Günümüzde, Ankara ilinin, en büyük rekreasyon alanıdır. Hatta: peyzaj konusunda, ülkemizin en muhteşem yeri de denilebilir.
Park içinde: değişik sanat akımlarından etkilenen bahçeler oluşturulmuştur. Bunların en büyük örneği ise, Çin lokantası ve bahçesinde oluşturulan Yakın doğu sanatı görselleridir.
Başlangıç olarak son bir not: her ne kadar bu park hakkında güzel bir çok şey söylense de, ben burada yeşillik yani ağaç miktarı konusunda eksiklikler gördüm, yani daha çok yeşil alan olması, parkı daha çekici hale getirebilir.
ULAŞIM
Altınpark: Ankara’da Aydınlıkevler semtindedir. Buraya ulaşmanın en kolay yolu: Hava alanı protokol yolunu takip etmektir. Parkın hemen girişinde, büyük bir otopark bulunuyor. Burası: Altınpark bölgesinin en çok kullanılan kapısıdır.
Bunun yanında, diğer kapılar da var: 23 Nisan kapısı, 19 Mayıs kapısı, Doğu kapı, Lunapark kapısı, Güney kapısı.
TARİHİ
Park alanı: 1977 yılında, golf kulübü olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ama, elbette o yıllarda, özellikle Amerikalılar tarafından golf alanı olarak kullanılmıştır.
Daha sonra: 1985 yılında bir proje yarışması açılmış ve Öner Akcan, Hulusi Gönül ve İlder Tokcan’a ait proje kabul edilmiş ve projenin uygulanması sonucu, park, 1987 yılında ziyarete açılmıştır. Park içinde bulunan tesisler: takip eden süreçte, sürekli olarak geliştirilerek sürdürülmüş ve günümüzdeki Altınpark ortaya çıkmıştır.
Altınpark’ın ismi nerden gelmektedir? Parkın ismi: projenin öncülüğünü yapan, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy’dan gelmektedir.
GENEL
Altınpark: 640 bin m. karelik alan üzerinde kurulmuştur. Bu alanın: yüzde 85’lik bölümü, yeşil alan ve gölet olarak düzenlenmiştir. Kalan bölüm ise: yapılar ve meydanlar bulunmaktadır. Park içindeki ağaçların toplamı: 18 bin civarındadır.
Park: genellikle çevresindeki yörelerde oturan insanlar için: gerek yürüyüş ve gerekse bir nefes alma yeri olarak önem kazanıyor. Yani: Ankara’nın uzak semtlerinden gelenlerden ziyade, yakın çevrenin insanı, bu parkı etkin olarak kullanıyor.
Parkın: protokol yolu üzerindeki kapısından aracınız ile girdiğinizde, otopark için 5 TL. ödeme yapıyorsunuz ve daha sonra: fuar alanında herhangi bir etkinlik varsa, öncelikle burayı gezmenizi öneririm. Bu alan, Atatürk Kültür Merkezinde kurulan fuar alanlarından daha küçük ve derli toplu.
FUAR MERKEZİ
1991 yılında hizmete açılmıştır.
Burası, modern fuarcılığın gerektirdiği bütün donanıma sahiptir. Her yıl, 15 civarında fuar düzenlenmektedir.
Parkın ana giriş kapısının hemen yanındadır. Burada, ziyaretçiler için büyük bir otopark bulunuyor. Fuar alanında, kapalı alan olarak: 7500 metre kare, açık alan olarak 25 bin metre karelik bölümler bulunmaktadır. Bina üzerinde, uzay çatı sistemi kullanılmıştır. Merkez: birbirine bağlı, iki kapalı alandan oluşmaktadır.
Bu alanlardan “B” alanı: 1500 kişilik salonu ile; kongre, konferans ve konserler için de kullanılmaktadır. Ben buraya birçok kez gittim, ama bu “B” alanını hiç göremedim, bu yüzden yorum yapmak istemiyorum.
Ama: fuar düzenlenen “A” alanı nispeten derli toplu, ama ikinci katının yalnızca restoran olarak ayrılması, sanırım pek doğru değil, çünkü atıl kalmış büyük bir alan var.
Fuar alanını gezdikten sonra: hemen ön bölümde bulunan boşlukta, meydanda: bir minyatür Ankara evi görülüyor, hemen arkada ise, güzel havuzlar var. Bunlardan sonra ise, geniş bir meydandan ilerlediğinizde, sol yönde yürüyoruz ve karşımıza: hemen sağ bölümde uzanan gölet çıkıyor.
Hemen sağ yanda, ilk çay bahçeleri, kafeteryalar karşımıza çıkıyor. Sonra, sol yanda: üstündeki çadır örtüsü ile dikkati çeken, Göl Tiyatrosu.
