Kütahya Altıntaş: Tarihi yerleri seven ve tercih eden gezginler, burada bir hayli fazla tarihi kalıntı görebilirler. Özellikle: kurtuluş mücadelemizin en kanlı çatışmaları, burada, Çalköy mevkiinde geçmiştir.
Buranın özellikle öğrenci gurupları tarafından ziyaret edilmesini ve burada her yıl düzenli olarak yapılan “30 Ağustos Zafer Bayramı Anma Törenlerine” üst düzey devlet görevlilerinin katılmasını, yöre halkı olduğu kadar, ben de kişisel olarak düşlüyorum.
Evet, inanın muhteşem duygusallaşacağınız bir yer, Gelibolu yarımadası Milli Parkı kadar etkileyici, kesin olan şu ki: ülkemizin kurtuluş mücadelesi, burada kazanılmış ve bu mücadelenin kazanılmasında, yüzlerce-binlerce insanımız, canını bu uğurda vermekten hiç çekinmemiştir.
ULAŞIM
İlçe: Eskişehir-İzmir ve Denizli-İstanbul karayolu güzergahları üzerindedir.
Altıntaş ilçesi, bağlı bulunduğu Kütahya il merkezine, 49 km. uzaklıktadır. Altıntaş-Dumlupınar arasındaki uzaklık: 33 km. Altıntaş-Afyonkarahisar arasındaki uzaklık: 52 km. dir.
TARİHİ
Antik dönemde, yörenin ismi, sikkeler üzerinde “Soa” olarak geçmektedir. Antik dönemlerde, yörenin birçok yerinde iskan bulunduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca, bölgede zengin mermer yataklarının bulunması da, antik dönemlerde buranın yani mermer ocaklarının işletildiği ve özellikle, hemen yakınlardaki “Aızonoi” antik kentinin, buradan temin edilen mermerler ile imar edildiği bilinmektedir.
Bölgenin “Pınarcık” köyü: antik dönemde “Abya” isimli burası, Roma şehir devleti olarak önem kazanmıştır. Kendi adına bastırdığı sikkeler ile ünlüdür.
Osmaniye köyünde: yapılan araştırmalarda, Roma dönemine ait, MS.2 ile 3’ncü yüzyıl arasına tarihlenen bir anıtsal mezar ortaya çıkarılmıştır.
Bölgenin ismi: uzun süre “Kurtköy” olarak anılmıştır.
Tarihi süreç incelendiğinde, bu bölgedeki diğer özel olaylar şunlardır:
Osmanlı döneminde, Sultan II. Beyazıt zamanında çıkan, Şah Kulu isyanı sırasında, Osmanlı güçleriyle isyancılar burada karşılaşmışlar ve isyancılar yok edilmişlerdir.
Kurtuluş savaşında ise, Başkomutanlık Meydan Muharebesi sırasında, savaş idare merkezi, yine bu bölgede kurulmuştur. Çatışmaların en çetin geçtiği yer ise, yine bu bölgede “Çalköy” yöresidir.
GENEL
Yörenin yüz ölçümü: 905 km. karedir. Batıda Murat dağları, doğu-kuzey-güney yönlerinde ise geniz düzlük olarak görülen Altıntaş ovası ile çevrilidir.
Bölge insanının ekonomik etkinliklerinin başında, tarım gelmektedir.
Bölgede yetiştirilen başlıca tarım ürünleri: buğday, arpa, şeker pancarı, fasulye, nohut. Ekonomi denilince, bölgenin büyük mermer yataklarına sahip olduğunu belirtmek gerekir, ama öte yandan bu mermer yataklarının işletilmesi için gerekli teknik yatırımların yapılmadığını duydum.
Yörenin iklim özellikleri olarak, yazları sıcak ve kurak, kışları ise soğuk ve yağışlıdır.
DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ ALTINTAŞ MESLEK YÜKSEK OKULU
Dumlupınar Üniversitesine bağlı yüksek okulda, halen 650 civarında öğrenci eğitim görmektedir.
KONAKLAMA
Altıntaş Öğretmenevi Hürriyet Mah. Ziraat Bankası Yanı. 274-3113220
GEZİLECEK YERLER
ÇALKÖY-ZAFERTEPEÇALKÖY
Burası, Başkomutanlık Meydan Savaşında, en şiddetli çatışmaların geçtiği yer olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Altıntaş ilçe merkezine, 25 km. uzaklıktadır. 1985 yılında, Çalköy isminin yanına, Zafertepe kelimesi eklenerek, yörenin ismi “Zafertepeçalköy” olarak anılmaya başlanmıştır.
Günümüzde, Milli Park ve Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Çalköy Milli Park alanı içinde bulunan anıtlar hakkında, kısaca bilgi vermek istiyorum. Buraya yolunuz düşerse, mutlaka Milli Parka uğramanızı ve aziz şehitlerimizin mezarlarını ziyaret etmenizi, kurtuluş mücadelesinin en kanlı çatışmalarının yaşandığı bu toprakları görmenizi öneririm.
