Altınova, İzmir ve Ayvalık’a yakın olması nedeniyle, önem kazanmış bir belde.
ULAŞIM
Altınova: İzmir-Çanakkale karayolu üzerindedir. İzmir’e 144 km. uzaklıktadır. Balıkesir’e ise: 150 km. uzaklıktadır.
GENEL
Altınova: dümdüz bir ova üzerinde kurulu. Sahili ve pırıl pırıl denizi, görülmeye değer eşsiz güzellikler sunuyor. Yaz aylarında; birçok yazlıkçı, buraya yerleşmekte ve bölgenin nüfusu aşırı artmakta.
Deniz: tertemiz. Derin değil, Deniz içinde, yaklaşık 125 metre ilerlediğinizde, anca boy seviyesine ulaşılıyor. Kıyı şeridinde: sörf, yelken, kano, su kayağı, balık avcılığı, su altı sporları yapmak da mümkün. Özellikle: tüplü veya tüpsüz dalış merakı olanlar için, Altınova sahillerinde, denizaltında keşfedilmeyi bekleyen, muhteşem güzellikler var.
Kumsal: granit kayalardan oluşmuş olan incecik kumlarla örtülü. Deniz ve kumsal yani kıyı seviyesi aynı. Bu özellik: dünyada ender rastlanan bir durum olması nedeniyle ilginç.
Ayrıca: burada, ülkemizde ender bulunan doğal bir mendirek de var. Kumdan bir mendirek oluşmuş. Bu mendirek, Altınova’nın önünü kapatarak, balıkçı tekneleri için bir barınak oluşturmuş. Bu mendireğin; Midilli Adasına bakan dış tarafında, gündüz denize giriliyor, gece ise amatör balıkçılar, balık tutuyorlar.
Altınova’nın denizden komşusu ise: Yunanistan’ın Midilli Adası. Midilli Adası, Altınova’ya, yaklaşık 12 mil uzaklıkta. Hava uygun olduğu takdirde: bu adayı görmek ve hatta ada üzerindeki evleri seçebilmek mümkün. Özellikle: akşamları, ada üzerindeki evlerin ışıkları, rahatlıkla görülüyor. Tabii, bu ışıkları izlerken, hemen dibimizdeki böyle bir adanın, Yunanistan’a ait olmasının handikap yaşamamakta mümkün değil.
Evet, Altınova; genel anlamda: aşırı hareketlilikten yorulan ve bunalanlar için, sessizlik ve sakinliği tercih edenler için, ideal bir tatil yeri.
GEZİ PLANI
Altınova’ya girdiğinizde, kendinizi yerleşim yerlerinin ortasında buluyorsunuz. Hiç iniş-yokuş yok. Her yan dümdüz. Altınova caddeleri, bisiklete binmek için biçilmiş kaftan. Yerleşim yerlerini geçiyorsunuz, birkaç virajdan sonra, iskele mevkiine çıkıyorsunuz.
Çok miktarda, yazlıkçı konutları ve siteler var. Daha sonra: iskele yönünde ilerleyin, 1.5 km. kadar gittikten sonra, muhteşem üçlü olan: plaj, köprü ve Dalyan’ın yanına varacaksınız. Plaja özel arabanız ile giderseniz, iskele yanındaki otopark dan yararlanabilirsiniz.
Burada: köprüler var. Karadan plaja geçmeyi sağlayan köprüler. Kumsal: ince ve ufak kumlu.
Çoğu insan, buraya emekli mekanı diyor. Yine de, bu tatil yöresi, büyük-küçük herkesin ilgisini çekiyor. Genellikle: Ankara, Kütahya, İstanbul, İzmirli ve sakinliği seven insanlar, kendi bütçelerine göre düzenledikleri evlerinde: bahçe eğlencesini ve zevkini yaşıyorlar. Denizden, sahilden, kumdan yararlanıyorlar. Bar, disko gibi yerler olmadığından, gürültü yok. Sakin, rahat, huzurlu bir tatil cenneti burası.
Burada: gün batımı yaklaştığında, sahilde, özel kafelerde dinlenen insanlar, yaz mevsimi geldiğinde yayalara da açılan köprüden geçip, kumsalın istedikleri yerinde denize girebiliyorlar. Granit taşlardan oluşmuş kumda, neredeyse, hiç toprak yok. Yine, bu kum, 125 metre denizde yürüdüğünüzde, ancak boy veriyor. Yani, deniz çok sığ.
Evet, Altınova da, akşam bittiğinde, güneşin eşsiz dansıyla vedasını gözlemleyin. Hava uygun ise, sabaha kadar, insanlar yine bu plaja gelip oturuyorlar. Sohbet ediyorlar ve serinliyorlar. Ayrıca, havanın açık olduğu günlerde, Midilli Adasında bulunan evlerin ışıkları da, çok net olarak izlenebiliyor.
ZEYTİN ÜZERİNE, BİR YAZI
Evet, bu bölgede, zeytin ve zeytin yağı çok önemli. Bölgenin insanı, özellikle zeytin ve zeytinyağını bol olarak tüketiyor.