GÖLET
Park içindeki gölet büyüklüğü: 32 bin m. karedir. Derinliği ise, 1.5 metredir. Gölet ortasında, büyük bir ada bulunmakta olup, adaya ulaşım 4 köprü ile sağlanmaktadır. Ayrıca: gölet içinde: danslı ve müzikli su gösterilerinin yapıldığı bir havuz ve model gemilerin yüzdürülebildiği bir koy bulunmaktadır.
GÖL TİYATROSUHemen gölün yanındadır. 1500 seyirci kapasiteli, açık hava tiyatrosudur. En önemli özelliği, yapının üstündeki çadır sistemidir.
Yürümeye devam ettiğimizde, önce İtalyan Restoranı ve sonra Çin bahçesi ve Çin restoranı görülüyor.
İTALYAN RESTORANT
Yapı: ana meydanın hemen karşısında, havuz kıyısındadır. Burada: İtalyan mutfağına ait yemekler tatmak mümkündür. Göl kıyısında, güzel bir ortam yaratılmıştır.
WANGCHO ÇİN LOKANTASI
Özellikle: buradaki egzotik Çin bahçesini gezmelisiniz.
Buraya en yakın kapı: yüzme havuzunun bulunduğu kapıdır. Lokanta, göl kıyısındadır. Pekin şehri, Ankara’nın kardeş şehri olduktan sonra, burası Çinliler tarafından yapılmıştır. Hatta: yapımında kullanılan çivilerin bile Çin’den geldiği söyleniyor.
Burada: bir çok Türk ve Çin kültürü yemekleri bulmak mümkündür. Lokanta: tamamen ahşap kullanılarak yapılmıştır. Yüksek tavanlıdır. Çevresi ise camla çevrilidir. Sessiz ve sakin bir yer. Dekorasyon olarak: pek fazla bir şey kullanılmamıştır. Buranın Çin lokantası olduğunu, Çin yemeklerini tattığınızda anlayabilirsiniz.
Buraya yolunuz düşerse, özellikle “Çin böreği” tatmanızı öneririm.
Park içinde gezimize devam ettiğimizde, hemen ileride “seralar” var. Buradan: seralara varmadan, sağa doğru dönerek, park içinde bir daire çizerek fuar alanı kapısına doğru ulaşmayı hedefliyoruz.
SERALAR
Bunlar: Hollanda tarzında yapılmışlardır. Burada: özel ısıtma sistemi, su filtrasyon sistemi, tam otomatik soğutma ve nem ayarlama sistemi, havalandırma ve gölgelendirme sistemleri bulunmaktadır. Bunlar değerlendirildiğinde, seraların, ülkemizdeki en modern seralar olduğu anlaşılmaktadır. Toplam, 6 adet sera bulunmaktadır. Cam olan seraların çevresinde, 520 kişilik havuzlu kafeterya bulunmaktadır.
Bu sırada, karşımıza yüzme havuzu çıkıyor. Ancak: net olarak göremedim, söylenenlere göre yüzme havuzunun çatısının geçen yıl, kışın kar yağışı sırasında çöktüğü söyleniyor. Son durumu hakkında net bilgim yok.
OLİMPİK YÜZME HAVUZU
Burası: 50 metre uzunluğunda, 9 kulvarı bulunan bir havuzdur. Ayrıca: skor bordu, atlama platformu, soyunma odaları, duşlar, kafeterya bulunmaktadır. Derinlik: 1.90 metredir. Tramplen alt kısmının derinliği ise, 5 metredir. Havuzun seyirci kapasitesi: 2750 kişidir.
Sonra: özellikle kubbesi ile dikkati çeken bir yapı var.
PATEN SARAYI
Park içinde: paten kayma imkanı da var. Tesiste, pateni olmayanlara, paten de verilmektedir. Paten kullanmayı bilmeyenlere ise, kurs verilmektedir. Peki, paten kayanlar, işte onları izlerseniz, mutlaka gülümseyeceksiniz, çünkü zor bir uğraşı, insanlar bunu becermek için bir hayli gayret gösteriyorlar.
Yürümeye devam ettiğimizde: sol yanda, özellikle “Gül bahçesi” ilginç ve onun hemen önünde, yine büyük çim alanlar var. Bu çim alanlar içinde, sanırım yaz döneminde çiçek ekilen, özel çiçeklikler oluşturulmuştur. Bu bölümde, yine ilginç ve güzel çay yerleri var. Özellikle: birçoğu gerek yazlık ve gerekse kışlık kapalı alanları ile hizmet veriyorlar. Buralarda: lezzetli çaylar içebilirsiniz.
