Altunhisar, Niğde arası uzaklık 35 km. dir. Altunhisar, Bor arası uzaklık: 22 km. Altunhisar, Aksaray arası uzaklık: 72 km. Altunhisar, Çiftlik arası uzaklık: 35 km.
TARİHİ
Altunhisar, Kapadokya krallığı sınırları içerisindeki Athar (Hasandağı) eteklerinde kurulu “Anduğu” olarak bilinmektedir. MÖ 334 yılında, Bergama krallığı döneminde, Antigu (bugünkü Altunhisar) isminin geçtiği bilinmektedir.
Çömlekçi Bucağının MÖ 1200’lü yıllara kadar uzanan tarihi geçmişi vardır. Karamanoğlu İbrahim Bey, hükümdarlığı sırasında topraklarını oğulları arasında paylaştırırken, Anduğu (bugünkü Altunhisar) İsmail Beye verilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı hakimiyetine geçen beldenin ismi “Ortaköy” olmuş sonra tekrar “Anduğu” yapılmıştır. Halk arasında bugün dahi Ortaköy ismi kullanılmaktadır.
Belde 1910 yılında Belediye teşkilatına kavuşmuştur. 1928 yılında nahiye olmuş, 1956 yılında ismi Altunhisar olarak değiştirilmiştir. 1991 yılında ilçe olmuştur.
GENEL
İlçenin kuzeyinde Melendiz dağları uzantıları vardır. Güneyi ise ovalarla kaplıdır. Deniz seviyesinden yükseklik 1050 metredir. İlçenin doğal bitki örtüsü steptir.
İlçede karasal iklim hüküm sürer. Buna göre yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlı geçer. İlçede yaşayanların ekonomik hayatı tarım ve hayvancılığa bağlıdır.
NE YENİR
Altunhisar yöresine yolunuz düşerse “çilek” yemenizi öneririm. Mevsiminde taze çilek, mevsimi dışında çilek reçeli, marmelatı düşünebilirsiniz.
AŞIK TAHİRİ
Aşık Tahiri, Türk Edebiyatına önemli eserler vermiştir. Kendisi 1812 yılında Altunhisar’da doğmuştur. Ozanlığı yanında, koşmalar ve destanlar söylemiştir. Şöhretini “Halk Edebiyatı” çevresinde bulmuş ve ünlü halk şairleri arasında sayılmaya hak kazanmıştır.
1881 yılında ölmüştür. Horoz köyü mezarlığına defnedilmiştir. Kabri, Altunhisarlılar tarafından ölümünden 100 yıl sonra bulunmuş, ilçeye taşınmış ve vasiyeti üzerine büyükçe bir taş dikilen kabrine defnedilmiştir.
AŞIK TAHİRİ KÜLTÜR VE YAYLA ETKİNLİKLERİ
Altunhisar Kaymakamlığı ve Belediyesi tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen etkinlikler Zindan Yaylasında yapılmaktadır.
GEZİLECEK YERLER
BAYRAM GAZİ KÜLLİYESİ
Külliye: cami, namazgah ve türbeden oluşmaktadır.
Cami
1872-1873 yılları arasında yapılmıştır.
Namazgah
Eskiden köylerden gelen misafirlerle birlikte topluca bayram namazı burada kılınırmış.
Türbe
Namazgahın güneydoğu tarafındadır. Türbe inşa kitabesine göre, 1816 yılında yapılmıştır. Orijinal özelliğini büyük ölçüde korumaktadır. Yapının taş kubbesi dıştan betonla kaplanmış, cephe duvarlarındaki derzler yenilenmiş ve iç duvarlar ile kubbe sıvanarak, badana edilmiştir. Türbe doğu tarafından geçen yol seviyesinin biraz altında kalmıştır.
Türbenin içinde dikdörtgen prizma şeklinde taş sanduka bulunur. Sandukanın üstünde kitabe olmadığından kime ait olduğu bilinmemektedir.
KARAMAN CAMİİ
İlçe merkezinde Karaman Mahallesi Karaman Caddesindedir.
Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Ancak caminin kitabesi yoktur. Yaptıranın ismi bazı kaynaklarda kayıtlıdır. Bazı değişik kaynaklarda ise caminin Karamanoğlu İbrahim Bey oğlu Yakup Bey tarafından yaptırıldığı öne sürülmektedir.
Caminin yanında halen faal olan bir de çeşme yaptırmıştır. Evet eskiden düz toprak damlı, kerpiç bu cami yıkılarak yerine 1915-1920 yılları arasında günümüzde görülen cami yapılmıştır. Ancak bu camide 1994 yılında çıkan yangında oldukça hasar görmüş ve ardından büyük onarıma alınmıştır.