İzmirli Homeros: bir gün Ege kıyılarını gezerken yorulur. Bir zeytin ağacının gölgesine oturur. Zeytin ağacı, Homeros’u hemen tanır ve kulağına, şöyle fısıldar : “ Herkese aitim ve kimselere ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım”. Son yıllarda; Batı Anadolu’da üretilen, bütün zeytinyağlarını “Ayvalık Zeytinyağı” diye pazarlıyorlar. Zeytinyağı, evet herkesin ama Ayvalık’ta üretilen yağ, farklı.
Çünkü: Ayvalık’ta kış aylarında yaşanan karayel ve poyraz fırtınalarının yarattığı, büyük ısı farklılıkları, zeytinin kalitesini olumlu yönde etkilemekte. Bunun sonucunda: zeytin, berekettir, sağlıktır. Özellikle: zeytinyağının, kalp rahatsızlıklarını önlediği söyleniyor. Zaten: yöre insanı, kalp rahatsızlıkları en az olan insanlar.
Bunun sonucunda: Altınova’da ne alalım, hediyelik ne satın alalım diye düşünürseniz, tek önerim olacaktır. Zeytinyağı alın. Gerçek anlamda, zeytinyağını buradan başka yerde bulamasınız. Burada; birçok restoranda yapıldığı gibi, siz de buradan satın aldığınız zeytin yağını bir kaba koyun ve üzerine, birkaç baharat ilave ederek, ekmek ile tüketin. Önce, garipsense de, inanın muhteşem bir damak tadı. Mutlaka deneyin. Ayrıca: buraya özel, Ayvalık Tostu yemeyi de unutmayın. Bu tost, son yıllarda, çoğu yerde yapılıyor olsa da, buraya has bir tat olması nedeniyle, özellikle burada denemenizi öneriyorum. Tadı, muhteşem.
ALTINOVA YEMEK KÜLTÜRÜ
Ayvalık’a özgü yemekleri arasında: karadiken (deniz kestanesi), Ayvalık’a antik çağdaki adını veren: Kidonia, yeşil zeytinyağında ahtapot salatası ve kağıtta düğmeli ahtapot güveci bulunuyor. Elbette, başta akız olmak üzere, onlarca antioksidan ot da masaları süslüyor.
TARİH
Altınova beldesinin eski adı: Ayazmend’tir. Kelime anlamı olarak: “Kutsal ve Şifa getirici kaynak” anlamına geliyor.
Altınova’nın tarihi: MÖ.3000 yıllarına kadar dayanıyor. Yel değirmeni höyüğünde yapılan kazılarda çıkan arkeolojik buluntular: Balıkesir Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Yel değirmeni Tepesi olarak da isimlendirilen, Ayazmend şehrinin kurulduğu yerin, o zamanlar, önemli bir tekstil merkezi olduğu tahmin ediliyor. Evet: Yel değirmeni Höyüğü. Altınova kasaba merkezinin 2 km. güneybatısında bulunuyor. Denizden, 2.5 km. içeride, 8 metre yükseklikteki ova tabanında, 5 metre kadar yükselen, küçük bir tepe.
Altınova Hisar Mahallesi, Ayazmend’in ilk kurulduğu yer olması bakımından önem taşıyor. 16’ncı yüzyıla kadar, bu mahallede, sur kalıntıları varmış.
Bizans’ın, bölgeyi terk etmesinden sonra, yoğun bir Türkmen nüfusu, bölgeye yerleşir. Bunlar, bölgede Karesi Beyliğini kurarlar. 1361 yılında, Karesi Beyliği, Osmanlı topraklarına katılır. Fatih Sultan Mehmet; Midilli kuşatmasında, karargahını Altınova’ya kurar.
Yeniçeriler, donanma gemileriyle, Kadırga iskelesinden , Midilli Adasına geçerler. I. Dünya Savaşında, Osmanlı İmparatorluğu yenilince, 29 Mayıs 1919 tarihinde, bölge, Yunanlılar tarafından işgal edilir. 14 Eylül 1922 tarihinde kurtarılana kadar, Altınova, Yunan işgali altında kalır. Mustafa Kemal Atatürk: 1934 yılında, burayı ziyaret eder. Ovada, uçsuz bucaksız sapsarı buğday başaklarını görünce, buranın ismi “Altınova” olmalı, çünkü ovalar, altın gibi sapsarı ve verimli der. Bunun üzerine, eski adı Ayazmend olan beldenin ismi, Altınova olarak değiştirilir.
SONUÇ
Altınova: size, tertemiz ve bir deniz, deniz altında renkli bir dünya ve dalış imkanları, tatilinizi geçirdiğiniz yerde, yüzlerce yıl önce insanların yaşamış olmasının yarattığı tarihi geçmiş sunmaya hazır. Hem denizi, hem de yeşili seviyorum ve tatilimi böyle bir ortamda geçirmek istiyorum diyorsanız, gidin Altınova’ya. Tatilinizi, olağanüstü denizi ve kumsalı ile, yemyeşil ovasında gezintiler yaparak geçirebileceksiniz. Özellikle, güneşin batışını seyredin, muhteşem bir güzellik göreceksiniz.
Küçük bir yer. Bir caddeden oluşan çarşısında dolaşın. Bu arada, bir süre önce, burada meydana gelen ve bölgede sıkıntı yaratan olayları belki hatırlayacaksınız. Bu tür olaylar, burada pek sık rastlanan cinsten değildir.
Buraya gelmenizi olumsuz yönde etkilememeli.
Güzel bir yer. İyi tatiller.