Evet, yaklaşık yarım saatlik bu yürüyüş sonunda, protokol yolu kapısına ulaşmanız mümkün. Bu arada görebileceğiniz veya göremeseniz de, park içinde bulunan başkaca yerler de var. Bunlar:
ALTINPARK DÜĞÜN SALONU
Park içindedir. 1200 kişi oturma kapasitelidir. Düğün salonunda: yemekli ve yemeksiz hizmet verilmektedir. Düğün salonuna ulaşmanın en kısa yolu: Türk-İs Bloklarının bulunduğu yerdeki, 27 Aralık kapısıdır.
MİNİ TREN
Mini tren ile park içinde gezi yapılmaktadır. 75 yolcu kapasitelidir.
Tren: Parkın ana meydanından hareket ediyor ve daha sonra: Altın kafe, Aşiyan çay bahçesi, Çin lokantası, Olimpik yüzme havuzu, İkizler çay bahçesi, İtalyan lokantası, Altın havuz çay bahçesi, Feza Gürses Bilim merkezi ve Göl tiyatrosu önünden geçerek, ilk hareket noktasına geri dönüyor.
RIHTIM RESTORANT
Burası: parkın en yüksek yerinde, Kültür Merkezi yanındadır. Yani: burada yemek yerken, Ankara manzarası seyredebilirsiniz.
23 NİSAN ANA OKULU
Park içinde bulunan ana okulu: gerçekten bu konuda muhteşemdir. 3-6 yaş arasındaki çocuklara hizmet verilen okulda, 90 öğrenci kapasitesi var.
BELEDİYE EVİ
Park içinde, ANFA tarafından işletilen bir restorandır. Restoranın hemen önünde, otoparkı var.
DEDE EFENDİ RESTAURANT
Park içinde, Olimpik yüzme havuzu üstünde, parkın birçok bölümünün görüldüğü bir yerdedir. 200 kişi kapasiteli bu mekanda, kebap türü yiyecekler bulabilirsiniz.
AT TAVLASI
Burada: binicilik ve fayton işletmeciliği yapılmaktadır. Mevcut atlar: midilli ve Hollanda cinsidir. Park içinde: at gezintisi, fayton gezintisi hizmetleri sunulmaktadır. Ayrıca: eğitimciler eşliğinde binicilik eğitimi verilmektedir.
GO CART
Burası: 14 yaş üstü ziyaretçilerin kullanımına açıktır. Araçlar: 5.5 beygir gücündedir ve saatte: 70 km. hıza kadar ulaşmaktadır. Pist ise, tamamen asfalttır ve yol kenarlarında, güvenlik bariyerleri bulunmaktadır.
Sonuç olarak: Altınpark; belki Ankara’nın geneli ve Ankaralıların hepsi için pek çok şey ifade etmiyor. Genellikle: park çevresindeki yörenin insanı, burayı etkin olarak kullanıyor. Çünkü: park gezimizde, birlikte olduğumuz ekipte bulunan 11 kişiden, bu parkı daha önce gören sayısı, yalnızca 3 kişi idi ve bunlar da, park civarındaki yörelerde oturanlar idi.
Yani: Ankara’nın başkaca semtlerinden gelip te bu güzelliği gören veya görmeyi düşünen yok. Ancak: gerçekten güzel bir park diyebilirim. Özellikle: güzel bir ortamda, göl manzarası eşliğinde yürüyüş yapmak, banklarda oturarak göl manzarasını izlemek isteyenler için ilginç olabilir.
Bence, Ankaralıların burayı bir şekilde ziyaret etmesi gerekir diye düşünüyorum, çünkü: özellikle göl alanının birkaç parça halinde ve bir hayli büyük olması çok çekici. Ama: elbette, hava karardıktan sonra, buraya gitmek sanırım pek akıllıca olmaz.
Çünkü: ben gittiğimde, hava karardı ve park içinde, maalesef, hiçbir güvenlik elemanı göremedim.
Bu şaşırtıcı elbette, çünkü bu tür parklarda, genellikle güvenlik elemanları dolaşırdı, bilmiyorum, yaklaşık 2 saatlik tur sırasında, hiçbir güvenlik elemanı görmedik ve bu arada, köpeğini gezdiren ve köpeği ile, çevreye ve özellikle çocuklara küçük te olsa korku yaratan insanlar gördüm, ayrıca: birkaç kişilik erkek topluluklarının yarattıkları, yüksek sesli ve küfürlü bağırışlar da cabası.
Anfa merkezinin, hemen park girişinde bulunmasına rağmen, park içinde güvenlik elemanı bulunmaması, şaşırtıcı.
Hani, gidelim, gidelim çünkü bu tür yapılar, yoktan var edilmiyor, Ankaralılardan çeşitli şekillerde toplanan vergiler ile yapılıyor ve yörede yaşayanlar tarafından kullanılmaları en büyük hak.
Ama: güvenlik tedbirlerinin yoğunlaştırılması şart diye düşünüyorum, bu durumda: park kesinlikle etkin olarak kullanılacaktır.