BÜROLARI:

Çok az şehir Amsterdam kadar, turistlere yardımcı olacak donanıma sahiptir. Aslında Hollanda’nın genelinde, kapsamlı bir turizm büroları ağı bulunuyor.

Bir kamu kuruluşu olan Vereniging Voor Vreemdelingen-verkeer (Yabancı Trafiği Kurumu), fey-fey-fey olarak okunan: VVV dir. Ayrıca; Dutch Tourist İnformation Office (Hollanda Turist Danışma Bürosu) da ziyaretçilere yardımcı olur.

VVV ile ilgisi olmayan turizm bürolarına ve otel acentelerine dikkat etmelisiniz. Önerdikleri oteller: pahalı, kalitesiz ve bazen de hoş olmayan bölgelerde olabilirler.

Amsterdam’da 3 ve Hollanda’da 450’ye yakın, VVV bürosu vardır. Görevliler: cuzi bir miktar karşılığında: turistik yerler, eğlence, ulaşım, yürüyüş, tur ve etkinlikler hakkında, ayrıntılı bilgiler verir ve döviz bozup: otel, oyun, gösteri, konser ve geziler için adınıza kayıt yaptırabilirler.

VVV kitapçıkları ve haritaları, müze ve gazete bayilerinde bulunuyor. Yolculuğa çıkmadan önce, bilgi edinmek istiyorsanız, NBT nin (Hollanda Turizm Bürosu) bastırdığı broşür ve haritaları kullanabilirsiniz.

PARA:

Diğer Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, Hollanda’nın para birimi Euro’dur. Yabancı ülkelerin paraları, bankalarda ve döviz bürolarında değiştirilebilir. Bunlar: Central Station, Leidseplain ve diğer alışveriş bölgelerinde yaygındır.

Döviz bürolarının çalışma saatleri, bankalardan daha uzundur. Central Station’da 24 saat açık, bir döviz bürosu var.

Bu işletmelerin camlarında: döviz kurları ve komisyon oranları belirtilmiştir. Belli başlı kredi kartları: otellerde, restoranlarda ve mağazalarda genellikle kabul ediliyor.

Mağazalarda, kredi kartıyla ödemelerde, bir alt sınırlama var. Şunu unutmayın, ki: fiyatları kendi ülke paramıza çevirmek gayet kolay. Doğrudan, iki ile çarpmanız yeter.

DİN:

Hollanda’da: Protestanlık ve Katoliklik başta olmak üzere, Hıristiyanlığın çeşitli mezhepleri yaygındır.

Ancak, son zamanlarda düzenli olarak kiliseye gidenlerin sayısında büyük düşüş yaşanmıştır ve buna bağlı olarak, aralarında Amsterdam’daki belli başlı kiliselerin de bulunduğu pek çok kilisede: artık, ayin düzenlenmemektedir.

Kentte, düzenli olarak ayinlere katılan küçük bir Yahudi topluluğu da varmış. Kent nüfusu barındırdığı çeşitlilik ölçüsünden, farklı din ve tarikatlara inananlar içinde çeşitli olanaklar sunmaktadır.

DİL:

Dünyada, 30 milyon kişinin konuştuğu Flemenkçe, Güney Afrika’daki “Afrikaner” dili ve Belçika’da konuşulan Flamancaya yapısal olarak benzer. Almanca ile ortak yanları vardır ama Flemenkçe’nin grameri daha kolaydır.

Hollandalılar, genellikle çok iyi İngilizce bilirler. Diğer dilleri ise, şöyle böyle konuşabilirler.

GÜVENLİK:

Amsterdam, istatistiki olarak Avrupa’nın en güvenilir şehirlerinden biridir. Ama, yinede yankesicilik ve turistlere yönelik bagajların çalınması gibi suçlar gündeme gelmektedir.

Özellikle, havaalanı transferlerinde, Centraal Station’da ve otelinize giderken; çanta ve valizlerinize sahip olmalısınız. Kalabalık meydanlarda ve özellikle Kırmızı Fener Mahallesinde, eşyalarınıza göz kulak olmalısınız. Gerekli olmayan değerli eşyalarınızı, otelin kasasında bırakabilirsiniz.

Akşam hava karardıktan sonra, iyi aydınlatılmamış, ıssız yerlerden uzak kalmanızda yarar var. Eğer herhangi bir hırsızlık olayı ile karşılaşırsanız, mutlaka hemen polise bildirin.

TUVALETLER:

Kentte bulunan genel tuvaletlerin sayısı sınırlıdır. Mağazalarda ve Manga Plazalardaki tuvaletleri kullanabilirsiniz. Kullanım ücreti, genellikle 50 cent civarındadır. Bar ve kafeler de bu iş için kullanılabilir, ama tuvalete gitmeden önce, bir kahve ya da bira ısmarlamanız beklenir.