Özellikle: bölgenin, okullar-öğrenciler tarafından ziyaret edilmesi, milli duygunun yaratılması açısından önem kazanmaktadır.
ZAFER ANITI
Çalköy bölgesinde; Zafer Tepede: “Zafer Anıtı” var. 1972 yılında yapılan anıt: 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Savaşını ve Türk milletinin birlik ve beraberlik içinde olmasını sembolize ediyor. Anıtta: çatılmış silahlar var ve uzaktan: alev alev yanan meşale görüntüsü yaratılmıştır.
ŞEHİT SANCAKTAR-MEÇHUL ASKER-ANITI
Çalköy bölgesinde: Zafer Tepededir. Zafer tepe: kasaba merkezine 2 km. uzaklıktadır.
Anıtın temeli: 1924 tarihinde, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından atılmıştır. Mimar Hikmet ve Taşçı Kadri isimli sanatçılar tarafından yapılan anıt: 1927 yılında, törenle açılmıştır.
1964 yılına gelindiğinde ise, buraya yeni bir anıt yapılması için, eski anıt yıktırılmıştır. Günümüzde görülen anıt: 1979 yılında, yeniden yaptırılarak ziyarete açılmıştır.
Atatürk: ünlü sözü “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri “ cümlesini, burada söylemiştir.
Anıtın yapılması hakkında yine bir gerçek olay var. Şöyle ki: “Atatürk, 31 Ağustos 1922 günü, savaş alanını gezerken, düşman topçu mermisi tarafından açılan bir çukur içinde, toprağa tümüyle gömülmüş ve yalnızca kolu dışarıda olan bir sancaktar asker bulunduğunu görür.
Askerin tüm vücudu toprağa gömülü olmasına rağmen, toprak üstünde kalan kolu ile, sancağı sıkı sıkı tutmuştur. Atatürk, bu manzaradan çok etkilenir ve yapılacak anıt için “Şehit Sancaktar” isminin verilmesini uygun görür.
ŞEHİT YÜZBAŞI ŞEKİP EFENDİ ŞEHİTLİĞİ
Bu anıt ta, Zafertepeçalköy bölgesindedir.
Bu şehitlikte: yani Şekip Efendi Şehitliğinde: 29 Ağustos günü, düşmana karşı yapılan hücumda şehit olan: Harputlu Yzb. Şekip Efendi ve aynı alaydan birkaç erin cenazeleri bulunmaktadır.
ÇAL TEPESİ
İlçe merkezinin doğusundadır.
Burada, Romalılar dönemine ait olduğu düşünülen bir antik tiyatro kalıntısı ve harabe halinde yerleşim yeri kalıntıları görülmektedir.
ANTİK MERMER OCAKLARI
Bunların özellikle Roma döneminde kullanıldığı ve hemen yakınlardaki antik “Aizonai” şehrinin bütün mimari unsurlarının buradan elde edilen mermerlerle yapıldığı bilinmektedir. Evet, Altıntaş civarında, yer yer geniş arazilerde, günümüzde olduğu gibi, antik dönemde de bazı beyaz mermer ocakları vardı ve bu yöredekiler “Sao mermer ocakları” olarak anılıyorlardı.
Günümüzde, zaman zaman ve yer yer, Roma dönemi sanatçılarının yaparken yarım bıraktıkları, mermer işlemeli kaideler bulunmaktadır. Sao mermer ocakları: Afyonkarahisar yöresinde, diğer yörelere oranla daha düşük kalitedir ve bu nedenle, 2 ve 3’ncü yüzyıllar arasında, buradaki üretimin yavaşladığı ve hatta durduğu görülür.
Ancak, yukarıda da belirttiğim gibi, Çavdarhisar bölgesinde Aizonai antik şehrinin mermerleri buradan temin edilmiştir, çünkü bölgeye çok yakındır.
ÇAKIRSAZ HANI
İlçe merkezine bağlı, Çakırsaz köyünde, Selçuklu dönemi yapısıdır. 13’ncü yüzyılda yapıldığı düşünülen tarihi yapı: define arayıcıları ve bakımsızlık nedeniyle, günümüzde çeşitli hasarlara uğramış olarak ulaşmıştır.
Özellikle, dış duvarları ve giriş kaidelerinde yıkılmalar ve tavanında çökmeler mevcuttur. Afyonkarahisar bölgesinden gelen ticaret kervan yolu: bölgedeki diğer hanları ve bu hanı takip ederek, Altıntaş köyünden geçer ve Eğreti hana ulaşır. Bu iki han arasındaki uzaklık: 20 km. dir.
Yapıya, doğu cephesindeki kemerli bir kapıdan girilir. Kapının alınlığı: altıgen taşların arasına yerleştirilen üçgen tuğlalar ile yapılmıştır. Yani, bir anlamda “petek” görüntüsü oluşturulmuştur. Han son olarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, 2008 yılında onarılmıştır.