Yuvarlak kemerli, çift kanatlı ahşap kapısı, batıya caddeye açılır. Ahşap kanatlar üst üstü üç bölmelidir. Mihrap mermer kaplama çerçevelidir. Yarım soğan kemerlidir. Minber basit ve ahşaptır. Tavan ahşaptır. Tavanda içi bitkisel desenli üç göbek içinden lambalar sarkar.
Minare yapıdan ayrıdır. Minarenin kesme taş işçiliği, saçağa kadar uzanır ve tuğla silindir gövdesinde mavi çini bilezik bulunur. Şerefe: demir parmaklıklıdır, külah kurşun kaplıdır.
ÇÖMLEKÇİ GIRNAVUZ MEVKİİ
İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki Çömlekçi köyündedir.
Gırnavuz mevkiinde, tüf kayaya oyularak yapılmış kaya mezarları bulunur. Ayrıca bunların 100 metre batısında, bir kilise kalıntısı vardır. Kilise, belde merkezine 1.5 km uzaklıktadır. Düz bir arazidedir.
Dış duvarları moloz taş, iç kısımları ise kesme taştan, yığma tekniğiyle yapılmıştır. Ancak günümüzde yıkılmış durumdadır. Kilisenin mevcut kalıntılarından, üç nefli olduğu anlaşılır.
Kilise toprak seviyesi altında kalmıştır. Beldenin kuzey tarafında Opsal deresi kıyısında ise kale kalıntısı görülür. Buraya yolunuz düşerse bu beldede çok güzel çömlek yapıyorlar, mutlaka satın alın.
BAYATÖNÜ KARAASMAZ MAĞARALARI
İlçe merkezinin kuzeyinde, Bayatönü mevkiindedir.
Kapadokya’nın geleneksel kaya oyma mekanlarına benzer. Geniş bir alana yayılırlar. Yapılan incelemeler sonucunda: bir dönemin sosyal ve kültürel yaşamının yaşandığı bu mekanlar, birbirlerine geçitlerle bağlıdır ve bir tür yeraltı şehri gibidir.
Günümüzde: depo ve hayvan barınağı olarak kullanılan bu mekanlar, yakın zaman öncesine kadar mekan olarak kullanılıyormuş.
YEŞİLYURT BELDESİ
İlçe merkezi yakınlarındaki Yeşilyurt’un bulunduğu alan, çok zengin bir tarih hazinesidir.
Yerleşmenin olduğu vadinin iki yakasında da tarihi kalıntılar vardır. Yeşilyurt Beldesi: Romalılardan kalma kilise çevresinde yeraltı yerleşkesi, mağaralar, kaya oyma yerleşmeler, değirmen, kral mezarları, kale, manastır, Niğde Müzesinde sergilenen tanrı figürleri ile çok önemli ayrıntılar barındırmaktadır.
Bölgede, 1980 yılında yapılan araştırmalarda andezit taşından yapılmış steller ve kaidelere rastlanmıştır ve bölgenin MÖ 1 bine tarihlendiği düşünülmektedir. Bütün bulgular değerlendirildiğinde bölgenin bir tapınma ve kült merkezi olduğuna karar verilmiştir.
Bölgenin önemini ortaya koyan en önemli eserler, günümüzde Niğde Müzesinde sergilenen iki ayrı steldir. İki ayrı tanrıyı tanımlayan bu bulgular dışında, bölgede parçalanmış kalıntılar, Hitit dönemi ve sonrasında burada atölyelerin bulunduğunu işaret eder. Bir dağ yamacında insan yüzüne benzeyen işleme ilgi çeker.
Kurra Kalesi
Altunhisar-Çiftlik yolu üzerindedir. Bu kale çevresindeki doğal arazi içinde kral mezarları bulunmaktadır.
Kayadan oyma mağaralar
Yeşilyurt kasabasında, Ihlara vadisi görünümünü andıran zenginliğe sahip, vadiye bakan çok sayıda kayadan oyma mağara vardır. Bu oyma mağaralardan bir tanesi: Taş değirmendir. Bu taş değirmende ise halen tarihi bir taş kenara atılmış durmaktadır. Mağara evlerin yanında, yakın döneme kadar halkın “hamam” olarak kullandığı, oyma yapı, taş değirmen yanında üst katlara çıkılan mağaralar bulunmaktadır.