BAHŞİŞ:

Bütün bar, restoran ve otel faturalarına, hizmet bedeli dahil ediliyor. Ama yine de servisten memnun olduğunuzun göstergesi olarak, küçük bir miktar bahşiş bırakmak adettendir. Bar ve kafelerde, para üstünü masada bırakmak, alışılmış bir tutumdur. Aşağıdaki miktarlar, isteğinize bağlı olarak değişebilir.

Taksi ücreti: tutarı yuvarlayın. Otelde taşıyıcı: çanta başına, 1 Euro olabilir. Tuvalet görevlisi: 0.5 Euro. Tur rehberi: % 10-15.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler Amsterdamlıların Genel Karakterleri

AMSTERDAMLILARIN GENEL KARAKTERLERİ:

Amsterdam kozmopolit bir şehir olduğu için, Amsterdamlılar, birden fazla dil bilirler ve hem de çabuk kaynaşmayı severler.

Çok çalışkan ve gayretlidirler. Onlar da, en az ziyaretçiler kadar: galerileri ve müzeleri gezmekten keyif alırlar. Zaten, bu nedenle, gösterimler için bilet bulmakta zorlanacaksınız. Hafta sonlarında parklarda piknik yapmaya giderler.

Guruplar halinde kent dışına çıkarak, bisiklete binerler. Restoranlar ve kafeleri doldururlar. İnsanlar, biraya gelmekten zevk alırlar. Ünlü “Kahverengi Barlar” koyu sohbetlerin yapıldığı yerlerdir.

Yazları: meydanlara ya da sokak kenarlarına atılan masalar, etrafı seyrederek bir şeyler içenlerle dolup taşar. Bir masada oturduktan sonra, çok geçmeden, kendinizi bir Amsterdamlı ile sohbet ederken bulabilirsiniz.

Birde gençlerde bir alışkanlık var. “Vuurwerk” adında bir nevi patlayıcı. Atom bombasının küçüğü denebilir. Çok feci ses çıkarıyor. Gençler o patlayınca çok seviniyorlarmış. Aslında bir tür havai fişek.

İLK BAKIŞTA GÖZE ÇARPANLAR:

Kuşkusuz, ilk bakışta, tarihi binalar göze çarpıyor. Sevimli çatıları ve pencereleriyle daracık, uzun binalar, ağaçların dizildiği kanalların kenarında yan yana sıralanmıştır. Binalar: 300 yıldır neredeyse, hiç değişmemiş, demir köprüler ve taş döşenmiş yürüyüş yollarıyla birbirine bağlıdır.

Ki, bu yollarda bir zamanlar: Rembrant gibi sanatçılar ile adını Tasmanya’ya vermiş olan Abel Tasman gibi gezginler yürümüş.

AMSTERDAM SOKAKLARI:

Sokak adları ve numaralarıyla belirtilen resmi adres sistemi: 1795 yılından beri kullanılıyormuş. Ondan önce, ticari binaların amacını ve evlerin yerini bildirmek için çatı taşları ve duvar plakaları kullanılıyormuş.

Adreslerde “Red Fox’dan sonraki üçüncü ev” ya da “yazan el işaretinin bittiği” gibi ibarelere rastlanıyormuş. Bu levhalar, o dönemde olduğu gibi, bugün de eski yerlerinde duruyor. Kanal boyunca dolaşırken, binaların cephelerine dikkatli gözle bakmayı ihmal etmeyin.

Unutmayın ki, şehir yürüyerek dolaşılabilecek kadar küçüktür. Kanalların kenarlarındaki sokaklar: tur otobüslerinin giremeyecekleri kadar dardır. Böylece: görülmesi gereken yerleri hızla geçip, gözden kaçıramazsınız.

Yalnızca: siz de kent sakinleri gibi, yumuşak ve rahat ayakkabılar giymelisiniz. Çünkü: kentin taşlık yollarında dolaşmak yorucu oluyor. Bir de, yağmurlu havalara karşı, ayakkabılarınızın su geçirmeyen bir cins olmasına dikkat edin, yoksa tatil sıkıntılı geçer.

Amsterdam’lılar, kendi sorunlarına, herkesi memnun edecek bir takım çözümler bulmuşlar. Toprakta yerleşilecek yeterince yer kalmayınca, kanallarda ve tekne evlerde yaşamaya başlamışlar. Günümüzde, kentin su yollarında, 2500 den fazla tekne ev bulunuyormuş.

CİNSELLİK VE UYUŞTURUCU:

Yakın geçmişe kadar, büyük ölçüde önem verilen iki konu arasında: cinsellik ve uyuşturucu var. Amsterdamlılar, bu konulara pratik çözümler getirmeye ve iki konuda da, bir orta nokta bulmaya çalışmışlar. Buna karşılık, kent, bir fesat yuvası haline gelmemiş.

Bunun yerine: bazı konuları, kontrol edilebilir bir sınırda tutmaya çalışmışlar. Amsterdam’ı ziyaret ederken, bu tür serbestlikler aklınızda bulunmalı.

Ama yine de durum, sizin ya da sizinle beraber olan kişilerin bir zarar göreceği anlamına gelmiyor.

UYUŞTURUCU-MARİHUANA VE KENTTE KABUL EDİLEN MİKTARLAR:

Amsterdam’da; yetkililer, kentteki belli kahve evlerinde, marihuana tüketilmesine izin vermişlerdir. Bu uygulamayla: uyuşturucu tüketiminde, sözde yumuşak kimyasalların sert maddeler ile bağımlılık yaratan uyuşturuculardan ayrılmasını hedeflemektedirler.

Rastlantı sonucu girdiğiniz bir bar ya da kafede; bu tip bir manzarayla karşılaşmayı ummayın. Smokey Joe’s ya da Bad Man Smokey gibi adlar taşıyan bu tür “ Caffe Shop”ları, dış cephelerindeki renkli yazılardan, hatta buram buram tüten kokularından tanıyabilirsiniz.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler Gezi Planı

GEZİ PLANI:

Kent merkezi, ilk bakışta, hiçbir plana sahip olmayan, minik cadde ve kanallardan oluşmuş bir labirent gibi görünebilir. Aslında: kentin planı, daha çok örümcek ağının hatlarını andırır. Yapının nasıl olduğunu anlarsanız, çok rahat dolaşırsınız.

Ama: sürekli yürüyeceğiniz için, yanınıza mutlaka rahat bir ayakkabı almanız gerekir. Ayrıca: özellikle kanallar bölgesinde, yerlerde kaldırım taşları ve oyuklar bulunduğundan, mutlaka önünüze bakarak yürüyün.

Elinde fotoğraf makinesi ve video kamerası ile çekim yaparak dolaşanlar; büyük olasılıkla, yere düşüyorlar.

Asıl merkez: Dam Meydanıdır. At nalı şeklindedir ve geniş caddelerden ve dar sokaklardan oluşur. Bu bölge: kanallarla kuşatılmıştır. Büyük çemberler oluşturan bu kanallar ağına: “gracht” denir.

Zamanla genişletilen kanallar ağının içten dışa sıralanışı şöyledir:

1. Heren grancht (Centilmen kanalı)
2. Kaizers grancht (İmparator kanalı)
3. Prinsen grancht (Prenses kanalı)

Kanallar bölgesinde kaybolursanız: kanalların bu dizilişi aklınızda kalsın, yolunuzu bulabilirsiniz. Hatta: baş harflerini unutmasanız yeter: H, K,P (Heren grancht, en içteki kanal)

Küçük caddeler (straats): köprüler ile kanalların üzerinden geçip, merkezden, dışa doğru yayılırlar.

Hollanda Amsterdam Genel bilgiler

Kentte gezinize başlamadan önce: mutlaka bir şehir haritası edinmelisiniz. Rahatlıkla gezebilmeniz için kenti 4 bölüme ayırdım.

Bu bölümleri: Amsterdam’da bulunacağınız bir gün olarak düşündüğümüzde, sanırım bu şehri dört gün de tamamen gezebilirsiniz.

Daha az bir zamanınız varsa veya tercihlerinize göre, gezi planında ayrıntılı olarak belirttiğim yerleri; bir yere yazın ve planı kendiniz de yapabilirsiniz.

Ama şehir merkezinde özellikle: gezmeniz ve görmenizi önereceğim yerler, şunlar:

1. Van Gogh Müzesi.
2. Anne Frank Evi,
3. Rembrant Evi,
4. Rıjk Museum. (Ulusal Sanat Galerisi)
5. Dam Meydanı
6. Jordan,
7. Madam Tussaud Müzesi,
8. Artis Zoo
9. Kanallarda tekne gezintisi.
10. Yel değirmenleri
11. Çiçek pazarı
12. İlginç ve özellikleri olan bir yer olarak, tercih sizin: Wallerjet. Kırmızı Fener Mahallesi (Ziyaretçilerin büyük çoğunluğu, buraya bir den öte, birkaç kez gitmektedirler, ancak elbette çocuklar için pek uygun bir ortam değil, hatırlatırım)

Amsterdam şehrinin yakın çevresinde: gitmenizi önerebileceğim yerler:

1. Volendam
2. Marken
3. Edam,
4. Haarlem ve Keukenhof lale tarlaları.
5. Alkmaar ve peynir pazarı.

Evet, Amsterdam’da iyi tatiller, mutlu geziler.