Keşlik Bölgesi
Bu bölgede önemli kalıntılar bulunmuştur. Roma ve Bizans dönemine ait yerleşim yeri olan bölgede manastır ve kilise kalıntıları, kaya oyma mağara evler bulunmaktadır. Bölgede, 1962 yılında bulunan “Keşlik Steli” Geç Hitit şehir devletlerinden “Tabal” krallığı dönemine aittir.
Roma kilisesi
Bu yörenin en eski yapılarından olan Roma kilisesi büyük ölçüde harap edilmiştir. Delik deşik edilerek soyulmuştur.
Rahibeler Evi
1975 yılında bir açığa çıkan Rahibeler Evi bölümünün ise, tüm freskleri kazınarak yok edilmiştir.
Kasnaklı Kilise
Bölgedeki en ilginç kilise kalıntısıdır. İç dokusu tamamen bozulmuştur. Diğer kiliselerden farkı, Romalılardan kalan bir örnek olmasıdır. Halen, yıkılmak üzeredir.
Yeraltı Şehri
Yeraltı şehrinin girişi, Sivri kalesinin koruma alanındadır. Ancak halen moloz yığınları ile kapalı durumdadır.
Sivri kilise-Sıraçakıl Han
İlçe merkezine 6 km batısında, Tarihi İpek Yolu üzerindedir. Tarım arazisi olarak kullanılan bir alanda, bahçelerin arasındadır. Kilise, dıştan yarıya kadar toprağa gömülmüştür. Yapı: kaba yontu taşlardan inşa edilmiştir.
Devşirme malzeme de kullanılmıştır. Yuvarlak sütun ve kemerleri bulunur. Giriş kapısının üst kısmı diş motifi ile bezelidir. Dıştan doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen plana sahiptir. Bir dönem cami olarak da kullanılmıştır. Son olarak han olarak da kullanılmıştır ve “Sıra Çakıl Han” olarak isimlendirilmiştir. Günümüzde oldukça bakımsızdır ve kaderine terk edilmiştir.
Han Köprüsü
Tarihi köprü, Sivri kiliseye 1 km uzaklıktadır. Altunhisar çayı üzerindedir. Köprü: üç kemerlidir. Kemer içleri kesme taş, kemer ayakları blok bazalt taştan yapılmıştır. Köprü günümüzde oldukça harap vaziyettedir.
Kınık Höyük
İlçe merkezine bağlı Yeşilyurt Beldesi yakınlarındadır.
Burada 2010 yılından bu yana arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülmektedir. Bu çalışmalarda, günümüzden 6000 yıl öncesine tarihlenen. 12 metre yükseklikte bir sur duvarı bulunmuştur. Ayrıca bir tapınağa rastlanmıştır.
Bu tapınak kalıntısı alanı: 100 metre karelik 4 odadan oluşur ve içerisinde çeşitli hayvan heykelcikleri bulunmuştur. Tapınağın, muhtemelen Pers dönemine ait olduğu yani 2500 yıllık olduğu düşünülmektedir.
Kazı ekibine göre, Orta Anadolu’da bugüne kadar hiç Pers tapınağı bulunmamış olup, o yüzden burada bulunan tapınak önemlidir. Yine kazı alanında bulunan diğer önemli eserler: bütün olarak bir taş şahin heykeli, inek, kuş figürleridir.
Şahin heykeli özellikle önemlidir. Çünkü orijinalliği bozulmadan günümüze kadar saklı kalan ve yaban keçisinin üzerine pençeleriyle basar şekilde ayakta tasvir edilen, kanatları kapalı, başı yukarıda hafif sağa dönük, 70 santimetrelik heykel: restorasyonun ardından Niğde Müzesinde sergileniyor. Geçen yıl bölgede yapılan kazılarda çıkarılan yaklaşık 1 metre boyundaki Kartal Heykeli de Niğde Müzesinde sergileniyor.
ZİNDAN VADİSİ MESİRE ALANI
Altunhisar-Çiftlik yolu üzerinde 13’nci kilometrededir.
Zindan Vadisi ismi: dağların yapısı nedeniyle, güneşin erkenden etkisini kaybetmesi nedeniyle verilmiştir. Buradaki doğal mesire alanı, Belediye tarafından düzenlenmiştir. Rakımı 1930 metredir.
Vadinin ortasından edere geçer. Vadide, ahşap kamelyalar, zindan konağı, kum havuzu, gölet, kerpiç yapılı mangal yerleri, taş mescit, seyir terası ve çocuk oyun parkları bulunur.
Niğde Ulukışla hakkındaki gezi yazım için Ulukışla